Yas ve Terapi Süreci
Yas: Herhangi bir kayıp ya da değişikliğe verdiğimiz psikolojik bir yanıt, iç dünyamız ile gerçeklik arasında uyum sağlayabilmek için yaptığımız bir uzlaşıdır. Keder ise yas tutmaya ve dönüşümümüze eşlik eden acı dolu bir duygudur.
Yas, hayatımız boyunca karşılaştığımız sıradan kayıplarda dahi deneyimlediğimiz bir durumdur. Normal yas süreci, 6 aya kadar işlevsellikte kısmi kayıpları ile, 24 aya kadar da işlevselliği koruyarak sürebilmektedir. Yas tutabilmek patolojik değil sağlıklı bir süreçtir ve çoğunlukla profesyonel yardım almayı gerektirmez. İnsanlar, çeşitli duygularını ifade edebilecekleri destekleyici sosyal ilişkilere ihtiyaç duyarlar.
Belirtileri;
Bedensel Tepkiler(baş ağrısı, göğüs ağrısı, göğüste sıkışma hissi, boğazda düğümlenme, yutkunma güçlüğü, bulantı, kusma, kabızlık veya ishal, zevk almama, gerginlik, iştah kaybı, uyku problemleri)
Duygusal Tepkiler(üzüntü, ağlama, öfke, sıkıntı, güvensizlik, tedirginlik, aklını kaçırma korkusu, hayata karşı ilgi ve istek kaybı, umutsuz, karamsarlık, çaresizlik, yalnızlık)
Bilişsel Tepkiler(sürekli ölen kişiyi ve ölümü düşünme, kendini suçlama ve kızma, pişmanlık, ölüm anını tekrar tekrar hatırlama, dikkat ve bellek sorunları)
Davranışsal Tepkiler(insanlardan uzaklaşma , ölen kişinin eşyalarına ve yaşadığı yerlere aşırı yönelme veya uzak durmaya çalışma, mezarlığa sık gitme veya gitmeyi hiç istememe, alkol veya madde kullanma)
Yas Tutmanın Aşamaları
a)Başlangıç dönemi
İnkar: İnkar mekanizması, kayıpla beraber gelen şok yaşantısını emerek, korkunç gerçekliği yavaş yavaş sindirmemize yardımcı olan tampon işlevini görür
Pazarlık: Kayıptan önceki zamanı geri getirmeye çalışarak kaybı önlemeye çabası. Gerçeklik kabul edilir ama zamanın geri gelmeyeceği ve kayba müdahale edemeyeceğimiz kısmı inkar edilir. Yapmalıydım, söylemeliydim, şöyle olsaydı, neden yapmadım…. Kaybı geri getirecek fantaziler kurma(geçmişe gidip bir şeyleri değiştirme yada gelecekte bir şeyler yapıp kaybedileni geri getirebileceğine inanma/babasını tekrar diriltebilecek teknolojiyi araştırma)
Sıkıntı: Her yerde tehlike olma, korku ve huzursuzluk hali, iç sıkıntısı yaşama
Öfke : Ölen yada bizi terk eden kişiye karşı ortaya çıkan yoğun öfke hali. Kıbrıs’taki Türk ailelerinin, ölenin tabutu evden çıkarılırken ‘’nereye gidiyorsun, bizi nasıl bırakırsın’’ diye çağırmaları için öfkeli matemciler tutarmış. Ölen yada ayrılana karşı öfke kabul edilmiyorsa en yakındakilere bir sebepten dolayı bağırmak çağırmak gibi(boşanma avukatına öfke patlaması yaşama)
b)Yas tutma işi
Kaybedilen ile olan İlişkinin yeniden gözden geçirilmesi ve anlamının değerlendirilmesi önemlidir. Geçmiş anı ağlarının harekete geçmesi, birçok duyguyu ve olumlu-olumsuz anıları hatırlayarak yeniden işlemlemesi beklenir
- Rüyalar, yas tutma işine eşlik eder. Yeniden birleşme arzusu ve kayba dair öfke ortaya çıkar
- Özdeşim kurma, kaybedilen kişinin bazı özelliklerini, işlevlerini ve ülkülerini bilinçdışı olarak kimliğimizin bir parçası haline getirmektir. Çoğu zaman, kaybedilenin gereksinim duyulan tarafının kimliğimizin bir parçası haline getirecek düzeyde sindirmemiz, yası tamamlamamıza katkı sağlar
- Bizi zenginleştiren, büyüten, olgunlaştıran özdeşimler yoluyla bir zamanlar bize verilmekte olanı artık kendi kendimize sağlar hale geliriz
- Yas tutma sürecinde dönüşen kendiliğimizle beraber içinde bulunduğumuz zamanı yaşayabilir ve kaybedileni geleceği olmayan bir hatıraya dönüştürürüz
- Dışsal yeniden yaşama geçmek(ölen kişinin yemek tabağını artık masaya koymama gibi)
- Yas tutmayı tamamlamak(genellikle 1-2 yıl sonunda, tatilleri ve özel günlerin yıldönümlerini beklenmedik bir acı yaşamaksızın atlattığımızda, yas süreci tamamlanmış demektir)
Kayıp yaşamın bedeli, öncesini bırakmak şu anı yaşayabilmenin koşuludur
Yas süreci, herkesin parmak izi kadar kendine özgü bir şekilde seyreder. Şiddetini ve süresini etkileyen birçok faktör bulunmaktadır. Bir ilişki ne kadar mutlu ve olgun ise bırakmak o kadar mümkün olur. Çatışmalı veya bağımlı değil, tamamlayıcı olanın yasını tam olarak tutabiliriz(V.D. Volkan)
Yas olgusunun anlaşılabilmesi için üç temel unsur vardır;
- Her kayıp, kaçınılmaz bir keder içine sürükler
- Her kayıp, yası tutulamamış geçmiş tüm kayıpları canlandırır
- Tam olarak yası tutulmuş tüm kayıplar; büyümeyi, olgunlaşmayı ve yenilenmeyi sağlar
Komplike Olmuş/Patolojik Yas
- Yasın olağan akışının bozulması, kişinin yasın aşamalarından birine saplanması ve o aşamanın yas tepkilerini yaşamaya devam etmesidir. Olağan yas sürecinden çok daha uzun ve sancılı bir dönem yaşanır
- Kaybın sonrasında belli bir süre(6 ay civarı) geçmesine rağmen aile hayatı, sosyal hayat ve meslek hayatının işlevselliğindeki bozulmaların devam etmesi söz konusudur.
- Komplike olmuş yas; inkar aşamasında takılmış ise yasa dair duygular bastırma ve izolasyon savunmalarıyla yönetilmeye çalışılmakta, pazarlık veya depresyon aşamasında takılmışsa melankolik bir hale de dönüşebilmektedir. Bitmeyen yas, bilinç dışında canlı bir şekilde durur ve günlük hayatın içinde, dil sürçmeleriyle, rüyalarda tekrar tekrar ortaya çıkar
- Fiziksel bir kesik yarasının ne kadar zamanda iyileşeceğini; kesiğin derinliğine, özelliğine, kişinin başka bir rahatsızlığının olup olmamasına, enfeksiyon kapıp kapmamasına göre değişir. Bir yasın komplike olma ihtimali de birçok faktörden etkilenir ve yasın tamamlanma süresi değişir.
- Normal bir kesik için bazen tıbbi bir yardım almamız gerekmez ama enfekte olmuş bir kesik uzun zaman geçmesine rağmen iyileşmiyorsa tedavi gerektirir. Normal bir yas süreci hastalık değildir ama komplike olmuş yas, psikoterapi gerektirir
Yas Tutmayı Zorlaştıran ve Komplike Hale Getiren Faktörler
- Kaybedilenle kurulan ilişkinin niteliği(güvenli, güvensiz, kaygılı)
- Ayrılıklara dayanamayan bağımlı bir ruhsal yapı (ayrılma-bireyleşme sürecini tamamlayama, nesne sürekliliğini oluşturamama)
- Yas tutanın psikolojik gücü ve keder duyma kapasitesi(gelişim ve büyüme sürecinde yas tutabilme)
- Kaybedilen ve kaybeden arasındaki çözümlenmemiş meseleler(ötekine/kendine karşı öfke ve suçluluk)
- Geçmişteki çözümlenmemiş kayıplar (yası tutulmamış geçmiş kayıpların tetiklenmesi)
- Kaybın yaşanma biçimi(travmatik, ani, beklenilen)
- Kaybedilenin özellikleri(yaşı, rolleri, hikayesi vb)
- Yas sürecini yaşamayı engelleyen dışsal faktörler(cenaze törenine katılamamak ve defin sürecinde ölüm ile yüzleşememek, birden fazla kayıp yaşamak göç-kayıp-boşanma …)
- Bağlantı nesneleri (kaybedilen kişiye ait bir nesne üzerinden yas sürecinin sembolik olarak dondurulması) yasın komplike hale gelmesine sebep olur (V. Volkan)
Yeniden Yaslandırma Terapisi
- Bu terapi yönteminde, yasın hangi noktasında saplandığını belirlemek, bu saplanmayı gevşetmek ve yas tutan bireyin kaybı için, yeniden yas tutmasını sağlamak amaçlanır
- Yeniden yaslandırma terapisi, haftada 3 veya 4 seans olarak, 2-4 ay arasında sürmektedir. Kaybedilen ile ilgili yaşantılarla yüzleşmenin olduğu, yoğun bir sağaltım dönemi olarak görülebilir
- Bireyde, belli ölçüde anksiyeteye ve huzursuzluğa dayanabilme kapasitesi ve depresyonun katı bir biçimde yerleşmemiş olması halinde yeniden yaslanma sürecini başarı ile tamamlanabilir
Şanver Yerebakan
Klinik Psk./Psikoterapist
Yas, hayatımız boyunca karşılaştığımız sıradan kayıplarda dahi deneyimlediğimiz bir durumdur. Normal yas süreci, 6 aya kadar işlevsellikte kısmi kayıpları ile, 24 aya kadar da işlevselliği koruyarak sürebilmektedir. Yas tutabilmek patolojik değil sağlıklı bir süreçtir ve çoğunlukla profesyonel yardım almayı gerektirmez. İnsanlar, çeşitli duygularını ifade edebilecekleri destekleyici sosyal ilişkilere ihtiyaç duyarlar.
Belirtileri;
Bedensel Tepkiler(baş ağrısı, göğüs ağrısı, göğüste sıkışma hissi, boğazda düğümlenme, yutkunma güçlüğü, bulantı, kusma, kabızlık veya ishal, zevk almama, gerginlik, iştah kaybı, uyku problemleri)
Duygusal Tepkiler(üzüntü, ağlama, öfke, sıkıntı, güvensizlik, tedirginlik, aklını kaçırma korkusu, hayata karşı ilgi ve istek kaybı, umutsuz, karamsarlık, çaresizlik, yalnızlık)
Bilişsel Tepkiler(sürekli ölen kişiyi ve ölümü düşünme, kendini suçlama ve kızma, pişmanlık, ölüm anını tekrar tekrar hatırlama, dikkat ve bellek sorunları)
Davranışsal Tepkiler(insanlardan uzaklaşma , ölen kişinin eşyalarına ve yaşadığı yerlere aşırı yönelme veya uzak durmaya çalışma, mezarlığa sık gitme veya gitmeyi hiç istememe, alkol veya madde kullanma)
Yas Tutmanın Aşamaları
a)Başlangıç dönemi
İnkar: İnkar mekanizması, kayıpla beraber gelen şok yaşantısını emerek, korkunç gerçekliği yavaş yavaş sindirmemize yardımcı olan tampon işlevini görür
Pazarlık: Kayıptan önceki zamanı geri getirmeye çalışarak kaybı önlemeye çabası. Gerçeklik kabul edilir ama zamanın geri gelmeyeceği ve kayba müdahale edemeyeceğimiz kısmı inkar edilir. Yapmalıydım, söylemeliydim, şöyle olsaydı, neden yapmadım…. Kaybı geri getirecek fantaziler kurma(geçmişe gidip bir şeyleri değiştirme yada gelecekte bir şeyler yapıp kaybedileni geri getirebileceğine inanma/babasını tekrar diriltebilecek teknolojiyi araştırma)
Sıkıntı: Her yerde tehlike olma, korku ve huzursuzluk hali, iç sıkıntısı yaşama
Öfke : Ölen yada bizi terk eden kişiye karşı ortaya çıkan yoğun öfke hali. Kıbrıs’taki Türk ailelerinin, ölenin tabutu evden çıkarılırken ‘’nereye gidiyorsun, bizi nasıl bırakırsın’’ diye çağırmaları için öfkeli matemciler tutarmış. Ölen yada ayrılana karşı öfke kabul edilmiyorsa en yakındakilere bir sebepten dolayı bağırmak çağırmak gibi(boşanma avukatına öfke patlaması yaşama)
b)Yas tutma işi
Kaybedilen ile olan İlişkinin yeniden gözden geçirilmesi ve anlamının değerlendirilmesi önemlidir. Geçmiş anı ağlarının harekete geçmesi, birçok duyguyu ve olumlu-olumsuz anıları hatırlayarak yeniden işlemlemesi beklenir
- Rüyalar, yas tutma işine eşlik eder. Yeniden birleşme arzusu ve kayba dair öfke ortaya çıkar
- Özdeşim kurma, kaybedilen kişinin bazı özelliklerini, işlevlerini ve ülkülerini bilinçdışı olarak kimliğimizin bir parçası haline getirmektir. Çoğu zaman, kaybedilenin gereksinim duyulan tarafının kimliğimizin bir parçası haline getirecek düzeyde sindirmemiz, yası tamamlamamıza katkı sağlar
- Bizi zenginleştiren, büyüten, olgunlaştıran özdeşimler yoluyla bir zamanlar bize verilmekte olanı artık kendi kendimize sağlar hale geliriz
- Yas tutma sürecinde dönüşen kendiliğimizle beraber içinde bulunduğumuz zamanı yaşayabilir ve kaybedileni geleceği olmayan bir hatıraya dönüştürürüz
- Dışsal yeniden yaşama geçmek(ölen kişinin yemek tabağını artık masaya koymama gibi)
- Yas tutmayı tamamlamak(genellikle 1-2 yıl sonunda, tatilleri ve özel günlerin yıldönümlerini beklenmedik bir acı yaşamaksızın atlattığımızda, yas süreci tamamlanmış demektir)
Kayıp yaşamın bedeli, öncesini bırakmak şu anı yaşayabilmenin koşuludur
Yas süreci, herkesin parmak izi kadar kendine özgü bir şekilde seyreder. Şiddetini ve süresini etkileyen birçok faktör bulunmaktadır. Bir ilişki ne kadar mutlu ve olgun ise bırakmak o kadar mümkün olur. Çatışmalı veya bağımlı değil, tamamlayıcı olanın yasını tam olarak tutabiliriz(V.D. Volkan)
Yas olgusunun anlaşılabilmesi için üç temel unsur vardır;
- Her kayıp, kaçınılmaz bir keder içine sürükler
- Her kayıp, yası tutulamamış geçmiş tüm kayıpları canlandırır
- Tam olarak yası tutulmuş tüm kayıplar; büyümeyi, olgunlaşmayı ve yenilenmeyi sağlar
Komplike Olmuş/Patolojik Yas
- Yasın olağan akışının bozulması, kişinin yasın aşamalarından birine saplanması ve o aşamanın yas tepkilerini yaşamaya devam etmesidir. Olağan yas sürecinden çok daha uzun ve sancılı bir dönem yaşanır
- Kaybın sonrasında belli bir süre(6 ay civarı) geçmesine rağmen aile hayatı, sosyal hayat ve meslek hayatının işlevselliğindeki bozulmaların devam etmesi söz konusudur.
- Komplike olmuş yas; inkar aşamasında takılmış ise yasa dair duygular bastırma ve izolasyon savunmalarıyla yönetilmeye çalışılmakta, pazarlık veya depresyon aşamasında takılmışsa melankolik bir hale de dönüşebilmektedir. Bitmeyen yas, bilinç dışında canlı bir şekilde durur ve günlük hayatın içinde, dil sürçmeleriyle, rüyalarda tekrar tekrar ortaya çıkar
- Fiziksel bir kesik yarasının ne kadar zamanda iyileşeceğini; kesiğin derinliğine, özelliğine, kişinin başka bir rahatsızlığının olup olmamasına, enfeksiyon kapıp kapmamasına göre değişir. Bir yasın komplike olma ihtimali de birçok faktörden etkilenir ve yasın tamamlanma süresi değişir.
- Normal bir kesik için bazen tıbbi bir yardım almamız gerekmez ama enfekte olmuş bir kesik uzun zaman geçmesine rağmen iyileşmiyorsa tedavi gerektirir. Normal bir yas süreci hastalık değildir ama komplike olmuş yas, psikoterapi gerektirir
Yas Tutmayı Zorlaştıran ve Komplike Hale Getiren Faktörler
- Kaybedilenle kurulan ilişkinin niteliği(güvenli, güvensiz, kaygılı)
- Ayrılıklara dayanamayan bağımlı bir ruhsal yapı (ayrılma-bireyleşme sürecini tamamlayama, nesne sürekliliğini oluşturamama)
- Yas tutanın psikolojik gücü ve keder duyma kapasitesi(gelişim ve büyüme sürecinde yas tutabilme)
- Kaybedilen ve kaybeden arasındaki çözümlenmemiş meseleler(ötekine/kendine karşı öfke ve suçluluk)
- Geçmişteki çözümlenmemiş kayıplar (yası tutulmamış geçmiş kayıpların tetiklenmesi)
- Kaybın yaşanma biçimi(travmatik, ani, beklenilen)
- Kaybedilenin özellikleri(yaşı, rolleri, hikayesi vb)
- Yas sürecini yaşamayı engelleyen dışsal faktörler(cenaze törenine katılamamak ve defin sürecinde ölüm ile yüzleşememek, birden fazla kayıp yaşamak göç-kayıp-boşanma …)
- Bağlantı nesneleri (kaybedilen kişiye ait bir nesne üzerinden yas sürecinin sembolik olarak dondurulması) yasın komplike hale gelmesine sebep olur (V. Volkan)
Yeniden Yaslandırma Terapisi
- Bu terapi yönteminde, yasın hangi noktasında saplandığını belirlemek, bu saplanmayı gevşetmek ve yas tutan bireyin kaybı için, yeniden yas tutmasını sağlamak amaçlanır
- Yeniden yaslandırma terapisi, haftada 3 veya 4 seans olarak, 2-4 ay arasında sürmektedir. Kaybedilen ile ilgili yaşantılarla yüzleşmenin olduğu, yoğun bir sağaltım dönemi olarak görülebilir
- Bireyde, belli ölçüde anksiyeteye ve huzursuzluğa dayanabilme kapasitesi ve depresyonun katı bir biçimde yerleşmemiş olması halinde yeniden yaslanma sürecini başarı ile tamamlanabilir
Şanver Yerebakan
Klinik Psk./Psikoterapist
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Yas ve Terapi Süreci" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Şanver YEREBAKAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Şanver YEREBAKAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.