Neden Harekete Geçemiyorsun? Üzerindeki Ağırlığı, Pasifliği, Ertelemeyi Nasıl Önleyebilirsin?
Neden harekete geçemiyorsun? Üzerindeki ağırlığı,pasifliği ertelemeyi nasıl önleyebilirsin?
Bugünün dünyasında en önemli problemlerimizden biri de harekete geçememektir. Çoğu insan hayatında yapması gerekli olan şeylerin çoğunu bilir fakat bunları yapmakta yani harekete geçmekte zorluk çeker. Her öğrenci ders çalışması gerektiğini bilir, herkes erken yatıp erken kalkmanın doğru olduğunu bilir, herkes bir yabancı dil öğrenmenin, enstrüman çalmanın, kitap okumanın iyi olacağını kendisine fayda getireceğini bilir ama çoğu vakit bunları yapmaz veya yapamaz. Genellikle bu kişiler yapmaları gereken işleri ileride yapacağım diyerek ertelerler. Ertelenen o işler de bir müddet sonra geçmişin tozlu sayfalarında bir hayal olarak kalır. Aslında bütün bunlardan yola çıkarak doğruları bildiğinizi, bilmek veya farkındalıkla ilgili bir probleminizin olmadığını söyleyebiliriz. Çoğu insan kendisine yarar getirecek, faydalı olacak işleri biliyor ama bunları hayata geçirmekte sorun yaşıyor yani eyleme geçemiyor.
Bildiğimiz şeyleri hayata geçirmede bizi en çok zorlayan etken erteleme davranışıdır. Çoğu zaman “Biraz sonra çalışırım”, “Yarın yaparım”, “Şunlar olsun ondan sonra yaparım” gibi şarta ve zamana bağlayarak erteleme sık yapılan erteleme yöntemleridir. Aslında erteleme; yapılması gereken işlerin oluşturduğu veya oluşturabileceği sıkıntılardan kurtulmak için başvurulan bir yöntemdir. Ertelemeler, kişiyi istenmeyen durumdan kısa vadede kurtarır fakat uzun vadede yapılması gereken işler yapılmadığı için bu durum kişiye zarar olarak geri döner. Yani kısa vadede rahatlama ama uzun vadede "Keşkelere" yol açan bir davranıştır erteleme. Bunu çevrenizde sık sık duyarsınız “Geçmişe dönebilseydim”, “Senin yaşında olsaydım” gibi kelimeler kendinin farkında olunamamasının, adım atamamanın ve ertelemelerin ürünüdür.
Aslında buradaki en önemli soru şudur; “Yapıldığı takdirde kendisine yarar getirecek, faydası dokunacak bir işi, bir insan neden yapmaz veya erteler?”
Bu tezat aslında çok ironiktir. Yani yapsanız çok iyi olacak, size rahatlık, konfor, itibar, para, fayda getirecek bir iş var ve siz o işi yapmak istemiyorsunuz. Bunu yerine erteleyerek, görmezden gelerek; telefona bakmak, oyun oynamak, uyumak, dışarı çıkmak gibi çokta yararlı olmayan uğraşları tercih ediyorsunuz. O zaman şu soru gündeme geliyor: Belki de yapılması gerekli olan işler o kadarda önemli veya faydalı değil! Ama sakince düşününce bunların faydalı olduğunu ve yapılırsa iyi olacağını görüyorsunuz ama içinizdeki bir şey sizi onu yapmaktan alı koyuyor. Sanki içinizde, o işin yapılmaması için, o işten kaçmak için bazı kodlar var. Genellikle işe başlanmasını engelleyen bu kodlar o kadar güçlüdür ki kişi işi yapmaya girişince sanki derin bir kuyuya girecek, sanki üzerine büyük bir ağırlık binecekmiş gibi hisseder ve bu durum işi yapmamak, kaçmak için nedenler aramasına neden olur. Bütün bunlardan yola çıkarak şöyle bir sonuç çıkarabiliriz; sanki içinizde sizin gibi düşünmeyen başka biri var ve o çok farklı bakıyor. Siz ona ne kadar anlatırsanız anlatın o bahsetmiş olduğunuz o faydalı işleri yapmak istemiyor. O rahat olmak, uğraşmamak, mücadele etmemek, emek sarf etmemek istiyor. İçinizdeki o kişi kim mi? O kişi sizin bilinçaltınız ve bilinçaltınız da oluşmuş olan o yanlış inançlar ve kodlar.
Yararınıza olmasına rağmen harekete geçmiyorsanız, harekete geçmenizi engelleyen zihninizdeki bu negatif kodlar genellikle;
-Bu iş zor, zor işler kötüdür.
-Bu iş çok sıkıcı
-Bu iş yaparsam çok yorulurum, yorulmak kötüdür.
-Bu iş yaparsam çok bunalırım
-Mücadele etmek kötüdür
-Mücadele eder ve yapamazsam çok üzülürüm
-Ben sıkıntı çekmemeliyim
-Ben sorunlarla karşılaşmamalıyım
-Bu işe başlasam bile yapamam
-Bu işe başlarsam, devamında bir iş daha karşıma çıkar ve bir dolu sorumlulukla karşılaşırım ve sorunlar yaşarım gibi kodlar vardır.
Harekete geçmeyi engelleyen bu kodlara baktığınız vakit şunu görürsünüz. Ben yorulmamalıyım, zorlanmamalıyım, beni zorlayacak işlere girmemeliyim çünkü bunlar kötüdür ve yapılmaması gerekiyordur. Yapılırsa da sonra bir sıkıntı, sorun çıkar. Sanki hiç emek sarf etmeden, hiç yorulmadan, mücadele etmeden bir şeyleri elde etmek isteyen bir mekanizma vardır içinizde, oysa bu dünyada emek harcamadan, zorlanmadan güzel bir şeyleri elde etmek çok zordur. Dikkat ederseniz güzel, kaliteli, değerli şeylerin çoğu çok zor elde edilmektedir. Özellikle bu günün dünyasında internette; verilen emeği değil de emeğin sonucunda elde edilen güzellikleri gören ve bunun yanında, bir şeyleri hak etmesi için sadece varlığının yeterli olduğunu zanneden geniş kitleler mevcuttur. Oysa bu çok büyük bir yanılgıdır. Çünkü kişi emeği ve gayreti ölçüsünde bir şeylerin karşılığını alır.
Harekete geçmek isteyen kişilerin ilk önce zihinlerinde olan fakat fark edemedikleri bu negatif kodlara yoğunlaşmaları ve bunun nedeninin (yukarıda saydığımız gibi) hangi koddan kaynaklandığını bulmaları gerekir. Bunu bulmadan ilerlemek genellikle çok zordur.
Harekete geçmek için bir motivasyon oluşması, birinin onu yönlendirmesini beklemek veya bir kurtarıcı umuduna takılmak burada yapılacak en büyük ikinci yanlış olacaktır. Çünkü bu motivasyon veya kurtarıcı bazen hiç gelmeyebilir. Hep bir kurtarıcı beklemek kişiyi pasifize eder ve bu kişi harekete geçemez. Eski Amerika Birleşik Devletleri başkanlarından Harry S. Truman “Bir kişi başkalarına liderlik edebilmesi için tek başına ileriye gitmeye istekli olması gerekir demiştir” Siz harekete geçmedikçe birilerini itmesiyle hiçbir zaman hızlı yol alamazsınız ve ilerleyemezsiniz.
Harekete geçmek için zihinsel bazda bazı şeyleri değiştirmeniz gerektiği gibi davranışsal bazda da bazı şeyleri değiştirmeniz gerekir. Çünkü bazen davranışlarda değişiklik zihinsel süreçlerde de değişime yol açabilir. Bu yönden harekete geçmek için "5 sn" ve "5 dk" yöntemlerinden faydalanabilirsiniz. Bu yöntemlerde; eğer bir işi yapmanız gerekiyorsa ve o an onunla ilgili bir şey yapmak aklınıza geldi ise 5 sn içinde harekete geçin. Yemek yiyorsanız yemeği bırakın, yatıyorsanız ayağa kalkın, telefona bakıyorsanız telefonu hemen bırakın yani onun için hemen harekete geçin. O düşünceyle aranıza herhangi bir şey girmemesi için bunu 5 sn de gerçekleştirin. Bunun yanında kendinize en fazla 5 dk o işle ilgileneceğinizi belirtin. O 5 dk dan sonra o işi bırakabilirsiniz. Bırakma özgürlüğünüz ve hakkınız var ama isterseniz de devam edebilirsiniz.
5 sn ve 5 dk yöntemleri çok etkili yöntemlerdir. Çünkü bu yöntemler sizi harekete geçirir. Zaten çoğu insanın en temel problemi ilk adımı atamamaktır. İlk adımı attıktan sonra genellikle o adımın devamı gelir. Önemli olan çarkların harekete geçmesidir. Çünkü başarının formülü çok çalışmak değil. Azda olsa devamlı çalışmak yani istikrardır.
Uzm. Psikolog Vedat Akdemir
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Neden Harekete Geçemiyorsun? Üzerindeki Ağırlığı, Pasifliği, Ertelemeyi Nasıl Önleyebilirsin?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Vedat AKDEMİR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Vedat AKDEMİR'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
4 Beğeni
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
çalışkanlık, gayret, nasıl çalışabilirim, motivasyon, eyleme geçmek, harekete geçmek, mücadele etmek, tembellikten kurtulmak
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.