Çocukluk Çağı Travmalarının Mizaç ile İlişkisi
Çocuk istismarı, kayıtlara yeterince geçmemiş olmakla birlikte prevelansı oldukça yüksek olan önemli bir sağlık sorunudur. Eskiden beri bilinen sosyal bir problem olsa da, ortaya çıkarılması güçtür (Polat, 2007). Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) çocukluk çağı travmalarını; “Bir yetişkin tarafından istemli veya istemsiz olarak yapılan ve çocuğun sağlığını fiziksel, psikolojik ve sosyal açıdan olumsuz yönde etkileyen davranışlar” olarak tanımlamaktadır (Kara, Biçer ve Gökalp., 2004).Günümüzde hala milyonlarca çocuk, ebeveynleri veya bakım verenleri tarafından ihmal ve istismara maruz kalmaktadır (WHO, 2022). Bu travmalar cinsel, fiziksel ve duygusal istismar ile fiziksel ve duygusal ihmal gibi farklı şekillerde ortaya çıkabilir (Öztürk, 2011). Çocukluk çağında yaşanan olumsuz deneyimlerin, kişinin çocuklukla cinsel, fiziksel, duygusal istismar ve fiziksel ve duygusal ihmale maruz kalmasının uzun dönemde negatif sonuçlara yol açabileceği ve psikopatolojilerin gelişimine de neden olabileceği de gösterilmektedir (Goodman ve ark, 1997) Özellikle beyin gelişiminin hızlı olduğu kritik bir dönem olan çocukluk çağında yaşanan travmaların etkisi derin olabilir ve çocuğun erken beyin gelişimi, sosyal ve duygusal gelişiminde negatif sonuçlara yol açabilir (Ludy-Dubson ve Perry, 2010).
Mizaç, farklı şekillerde ifade edilebilen, genetik özelliklere bağlı olarak ortaya çıkan duygu ve davranış eğilimleridir. Araştırmalara göre, mizaç özelliklerinin kişilerde kararlılık gösterdiği ve ilerleyen yıllarda karakter oluşumunda etkili olduğu belirlenmiştir. Mizaç, genetik faktörlerden etkilenen, duygusal ve sosyal ifadeleri içeren, (Shiner ve ark., 2012) ve bununla birlikte bilişsel, duygusal süreçleri birlikte barındıran ve bunları birbirine bütünleştiren bir beyin faaliyeti olarak kabul görmektedir (Rothbart ve Derryberry, 2000). Akiskal beş temel afektif mizaç tanımlamıştır. Bu beş mizaç sırasıyla; depresif, siklotimik, hipertimik, sinirli (irritabl) ve endişeli (anksiyöz) mizaçtır (Vahip ve ark. 2005).
Çocukluk çağı travmaları çocukların bilişsel, duygusal, davranışsal, fiziksel ve sosyal işlevlerini olumsuz etkilemektedir. Bir bireyin çocukluk döneminde maruz kaldığı olumsuz deneyimlerin birçok psikiyatrik bozukluğun ortaya çıkmasına neden olabileceği düşünülmektedir. Çocukluk çağında travmaya maruz kalmış kişilerde uzun dönemde intihar risk artmakta olup yetişkinlikte depresyon, anksiyete, obsesif kompulsif bozukluk, yeme bozuklukları, kişilik bozukluğu, psikotik bozukluklar gibi çeşitli psikiyatrik rahatsızlıkların ortaya çıkabildiği de çeşitli araştırmalarla gösterilmiştir (Heins ve ark., 2011; Negele ve ark, 2015 ; Silverman ve ark, 1996 ; Bahk ve ark,2017) Mizaç özelliklerinin de bu rahatsızlıklara aracılık edebileceği düşünülmektedir. Çocukluk çağı istismarında ihmalin afektif mizaçlar yoluyla çocukluk çağı istismarının major depresif bozukluktaki etkisine aracılık ettiği gösterilmiştir (Toda vd., 2015).
Çocukluk çağı travmaları ile mizaç arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırmalar oldukça kısıtlıdır. Araştırmanın amacı, çocukluk çağı travmalarının alt boyutları olan cinsel, fiziksel, emosyonel (duygusal) istismar, duygusal ihmal, fiziksel ihmal ve afektif mizaç alt boyutlarıyla aralarındaki ilişkinin incelenmesidir.
2.Materyal/metod: Çocukluk çağı travmaları ile mizaç arasındaki ilişkinin incelendiği bu araştırmanın modeli ilişkisel tarama modelidir. Bunun yanı sıra bağımsız değişkenler olan sosyodemografik veriler (cinsiyet, yaş, medeni durum, eğitim düzeyi, mesleği, gelir düzeyi, psikiyatrik bir tedavi alıp almadığı) incelenmiştir.
2.1 Katılımcılar ve örneklem seçimi
Araştırmanın örneklemi 18 yaş ve üzeri kişiler arasından rastgele seçilen ve araştırmamıza gönüllü olarak katılmayı kabul eden 526 kişiden oluşmaktadır. Araştırmanın diğer dahil olma kriterleri; gönüllü olarak çalışmaya dahil olmak ve okur-yazar olmaktır. Veriler katılımcılara internet ortamında hazırlanan veri toplama araçları (google forms) sunularak toplanmış; ölçeklerin uygulanması öncesinde katılımcılardan bilgilendirilmiş onamları alınmıştır. Veriler toplandıktan sonra yapılan kontrollerin ardından yaş ölçütlerine uymayan, ölçek maddelerinin tamamını cevaplamayan kişilerin verileri araştırmaya dahil edilmemiştir.
2.2 Sosyodemografik özellikler
Araştırmamızda kullanılacak olan demografik değişkenlere ilişkin verileri toplamak üzere araştırmacı tarafından hazırlanan Kişisel Bilgi Formu, çocukluk çağı travmalarını incelemek için Çocukluk Çağı Travmaları Ölçeği (ÇÇTÖ-28) ve çocukluk çağı travmalarının mizaç ilişkisinin incelenmesi için TEMPS-A Mizaç Ölçeği kullanılmıştır.
2.3 Çocukluk Çağı Travmaları Ölçeği (ÇÇTÖ)
Orijinal ismi “Childhood Trauma Questionnaire (CTQ)” Bernstein ve arkadaşları tarafından geliştirilen (1994) Çocukluk Çağı Travmaları Ölçeği (ÇÇTÖ), kendini değerlendirme ölçeğidir. 5’li Likert tipi 28 soru içermektedir ve beşli Likert tipi (1=hiçbir zaman, 2= nadiren, 3=kimi zaman, 4= sık olarak, 5=çok sık) değerlendirilmektedir. Derecelendirme ölçeği olan ÇÇTÖ’nün, çocukluk çağı istismarıyla ilgili olan cinsel, fiziksel, duygusal istismar ile duygusal ihmal ve fiziksel ihmali içeren beş boyutu vardır. Ölçeğin Türkçe’ye çevrilmesi Vedat Şar tarafından yapılmıştır (Şar,1996). Beş alt ölçeğin toplam puanı ÇÇTÖ toplam puanını vermektedir. Alt ölçek puan dereceleri 5-25, toplam puan dereceleri ise 25-125 puan aralığındadır. Yapılan çalışmalar, ölçeğin iç tutarlılığının yüksek olduğunu göstermiştir. Cronbach alfa değeri, bütün deneklerden oluşan grup için (N=123) 0,93 olarak bulunmuştur. Çalışmamızda cronbach alfa değeri bütün katılımcılardan oluşan grup için (N=526) 0.84 bulunmuştur.
2.4 Temperament Evaluation of Memphis, Pisa, Paris,
San Diego Autoquestionnaire (TEMPS-A)
“Temperament Evaluation of Memphis, Pisa Paris and San Diego Autoquestionnaire” yani TEMPS-A Mizaç Ölçeği; bireyde baskın afektif mizacı değerlendirmek amacıyla Akiskal ve arkadaşları tarafından geliştirilmiştir. Orijinal ölçek erkekler için 109, kadınlar için 110 maddeden oluşmaktadır. Bu ölçek, katılımcıların 100 soruyu doğru veya yanlış olarak işaretlemeleri gereken bir öz-değerlendirme ölçeğidir ve Türkçeye uyarlanmış halidir. Bu sorular; siklotimik, depresif, irritabl, hipertimik ve anksiyöz mizaçları belirlemeyi amaçlayan sorulardır.Türkçe uyarlaması, Vahip ve diğerleri (2005) tarafından gerçekleştirilmiştir.
2.5 İstatistiksel Analiz
Araştırmada, katılımcıların çocukluk çağı travma toplam puanları ortalamalarının cinsiyet değişkenine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini saptamak için bağımsız örneklemler t-testi; çocukluk çağı alt travma puanları ile mizaç puanları arasındaki ilişkiyi saptamak için korelasyon analizi; dağılım ve tanımlayıcı bulgular için frekans ve aritmetik ortalama kullanılmıştır. Araştırma verilerinin istatistiksel analizleri IBM SPSS 25.0 programı kullanılarak yapılmış ve anlamlılık düzeyi p≤ .05 olarak kabul edilmiştir.
3. Sonuçlar
3.1 Sosyodemografik Bulgular
Çalışmaya 526 kişi katılmıştır. Katılımcıların 320’si kadın, 206’sı erkektir. Çalışmaya katılım sağlayan bireylerin yaş ortalaması 28,6’dır. %43,3’ü 18-25 yaş aralığında, %38,6’sı 26-35 yaş aralığında, %12,7’si 36-45 yaş aralığında ve %5,3’si ise 46 yaş ve üzeridir. Çalışmaya katılanların eğitim durumu istatistiklerine bakıldığında ise katılımcıların %59,3’ünün lisans mezunu olduğu görülmektedir. Çocukluk çağı travmaları açısından önemli bir konu olan psikiyatrik tedavi alıp almama durumları incelendiğinde ise çalışmaya katılanların %23’ünün psikiyatrik bir tedavi aldığı, %77’sinin ise herhangi bir tedavi almadığı sonucuna ulaşılmıştır. Katılımcıların sosyoekonomik düzey sorusuna verdikleri yanıtlara göre ise alt, alt-orta sosyoekonomik düzeyde olduklarını belirten toplam kişi sayısı toplamda 218’dir, bu sayı çalışmaya katılan toplam kişi sayısına oranlandığında %41,4’e karşılık gelmektedir. Katılımcıların %58,6’sı ise orta, orta-üst, üst sosyoekonomik düzeyde olduklarını belirtmiştir (Tablo 1).
3.2 Ölçek Sonuçları, Karşılaştırma ve Korelasyonlar
ÇÇTÖ toplam puanı erkeklerde anlamlı olarak yüksek bulunmuştur (p<0.05). ÇÇTÖ alt boyutlarından duygusal istismar ve fiziksel istismar puanları kadın ve erkekler arasında farklılık göstermemiştir (p>0.05). Cinsel istismar puanı kadınlarda erkeklerden anlamlı olarak yüksektir (p<0.05). Fiziksel ihmal ve duygusal ihmal puanları ise erkeklerde kadınlara göre daha yüksek bulunmuştur (Tablo 3). Mizaç alt boyutlarından depresif mizaç, siklotimik mizaç ve anksiyöz mizaç puanları kadınlarda erkeklere göre yüksek bulunmuştur (p<0.05). Hipertimik mizaç ve irritabl mizaç puanları ise kadın ve erkekler arasında anlamlı olarak farklılık göstermemiştir (p>0.05) (Tablo 3).
ÇÇTÖ ve TEMPSA ölçeği alt boyutları puanları arasındaki ilişkiler Pearson korelasyon analizi ile gösterilmiştir (Tablo 4). ÇÇTÖ toplam puanı ile depresif mizaç puanı (r=0.347, p=0.000) arasında orta düzeyde anlamlı bir ilişki saptanmıştır. ÇÇTÖ toplam puanı ile siklotimik mizaç puanı (r=0.190, p= p=<0.01), irritabl mizaç puanı (r=0.222, p= p=<0.01), anksiyöz mizaç puanı (r=0.280, p= p=<0.01) arasında zayıf düzeyde anlamlı bir ilişki saptanmıştır. ÇÇTÖ toplam puanı ile hipertimik mizaç puanı arasında ise negatif yönlü zayıf düzeyde bir ilişki saptanmıştır (r=-0.284, p= p=<0.01).
ÇÇTÖ alt boyutlarından duygusal istismar puanıyla depresif mizaç puanı (r=0.379, p= p=<0.01) ve anksiyöz mizaç puanı (r=0.336, p=<0.01) arasında orta düzeyde anlamlı ilişki bulunmuştur. Duygusal istismar puanı ile siklotimik mizaç puanı (r=0.262, p=<0.01) ve irritabl mizaç puanı (r=0.250, p=<0.01) arasında zayıf düzeyde anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Duygusal istismar puanı ile hipertimik mizaç puanı arasında negatif yönlü zayıf bir ilişki bulunmuştur (r=-0.231, p=<0.01).
ÇÇTÖ alt boyutlarından fiziksel istismar puanı ile depresif mizaç puanı (r=0.191, p= p=<0.01), siklotimik mizaç puanı (r=0.153, p=0 p=<0.01), irritabl mizaç puanı (r=0.165, p= p=<0.01) ve anksiyöz mizaç puanı (r=0.180 p=0.05) arasında zayıf düzeyde anlamlı bir ilişki bulunmuştur.
ÇÇTÖ alt boyutlarından cinsel istismar puanı ile depresif mizaç puanı (r=0.267, p=<0.01), siklotimik mizaç puanı (r=0.275, p=<0.01), irritabl mizaç puanı (r=0.180, p= <0.01) ve anksiyöz mizaç puanı (r=0.282, p=0.000) arasında zayıf düzeyde anlamlı bir ilişki saptanmıştır. ÇÇTÖ alt boyutlarından fiziksel ihmal puanı irritabl (r=0.113, p<0.05) ve depresif mizaç puanıyla (r=0.099, p<0.05) zayıf düzeyde ilişkili bulunmuştur. Hipertimik mizaç puanıyla ise negatif yönlü anlamlı bir ilişki bulunmaktadır (r=-0.236, p=<0.01) (Tablo 4).
ÇÇTÖ alt boyutlarından duygusal ihmal puanı ile depresif mizaç puanı (r=0.283, p= <0.01) irritabl mizaç puanı (r=0.130, p=<0.01) ve anksiyöz mizaç puanı (r=0.179, p=<0.01) arasında zayıf düzeyde anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Duygusal ihmal puanı ile hipertimik mizaç puanı arasında negatif yönlü orta düzeyde bir ilişki bulunmuştur (r=-0.404, p=<0.01) (Tablo 4).
TARTIŞMA
Çocukluk çağı travmalarının, mizaç ve kişilik gelişimini etkilediği uzun süredir bilinmektedir. Çocukluk çağı travmalarının ileri yaşta depresyon, major depresif bozukluk gibi birçok ruhsal ve psikiyatrik rahatsızlığa neden olabileceği de çeşitli araştırmalarla gösterilmiştir. Birçok bireyde kişilik bozukluğu, çocukluk döneminde yaşanan istismar veya ihmal öyküleriyle ilişkilendirilmiştir (Heins vd., 2011; Schneider vd.,2021; Liu, 2017) Çocukluk çağı cinsel istismarının yetişkin başlangıçlı depresyona eğilimi artırabileceği bildirilmiştir (Weiss, 1999). Ayrıca çocukluk çağında fiziksel, cinsel istismar ve ihmale maruz kalmanın erken yetişkinlikte kişilik bozukluklarıyla da ilişkisi gösterilmiştir (Johnson vd., 1999) Çocukluk çağı istismarında özellikle ihmalin, afektif mizaç özellikleri aracılığıyla major depresif bozukluğa neden olduğu gösterilmiştir (Toda vd, 2015).
Çocukluk çağı travmaları cinsiyete göre incelendiğinde çalışmamızda ÇÇTÖ toplam puanı, fiziksel ihmal ve duygusal ihmal puanı erkeklerde anlamlı olarak yüksek bulunmuştur. Lteratürde çocukluk çağı travmaları ve benlik saygısının incelendiği bir araştırmada ÇÇTÖ toplam puanı ve fiziksel ihmal puanı bizim çalışmamıza benzer şekilde erkeklerde kadınlara göre yüksek bulunmuştur (Yöyen, 2017). Yine aynı çalışmada cinsel istismar puanı erkeklerde yüksek bulunmuş olup çalışmamızdan farklılık göstermektedir. Çalışmamızda cinsel istismar puanı kadınlarda erkeklerden anlamlı olarak yüksektir. Bir metaanaliz çalışmasında da cinsel istismar prevalansı kadınlarda daha yüksek görülmektedir (Fang vd.,2015). Literatürde de cinsel istismarın kadınlarda daha yüksek görüldüğü çalışmalar bulunmaktadır (Witt vd., 2017; Afifi ve ark, 2007). Literatürde cinsiyete göre çocukluk çağı travmaları puanlarında toplum ve örnekleme göre birbirinden farklı sonuçlar görülebilmektedir.
Mizaç alt boyutları cinsiyete göre incelendiğinde çalışmamızda depresif mizaç, siklotimik mizaç ve anksiyöz mizaç puanları kadınlarda erkeklere göre anlamlı olarak yüksek bulunmuştur. Hipertimik ve irritabl mizaç puanları ise cinsiyete göre farklılaşmamaktadır. Vahip ve arkadaşlarının (2005) normal popülasyonda yaptığı çalışmada kadınlarda sinirli-anksiyöz mizaç anlamlı olarak daha yüksek bulunmuştur. Erkeklerde ise hipertimik mizaç daha yüksek gözlenmiştir. Normal popülasyonda yapılan bir çalışmaya göre de toplum genelinde depresif, siklotimik ve anksiyöz mizaç kadınlarda daha yüksek görülürken hipertimik ve irritabl mizaç erkeklerde daha yüksek görülmüştür (Rihmer vd., 2010).
Literatürde çocukluk çağı travmaları ve mizaç ilişkisini inceleyen oldukça sınırlı sayıda çalışma bulunmaktadır. Klinik olmayan genel bir popülasyon çalışmasında afektif mizaç tiplerinin çocukluk çağı istismarının bir aracısı olarak depresif semptomları artırdığı gösterilmiştir. Nakai ve arkadaşları afektif mizaçların duygudurum bozukluklarından önce gelen göstergeler veya duygudurum bozukluklarının eşik altı belirtileri olarak düşünüldüğünü belirtmiştir. Ayrıca çalışma sonuçlarına göre çocukluk çağı travmalarının genel yetişkin popülasyonunda bipolar bozukluğu arttırabileceği ve duygudurum bozukluklarının klinik sonuçlarını ve patogenezini etkileyebileceğini ileri sürmüşlerdir (Nakai ve ark., 2014). Başka bir çalışmasında ise hipertimik mizaç haricindeki afektif mizaç alt boyut puanları ve çocukluk çağı travmaları toplam puanını depresif semptomlarla ilişkili bulmuştur ve depresif mizacın depresif semptomları artırdığı gösterilmiştir (Nakai ve ark,2015). Çocukluk çağı travması olan ve olmayan depresif bozukluk tanılı bireylerde, mizaç özellikleri ile dayanıklılık arasındaki ilişkiyi inceleyen başka bir çalışmada ise; depresif, irritabl ve anksiyöz mizaç özelliklerinin çocukluk çağı travması olan grupta daha fazla bulunduğu, çocukluk çağı travması olmayan bireylerde ise hipertimik mizaç özellikleriyle psikolojik dayanıklılık arasında pozitif bir ilişki olduğu ifade edilmiştir (Gündoğar vd., 2014).
Çalışmamızda da literatür bilgileriyle uyumlu olarak ÇÇTÖ ile afektif mizaç arasında anlamlı ilişkiler saptanmıştır. Çalışmamızda ÇÇTÖ toplam puanı ile depresif mizaç puanı arasında orta düzeyde anlamlı bir ilişki saptanmıştır. ÇÇTÖ toplam puanı ile siklotimik mizaç puanı, irritabl mizaç puanı, anksiyöz mizaç puanı arasında zayıf düzeyde anlamlı bir ilişki saptanmıştır. ÇÇTÖ toplam puanı ile hipertimik mizaç puanı arasında ise negatif yönlü zayıf düzeyde bir ilişki saptanmıştır. Literatüre bakıldığında bir çalışmada çocukluk çağındaki kötü muamele yetişkinlikte depresif, siklotimik, anksiyöz ve irritabl mizaçla ilişkili bulunmuştur (Wakatsuki vd., 2020). Başka bir çalışmada da çalışmamıza benzer şekilde depresif, siklotimik, irritabl ve anksiyöz mizacın çocukluk çağı istismarına bağlı olarak arttığı görülmüştür. Diğer yandan, çocukluk çağı istismarından bağımsız olarak hipertimik mizaç skorlarının azalmış depresif semptomlarla ilişkisi de bu çalışmada gösterilmiş olup bu çalışmaya göre hipertimik mizacın çocukluk çağı istismarına aracılık etmediği görülmüştür (Otsuka vd.,2017). Çocukluk çağı travmaları ve mizaç özelliklerinin ilişkisini inceleyen başka bir çalışmada da hipertimik mizaç toplam çocukluk çağı travmaları ile negatif yönde ilişkili bulunmuştur (Sudbrack vd., 2015). Çalışmamızda ise genel literatür bilgileriyle benzer şekilde ÇÇTÖ toplam puanları ve hipertimik mizaç arasında negatif yönlü bir ilişki gözlenmiştir. Çoğu mental hastalıkta hipertimik mizacın koruyucu bir faktör olduğu da gösterilmiştir (Karam vd., 2010).
ÇÇTÖ alt boyutlarından duygusal istismar puanıyla depresif mizaç puanı ve anksiyöz mizaç puanı arasında orta düzeyde anlamlı ilişki bulunmuştur. Duygusal istismar puanı ile siklotimik mizaç puanı ve irritabl mizaç puanı arasında zayıf düzeyde anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Duygusal istismar puanı ile hipertimik mizaç puanı arasında negatif yönlü zayıf bir ilişki bulunmuştur. Juvenil miyoklonik epilepsi hastalarında çocukluk çağı travmaları ve mizaç özellikleri arasındaki ilişkiyi inceleyen bir çalışmada çalışmamıza benzer şekilde duygusal istismar puanı ile irritabl mizaç ve depresif mizaç arasında pozitif ilişki görülmüştür (Yaşar vd.,2020).
ÇÇTÖ alt boyutlarından fiziksel istismar puanı ve cinsel istismar puanları ile depresif mizaç puanı, siklotimik mizaç puanı, irritabl mizaç puanı ve anksiyöz mizaç puanı arasında zayıf düzeyde anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Araştırmalara göre çocukluk çağında cinsel istismara uğrayanlarda depresyon gelişme riski bilinmektedir (Weiss vd., 1999). Pompili ve arkadaşları (2009), psikiyatri hastalarında çocukluk çağı fiziksel ve cinsel istismarı ile afektif mizaç, kişilik özellikleri ve intihar riskini araştırdıkları çalışmada cinsel ya da fiziksel istismarı olan hastalarda irritabl, depresif, siklotimik ve anksiyöz mizaç puanlarını daha yüksek bulmuştur; çalışmamız bu çalışmadan farklı olarak klinik olmayan örneklem olsa da çalışmamızda da cinsel ve fiziksel istismar irritabl, depresif, siklotimik ve anksiyöz mizaçla ilişkili bulunmuştur.
ÇÇTÖ alt boyutlarından fiziksel ihmal puanı irritabl ve depresif mizaç puanıyla zayıf düzeyde ilişkili bulunmuştur. ÇÇTÖ alt boyutlarından duygusal ihmal puanı ile depresif mizaç puanı, irritabl mizaç puanı ve anksiyöz mizaç puanı arasında zayıf düzeyde anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Duygusal ve fiziksel ihmal puanı ile hipertimik mizaç puanı arasında negatif yönlü orta düzeyde bir ilişki bulunmuştur. Unipolar ve bipolar bozukluğu olan hastalarda mizaç özellikleri ve çocukluk çağı travmalarının incelendiği bir tez çalışmasında çalışmamızdan farklı olarak fiziksel ihmal ve duygusal ihmal siklotimik mizaç ile ilişkili bulunmuştur. Ayrıca literatür incelendiğinde de siklotimik mizacın bipolariteyle ilişkisi gösterilmiştir (Hantouche ve Akiskal 2008; Tellioğlu, 2011). Çalışmamızda ise duygusal ve fiziksel ihmal ile siklotimik mizaç arasında bir ilişki gözlenmemesi çalışmamızın klinik olmayan normal popülasyonda yapılmasından kaynaklanıyor olabilir.
Sonuç olarak, çalışmamızın bulgularına göre çocukluk çağı travmalarının mizacın alt boyutlarıyla ilişkili olduğu bulunmuştur. Çocukluk çağı travmaları toplam puanı arttıkça depresif mizaç, siklotimik mizaç, irritabl mizaç, anksiyöz mizaç puanının arttığı hipertimik mizaç puanının azaldığı gözlenmiştir. Çocukluk çağında travmaya maruz kalma yetişkinlikte çeşitli psikopatolojilere yol açabilir ve afektif mizaçlar bu ilişkiye aracılık ediyor olabilir. Literatürde mizaç ve çocukluk çağı travmaları ilişkisini inceleyen sınırlı çalışma olduğundan dolayı daha ileriki çalışmalarda çocukluk travmaları ve mizaç arasındaki ilişkiyi inceleyen daha fazla çalışmaya ihtiyaç bulunmaktadır. Ayrıca normal popülasyonda da yapılan çalışmaların artması hem bu ilişkinin aydınlatılması hem de çocukluk çağı travmalarının neden olabileceği psikopatolojilerin mizaç aracılığıyla önceden tespit edilmesine de olanak sağlayabilir. Bu anlamda daha ileri araştırmalara ihtiyaç bulunmakta olup çalışmamızın sonuçları literatüre katkı sağlayabilir.
Kaynakça
Akiskal H.S., Placidi GF, Maremmani I, Signoretta S, Liguori A, Gervasi R, Mallya G, Puzantian VR. TEMPS-I: delineating the most discriminant traits of the cyclothymic, depressive, hyperthymic and irritable temperaments in a nonpatient population. J Affect Disord. 1998 Oct;51(1):7-19. doi: 10.1016/s0165-0327(98)00152-9.
Bahk YC, Jang SK, Choi KH, Lee SH. The Relationship between Childhood Trauma and Suicidal Ideation: Role of Maltreatment and Potential Mediators. Psychiatry Investig. 2017 14(1):37-43. doi: 10.4306/pi.2017.14.1.37.
Goodman, R. D., Miller, M. D., ve West-Olatunji, C. A. (2012). Traumatic stress, socioeconomic status, and academic achievement among primary school students. Psychological Trauma: Theory, Research, Practice, and Policy, 4(3), 252–259. https://doi.org/10.1037/a0024912
Gündoğar, D., Kesebir, S., Demirkan, A.K., Tatlıdil Yaylacı, E. (2014). Is the relationship between affective temperament and resilience different in depression cases with and without childhood trauma?. Comprehensive Psychiatry, 55(4), 870-875.
Güneri Yöyen, E. (2017). Childhood trauma and self-respect. International Journal of Social Sciences and Education Research, 3(1), 267-282. doi: 10.24289/ijsser.274033
Hantouche EG, Angst J, Akiskal HS (2003) Factor structure of hypomania: interrelationships with cyclothymia and the soft bipolar spectrum. J Affect Disord, 73:39-47
Heins M.,Simons C., Lataster T.,Pfeifer S., Versmissen D., Lardinois M.,Marcelis M., Delespaul P., Krabbendam L., Os Jv., Myin-Germeys I. (2011). Childhood trauma and Psychosis: A Case -Control and Case -Sibling Comparison Across different levels of Genetic liability, Psychopathology, and type of trauma. Am J Psyciatry 168 :1286 –1294 .
Kara, B., Biçer, Ü. ve Gökalp, A.S. (2004). Çocuk istismarı. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi, 47,140-51.
Karam EG., Salamoun MM., Yeretzian JS.,Mneimneh ZN.,Karam AN., Fayyad J., Hantouche E., Akiskal K., Akiskal HS.(2010). The role of anxious and hyperthymic temperaments in mental disorders: a national epidemiologic study World Psychiatry,, 9:103-110.
Liu RT., 2017. Childhood Adversities and Depression in Adulthood: Current Findings and Future Directions. Clin Psychol (New York) 24(2): 140–153.
Ludy-Dobson, C.R. ve Perry, B.D. (2010) The role of healthy relational interactions in buffering the impact of childhood trauma. In: Gill, E., Ed., Working with Children to Heal Interpersonal Trauma: The Power of Play, Guilford Press, New York, 26-43.
Johnson, J.G., Cohen, P., Brown, J., Smailes, E. Ve Bernstein, D.P. (1999). Childhood maltreatment increases risk for personality disorders during early adulthood. Archives of General Psychiatry, 56(7), 600–606. https://doi.org/10.1001/archpsyc.56.7.600
Nakai, Y., Inoue, T., Toda, H., Toyomaki, A., Nakato, Y., Nakagawa, S., Kitaichi, Y., Kameyama, R., Hayashishita, Y., Wakatsuki, Y., Oba, K., Tanabe, H., & Kusumi, I. (2014). The influence of childhood abuse, adult stressful life events and temperaments on depressive symptoms in the nonclinical general adult population. Journal of Affective Disorders, 12(1), 823-832. https://doi.org/10.2147/NDT.S100474
Nakai, Y., Inoue, T., Chen, C.,Toda, H.,Toyomaki, A., Nakato, Y., Nakagawa, S.,Kitaichi, Y., Kameyama, R., Wakatsuki, Y., Kitagawa, K., Tanabe, H., Kusumi, I.(2015). The moderator effects of affective temperaments, childhood abuse and adult stressful life events on depressive symptoms in the nonclinical general adult population. Journal of affective disorders. Nov 15;187:203-10. doi: 10.1016/j.jad.2015.08.011. Epub 2015 Aug 28. PMID: 26342173.
Negele A, Kaufhold J, Kallenbach L, Leuzinger-Bohleber M. Childhood Trauma and Its Relation to Chronic Depression in Adulthood. Depress Res Treat. 2015;2015:650804. doi: 10.1155/2015/650804. Epub 2015 Nov 29. PMID: 26693349; PMCID: PMC4677006.
Öztürk, M.O. (2011). Çocuk Hakları Açısından Çocuk İhmal ve İstismarı. İstanbul: Çocuk Vakfı Yayınları.
Otsuka A., Takaesu Y., Sato M., Masuya J., Ichiki M., Kusumi I, Inoue T. (2017). interpersonal sensitivity mediates the effects of child abuse and affective temperaments on depressive symptoms in the general adult population Neuropsychiatric Disease and Treatment 2017:13 2559–2568 .
Polat, O. (2007). Tüm Boyutlarıyla Çocuk İstismarı: Tanımlar. Ankara: Seçkin Yayıncılık
Pompili, M., Innamorati, M., Lester, D., Iliceto, P., Rihmer, Z., S.kiskal, H., Girardi, P., Ferracuti, S., ve Tatarelli, R. (2009). Suicide risk and personality traits in physically and/or sexually abused acute psychiatric inpatients: A preliminary study. Psychological Reports, 105(2), 554-568. https://doi.org/10.2466/PR0.105.2.554-568
Rothbart, M. K., Sheese, B. E. ve Posner, M. I. (2007). Executive attention and effortful control: linking temperament, brain networks, and genes. Child Development Perspectives, 1(1), 2-7. https://doi.org/10.1111/J.1750-8606.2007.00002.X
Schneider, G., Köhnke, C., Teismann, H. ve Berger, K. (2021). Childhood trauma and personality explain more variance in depression scores than sociodemographic and lifestyle factors – Results from the BiDirect Study. Journal of Psychosomatic Research, 147. https://doi.org/10.1016/j.jpsychores.2021.110513
Silverman AB., Reinherz HZ, Giaconia RM. (1996). The long-term sequelae of child and adolescent abuse: A longitudinal community study. Child Abuse & Neglect 20:709-723. https://doi.org/10.1016/0145-2134(96)00059-2.
Shiner RL, Buss KA, McClowry SG, Putnam SP, Saudino KJ, Zentber M.(2012). What is temperament now? Assessing progress in temperament research onthe twenty-fifth anniversary of Goldsmith et al. Child Development Perspectives. 6:436-444.
Sudbrack, R., Manfro, P. H., Kuhn, I. M., de Carvalho, H. W., & Lara, D. R. (2015). What doesn’t kill you makes you stronger and weaker: How childhood trauma relates to temperament traits. Journal of Psychiatric Research, 62, 123-129. https://doi.org/10.1016/j.jpsychires.2015.01.001
Tellioğlu, Z.N. (2011).Unipolar ve bipolar bozukluğu olan hastaların baskın afektif mizaç, mizaç karakter özellikleri ve çocukluk çağı örselenmeleri açısından karşılaştırılması [Tıpta uzmanlık tezi].Maltepe Üniversitesi.
Toda, H., Inoue, T., Tsunoda, T., Nakai, Y., Tanichi, M., Tanaka, T., Hashimoto, N., Nakato, Y., Nakagawa, S., Kitaichi, Y., Mitsui, N., Boku, S., Tanabe, H., Nibuya, M., Yoshino, A., & Kusumi, I. (2015). The structural equation analysis of childhood abuse, adult stressful life events, and temperaments in major depressive disorders and their influence on refractoriness. Neuropsychiatric Disease and Treatment, 11, 2079-2090. https://doi.org/10.2147/NDT.S82236
T.O. Afifi, M.W. Enns, B.J. Cox, G.J. Asmundson, M.B. Stein, J. Sareen Population attributable fractions of psychiatric disorders and suicide ideation and attempts associated with adverse childhood experiences American Journal of Public Health, 98 (2008), pp. 946-952.
Vahip, S., Kesebir, S., Alkan, M., Yazici, O., Akiskal, K. K., & Akiskal, H. S. (2005). Affective temperaments in clinically-well subjects in Turkey: initial psychometric data on the TEMPS-A. Journal of Affective Disorders, 85(1-2), 113-125. https://doi.org/10.1016/J.JAD.2003.10.011
Yaşar, A. B., Sayman, C., Erdoğan Taycan, S., Çetinkaya, Y., Gündüz, A., & Tireli, H. (2020). The association between temperament features and childhood traumas in patients with juvenile myoclonic epilepsy. Turkish Journal of Medical Sciences, 50(5), 1314-1322. https://doi.org/10.3906/sag-1912-18
World Health Organization. (2022). Child maltreatment. World Health Organization. https://www.who.int/news-room/fact-sheets/detail/child-maltreatment
Weiss, E. L., Longhurst, J. G., & Mazure, C. M. (1999). Special articles childhood sexual abuse as a risk factor for depression in women: psychosocial and neurobiological correlates. American Journal Psychiatry, 156(6), 816-28.
Mizaç, farklı şekillerde ifade edilebilen, genetik özelliklere bağlı olarak ortaya çıkan duygu ve davranış eğilimleridir. Araştırmalara göre, mizaç özelliklerinin kişilerde kararlılık gösterdiği ve ilerleyen yıllarda karakter oluşumunda etkili olduğu belirlenmiştir. Mizaç, genetik faktörlerden etkilenen, duygusal ve sosyal ifadeleri içeren, (Shiner ve ark., 2012) ve bununla birlikte bilişsel, duygusal süreçleri birlikte barındıran ve bunları birbirine bütünleştiren bir beyin faaliyeti olarak kabul görmektedir (Rothbart ve Derryberry, 2000). Akiskal beş temel afektif mizaç tanımlamıştır. Bu beş mizaç sırasıyla; depresif, siklotimik, hipertimik, sinirli (irritabl) ve endişeli (anksiyöz) mizaçtır (Vahip ve ark. 2005).
Çocukluk çağı travmaları çocukların bilişsel, duygusal, davranışsal, fiziksel ve sosyal işlevlerini olumsuz etkilemektedir. Bir bireyin çocukluk döneminde maruz kaldığı olumsuz deneyimlerin birçok psikiyatrik bozukluğun ortaya çıkmasına neden olabileceği düşünülmektedir. Çocukluk çağında travmaya maruz kalmış kişilerde uzun dönemde intihar risk artmakta olup yetişkinlikte depresyon, anksiyete, obsesif kompulsif bozukluk, yeme bozuklukları, kişilik bozukluğu, psikotik bozukluklar gibi çeşitli psikiyatrik rahatsızlıkların ortaya çıkabildiği de çeşitli araştırmalarla gösterilmiştir (Heins ve ark., 2011; Negele ve ark, 2015 ; Silverman ve ark, 1996 ; Bahk ve ark,2017) Mizaç özelliklerinin de bu rahatsızlıklara aracılık edebileceği düşünülmektedir. Çocukluk çağı istismarında ihmalin afektif mizaçlar yoluyla çocukluk çağı istismarının major depresif bozukluktaki etkisine aracılık ettiği gösterilmiştir (Toda vd., 2015).
Çocukluk çağı travmaları ile mizaç arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırmalar oldukça kısıtlıdır. Araştırmanın amacı, çocukluk çağı travmalarının alt boyutları olan cinsel, fiziksel, emosyonel (duygusal) istismar, duygusal ihmal, fiziksel ihmal ve afektif mizaç alt boyutlarıyla aralarındaki ilişkinin incelenmesidir.
2.Materyal/metod: Çocukluk çağı travmaları ile mizaç arasındaki ilişkinin incelendiği bu araştırmanın modeli ilişkisel tarama modelidir. Bunun yanı sıra bağımsız değişkenler olan sosyodemografik veriler (cinsiyet, yaş, medeni durum, eğitim düzeyi, mesleği, gelir düzeyi, psikiyatrik bir tedavi alıp almadığı) incelenmiştir.
2.1 Katılımcılar ve örneklem seçimi
Araştırmanın örneklemi 18 yaş ve üzeri kişiler arasından rastgele seçilen ve araştırmamıza gönüllü olarak katılmayı kabul eden 526 kişiden oluşmaktadır. Araştırmanın diğer dahil olma kriterleri; gönüllü olarak çalışmaya dahil olmak ve okur-yazar olmaktır. Veriler katılımcılara internet ortamında hazırlanan veri toplama araçları (google forms) sunularak toplanmış; ölçeklerin uygulanması öncesinde katılımcılardan bilgilendirilmiş onamları alınmıştır. Veriler toplandıktan sonra yapılan kontrollerin ardından yaş ölçütlerine uymayan, ölçek maddelerinin tamamını cevaplamayan kişilerin verileri araştırmaya dahil edilmemiştir.
2.2 Sosyodemografik özellikler
Araştırmamızda kullanılacak olan demografik değişkenlere ilişkin verileri toplamak üzere araştırmacı tarafından hazırlanan Kişisel Bilgi Formu, çocukluk çağı travmalarını incelemek için Çocukluk Çağı Travmaları Ölçeği (ÇÇTÖ-28) ve çocukluk çağı travmalarının mizaç ilişkisinin incelenmesi için TEMPS-A Mizaç Ölçeği kullanılmıştır.
2.3 Çocukluk Çağı Travmaları Ölçeği (ÇÇTÖ)
Orijinal ismi “Childhood Trauma Questionnaire (CTQ)” Bernstein ve arkadaşları tarafından geliştirilen (1994) Çocukluk Çağı Travmaları Ölçeği (ÇÇTÖ), kendini değerlendirme ölçeğidir. 5’li Likert tipi 28 soru içermektedir ve beşli Likert tipi (1=hiçbir zaman, 2= nadiren, 3=kimi zaman, 4= sık olarak, 5=çok sık) değerlendirilmektedir. Derecelendirme ölçeği olan ÇÇTÖ’nün, çocukluk çağı istismarıyla ilgili olan cinsel, fiziksel, duygusal istismar ile duygusal ihmal ve fiziksel ihmali içeren beş boyutu vardır. Ölçeğin Türkçe’ye çevrilmesi Vedat Şar tarafından yapılmıştır (Şar,1996). Beş alt ölçeğin toplam puanı ÇÇTÖ toplam puanını vermektedir. Alt ölçek puan dereceleri 5-25, toplam puan dereceleri ise 25-125 puan aralığındadır. Yapılan çalışmalar, ölçeğin iç tutarlılığının yüksek olduğunu göstermiştir. Cronbach alfa değeri, bütün deneklerden oluşan grup için (N=123) 0,93 olarak bulunmuştur. Çalışmamızda cronbach alfa değeri bütün katılımcılardan oluşan grup için (N=526) 0.84 bulunmuştur.
2.4 Temperament Evaluation of Memphis, Pisa, Paris,
San Diego Autoquestionnaire (TEMPS-A)
“Temperament Evaluation of Memphis, Pisa Paris and San Diego Autoquestionnaire” yani TEMPS-A Mizaç Ölçeği; bireyde baskın afektif mizacı değerlendirmek amacıyla Akiskal ve arkadaşları tarafından geliştirilmiştir. Orijinal ölçek erkekler için 109, kadınlar için 110 maddeden oluşmaktadır. Bu ölçek, katılımcıların 100 soruyu doğru veya yanlış olarak işaretlemeleri gereken bir öz-değerlendirme ölçeğidir ve Türkçeye uyarlanmış halidir. Bu sorular; siklotimik, depresif, irritabl, hipertimik ve anksiyöz mizaçları belirlemeyi amaçlayan sorulardır.Türkçe uyarlaması, Vahip ve diğerleri (2005) tarafından gerçekleştirilmiştir.
2.5 İstatistiksel Analiz
Araştırmada, katılımcıların çocukluk çağı travma toplam puanları ortalamalarının cinsiyet değişkenine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini saptamak için bağımsız örneklemler t-testi; çocukluk çağı alt travma puanları ile mizaç puanları arasındaki ilişkiyi saptamak için korelasyon analizi; dağılım ve tanımlayıcı bulgular için frekans ve aritmetik ortalama kullanılmıştır. Araştırma verilerinin istatistiksel analizleri IBM SPSS 25.0 programı kullanılarak yapılmış ve anlamlılık düzeyi p≤ .05 olarak kabul edilmiştir.
3. Sonuçlar
3.1 Sosyodemografik Bulgular
Çalışmaya 526 kişi katılmıştır. Katılımcıların 320’si kadın, 206’sı erkektir. Çalışmaya katılım sağlayan bireylerin yaş ortalaması 28,6’dır. %43,3’ü 18-25 yaş aralığında, %38,6’sı 26-35 yaş aralığında, %12,7’si 36-45 yaş aralığında ve %5,3’si ise 46 yaş ve üzeridir. Çalışmaya katılanların eğitim durumu istatistiklerine bakıldığında ise katılımcıların %59,3’ünün lisans mezunu olduğu görülmektedir. Çocukluk çağı travmaları açısından önemli bir konu olan psikiyatrik tedavi alıp almama durumları incelendiğinde ise çalışmaya katılanların %23’ünün psikiyatrik bir tedavi aldığı, %77’sinin ise herhangi bir tedavi almadığı sonucuna ulaşılmıştır. Katılımcıların sosyoekonomik düzey sorusuna verdikleri yanıtlara göre ise alt, alt-orta sosyoekonomik düzeyde olduklarını belirten toplam kişi sayısı toplamda 218’dir, bu sayı çalışmaya katılan toplam kişi sayısına oranlandığında %41,4’e karşılık gelmektedir. Katılımcıların %58,6’sı ise orta, orta-üst, üst sosyoekonomik düzeyde olduklarını belirtmiştir (Tablo 1).
3.2 Ölçek Sonuçları, Karşılaştırma ve Korelasyonlar
ÇÇTÖ toplam puanı erkeklerde anlamlı olarak yüksek bulunmuştur (p<0.05). ÇÇTÖ alt boyutlarından duygusal istismar ve fiziksel istismar puanları kadın ve erkekler arasında farklılık göstermemiştir (p>0.05). Cinsel istismar puanı kadınlarda erkeklerden anlamlı olarak yüksektir (p<0.05). Fiziksel ihmal ve duygusal ihmal puanları ise erkeklerde kadınlara göre daha yüksek bulunmuştur (Tablo 3). Mizaç alt boyutlarından depresif mizaç, siklotimik mizaç ve anksiyöz mizaç puanları kadınlarda erkeklere göre yüksek bulunmuştur (p<0.05). Hipertimik mizaç ve irritabl mizaç puanları ise kadın ve erkekler arasında anlamlı olarak farklılık göstermemiştir (p>0.05) (Tablo 3).
ÇÇTÖ ve TEMPSA ölçeği alt boyutları puanları arasındaki ilişkiler Pearson korelasyon analizi ile gösterilmiştir (Tablo 4). ÇÇTÖ toplam puanı ile depresif mizaç puanı (r=0.347, p=0.000) arasında orta düzeyde anlamlı bir ilişki saptanmıştır. ÇÇTÖ toplam puanı ile siklotimik mizaç puanı (r=0.190, p= p=<0.01), irritabl mizaç puanı (r=0.222, p= p=<0.01), anksiyöz mizaç puanı (r=0.280, p= p=<0.01) arasında zayıf düzeyde anlamlı bir ilişki saptanmıştır. ÇÇTÖ toplam puanı ile hipertimik mizaç puanı arasında ise negatif yönlü zayıf düzeyde bir ilişki saptanmıştır (r=-0.284, p= p=<0.01).
ÇÇTÖ alt boyutlarından duygusal istismar puanıyla depresif mizaç puanı (r=0.379, p= p=<0.01) ve anksiyöz mizaç puanı (r=0.336, p=<0.01) arasında orta düzeyde anlamlı ilişki bulunmuştur. Duygusal istismar puanı ile siklotimik mizaç puanı (r=0.262, p=<0.01) ve irritabl mizaç puanı (r=0.250, p=<0.01) arasında zayıf düzeyde anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Duygusal istismar puanı ile hipertimik mizaç puanı arasında negatif yönlü zayıf bir ilişki bulunmuştur (r=-0.231, p=<0.01).
ÇÇTÖ alt boyutlarından fiziksel istismar puanı ile depresif mizaç puanı (r=0.191, p= p=<0.01), siklotimik mizaç puanı (r=0.153, p=0 p=<0.01), irritabl mizaç puanı (r=0.165, p= p=<0.01) ve anksiyöz mizaç puanı (r=0.180 p=0.05) arasında zayıf düzeyde anlamlı bir ilişki bulunmuştur.
ÇÇTÖ alt boyutlarından cinsel istismar puanı ile depresif mizaç puanı (r=0.267, p=<0.01), siklotimik mizaç puanı (r=0.275, p=<0.01), irritabl mizaç puanı (r=0.180, p= <0.01) ve anksiyöz mizaç puanı (r=0.282, p=0.000) arasında zayıf düzeyde anlamlı bir ilişki saptanmıştır. ÇÇTÖ alt boyutlarından fiziksel ihmal puanı irritabl (r=0.113, p<0.05) ve depresif mizaç puanıyla (r=0.099, p<0.05) zayıf düzeyde ilişkili bulunmuştur. Hipertimik mizaç puanıyla ise negatif yönlü anlamlı bir ilişki bulunmaktadır (r=-0.236, p=<0.01) (Tablo 4).
ÇÇTÖ alt boyutlarından duygusal ihmal puanı ile depresif mizaç puanı (r=0.283, p= <0.01) irritabl mizaç puanı (r=0.130, p=<0.01) ve anksiyöz mizaç puanı (r=0.179, p=<0.01) arasında zayıf düzeyde anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Duygusal ihmal puanı ile hipertimik mizaç puanı arasında negatif yönlü orta düzeyde bir ilişki bulunmuştur (r=-0.404, p=<0.01) (Tablo 4).
TARTIŞMA
Çocukluk çağı travmalarının, mizaç ve kişilik gelişimini etkilediği uzun süredir bilinmektedir. Çocukluk çağı travmalarının ileri yaşta depresyon, major depresif bozukluk gibi birçok ruhsal ve psikiyatrik rahatsızlığa neden olabileceği de çeşitli araştırmalarla gösterilmiştir. Birçok bireyde kişilik bozukluğu, çocukluk döneminde yaşanan istismar veya ihmal öyküleriyle ilişkilendirilmiştir (Heins vd., 2011; Schneider vd.,2021; Liu, 2017) Çocukluk çağı cinsel istismarının yetişkin başlangıçlı depresyona eğilimi artırabileceği bildirilmiştir (Weiss, 1999). Ayrıca çocukluk çağında fiziksel, cinsel istismar ve ihmale maruz kalmanın erken yetişkinlikte kişilik bozukluklarıyla da ilişkisi gösterilmiştir (Johnson vd., 1999) Çocukluk çağı istismarında özellikle ihmalin, afektif mizaç özellikleri aracılığıyla major depresif bozukluğa neden olduğu gösterilmiştir (Toda vd, 2015).
Çocukluk çağı travmaları cinsiyete göre incelendiğinde çalışmamızda ÇÇTÖ toplam puanı, fiziksel ihmal ve duygusal ihmal puanı erkeklerde anlamlı olarak yüksek bulunmuştur. Lteratürde çocukluk çağı travmaları ve benlik saygısının incelendiği bir araştırmada ÇÇTÖ toplam puanı ve fiziksel ihmal puanı bizim çalışmamıza benzer şekilde erkeklerde kadınlara göre yüksek bulunmuştur (Yöyen, 2017). Yine aynı çalışmada cinsel istismar puanı erkeklerde yüksek bulunmuş olup çalışmamızdan farklılık göstermektedir. Çalışmamızda cinsel istismar puanı kadınlarda erkeklerden anlamlı olarak yüksektir. Bir metaanaliz çalışmasında da cinsel istismar prevalansı kadınlarda daha yüksek görülmektedir (Fang vd.,2015). Literatürde de cinsel istismarın kadınlarda daha yüksek görüldüğü çalışmalar bulunmaktadır (Witt vd., 2017; Afifi ve ark, 2007). Literatürde cinsiyete göre çocukluk çağı travmaları puanlarında toplum ve örnekleme göre birbirinden farklı sonuçlar görülebilmektedir.
Mizaç alt boyutları cinsiyete göre incelendiğinde çalışmamızda depresif mizaç, siklotimik mizaç ve anksiyöz mizaç puanları kadınlarda erkeklere göre anlamlı olarak yüksek bulunmuştur. Hipertimik ve irritabl mizaç puanları ise cinsiyete göre farklılaşmamaktadır. Vahip ve arkadaşlarının (2005) normal popülasyonda yaptığı çalışmada kadınlarda sinirli-anksiyöz mizaç anlamlı olarak daha yüksek bulunmuştur. Erkeklerde ise hipertimik mizaç daha yüksek gözlenmiştir. Normal popülasyonda yapılan bir çalışmaya göre de toplum genelinde depresif, siklotimik ve anksiyöz mizaç kadınlarda daha yüksek görülürken hipertimik ve irritabl mizaç erkeklerde daha yüksek görülmüştür (Rihmer vd., 2010).
Literatürde çocukluk çağı travmaları ve mizaç ilişkisini inceleyen oldukça sınırlı sayıda çalışma bulunmaktadır. Klinik olmayan genel bir popülasyon çalışmasında afektif mizaç tiplerinin çocukluk çağı istismarının bir aracısı olarak depresif semptomları artırdığı gösterilmiştir. Nakai ve arkadaşları afektif mizaçların duygudurum bozukluklarından önce gelen göstergeler veya duygudurum bozukluklarının eşik altı belirtileri olarak düşünüldüğünü belirtmiştir. Ayrıca çalışma sonuçlarına göre çocukluk çağı travmalarının genel yetişkin popülasyonunda bipolar bozukluğu arttırabileceği ve duygudurum bozukluklarının klinik sonuçlarını ve patogenezini etkileyebileceğini ileri sürmüşlerdir (Nakai ve ark., 2014). Başka bir çalışmasında ise hipertimik mizaç haricindeki afektif mizaç alt boyut puanları ve çocukluk çağı travmaları toplam puanını depresif semptomlarla ilişkili bulmuştur ve depresif mizacın depresif semptomları artırdığı gösterilmiştir (Nakai ve ark,2015). Çocukluk çağı travması olan ve olmayan depresif bozukluk tanılı bireylerde, mizaç özellikleri ile dayanıklılık arasındaki ilişkiyi inceleyen başka bir çalışmada ise; depresif, irritabl ve anksiyöz mizaç özelliklerinin çocukluk çağı travması olan grupta daha fazla bulunduğu, çocukluk çağı travması olmayan bireylerde ise hipertimik mizaç özellikleriyle psikolojik dayanıklılık arasında pozitif bir ilişki olduğu ifade edilmiştir (Gündoğar vd., 2014).
Çalışmamızda da literatür bilgileriyle uyumlu olarak ÇÇTÖ ile afektif mizaç arasında anlamlı ilişkiler saptanmıştır. Çalışmamızda ÇÇTÖ toplam puanı ile depresif mizaç puanı arasında orta düzeyde anlamlı bir ilişki saptanmıştır. ÇÇTÖ toplam puanı ile siklotimik mizaç puanı, irritabl mizaç puanı, anksiyöz mizaç puanı arasında zayıf düzeyde anlamlı bir ilişki saptanmıştır. ÇÇTÖ toplam puanı ile hipertimik mizaç puanı arasında ise negatif yönlü zayıf düzeyde bir ilişki saptanmıştır. Literatüre bakıldığında bir çalışmada çocukluk çağındaki kötü muamele yetişkinlikte depresif, siklotimik, anksiyöz ve irritabl mizaçla ilişkili bulunmuştur (Wakatsuki vd., 2020). Başka bir çalışmada da çalışmamıza benzer şekilde depresif, siklotimik, irritabl ve anksiyöz mizacın çocukluk çağı istismarına bağlı olarak arttığı görülmüştür. Diğer yandan, çocukluk çağı istismarından bağımsız olarak hipertimik mizaç skorlarının azalmış depresif semptomlarla ilişkisi de bu çalışmada gösterilmiş olup bu çalışmaya göre hipertimik mizacın çocukluk çağı istismarına aracılık etmediği görülmüştür (Otsuka vd.,2017). Çocukluk çağı travmaları ve mizaç özelliklerinin ilişkisini inceleyen başka bir çalışmada da hipertimik mizaç toplam çocukluk çağı travmaları ile negatif yönde ilişkili bulunmuştur (Sudbrack vd., 2015). Çalışmamızda ise genel literatür bilgileriyle benzer şekilde ÇÇTÖ toplam puanları ve hipertimik mizaç arasında negatif yönlü bir ilişki gözlenmiştir. Çoğu mental hastalıkta hipertimik mizacın koruyucu bir faktör olduğu da gösterilmiştir (Karam vd., 2010).
ÇÇTÖ alt boyutlarından duygusal istismar puanıyla depresif mizaç puanı ve anksiyöz mizaç puanı arasında orta düzeyde anlamlı ilişki bulunmuştur. Duygusal istismar puanı ile siklotimik mizaç puanı ve irritabl mizaç puanı arasında zayıf düzeyde anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Duygusal istismar puanı ile hipertimik mizaç puanı arasında negatif yönlü zayıf bir ilişki bulunmuştur. Juvenil miyoklonik epilepsi hastalarında çocukluk çağı travmaları ve mizaç özellikleri arasındaki ilişkiyi inceleyen bir çalışmada çalışmamıza benzer şekilde duygusal istismar puanı ile irritabl mizaç ve depresif mizaç arasında pozitif ilişki görülmüştür (Yaşar vd.,2020).
ÇÇTÖ alt boyutlarından fiziksel istismar puanı ve cinsel istismar puanları ile depresif mizaç puanı, siklotimik mizaç puanı, irritabl mizaç puanı ve anksiyöz mizaç puanı arasında zayıf düzeyde anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Araştırmalara göre çocukluk çağında cinsel istismara uğrayanlarda depresyon gelişme riski bilinmektedir (Weiss vd., 1999). Pompili ve arkadaşları (2009), psikiyatri hastalarında çocukluk çağı fiziksel ve cinsel istismarı ile afektif mizaç, kişilik özellikleri ve intihar riskini araştırdıkları çalışmada cinsel ya da fiziksel istismarı olan hastalarda irritabl, depresif, siklotimik ve anksiyöz mizaç puanlarını daha yüksek bulmuştur; çalışmamız bu çalışmadan farklı olarak klinik olmayan örneklem olsa da çalışmamızda da cinsel ve fiziksel istismar irritabl, depresif, siklotimik ve anksiyöz mizaçla ilişkili bulunmuştur.
ÇÇTÖ alt boyutlarından fiziksel ihmal puanı irritabl ve depresif mizaç puanıyla zayıf düzeyde ilişkili bulunmuştur. ÇÇTÖ alt boyutlarından duygusal ihmal puanı ile depresif mizaç puanı, irritabl mizaç puanı ve anksiyöz mizaç puanı arasında zayıf düzeyde anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Duygusal ve fiziksel ihmal puanı ile hipertimik mizaç puanı arasında negatif yönlü orta düzeyde bir ilişki bulunmuştur. Unipolar ve bipolar bozukluğu olan hastalarda mizaç özellikleri ve çocukluk çağı travmalarının incelendiği bir tez çalışmasında çalışmamızdan farklı olarak fiziksel ihmal ve duygusal ihmal siklotimik mizaç ile ilişkili bulunmuştur. Ayrıca literatür incelendiğinde de siklotimik mizacın bipolariteyle ilişkisi gösterilmiştir (Hantouche ve Akiskal 2008; Tellioğlu, 2011). Çalışmamızda ise duygusal ve fiziksel ihmal ile siklotimik mizaç arasında bir ilişki gözlenmemesi çalışmamızın klinik olmayan normal popülasyonda yapılmasından kaynaklanıyor olabilir.
Sonuç olarak, çalışmamızın bulgularına göre çocukluk çağı travmalarının mizacın alt boyutlarıyla ilişkili olduğu bulunmuştur. Çocukluk çağı travmaları toplam puanı arttıkça depresif mizaç, siklotimik mizaç, irritabl mizaç, anksiyöz mizaç puanının arttığı hipertimik mizaç puanının azaldığı gözlenmiştir. Çocukluk çağında travmaya maruz kalma yetişkinlikte çeşitli psikopatolojilere yol açabilir ve afektif mizaçlar bu ilişkiye aracılık ediyor olabilir. Literatürde mizaç ve çocukluk çağı travmaları ilişkisini inceleyen sınırlı çalışma olduğundan dolayı daha ileriki çalışmalarda çocukluk travmaları ve mizaç arasındaki ilişkiyi inceleyen daha fazla çalışmaya ihtiyaç bulunmaktadır. Ayrıca normal popülasyonda da yapılan çalışmaların artması hem bu ilişkinin aydınlatılması hem de çocukluk çağı travmalarının neden olabileceği psikopatolojilerin mizaç aracılığıyla önceden tespit edilmesine de olanak sağlayabilir. Bu anlamda daha ileri araştırmalara ihtiyaç bulunmakta olup çalışmamızın sonuçları literatüre katkı sağlayabilir.
Kaynakça
Akiskal H.S., Placidi GF, Maremmani I, Signoretta S, Liguori A, Gervasi R, Mallya G, Puzantian VR. TEMPS-I: delineating the most discriminant traits of the cyclothymic, depressive, hyperthymic and irritable temperaments in a nonpatient population. J Affect Disord. 1998 Oct;51(1):7-19. doi: 10.1016/s0165-0327(98)00152-9.
Bahk YC, Jang SK, Choi KH, Lee SH. The Relationship between Childhood Trauma and Suicidal Ideation: Role of Maltreatment and Potential Mediators. Psychiatry Investig. 2017 14(1):37-43. doi: 10.4306/pi.2017.14.1.37.
Goodman, R. D., Miller, M. D., ve West-Olatunji, C. A. (2012). Traumatic stress, socioeconomic status, and academic achievement among primary school students. Psychological Trauma: Theory, Research, Practice, and Policy, 4(3), 252–259. https://doi.org/10.1037/a0024912
Gündoğar, D., Kesebir, S., Demirkan, A.K., Tatlıdil Yaylacı, E. (2014). Is the relationship between affective temperament and resilience different in depression cases with and without childhood trauma?. Comprehensive Psychiatry, 55(4), 870-875.
Güneri Yöyen, E. (2017). Childhood trauma and self-respect. International Journal of Social Sciences and Education Research, 3(1), 267-282. doi: 10.24289/ijsser.274033
Hantouche EG, Angst J, Akiskal HS (2003) Factor structure of hypomania: interrelationships with cyclothymia and the soft bipolar spectrum. J Affect Disord, 73:39-47
Heins M.,Simons C., Lataster T.,Pfeifer S., Versmissen D., Lardinois M.,Marcelis M., Delespaul P., Krabbendam L., Os Jv., Myin-Germeys I. (2011). Childhood trauma and Psychosis: A Case -Control and Case -Sibling Comparison Across different levels of Genetic liability, Psychopathology, and type of trauma. Am J Psyciatry 168 :1286 –1294 .
Kara, B., Biçer, Ü. ve Gökalp, A.S. (2004). Çocuk istismarı. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi, 47,140-51.
Karam EG., Salamoun MM., Yeretzian JS.,Mneimneh ZN.,Karam AN., Fayyad J., Hantouche E., Akiskal K., Akiskal HS.(2010). The role of anxious and hyperthymic temperaments in mental disorders: a national epidemiologic study World Psychiatry,, 9:103-110.
Liu RT., 2017. Childhood Adversities and Depression in Adulthood: Current Findings and Future Directions. Clin Psychol (New York) 24(2): 140–153.
Ludy-Dobson, C.R. ve Perry, B.D. (2010) The role of healthy relational interactions in buffering the impact of childhood trauma. In: Gill, E., Ed., Working with Children to Heal Interpersonal Trauma: The Power of Play, Guilford Press, New York, 26-43.
Johnson, J.G., Cohen, P., Brown, J., Smailes, E. Ve Bernstein, D.P. (1999). Childhood maltreatment increases risk for personality disorders during early adulthood. Archives of General Psychiatry, 56(7), 600–606. https://doi.org/10.1001/archpsyc.56.7.600
Nakai, Y., Inoue, T., Toda, H., Toyomaki, A., Nakato, Y., Nakagawa, S., Kitaichi, Y., Kameyama, R., Hayashishita, Y., Wakatsuki, Y., Oba, K., Tanabe, H., & Kusumi, I. (2014). The influence of childhood abuse, adult stressful life events and temperaments on depressive symptoms in the nonclinical general adult population. Journal of Affective Disorders, 12(1), 823-832. https://doi.org/10.2147/NDT.S100474
Nakai, Y., Inoue, T., Chen, C.,Toda, H.,Toyomaki, A., Nakato, Y., Nakagawa, S.,Kitaichi, Y., Kameyama, R., Wakatsuki, Y., Kitagawa, K., Tanabe, H., Kusumi, I.(2015). The moderator effects of affective temperaments, childhood abuse and adult stressful life events on depressive symptoms in the nonclinical general adult population. Journal of affective disorders. Nov 15;187:203-10. doi: 10.1016/j.jad.2015.08.011. Epub 2015 Aug 28. PMID: 26342173.
Negele A, Kaufhold J, Kallenbach L, Leuzinger-Bohleber M. Childhood Trauma and Its Relation to Chronic Depression in Adulthood. Depress Res Treat. 2015;2015:650804. doi: 10.1155/2015/650804. Epub 2015 Nov 29. PMID: 26693349; PMCID: PMC4677006.
Öztürk, M.O. (2011). Çocuk Hakları Açısından Çocuk İhmal ve İstismarı. İstanbul: Çocuk Vakfı Yayınları.
Otsuka A., Takaesu Y., Sato M., Masuya J., Ichiki M., Kusumi I, Inoue T. (2017). interpersonal sensitivity mediates the effects of child abuse and affective temperaments on depressive symptoms in the general adult population Neuropsychiatric Disease and Treatment 2017:13 2559–2568 .
Polat, O. (2007). Tüm Boyutlarıyla Çocuk İstismarı: Tanımlar. Ankara: Seçkin Yayıncılık
Pompili, M., Innamorati, M., Lester, D., Iliceto, P., Rihmer, Z., S.kiskal, H., Girardi, P., Ferracuti, S., ve Tatarelli, R. (2009). Suicide risk and personality traits in physically and/or sexually abused acute psychiatric inpatients: A preliminary study. Psychological Reports, 105(2), 554-568. https://doi.org/10.2466/PR0.105.2.554-568
Rothbart, M. K., Sheese, B. E. ve Posner, M. I. (2007). Executive attention and effortful control: linking temperament, brain networks, and genes. Child Development Perspectives, 1(1), 2-7. https://doi.org/10.1111/J.1750-8606.2007.00002.X
Schneider, G., Köhnke, C., Teismann, H. ve Berger, K. (2021). Childhood trauma and personality explain more variance in depression scores than sociodemographic and lifestyle factors – Results from the BiDirect Study. Journal of Psychosomatic Research, 147. https://doi.org/10.1016/j.jpsychores.2021.110513
Silverman AB., Reinherz HZ, Giaconia RM. (1996). The long-term sequelae of child and adolescent abuse: A longitudinal community study. Child Abuse & Neglect 20:709-723. https://doi.org/10.1016/0145-2134(96)00059-2.
Shiner RL, Buss KA, McClowry SG, Putnam SP, Saudino KJ, Zentber M.(2012). What is temperament now? Assessing progress in temperament research onthe twenty-fifth anniversary of Goldsmith et al. Child Development Perspectives. 6:436-444.
Sudbrack, R., Manfro, P. H., Kuhn, I. M., de Carvalho, H. W., & Lara, D. R. (2015). What doesn’t kill you makes you stronger and weaker: How childhood trauma relates to temperament traits. Journal of Psychiatric Research, 62, 123-129. https://doi.org/10.1016/j.jpsychires.2015.01.001
Tellioğlu, Z.N. (2011).Unipolar ve bipolar bozukluğu olan hastaların baskın afektif mizaç, mizaç karakter özellikleri ve çocukluk çağı örselenmeleri açısından karşılaştırılması [Tıpta uzmanlık tezi].Maltepe Üniversitesi.
Toda, H., Inoue, T., Tsunoda, T., Nakai, Y., Tanichi, M., Tanaka, T., Hashimoto, N., Nakato, Y., Nakagawa, S., Kitaichi, Y., Mitsui, N., Boku, S., Tanabe, H., Nibuya, M., Yoshino, A., & Kusumi, I. (2015). The structural equation analysis of childhood abuse, adult stressful life events, and temperaments in major depressive disorders and their influence on refractoriness. Neuropsychiatric Disease and Treatment, 11, 2079-2090. https://doi.org/10.2147/NDT.S82236
T.O. Afifi, M.W. Enns, B.J. Cox, G.J. Asmundson, M.B. Stein, J. Sareen Population attributable fractions of psychiatric disorders and suicide ideation and attempts associated with adverse childhood experiences American Journal of Public Health, 98 (2008), pp. 946-952.
Vahip, S., Kesebir, S., Alkan, M., Yazici, O., Akiskal, K. K., & Akiskal, H. S. (2005). Affective temperaments in clinically-well subjects in Turkey: initial psychometric data on the TEMPS-A. Journal of Affective Disorders, 85(1-2), 113-125. https://doi.org/10.1016/J.JAD.2003.10.011
Yaşar, A. B., Sayman, C., Erdoğan Taycan, S., Çetinkaya, Y., Gündüz, A., & Tireli, H. (2020). The association between temperament features and childhood traumas in patients with juvenile myoclonic epilepsy. Turkish Journal of Medical Sciences, 50(5), 1314-1322. https://doi.org/10.3906/sag-1912-18
World Health Organization. (2022). Child maltreatment. World Health Organization. https://www.who.int/news-room/fact-sheets/detail/child-maltreatment
Weiss, E. L., Longhurst, J. G., & Mazure, C. M. (1999). Special articles childhood sexual abuse as a risk factor for depression in women: psychosocial and neurobiological correlates. American Journal Psychiatry, 156(6), 816-28.
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Çocukluk Çağı Travmalarının Mizaç ile İlişkisi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Sercan GİDİK'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Sercan GİDİK'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.