2007'den Bugüne 93,128 Tavsiye, 28,401 Uzman ve 20,101 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Aile İletişiminde Engeller, Huzursuzluk Kaynakları ve Çözüm Önerileri
MAKALE #23349 © Yazan Uzm.Psk.Deniz DOĞRUÖZ | Yayın Şubat 2025 | 142 Okuyucu
Aile İçinde İletişim Engelleri ve Huzursuzluk Kaynakları

Aile, ne gariptir ki hayatımızdaki en yakın bağları kurduğumuz, ancak bazen de en büyük yalnızlığı hissedebildiğimiz yerdir. "Annem/Babam beni anlamıyor.", "Eşim ise söylediklerime kayıtsız kalıyor.", "Ne kadar anlatırsam anlatayım bu evde beni kimse umursamıyor!" gibi cümleleri sıkça duyuyor ya da içinizden sıklıkla geçiriyor olabilirsiniz. Aile içindeki huzursuzlukların kökeninde genellikle iletişim problemleri yatar.

Bu problemlerin büyük çoğunluğu ise farkında olmadan yaptığımız ancak tekrar eden kalıplaşmış iletişim hatalarından kaynaklanıyor olabilir. Çocukluk döneminde aile içindeki iletişimde öğrendiğimiz ve olağan günlük hayatta halen öğrenmeye devam ettiğimiz sağlıksız iletişim alışkanlıkları, yetişkin olduğumuzda da özellikle ebeveyn olduğumuzda aile içindeki ilişkilerimize de mutlaka etki ederek zarar verir. Peki, aile içinde iletişimde hangi iletişim engelleri en sık karşımıza çıkar ve de huzursuzluklara kaynak olur?

İletişim Engelleri Nelerdir?

İletişim engelleri, ilişkilerimizi güçlendirmek yerine zayıflatan, karşımızdaki kişiyi kendini kapatmaya ve savunmaya iten, yanlış anlama ve dolayısıyla çatışmalara yol açan, karşımızdaki kişiyle sağlıklı bir bağ kurmamızı oldukça zorlaştıran ve sorunun olası çözümünü daha da yokuşa süren davranışlardır. Bahsedilen iletişim engelleri, çoğu zaman farkında olmadan tekrar ettiğimiz ilişkileri bozup sorunlara neden olan iletişim kalıplarıdır.

1. Emir Kipiyle İletişim

Hepimiz bir birey olarak kendi seçimlerimizi özgürce yapmak isteriz. Bir çocuğa bile "Odanı topla!" dediğinizde, genellikle dirençle karşılaşırsınız. Emir kipinde konuşmak, karşı tarafa üstünlük tasladığımız ve güç gösterisinde olduğumuz izlenimi yaratır. Bu da ya korku ve itaat ile uyum ya da direnç göstererek isyan ve uzaklaşma ile sonuçlanır. Oysa iletişimde samimiyet ve iş birliği kurmak için, emir vermek yerine alternatif sunarak ve neden-sonuç ilişkisi kurarak konuşmak çok çok daha etkilidir. Ayrıca dışarıda mesleki veya sosyal açıdan gösterdiğimiz kibarlıkları örneğin bir akşam yemeğinde eşinizden tuzu uzatmasını rica ettiğinizde teşekkür etmekten kaçınmayın! Bu tarz pozitif ve kibar cümlelerse hem eşinizle hem de çocuklarınızla yani ailenizle sevgi ve saygı çerçevesini iyi çizmenize de mutlaka katkıda bulunacaktır.

2. Yargılayıcı ve Eleştirel Dil Kullanmak

"Sen zaten hep şöylesin, böylesin!", "Hiçbir şeyi doğru dürüst yapamıyorsun ki!", “Neden daha da yüksek bir puan almadın?”, “Diğerleri falanca bak kaç puan almış?”, “Ayşe’nin/Mehmet’in eşi o ne derse yapıyormuş!” gibi cümleler, kişiyi yetersiz hissettirmekten başka bir işe yaramaz. Aile içinde eleştirel ve yargılayıcı bir dil kullanmak, karşımızdakinin kendini değersiz ve yetersiz hissetmesine neden olabilir. Bu tür bir iletişim, bireylerin kendini savunmaya almasına, hatta tamamen uzaklaşmasına yol açar. Yapıcı geri bildirim vermek ve karşı tarafı anlamaya çalışmak ise sağlıklı bir iletişimin temel taşlarındandır. Aynı çatı altında yaşayan yabancılara dönüşmemek için birbirinizi yargılamaktan önce anlamak için mutlaka çaba gösterin. Hepinizin bu hayata bir kez geldiğini ve bir şeyler başarabilmek için çaba harcadığını ve kendi yolunu bulmaya çalıştığını unutmayın.

3. Suçlamak ve Suçlu Hissettirmek

İnsanlar ilişkilerinde sık sık suçlama eğiliminde olur, çünkü sorumluluk almak zor gelir. "Senin yüzünden bu hale geldik!" ya da "Bütün suç sende!" gibi ifadeler kullanmak, çözüm üretmek yerine çatışmayı alevlendirecektir. Böylesine suçlayıcı ve genelleyici, cümleler kurmak ilişkilerinizin dinamiklerini de derinden sarsabilir. Bunun yerine, "Ben bu durumda kendimi beni böyle etkilediği için şöyle hissediyorum..." gibi ifadeler kullanarak kendi duygularımıza odaklanmak çok daha yapıcı olur. Aynı zamanda karşı tarafı suçlamadan, suçlayıcı imalarda hatta yüz mimikleriyle bile imalı tavırlar içinde bulunmamak da bu iletişimin karşılıklı olarak sağlıklı düzeyde tutulmasını sağlayacaktır.

4. Alay Etmek ve Konuyu Hafife Almak


İletişimde en büyük engellerden biri, karşımızdaki kişinin duygularını ciddiye almamaktır. "Hadi canım, bunu da dert mi ettin?", "Sen de her şeyi büyütüyorsun!", “Kırıldığın şey bu muydu?”, “Sen de canım amma alıngansın!”, “Amaaaan canım ben de önemli bir şey sanmıştım." gibi cümleler, kişinin kendini anlaşılmamış hissetmesine yol açar. Özellikle çocuklar ve ergenler, aile içinde ciddiye alınmadıklarında duygularını paylaşmayı bırakır ve içe kapanabilir. Oysa ki, her bireyin duygularına saygı göstermek, aile bağlarını güçlendirmenin temel anahtarıdır.

Evdeki Huzursuzluğun Sebebi Ne İle İlgili?

Sağlıklı bir aile ilişkisi için en önemli nokta, birbirimizi gerçekten de samimi bir şekilde anlamaya çalışmaktır. Bu da, empati kurmakla mümkündür. Empati kurmak, aile içinde güvenli bir ortam yaratmanın temelidir. Ancak empati yalnızca "Onun yerinde olsam ne hissederdim?" diye düşünmekle sınırlı kalmamalıdır. Karşımızdaki kişiyi aktif olarak dinlemek, onun bakış açısından değerlendirme yapmak ve yargılamadan anlamaya çalışmayı da gerektirir. Bu olamadığı veya sağlanamadığında ise evde maalesef huzursuzluk oluşur.

Evdeki huzursuzluğu önlemek için ise şunlar öne çıkar:

Duygu ve düşüncelerimizi olabildiğince açık ve net bir şekilde ifade edebilmek,
Karşımızdaki kişinin duygudurumu ve duygularını dikkate almalı, onu küçümsememek,
Kendi hislerimizi ve ihtiyaçlarımızı fark ederek, ihmal etmemek,
Aile bireylerinin kendilerini ihtiyaç olduğunda olabildiğince açık ifade etmeleri için güvenli bir alan yaratmak,
İyi bir dinleyici ve de konuşmacı olmak,

Eğer bu noktalara dikkat etmenize rağmen aile içinde huzursuzluk devam ediyorsa, bir aile terapistinden veya uzman bir klinik psikologdan destek almak en sağlıklı seçeneklerden biri olacaktır. Unutmayın, sağlıklı iletişim yalnızca kelimelerle değil, anlayış, sabır ve empatiyle de inşaa edilir. Aile içinde yaratılan bu pozitif ortam ise, tutarlı bir şekilde devam ettirilebildiğinde aynı çatı altında yaşayan yabancılara dönüşmenizi engelleyerek huzursuzluğun azaldığı bir aile zemini sağlayacaktır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Aile İletişiminde Engeller, Huzursuzluk Kaynakları ve Çözüm Önerileri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Deniz DOĞRUÖZ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Deniz DOĞRUÖZ'ün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Deniz DOĞRUÖZ Fotoğraf
Uzm.Psk.Deniz DOĞRUÖZ
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
Klinik Psikolog / Ergen, Yetişkin, Aile , Çift Terapisti/ Sertifikalı EMDR 2. Düzey Uygulayıcısı
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi219 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Deniz DOĞRUÖZ'ün Makaleleri
► Kekemelik: Tanımı, Nedeni ve Çözüm Önerileri Psk.Doğan Demirkan ÖZDEMİR
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 20,101 uzman makalesi arasında 'Aile İletişiminde Engeller, Huzursuzluk Kaynakları ve Çözüm Önerileri' başlığıyla benzeşen toplam 46 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


12:57
Top