Kendini Acımasızca Eleştirmek: Kendini Eleştirme Sanatı / Savaşı
Kendini Acımasızca Eleştirmek: Kendini Eleştirme Sanatı / Savaşı
İç Sesiniz Düşman mı, Yol Arkadaşı mı?
Beyniniz savaş halinde kendini didiklerken size ne söylüyor? İçinizdeki sesler aşağıdakilerden biri mi?
✔ "Bunu neden böyle yaptı(m)n ki?"
✔ "Neden herkesin içinde aptal gibi davrandı(m)n ki?"
✔ "Sen(ben) zaten hep başarısız oldu(m)n, ne bekliyordu(m)n ki?"
Eğer bu içinizdeki yargılayıcı ses sizinle sürekli böyle konuşuyorsa, büyük ihtimalle kendinizi en acımasız şekilde eleştiren kişi de sizsiniz bu durumda.
Peki, bu acımasızca yapılan eleştiriler gelişiminize hiç pozitif katkı mı sağlıyor, yoksa sizi durduran bir duvara veya aşağıya çeken bir ağırlığa mı dönüşüyor? Kendi iç sesimizin etkisini fark etmek, onu yönetebilmenin ilk adımıdır.
Bu yazıda, 25 yıllık mesleki deneyimimin ışığında tanık olduğum kendini acımasızca eleştiren insanların psikolojisini, bu eleştirilerin kökenlerini ve kendine karşı daha yapıcı bir iç ses geliştirmenin yollarını ele alacağız. Umarım, siz değerli okuyucular için yaşamınızda eleştirinin iç savaş yerine, iç dekorasyon sanatına dönüşümüne katkısı olur. ;)
Kendini Eleştirmenin Arkasındaki Psikoloji
1. Neden Kendimizi Bu Kadar Çok Sert Eleştiririz ki ?
İçimizdeki mahkeme sürecindeki yargılamanın bu kadar acımasız olmasının aslında özünde birkaç temel sebep vardır:
✔ Çocukluktan Gelen Büyütülme Ortamında Alışılarak Öğrenilmiş Düşünce Kalıpları: Eğer küçük yaşlardan itibaren ebeveynler, varsa büyük kardeşler veya aile büyükleri tarafından sürekli acımasızca eleştirildiyseniz, ee bir de bunun üstüne öğretmenleriniz tarafından "Yeterince iyi (yetersizlik) değilsin!" mesajı aldıysanız, yetişkin olduğunuzda bu sesin papağanı gibi kendinize benzeri durumlarda yapmanız kaçınılmazdır.
✔ Sosyal Baskı Ortamında Bulunma Nedeniyle Ortamlarda Kusursuz Görünmek için Oluşmuş Negatif Mükemmeliyetçi Yapınız: Sosyal medyada, iş hayatınızda ve genel manada içinde bulunduğunuz sosyal ortam ve toplum beklentileri nedeniyle kusursuz görünmek üzere kendine yüksek standartlar koyup stres, gerginlik içinde kendini hırpalamak … Herkes en iyi, en mükemmel olmak zorunda gibi hissediyor. Hata yapmaya hiç yer yok gibi görünüyor. Bu yüzden de kendini eleştiren kişi, kendisini sürekli daha iyi olması için zorlamaya çalışırken aslında kendini enerjisini boşa harcayarak her anlamda sağlığına da zarar veriyor.
✔ Kendine Çelme Takma Alışkanlığı: Bazı insanlar, hata yapmamak için hiç harekete geçmemeyi veya yapacağı basit bile olsa ne varsa olabildiği kadar ertelemeyi seçer. "Nasıl olsa başarısız olacağım, beklediğim gibi olmayacak, o zaman hiç başlamasam daha iyi!" Bu, aslına bakarsanız özünde bilinçaltının bir tür savunma mekanizmasıdır. Başarısız olma ihtimaliyle yüzleşmektense, eleştirisellik döngüsünde daha da dibe çökmemek, en baştan vazgeçmek belki bir anlamda tuhaf da olsa daha güvenli gelir.
Eğer kendinizi çok eleştirir haldeyseniz neler yapabilirsiniz?
🔹 Çocuklukta büyürken içinizdeki eleştirel, yargılayıcı düzeyde aldığınız mesajları mutlaka gözden geçirin. Sizi üzmüşse acı vermişse de bunları size kim yaptı. “Faydası oldu bugüne kadar, beni güçlendirdi aslında.İyi ki de öyle olmuş, şanslıyım aslında!.” gibi bir kendini kandırmaya girmeyin lütfen! Bizim konumuz aslında sizin bugününüze kendinizi acımasızca eleştirdiğiniz için kendi kendinize şimdi verdiğiniz zararı azaltmak. Geçmişi iyi kötü olmuş gibi bir değerlendirmeye sokmak değil, sadece hayat kalitenizi arttırmak. Tarafsızca geçmişe gidin!
🔹 Kendinizi neden bu kadar sert eleştirdiğinizi ve eleştiri cümlelerini fark edin. Fark etmek de yetmez aslında bunları bir kağıda yazın bakalım!.
🔹 Eleştirinizin gelişim için mi, yoksa durdurucu bir bariyer olarak mı kullandığınızı belirleyin! Maksat üzüm yemek mi, yoksa bağcıyı dövmek mi?
2. Sürekli Kendini Eleştirmenizin Asıl Nedeni: Yapıcılık Sanatı mı, Yıkıcı Bir Savaş mı?
Kendinizi sürekli eleştirmenizin asıl amacını iyi belirlememiz kendimize nasıl yaklaşacağımız konusunda çok önemlidir. Sebep konusunda başlıkta net verilmiş olan temel bir ayrım var, çünkü:
✔ Yapıcı Eleştiri: Gelişimi destekleyerek bizi hayatın tadını çıkarmaya yönelten bir sanat gibidir. Keyif aldığımız estetik ideallere ulaşma yolunda rehber olur.
✔ Yıkıcı Eleştiri: Kişiyi durdurarak, acı çekmesine sebep olup gerilimin içinde boğulmasını sağlayan yıllarca geriye götüren yıkıcı bir savaş gibi geriletir. Gerektiğinde vermemiz gereken yıkılmamak, çerçevemizi ve sevdiklerimizi korumak için verilen savaşlardan bahsetmiyorum, karışmasın!
Örneklerle, daha iyi anlayabilmek için bir örnekle inceleyelim: Örneğin, diyelim ki bir sınavda kötü not aldınız. Yapıcı eleştirel iç konuşma muhtemelen şöyle olacaktır: "Bu notu aslında almak istemezdim ama hatalarımı görüp, o hataları nasıl yaptığımı anlarsam sonrasında daha az kendimi geliştirebilirim." Aslında, görüleceği gibi hata ve kusurlar istenmese de olunca da bunlara yönelik özünde bir kabul var. Umutvari bir gelecek tasarımı ve de mükemmeli isteme arzusu aslında güçlü.
Aynı örneği, yıkıcı bir iç sesle yer değiştirelim, bakalım nasıl olacak? "Sen(ben) zaten aptalsın, hiçbir şeyi beceremezsin.","Herkes benden yüksek not aldı, keşke hiç sınava girmemiş olsaydım." gibi aslında umutsuzluk içeren bir iç söylem muhtemelen bir kişinin kendisine hayatında pek çok konuda çelme takıp gerilemesine yol açacak. Boşa verilmiş olan yıkıcı şekilde geriye götüren savaşlar gibi kendi uygarlığımızda bizi geriye götüren yıkıcı bir iç/dış savaş gibi bir durum olur.
Eğer kendi içinizde yıkıcı bir eleştirel iç ses fazlaysa ne yapabilirsiniz?
🔹 Kendinize söylediğiniz sözlerin katı gerçekliğini biraz esnek düşünce ile sorgulayarak biraz yumuşatın!
🔹 Eleştiriyi aslında kendinizi daha da yüreklendirici aşama, ipucu ve dersler olarak tahayyül edip kendiniz için motive edici basamaklar hale getirmeye çalışın!
3. Negatif İç Sese Sahip Olmanın Size En Büyük Zararlar Nelerdir?
Eğer kendinizi sürekli negatif bir iç sesle eleştiriyorsanız, bunun aslında hayat kalitenize olan etkilerini fark etmeniz bu durumu aşabilmek açısından oldukça önemlidir. Size aşırı negatif iç sesin muhtemel verdiği zararlar şöyle olacaktır:
✔ Özgüven Kaybı: Sürekli olumsuz iç sesle yaşamak, kişinin kendine olan özgüvenini ve dolayısıyla hayat kalitesini zedeler.
✔ Kaygı ve Depresyon: Negatif düşünceler, zihinde tekrarlandıkça kaygıyı artırır ve zamanla da umutsuzluk içinde olduğumuz için de bu durum depresyona yol açabilir. Depresyondayken varolan hayat enerjisini boşa harcamamak için de hiçbirşey yapmamak isteriz.
✔ Başarısızlık Korkusu ve Harekete Geçememe: Kişi, başarısız olacağına dair o kadar çok düşünce ve gerekçe üretir ki, denemeden de pes etme refleksi ve sonra da yüksek olasılıkla erteleme alışkanlığı geliştirir. Bu alışkanlık da, hayata yayılmış bir performans gerektiren alanlarda başarısızlık korkusu getirir.
Yukarıda saydığım zararlar oluşmuşsa içinden çıkabilmek için sadece küçük adımlarla pozitif bir bakış açısı geliştirmek için adımlar atın. Bu alışkanlığa dönüşebildiğinde de muhtemelen aslında bir dönüşüm yaşayacaksınız.
Kendine Karşı Daha Yapıcı Olmanın 5 Kısa Kestirme Yolu
Yukarıda detaylı başlıklarda yazdığımız önerileri bu başlık altında biraz daha özü yakalamayı ve hızlı pratik önerileri seven okuyucu için özetlemiş gibi olacağız! Bakalım kısa kestirme olarak yollar neymiş?
1. İç Konuşma Tarzınızı Mutlaka Anlayın ve Gerekliyse Değiştirin!
Kendi içinizdeki ses, iyiliğinizi isteyen bir dost gibi mi konuşuyor yoksa sizi yok etmeye, yargılayıp, esir almaya gelen bir düşman gibi mi? Eğer düşmanvari bir yaklaşma ise, kendinize söylediğiniz cümleleri, sevdiğiniz birine söyleyip söylemeyeceğinizi mutlaka düşünün. Sevdiğinize yapmayacağınız bir şeyi kendinize yapmayın bir zahmet! Kendinize daha yapıcı ve özenli bir dil kullanın.
2. Başarılarınızı Asla ve Asla Küçümsemeyin!
Eleştirel insanlar genellikle kendi geçmiş başarılarını önemsizleştirme eğilimindedir. "Zaten herkes yapar. Bunda övünecek bir şey yok ki." şeklinde başarılarıyla mutlu olmayan bir yaklaşım içerisinde olur. Ama unutmayın ki: küçük başarıları kutlamadan, büyük başarılar gelmez. Başarı özünde atılan küçük adımlar birikip olumlu alışkanlıklara dönüştüğünde gelir. Geçmiş başarılarınızı hatırlayın!
3. Eleştiriyi Geliştiren Bir Araç Olarak Kullanın!
Eleştiri, özünde doğru bir şekilde kullanıldığında insan hayat kalitesini ve aslında gelişimini destekler. "Burada hata yaptım, ama buradan ne öğrenebilirim?", "Bunu nasıl daha iyi yapabilirim?" gibi sorular sorabilmek işinize yarar ve sizi geliştirir..
4. Kendi Kahramanlık Hikayenizi Yeniden Yazmaya Başlayın, Ama Bu Defa Korku Filmi Çekmeyin!
Yeni kahramanlık hikayenizde, negatif düşüncelerin senaryonuza doluşmasını engelleyecek şekilde sınırlandırıp çerçevelemek önemlidir. Çerçevelerken de şunu örneğin yapabilirsiniz: "Ben başarısızım" demek yerine "Şu an istediğim noktada değilim ama gelişiyorum." şeklinde umutvari bir hale dönüştürebilirsiniz.
5. Kendinize Karşı Daha Şefkatli Olmayı Bizahmet Öğrenin Artık!
Kendinize karşı "ele güne karşı" gösterdiğiniz nezaketi bizahmet gösterin! Başkalarına varsa gösterdiğiniz anlayışı, kendinize de göstermeyi ihmal etmediğinizde içiniz rahat olsun epeyce sıkıntı azalacak. Bir deneyin bunu!
Özet olarak, şunu unutmayın ki : En güçlü yönetici ses olan iç sesiniz, en büyük düşmanınızın sesi değil, en büyük iyiliğinizi isteyerek sizi seven destekçi sesiniz olsun. ;)
İç Sesiniz Düşman mı, Yol Arkadaşı mı?
Beyniniz savaş halinde kendini didiklerken size ne söylüyor? İçinizdeki sesler aşağıdakilerden biri mi?
✔ "Bunu neden böyle yaptı(m)n ki?"
✔ "Neden herkesin içinde aptal gibi davrandı(m)n ki?"
✔ "Sen(ben) zaten hep başarısız oldu(m)n, ne bekliyordu(m)n ki?"
Eğer bu içinizdeki yargılayıcı ses sizinle sürekli böyle konuşuyorsa, büyük ihtimalle kendinizi en acımasız şekilde eleştiren kişi de sizsiniz bu durumda.
Peki, bu acımasızca yapılan eleştiriler gelişiminize hiç pozitif katkı mı sağlıyor, yoksa sizi durduran bir duvara veya aşağıya çeken bir ağırlığa mı dönüşüyor? Kendi iç sesimizin etkisini fark etmek, onu yönetebilmenin ilk adımıdır.
Bu yazıda, 25 yıllık mesleki deneyimimin ışığında tanık olduğum kendini acımasızca eleştiren insanların psikolojisini, bu eleştirilerin kökenlerini ve kendine karşı daha yapıcı bir iç ses geliştirmenin yollarını ele alacağız. Umarım, siz değerli okuyucular için yaşamınızda eleştirinin iç savaş yerine, iç dekorasyon sanatına dönüşümüne katkısı olur. ;)
Kendini Eleştirmenin Arkasındaki Psikoloji
1. Neden Kendimizi Bu Kadar Çok Sert Eleştiririz ki ?
İçimizdeki mahkeme sürecindeki yargılamanın bu kadar acımasız olmasının aslında özünde birkaç temel sebep vardır:
✔ Çocukluktan Gelen Büyütülme Ortamında Alışılarak Öğrenilmiş Düşünce Kalıpları: Eğer küçük yaşlardan itibaren ebeveynler, varsa büyük kardeşler veya aile büyükleri tarafından sürekli acımasızca eleştirildiyseniz, ee bir de bunun üstüne öğretmenleriniz tarafından "Yeterince iyi (yetersizlik) değilsin!" mesajı aldıysanız, yetişkin olduğunuzda bu sesin papağanı gibi kendinize benzeri durumlarda yapmanız kaçınılmazdır.
✔ Sosyal Baskı Ortamında Bulunma Nedeniyle Ortamlarda Kusursuz Görünmek için Oluşmuş Negatif Mükemmeliyetçi Yapınız: Sosyal medyada, iş hayatınızda ve genel manada içinde bulunduğunuz sosyal ortam ve toplum beklentileri nedeniyle kusursuz görünmek üzere kendine yüksek standartlar koyup stres, gerginlik içinde kendini hırpalamak … Herkes en iyi, en mükemmel olmak zorunda gibi hissediyor. Hata yapmaya hiç yer yok gibi görünüyor. Bu yüzden de kendini eleştiren kişi, kendisini sürekli daha iyi olması için zorlamaya çalışırken aslında kendini enerjisini boşa harcayarak her anlamda sağlığına da zarar veriyor.
✔ Kendine Çelme Takma Alışkanlığı: Bazı insanlar, hata yapmamak için hiç harekete geçmemeyi veya yapacağı basit bile olsa ne varsa olabildiği kadar ertelemeyi seçer. "Nasıl olsa başarısız olacağım, beklediğim gibi olmayacak, o zaman hiç başlamasam daha iyi!" Bu, aslına bakarsanız özünde bilinçaltının bir tür savunma mekanizmasıdır. Başarısız olma ihtimaliyle yüzleşmektense, eleştirisellik döngüsünde daha da dibe çökmemek, en baştan vazgeçmek belki bir anlamda tuhaf da olsa daha güvenli gelir.
Eğer kendinizi çok eleştirir haldeyseniz neler yapabilirsiniz?
🔹 Çocuklukta büyürken içinizdeki eleştirel, yargılayıcı düzeyde aldığınız mesajları mutlaka gözden geçirin. Sizi üzmüşse acı vermişse de bunları size kim yaptı. “Faydası oldu bugüne kadar, beni güçlendirdi aslında.İyi ki de öyle olmuş, şanslıyım aslında!.” gibi bir kendini kandırmaya girmeyin lütfen! Bizim konumuz aslında sizin bugününüze kendinizi acımasızca eleştirdiğiniz için kendi kendinize şimdi verdiğiniz zararı azaltmak. Geçmişi iyi kötü olmuş gibi bir değerlendirmeye sokmak değil, sadece hayat kalitenizi arttırmak. Tarafsızca geçmişe gidin!
🔹 Kendinizi neden bu kadar sert eleştirdiğinizi ve eleştiri cümlelerini fark edin. Fark etmek de yetmez aslında bunları bir kağıda yazın bakalım!.
🔹 Eleştirinizin gelişim için mi, yoksa durdurucu bir bariyer olarak mı kullandığınızı belirleyin! Maksat üzüm yemek mi, yoksa bağcıyı dövmek mi?
2. Sürekli Kendini Eleştirmenizin Asıl Nedeni: Yapıcılık Sanatı mı, Yıkıcı Bir Savaş mı?
Kendinizi sürekli eleştirmenizin asıl amacını iyi belirlememiz kendimize nasıl yaklaşacağımız konusunda çok önemlidir. Sebep konusunda başlıkta net verilmiş olan temel bir ayrım var, çünkü:
✔ Yapıcı Eleştiri: Gelişimi destekleyerek bizi hayatın tadını çıkarmaya yönelten bir sanat gibidir. Keyif aldığımız estetik ideallere ulaşma yolunda rehber olur.
✔ Yıkıcı Eleştiri: Kişiyi durdurarak, acı çekmesine sebep olup gerilimin içinde boğulmasını sağlayan yıllarca geriye götüren yıkıcı bir savaş gibi geriletir. Gerektiğinde vermemiz gereken yıkılmamak, çerçevemizi ve sevdiklerimizi korumak için verilen savaşlardan bahsetmiyorum, karışmasın!
Örneklerle, daha iyi anlayabilmek için bir örnekle inceleyelim: Örneğin, diyelim ki bir sınavda kötü not aldınız. Yapıcı eleştirel iç konuşma muhtemelen şöyle olacaktır: "Bu notu aslında almak istemezdim ama hatalarımı görüp, o hataları nasıl yaptığımı anlarsam sonrasında daha az kendimi geliştirebilirim." Aslında, görüleceği gibi hata ve kusurlar istenmese de olunca da bunlara yönelik özünde bir kabul var. Umutvari bir gelecek tasarımı ve de mükemmeli isteme arzusu aslında güçlü.
Aynı örneği, yıkıcı bir iç sesle yer değiştirelim, bakalım nasıl olacak? "Sen(ben) zaten aptalsın, hiçbir şeyi beceremezsin.","Herkes benden yüksek not aldı, keşke hiç sınava girmemiş olsaydım." gibi aslında umutsuzluk içeren bir iç söylem muhtemelen bir kişinin kendisine hayatında pek çok konuda çelme takıp gerilemesine yol açacak. Boşa verilmiş olan yıkıcı şekilde geriye götüren savaşlar gibi kendi uygarlığımızda bizi geriye götüren yıkıcı bir iç/dış savaş gibi bir durum olur.
Eğer kendi içinizde yıkıcı bir eleştirel iç ses fazlaysa ne yapabilirsiniz?
🔹 Kendinize söylediğiniz sözlerin katı gerçekliğini biraz esnek düşünce ile sorgulayarak biraz yumuşatın!
🔹 Eleştiriyi aslında kendinizi daha da yüreklendirici aşama, ipucu ve dersler olarak tahayyül edip kendiniz için motive edici basamaklar hale getirmeye çalışın!
3. Negatif İç Sese Sahip Olmanın Size En Büyük Zararlar Nelerdir?
Eğer kendinizi sürekli negatif bir iç sesle eleştiriyorsanız, bunun aslında hayat kalitenize olan etkilerini fark etmeniz bu durumu aşabilmek açısından oldukça önemlidir. Size aşırı negatif iç sesin muhtemel verdiği zararlar şöyle olacaktır:
✔ Özgüven Kaybı: Sürekli olumsuz iç sesle yaşamak, kişinin kendine olan özgüvenini ve dolayısıyla hayat kalitesini zedeler.
✔ Kaygı ve Depresyon: Negatif düşünceler, zihinde tekrarlandıkça kaygıyı artırır ve zamanla da umutsuzluk içinde olduğumuz için de bu durum depresyona yol açabilir. Depresyondayken varolan hayat enerjisini boşa harcamamak için de hiçbirşey yapmamak isteriz.
✔ Başarısızlık Korkusu ve Harekete Geçememe: Kişi, başarısız olacağına dair o kadar çok düşünce ve gerekçe üretir ki, denemeden de pes etme refleksi ve sonra da yüksek olasılıkla erteleme alışkanlığı geliştirir. Bu alışkanlık da, hayata yayılmış bir performans gerektiren alanlarda başarısızlık korkusu getirir.
Yukarıda saydığım zararlar oluşmuşsa içinden çıkabilmek için sadece küçük adımlarla pozitif bir bakış açısı geliştirmek için adımlar atın. Bu alışkanlığa dönüşebildiğinde de muhtemelen aslında bir dönüşüm yaşayacaksınız.
Kendine Karşı Daha Yapıcı Olmanın 5 Kısa Kestirme Yolu
Yukarıda detaylı başlıklarda yazdığımız önerileri bu başlık altında biraz daha özü yakalamayı ve hızlı pratik önerileri seven okuyucu için özetlemiş gibi olacağız! Bakalım kısa kestirme olarak yollar neymiş?
1. İç Konuşma Tarzınızı Mutlaka Anlayın ve Gerekliyse Değiştirin!
Kendi içinizdeki ses, iyiliğinizi isteyen bir dost gibi mi konuşuyor yoksa sizi yok etmeye, yargılayıp, esir almaya gelen bir düşman gibi mi? Eğer düşmanvari bir yaklaşma ise, kendinize söylediğiniz cümleleri, sevdiğiniz birine söyleyip söylemeyeceğinizi mutlaka düşünün. Sevdiğinize yapmayacağınız bir şeyi kendinize yapmayın bir zahmet! Kendinize daha yapıcı ve özenli bir dil kullanın.
2. Başarılarınızı Asla ve Asla Küçümsemeyin!
Eleştirel insanlar genellikle kendi geçmiş başarılarını önemsizleştirme eğilimindedir. "Zaten herkes yapar. Bunda övünecek bir şey yok ki." şeklinde başarılarıyla mutlu olmayan bir yaklaşım içerisinde olur. Ama unutmayın ki: küçük başarıları kutlamadan, büyük başarılar gelmez. Başarı özünde atılan küçük adımlar birikip olumlu alışkanlıklara dönüştüğünde gelir. Geçmiş başarılarınızı hatırlayın!
3. Eleştiriyi Geliştiren Bir Araç Olarak Kullanın!
Eleştiri, özünde doğru bir şekilde kullanıldığında insan hayat kalitesini ve aslında gelişimini destekler. "Burada hata yaptım, ama buradan ne öğrenebilirim?", "Bunu nasıl daha iyi yapabilirim?" gibi sorular sorabilmek işinize yarar ve sizi geliştirir..
4. Kendi Kahramanlık Hikayenizi Yeniden Yazmaya Başlayın, Ama Bu Defa Korku Filmi Çekmeyin!
Yeni kahramanlık hikayenizde, negatif düşüncelerin senaryonuza doluşmasını engelleyecek şekilde sınırlandırıp çerçevelemek önemlidir. Çerçevelerken de şunu örneğin yapabilirsiniz: "Ben başarısızım" demek yerine "Şu an istediğim noktada değilim ama gelişiyorum." şeklinde umutvari bir hale dönüştürebilirsiniz.
5. Kendinize Karşı Daha Şefkatli Olmayı Bizahmet Öğrenin Artık!
Kendinize karşı "ele güne karşı" gösterdiğiniz nezaketi bizahmet gösterin! Başkalarına varsa gösterdiğiniz anlayışı, kendinize de göstermeyi ihmal etmediğinizde içiniz rahat olsun epeyce sıkıntı azalacak. Bir deneyin bunu!
Özet olarak, şunu unutmayın ki : En güçlü yönetici ses olan iç sesiniz, en büyük düşmanınızın sesi değil, en büyük iyiliğinizi isteyerek sizi seven destekçi sesiniz olsun. ;)
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Kendini Acımasızca Eleştirmek: Kendini Eleştirme Sanatı / Savaşı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Deniz DOĞRUÖZ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Deniz DOĞRUÖZ'ün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |






Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.