2007'den Bugüne 93,169 Tavsiye, 28,405 Uzman ve 20,110 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Görmediğimiz Çerçeveler: Bağlamın Gizemli Gücü ve Başarıya Etkisi
MAKALE #23377 © Yazan Fatma DEMİRÖZ | Yayın YENİ Nisan 2025
Görmediğimiz Çerçeveler: Bağlamın Gizemli Gücü ve Başarıya Etkisi


“Bağlam derken kastettiğimiz şey ömrümüzün neredeyse tamamının içinde geçtiği süreğen sembolik ifadelerdir.”

Bu cümlede geçen "bağlam" kelimesi, günlük yaşantımızda, düşüncelerimizde, davranışlarımızda ve iletişimimizde sürekli olarak içinde bulunduğumuz, farkında olsak da olmasak da bizi şekillendiren anlam çerçevelerini ifade ediyor.

Cümleyi daha sade ve açık bir şekilde şöyle açıklayabiliriz:

"Bağlam" dediğimiz şey, hayatımız boyunca içinde yaşadığımız ve düşünme biçimimizi etkileyen, alışkanlıklarımızı, değer yargılarımızı, dili nasıl kullandığımızı hatta gerçekliği nasıl algıladığımızı belirleyen sürekli sembolik anlamlar ve yapılar bütünüdür.

Buradaki “süreğen sembolik ifadeler” ifadesi ise; toplumda öğrenilen dil, kültürel kodlar, normlar, simgeler, ritüeller, yani insanların anlam verdiği her türlü sembolik sistemi kapsıyor.
Örneğin, "başarı" ya da "aile" kavramları farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir. Bu semboller değişken değil; zaman içinde sürüp gider, kuşaktan kuşağa aktarılır ve biz de bu anlam dünyasının içinde büyür, yaşarız.

Bu kavramları örneklerle somutlaştıralım.

“Aile” Kavramı Bağlam İçinde

Diyelim ki Türkiye’de yaşayan bir birey için “aile” denildiğinde akla genellikle anne, baba, çocuklardan oluşan çekirdek aile gelir ve bu aile yapısı içinde saygı, bağlılık, birlikte yaşama gibi değerler ön plandadır. Bu anlam, o bireyin yaşadığı kültürel bağlam içinde süreğen olarak öğrenilmiş bir sembolik ifadedir.

Ama aynı kavram, örneğin Amerika’daki bir birey için biraz daha bireysellik temelli, daha bağımsız yaşamlar üzerinden anlam kazanabilir. Orada “aile” kavramı, 18 yaşında evden ayrılan çocuk, ayrı yaşayan bireyler şeklinde bir sembolle karşılık bulabilir.

İşte burada “bağlam”, kişinin içinde doğup büyüdüğü, çevresinden öğrendiği, sembollerle dolu sosyal ve kültürel dünyadır. Bu bağlam, “aile” kavramına nasıl baktığını belirler. Kişi çoğu zaman bu bağlamın farkında bile değildir, çünkü onun içinde yaşar; adeta hava gibi.

“Başarı” Kavramı Bağlam İçinde


Türkiye’de (ve genel olarak birçok geleneksel toplumda) başarı genellikle toplumsal onay, statü, maddi kazanç ve saygın bir meslek (doktorluk, mühendislik, öğretmenlik gibi) üzerinden tanımlanır. Bir çocuk küçük yaştan itibaren “başarılı olmak istiyorsan çok çalış, iyi bir meslek sahibi ol” gibi cümlelerle büyür. Bu, o çocuğun içinde olduğu kültürel bağlamın bir parçasıdır. Bu bağlam, başarıyı belli kalıplarla anlamlandırır ve sembolik hale getirir.

Ama mesela İskandinav ülkelerinde ya da bireyselliğin daha öne çıktığı bazı Batı toplumlarında, başarı kişisel tatmin, mutlu bir yaşam, kendini gerçekleştirmek, ya da topluma katkı sağlamak gibi çok daha farklı anlamlar taşıyabilir. Orada biri az para kazanıp kırsalda doğayla iç içe yaşarken “başarılı” olarak görülebilir. Çünkü o bağlamda mutluluk, denge, iç huzur gibi değerler başarıyla eşdeğerdir.

Yani: “Başarı” tek bir gerçekliğe sahip değildir; onun ne olduğu, içinde yaşadığımız bağlamın bize yüklediği sembollerle şekillenir. Ve çoğumuz bu anlamları sorgulamadan kabul ederiz, çünkü doğduğumuzdan beri o sembollerle düşünmeyi öğreniriz.

Başarısız olduğumda neden kötü hissediyorum?

Bu çok insani ve derin bir soru. “Başarısız olduğumda neden kötü hissediyorum?” sorusu herkesin bir şekilde yaşadığı bir iç çatışmanın ifadesi. Ve bunun cevabı da yine o bahsettiğimiz bağlamla, yani içinde büyüdüğümüz değer sistemleriyle doğrudan ilişkili.

1. Bağlamın Beklentileri ve İçselleştirme

Sen doğduğundan beri, toplum, aile, okul, medya gibi çeşitli kaynaklar sana (farkında olmadan) şu mesajı verdi:

"Başarılı olmalısın. Başarı = değerli bir insan olmak."
Bu mesajı çocukken farkında bile olmadan içselleştirdin. Yani başarı artık sadece dışsal bir şey değil, kimliğinin bir parçası haline geldi. Bu yüzden, başarısız olduğunda sadece bir eylemde başarısız olmuyorsun; sanki "ben kötü bir insanım", "yetersizim", "değersizim" gibi çok daha derin düşünceler de tetikleniyor. O kötü his işte buradan geliyor.

2. Kıyas ve Onaylanma İhtiyacı

Başarı çoğu zaman başkalarıyla kıyas içinde tanımlanıyor. Okulda notlar, işte terfiler, sosyal medyada “başarılı” insanların hayatları… Bunların hepsi senin zihninde bir "ideal başarı" kalıbı oluşturuyor. Ve sen o kalıba uymadığını düşündüğünde beynin alarma geçiyor:

“Yetersizim. Diğerleri daha iyi. Ben neden yapamıyorum?”
Bu kıyaslar, başarısızlık hissini büyütür, çünkü yalnızca o anki durumun değil, değer görmeye ve sevilmeye layık olma duygun bile sorgulanır gibi gelir.

3. Beynin Tehlike Algısı

Beyin başarısızlığı bazen gerçek bir hayatta kalma tehdidi gibi algılar. Çünkü tarihsel olarak, bir grubun parçası olmak ve onay görmek yaşam için çok önemliydi.

Toplumdan dışlanmak = hayatta kalamamak demekti.
Bu içgüdüsel korku bugün hâlâ bilinçaltında çalışıyor. Yani başarısızlık, beynin eski bölümleri tarafından "tehlike" olarak algılanıyor olabilir.

4. Ama Gerçek Şu: Başarısızlık = Öğrenme

Aslında başarısızlık kötü değildir. Bu sadece toplumun bize öyle öğrettiği bir anlamdır. Gerçekte başarısızlık:

- Ne kadar çabaladığını gösterir.
- Sana neyin işe yaramadığını öğretir.
- Sana kendinle daha dürüst olma fırsatı verir.
- Bazen seni olması gerekenden uzaklaştırarak daha doğru yola sokar.

“Başarısızlık hissi” karşısında ne yapılabilir?

“Başarısızlık hissi” karşısında ne yapılabilir sorusuna psikolojik esenliği koruyarak ve geliştirmeye dönük yanıtlar vermek için, özellikle Kabul ve Kararlılık Terapisi (ACT – Acceptance and Commitment Therapy) yaklaşımı oldukça etkili bir çerçeve sunar.
ACT’in temel amacı: Kişinin acı veren duygularla savaşmayı bırakıp, o duygularla birlikte değerleri doğrultusunda anlamlı bir yaşam sürmesini desteklemektir.

ACT perspektifinden başarısızlık hissiyle başa çıkmanın yolları:

1. Kabul (Acceptance): Duygunun Orada Olmasına Alan Açmak

"Kötü hissediyorum çünkü başarısız oldum... Bu his geçmeli."
Yerine:
“Şu an başarısızlık hissi var. Bu, bir insan olarak yaşamamın doğal bir parçası. Kaçmama gerek yok.”

ACT, “başarısızlık hissiyle savaşma” yerine, o duyguyu yargılamadan kabullenmeyi önerir. Çünkü savaşmak, duyguyu daha da büyütebilir. Onun yerine, duygunun varlığını fark edip ona “alan açmak”, zihinsel direnci azaltır.

2. Bilişsel Ayrışma (Cognitive Defusion): Zihninin Söylediklerini Gözlemle

Zihnin şöyle diyebilir:
“Sen yetersizsin.”
“Herkes senden daha başarılı.”

Bu düşünceler seni tanımlamaz. ACT burada düşüncelerle arana mesafe koymanı önerir. Onları gerçekmiş gibi değil, sadece zihinden geçen “kelimeler” olarak görmek önemli.

Uygulama örneği:
“Başarısızım” düşüncesini 10 saniye boyunca şarkı gibi mırıldan — sesi anlamdan ayırınca düşüncenin etkisi zayıflar.

3. Şu Anda Olmak (Mindfulness): Duygunun İçinden Geç, Ona Saplanma

Zihin başarısızlıkla ilgili geçmişe veya geleceğe kaçar:
"Geçen sınavı da berbat etmiştim."
"Yine böyle giderse hiçbir zaman başarılı olamayacağım."

Mindfulness (bilinçli farkındalık), zihnini şu ana getirir. Hislerini gözlemle, nefesine odaklan, bedensel farkındalığını artır.
Egzersiz:
“Şu an bedenimde başarısızlık hissi nerede? Kalbimde mi, midemde mi?”
Gözlemle, bastırma. Bu farkındalık panik yerine sakinliği getirir.

4. Değerlerle Bağ Kurmak: Başarısızlık Hissinin Altında Ne Var?

ACT der ki: “Acı, genellikle senin için değerli olan bir şeyle ilgilidir.”
Başarısızlık acıtıyorsa, bu başarmak, öğrenmek, gelişmek senin için önemli demektir. Bu harika bir ipucudur!

Soru:
Bu acı bana neyi önemsediğimi gösteriyor?

5. Kararlı Eylem (Committed Action): Değerlere Uygun Küçük Adımlar Atmak

Kendine şunu sor:
“Başarısızlık hissi içindeyken bile hangi küçük adımı atabilirim, ki bu adım önemsediğim şeye hizmet etsin?”
Bu, hissettiğin şeye rağmen ilerleyebilmeni sağlar.

Örneğin:
“Şu an kendimi kötü hissediyorum ama yine de derse 20 dakika bakabilirim.”
“Bugün çok zor ama yazmak benim için önemli, bir paragraf yazsam yeter.”

Sonuç: Başarısızlık Hissiyle Yaşamak, Ona Rağmen İlerlemek

ACT bize şunu öğretir:
Başarısızlık hissi kötü değildir. Onunla savaşmak yerine, onu fark etmek, kabul etmek ve değerlerin doğrultusunda adım atmak seni özgürleştirir.


Kaynaklar

Hall, S. (2019). Temsil: Kültürel temsiller ve anlamlandırma biçimleri (S. İrvan, Ed., A. Batur, Çev.). İstanbul: Pinhan Yayıncılık.

Bourdieu, P. (2017). Ayrım: Beğeni yargısının toplumsal eleştirisi (N. Ökten, Çev.). İstanbul: Heretik Yayıncılık.

Geertz, C. (2017). Kültürün yorumu (H. Berkmen, Çev.). İstanbul: Küre Yayınları.

Berger, P. L., & Luckmann, T. (2017). Gerçekliğin toplumsal inşası (A. Yılmaz, Çev.). İstanbul: Heretik Yayıncılık.

Foucault, M. (2014). Bilgi ve iktidar: Seçme yazılar (1972–1977) (I. Ergüden, Çev.). İstanbul: Ayrıntı Yayınları.

Harris, R. (2008). The happiness trap: How to stop struggling and start living. Boston, MA: Trumpeter.

Hayes, S. C., Strosahl, K. D., & Wilson, K. G. (2012). Acceptance and commitment therapy: The process and practice of mindful change (2nd ed.). New York, NY: Guilford Press.

Hayes, S. C. (2019). A liberated mind: How to pivot toward what matters. New York, NY: Avery.

Luoma, J. B., Hayes, S. C., & Walser, R. D. (2007). Learning ACT: An acceptance & commitment therapy skills training manual for therapists. Oakland, CA: New Harbinger Publications.

https://www.actturkiye.com/act/#baglam-nedir
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Görmediğimiz Çerçeveler: Bağlamın Gizemli Gücü ve Başarıya Etkisi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Fatma DEMİRÖZ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Fatma DEMİRÖZ'ün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     3 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Fatma DEMİRÖZ Fotoğraf
Fatma DEMİRÖZ
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Felsefeci - Antropolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Fatma DEMİRÖZ'ün Yazıları
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 20,110 uzman makalesi arasında 'Görmediğimiz Çerçeveler: Bağlamın Gizemli Gücü ve Başarıya Etkisi' başlığıyla benzeşen toplam 91 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


11:56
Top