2007'den Bugüne 93,213 Tavsiye, 28,408 Uzman ve 20,115 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Toplumsal Cinsiyet Üzerine Bir İnceleme
MAKALE #23385 © Yazan Uzm.Psk.Mehmet Metin KAYA | Yayın YENİ Nisan 2025
TOPLUMSAL CİNSİYET ÜZERİNE BİR İNCELEME

ÖZET
Toplumsal cinsiyet ve ataerkillik kavramları, cinsiyet eşitliği tartışmalarında önemli bir yer tutmakta ve toplumsal yapının anlaşılmasında temel bir rol oynamaktadır. Toplumsal cinsiyet konusu bir çok yönü ile tartışılan bir durum olarak değerlendirilebilir. Farklı ideoloji, inanç ve sistemler konuyu farklı veya bazı açılardan benzer şekilde açıklamaktadırlar. Farklı açıklamalar tartışmalara neden olsada bu konunun konuşulması bile gelişme olarak değerlendirilebilir. Toplumsal cinsiyet, bireylerin cinsiyetleri ile toplumsal ve kültürel normlar arasındaki ilişkiyi ifade eden bir kavramdır. Cinsiyet, biyolojik bir özellikken, toplumsal cinsiyet, bu biyolojik farklılıkların toplum tarafından nasıl yorumlandığını ve bunun sonucunda şekillenen rollerin, davranışların ve beklentilerin oluşturduğu bir yapı olarak tanımlanabilir (Butler, 1990). Ataerkillik, toplum içinde erkeklerin güç ve otorite sahibi olduğu, cinsiyetler arası eşitsizliklerin hâkim olduğu bir sosyal sistemdir. Bu sistem, erkeklerin hem sosyal hem de ekonomik alanlarda üstünlük kurmasını sağlamaktadır. "Ataerkillik, yalnızca erkeklerin kadınlar üzerindeki egemenliğini değil, aynı zamanda erkeklerin birbirleri üzerindeki iktidar dinamiklerini de ifade eder." Ataerkil yapı, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştirir ve toplumsal normları şekillendirir (Connell, 2005).


Bu çalışmada toplumsal cinsiyet konusu leteratür taraması üzerinden değerlendirilmiştir. Toplumsal cinsiyet ile ilgili kuramsal yaklaşımlara değinilmiştir. Çalışmada cinsiyet rollerinin terapi sürecine etkisi değerlendirilmişir. Sonuç olarak düşünce sistemleri ve kurumsal uygulamalar açısından tartışılması konunun olumsuz taraflarının ortaya çıkmasına katkı sağladığı düşünülmektedir.


Anahtar Kelimeler: Toplumsal cinsiyet, Ataerkillik, Terapide toplumsal cinsiyet, Kuramsal yaklaşımlar.


GİRİŞ


Türkiye’de geçmişten günümüze yansıyan ataerkillik yapının ülkemizdeki özel ve resmi kurumlardaki işleyişe etkisi gözlenebilmektedir. Erkeklerin kurumsal işleyişte daha baskın bir rol üstlendiği ile ilgili bir durum gözlenebilmektedir.
Türkiye’de ataerkillik yapı nedeni ve kalıpyargılar etkisi ile erkeklerin sosyal hayat içinde kadınlardan daha güçlü, problem çözüm odağı, gücün kaynağı, cesaretin temsili, sağlam psikolojik yapıyı temsil eden bir algı vardır. Kadınlar ise sosyal hayat içinde daha edilgen, sevgi ve yumuşaklığın temsili, şefkatin merkezi şeklinde bir algı ile değerlendirilmektedir. Bu çerçevede kadın ve erkek ülkemizde kendilerine biçilen rolleri üstlenmişlerdir (Şimşek, 2011).


Ülkemizde toplumsal cinsiyet ile ilgili oluşmuş bu roller kapsamında resmi ve özel kurumlarda eşitsizliklere neden olabilmektedir. Son yıllarda toplumsal cinsiyet konusunda yapılan çalışmalar ve hukuksal düzenlemelerin olumlu etkisi görülmekle birlikte yeterli düzeyde değildir. Ülkemizde cinsiyet eşitsizli nedeni ile kadınlar erkeklere göre daha az bir oranda iş gücü katılımı sağlamaktadırlar. Özel ver resmi kurumlarda kadınlar daha düşük statü ve görevlerde çalışmaktadırlar. Kadın ve erkek arasındaki eşitsizliklerin giderilmesi için daha fazla politika ve strateji üretilmesi gerekmektedir (Demirgöz Bal, 2016).


Toplumsal Cinsiyetin Terapiye Yansımaları


Bebeklikten itibaren oluşmaya başlayan cinsiyet rolleri ve daha sonraki gelişim döneminde kazanılan rol ve yargılar insanın yaşlılık sürecine kadar uzanmaktadır. Cinsiyet hakkında edinilen bu roller ve kalıp yargılar bireyde konu ile ilgili şemalar oluşturmaktadır. Bu durum diğer insanlarla olan etkileşimlerimizi önemli oranda etkilemekte ve davranışlarımızı şekillendirmektedir. Sosyal ortamlarda kullandığımız bu şemalar bazen ötekine baskı şeklinde yansıyabilmektedir. Bu durum kişide rahatsızlıklar oluşturabilmekte ve stres kaynağı haline gelebilmektedir. Kalıp yargılara uygun davranış sergilemeyen birey yalnızlık ve yalıtılmışlık duygu ve düşüncesi yaşayabilmektedir. Cinsiyet rol ve kalıpyargılar ile uyumlu davranış sergilemeyen kişiler sosyal baskıya uğrayabilmektedir. Bireyler, toplumsal kalıp yargılar nedeni ile kendilerinin beceri ve yeterliliklerinin olumsuz değerlendirilebileceği düşüncesine kapılabilmektedirler. Özellikle kadınlara yönelik “kadınsın yapamazsın” benzeri kalıpyargılar kadına yönelik psikolojik baskıya dönüşmektedir.


Cinsiyet rolleri ve kalıpyargıların danışan ve danışmana yansıyan yönleri de olabilmektedir. Psikoloğun terapi sürecinden önce cinsiyet rolleri ve kalıp yargılar konusunda bilgi edinmesi ve gerekli tutumu edinmesi önemlidir. Psikoloğun, terapi sürecinde bireye cinsiyet rolleri ve kalıpyargılar üzerinden değil, insan ve getirdiği sorun üzerinden değerlendirmeleri yapmasının uygun olacağı düşünülmektedir. Terapi sürecinde cinsiyetçi yaklaşımın etik olmayacağı değerlendirilmektedir. Terapi sürecinde danışan cinsiyet rolleri ve kalıpyargılardan oluşan olumsuzluklar yaşıyorsa, bu kalıpyargı ve cinsiyet rollerini sorgulamadan kabul edilmemesinin bireyi sınırlayabilecek taraflarının farkındalığı oluşturulabilir. Terapi sürecinde danışanın bu farkındalığının oluşabilmesi için sosyal inanışların birey üstündeki etkisi, kalıpyargılardan kaynaklı olabilecek problemleri değerlendirmek bireyi daha özgür bir seçim yapmasına ve buna göre davranış geliştirmesi konusunda yardımcı olabilir. Kalıpyargıların oluşturduğu rahatsızlıkların etkisini gidermeye yönelik, bireyin kendi kimliğini kabullenme, yetenek ve kapasitesini kullanma becerileri geliştirecek davranışçı çalışmalar ve bilişsel çarpıtmaları değiştirebilecek terapi süreci yürütülmesinin yararlı olabileceği değerlendirilmektedir.


Toplumsal Cinsiyete İlişkin Kuramsal Yaklaşımlar


Biyolojik Kuram


Toplumsal cinsiyet kuramlarından biyolojik kuram; insanlar doğumları ve gelişim dönemleri ile kadın ve erkek olarak bedenlerinde salgıladıkları hormonlar açısından farklılaşmaktadır. Bundan dolayı biyolojik kuramı, erkek ve kadının cinsiyet özelliklerini ve bu nedenle ortaya çıkan psikolojik farklılıkları temel alan kuram olarak tanımlamak mümkündür (Özkan, 2016 aktaran Pehlivan, 2017).


Bu kurama göre kadın ve erkek arsındaki farkın nedeni kadının doğurgan özelliğinin bulunması ancak erkekte bu özelliğin olmamasıdır. Bu nedenle erkek ve kadın arasında biyolojik bir fark vardır. Bu farklılık insanların topluluklar halinde yaşaması sonrası erkek ve kadın rollerine yansımıştır. Kadın çocuk ile ilgilenirken erkekte ailenin ihtiyaçlarını karşılayacak roller üstlenmiştir (Buss, 1995 aktaran Keskin ve Ulusan, 2016). Bu nedenle toplumsal cinsiyeti açıklarken biyolojik kuramın göz önünde bulundurulması daha doğru bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir (Keskin ve Ulusan, 2016).


Sosyal Rol Kuramı


Toplumsal cinsiyeti sadece biyolojik kuram ile açıklamak eksik bir yaklaşımdır. Cinsiyet kavramının şekillenmesinde toplumların ataerklillik yapısı, egemen güçler ile bilişsel ve öğrenme etkili olmaktadır.Sosyal rol kuramına göre kadın ve erkek rolleri sonradan kazanılmıştır.Bundan dolayı kadın ve erkeğin yaşadıkları toplumda üstlendikleri roller ile farklılık ortaya çıkmaktadır (Karakılıç ve Alay, 2018).


Etkileşimsel Model


Bu kurama göre; biyolojik ve sosyal etkilerin, kadın ve erkeklerin davranışlarının şekillenmesinde etkisi vardır. Ancak kişinin içinde bulunduğu ortam, model aldığı cinsiyet ve kişinin tercihleri cinsiyete bağlı davranış farklılıklarının oluşmasında etkili olabilir. Kişinin tüm çevresi ile etkileşimi sonrası cinsiyete dayalı davranış oluşabilmektedir. Bu nedenle cinsiyete bağlı rollerin esnek olabileceğini belirtmektedir (Dökmen, 2015).


Sosyal Öğrenme Kuramı


Sosyal öğrenme kuramında Bandura (1997) davranışlar sonradan öğrenilerek kazanılır diye belirtmektedir. Kadın ve erkeğin bulundukları toplum içinde gözlem yaparak öğrendiklerini ve böylece davranışlarını şekillendirdiklerini söylemektedir. Buna göre toplumsal cinsiyet davranışları da öğrenilerek kazanılmaktadır (Bandura, 1977 aktaran Keskin ve Ulusan, 2016).


Sosyal Baskınlık Kuramı


İnsanlar bir grubun diğer bir gruptan daha güçlü olabileceği eğilimin taşımaktadırlar. Baskın grupta yer alan egemenler güçsüz grupya yer alanlara kaynakların orantısız dağılımı konusunda adaletsiz davranabilmektedirler. Toplumsal cinsiyet davranışı güçlü grupların sahip olduğu değerlere göre şekillenmektedir. Buna dayanarak sosyal baskınlık kuramı sosyal hiyerarşilerin oluştuğunu belirtmektedir. Oluşan hiyerarşi kadın ve erkek için farklı güçlere sahip olmaya yol açmaktadır. Farklı güçlere sahip olma kadın ve erkek cinsiyetleri arasında farklılıklara sebep olabilmektedir (Kıral, 2007).


Marksist Analiz


Bu kuramda toplumsal cinsiyet erkekler ile olan etkileşim ile değil üretime kattıkları değer üzerinden değerlendirmektedir. Erkekler üretime daha çok katkı verdikleri için farklılık ortaya çıkmaktadır. Dolayısı ile kadınların üretimde yer almaları bu farklılıkların değerlendirilmesinde etkili olacaktır (Çakır, 2008).


Sosyal Feminizm


Feminizm, sosyal feminizm ile birleştirilerek sosyal konumdaki ikincil rolleri değiştirilebilir. Kapitalizm güç kullanarak kadınlar üzerinde baskıyı kurumsallaştırmıştır. Kapitaliz sosyal sınıflar arsında ayrıştırıcı bir tarz oluşturmaktadır. Kapitalizm kendi devamlılığı için aile yaşantısının devamlılığını savunmaktadır. Böylece iş hayatı ve ev hayatı kavramları gelişmiş, kadına ev hayatında roller tanımlanmıştır. Sosyal feminizm ev hayatında kadınların iş yüküne maruz kaldığını ve ücret almadığını söylemektedir. Kadınların tüm üretim, emek ve karşılığı süreçlerinden faydalandırılarak kadın erkek farklılığının ortadan kaldırılabileceğini değerlendirmektedir (Çakır, 2008).


Kitle İletişim Araçlarında Toplumsal Cinsiyet


Kitle iletişim araçalarında büyük bir teknolojik gelişim ve değişim yaşanmaktadır. Bu durum kitle iletişm araçlarının kullanımı konusunda da değişimlere ve farklılıklara yol açmaktadır. Ancak kitle iletişim araçlarının gelişiminin olumlu etkileri olduğu gibi bu hızlı değişim olumsuzluklara da yol açabilmektedir. Artık herkesin her yaşta ulaşabildiği ve hemen her alanda sosyal medya aracılığı ile olaylara dahil olabildiği bir durum yaşanmaktadır. Bu durum sosyal davranış değişikliklerine de yol açabilmektedir. Kitle iletişim araçları cinsiyet ile ilgili davranışların ve imajın oluşturulmasında önemli bir konumdadır. Toplumun kadın ve erkek ile ilgili nelere odaklanması gerektiği ile ilgili algı oluşturmada etkili olmaktadır. Medyanın oluşturduğu bu algı zamanla toplumda genelleşebilmektedir. Özellikle televizyonlarda kadınların cinsel olarak mağdur konumda, fedakar anne ve her durumda sadık bir eş durumu işlenmektedir. Kitle iletişim araçlarında yönetici ve strateji belirleyicilerin eksikliği kadınlara yönelik cinsiyet eşitsizliklerin topluma akatarılmasında etkili olmaktadır. Son yıllarda kitle iletişim araçlarında kadın etkinliği artsa da bu durum cinsiyet eşitsizliğinin değişimi açısından yeteli düzeyde değildir (Dündar, 2010).


SONUÇ


Son yıllarda toplumsal cinsiyet konusunda yapılan çalışmalar ve hukuksal düzenlemelerin olumlu etkisi görülmekle birlikte yeterli düzeyde değildir. Ülkemizde cinsiyet eşitsizli nedeni ile kadınlar erkeklere göre daha az bir oranda iş gücü katılımı sağlamaktadırlar.


Kitle iletişim araçalarında büyük bir teknolojik gelişim ve değişim yaşanmaktadır. Bu durum kitle iletişm araçlarının kullanımı konusunda da değişimlere ve farklılıklara yol açmaktadır. Ancak kitle iletişim araçlarının gelişiminin olumlu etkileri olduğu gibi bu hızlı değişim olumsuzluklara da yol açabilmektedir. Artık herkesin her yaşta ulaşabildiği ve hemen her alanda sosyal medya aracılığı ile olaylara dahil olabildiği bir durum yaşanmaktadır. Bu durum sosyal davranış değişikliklerine de yol açabilmektedir. Kitle iletişim araçları cinsiyet ile ilgili davranışların ve imajın oluşturulmasında önemli bir konumdadır.


Ülkemizde toplumsal cinsiyet ile ilgili oluşmuş bu roller kapsamında resmi ve özel kurumlarda eşitsizliklere neden olabilmektedir. Son yıllarda toplumsal cinsiyet konusunda yapılan çalışmalar ve hukuksal düzenlemelerin olumlu etkisi görülmekle birlikte yeterli düzeyde değildir. Ülkemizde cinsiyet eşitsizli nedeni ile kadınlar erkeklere göre daha az bir oranda iş gücü katılımı sağlamaktadırlar.


Cinsiyet rolleri ve kalıpyargıların danışan ve danışmana yansıyan yönleri de olabilmektedir. Psikoloğun terapi sürecinden önce cinsiyet rolleri ve kalıp yargılar konusunda bilgi edinmesi ve gerekli tutumu edinmesi önemlidir. Psikoloğun, terapi sürecinde bireye cinsiyet rolleri ve kalıpyargılar üzerinden değil, insan ve getirdiği sorun üzerinden değerlendirmeleri yapmasının uygun olacağı düşünülmektedir. Terapi sürecinde cinsiyetçi yaklaşımın etik olmayacağı değerlendirilmektedir.
Kuramsal yaklaşımların toplumsal cinsiyet konusunu tartışma zeminine taşıması konunun bir çok yönden konuşulması ve gelişimi açısından olumlu olduğu değerlendirilebilir.

KAYNAKÇA
Bandura, A. (1977). “Social Learning Theory”, Englewood Cliffs, NJ: Prentice Hall.
Buss, D.M. (1995). Psychological Sex Differences. Origins Through Sexual Selection. American Psychologist, 50(30), 164-171.
Butler, J. (1990). Gender Trouble: Feminism and the Subversion of Identity. Routledge.
Connell, R. W. (2005). Masculinities. University of California Press.
Çakır, S. (2008). “Kapitalizm ve Patriarkaya Karşı: Sosyalist Feminizm”, Toplum ve Demokrasi, 2/4, Eylül-Aralık, s.185-196.
Demirgöz Bal, M. (2016). Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliğine Genel Bakış. Kadın Sağlığı Hemşireliği Dergisi, 1(1), 15-28.
Dündar, S. (2010). Televizyon Haberlerinde Kadının Temsili. Akademia, S.92-105.
Dökmen, Z. Y. (2015). Toplumsal Cinsiyet: Sosyal Psikolojik Açıklamalar, İstanbul: Remzi Kitapevi.
Karakılıç, M. ve Alay, S. (2018). Kadın ve Yönetici: Aday Yöneticiler, Yönetimsel Becerilerde Cinsiyete Özgü Kalıplara Sahip midirler? Spor Bilimleri Dergisi, Yıl 2008, Cilt: 19 Sayı: 4, s. 220-237
Keskin, F. ve Ulusan, A. (2016). Kadının Toplumsal İnşasına Yönelik Kuramsal Yaklaşımlara Dair Bir Değerlendirme
Kıral, G., (2007). “Sosyal Baskınlık Yönelimi ile Etnik Önyargı Arasındaki İlişki Üzerine Bir
Değerlendirme” iç. İzmir Ekonomi Üniversitesi I. Psikoloji Lisansüstü Öğrencileri Kongresi Bildiri Metinleri, (Editörler. Hakan Çetinkaya, Mert Teközel), 235-257.
Özkan, D. (2011). Ataerkil İdeolojide Bekaret Söylemi. Mersin Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü.
Pehlivan, P. V. (2017). Toplumsal Cinsiyet Bağlamında Kuramsal Yaklaşımlar: Bir Literatür Taraması. İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. Yıl:16 Sayı: 31 S. 497-521.
Şimşek, H. (2011). Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliğinin Kadın Üreme Sağlığına Etkisi: Türkiye Örneği,. DEU Tıp Derg. 2011;25(2):119-26.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Toplumsal Cinsiyet Üzerine Bir İnceleme" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Mehmet Metin KAYA'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Mehmet Metin KAYA'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     3 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Mehmet Metin KAYA Fotoğraf
Uzm.Psk.Mehmet Metin KAYA
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi5 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Özgeçmiş - Çalışma Alanları - Makaleler (4) - Videolar - İletişim Bilgileri
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Mehmet Metin KAYA'nın Makaleleri
► Toplumsal Cinsiyet Psk.Esra BAYRAKTAR SÜNGÜ
► Toplumsal Cinsiyet Rolleri Psk.Aydın Deniz YÜCE
► Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Psk.Kadriye DOĞAN
► Toplumsal Cinsiyet Rolleri Psk.Dnş.Fatma YÜCEL TEMİZKAN
► Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Erkeklik Psk.Dnş.Nuray ÖZBEN AVŞAR
► Cinsiyet Üzerine Dr.Psk.Aygül KAKIRMAN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 20,115 uzman makalesi arasında 'Toplumsal Cinsiyet Üzerine Bir İnceleme' başlığıyla benzeşen toplam 23 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


06:12
Top