2007'den Bugüne 93,373 Tavsiye, 28,410 Uzman ve 20,135 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Gelişmeleri Kaçırma Korkusu - Fomo
MAKALE #23414 © Yazan Uzm.Psk.Dnş.Banu BEYAZ | Yayın YENİ Temmuz 2025
Literatür incelendiğinde genel olarak fırsatları veya gelişmeleri kaçırma korkusu olarak adlandırılan FoMO’nun, 2000’li yıllardan önce araştırmalarda yer almayan bir kavram olduğunu söyleyebiliriz. Teknolojinin ilerlemesi ile hızla gelişen dijital medya kanalları vasıtasıyla pek çok alanda ve araştırmalarda FoMO kavramı kullanılmaya başlanmıştır .Terim ilk defa 1996 yılında Der Herman tarafından ortaya atılmıştır.Fomo ilk kez Amerikalı bilim insanları tarafından ortaya atılmış ve Türkçeye ‘Gelişmeleri Kaçırma Korkusu’ (GKK) olarak tercüme edilmiştir. (Uzun, Gözükara ve Bilgin, 2019).

Teknolojik gelişmeler, sosyal ağların çeşitliliği, hızlı internet ulaşımı gibi birçok etmen kullanıcıları sürekli olarak bu gelişmelerden haberdar olma isteği içerisine çekmektedir.

Sosyal medyanın yoğun bir şekilde insan hayatına girmesi, insanların yaşamlarına yönelik çok ciddi bir etkiye sahip olmuştur. Artan paylaşımlarla bitlikte sosyal medya bağımlılığı kullanıcıları paylaşımlar ve bilgileri kaçırmaya yönelik endişe duymalarına neden olmuştur. Bu durum özellikle 90’lar sonrası nesil kullanıcılarda Gelişmeleri Kaçırma Korkusu- GGK’nin oluşmasına neden olmuştur. (Wang ve ark. 2021)

İnsanların birbirleri ile olan iletişim biçimleri değişmiş ve hızlanmıştır. İnsanlar günümüzde dünyanın neresinde olursa olsunlar birbirleri ile iletişime geçip, etkileşim kurabilmektedirler. Kolaylaşan iletişimle birlikte insanlar, kendilerinin sahip olmadığı ya da deneyimleyemedikleri şeyleri görmüş, bunları kendilerinde bir eksiklik olarak algılayıp, korku, endişe ve strese kapılmışlardır. Bununla beraber insanların beklentileri, psikolojileri, ruh halleri, istek ve beklentileri de bu eksiklik duygusunun büyümesinde önemli etkenler olarak ortaya çıkmıştır. (Alat ve Filizöz, 2021: 67).

İnsan, varlığının bir gereği olarak sürekli aidiyet hissetmeye ve bu aidiyeti sürdürmeye yönelmiştir.Bir bireyin aidiyet hissetmesi için çevresindeki insanlarla veya içinde bulunduğu toplumla kendisini kıyasladığında eşit hissedebilmesi gerekir. Burada Alfred Adler’in sosyal ilgi kuramı devreye girer. Çünkü, sosyal ilgi kuramı hem ait olma ihtiyacı hem de diğer insanlarla eşitlik duygusu ile ilişkilidir. Adler’e göre çocuktan yetişkinlere fark etmeksizin tüm insanlar topluluğun refahına katkıda bulunma taahhüdünü veren sosyal ilgi veya topluluk duygusuna sahiptir. Sosyal ilgi ve topluluk hissi ayrılmaz biçimde ait olma duygusuna bağlıdır. Yani, topluluk duygusunu beslemenin en önemli yolu ait olma ihtiyacını ele almaktan gelir. Aidiyet hisseden bir birey yüksek sosyal ilgiye sahip olacaktır. Bu yönüyle ait olma duygusu birey ve toplumun ruh sağlığı için önem arz eder. Toplumun tüm üyelerinin aidiyet hissetmesi toplumun refahını arttıracaktır. (Adler, 1998; Curlette ve Kern, 2010; Ferguson, 2010).

Beynimiz, dışlanma durumu yaşadığımız zaman tepki veren özel bir bölüme sahiptir. Beynimizin bu bölümü limbik sistem olan amigdaladır. Amigdalanın görevi yaşamımıza tehdit oluşturabilen her şeyi tespit etmektir. Bu yüzden amigdalası hassas olan bireyler, dışlanmışlık ve gelişmelerden haberdar olamama durumu karşısında diğer bireylere göre daha fazla tepki verebilmektedir. Kişinin, grubun ya da toplumun bir parçası olamayışı, yaşamı için tehdit oluşturabilen ve strese sebep olabilecek bir olaydır. Dışlanmışlık hissini yaşayan bireyler oluşan stresten kurtulmak istemektedirler. Bu yüzden stresten kurtulmak için bireyler, gelişmeleri kaçırmamak adına hemen hemen iki kat çaba sarf edip bir şeyleri kontrol etme çabası sergilerler. Bu durumu yaşayan bireylerin geçmişte psikolojik sarsıntı yaşamış ya da obsesif kompulsif hastalığa yatkın bireyler olması muhtemeldir. Bu durum da gelişmeleri kaçırma korkusunun önemli sebepleri arasında gösterilebilir. (Tayiz, 2018).

Facebook, Twitter vb sanal ortamlara girmeden duramıyor musunuz?
Sanal ortamlarda harcadığınız zamanın giderek artması aile ve arkadaşlarınızı ihmal etmenize, işinizi aksatmanıza neden oluyor mu?
Eğer yeterince sanal ortamda bulunmadığınıza inanıyorsanız içinizde bir boşluk hissi, karamsarlık, huzursuzluk veya sinirlilik gibi belirtiler oluyor mu?

“Sosyal ortamlardaki paylaşımları göremediğimde, kaçırdığımda mutsuz oluyorum; kendimi huzursuz hissediyorum. Yeteri kadar beğeni ve gönderi almadığımda da çok mutsuz oluyorum’’ diyenlerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır.

Kullanıcıların sosyal çevrelerindeki kişi, kurum, kuruluş, olgu veya olaylarla ilgili herhangi bir bilgiyi kaçırma endişesi ve diğerlerinin çeşitli sosyal aktivitelerde bulunduğunu gördükten sonra kendilerini onlardan bağlantısız ve eksik kaldığını hissetmesi gibi olumsuz ruh hallerini yansıtan FoMO, bireylerin sürekli çevrimiçi olmalarına yol açmıştır (Bui, Krishen, Anlamlier ve Berezan, 2022; Dhir, Talwar, Kaur, Budhiraja ve Islam, 2021).

FOMO, “Fear of Missing Out”un kısaltmasıdır ve bireylerin, sosyal etkinlikleri, deneyimleri veya bağlantıları kaçırma korkusunu ifade eder. Bu duygu, özellikle dijital çağın getirdiği sürekli bağlantı ve paylaşım ortamlarıyla birlikte artmıştır. FOMO, kişilerin, etraflarındaki birçok alternatifin farkında olması ve daima daha fazlasını istemek, olmak ya da yapmak istemesinden kaynaklanmaktadır.

Günümüzdeki kişiler, gündem ve telefon bildirimleri gibi etraflarında bulunan çok sayıdaki uyarıcıya maruz kalmaktadır. Üstelik her daim daha da fazlasını bilmek istemektedirler. Akıllı telefonlar, insanların 7 gün 24 saat sosyal ağlarda yaşanan dinamikleri saniye saniye takip etmesine olanak vermektedir. Kişilerin sosyal medyayı takip etmedikleri her an çok önemli gelişmeler kaçırdıkları kaygısına kapılmaları ve bu kaygının da kişilerin sosyal medya takibi davranışını kısır bir döngü şeklinde devam ettirmeleridir.

Oxford sözlükte FoMO, “heyecanlı veya ilginç bir olayın başka bir ortamda oluyor gerçekleştiğine dair kaygı duygusu” olarak tanımlanmaktadır (Oxford, FOMO, 2023a). FoMO’nun zıttı olan kavram ise JoMO (joy of missing out) değerlendirilmektedir. JoMO ise “başka bir ortamda ilginç veya heyecan verici bir olayın gerçekleştiğini kaygısını düşünmeden kişinin zamanını istediği şeyi yaparak geçirmesi” olarak ifade edilmektedir. (Oxford, 2023b).

FOMO, Zihinsel Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı (DSM-5) gibi yaygın olarak kabul edilen tanı kılavuzunda resmi bir psikolojik bozukluk olarak sınıflandırılmamaktadır. Psikolojik bir bozukluktan ziyade bir sendrom olarak adlandırabilir. Başkalarının, kendilerinin dışlandığı ödüllendirici deneyimler yaşadığına inandıklarında hissedebilecekleri endişe veya huzursuzlukla ilgili sosyal ve kültürel bir sendrom olarak kabul edilebilir.

FoMO'nun kesin tanısını koymak için resmi kriterler bulunmamakla birlikte, farklı ölçekler aracılığıyla tarama yapılmaktadır. Örnek olarak, Gelişmeleri Kaçırma Korkusu Ölçeği (GKKÖ) ve Üsküdar Gelişmeleri Kaçırma Korkusu Ölçeği (ÜGKK) gibi ölçekler kullanılabilir. GKKÖ, kişilerin kendi yaşamlarıyla ilgili değerlendirmelerini içeren beşli likert tipi bir ölçektir ve Türkçe versiyonunun geçerliliği ve güvenilirliği yapılmıştır (Przybylski vd., 2013; Gökler vd., 2016). ÜGKK ise ülkemizde oluşturulmuş başka bir ölçektir ve FoMO taramasında kullanılabilmektedir (Geçerlilik, 2017).

Alan yazında fırsatı kaçırma ve bir şeylerden eksik kalma ile ilgili deneyimlenen bir korku olarak yer alan FoMO, gündemi kaçırma korkusu olarak da bilinmektedir. İnternet ve sosyal medyayı yoğun bir şekilde kullanan bireylerde görülen FoMO, sosyal medyada paylaşılan bir gönderiden, bir durum güncellemesinden, son olaylardan ve çeşitli deneyimlerden haberdar olmama, yani bilgilendirme çemberinin dışında kalma kaygısı sonucunda ortaya çıkan bir sorundur (Eşitti, 2015: 80)

FoMO, literatürde, iki temel bileşenle tanımlanmıştır: Bunlardan birincisi bireyin kendisinin bulunmadığı bir ortamda başkalarının keyifli deneyimler yaşadığına dair endişe, ikincisi sosyal ağlardaki bağlantıda kalma arzusudur. İlk bileşen kaygı, endişe gibi bilişsel yönleri içerirken, ikinci bileşen bu kaygıları hafifletmeye çalışan davranışşal stratejiyi içerir.( (Elhai, Yang ve Montag, 2020).

FoMO; bireyin, başkalarının kendisinden daha tatmin edici deneyimler yaşadığı düşüncesine sahip olması dolayısıyla, sürekli bağlantıda (online) kalarak sanal çevresinin ne yaptığını takip etmek konusunda güçlü bir istek duyması (Alt, 2015: 111) olarak da ifade edilmektedir.

Risk Altındaki Kişiler Kimlerdir?

FOMO açısından risk altındaki kişiler arasında genç yetişkinler, özellikle de gençlik çağlarında bulunanlar ön plana çıkar. Bu yaş grupları, sosyal kabul ve aidiyet duygusunu pekiştirmek adına çeşitli etkinliklere katılma arzusu içindedirler. Ayrıca, yoğun bir şekilde dijital medyayı kullanmaları, FOMO’nun etkilerini daha da artırabilir.

FoMO’nun sonuçları depresyon, kaygı bozukluğu, bağımlılık, yalnızlık, stres, yeme ve uyku problemleri, dikkat eksikliği, iş veriminin düşmesi gibi psikolojik ve fiziksel sorunlardır.

Teknolojik cihaz kullanma saatlerine göre depresyona yakalanma oranları ise şöyle: Altı saatten fazla kullananların yüzde 83’ü, 4-6 saat kullananların yüzde 50’si, 2-4 saat kullananların yüzde 21’i, 1-2 saat kullananlarda yüzde 14’ü depresif bir yaşam sürüyor.
2011 yılında JWT tarafından 11- 55 yaş arası sosyal medya kullanıcısı bireylerle yapılan araştırma sonucuna göre FoMO‘ya en fazla 15-24 ve 25 – 34 arası bireylerde rastlanmaktadır. 12 – 17 yaş grubunda herhangi bir eğlenceyi kaçırdıklarını düşünme oranı %48‘dir. Bunun için endişelenme oranları ise %47‘dir.

30 34 – 48 ve 48 – 67 yaş aralığındaki bireylerin %26‘sı dışlandıklarını düşünmektedirler. %42 oranı ile 18 -34 yaş grubu kendini en güvensiz hisseden grup olmuştur. Erkeklerin FOMO düzeyi kadınlara oranla daha yüksek çıkmıştır (Yeşilay Dergisi, 2015).

“No mobile phobia” kelimelerinin kısaltması ile türetilmiş bir diğer kavram daha var: Nomofobi. FOMO’dan mustarip kişilerde de görülebilen, cep telefonu bağlantısını kaybetme korkusu “Nomofobi” olarak adlandırılıyor. Bir araştırmaya göre cep telefonu kullanıcılarının yüzde 53’ü; telefonunu kaybetme, batarya ve kontör tükenmesi, kapsama alanı dışında kalınması gibi durumlarda huzursuz oluyor. (https://www.ekovitrin.com/fomo-nedir-gelismeleri-kacirma-korkusu-fear-of-missing-out-ile-nasil-bas-edilir)

GKK’nın nedenleri incelendiğinde kişinin memnuniyet ihtiyacını karşılayamaması, gösteriş tutkusu, iletişim kültürünün değişmesi, mutsuzluk, merak duygusu, eksiklik hissi vb. birçok nedeninin olduğu ortaya konmuştur. Bu nedenlerin arasında en dikkat çekeni ve belki GKK’nın temelini oluşturan neden ise insanların iletişim kültüründeki değişmedir. 2000’li yıllarla akıllı telefonların yaygınlaşması ve internetin akıllı telefonlarla birlikte taşınabilir bir hal almasıyla GKK’nın artışı olduğunu söyleyebiliriz (Tanhan, Özok, & Tayiz, 2022, s. 75

FOMO‘nun Belirtileri

Mcginnis (2017) FOMO‘nun günümüzde herkeste özellikle de milenyum çağında büyüyen kişilerde sıkça görülebileceğini ifade etmiştir. Yazara göre bu durumun bazı belirtileri olabilmektedir. Bu belirtiler:

• Kişinin sosyal platformlarda gördüğü tüm cezp edici aktiviteleri yapma arzusuna ve bu ortamlarda gördüğü yerlere gitme isteğine sahip olması,
• Kişinin daima sosyal medya ağlarını takip ve kontrol etmesi,
• Bireyin, sosyal ağlarda takip ettiği arkadaşlarının düzenlediği ya da içinde bulunduğu herhangi bir olay veya aktiviteden haberdar olamadığında kendini kötü hissetmesi,
• Kişinin sanal alemlerdeki yaŞantılara ve olaylara bakarak insanlara yetişememe ve insanlardan geride olduğu hissine kapılması,
• İnsanların sosyal medyada paylaştıkları deneyimlerin etkisinde kalınması. (Tekin;2022)

Fox (2016) FOMO belirtilerini şu şekilde ifade etmiştir:

• Yoldan karşıya geçerken, kalabalık bir ortamdayken ya da sosyal medya hesabına bakılmamış bir şey kalmamasına rağmen gözünü telefondan alamamak,
• Gördüğü her şeyin fotoğrafını çekmek,
• İnsanlar tarafından davet edilen etkinlik ya da davetleri reddedememek,
• Tatildeyken bile sürekli e-mailleri kontrol etmek,
• Başkalarının sahip olduğu ya da deneyimlediği pahalı şeylere kişinin alım gücü zorlanmasına rağmen fazlaca para harcamak. ( Tekin;2022)

Gandhi (2017) FOMO ya kayan bireyler bazı belirtilere sahiptir. Yazara göre bunlar:

• Kişinin sosyal ortamlarda arkadaşlarıyla birlikteyken bile sürekli bir şekilde mobil cihazları kontrol etmesi

• Sosyal medya ağlarında etkin bir şekilde gezinme ve paylaşımlar yapma

• Kişilere ne yapacakları nereye gidecekleri konusunda sorular sorma

• Dedikodu yapmaya hevesli olma

• İnsanların yapmış olduğu tercihleri reddedememe,

• Kişinin yorgun ya da hasta olmasına rağmen parti ve benzeri sosyal etkinlikleri terk edememesi.


Hedonizm ve Fomo İlişkisi

Hedonizmde çoğunlukla, bireylerdeki daimî olarak memnun olmaya odaklı duygular ve zevke adanmışlık hali ön planda iken, hedonik tüketim, bireylerin gerçekleştirdikleri tüketim faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan haz ve zevk duygularından yararlanmalarının etrafında şekillenmiştir (Aydın, 2010: 436). Hirschman ve Holbrook (1982: 92) ise hedonik tüketimi; tüketimin genellikle çok-duyulu (tatlar, sesler, kokular, dokunsal algılar, görsel imgeler vb.), fantezik ve duygusal yönleriyle ilişkili olan tüketici davranışı eğilimi olarak tanımlamıştır.

Yaşanmakta olunan dönemdeki yoğun sosyal medya kullanımının etkisiyle bireylerin gelişmeleri kaçırma korkularının, yani FOMO’larının artması sonucunda, bu bireylerin hedonik tüketim davranışlarının da artacağı savunulmaktadır (Çopuroğlu, 2021: 4303).

Gürdin (2019) tarafından 324 katılımcı ile yapılan bir araştırma sonucunda da “sosyal medyanın hedonik tüketimi” büyük oranda FOMO ile ilişkilendirilmiştir. Yine de cinsiyetler arasında FOMO için anlamlı bir fark tespit edilmemiştir. Aylık ekonomik kazanç bakımından ele alındığındaysa, düşük gelir grubunda yer alan bireylerin FOMO algılarının en yüksek seviyede olduğu ve bu tüketicilerin aynı zamanda da en fazla hedonik tüketim faaliyetleri gerçekleştiren grup olduğu belirtilmiştir.

Binici Uygun (2022); yüksek lisans tezi kapsamında yaptığı araştırmada Z kuşağı mensubu bireylerin çevrimiçi satın alma davranışlarında sosyal medya kullanım alışkanlıkları, hedonik tüketim eğilimleri ve FOMO’nun rolünü incelemiştir. Araştırma sonucunda Z kuşağı mensubu bireylerin hedonik tüketim davranışları ile FOMO arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Yani bu bireylerin hedonik tüketim davranışları arttıkça FOMO’ları da artmaktadır.

Wilson-Nash ve Xiao da (2019: 4) FOMO’nun aslında başlı başına hazcı bir duygu durumu olduğunu, çünkü FOMO’nun özünde, “bir şeyleri kaçırma” ve “başkalarının ödüllendirici deneyimler yaşıyor olabileceği” gibi korkular bulunduğunu ifade etmektedir. Yazarlara göre tüketiciler, hedonik tutumlarının neticesinde her zaman mevcut olan en yeni ve iyi ürünü arzulamakta, eğer piyasaya sürülen bu yeni ürünleri denemezlerse de “çok şey kaçıracaklarına” dair bir korkuya kapılabilmektedir

Kişinin sosyal medyada takip ettiği kişilerin sürekli olarak pahalı otomobil, mücevher, tatil, eğlence vb. gösterişli eşyaları paylaşmaları bir süre sonra kendi yaşamı ile diğer yaşamları kıyaslamasına sebebiyet vermektedir (Balcı & Bal, 2022, s. 105). Argan ve Argan (2020, s. 63) tarafından FoMO’nun gösteriçi tüketim, sosyal görünürlük, sadakat ve tatmin arasındaki ilişkisi incelenmiştir. Araştırmaya göre FoMO’nun gösterişçi tüketim ve sosyal görünürlük davranışı üzerinde olumlu bir etki yarattığı sonucuna varılmıştır. Böylesi bir durum ise kişide, her yerde ve her an çevirimiçi olma isteğini arttırmakta ve bunun bir zorunluluk olduğunu hissetmektedir.

Günlük yaşantıda bireyler, birçok konuda FoMO olabilmektedir. Bu duruma örnekler;

Kaçırılan deneyimlere karşı duyulan kıskançlık endişesi, fırsatları kaçırma olasılığına karşı korku dolu bir tutum ve başkalarının kendisinin olmadığı bir şeyi deneyimlemesinden duyulan kaygı olarak tanımlanan FoMO’ya genellikle olumsuz psikolojik duygular eşlik eder (Doğan, 2019). İşletmeler, FoMO’yu kullanarak, hedefteki tüketici kitlelerine ürünlerin az olduğu ya da satın alma fırsatlarını kaçıracaklarını hissettirerek, kıtlık algısı oluştururlar ve bireyi rasyonel olmayan tüketim davranışlarına sevkederler (Kang ve Ma, 2020)

- Sürekli Twitter’ı kontrol etmek, gündemi kaçırma korkusuyla yapılan bir eylemdir.

- Instagram storylerini anında izleme isteği. Arkadaşlarım acaba bensiz eğleniyor mu? sorusuyla harekete geçilen bir FoMO türüdür.

- Ölüm FoMO’su. İnsanlar bir dönem kıyametin kopacağını düşünmekteydi ve inanılışa göre İzmir’in Şirince ilçesinde bulunan insanlar kıyametten etkilenmeyecekti. Bu tarihlerde Şirince’de nüfus patlaması görüldü.

-
Borsa’da FoMO.
İnsanlar herhangi bir borsa ürününün yükselişini duyduktan sonra ya daha da yükselirse ya ben yükselişi kaçırırsam düşüncesiyle hareket ettiği bir FoMO türüdür (Bayram, 2018; Köseliören vd., 2022).

McGuire-Snieckus’e göre FOMO’nun ortaya çıkışı, sosyal statü ya da yaştan ziyade insanların kişilik özellikleriyle alakalı bir durum. Hayattan zevk alabilen, ne istediklerinin, nasıl bir yaşam tarzı benimsediklerinin farkında olan insanlarda FOMO’nun görülme olasılığı daha az. Çünkü bu insanlar, başarmak istedikleri hedeflere ulaştıktan sonra durmaları gerektikleri noktaların bilincindeler ve ellerindekiyle yetinmeyi biliyorlar.Bunun aksini yaşayan insanlar ise yaptıklarına değil, daima daha fazla ne yapabileceklerine odaklanarak hareket ediyorlar. Bir konuda karar alana kadar olabilecek tüm alternatifleri değerlendirmeye çalışıyorlar. Sonucunda bir karara varsalar bile, bunun en iyi sonuç olmadığına inanıyorlar ve yaptıkları hiçbir işten tatmin olmuyorlar. (https://www.frmtr.com/kisisel-gelisim-ve-iletisim/8266322-gelismeleri-kacirma-korkusu-fomo.html)

FOMO İLE BAŞETME YOLLARI NELERDİR?

Aydin ve arkadaşları (2019) ise FoMO ile baş etme konusunda sekiz önemli strateji önermektedir:

Günlük tutma: Kişinin sahip olduğu şeyleri yazması, olumlu duygularını artırarak FoMO’yu azaltabilir. International Social Sciences Studies Journal 2024 Vol: 10 (12) DECEMBER sssjournal.com International Social Sciences Studies Journal sssjournal.info@gmail.com 2486

Kendini başkalarıyla karşılaştırmama: Herkesin farklı bir yaşam hikayesi olduğunu kabul etmek ve kendinden memnun olmak önemlidir.

Kendinden memnun olma: Başkalarının yaşamlarına odaklanmak yerine, kişi kendi hedeflerine ve başarılarına odaklanmalıdır.

Maddiyata odaklanmama: Gerçek mutluluğun maddi şeylerde değil, anlamlı yaşam tecrübelerinde olduğunu anlamak önemlidir.

Sosyal medya aktivitelerine odaklanmama: Gerçek hayata odaklanmak ve sosyal medyadan uzaklaşmak, iç huzuru artırabilir.

Yüz yüze iletişime geçme: Otantik ilişkiler kurmak ve sevdikleriyle zaman geçirmek, FoMO’yu azaltabilir.

Fiziksel aktivite yapma: Dışarı çıkıp egzersiz yapmak, ruhsal sağlığı olumlu yönde etkileyebilir.

Doğal yaşamın tadını çıkarma: Doğal yaşamın sunduğu güzelliklerin farkında olmak ve onlardan keyif almak, FoMO ile baş etmeye yardımcı olabilir.

Sokol‘a (2016) göre FOMO ile baş etmede 8 önemli yol bulunmaktadır. Bunlar:

• Günlük tutmak, kişinin neye sahip olup neye sahip olmadığını açığa çıkartır. Her gün kişinin sahip olduğu üç şeyi yazmak kişinin duygu ve düşüncelerinin olumlu bir şekilde etkilenmesini ve o yönde düşünmesine fayda sağlamaktadır. Yazı yazmak kişiyi akıllı telefon ve elektronik cihazlardan uzak durmaya da yardımcı olabilmektedir.

• Kişi kendini ve hayatını başka insanlarla karşılaştırmayı terk etmelidir. Ünlü ya da zengin olmak insanların mutlu olduğu anlamına gelmemektedir. Hiç kimse hayatı nasıl görünürse görünsün mükemmel bir hayata sahip değildir. Kişi hayatta yaşaması gerektiği ya da olması gerektiği yerde olduğu bilincine sahip olmalıdır.

• Kişi kendinden hoşnut olmalıdır. Herkesin farklı bir yaşam hikayesine sahip olduğu unutulmamalıdır. Kişiler, başka kişilerin yaşamlarına ya da onların tecrübelerine göre değil de başarılabilecekleri, hayatlarına uygun hedeflerler koymalıdır.

• Kişi, maddiyata odaklanmamalı. Sosyal platformdaki arkadaşları kişinin güç yetiremediği güzel arabalar, eşyalar ve evlerle ilgili yaşamlar paylaştıkları zaman, bu durum kişi üzerinde kıskançlığa ve olumsuz durumlara sebep olabilmektedir. Kişi, bu lüks eşyalara karşı kıskançlık duymak yerine, kendisini bu eşyalara nasıl ulaşabileceği, nasıl elde edebileceği konusunda motive etmeli, uygun hedefler koymalı ve planlama yapmalıdır. Aslında hayatı zengin yapacak şeyler madde ve eşyalar değil de anlamlı, değerli ve mutlu geçirdiğimiz yaşam tecrübelerimizdir. Paranın hiçbir zaman mutluluğu satın alamayacağı fikrini akıldan çıkarmamak gerek.

• Kişi kim neler paylaştı, kimler ne yapıyor gibi hızlı akan sosyal medya aktivitelerini paylaşmak yerine, şu ana odaklanıp sakin bir şekilde arkadaşları, sevdiği insanlar ve hobilerine zaman harcamalıdır. Sürekli bir şeyleri takip etme telaşında olan bireyin hayatı olumsuz etkilenecek ve olumsuz duygulara sahip olacaktır. Kişi gerçek yaşamına odaklanmalı ve anı yaşamalıdır.

• İnsanlarla iletişimi sağlayan birçok teknolojik imkân bulunmasına rağmen, otantik ortamda meydana gelen yüz yüze ilişkinin yararı ve sağlığa faydası yadsınamaz. Kişinin sevdiği insanlarla vakit geçirmesi, doğal mutluluğu samimi bir ortamda yaşaması gelişmeleri kaçırma korkusu ile baş etmede etkili bir yol olarak düşünülmektedir.

• Kapalı bir mekânda oturup saatlerce mobil cihazlara bağlı olarak, hayatı başkalarının ne yaptığına göre değerlendirmek yerine, dışarı çıkıp yürüyüş ya da fiziksel egzersizler yaparak gelişmeleri kaçırma korkusunun insan üzerindeki etkileri azaltılabilinmektedir. Fiziksel sağlığı iyi durumda olan bireylerin ruhsal sağlığı da bu durumdan olumlu bir şekilde etkilenebilmektedir. Fiziksel sağlık ile ruhsal sağlık arasındaki önemli ilişki göz önünde bulundurulmalıdır. (Tekin;2022)

FoMO’nun sonuçları depresyon, kaygı bozukluğu, bağımlılık, yalnızlık, stres, yeme ve uyku problemleri, dikkat eksikliği, iş veriminin düşmesi gibi psikolojik ve fiziksel sorunlardır. FoMO ile baş etmek için ise sosyal medya kullanımını azaltmak, kendi hayatına odaklanmak, planlar yapmak ve uymak, hobi edinmek, egzersiz yapmak, kitap okumak ve internet paketini azaltmak gibi yöntemler önerilmektedir.

Anda kalabilme ve o andaki deneyime dikkatini verebilme anlamına gelen bilinçli farkındalık (Kabat-Zinn, 2009), FoMO ve sosyal medya kullanımı arasındaki ilişkiye etki eden bir başka faktördür. Weaver ve Swank (2021) bilinçli farkındalığa sahip ve FoMO’ya eğilimli olan bireylerin daha az şekilde problemli sosyal medya kullanımına yöneldiğini ortaya koymuştur
FOMO’nun etkilerini azaltmaya yönelik olarak bireyler, kendi değerlerini anlamak, kendilerine güvenmek ve kendilerini başkalarıyla kıyaslamaktan kaçınmaya odaklanabilirler.

Gerçekçi Beklentiler Belirleme: Her etkinliğe katılamayacağınızı ve her şeyi deneyimleyemeyeceğinizi kabul edin. Herkesin yaşamı farklıdır ve herkesin her şeye katılması mümkün değildir.

Sosyal medyanın gerçeklikten farklı olabileceğini anlamak, herkesin hayatının mükemmel olmadığını kavramak da önemlidir. Kendimizi başkalarıyla kıyaslamak yerine, kendi başarılarımıza odaklanarak özsaygımızı artırabiliriz. Küçük ya da büyük olsun, kişisel başarıları fark etmek ve kutlamak, olumlu bir bakış açısı geliştirmemize yardımcı olabilir. Bu şekilde, kendi yolculuğumuzun değerini bilerek, sosyal medya baskısının etkilerinden uzaklaşabiliriz.

Kendi yaşamınızı zenginleştirmek için çaba gösterin.
Sosyal medyayı kullanmama aralığını uzatmak, farklı sosyal etkinliklere katılmak, hobiler edinmek bu adımlardan bazıları olarak karşımıza çıkmaktadır. Belki FoMO yerine JoMO (Joy of Missing Out) olmak daha keyifli olabilir. JoMO (Joy of Missing Out) : Bir şeyleri kaçırmanın keyfi..


Kaynakça
Adler, A. (1998). Social interest. Oneworld Publications Limited.

Alat, H. ve Filizöz, B. (2021). Örgütsel destek algısının, çalışanların gelişmeleri kaçırma korkusu ve içsel işten ayrılma niyeti üzerine etkisi, Çağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 18(2), 64-78.

Aydin, D., Selvi, Y., Kandeger, A., & Boysan, M. (2019). The relationship of consumers’ compulsive buying behavior with biological rhythm, impulsivity, and fear of missing out. Biological Rhythm Research. Advance online publication. https://doi.org/10.1080/09291016.2019.1654203.

Balcı, Ş., Bal, E. (2022), "Gelişmeleri Kaçırma Korkusu (FoMO) ile Akıllı Telefon Bağımlılığı İlişkisinde Kullanım Süresinin Aracılık Rolü". Medeniyet ve Toplum Dergisi, 6/2: 103-120.

Bayram, D. (2018). Ya sen uyurken herkes çok eğleniyorsa: FOMO nedir? Emoji. https://emoji.com.tr/fomo-nedir/ adresinden 22.03.2023 tarihinde alınmıştır

Binici Uygun, F. (2022). Z Kuşağının Çevrimiçi Satın Alma Davranışlarında Sosyal Medya Kullanım Alışkanlıkları, Hedonik Tüketim Eğilimleri ve FOMO (Fırsatları Kaçırma Korkusu)’nun Rolü. Yüksek lisans tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya.

Bui, M. (Myla), Krishen, A. S., Anlamlier, E. ve Berezan, O. (2022). Fear of missing out in the digital age: The role of social media satisfaction and advertising engagement. Psychology & Marketing, 39(4), 683-693. doi:10.1002/mar.21611

Doğan, V. (2019). Why do people experience the fear of missing out (FoMO)? Exposing the link between the self and the FoMO through self-construal. Journal of Cross-Cultural Psychology, 50(4), 524-538.

Elhai, J. D., Yang, H., & Montag, C. (2020). Fear of missing out (FOMO): overview, theoretical underpinnings, and literature review on relations with severity of negative affectivity and problematic technology use. Brazilian Journal of Psychiatry, 43, 203-209.

Eşitti, Ş. (2015). “Bilgi Çağında Problemli İnternet Kullanımı ve Enformasyon Obezitesi: Problemli İnternet Kullanımı Ölçeğinin Üniversite Öğrencilerine Uygulanması”, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, 49(2): 75-97

Ferguson, E. D. (2010). Adler’s Innovative Contributions Regarding the Need to Belong. Journal of Individual Psychology, 66(1), 1-7.

Gökler, M. E., Aydın, R., Ünal, E., & Metintaş, S. (2016). Sosyal ortamlarda gelişmeleri kaçırma korkusu ölçeğinin Türkçe sürümünün geçerlilik ve güvenilirliğinin değerlendirilmesi. Anadolu Psikiyatri Dergisi, 17(1), 52-59.

Gürdin, B. (2019). Sosyal Medyanın Hedonik Tüketimi ve FOMO’nun Gücü. Üçüncü Sektör Sosyal Ekonomi Dergisi, 54(3), 1259-1278.

Kabat-Zinn, J. (2009). Wherever you go, there you are: Mindfulness meditation in everyday life. Hachette Books.

Köseliören, M., Çakır, C., ve Beşikci, S. (2022). The Effect of Fear of Death in The Elderly Creating FoMO on The Perception of Health News Published on Social Media. Intermedia International e-Journal, 9 (17) 324- 340. doi:10.56133/ intermedia.1180852.

Sokol, R. (2016). Here Are 8 Ways to Shut Down Your FOMO,https://www.rd.com/advice/relationships/fear-of-missing-out/, EriĢim tarihi: 01.05.2018.

Tayiz V. (2018). Üniversite öğrencilerinin gelişmeleri kaçırma korkusu ve yalnızlık düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Van.

Tekin, M.(2022) Genç Yetişkinlerde Sosyal Medya Bağımlılığının Gelişmeleri Kaçırma Korkusunun Depresyon Düzeyleri İle İlişkisinin İncelenmesi.Yüksek Lisans Tezi

Uzun, V.,Gözükara, E. ve Bı̇lgı̇n, M. (2019). Bazı sosyal medya değişkenleri açısından ergen ve genç yetişkinlerin fomo düzeylerinin incelenmesi .International Journal of Arts and Social Studies , 2 (2) , 43 Retrievedfromhttps://dergipark.org.tr/en/pub/asstudies/issue/57141/806431

Wang L, Qiu J, Yan S, Liu W (2021) Does mobile social media undermine our romantic relationships? the ınfluence of fear of missing out (fomo) on young people’ romantic relationship. Research Square; 2021; doi:10.21203/ rs.3.rs-636141/v1

Yeşilay (2015). ―Nur topu gibi bir fobimiz daha oldu ‗Online değilken bir şey kaçırırsam korkusu‘ FOMO‖, Yeşilay Dergisi, s. 972, (Ocak 2015) 972. s. 38.

(https://www.frmtr.com/kisisel-gelisim-ve-iletisim/8266322-gelismeleri-kacirma-korkusu-fomo.html)

https://www.ekovitrin.com/fomo-nedir-gelismeleri-kacirma-korkusu-fear-of-missing-out-ile-nasil-bas-edilir
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Gelişmeleri Kaçırma Korkusu - Fomo" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Dnş.Banu BEYAZ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Dnş.Banu BEYAZ'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Uzm.Psk.Dnş.Banu BEYAZ
İstanbul
Uzman Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com ÜyesiTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Dnş.Banu BEYAZ'ın Makaleleri
► Siz de Fomo Hastası Olabilirsiniz Psk.Serap DUYGULU
► Dışkı Kaçırma Psk.Dnş.Gökçenur GÖDEK
► Çocuklarda Kaka Kaçırma Psk.Saadet ELEVLİ
► Çocuk ve Yetişkinlerde Alt Islatma/İdrar Kaçırma ÇOK OKUNUYOR Mehmet Selim SÜZER
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 20,135 uzman makalesi arasında 'Gelişmeleri Kaçırma Korkusu - Fomo' başlığıyla benzeşen toplam 32 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► YENİRuh Sağlığı Okuryazarlığı PDF Haziran 2025
► Esenlik Haziran 2025
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


21:55
Top