2007'den Bugüne 92,309 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Süt Dişleri, Bebek ve Çocuk Diş Sağlığının Korunması ve Önemi
MAKALE #256 © Yazan Prof.Dr.Dt. Tosun TOSUN | Yayın Eylül 2007 | 47,476 Okuyucu
Sindirim sistemi yaşamsal öneme sahip ve sağlığımız acısından birincil önemdedir. Ağız ve dişlerimiz bu sistemin ilk parçasını oluşturup bebeklik döneminden başlayarak bakımına önem verilmesi gerekmektedir. Bu yazıda anne ve babaların çocuklarda ağız-diş sağlığı açısından dikkat etmesi gereken noktalar ile sık karşılaşılan problemlerin çözümüne yönelik bilgiler ele alınacaktır.

Diş sürmesi
Bebeklerin % 90'ında ilk dişler 6. ayda sürerler. Süt dişleri toplam 20 tanedir ve çocukların beslenmesi ve daimi dişlere rehber olmaları bakımından çok önemlidirler. Diş sürme zamanlaması genetik faktörlere bağlıdır. Erken veya geç sürmelere rastlanabileceği gibi az da olsa dişli doğan bebek olguları da vardır. İlk dişlerin 1-1,5 yaşına kadar sürmeleri normal sayılır. Daha uzun süreli gecikmelerde radyografi ile kontrol edilmelidir. Normal bir çocukta süt dişlerin sürmesi 3-3,5 yaşlar arasında tamamlanır.
Dişlerin ağızda görülmesi ile birlikte ağızdaki mikroorganizmaların sayılarında artış ve türlerinde çoğalma olur. Bu da diş çürüğü riskini beraberinde getirir. Dolayısı ile birazdan bahsedeceğimiz şekilde bebek dişlerinin de temizlik ihtiyacı başlamış olur.
Diş sürmesi sırasında sıklıkla rastlanılan tükürük akışında artış, iştahsızlık, ateş, kilo kaybı, sindirim ve sinirsel bozukluklar geçicidir ve nedene yönelik tedavi uygulanmalıdır. Bebeklerde biberon içindeki süte bal, pekmez gibi tatlandırıcıların ilave edilmesi, bebekleri geceleri biberonla yatırmak ve anne sütünün bir yaşından daha uzun süreyle verilmesi "biberon çürüğü" oluşmasına neden olur. Çocukların yaşının küçük olması nedeniyle tedavileri de oldukça güçtür. Özellikle gece beslenmelerinden sonra dişlerin temizlenmesi ya da biberon sonrası su içirmek alınacak basit önlemlerdir.

Bebeklerde Ağız Bakımı
Bebeklerde diş fırçalama ve dişeti masajı şeklinde yapılacak günlük ağız bakım uygulamalarına ilk dişlerin sürmesiyle birlikte başlanmalıdır. Bu dönemde diş fırçası kullanımı oldukça zor olan bir uygulamadır. Diş temizliğinin diş fırçası yerine, sabah ve gece beslenmeleri sonrası, temiz nemli bir tülbent yada gazlı bezle yapılması yeterli olacaktır. Ebevynler bu yaşta diş temizliğinin zor ve gereksiz olduğu olduğu şeklinde bir kanıya sahiptir. Halbuki diş çürüğüne neden olan mikroorganizmalar ilk dişlerin sürmesiyle birlikte ağız boşluğuna yerleşirler. 1-1,5 yaş civarında kesici dişler tamamlandıktan sonra yumuşak, küçük başlı bir diş fırçası ile fırçalama yapılmalıdır. Üç yaşına kadar macunsuz fırçalama yapılmalıdır. Zira bebekler flor içeren macunları yutarlar ve bu da vücutta fazla flor birikimine yol açar. İki yaş civarında bir çocuk diş fırçasını kendi kullanıp fırçalama yapmak ister. Bu yaştaki bir çocuğun bilinçli fırçalama yapacak düzeyde motor fonksiyonlarının gelişmediği bilinmeli ve fırçalama sonrası bir de ebevyn kendi fırçalamalıdır. Bu dönemde dişlerde yaygın çürükler oluşmuşsa miktarı az olmak koşuluyla (mercimek kadar) 1-1,5 yaşından itibaren florürlü diş macunu önerilebilir. Anne ve babaların çocuklarına örnek olmaları için, beraber diş fırçalamaları ve fırçalama süresini mümkün olduğunca uzun tutmaları önerilir. Özellikle şekerli gıdaların alınmasından hemen sonra dişlerin fırçalanması çürük oluşumunun önlenmesi açısından etkilidir. Diş fırçaları 3-4 ayda bir hijyen açısından ve fırça kıllarının deforme olmaları nedeniyle, yenisi ile değiştirilmelidir.
Florür tabletlerinin gelişigüzel kullanılması durumunda kalıcı dişlerde renklenmeler görülür. Bu nedenle diş hekiminin gerekli görüldüğü hallerde verilen florür tabletlerini, önerilen dozlarda ve düzenli olarak kullanılmalıdır. Flor tabletlerinin çok etkili olmadıkları ve kullanılmalarının zorunlu olmadığı yönünde de görüşler yaygındır. Ancak ağızda yüzeyel flor jeli uygulanması ve çürümeye yatkın diş girintilerinin flor içeren bir madde ile örtülmesi yoluyla çürük oluşumunun engellenebileceği kanıtlanmıştır. Bu tip koruyucu uygulamaların çocuk 6 yaşına geldiğinde ve birinci daimi büyük azı dişleri sürdükten sonra yapılması daha uygundur. Süt dişlerindeki çürükler 'nasıl olsa değişecekler' düşüncesiyle önemsenmeyebilmektedir. Ancak bu inanış doğru değildir. Özellikle süt azıların çürümesi sonucu çocuk çiğneme sırasında canı acıdığı için yemeğini yemek istemez, dolayısıyla yetersiz beslenme sonucu gelişimde gecikmeler görülebilir. Aşırı çürümüş süt dişleri ateşli ve ağrılı dişeti abselerine neden olabilir. Süt azıların 10-12 yaşlarına kadar ağızda işlev görmesi beklenir. Erken kaybedilen süt dişleri, daimi dişlerin gömülü kalmasına veya dişlerde çapraşıklıklara yol açabilir. Bu tip istenmeyen sonuçlarla karşılaşılmaması için, çocuklarda diş fırçalama alışkanlığının yerleşmesi ve çocukların düzenli olarak diş hekimi kontrolünden geçmeleri gerekir.
Bebeklerin hiçbir şikayeti olmasa da 1 yaşından itibaren yılda en az iki kez düzenli olarak diş hekimine götürülmesi onda "diş hekimi korkusu" oluşumunu engellemeye yardımcı olacaktır.

Çocukluk Döneminde Diş Sağlığı
Üç yaş civarında tamamlanan süt dişleri, altı-yedi yaşından itibaren yerlerini daimi dişlere bırakır. Ağızda ilk görülen daimi diş 6 yaşında süren birinci büyük azılardır. Aynı yaş döneminde süt dişleri yavaş yavaş sallanıp yerlerini daimi dişlere bırakmaya başlarlar. İlk olarak alt ve üst ön bölgedeki süt dişlerinin değişmesi beklenir. Süt dişlerinin değişmesi sırasında alttan gelen daimi dişlerin dil veya dudak tarafından eğri bir şekilde gelmeye başlaması ve bu arada süt dişlerinin henüz düşmemiş olması 
anne-babaları endişelendirebilir. Ancak bu görünüm ''karma dişlenme'' denilen bu dönem için normaldir ve tüm süt dişleri değişip daimi dişler yerlerine yerleşene kadar 10-12 yaşlarına dek devam eder. Süt dişlerini kalıcı dişler sürene kadar sağlıklı olarak ağızda tutmak çok önemlidir. Çünkü zamanından önce çekilen süt dişleri çocuklarda konuşma, beslenme, estetik problemleri ile dişlerde çapraşıklıklara neden olur.
Çocukluk döneminde farklı tatlara alışan çocuklarda, öğün arası atıştırma tarzında yemek yeme alışkanlığı gelişir. Diş çürüğü açısından tatlı yapışkan gıdaları yemeklerden hemen sonra tüketilmesini önermek gerekir. Yemek aralarında ise çikolata, gofret, bisküvi, şekerleme, kolalı içecekler yerine süt, yoğurt, peynir, ayran, yumurta veya elma, havuç gibi ısırılarak yenen meyveleri kabuğunu soymadan verebilirsiniz. Çocuğunuzun şeker ve tatlandırılmış gıdalara düşkünlüğünü engellemek sizin elinizdedir. Yiyecek ve içecekleri tatlandırmak amacıyla kullanılan şekerin tüketimini mümkün olduğunca kısıtlamak gerekir. Çocuğunuzun şeker ihtiyacını doğal yollardan (örneğin meyvelerden) karşılamasını sağlayabilirsiniz.
Okul çağı çocuklarda en sık görülen problemler biri de diş travmalarıdır. Çarpma ya da kaza nedeni ile dişlere gelen darbeler diş kırıklarına yada enfeksiyonlara neden olur. Tedavide acil müdahale başarıyı etkilen en önemli faktördür. Bu nedenle vakit geçirmeden bir diş hekimine başvurmak gerekir.

Çocuklarda Diş Bakımı
3-6 yaş grubu çocuklar motor fonksiyonlarının gelişimine bağlı olarak diş fırçalama işlemini kendileri yapabilir. Ancak okul çağına kadar ebevyn kontrolü ve yardımı şarttır. Komplike diş fırçalama metodları çocuklarda uygun olmayacağından başlangıçta dişlerin fırçayı yatay tutup ovalama tarzında fırçalanması yeterlidir. Çocuk büyüdükçe büyüklerin fırçaladığı metodları kullanabilir.
Altı yaşında süt dişlerinin arkasından 1. daimi azı dişleri sürer. Bu dişler yanındaki komşu dişlere göre daha alt seviyededir. Bu nedenle bu bölgede diş fırçasını eğimli tutarak fırçalama yapmak gerekir. Bu yaşa kadar gerekli olmayan diş-ipi kullanımına altı yaşından sonra başlanmalıdır. Evde yapılacak diş bakımının yanı sıra bu yaşlarda diş hekiminin uygulayacağı flor tedavileri yada fissür örtücü adı verilen dişleri çürüğe yatkın olan yüzeylerinin özel dolgu materyalleriyle kapatılması işlemi ve altı aylık diş hekimi kontrolleri diş çürüğünün önlenmesinde basit fakat etkili çözümler olarak sunulmaktadır.
Tüm bunların yanı sıra unutmayın ki çocuğunuz sizi örnek alır! Kendi dişlerinizi günde en az iki kere düzenli olarak (sabah kahvaltısından sonra ve gece yatmadan önce mutlaka!) fırçalamanız gerekir. Siz dişlerinizi fırçalarken mümkünse çocuğunuzun sizi izlemesini sağlamalı ve diş fırçalamayı ona siz tanıtmalısınız.

Çocuklarda uygulanan başlıca tedaviler

Çürük tedavisi:
Dişteki çürük kısım temizlenerek duruma göre kalıcı veya geçici dolgu ile tedavi edilir. Bazı durumlarda diş dolgu ile tedavi edilemiyecek kadar harap olmuştur. Böyle dişler bazen çekilmek yerine çocuklar için özel olarak hazırlanmış ‘cap’ ler ile örtülerek bir süre daha ağızda tutulabilir. Son yıllarda çocuklara dişhekimini ve dişhekimine gitmeyi sevdirmek amaçlı renkli dolgular üretilmiştir.

Darbe ile yerinden çıkan ön diş/ler:
Dişi temiz bir gazlı bez arasına koyup, tükürük ile ıslatarak hemen diş hekiminize gidin. Diş hekiminize hemen ulaşamıyacaksanız gazlı bezi eczaneden alacağınız serum fizyolojik ile ıslatın ve en kısa zamanda ulaşmaya çalışın. En ideali 1 saat içinde tedaviye başlanmış olmasıdır. Eğer şartlar uygunsa diş hekiminiz fırlayan dişi yerine yerleştirecektir (reimplantasyon). Titiz bir uygulama ve sonrasında iyi bir bakım ile diş yıllarca çocuğunuzun ağzında kalacaktır.

Darbe sonrası ön dişlerinden biri veya birkaçı kırıldıysa:
Kırılan parçaları bulmaya çalışın ve hemen diş hekiminize ulaşın. Bu esnada parçaları nemli tutmak önemlidir. Serum fizyolojik ve hatta tükürük bunun için idealdir. Bu parçalar çok kuvvetli ajanlar ile (bonding) yerlerine yapıştırılırlar ve yapılacak her dolgudan daha estetik ve dayanıklı olurlar.

Parçaları bulamadıysanız:
1. Kırılan kısım küçük ise, dişle aynı renk ve formda bir beyaz (kompozit) dolgu yapılır. Kompozit dolguların ağız içi dayanıklılıkları sınırlıdır. Çay, kahve kola gibi gıdalarla boyanarak renk değiştirirler. Bunların beslenme alışkanlıklarına ve ağız hijyenine bağlı olarak belli sürelerde yenilenmeleri gerekir.
2. Kırık büyükse, dişin yarısını ya da daha fazlasını kapsıyorsa ortalama 17 yaşından büyüklerde porselen laminate veneerler uygulanır. Porselen laminate veneerler hem çok dayanıklı hemde çok estetiktir. Dişin ön yüzeyine yapışan ve kırık bölümüde kaplayan porselen yapraklar şeklinde açıklanabilirler.

17 yaşından küçüklerde ise diş ve çene gelişimi tamamlanmadığından porselen laminate veneerlerin uygulanması doğru değildir. Yine dişin tüm ön yüzeyini ve kırık bölümü içine alan kompozit laminalar yapılır. Fakat malzemeden kaynaklanan problemler vardır, renkleşecekleri için bir süre sonra yenilenmeleri gerekebilir.

Darbeden sonra herhangi bir problem görünmüyorsa:
Mutlaka diş hekimi tarafından detaylı muayene yapılmalı ve ilgili bölgeden röntgen çekilmelidir. Muayene ve röntgenden sonra herhangi bir bulgu olmasa bile belirli aralıklarla tekrar periapikal röntgen alınır ve eski filmlerle karşılaştırılır. Burada amaç dişin canlı bolümünde uzun vadede bir problem olup olmadığının tespitidir. Diş yıllar sonra bile renk değiştirerek canlılığını kaybeder. Böyle bir durum tespit edilirse kanal tedavisi uygulanarak diş kaybına yol açabilecek komplikasyonlar önlenir.

Diş çekimi:
Bazı durumlarda çürük, dişin iç kısmındaki canlı (sinir-pulpa) bölüme kadar ilerler. Dişin köklerinden çene kemiğine ulaşan iltihabi bir durum meydana gelir. Çocuğun yüzü şişer, şiddetli ağrısı vardır ve bu dişi ağızda tutmak çocuğun sağlığı açısından doğru değildir. Bu durumda diş buradan çıkartılır. Özellikle bu bir süt dişi ise ve alttan gelen daimi dişin sürme zamanı çok yakınsa hiç bir mahsuru olmayan bir işlemdir. Daimi dişin sürme zamanı yakın değilse mutlaka çekilen dişin yerine bir yer tutucu aparey yapılmalıdır.
Kalıcı bir dişte ise çekim işleminden önce bu karar defalarca gözden geçirilmeli ve gerçekten yapılacak hiçbirşey kalmadığı durumlarda çekim düşünülmelidir. Daimi dişler çekildikten sonra, çocuğun yaşı uygun ise hemen ortodontik tedaviye başlanarak bu boşluk diğer dişlerle kapatılmalı ve alt-üst dişler arasında doğru bir kapanış ilişkisi sağlanmalıdır. Çekilmiş bir daimi dişin yeri öylece bırakıldığında yandaki dişler bu boşluğa doğru eğilirler. Boşluğun karşısındaki diş boşluğa uzar ve bir diş yüzünden ağızın bütün dengesi bozulabilir.

Diştaşı temizliği:
Dişlerin üzerinde oluşan bakteri plağı (yiyecek artıkları ve mikroorganizmalardan oluşan beyazımsı, yapışkan tabaka) eğer normal fırçalama ile uzaklaştırılamıyacak kadar birikti ise dişhekimi tarafından temizlenerek uzaklaştırılmalıdır. Bu işlem bakteri plaklarının uzun vadede meydana getireceği diş taşı ve çürük gibi problemlerin de oluşumunu engelleyecektir. Aynı seansta çocuğa, diş fırçalama eğitimi ve çürüklerden korunma hakkında bilgilendirme de yapılarak tekrar kontrole çağrılır.

Çocuklarda Koruyucu Dişhekimliği

Günümüzde tıbbın her alanında olduğu gibi dişhekimliğinde de, problemi oluşmadan durdurma diyebileceğimiz koruyucu hekimlik önem kazanmıştır. Koruyucu diş hekimliği özellikle çocuklarda büyük önem taşır. Zahmetsiz, ucuz ve acısız uygulamalar olduğundan çocukların diş hekimi ile ilk karşılaşmalarının koruyucu diş hekimliği ile ilgili olması tercih edilir.

Hijyen eğitimi:
Ağız diş bakımını eksiksiz yapmak ancak eksiksiz bilgi ile mümkün olur. Diş fırçalama ve diş ipi kullanımının öğretilmesi, beslenme alışkanlıklarının gözden geçirilmesi ve ağız diş sağlığının öneminin anlatılmasını içeren hijyen eğitimi, eksik bilgi kalmamasını sağlar. Bu eğitim çocuklar için olduğu kadar büyükler için de önem taşır.

Flor uygulaması:
Florid sudan veya yediğimiz pek çok gıdadan alabildiğimiz doğal bir mineraldir. Çok eskiden beri sularındaki florid oranı fazla olan bölgelerde yaşayanların daha az diş çürüğüyle karşılaştığı farkedilmiş ve nedeni araştırıldığında floridin dişin minesini çürüğe dirençli hale getirdiği saptanmıştır. Önceleri şehir sularının optimal dozda floridlenmesi düşünülmüş ve bazı bölgelerde uygulanmış, daha sonra ise birtakım yan etkiler görülerek bu doz azaltılmıştır. Son yıllarda yapılan araştırmalar ise yüzeyel flor uygulamalarının daha önemli olduğunu göstermiştir. Annenin hamileliği esnasında aldığı yada 6. aydan itibaren çocuğa verilen flor tabletlerinin etkisinin tahmin edilenden çok az olduğu bulunmuştur. Mineyi oluşturan kristal yapı, yüzeye uygulanan floridin etkisiyle aside daha dirençli hale gelmektedir. Böylece daha zor pürüzlenmekte ve çürüğün oluşması zorlaşmaktadır. Yüzeyel florid uygulamaları 3 yaşından itibaren başlanabilen ve her 6 ayda bir tekrarlanması gereken basit, acısız bir işlemdir. Çocuğun dişhekimi ile ilk karşılaşması ve 6 aylık periodlarla kontrola gelmesi açısından idealdir. Birkaç dakika süren bu işlem sonrasında çocuğunuzun dişlerinin yüzeyinde depolanan florid, dişleri çok daha sağlıklı ve güçlü yapacaktır.

Fissür koruyucu:
Dişlerin çiğneyici yüzeyleri girintili çıkıntılıdır. Bu çukurcuk ve tepecikler pit ve fissürler olarak adlandırılır. Bu bölgeler oldukça dardır ve gıdaların sıkışıp temizlenememesi nedeniyle genellikle çürüklerin başladığı yerlerdir. Bu bölgelerdeki gıda ve mikroorganizma birikimini ve buna bağlı olarak çürüğü önlemek amacıyla özel akıcı bir dolgu malzemesi kullanılır. Öncelikle bu bölge tam olarak temizlenir ve fissur koruyucu dediğimiz akıcı dolgu bu bölgeye uygulanır. Işık ile sertleştirilir ve fazlalıkları düzeltilerek cilalanır. Bu işlem sayesinde tüm çürüklerin yaklaşık %70 ini oluşturan çiğneyici yüzey çürüklerinden korunmak mümkün olur. Normal şartlarda uzun yıllar kullanılabilmekle birlikte özellikle buz çiğneme yada diş gıcırdatma gibi alışkanlıkları olanlarda sık sık kontrol edilmelerinde fayda vardır. Ağızda ilk kalıcı dişlerin çıktığı dönem uygulama için idealdir. Bu da 6 yaş civarıdır. Diğer azı dişlerinin sürme zamanlarında diğerlerine de uygulanır. Önemli bir nokta kalıcı dişler sürmeye başladıktan kısa bir süre sonra yaptırmanın (1-2 sene içinde)daha iyi olacağıdır. Çünkü süre uzadıkça çürük oluşma ihtimali artar ve fissur koruyucu yerine dolgu yapmak gerekebilir. Çürüksüz büyüklerde de uygulanabilmekle beraber, çocuklarda kullanımı daha faydalı ve önemlidir.

Yer tutucu:
Süt dişi çeşitli sebeplerle (çürük veya kaza) erken kaybedilir. Böyle durumlarda alttan gelen kalıcı diş hazır olup sürene kadar, yandaki dişler eğilerek, dönerek kaybedilmiş süt dişinin kalıcı diş için koruması gereken yeri kapatabilirler. Hatta boşluğun karşı çenesinde bulunan diş uzamaya başlar. Eğer erken süt dişi çekiminden sonra gelişim kendi haline bırakılırsa meydana gelen bu haraketler gelecek sürekli dişe yer kalmamasına sebep olacaktır. Böylece kalıcı diş ya hiç süremeyecek yada normal yerinin dışında gelişecektir. Sadece bir süt dişini bile erken kaybetmenin yaratacağı problemler:
-dişler yer değiştireceğinden çapraşıklık oluşacak, bu bölgeler rahat temizlenemeyip çürüğe eğilim artacaktır;
-çiğneme zorlaşacaktır;
-daha ciddi ortodontik problemler uluşacaktır.


Sonuç olarak

Süt dişlerinin birinci görevi çocuğun düzgün beslenmesini sağlamaktır. Ayrıca konuşmanın düzgün gelişimi de süt dişlerinin varlığına bağlıdır. Süt dişleri kapladıkları alanı kendilerinin yerine gelecek olan kalıcı diş için korumakta ve kalıcı diş sürerken ona rehberlik yapmaktadırlar. Süt dişi erken çekildiği zaman bu doğal yer tutuculuk fonksiyonu da ortadan kalkmaktadır. Süt dişlerindeki sorunlar gelecekteki pek çok problemin kaynağıdır. Zamanından önce kaybedilen bir süt dişi bir dizi soruna yol açmaktadır. Oluşan çürükler çocukta enfeksiyon odakları yaratmakta, ayrıca beslenmeyi de güçleştirmektedir.

1- Bebekler asla biberon ile uyutulmamalıdır.
2- Emzik kullanımına bir yaş civarında son verilmelidir.
3- Çocuk birinci ve ikinci yaşları arasında diş hekimi ile tanışmalıdır.
4- Diş hekimi ile erken ve henüz sorun yokken tanışmak çocukta olumlu bir imaj oluşmasını sağlar.
5- Dişler çıkar çıkmaz bunların fırçalanmasına başlamalıdır.
6- 21. Yüzyılın çocukları ihtiyaçlarının 3 katı şeker yemektedirler. Beslenmenin düzgün olması da diş sağlığının temel unsurlarındandır.
7- Günümüzde diş hekimlerinin en önemli görevi, çocuklara uygulayacakları koruyucu tedavilerle, onları çürüksüz bir geleceğe doğru yönlendirmektir.
8- Fluor ve Sealant çürüğe karşı tüm dünyada kabul edilmiş en güçlü koruyuculardır.
9- Çocuklar 7-9 yaşlarında ortodontik açıdan muayene edilmelidir.
10- Zamanından önce çekilen bir süt dişinin yeri sürekli diş gelinceye kadar mutlaka korunmalıdır.


Doç.Dr.Tosun Tosun.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Süt Dişleri, Bebek ve Çocuk Diş Sağlığının Korunması ve Önemi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Prof.Dr.Dt. Tosun TOSUN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Prof.Dr.Dt. Tosun TOSUN'un izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Prof.Dr.Dt. Tosun TOSUN'un Yazıları
► Dişleri Beyazlatma Dt.Aykut TAŞKIN
► Süt Dişleri ve Gelişimi Dt.Güzin KIRSAÇLIOĞLU
► Gömülü Yirmi Yaş Dişleri PDF Dt.Mehmet AĞAOĞLU
► Çene Cerrahisi ve 20 Yaş Dişleri Dt.Murat TOPALOĞLU
► Dişleri Temizletmek Zararlı Mıdır?? Dr.Dt. Esra ALPARSLAN
► 20 Yaş Dişleri ve Sorunlarının Çözüm Yolları. ÇOK OKUNUYOR Dt.Erkut AKÇALI
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Süt Dişleri, Bebek ve Çocuk Diş Sağlığının Korunması ve Önemi' başlığıyla benzeşen toplam 91 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


02:06
Top