Şok Diyetler Kilolara Davetiye Çıkarıyor
Baharın habercileri yavaşça yayılırken,zayıflama telaşımız yine başladı.Her yıl olduğu gibi bu yılda zayıflama fırtınası esiyor ancak bu noktada artık bireylerin daha bilinçli olduğunu estetik kaygıya ek olarak sağlıklı yaşama isteğinin de var olduğunu kabullenmeliyiz.Görünen o ki,bu bahar sendromu daima devam edecek.Yeniden ‘mucize diyet’ formülleri,yeni,kesin ve kolay çözümler öneren liseler ortalığı dolduracak.Yankıları kulaktan kulağa yayılacak ve listelerin fotokopileri elden ele dolaşacak.Ne yazık ki birçok birey,bu mucize vaatlerin peşine takılıp,yeniden hata üzerine hata yapıyor.Maalesef en doğrusu şu ki bu mucizelerin peşinde koşarak gelecek bahar dönemi ve bahar öncesi dönemde de kilolar ile savaşıyor olacağımızdır.
Şok diyetler neden masum değiller ?
*Şok diyetler metabolizmayı yavaşlatır:Şok diyetlerle yağ dokusundan çok kas dokusunu kaybedenlerin metabolizması yavaşlar.Bir miktar kilo verilmiş olsa da bunlar ilk fırsatta geri alınır.Hatta kişi daha az veya eskisi kadar bile yese kilo almaya devam eder.Daha sonra yapılan diyetlerde kilo vermek daha da zorlaşır bunun nedeni ise ne kadar düşük kalorili diyet ile kilo verirseniz vücut hızınız o kadar yavaşlamakta ve bu da bundan sonraki dyetlerin daha da düşük kalorili olmasını gerektirmektedir.
*Şok diyetler sağlığımızı bozar:Şok diyetler genelde çok düşük kalorilidir ve hayvansal proteinlere ağırlık verilen diyetlerdir.Bu gıdaların kolesterol açısından zengin olması başlı başına bir sorundur.Hemen herkeste baş ağrısı,bulantı,ishal ve halsizliğe yol açabileceği gibi yorgunluk ve halsizlik hissi her bireyde oluşmaktadır.Bu tür diyetleri sık sık uygulayan kişilerde sindirim ve sinir sistemi bozuklukları,kansızlık,kronik yorgunluk ve baş dönmeleri ortaya çıkar.Protein diyetleri de şok diyetlerinden birisidir.Bu diyetlerde karbonhidratların tümü ev ekmek kısıtlanır.Bu da vücutta depolanmış yağlar yerine kaslardaki şekeri kullanmaya yöneltir.Çok düşük kalorili diyet yapanlarda görülen diğer bir risk de safra kesesinde sorunlar çıkması ve yukarıda belirtilen gibi vücut hızını yavaşlatıyor olmasıdır.
*Aç kalmak şişmanlatır:Zayıflamak uğruna aç kalmak,öğün atlamak,sanılanın aksine genelde vücut hızını yavaşlattığından kilo alımı ile sonuçlanmaktadır.Vücut hızının yavaşlamasının nedeni,yeterince beslenemeyen metabolizmanın durumu kıtlık olarak algılaması ve tasarruf olarak enerji yamayı minimum düzeye indirmesidir.Böylece tüketilen vücut her besini yağ şeklinde depolamaya başlar.
*Şok diyetlerle yağ erimez:Tüm doktor ve diyetisyenlerin şok diyetleri kötülemesinin en başta nedeni olarak kabul edilebilir.Haftada 4-5 kilo vermeyi vadeden bu diyetler,son derece düşük kalorili ve vücudumuzun ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzaktırlar.En önemlisiyse vücuttan yağ kaybını değil suni kilo vermeyi yani su ve kas kaybını sağlıyor olmalarıdır.Burada gösterilebilecek en güzel örnekse bir gece aç kalsanız bile ertesi gün tartıldığınız zaman tartının ibresinin daha düşük gösteriyor olabileceği ama bu yağ yaktığımız anlamına gelmediğidir.Kilo vermek amacı ile kendini aç bırakanların vücutları ihtiyacı olan enerjiyi sağlamak için kaslar ve karaciğerde bulunan bir tür şeker olan glikojeni kullanmaya başlarlar.Bu nedenle gün boyunca yemek yemeyenler kendilerini güçsüz ve yorgun hissederler.Şok diyetlerle vücudun tüm karbonhidrat depoları boşalmakta,kan şekeri düşmekte ve tatlı isteği artmaktadır.Ve tüm bunlara ek olarak ta vücut yağında herhangi bir azalma gözlenmemektedir.Bir gram kas kaybettiğiniz zaman yaklaşık 2.7 gram da su kaybedersiniz.Böylece kilo verdiğinizi zannedersiniz.Diyet yaparken yüzünüz,kollarınız inceliyor ama karın ve basenden herhangi bir incelme gözlemleyemiyorsanız,yağ kaybı olmadığından emin olabilirsiniz.Gerçekten kilo kaybetmekten yani verimli kilo kaybından beklediğimiz vücut yağlarının azalmasıdır.Bu da yağsız doku kitlesinin yani kas ağırlığının korunması hatta artırılmasına bağlıdır.Vücudunuzda ne kadar fazla kilo varsa,metabolik hızınız o kadar yüksek,yani yağ yakma yeteneğiniz o kadar iyi demektir.Öte yandan,vücudunuzdaki kas kütlesi azaldıkça yağlarınız yakma zorlaşmaktadır.Karında,bel çevresinde,üst bacaklardaki yağlanma,gün geçtikçe artmaktadır.
Tüm bu uyarılar sonucunda yapabileceğiniz çıkarım şok diyetlerle vücudunuzu riske atmamalı ve vakit kaybetmemenizdir.
Su içmeyi ihmal etmemeliyiz!
Vücudunuzun metabolik yakıtının su olduğunu kesinlikle unutmamalısınız.Vücutta gerçekleşen tüm metabolik olaylar için var olmalıdır;örneğin besin sindirimi ve nefes almak gibi.Biz beslenme ve diyet uzmanları önerdiğimiz sağlıklı beslenme listeleri ile mutlaka günden en az 6-8 bardak su tüketmelerini önerirken medyada yer alan şok diyetlerde ise su tüketimine dair herhangi bir öneri ve uyarı bulunmamaktadır.Vücudun yağ-kas-su dengesini korumak adına da su tüketimi önem taşımaktadır.İzlenen beslenme programı ile yağ kaybını sağlamak ve kas kaybını da önlemekte su tüketiminin de önemi unutulmamalıdır.Suyun vücuttaki bir diğer önemli görevi ise mineral ve su dengesini koruyarak kan basıncını(tansiyonu) dengede tutmasıdır.Su tüketiminin kış aylarında göz ardı edildiğini ve vücudumuzun her mevsimde suya ihtiyacı olduğunu, kış ve sonbahar mevsiminde en az 6 bardak su tüketiyorsak yaz ve ilkbaharda ise günde en az 8 bardak su tüketmemiz gerektiği unutulmamalıyız.
Şok diyetler neden masum değiller ?
*Şok diyetler metabolizmayı yavaşlatır:Şok diyetlerle yağ dokusundan çok kas dokusunu kaybedenlerin metabolizması yavaşlar.Bir miktar kilo verilmiş olsa da bunlar ilk fırsatta geri alınır.Hatta kişi daha az veya eskisi kadar bile yese kilo almaya devam eder.Daha sonra yapılan diyetlerde kilo vermek daha da zorlaşır bunun nedeni ise ne kadar düşük kalorili diyet ile kilo verirseniz vücut hızınız o kadar yavaşlamakta ve bu da bundan sonraki dyetlerin daha da düşük kalorili olmasını gerektirmektedir.
*Şok diyetler sağlığımızı bozar:Şok diyetler genelde çok düşük kalorilidir ve hayvansal proteinlere ağırlık verilen diyetlerdir.Bu gıdaların kolesterol açısından zengin olması başlı başına bir sorundur.Hemen herkeste baş ağrısı,bulantı,ishal ve halsizliğe yol açabileceği gibi yorgunluk ve halsizlik hissi her bireyde oluşmaktadır.Bu tür diyetleri sık sık uygulayan kişilerde sindirim ve sinir sistemi bozuklukları,kansızlık,kronik yorgunluk ve baş dönmeleri ortaya çıkar.Protein diyetleri de şok diyetlerinden birisidir.Bu diyetlerde karbonhidratların tümü ev ekmek kısıtlanır.Bu da vücutta depolanmış yağlar yerine kaslardaki şekeri kullanmaya yöneltir.Çok düşük kalorili diyet yapanlarda görülen diğer bir risk de safra kesesinde sorunlar çıkması ve yukarıda belirtilen gibi vücut hızını yavaşlatıyor olmasıdır.
*Aç kalmak şişmanlatır:Zayıflamak uğruna aç kalmak,öğün atlamak,sanılanın aksine genelde vücut hızını yavaşlattığından kilo alımı ile sonuçlanmaktadır.Vücut hızının yavaşlamasının nedeni,yeterince beslenemeyen metabolizmanın durumu kıtlık olarak algılaması ve tasarruf olarak enerji yamayı minimum düzeye indirmesidir.Böylece tüketilen vücut her besini yağ şeklinde depolamaya başlar.
*Şok diyetlerle yağ erimez:Tüm doktor ve diyetisyenlerin şok diyetleri kötülemesinin en başta nedeni olarak kabul edilebilir.Haftada 4-5 kilo vermeyi vadeden bu diyetler,son derece düşük kalorili ve vücudumuzun ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzaktırlar.En önemlisiyse vücuttan yağ kaybını değil suni kilo vermeyi yani su ve kas kaybını sağlıyor olmalarıdır.Burada gösterilebilecek en güzel örnekse bir gece aç kalsanız bile ertesi gün tartıldığınız zaman tartının ibresinin daha düşük gösteriyor olabileceği ama bu yağ yaktığımız anlamına gelmediğidir.Kilo vermek amacı ile kendini aç bırakanların vücutları ihtiyacı olan enerjiyi sağlamak için kaslar ve karaciğerde bulunan bir tür şeker olan glikojeni kullanmaya başlarlar.Bu nedenle gün boyunca yemek yemeyenler kendilerini güçsüz ve yorgun hissederler.Şok diyetlerle vücudun tüm karbonhidrat depoları boşalmakta,kan şekeri düşmekte ve tatlı isteği artmaktadır.Ve tüm bunlara ek olarak ta vücut yağında herhangi bir azalma gözlenmemektedir.Bir gram kas kaybettiğiniz zaman yaklaşık 2.7 gram da su kaybedersiniz.Böylece kilo verdiğinizi zannedersiniz.Diyet yaparken yüzünüz,kollarınız inceliyor ama karın ve basenden herhangi bir incelme gözlemleyemiyorsanız,yağ kaybı olmadığından emin olabilirsiniz.Gerçekten kilo kaybetmekten yani verimli kilo kaybından beklediğimiz vücut yağlarının azalmasıdır.Bu da yağsız doku kitlesinin yani kas ağırlığının korunması hatta artırılmasına bağlıdır.Vücudunuzda ne kadar fazla kilo varsa,metabolik hızınız o kadar yüksek,yani yağ yakma yeteneğiniz o kadar iyi demektir.Öte yandan,vücudunuzdaki kas kütlesi azaldıkça yağlarınız yakma zorlaşmaktadır.Karında,bel çevresinde,üst bacaklardaki yağlanma,gün geçtikçe artmaktadır.
Tüm bu uyarılar sonucunda yapabileceğiniz çıkarım şok diyetlerle vücudunuzu riske atmamalı ve vakit kaybetmemenizdir.
Su içmeyi ihmal etmemeliyiz!
Vücudunuzun metabolik yakıtının su olduğunu kesinlikle unutmamalısınız.Vücutta gerçekleşen tüm metabolik olaylar için var olmalıdır;örneğin besin sindirimi ve nefes almak gibi.Biz beslenme ve diyet uzmanları önerdiğimiz sağlıklı beslenme listeleri ile mutlaka günden en az 6-8 bardak su tüketmelerini önerirken medyada yer alan şok diyetlerde ise su tüketimine dair herhangi bir öneri ve uyarı bulunmamaktadır.Vücudun yağ-kas-su dengesini korumak adına da su tüketimi önem taşımaktadır.İzlenen beslenme programı ile yağ kaybını sağlamak ve kas kaybını da önlemekte su tüketiminin de önemi unutulmamalıdır.Suyun vücuttaki bir diğer önemli görevi ise mineral ve su dengesini koruyarak kan basıncını(tansiyonu) dengede tutmasıdır.Su tüketiminin kış aylarında göz ardı edildiğini ve vücudumuzun her mevsimde suya ihtiyacı olduğunu, kış ve sonbahar mevsiminde en az 6 bardak su tüketiyorsak yaz ve ilkbaharda ise günde en az 8 bardak su tüketmemiz gerektiği unutulmamalıyız.
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Şok Diyetler Kilolara Davetiye Çıkarıyor" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dyt.Nazal BARDAK'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dyt.Nazal BARDAK'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin 
Yazan Uzman
|
| Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
