Kök Hücre ile Meme Büyütmek Mümkünmüdür?
Günümüzde Tıp Alanındaki gelişmeler içinde Kök Hücre araştırmaları belki de en çok umut vaad eden ve aynı en zamanda en medyatik ve spektaküler konu olma özelliği taşımaktadır. Öte yandan Tıp Adamlarının bile anlamak da ve yorumlamak da zorlandıkları bu konu, beraberinde konunun ticarileşmesi ve umut tacirliği aracı haline gelmesi riskini de beraberinde taşımaktadır.
Bu yazı siz sayın hastalarımızı Kök Hücre konusunda bilgilendirmek ve özellikle son zamanlarda üzerinde konuşulan “Kök Hücre ile Meme Büyütme” konusunda ki gerçekleri bilimsel kanıtlar ışığında ortaya koymak üzere hazırlanmıştır.
Kök Hücre denilince adeta ölümsüzlük iksiri gibi sihirli bir cümle akla gelmekle birlikte gerçek çok daha değişiktir. Gerçek anlamda Kök Hücre denildiğinde sadece embriyo döneminde mevcut olan ve tüm organ ve dokulara daha sonra dönüşecek ( ya da dönüşme kapasitesi olan) olan hücre gurubu akla gelmeli ve özellikle medyaya malzeme olan mucizevî hücrelerin aslında bu Kök Hücre grubu olduğu bilinmelidir. Gerçekte üzerinde konuşulan kök hücre tipi ise bu emriyojenik kök hücre grubundan farklıdır. Konu üzerinde deneysel çalışmalar devam etmekle birlikte erişkin bir kişide bu hücreleri elde etme ihtimali olmadığından ve bu hücrelerin elde edilmesi için canlı bir embriyonun daha başlangıcında hayatına son verilmesi gerektiğinden bu çalışmalar etik tartışmaları beraberinde getirip son derece sınırlı sayıda çalışmaya izin vermek de olup klinik kullanımı henüz onaylanmamış olduğu bilinmelidir. Dolayısıyla, sizlerin önüne (örneğin meme büyütme de kullanıldığı iddia edilen) konulan ve yine Kök Hücre olarak isimlendirilen hücre grubu ise erişkinlerde mevcut olan ve sınırlı sayıda dokuya değişim gösterebilen ve ancak özel işlemler ile elde edilebilen ve yukarıda bahsedilen tüm hücrelere dönüşen embriyonik Kök Hücrelerden tamamen farklı bir Hücre Gurubundan bahsedildiğinin bilinmesi önem taşımaktadır.
Erişkinlerden elde edilebilen ve vücutta özellikle yağ dokusunda bol miktarda bulunan bu Kök Hücre Grubu üzerinde yapılan deneysel çalışmalar ile bu hücrelerin ve doku mühendisliği teknikleri kullanılarak yağ, kemik, sinir ve belki de başka hücre tiplerine dönüştürülebileceği gösterilmiştir. Tıp alanında son derece önemli olan bu gelişme sayesinde Kök Hücreden zengin yağ transferi yapıldığında dokuların kanlanmasının arttığı, iyileşme dokusunun (skar) azaldığı, ağrıyı azalttığı ve enjeksiyon alanının üzerindeki deri kalitesinde iyileşme görüldüğü ortaya konmuştur. Yine ümit verici bir gelişme olarak da radyasyon sonrası ortaya çıkan deri problemlerinin azaltıldığı bilimsel olarak gösterilmiştir.
Tüm bu olumlu gelişmelere karşılık konu Kök Hücre ile Meme Büyütme iddiasına geldiğinde işin rengi değişmekte ve hastaların mutlaka bilmesi gereken gerçekler ortaya çıkmaktadır. Bu konu ortaya atıldığında (en azından bu satırların yazarının tecrübesi dahilinde) hastaların aklına şöyle bir senaryo gelmektedir: “Bir şekilde benim vücudumdan bir Kök Hücre ( ya da gurubu) elde edilecek ve bu hücreye (ya da hücrelere) tam benim istediğim gibi (dik, B-C-D kap, doğal görünümlü, mükemmel görünümlü) bir meme elde etmek için gerekli veriler yüklenecek (emir verilecek) ve bu hücreler bir şekilde bana geri verilecek (enjeksiyon, lipotransfer vs) ve sonra bu hücreler büyüyüp ( ya da var olan meme dokusu ve memedeki yağ hücrelerini büyümeye teşvik edecek) tam da istediğim gibi memelere sahip olacağım”. Şu an da sadece bilim-kurgu filmlerinde olabilecek bu senaryo ne yazık ki gerçek değildir!!! Peki medya da bu kadar gürültü koparan işin aslı nedir? Çok kısa bir şekilde konuyu özetlemek gerekirse “Kök Hücre ile Meme Büyütme” spekülasyonunun aslı Kök Hücreden Zenginleştirilmiş ( yine yağ dokularından elde edilmiş) yağ dokusunun meme dokusu içine enjekte edilmesidir ve Memeye Yağ Enjeksiyonunun bilinen tüm risklerine ilaveten henüz tam olarak kanıtlanmamış başka ciddi riskleri taşımaktadır ( memeye yağ enjeksiyonu ile ilgili detaylı bilgi için http://www.hakangundogan.com adresindeki makaleyi okuyabilirsiniz).
Peki, neden Memeleri Büyütme Amacı ile içerisine yağ enjekte edilirken bu materyale Kök Hücre eklenmektedir ve işlem nasıl yapılmaktadır ve en önemlisi işlemin gerçekten işe yarayıp yaramadığı bilimsel olarak kanıtlanmışmıdır?
Yağ enjeksiyonu işlemi bilimsel olarak etkinliği kanıtlanmış ve özellikle vücut kontur bozukluklarının düzeltilmesinden, doğumsal eksikliklerin tamamlanmasına, yüzün kaybolan konturunun restorasyonundan popo ve baldır büyütmeye kadar birçok alanda başarı ile kullanılmaktadır. Öte yandan, yağ enjeksiyonu yöntemini bu kadar sık kullanan Plastik Cerrahların ciddi bir çoğunluğu neden Yağ dokusunun memeye enjeksiyonuna karşı çıkmaktadır? Memeye yağ enjekte edildiğinde karşılaşılan en büyük sorun Meme Kanserinin tanısını güçleştirmesidir. En rafine teknik en optimum şartlarda uygulansa dahi hastaların neredeyse %50 sin de yağ enjeksiyonu sonrasında (öncesinde tamamen normal olan) Mamografi de şüpheli kalsifikasyonlar (kireçlenmeler) ortaya çıkmak da(meme kanserinin en erken ve en spesifik görüntüsü) ve sürekli kontrol ya da tekrarlayan biyopsilere maruz kalmaktadırlar. Kadınlarda en sık görülen kanser türünün meme kanseri olduğu ve erken tanının hayat kurtarıcı olduğu düşünüldüğünde, tamamen estetik kaygı nedeniyle yapılan bir işlemin hastayı bu kadar riskli bir duruma sokmasının ne kadar haklı olduğu tartışılmaktadır ( meme büyütme tamamen estetik natürde ve tıbbi olarak herhangi bir gerekliliği olmayan bir operasyondur. Meme İmplantlarının kanser gelişmesine neden olmadığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır ancak kendilerine özgü problemler ortaya çıkarabilirler ve günümüzde en güvenli meme büyütme modalitesi olduğu bilinmektedir. Burada verilmek istenen mesaj tıbbi olarak gerekliliği olmayan bir operasyonu kabul edeceğiniz zaman konu hakkında her şeyi ayrıntılı olarak araştırmanızın kendi yararınıza olacağıdır).
Memeye Yağ Enjekte Edilerek Büyütülmeye Çalışılmasın da karşılaşılan bir başka sorun ise enjekte edilen yağ kitlesinin büyük bir kısmının kaybıdır. İşte tam bu nokta da Kök Hücre ile Zenginleştirilmiş Yağ Dokusu Enjeksiyonun mantığı ortaya çıkmaktadır. Enjekte edilen bu kök hücrelerin verilen yağ dokusunun daha fazla tutmasına yardımcı olduğu düşünülmektedir (henüz klinik olarak kanıtlanmış değildir). Yani işin aslı, mucize olarak lanse edilen kök hücre enjeksiyonunun tek amacı aslında 1900 yıllarından beri zaten enjekte edilen yağ hücrelerinin tutan kısmını bir miktar daha arttırmaktır!
Konuya bilimsel veriler ışığında yaklaşacak olursak, bu satırların yazıldığı Mayıs 2009 tarihi itibarı ile dünya tıp literatüründe Yağ Enjeksiyonu ile Meme Büyütme yöntemini savunan sadece 8 (yazıyla sekiz) klinik yayın mevcuttur ve bunlardan da sadece 1 tanesi kök hücre ile zenginleştirilmiş yağ enjeksiyonu yöntemi ile ilgilidir! Bu makale de yöntemin işe yarayabileceği söylenmek de ancak bilimsel bir kanıt ortaya konamamaktadır. Memeye yağ enjeksiyonu sonrası gelişen problemlerin gösterildiği bilimsel yayın sayısı ise çok daha fazladır.
Sonuç olarak, Kök Hücre ile Meme Büyütmek mümkün değildir. Söz konusu olan Kök Hücre ile zenginleştirilmiş Yağ Dokusunun Memelere transferi olup yağ enjeksiyonunun bilinen risklerine ilaveten transfer edilen kök hücrelerin kanser hücrelerinin ortaya çıkmasını hızlandırıp hızlandırmadığı konusunda ciddi şüpheler olduğudur. Konunun bilimsel açıdan etkinliği ve güvenilirliği konusunda yeterli kanıt ve çalışma olmadığı hastalar tarafından bilinmeli, böyle bir işleme kalkışacakları zaman da ileri de gelişebilecek problemler konusunda en azından öncesinde bilgi sahibi olmaları önerilmektedir.
Bu yazı siz sayın hastalarımızı Kök Hücre konusunda bilgilendirmek ve özellikle son zamanlarda üzerinde konuşulan “Kök Hücre ile Meme Büyütme” konusunda ki gerçekleri bilimsel kanıtlar ışığında ortaya koymak üzere hazırlanmıştır.
Kök Hücre denilince adeta ölümsüzlük iksiri gibi sihirli bir cümle akla gelmekle birlikte gerçek çok daha değişiktir. Gerçek anlamda Kök Hücre denildiğinde sadece embriyo döneminde mevcut olan ve tüm organ ve dokulara daha sonra dönüşecek ( ya da dönüşme kapasitesi olan) olan hücre gurubu akla gelmeli ve özellikle medyaya malzeme olan mucizevî hücrelerin aslında bu Kök Hücre grubu olduğu bilinmelidir. Gerçekte üzerinde konuşulan kök hücre tipi ise bu emriyojenik kök hücre grubundan farklıdır. Konu üzerinde deneysel çalışmalar devam etmekle birlikte erişkin bir kişide bu hücreleri elde etme ihtimali olmadığından ve bu hücrelerin elde edilmesi için canlı bir embriyonun daha başlangıcında hayatına son verilmesi gerektiğinden bu çalışmalar etik tartışmaları beraberinde getirip son derece sınırlı sayıda çalışmaya izin vermek de olup klinik kullanımı henüz onaylanmamış olduğu bilinmelidir. Dolayısıyla, sizlerin önüne (örneğin meme büyütme de kullanıldığı iddia edilen) konulan ve yine Kök Hücre olarak isimlendirilen hücre grubu ise erişkinlerde mevcut olan ve sınırlı sayıda dokuya değişim gösterebilen ve ancak özel işlemler ile elde edilebilen ve yukarıda bahsedilen tüm hücrelere dönüşen embriyonik Kök Hücrelerden tamamen farklı bir Hücre Gurubundan bahsedildiğinin bilinmesi önem taşımaktadır.
Erişkinlerden elde edilebilen ve vücutta özellikle yağ dokusunda bol miktarda bulunan bu Kök Hücre Grubu üzerinde yapılan deneysel çalışmalar ile bu hücrelerin ve doku mühendisliği teknikleri kullanılarak yağ, kemik, sinir ve belki de başka hücre tiplerine dönüştürülebileceği gösterilmiştir. Tıp alanında son derece önemli olan bu gelişme sayesinde Kök Hücreden zengin yağ transferi yapıldığında dokuların kanlanmasının arttığı, iyileşme dokusunun (skar) azaldığı, ağrıyı azalttığı ve enjeksiyon alanının üzerindeki deri kalitesinde iyileşme görüldüğü ortaya konmuştur. Yine ümit verici bir gelişme olarak da radyasyon sonrası ortaya çıkan deri problemlerinin azaltıldığı bilimsel olarak gösterilmiştir.
Tüm bu olumlu gelişmelere karşılık konu Kök Hücre ile Meme Büyütme iddiasına geldiğinde işin rengi değişmekte ve hastaların mutlaka bilmesi gereken gerçekler ortaya çıkmaktadır. Bu konu ortaya atıldığında (en azından bu satırların yazarının tecrübesi dahilinde) hastaların aklına şöyle bir senaryo gelmektedir: “Bir şekilde benim vücudumdan bir Kök Hücre ( ya da gurubu) elde edilecek ve bu hücreye (ya da hücrelere) tam benim istediğim gibi (dik, B-C-D kap, doğal görünümlü, mükemmel görünümlü) bir meme elde etmek için gerekli veriler yüklenecek (emir verilecek) ve bu hücreler bir şekilde bana geri verilecek (enjeksiyon, lipotransfer vs) ve sonra bu hücreler büyüyüp ( ya da var olan meme dokusu ve memedeki yağ hücrelerini büyümeye teşvik edecek) tam da istediğim gibi memelere sahip olacağım”. Şu an da sadece bilim-kurgu filmlerinde olabilecek bu senaryo ne yazık ki gerçek değildir!!! Peki medya da bu kadar gürültü koparan işin aslı nedir? Çok kısa bir şekilde konuyu özetlemek gerekirse “Kök Hücre ile Meme Büyütme” spekülasyonunun aslı Kök Hücreden Zenginleştirilmiş ( yine yağ dokularından elde edilmiş) yağ dokusunun meme dokusu içine enjekte edilmesidir ve Memeye Yağ Enjeksiyonunun bilinen tüm risklerine ilaveten henüz tam olarak kanıtlanmamış başka ciddi riskleri taşımaktadır ( memeye yağ enjeksiyonu ile ilgili detaylı bilgi için http://www.hakangundogan.com adresindeki makaleyi okuyabilirsiniz).
Peki, neden Memeleri Büyütme Amacı ile içerisine yağ enjekte edilirken bu materyale Kök Hücre eklenmektedir ve işlem nasıl yapılmaktadır ve en önemlisi işlemin gerçekten işe yarayıp yaramadığı bilimsel olarak kanıtlanmışmıdır?
Yağ enjeksiyonu işlemi bilimsel olarak etkinliği kanıtlanmış ve özellikle vücut kontur bozukluklarının düzeltilmesinden, doğumsal eksikliklerin tamamlanmasına, yüzün kaybolan konturunun restorasyonundan popo ve baldır büyütmeye kadar birçok alanda başarı ile kullanılmaktadır. Öte yandan, yağ enjeksiyonu yöntemini bu kadar sık kullanan Plastik Cerrahların ciddi bir çoğunluğu neden Yağ dokusunun memeye enjeksiyonuna karşı çıkmaktadır? Memeye yağ enjekte edildiğinde karşılaşılan en büyük sorun Meme Kanserinin tanısını güçleştirmesidir. En rafine teknik en optimum şartlarda uygulansa dahi hastaların neredeyse %50 sin de yağ enjeksiyonu sonrasında (öncesinde tamamen normal olan) Mamografi de şüpheli kalsifikasyonlar (kireçlenmeler) ortaya çıkmak da(meme kanserinin en erken ve en spesifik görüntüsü) ve sürekli kontrol ya da tekrarlayan biyopsilere maruz kalmaktadırlar. Kadınlarda en sık görülen kanser türünün meme kanseri olduğu ve erken tanının hayat kurtarıcı olduğu düşünüldüğünde, tamamen estetik kaygı nedeniyle yapılan bir işlemin hastayı bu kadar riskli bir duruma sokmasının ne kadar haklı olduğu tartışılmaktadır ( meme büyütme tamamen estetik natürde ve tıbbi olarak herhangi bir gerekliliği olmayan bir operasyondur. Meme İmplantlarının kanser gelişmesine neden olmadığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır ancak kendilerine özgü problemler ortaya çıkarabilirler ve günümüzde en güvenli meme büyütme modalitesi olduğu bilinmektedir. Burada verilmek istenen mesaj tıbbi olarak gerekliliği olmayan bir operasyonu kabul edeceğiniz zaman konu hakkında her şeyi ayrıntılı olarak araştırmanızın kendi yararınıza olacağıdır).
Memeye Yağ Enjekte Edilerek Büyütülmeye Çalışılmasın da karşılaşılan bir başka sorun ise enjekte edilen yağ kitlesinin büyük bir kısmının kaybıdır. İşte tam bu nokta da Kök Hücre ile Zenginleştirilmiş Yağ Dokusu Enjeksiyonun mantığı ortaya çıkmaktadır. Enjekte edilen bu kök hücrelerin verilen yağ dokusunun daha fazla tutmasına yardımcı olduğu düşünülmektedir (henüz klinik olarak kanıtlanmış değildir). Yani işin aslı, mucize olarak lanse edilen kök hücre enjeksiyonunun tek amacı aslında 1900 yıllarından beri zaten enjekte edilen yağ hücrelerinin tutan kısmını bir miktar daha arttırmaktır!
Konuya bilimsel veriler ışığında yaklaşacak olursak, bu satırların yazıldığı Mayıs 2009 tarihi itibarı ile dünya tıp literatüründe Yağ Enjeksiyonu ile Meme Büyütme yöntemini savunan sadece 8 (yazıyla sekiz) klinik yayın mevcuttur ve bunlardan da sadece 1 tanesi kök hücre ile zenginleştirilmiş yağ enjeksiyonu yöntemi ile ilgilidir! Bu makale de yöntemin işe yarayabileceği söylenmek de ancak bilimsel bir kanıt ortaya konamamaktadır. Memeye yağ enjeksiyonu sonrası gelişen problemlerin gösterildiği bilimsel yayın sayısı ise çok daha fazladır.
Sonuç olarak, Kök Hücre ile Meme Büyütmek mümkün değildir. Söz konusu olan Kök Hücre ile zenginleştirilmiş Yağ Dokusunun Memelere transferi olup yağ enjeksiyonunun bilinen risklerine ilaveten transfer edilen kök hücrelerin kanser hücrelerinin ortaya çıkmasını hızlandırıp hızlandırmadığı konusunda ciddi şüpheler olduğudur. Konunun bilimsel açıdan etkinliği ve güvenilirliği konusunda yeterli kanıt ve çalışma olmadığı hastalar tarafından bilinmeli, böyle bir işleme kalkışacakları zaman da ileri de gelişebilecek problemler konusunda en azından öncesinde bilgi sahibi olmaları önerilmektedir.
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Kök Hücre ile Meme Büyütmek Mümkünmüdür?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Op.Dr.Hakan GÜNDOĞAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Op.Dr.Hakan GÜNDOĞAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin 
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
