2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,221 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Hamilelik - Anne Olmak ve Çocuğun Değeri: Bir Kadının Yaşamındaki En Karmaşık,ilginç ve Mucizevi Dönem
MAKALE #3224 © Yazan Psk.Pelin UMDE GÜLER | Yayın Haziran 2009 | 3,882 Okuyucu
Anne Oluyorum!

Güzel,heyecanlı,romantik geçen ay ya da yılların ardından ;anne,baba,akraba,eş vb. kişilerin tatlı baskıları ve prolaktin hormonunuzunda katkılarıyla anne olmaya karar vermiş ve heyecanla bu süreci beklemeye başlamış olabilirsiniz.Aslında sadece eşiniz ile vermeniz gereken bu kararda yükü pek çok anlamda sizin taşıyacağınızı hatırlatmaya gerek yok aslında. Belkide bir ömür boyunca.

En klasik ifadelerle uykusuz geceler,yorgunluktan bayılmaya yüz tutmuş vücutlar,gerginlik,huzursuzluk,eskiden yapabildiğiniz aktivitelerin artık yapılamayacak olması düşüncesi ve geçsede şu dokuz ay,eski.......................... olsam duygusu!

HAMİLELİK:Bir kadının hayatında en sihirli,karmaşık,mucizevi dönem.Kimilerince rahat ;ama genellikle karman çorman,kıvırcık bir dönem.Hele birde bir takım teknik problemler bu döneme eşlik ediyorsa vay halinize.(Hastalıklar,yapısal bozukluklar gb.) Bu noktada bir bebek sahibi olmaya karar verirken jinekoloğunuzla sıkı bir iletişim ve takip ilişkisine başlamanız gerekir.Zaman zaman duygusal sıkıntılarınızı da paylaşan bu doktorlar mucizevi yolculuğunuzdaki baş aktörlerdir çünki.Her şeyin yolunda gitmesi,bebeğinizin ve sizin sağlıkla normal yaşamınıza geçebilmeniz için onlara ciddi görevler düşüyor.Bence anne adayı olarak sizin yapınızı,sıkıntılarınızı kısacası tıbbi geçmişinizi bilen bir jinekologla yola çıkmak daha mantıklı olur.

Eğer bu süreç(9 Ay-kontrollerle) sağlıklı atlatılırsa doğum anı gelip çattığında daha da yükselir heyecanlar.Belkide kadın olarak hissedebileceğiniz o çok özel ,kelimelere sığmaz bir heyecan hali bebeğinizle ilk karşılaştığınız an en şiddetli aşklarda bile bulamayacağınız adrenalin sarar her hücrenizi.Ve annesinizdir artık. Bir daha üstünüzden asla silinmeyecek olan o hediyesel etiket:ANNELİK. Bu yazıcı okuyan anneler bilirler:Ne hoş,ne ılık,ne kadar dolu ve güzel bir duygudur.

Hastahanede geçen birkaç günün ardından eve dönüş ve geleneksel Türk düşünce yapısı ile "Gerçek bir aile olduk şimdi" algısı başlar .Sonrasında hayırlı olsun dilekleri ile eve gelen misafir ordusu,yorumlar,yorgunluklar,hem tatlı hem sinir geçen günler.

Akrabaların evlerine döndüğü,eşiniz ve bebeğinizle başbaşa kaldığınız gerçek aile olma haliniz başlamıştır artık.Zorluklar ama bir o kadar da tatlı anlar.Garip gelebilir ;ama işte tamda bu anlarda bir anne olarak öğrenme süreciniz aşırı hızlı işler.Muhtemelen boyu 50cm.,kilosu 3.5-4 olan bu minicik varlık ebedi öğretmeninizdir artık.Yaşayarak öğrenme dediğimiz(-ki en etkili öğrenme biçimlerinin başında gelir)olgu daha anlamlı hale gelir sizin için.Çünki her değişik olay,davranış ,problemlerle yeni bir çözüm üretme ihtiyacı hisseder(hemde acil olarak),sonrada uygularsınız.

Kısacası anneliğe(ilk deneyimim" ben şimdi bu bebekle ne yapacağım?" diye korkan ve bebeğini yalnız büyüten anneler için söylüyorum) balıklama atlama zamanıdır şimdi." Ben ne yapacağım" yerine"Ben ne öğrenebilirim "demek ve küçük öğretmeninizin size öğreteceklerinin yanı sıra bilimsel yayınları da düzenli takip etmek önemlidir.Hangi kültürden geliyor olursanız olun ,hatta mesleğiniz ne olursa olsun"Şunu nasıl yapmalıyım acaba daha iyi olur" gb. düşünceler tüm gününüzü süsler.Bir yazarın dediği gibi:"Annelik,bir kadının kalbinin vücudunun dışında atması sürecidir"

Bende anne olmadan önce Allah Allah ne diyor bu yazar böyle,çeviri hatalı mı acaba diye düşünmüştüm,bir süre.Çok zorlu geçen bir hamilelik dönemi sonrasında bebeğimle tanıştığımızda (yani onu ilk gördüğüm an) anladım o yazarın ne dediğini... Ve ilk cümlem şöyle oldu:"İyiki doğurmuşum seni"Farkında olmadan dudaklarımdan dökülen o ilk cümleyi oğlum şimdilerde bana kendi dilinden yansıtıyor:"İyiki sen annem olmuşsun benim,sen benim hediyemsin anneciğim"(7yaş 2 aylık) Bu yedi yılın nasıl geçtiğini yazsam en az yetmiş sayfalık yazı olur,hiç anlatmayacağım;ama sizinle paylaşabileceğim şu ki:Çocuklar yaşamımızın çiçekleri,hemde en nadide olanları.Onları dünyaya getirirken gerçekten sevip ,ömür boyu sabır ve ilgi ile donatılmış anneler olacağınıza inanmalı ve öylede davranmalısınız. Bu noktada planlı (cinsel,psikolojik,sosyal,fiziksel,ekonomik planlar) düşünüp zamanlamayı çok iyi yapmak gerekiyor.Çocuk ihmallerinin aşırı yaşandığı bir ülkede yaşadığımızı düşünürsek konunun önemi daha da iyi anlaşılır .Tabi tüm bunları özetlersek,hangi niyetlerle çocuk sahibi oluyorsanız,o paralelde duygulanımlar yaşıyor,annelikten keyif alıyor ya da olaya büyük bir problemmiş gibi yaklaşabiliyorsunuz.
Eğer siz sadece ve sadece "SEVMEK" amacı ile çocuk sahibi olan annelerdenseniz, o zaman bu minik öğretmenlerinizin doğumu ve tüm gelişim basamakları müddetince yaşamınızı ne şekilde değiştirirse değiştirsin,her zorlukla mutlu olmayı da başarabilen, olaylara,problemlere,güzelliklere farklı gözlerle bakabilen annelerdensinizdir.Ya da eğer"Kız olsun büyüyünce biz hastalanınca bize bakar,ev işlerine yardım eder","Oğlum olsa kocama birşey olursa başımızda bir erkek olur,geçimimizi sağlar"gb. düşünenlerdenseniz: Çocuğunuzun doğum anından itibaren sizin gözünüzde ve gönlünüzdeki yeri çok daha farklı ve tabi olaylara ,problemlere hatta güzelliklere bakış açınız da buna göre farklı oluyor.Bu niyet ve duygu örneklerini çoğaltmak mümkün.Ben sadece en sık rastladığımız ve iki uç sayılabilecek örnekleri sizlerle paylaşmak istedim.Çocuklarımız aslında bizim değil.Aitlik değil emanet olma,hediye olma durumudur çocukluk.Yani her birey kendine aittir ve kendinden sorumludur.Sadece doğa karşısında fizik beden yapısı gereği bizim rehberliğimize ,bakımımıza ihtiyaç duyarlar. Ve tabi hangi yaşta olursa olsun sevme ve sevilmeye de.

Eğer sizde sadece ve sadece sevmek,(mıncıklamak,öpmek,oynamak,okşamak,iyi ve ilgili davranıp ,kucaklamak ve bunun gibi güzel olan niyetlerle) için çocuk sahibi olanlardansanız ;yeni ama çok renkli olacağını garanti edebileceğim yaşamınızda bu minik öğretmenleriniz ile geçireceğiniz bir saniyenin bile altın değerinde olduğunu ve bu saniye,saat,ay ve yılların bir daha asla geri gelmeyeceğini düşünerek;yaşamın ve ANNE olmanın keyfini doyasıya çıkarın.

Kendinizi eritmeden ,mahvetmeden,üzmeden ve gereksiz yorgunluklardan uzak(fiziksel ve ruhsal) ılımlı ,sabırlı,pozitif düşünen anneler olmanız dileği ve sevgi ile........

Psilolog Pelin Umde GÜLER



SIKÇA SORULAN SORULAR:


-Anne olursam evliliğim eskisi gibi olurmu?
Cevap:Elbette eskisi gibi hatta eskisinden daha iyide olabilir.Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta eşlerin çocuk sahibi olma ile ilgili karar aşamalarındaki niyet ,çocuğa bakış açısı, birbirlerine olan tutum ve davranışları da önemlidir . Aileye yeni katılan ve sorumluluğu ciddi anlamlar taşıyan çocuğunuzun öncelikle bakımı ile ilgili efor ve zamanlamayı anne ve baba olarak paylaşırsanız :bebeğin beslenmesi,banyosu, uykusu,alt değiştirme vb. konularda keyifli vakit geçirebileceğinizden hiç kuşkunuz olmasın.Bu noktada belki anne adayının baba adayını bebek bakımı konusunda bilgilendirmesi ve birlikte öğrenme süreçlerini yaşamaları faydalı olacaktır.



-Bebeğimin bakımı konusunda eşim(baba) neler yapabilir?

Cevap:Günümüzde artık babalarında tıpkı bir anne gibi bebeğin bakımı ile ilgili ciddi anlamda bilgi sahibi olduklarını görüyoruz.Belki bir babanın bebek emzirmesi imkansızdır ;ama bunun dışında kalan pek çok görevi eğer öğrenirse (ped değiştirme,gaz çıkarma,banyo ,yemek yedirme gb.)gayet başarılı bir şekilde yapabildiğini gözlemlemekteyiz. Ayrıca bir anne olarak unutmayınız ki eğer ilerde eşinizin baba olarak çocuğunuzun tüm gelişim aşamaları ve eğitim gibi alanlarda görev almasını istiyorsanız(ki ilgisiz babalardan bütün anneler şikayetçidir)işe bebeklik döneminden başlamak en doğrusudur.


-Bebeğime sevgi gösterirken eğer çok fazla dokunur yada kucağıma alırsam şımarırmı?

Cevap:Elbetteki beslenme kadar önemli olabilecek konulardan biriside sevginizi göstermeniz.Bebeklik döneminde ve erken çocukluk döneminde ebeveynleriyle ten temasını az yaşayan kucaklanmayan öpülüp koklanmayan bireylerin ilerde bu duygu ve davranışları geliştirirken aksaklıklar yaşayıp tıkandıklarını görüyoruz.Ancak tabi bebeği bir saniye bile kucaktan indirmeden büyütmek yada her ağladığında(çoğu zaman farklı bir durumu-açlık,ağrı,susuzluk gb.anlatmak için ağlar)kucağınıza alıp sadece bu yolla sevmek pek de doğru değildir.Ölçülü ve tutarlı sevgi,tabiki ten teması,göz teması ,sevgi sözcükleri ve mimikler,oyunlar;onların anne-babalarından sıkça görmek isteyecekleri şeylerden birkaçı.



-Bazen bebek bakımı, beslenmesi ,gelişimi ile ilgili bilimsel yayınlarda yazan bilgileri uygulasak bile işe yaramıyor.Ne yapmalıyız?


Cevap:Elbette bilimsel bilgilerden uzak kalmamalıyız.Ancak bazen bireysel farklılıkların olabileceğini ve bu farklılıkların bebek-çocuklar için de geçerli olduğunu düşünerek,çok iyi gözlem yaparak;bebeğinizle ortak dil oluşturmalı biraz anneliğinizin doğası ile yaratıcı fikirlerle ,bebeğinizin özelliklerini ve yapısını ,ruh halini göz önünde bulundurarak uygulamalar yapmalısınız.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler  
► Mükemmel Anne Olmak Yerine Doğal Anne Olun! Psk.Zehra AKPINAR YENİDÜNYA
► Bağlanma Bozuklukları ve Karmaşık Travma Psk.Dnş.Zeynep ANAFOROĞLU BIKMAZ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Hamilelik - Anne Olmak ve Çocuğun Değeri: Bir Kadının Yaşamındaki En Karmaşık,ilginç ve Mucizevi Dönem' başlığıyla benzeşen toplam 35 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
 
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


12:41
Top