Hipnoz Nedir, Bilinç ve Bilinçaltı Nedir ?
Hipnoz Nedir, Bilinç Ve Bilinçaltı Nedir ?
Hipnoz Nedir? Ne değildir?
Hipnoz konusunda medyada yer alan gizemli haberler, filmler ve magazinel programlar nedeniyle hipnoz hakkında birçok insanın zihninde farklı farklı korkular ve yanlış inanışlar yer etmiştir. İnsanların Hipnoz hakkındaki yanlış düşünce ve inanışlarını düzeltmeden, hipnoz uygulamanın doğru olmadığı kanısındayım. Ünlü bilim adamı Albert Einstein ın dediği gibi "insanlardaki önyargıyı parçalamak benim atomu parçalamamdan çok daha zor ! "
Hipnoz, kişinin bilinçaltına dolaysız yönden erişmeye çalışan bir tekniktir. Hipnoz, bilinçaltına açılan bir kapı, zihni anlamada bir rehberdir. Bir çok insanın hipnozdan korkmasına rağmen hipnozda korkulacak esrarengiz bir şey yoktur.Tıbbi çalışmalar, hipnozun tedavi edici değerini, kuşkudan uzak apaçık olarak ortaya koymuştur.
Tüm fonksiyonların çalıştığı, bilincin açık olduğu bir konumda kesinlikle uyku hali olmadan; istekle elde edilen bir konsantrasyon durumudur. Her ne kadar "Hypnos" sözcüğü eski Yunanca`da "uyku" manasına geliyorsa da hipnoz aslında bir uyku değil, aksine derin konsantrasyon halidir. Hipnoz hepimizin zaman zaman yaşadığı gayet doğal bir zihin durumudur. Bir sürücünün sapması gereken kavşağı geçtikten sonra dalgınlığının farkına varması durumu hipnozu ifade eder.
Hipnoz nedir sorusunu farklı uzmanlar faklı şekilde tanımlamışlardır. Bu konuda Ali Eşref MÜEZZİNOĞLU hoca şöyle der ; Tüm fonksiyonların çalıştığı, bilincin açık olduğu bir konumda kesinlikle uyku hali olmadan; istekle elde edilen bir konsantrasyon durumudur. Ali Özden ÖZTÜRK hoca ise; hipnozun büyük kısmının mayalama olduğunu söyler. Hipnozu ve hipnozla tedaviyi asıl meydana getiren şeyin hastanın isteği ve inancı olduğunu söyler. Ona göre hipnoz tamamen bir farkındalıktır ‘’. Bülent URAN hoca ; ‘’ Düşünen zihinden hisseden zihne geçiştir. ’’ diye tanımlamaktadır.
Amerikan Tıp Birliği hipnozun iki bölümü olduğunu belirtiyor.
1. Kritik faktörün (bilincin yargılayan özelliğinin) by-pass edilmesi ( atlanması) : bizi sınırlayan ,kalıp yargı olarak düşünmemizi sağlayan yanlış ve hatalı inançlarımızın atlanması, by-pass edilmesidir. Böylece sınırlayıcı yanlış inançların ortadan kalkmasıyla yerine yeni ve kabul edilebilir yeni davranışların konması için uygun zihinsel ortamın oluşması sağlanmış olur.
2. Kabul edilebilir seçici bir düşüncenin kurulması ve kalıcı hale getirilmesi : hipnotik indüksiyon dediğimiz yöntemle danışanı hipnoza yönlendirmemizi sağlar. sizi daha sağlıklı ve mutlu yaşama götürecek değişiklikleri yapmanızı engelleyen düşünce ve inançları bir kenara itersiniz. Böylece oluşan hipnotik durum yaşamınızda uygun değişiklikleri yapmanız için en uygun zamandır.
Hipnoz nedir ? sorusuna, hipnozla ilgili ilk akla gelen yanlış inanış ve düşünceleri açıklayarak hipnozu belli bir perspektife koyabileceğimi düşünüyorum.
1. Hipnoz, kendinizden geçtiğiniz ve hiçbir şeyin farkında olmadığınız bir uyku ve uyuma durumu değildir.
2. Hipnozdan çıkamama durumu söz konusu değildir. Hipnozun tedavide kullanıldığı yaklaşık 250 yılık tarihinde hipnozdan uyanamayan / uyandırılamayan hiçbir vaka rapor edilmemiştir.
3. Hipnoz olup bitenlerin hatırlanmadığı bir kendinden geçme hali değildir.
4. Hipnozda bulunduğunuz süre içinde istemediğiniz hiçbir şey söylemez ve anlatmazsınız. İstemediğiniz bir şey yapmazsınız. Size zorla istemediğiniz bir şey yaptırılamaz.
Hastalıklar ve Hipnoz :
Bilinçaltı , bedenimizde otomotik olarak istemimiz dışında seyreden tüm olayları idare eder.Nefes almak, kalbin çalışması, barsakların çalışması gibi …. Bilinçaltında oluşan duygular kendini bilinç dışında karşılık bulur.
Heyacanlandığımız zaman kalbimiz çarpar. Utandığımız zaman yüzümüz kızarır. Stres karşısında mideniz kasılır. Yada sıkıldığınız zaman başınız ağrır. Bilinçaltı ile bilincin bu sıkı fıkılığı birçok hastalığın ve psikolojik sorunun nedenidir. Ülserler , barsak hastalıkları… ruhsal sorunların yol açtığı bir çok fiziksel bozukluk bu ilişkinin eseridir. Yani bilinçaltındaki bir duygusal değişiklik ya da sürekli olumsuz uyarılar bedende kendini fiziksel bir rahatsızlık şeklinde ortaya çıkarır.
Hipnoterapinin Etkili Olduğu Durumlardan Bazıları :
Migren ağrılarında ,ağrısız doğumda , trigeminal Nevraljide ,anestezide , fibromiyaljide, Alt ıslatma ( Enürezis ) , Dışkı yapma ( enkoprezis ) çocuklarda ve yetişkinlerde Korku ve fobiler ( karanlık korkusu, köpek korkusu, yükseklik korkusu, yalnızlık korkusu, asansör fobisi , kan fobisi , gök gürültüsü ve fırtına korkusu , uçuş korkusu ,okul korkusu, Belirli seslerden korkma , arılardan ve örümceklerden korkma, farelerden korkma, hayaletlerden korkma , ateşten korkma ,denizden ve yüzmekten korkma …vs ) konuşma bozukluğu ( kekemelik ) çocuklarda davranış bozuklukları , eğitim ve öğrenme sorunları ,çocuklarda uyum sorunu ( arkadaşlarına, okul ve sınıfına , kendi iç uyumunu sağlamada )parmak emme, tırnak yeme , tik gibi davranış sorunları, kilo verme , Sigara Bırakma, ÖSS / OKS sınavı dahil eğitimde birçok noktada kullanılmaktadır. Sınav stresi ve sınav heyecanında, öğrencinin ders çalışmak istediği halde çalışamadığı durumlarda, konsantrasyon ve dikkati artırmada , motivasyon ve disiplinli çalışma konularında , Anoreksia Nervoza, Bulumia Nervoza, Obesitede, Alkol - Madde Bağımlılığı Depresyon, Performans Anksiyetesi, Panik Bozukluğu, Sosyal Fobi, Posttravmatik Stres BozukluğuÇoğul Kişilik Bozukluğu, Psikolojik Bellek Kayıpları, Psikolojik Nedenli Bayılmalar, Psikolojik Ağrı Bozuklukları Cinsel İşlev Bozuklukları, Vajinismus, Uyku Bozukluklarında, yorgun bacak sendromu…. vs
Hemen herkesin geçmişte yaşadığı Öfke , kızgınlık ve nefret duygularını, değersizlik ve suçluluk duygularını, pişmanlık duygularını….ve daha bir çok olumsuz duyguyu sorunun gerçek kökenine inilerek ortadan kaldırmak mümkündür.
Bilinç Nedir Bilinçaltı Nedir ?
Bilinç ile bilinçaltını karşılaştırdığımızda bilinçaltının, varoluşumuzun en ufak ayrıntılarını dahi içinde barındıran olağanüstü ve kusursuz bir belleğe sahip olduğunu görürüz. Bu anlamda bilince göre daha güvenilirdir. Aynı zamanda bilinçaltı, söylenenleri sorgulamaksızın kabullenen ve kolayca yönetilebilen bir yapıya sahiptir. Her birey farklı alışkanlık ve inanışları, istek ve arzuları, korku ve endişeyi bilinçaltına iter. Bu nedenle Bilinçaltı subjektiftir. Bilinç ise daha objektif ve nesneldir denilebilir. Bilinç; mantıklı, sorgulayıcı, dirençli, kritik eden bir işleyişe sahiptir.
Doğduğunuz andan itibaren size söylenen her sözcük doğrudan bilinçaltına gitmektedir. Kendi yemeğini yemek isteyen çocuğa ‘’dur dökersin, beceremezsin! ’’ ,’’ Dokunma kırarsın ’’ … gibi cümleler gençlik ve yetişkinlik dönemlerinde becerememe, cesaret edememe, özgüvenini kaybetme gibi davranışlarımızın temelini oluştururlar. Bu nedenle çocuğun yaşamının ilk yılları çok çok önemlidir.
Bilinçaltına yerleşen bu bilgiler, çocuğu tüm hayatı boyunca etkiler. Bilinçaltı kendisine gönderilen her şeyi kabul eder. Bilinçaltı değerlerimizi, inançlarımızı depolar, beden fonksiyonlarımızı kontrol eder. Akıl yürütmez. Hayal ,gerçek ayrımı yapmadan her şeyi gerçek gibi algılayarak hareket eder. Bilinçaltına yerleşen bilgiler tüm yaşamı etkileyen davranışlarımıza yön veren temel esasları oluştururlar. Bireyin edinmiş olduğu bu çarpıtılmış düşünüş , inanış ve davranış kalıplarını ; olumlu inanış, düşünüş ve davranış kalıpları haline getirmek için bilinçaltının Hipnoz ve Hipnoterapi ile yeniden yapılandırılması gerekir.
Öyle insanlar vardır ki yaşamlarının gerçek anlamı gerçek önemleri bilinçantındadır. Bilinçli zihinleri aldatmadan ve yanılgıdan ibarettir.
Carl Gustav Jung
En parlak gelecek unutulmuş geçmişin üzerine bina edilecektir. Geçmiş başarısızlıklar ve kalp kırıklıklarını bırakmadan hayatta ileri gidemezsiniz.
?
Hipnoz Nedir? Ne değildir?
Hipnoz konusunda medyada yer alan gizemli haberler, filmler ve magazinel programlar nedeniyle hipnoz hakkında birçok insanın zihninde farklı farklı korkular ve yanlış inanışlar yer etmiştir. İnsanların Hipnoz hakkındaki yanlış düşünce ve inanışlarını düzeltmeden, hipnoz uygulamanın doğru olmadığı kanısındayım. Ünlü bilim adamı Albert Einstein ın dediği gibi "insanlardaki önyargıyı parçalamak benim atomu parçalamamdan çok daha zor ! "
Hipnoz, kişinin bilinçaltına dolaysız yönden erişmeye çalışan bir tekniktir. Hipnoz, bilinçaltına açılan bir kapı, zihni anlamada bir rehberdir. Bir çok insanın hipnozdan korkmasına rağmen hipnozda korkulacak esrarengiz bir şey yoktur.Tıbbi çalışmalar, hipnozun tedavi edici değerini, kuşkudan uzak apaçık olarak ortaya koymuştur.
Tüm fonksiyonların çalıştığı, bilincin açık olduğu bir konumda kesinlikle uyku hali olmadan; istekle elde edilen bir konsantrasyon durumudur. Her ne kadar "Hypnos" sözcüğü eski Yunanca`da "uyku" manasına geliyorsa da hipnoz aslında bir uyku değil, aksine derin konsantrasyon halidir. Hipnoz hepimizin zaman zaman yaşadığı gayet doğal bir zihin durumudur. Bir sürücünün sapması gereken kavşağı geçtikten sonra dalgınlığının farkına varması durumu hipnozu ifade eder.
Hipnoz nedir sorusunu farklı uzmanlar faklı şekilde tanımlamışlardır. Bu konuda Ali Eşref MÜEZZİNOĞLU hoca şöyle der ; Tüm fonksiyonların çalıştığı, bilincin açık olduğu bir konumda kesinlikle uyku hali olmadan; istekle elde edilen bir konsantrasyon durumudur. Ali Özden ÖZTÜRK hoca ise; hipnozun büyük kısmının mayalama olduğunu söyler. Hipnozu ve hipnozla tedaviyi asıl meydana getiren şeyin hastanın isteği ve inancı olduğunu söyler. Ona göre hipnoz tamamen bir farkındalıktır ‘’. Bülent URAN hoca ; ‘’ Düşünen zihinden hisseden zihne geçiştir. ’’ diye tanımlamaktadır.
Amerikan Tıp Birliği hipnozun iki bölümü olduğunu belirtiyor.
1. Kritik faktörün (bilincin yargılayan özelliğinin) by-pass edilmesi ( atlanması) : bizi sınırlayan ,kalıp yargı olarak düşünmemizi sağlayan yanlış ve hatalı inançlarımızın atlanması, by-pass edilmesidir. Böylece sınırlayıcı yanlış inançların ortadan kalkmasıyla yerine yeni ve kabul edilebilir yeni davranışların konması için uygun zihinsel ortamın oluşması sağlanmış olur.
2. Kabul edilebilir seçici bir düşüncenin kurulması ve kalıcı hale getirilmesi : hipnotik indüksiyon dediğimiz yöntemle danışanı hipnoza yönlendirmemizi sağlar. sizi daha sağlıklı ve mutlu yaşama götürecek değişiklikleri yapmanızı engelleyen düşünce ve inançları bir kenara itersiniz. Böylece oluşan hipnotik durum yaşamınızda uygun değişiklikleri yapmanız için en uygun zamandır.
Hipnoz nedir ? sorusuna, hipnozla ilgili ilk akla gelen yanlış inanış ve düşünceleri açıklayarak hipnozu belli bir perspektife koyabileceğimi düşünüyorum.
1. Hipnoz, kendinizden geçtiğiniz ve hiçbir şeyin farkında olmadığınız bir uyku ve uyuma durumu değildir.
2. Hipnozdan çıkamama durumu söz konusu değildir. Hipnozun tedavide kullanıldığı yaklaşık 250 yılık tarihinde hipnozdan uyanamayan / uyandırılamayan hiçbir vaka rapor edilmemiştir.
3. Hipnoz olup bitenlerin hatırlanmadığı bir kendinden geçme hali değildir.
4. Hipnozda bulunduğunuz süre içinde istemediğiniz hiçbir şey söylemez ve anlatmazsınız. İstemediğiniz bir şey yapmazsınız. Size zorla istemediğiniz bir şey yaptırılamaz.
Hastalıklar ve Hipnoz :
Bilinçaltı , bedenimizde otomotik olarak istemimiz dışında seyreden tüm olayları idare eder.Nefes almak, kalbin çalışması, barsakların çalışması gibi …. Bilinçaltında oluşan duygular kendini bilinç dışında karşılık bulur.
Heyacanlandığımız zaman kalbimiz çarpar. Utandığımız zaman yüzümüz kızarır. Stres karşısında mideniz kasılır. Yada sıkıldığınız zaman başınız ağrır. Bilinçaltı ile bilincin bu sıkı fıkılığı birçok hastalığın ve psikolojik sorunun nedenidir. Ülserler , barsak hastalıkları… ruhsal sorunların yol açtığı bir çok fiziksel bozukluk bu ilişkinin eseridir. Yani bilinçaltındaki bir duygusal değişiklik ya da sürekli olumsuz uyarılar bedende kendini fiziksel bir rahatsızlık şeklinde ortaya çıkarır.
Hipnoterapinin Etkili Olduğu Durumlardan Bazıları :
Migren ağrılarında ,ağrısız doğumda , trigeminal Nevraljide ,anestezide , fibromiyaljide, Alt ıslatma ( Enürezis ) , Dışkı yapma ( enkoprezis ) çocuklarda ve yetişkinlerde Korku ve fobiler ( karanlık korkusu, köpek korkusu, yükseklik korkusu, yalnızlık korkusu, asansör fobisi , kan fobisi , gök gürültüsü ve fırtına korkusu , uçuş korkusu ,okul korkusu, Belirli seslerden korkma , arılardan ve örümceklerden korkma, farelerden korkma, hayaletlerden korkma , ateşten korkma ,denizden ve yüzmekten korkma …vs ) konuşma bozukluğu ( kekemelik ) çocuklarda davranış bozuklukları , eğitim ve öğrenme sorunları ,çocuklarda uyum sorunu ( arkadaşlarına, okul ve sınıfına , kendi iç uyumunu sağlamada )parmak emme, tırnak yeme , tik gibi davranış sorunları, kilo verme , Sigara Bırakma, ÖSS / OKS sınavı dahil eğitimde birçok noktada kullanılmaktadır. Sınav stresi ve sınav heyecanında, öğrencinin ders çalışmak istediği halde çalışamadığı durumlarda, konsantrasyon ve dikkati artırmada , motivasyon ve disiplinli çalışma konularında , Anoreksia Nervoza, Bulumia Nervoza, Obesitede, Alkol - Madde Bağımlılığı Depresyon, Performans Anksiyetesi, Panik Bozukluğu, Sosyal Fobi, Posttravmatik Stres BozukluğuÇoğul Kişilik Bozukluğu, Psikolojik Bellek Kayıpları, Psikolojik Nedenli Bayılmalar, Psikolojik Ağrı Bozuklukları Cinsel İşlev Bozuklukları, Vajinismus, Uyku Bozukluklarında, yorgun bacak sendromu…. vs
Hemen herkesin geçmişte yaşadığı Öfke , kızgınlık ve nefret duygularını, değersizlik ve suçluluk duygularını, pişmanlık duygularını….ve daha bir çok olumsuz duyguyu sorunun gerçek kökenine inilerek ortadan kaldırmak mümkündür.
Bilinç Nedir Bilinçaltı Nedir ?
Bilinç ile bilinçaltını karşılaştırdığımızda bilinçaltının, varoluşumuzun en ufak ayrıntılarını dahi içinde barındıran olağanüstü ve kusursuz bir belleğe sahip olduğunu görürüz. Bu anlamda bilince göre daha güvenilirdir. Aynı zamanda bilinçaltı, söylenenleri sorgulamaksızın kabullenen ve kolayca yönetilebilen bir yapıya sahiptir. Her birey farklı alışkanlık ve inanışları, istek ve arzuları, korku ve endişeyi bilinçaltına iter. Bu nedenle Bilinçaltı subjektiftir. Bilinç ise daha objektif ve nesneldir denilebilir. Bilinç; mantıklı, sorgulayıcı, dirençli, kritik eden bir işleyişe sahiptir.
Doğduğunuz andan itibaren size söylenen her sözcük doğrudan bilinçaltına gitmektedir. Kendi yemeğini yemek isteyen çocuğa ‘’dur dökersin, beceremezsin! ’’ ,’’ Dokunma kırarsın ’’ … gibi cümleler gençlik ve yetişkinlik dönemlerinde becerememe, cesaret edememe, özgüvenini kaybetme gibi davranışlarımızın temelini oluştururlar. Bu nedenle çocuğun yaşamının ilk yılları çok çok önemlidir.
Bilinçaltına yerleşen bu bilgiler, çocuğu tüm hayatı boyunca etkiler. Bilinçaltı kendisine gönderilen her şeyi kabul eder. Bilinçaltı değerlerimizi, inançlarımızı depolar, beden fonksiyonlarımızı kontrol eder. Akıl yürütmez. Hayal ,gerçek ayrımı yapmadan her şeyi gerçek gibi algılayarak hareket eder. Bilinçaltına yerleşen bilgiler tüm yaşamı etkileyen davranışlarımıza yön veren temel esasları oluştururlar. Bireyin edinmiş olduğu bu çarpıtılmış düşünüş , inanış ve davranış kalıplarını ; olumlu inanış, düşünüş ve davranış kalıpları haline getirmek için bilinçaltının Hipnoz ve Hipnoterapi ile yeniden yapılandırılması gerekir.
Öyle insanlar vardır ki yaşamlarının gerçek anlamı gerçek önemleri bilinçantındadır. Bilinçli zihinleri aldatmadan ve yanılgıdan ibarettir.
Carl Gustav Jung
En parlak gelecek unutulmuş geçmişin üzerine bina edilecektir. Geçmiş başarısızlıklar ve kalp kırıklıklarını bırakmadan hayatta ileri gidemezsiniz.
?
Uzm Psk Dnş Şahin UÇAR -Bursa
0505 5006809
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Hipnoz Nedir, Bilinç ve Bilinçaltı Nedir ?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Şahin UÇAR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Şahin UÇAR'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
2 Beğeni
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden |
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.