2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,221 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocuk Gelişimi ve Evlilik Terapisi
MAKALE #366 © Yazan Psk.Dnş.Özden ŞENKOYUNCU | Yayın Kasım 2007 | 8,737 Okuyucu
ÇOCUK GELİŞİMİ

Her çocuk farklı karakter özellikleri ve farklı gelişim hızıyla ayrı bir bireydir ancak yine de bütün çocukların gelişimi belli bir sırayı izler. Her aile , çocuğun iyi dengelenmiş bir kişilik yapısıyla büyümesini ister. Bu da çocuğun büyürken geçirdiği evreleri bilmekle olur.

ÇOCUĞUNUZUN İLK YILI
Çocuğunuzun hayatının ilk yılında güven duygusunu geliştirmesi sizin davranışlarınıza bağlıdır. Güven ve güvensizlik duygularının tohumu bu evrede atılır. En ideali bebeğin annesine veya ona bakan kişiye güvenebilmesidir. Ayrıca kendine güven duymayı da öğrenebilmelidir.
Yaşamın ilk altı ayında ana soru ‘ Bu insanlara güvenebilir miyim’ sorusudur. ‘ Beni kim doyuracak, bu insanların yakınımda olmalarını nasıl sağlayabilirim?’. İsteklerini dile getiremediğinden, ihtiyaçlarını tahmin etmenizi bekler. Yardım isteğini belirten ağlamalar karşısında kayıtsız kalmamanız önemlidir. Bunun karşıtı olarak,açlığı ve istekleri daha ağlamadan giderilen bir bebek, yaşamın ileriki yıllarında ne istediğini bilemeyen, tatminsiz bir birey olabilir.
Duyarlı bir anne, bebeğin güvenle bağlanmasını sağlar. Buna karşın, ihmalkar ve tutarsız bir ilgi, güvensiz bir bağlanmayla sonuçlanır.

1 YAŞ ÇOCUĞU
Bir yaş, çocuğun kendini ve dünyasını keşfetmeye başladığı yaştır. Bir yaş çocuğunun en karakteristik özelliği tam bir ‘benmerkezcilik’ özelliği sergilemesidir. Otonomi, yani kendi kendini yönetme,bu yaşın en tipik karşı çıkışıdır. Çünkü bu evrenin temel görevi, bağımsız bir birey olduğunu öğrenmek ve kendine yeterli olabilmektir.
Bu evrede çocuğun olumsuzluğu tam anlamıyla bir karşı gelme değildir. Cesaretlendirici, yönlendirici ve sakin bir yaklaşım çocuğun ‘ben değerliyim’ duygusu geliştirmesine yardımcı olur.
Çocuk bu evrede çevreyi keşfetmekten çok hoşlanmasına rağmen, fiziki yakınlığı sürdürerek güven ve yakınlık aramaya devam eder.

2 YAŞ ÇOCUĞU
İki yaş ‘inat çağı’dır. Çocuk kendi yeterliliğini sergilemekte ısrar eder. Bu, yetişkin ölçütlerine bir tepki olarak , kendi değerliliğini kanıtlama isteğidir. Bu dönem ‘korkunç ikinci yıl bunalımı’ olarak adlandırılır. Çocuk kendi yeterliliğini sergilemekte ısrar ederken, aynı zamanda yetişkinler tarafından onaylandığını da bilmek ister.
Bu yaş çocuğunda inatlaşma eğilimi ‘tuvalet eğitiminde’ de devam eder. Çünkü tuvaletini yapıp yapmamaya karar vermek de onun için bir bağımsızlık göstergesidir.


3 YAŞ ÇOCUĞU
Çocuğun giderek daha az bencil ve annesine daha az bağımlı olduğu bir dönemdir. 3 yaş çocuğunun daha güçlü bir benlik duygusu vardır ve bağımsızlığını kaybetme duygusu yaşamadan itaat eder. Çünkü bu yaş çocuğu kurallara uymaktan hoşlanır.
Bu dönemde çocuklar mesanelerini ve bağırsaklarını kontrol etmeyi öğrenirler. Bu , bağımsız bir birey oldukları duygusunu güçlendirir. Eğer kontrol kazanmada başarısız olmuşlarsa, kendilerinden kuşku duyarlar ve utanç duygusu geliştirirler.

4 YAŞ ÇOCUĞU
Bu yaş, karşı gelme yaşıdır. Akran ilişkilerine ihtiyaç duyulan bu evere ‘ çete çağı’ olarak adlandırılır. Çocuk bu evrede sınırları zorlamayı sever. Ailesiyle ve arkadaşlarıyla nereye kadar gidebileceğini denemek ister. Elinde olanın kendi mülkiyetinde olduğuna inanır. Paylaşmak istemez.
Aynı zamanda, fantezilerden hoşlanmaya ve masal anlatmaya devam eder. Bazen hayallerini gerçekmiş gibi sunar. Bu durum yalan söylemek olarak değerlendirilmemelidir.
Bu yaşta doğru ve yanlış kavramları verilmeye başlanmalıdır.Gerektiğinde ‘kendi odasına göndermek’ gibi basit cezalar uygulanabilir.

5 YAŞ ÇOCUĞU
Bu yaş çocuğunun mücadelesi ‘ Nasıl iyi olunur?’ sorusu üzerine kuruludur. Bunu gerçekleştirmek için çok çalışır. Bunda da başarılı olur. Uyumsuzluk ve huysuzluk dönemini geride bırakmıştır. Kendi kendine yeter, sosyaldir, kendinden emindir, uyumludur.
Anne, 5 yaş çocuğu için dünyanın merkezidir. Annesini memnun etmek, onun yanında olmak, ona yardımcı olmak ister. ‘Evet , hayır’ sözcükleriyle tepki verilmeye ihtiyacı vardır.Olumlu yaklaşıma daha iyi tepki verir.Ana –baba çocuğu başkalarının önünde utandırmamaya dikkat etmelidir.

6 YAŞ ÇOCUĞU
Çocuğun okula başlamasıyla birlikte, okul öncesi döneme oranla, daha çok arkadaşla ilişki kurduğu bir ‘gruplaşma çağı’ başlar. Aile ilişkilerinin zayıfladığı görülür.
Annesinden ayrılmaya başlamıştır ama aynı zamanda kaygılıdır. Bu kaygı, onda kontrolü elinde bulundurma isteği yaratır. Başarısızlığa tahammülü yoktur.En iyi olmak, birinci olmak, sevilmek ve övülmek ister.
Burada ana –baba ve öğretmenlere düşen görev, her çocukta farklı olan ama mutlaka varolan farklı yetenekleri desteklemek ve çocuğa ‘biricik ve değerli’ olduğu duygusunu yaşatmaktır.

Psikolojik Danışman
Özden Şenkoyuncu
Yararlanılan Kaynaklar:
Haluk Yavuzer’in bütün kitapları



EVLİLİK TERAPİSİ

Çiftler başlangıçtan itibaren benzer aşamalardan geçer.İlişkileri birbirini tanıma ve balayı aşamalarıyla başlar.Farklılıkların benzerliklerden daha fazla olduğu görülmeye başladığında , balayını hayalkırıklığı aşaması izler.

Çiftleri terapiye getiren sorunlar genellikle aynıdır. Evlilik içerisindeki kadın ya da erkek ,evlilikle baş etmesi için gerekli anlama , alışma ve eşleriyle baş etme yeteneklerini sınırlayan ,kendi kişisel sorunlarına sahiptirler. Bu da onların evlilik içinde savunmacı olmalarına neden olur. Terapide gördüğümüz çiftler genellikle ‘birbirlerini duymama’ konusunda olağanüstü yeteneklidirler. Bu durum; kafa karışıklığına,suçlamalara ve yanlış anlamalara neden olur.
Eşlerin geçmişten gelen hayaletleri, biribirlerini anlamalarına engel olur.

Hiçbir evlilik ideal evlilik olamaz fakat bizim amacımız , ortak yaşama canlılık katmayı deneyerek neşeli ve dürüst bir ilişki yakalamak olabilir.
Terapistin çiftte anlaması gerekenler şunlardır:
-Bu çifti bir arada tutan nedir?
-Onları ayıran nedir?
-Uyuşmalarını sağlayacak dış etkenler nelerdir?
-Ne zaman çatışıyorlar?
- Çatışmayı tetikleyen nedir?Kişilikleri ne kadar uyuyor?
-Eşlerin kişilik yapıları nasıl?
_Savunma düzenekleri nelerdir?
-Uyuşmamalarının ardındaki esnemez özellikleri nedir?

Eşlerden her biri evliliğin nasıl bir şey olduğunu ilk olarak ana-babalarının evliliğinde öğrenmeye başlar. Anne veya babalarının davranışları için kendilerine göre yorumlar geliştirirler. Bir erkek çocuğun ilk kadın modeli annesidir. Doğal olarak onda beğendiği ve beğenmediği özellikler olacaktır. Büyüdükçe kendi isteyebileceği kadın modeli ve kadınlara karşı nasıl davranması gerektiği kafasında şekillenmeye başlar. Aynı şey kız çocuğu için de geçerlidir. Ancak evlilik içinde bu modeli birebir uygulayamayacağını görünce hayal kırıklıkları başlar.

Pek çok erkek ve kadın modelinin doğruluğunu sorgulamayı bile reddeder. Örneğin ona göre doğru kadın; hamarattır veya doğru adam evine bağlıdır. Halbuki başka bir çift için bu beklentiler tam tersi de olabilir. Bu aşamada ençok dayatmacı çifler sorun yaşamaktadır. Çünkü her ikisi de değişmeyi reddedip savunmaya çekilmektedirler. İşte terapistin işi, bu aşamadan sonra başlamaktadır. Eğer terapist çiflere kişisel özellikleri ve beklentileriyle ilgili ayna tutabilirse sorun çözümü başlamış demektir.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler  
► Evlilik Terapisi- Evlilik Okulu Psk.Dnş.Filiz OKUŞ TEZEL
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Çocuk Gelişimi ve Evlilik Terapisi' başlığıyla benzeşen toplam 15 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
 
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


10:37
Top