Psikolojik Sağlık ve Hayatın Anlamı
İnsan günlük hayatta iş, aile ve sosyal çevresinde çeşitli sorunlarla karşılaşmakta ve karşılaştığı bu sorunların yol açtığı stres nedeniyle birçok bedensel ve ruhsal sorun yaşamaktadır. Çünkü insan biyolojik, psikolojik ve sosyal özellikleri olan bir varlıktır. İnsanı oluşturan bu üç temel özellik birbiriyle sürekli olarak iletişim halindedir ve bu özelliklerin birinde meydana gelen değişiklik diğerlerini de olumlu ya da olumsuz yönde etkilemektedir. Bedensel rahatsızlığı olan kişiler bu durumdan psikolojik olarak da etkilendikleri gibi psikolojik sorunlar yaşayan kişiler de bedensel olarak bu sorunlardan etkilenirler. Yoğun stres ve kaygı yaşayan kişilerde mide ülserinin fazla görülmesi bize beden ve ruh sağlığı arasındaki bu ilişkiyi daha iyi göstermektedir.
Son yüzyıldaki endüstriyel ve ekonomik gelişmeler, artan kentleşme ve teknoloji insanın toplum içindeki yerini ve kimliğini önemli ölçüde değiştirmiş, doğanın egemenliğinden kurtulmak için girdiği mücadele insanı teknolojiye tutsak hale getirmiştir.
Endüstriyel ve ekonomik gelişmelerin çok hızlı olduğu Amerika Birleşik Devletlerinde işgücü kayıplarına neden olan hastalıkların en önemlilerinden biri kalp hastalıkları diğeri ise depresyondur. Dünya Sağlık Örgütü dünya ülkelerinde gelecekte ortaya çıkacak en önemli sorunlardan biri olarak depresyonu göstermektedir. İşte bu nedenle çağımızda her geçen gün psikolog ve psikiyatrislere olan ihtiyaç giderek artmaktadır.
İnsanların beden ve ruh sağlığını, iş, aile, ve sosyal hayatını olumsuz yönde etkileyecek ruhsal sorunlar yaşanmaması için dikkat edilmesi gereken bazı kurallar vardır. Her hastalıkta olduğu gibi ruhsal hastalıklarda da dikkat edilmesi gereken bu kuralların en önemlilerinden biri koruyucu önlemlerin alınmasıdır. Bu hususta anne baba eğitimleri, evlilik ve aile danışmanlığı, bireysel psikolojik danışma, çocuk eğitimi danışmanlığı ve mesleki danışmanlık, stres yönetimi, kişisel gelişim gibi konularda bireylerin ve toplumun bilinçlendirilmesi yaşamın ileriki dönemlerinde ortaya çıkabilecek ruhsal sorunları azaltacağı için özel bir öneme sahiptir.
Sağlıklı bir ruhsal yapıya sahip olmak için öncelikle kendimizi çok iyi tanımalı, kişilik özelliklerimizle ilgili olarak yeterli içgörüye sahip olmalıyız. Olumlu ve olumsuz özelliklerimizi iyi tespit edip olumsuz özelliklerimiz varsa bunları olumluya çevirmeye yönelik kişisel gelişim stratejisine sahip olmalıyız.
İnsan hayatta her zaman kısa ve uzun vadede gerçekleştirmeye çalışacağı, onu hayata bağlayacak ve yaşamına anlam katacak hedeflere sahip olmalıdır. Sürekli olarak geçmişin gölgesinde yaşayan ve geleceğin endişesinden kurtulamayan kişilerin hayatta mutlu ve başarılı olması çok zordur. “Bir uzak doğu dövüş sanatı olan aikido aynı zamanda felsefi kuramları da olan bir spordur. Aikidonun en önemli kurallarından biri şudur: Rakibinle dövüşürken yapacağın ilk hareketi çok iyi yap, sakın birinci hareketi yapmadan ikinci hareketi düşünme, eğer ilk hareketi yapmadan ikinci yapacağın hareketi düşünürsen başarısız olursun.”
Bu yaşam felsefesine sahip olmayan çoğu insan içinde bulunduğu anı yaşamak yerine ölü geçmişte ya da hayali gelecekte yaşar. Oysaki önemli olan geçmişe saplanıp kalmadan yaşananlardan ders almak ve gelecek için hedefler belirleyip bulunduğumuz anın güzelliklerini yaşayabilmektir. Çünkü “ölümün kol gezdiği bir dünyada hayıflanmaya ve ertelemeye yer yok.”
Evrende müthiş bir düzen vardır ve insan da bu düzenin bir parçasıdır. Eğer insan kendini evrenin bir parçası olarak görebilirse hayata daha olumlu yönden bakabilir. İster dini olsun ister seküler(din dışı) bir yüce anlama inanan insanın yönü her durumda pozitif bir anlama dönük olduğu için en umutsuz duruma bile bir anlam verir ve yaşadığı olumsuzluklardan daha az etkilenerek mutlu olmayı başarabilir. (Bu yazı Hürdüşün gazetesinde yayınlanmıştır.)
Son yüzyıldaki endüstriyel ve ekonomik gelişmeler, artan kentleşme ve teknoloji insanın toplum içindeki yerini ve kimliğini önemli ölçüde değiştirmiş, doğanın egemenliğinden kurtulmak için girdiği mücadele insanı teknolojiye tutsak hale getirmiştir.
Endüstriyel ve ekonomik gelişmelerin çok hızlı olduğu Amerika Birleşik Devletlerinde işgücü kayıplarına neden olan hastalıkların en önemlilerinden biri kalp hastalıkları diğeri ise depresyondur. Dünya Sağlık Örgütü dünya ülkelerinde gelecekte ortaya çıkacak en önemli sorunlardan biri olarak depresyonu göstermektedir. İşte bu nedenle çağımızda her geçen gün psikolog ve psikiyatrislere olan ihtiyaç giderek artmaktadır.
İnsanların beden ve ruh sağlığını, iş, aile, ve sosyal hayatını olumsuz yönde etkileyecek ruhsal sorunlar yaşanmaması için dikkat edilmesi gereken bazı kurallar vardır. Her hastalıkta olduğu gibi ruhsal hastalıklarda da dikkat edilmesi gereken bu kuralların en önemlilerinden biri koruyucu önlemlerin alınmasıdır. Bu hususta anne baba eğitimleri, evlilik ve aile danışmanlığı, bireysel psikolojik danışma, çocuk eğitimi danışmanlığı ve mesleki danışmanlık, stres yönetimi, kişisel gelişim gibi konularda bireylerin ve toplumun bilinçlendirilmesi yaşamın ileriki dönemlerinde ortaya çıkabilecek ruhsal sorunları azaltacağı için özel bir öneme sahiptir.
Sağlıklı bir ruhsal yapıya sahip olmak için öncelikle kendimizi çok iyi tanımalı, kişilik özelliklerimizle ilgili olarak yeterli içgörüye sahip olmalıyız. Olumlu ve olumsuz özelliklerimizi iyi tespit edip olumsuz özelliklerimiz varsa bunları olumluya çevirmeye yönelik kişisel gelişim stratejisine sahip olmalıyız.
İnsan hayatta her zaman kısa ve uzun vadede gerçekleştirmeye çalışacağı, onu hayata bağlayacak ve yaşamına anlam katacak hedeflere sahip olmalıdır. Sürekli olarak geçmişin gölgesinde yaşayan ve geleceğin endişesinden kurtulamayan kişilerin hayatta mutlu ve başarılı olması çok zordur. “Bir uzak doğu dövüş sanatı olan aikido aynı zamanda felsefi kuramları da olan bir spordur. Aikidonun en önemli kurallarından biri şudur: Rakibinle dövüşürken yapacağın ilk hareketi çok iyi yap, sakın birinci hareketi yapmadan ikinci hareketi düşünme, eğer ilk hareketi yapmadan ikinci yapacağın hareketi düşünürsen başarısız olursun.”
Bu yaşam felsefesine sahip olmayan çoğu insan içinde bulunduğu anı yaşamak yerine ölü geçmişte ya da hayali gelecekte yaşar. Oysaki önemli olan geçmişe saplanıp kalmadan yaşananlardan ders almak ve gelecek için hedefler belirleyip bulunduğumuz anın güzelliklerini yaşayabilmektir. Çünkü “ölümün kol gezdiği bir dünyada hayıflanmaya ve ertelemeye yer yok.”
Evrende müthiş bir düzen vardır ve insan da bu düzenin bir parçasıdır. Eğer insan kendini evrenin bir parçası olarak görebilirse hayata daha olumlu yönden bakabilir. İster dini olsun ister seküler(din dışı) bir yüce anlama inanan insanın yönü her durumda pozitif bir anlama dönük olduğu için en umutsuz duruma bile bir anlam verir ve yaşadığı olumsuzluklardan daha az etkilenerek mutlu olmayı başarabilir. (Bu yazı Hürdüşün gazetesinde yayınlanmıştır.)
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Psikolojik Sağlık ve Hayatın Anlamı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İlhan BOZKURT'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İlhan BOZKURT'un izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
1 Beğeni 
Yazan Uzman
|
psikolojik sağlık, hayatın anlamı, psikolog, intihar, depresyon, uzakdoğu felsefesi, bedensel ve ruhsal hastalıklar
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
