Ülkemizde Müzikle Terapi
Müzik konusunda araştırma yapan uzmanların görüşüne göre müzik, konuşmadan önce de var idi. Konuşma için gerekli olan soyut kavramlar, hafıza, semboller, çağrışımlar, analojik bağlantılar insanla beraber gelişmiş ve olgunlaşmıştır. Tabiatın her zerresinde ise büyük bir nizam ve ahenk içinde devam eden ritim ve melodi beraberliği bulunmaktadır. Kuş seslerindeki ahenk ve ritim mükemmelliğinde; elektronların, atomların, galaksilerin hareketleri ile vücudumuzdaki sıvıların dolaşımlarının büyütülen seslerinde müziğin varlık alemiyle ilgi ve ilişkisini gözlemleyebilmekteyiz.
Dünyada müzik ve müzikterapi tarihi anlayışı bizi antropoloji, tarih, ethnoterapi, ethnomedicin, psikoloji, pedagoji, sosyoloji, spiritüalite, parapisikoloji gibi bilimlerle işbirliğine götürmektedir.
Tarih açısından konuya girdiğimizde çok eski yıllara yolculuk yapmamız gerekir :
Azerbaycan’da Gobustan Kayalıklarında görülen dans eden insan şekilleri, 12 - 14 bin yıllık müzik ve hareket gerçeğini ortaya koymaktadır. Uygur Türklerine ait Hoten şehri Çerçen kazası yakınında Mülçe ırmağı kenarında bulunan Mingyar kaya resimleri 6-8 bin yıllık bir geçmişten haber vermektedir.
Çok eski zamanlara bizi ulaştıran tarih ve kültür birikimi, Proto Türk kültürü ile gözlendiğinde, Alman bilim adamı Dr. Wolfram Eberhard tarafından yazıya geçirilmiş bilgiler önem taşımakta olup, Türk kültürünün M.Ö. III bin yıllarında Çin kültürüne; müzik, dans seramik, tiyatro, hayvan terbiyesi v.b. konularındaki etkileri belgelenmektedir. Fransız araştırıcı Maurice Curan’ın Çin kaynaklarına dayanarak Lavinniac müzik ansiklopedisinde neşredilen verilere göre, Eski Türk müzik enstrümanları ve pentatonik (beş sesli) müzik icra şekli Çin kültürünü geniş biçimde etkilemiştir. Bu konuda Eduard Chavannes, Bela Bartok, Robert Lach isimli araştırıcılar ve büyük Türk Etnomüzikologları Mahmut Ragıp Gazimihal ile Ahmet Adnan Saygun, Ferruh Arsunar araştırmalar yapmışlar, Türk müzik kültürünün Orta Asya - Anadolu bağlantısını ve Çin kültürüne etkisini belgelerle ortaya koymuşlardır. Bu araştırmalara göre Proto Türk kültürünün önemli merkezleri, Sensi ve Kansu eyaletleridir. Hakas ve Tuva kültürü, Altay Türk kültürü bizi M.Ö. 3000 yılları ile buluşturmaktadır. XX . yüzyılın başında Sovyet araştırıcılar Rudenko ve Griaznov, Altay’lardaki Pazırık Vadisinde buzların altında ”Çeng” adı verilen bir enstrüman buldular. Rudenko, bu enstrümanın ait olduğu Proto-Türk kültürü tarihini 3700 yıl önceye götürmektedir.
MÜZİK VE HAREKET TEDAVİSİ GELENEĞİ
Canlı cansız tüm varlıkların kendilerine özgü çıkarttıkları sesler vardır Hatta elektrik enerjisinin bile bir sesi vardır. Peki biz bu seslerle ne yapabiliriz?
Ülkemizde henüz yerleşmemiş bir kavramdır müzik terapisi. İçinde barındırdığı duygu yükleri ,eğitim hedefleri ve eğitsel yöntemleri açısından çok zengin ve bir o kadar da bakir bir alandır.
Müzikle Terapi çalışmalarının içinde okuma yazma bilmeyen çocuklara renklerle bir enstrüman çalmasını öğretebiliyoruz. Algılaması bizlerden farklı olan zihinsel engelliler ile yaptığımız çalışmalarda Notalar yerine Meyveleri kullanıyoruz.Bu sayede tamamen soyut olan Do Re Mi Fa kavramları birer somut nesneye dönüşür ayrıca Dörtlük ve Sekizlik gibi farklı zaman aralıkları olan vuruşlar için kullandığımız yöntem hem keyifli hem de interaktif ders imkanı sağlıyor. Örneğin çocuklara şöyle sorabiliriz.’’ bir tane karpuzu mu çabuk yersiniz yoksa bir elmayı mı? Cevap elma ..eee o zaman ne yapalım elma notaları hızlı çalalım. Gibi benzetmeler ile müziği anlaşılır hale getirebiliriz. bu sayede bir parça çalan çocuğun kendine güveni gelmeye başlar kendi sesini seven çocuk konuşmalarında tonlamaları ve diksiyonunu güçlendirir. Otistikler için daha çok vurmalı çalgılar ile çalışırız ama her seansta gitar ve şarkılar vardır. Anahtar onu mutlu etmekte yatar. Çünkü biz biliyoruz ki mutu bir insan kendi öğrenir bu sayede sizin eğitici kimliğiniz ortadan kalkar ve bir terapist olarak paylaşırsınız.
Otistik çocuklarla davranış değiştirme akademik beceriler motor beceriler ve sosyal beceriler gibi alanlarda çalışmalar yapabiliyoruz. Müzik terapisi tam bir destek terapisidir. Bizim çalıştığımız çocuklarla ilgili dosyalar kayıtlar o çocuklarla çalışan her eğitimciye açıktır. Çünkü hepimizin merkezi çocuktur. Sterotip davranışları olan çocuklarda uyguladığımız teknikler genelde anlam kazandırma amaca yöneltme şeklindedir. Mesela çocuk ellerini sürekli sallıyorsa ve bu onunla ailesinin yaşamını güçleştiriyorsa ellerine marakas yada ziller verebiliriz ve her sallamasında gitar çalarız bu döngü bir süre sonra ‘’ bekle sadece müzikle ellerimizi zillerimizi’’ sallayalım gibi amaca yöneltmiş oluruz. Çocuk daha önceden de yaptığı aynı davranış için artık hem aferin alıyor hem de kendini müzikle ifade etmeye ilk adımını atmış oluyor.
Konuşma bozukluğu olan Çocuklarda basit yüz dudak ve dil çalışmalarını şarkılarla yapıyoruz.. hece ve ses taklitlerini bir şarkının içinde yapmak hem dikkat arttırıyor hem de eğlenceli ve istekli hale getiriyor.
Grup çalışmalarında sıralı oyunlar sosyal uyum ve paylaşma gibi amaçlara uygun çalışma teknikleri kullanırız bunların içinde el ele tutuşup söylenen şarkılar yada imajinasyon çalışmalarında ortak hayal kurma hikaye yada masal yaratma gibi özgün spontan tekniklere sıkça başvururuz.
kısacası müzik hayatımızın her alanında olduğu gibieğitim ve özel eğitim alanında da yanımızdadır
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Ülkemizde Müzikle Terapi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Fzt.Sedat BAYRAK'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Fzt.Sedat BAYRAK'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |






Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.