Gdo ve Gdo
GDO VE GDO’LU ÜRÜNLERDEN UZAK DURMAK
Bir canlının gen diziliminin değiştirilmesi ya da ona kendi doğasında bulunmayan bambaşka bir karakter kazandırılması yoluyla elde edilen canlı organizmalara "Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar", kısaca GDO adı veriliyor.
Bir canlıdan diğerine gen aktarımı, bir çeşit kesme,yapıştırma ve çoğaltma işlemi olup, genetik mühendisleri tarafından uygulanıyor. Aktarılacak gen önce bulunduğu canlının DNA sından kesilerek çıkarılıyor.Sonra vektör adı verilen taşıyıcı virüs ile bu gen DNA molekülüne yapıştırılıyor.
Frankeştayn Gıda olarak da nitelenen GDO'lar bugün Türkiye’de %99 olarak mısır, pamik ve kanola yağı oluşturmakta; bunlar dışında kalanı ise domates, patates, pirinç ve buğday, bebek maması, bisküvi, kraker, çikolata, gofret, hazır çorba, meşrubat, tavuk, sucuk, salam, sosis, dondurulmuş hazır köfteler, hamburger, et suyu tabletleri ,fındık ezmesi, süt tozu ve şekerlemeler oluşturmaktadır.
Peki nedir bu FRANKEŞTAYN ürünlerin zararları?
İnsanlık ve doğa üzerinde elbetteki önemli zararları bulunmaktadır. Her şeyden önce çeşitliliği önleyerek tür zenginliğinin yok olmasına sebep olmakta ve çeşitli yollardan yayılarak yeni frankeştayn ürünlerin ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Tozlaşma ile birlikte bu ürünlerden alınan polenler diğer bitkileri etkileyerek çeşitliliği engellemekte ve bitkilerde tek tipliliğe sebep olmaktadır. Bu durum ister istemez dünyamızın ekolojik durumunu bozmakta insan sağlığına zararının yanında tüm dünyayı etkilemektedir . Evren zincirleme olarak birbirine bağlıdır ve basamağın en altındaki organizmaya yapılan gen değişikliği dolaylı olarak tüm basamakları etkilemektedir. Tabi ki zamanla bu tek tiplilik sonuncunda insan beslenmesi de tek tip hale gelecek ve hayatımızda büyük önem taşıyan fiziksel, ruhsal ve bedensel iyi olma halimizi etkileyecek, yaşam standartlarımızı düşürecektir.
Ayrıca GDO’ lu ürünler alerjen etki gösterme özelliğine sahiptir ve bireyde bilmediği bir alerjiyi tetikleyebilme yetisine sahiptir. Birey üzerinde toksik etki yaparak bağışıklık sistemini bozmaktadır.
Hayvan yemlerinde kullanılan GDO’ lu ürünler ise hayvanlarda meme enfeksiyonları, sindirim sistemi bozukluklarına sebep olarak hayvanların hastalıklara daha duyarlı hale gelmesine neden olmakta ve hayvanlardan insana bulaşan viral ajanlara ortam yaratmaktadır.
Ancak maalesef Türkiye’ de GDO’ lu tohum yasaklanmış olsa da bu ürünlerin ithal olarak alınması kontrol edilmemekte ve denetlenmemektedir. Bu şirketler, kendilerinden ürün alan çiftçinin yeni ürünlerinin tohumunu kullanma hakkı engellemektedirler.
Türkiye’ de denetimi yoksa yapılması gereken besin seçiminde dikkatli olmak ve hangi ürünlerde GDO riskini daha yüksek olduğunu bilmek ve çevremizi bu konuda bilinçlendirmektir. En çok GDO barındıran ürünler:
Mısır, patates, domates, pirinç, soya, buğday, kabak, balkabağı, ay çekirdeği, yer fıstığı, kolza ve papaya dır. En çok dikkat edilmesi gerekense Türkiye’ de yüksek tüketim oranına sahip mısır ve soya ile bunların yan ürünleridir.
Bu ürünleri alırken dış görünüşlerinden anlamak mümkün olmadığından;
-Risk gruplarına dikkat edilmeli
- Organik besinler tüketmeye özen gösterilmeli,
- Meyve ve sebzeler mevsiminde tüketilmelidir,
- Genelde Türkiye’ de yetiştirilmeyen veya yetiştirilmesi az olan ithal edilen besin gruplarından uzak durulmalıdır,
- Mümkünse besin saçimi kaliteli yerlerden ve etiket okunarak satın alınmalı ve eğer yetkili varsa mutlaka sorulmalıdır,
-Özellikle çocuklar ve evremizdeki insanlar GDO ya karşı bilinçlendirilmeli ve GDO’lu ürün alımı en alt seviyeye düşürülmelidir.
Bir canlının gen diziliminin değiştirilmesi ya da ona kendi doğasında bulunmayan bambaşka bir karakter kazandırılması yoluyla elde edilen canlı organizmalara "Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar", kısaca GDO adı veriliyor.
Bir canlıdan diğerine gen aktarımı, bir çeşit kesme,yapıştırma ve çoğaltma işlemi olup, genetik mühendisleri tarafından uygulanıyor. Aktarılacak gen önce bulunduğu canlının DNA sından kesilerek çıkarılıyor.Sonra vektör adı verilen taşıyıcı virüs ile bu gen DNA molekülüne yapıştırılıyor.
Frankeştayn Gıda olarak da nitelenen GDO'lar bugün Türkiye’de %99 olarak mısır, pamik ve kanola yağı oluşturmakta; bunlar dışında kalanı ise domates, patates, pirinç ve buğday, bebek maması, bisküvi, kraker, çikolata, gofret, hazır çorba, meşrubat, tavuk, sucuk, salam, sosis, dondurulmuş hazır köfteler, hamburger, et suyu tabletleri ,fındık ezmesi, süt tozu ve şekerlemeler oluşturmaktadır.
Peki nedir bu FRANKEŞTAYN ürünlerin zararları?
İnsanlık ve doğa üzerinde elbetteki önemli zararları bulunmaktadır. Her şeyden önce çeşitliliği önleyerek tür zenginliğinin yok olmasına sebep olmakta ve çeşitli yollardan yayılarak yeni frankeştayn ürünlerin ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Tozlaşma ile birlikte bu ürünlerden alınan polenler diğer bitkileri etkileyerek çeşitliliği engellemekte ve bitkilerde tek tipliliğe sebep olmaktadır. Bu durum ister istemez dünyamızın ekolojik durumunu bozmakta insan sağlığına zararının yanında tüm dünyayı etkilemektedir . Evren zincirleme olarak birbirine bağlıdır ve basamağın en altındaki organizmaya yapılan gen değişikliği dolaylı olarak tüm basamakları etkilemektedir. Tabi ki zamanla bu tek tiplilik sonuncunda insan beslenmesi de tek tip hale gelecek ve hayatımızda büyük önem taşıyan fiziksel, ruhsal ve bedensel iyi olma halimizi etkileyecek, yaşam standartlarımızı düşürecektir.
Ayrıca GDO’ lu ürünler alerjen etki gösterme özelliğine sahiptir ve bireyde bilmediği bir alerjiyi tetikleyebilme yetisine sahiptir. Birey üzerinde toksik etki yaparak bağışıklık sistemini bozmaktadır.
Hayvan yemlerinde kullanılan GDO’ lu ürünler ise hayvanlarda meme enfeksiyonları, sindirim sistemi bozukluklarına sebep olarak hayvanların hastalıklara daha duyarlı hale gelmesine neden olmakta ve hayvanlardan insana bulaşan viral ajanlara ortam yaratmaktadır.
Ancak maalesef Türkiye’ de GDO’ lu tohum yasaklanmış olsa da bu ürünlerin ithal olarak alınması kontrol edilmemekte ve denetlenmemektedir. Bu şirketler, kendilerinden ürün alan çiftçinin yeni ürünlerinin tohumunu kullanma hakkı engellemektedirler.
Türkiye’ de denetimi yoksa yapılması gereken besin seçiminde dikkatli olmak ve hangi ürünlerde GDO riskini daha yüksek olduğunu bilmek ve çevremizi bu konuda bilinçlendirmektir. En çok GDO barındıran ürünler:
Mısır, patates, domates, pirinç, soya, buğday, kabak, balkabağı, ay çekirdeği, yer fıstığı, kolza ve papaya dır. En çok dikkat edilmesi gerekense Türkiye’ de yüksek tüketim oranına sahip mısır ve soya ile bunların yan ürünleridir.
Bu ürünleri alırken dış görünüşlerinden anlamak mümkün olmadığından;
-Risk gruplarına dikkat edilmeli
- Organik besinler tüketmeye özen gösterilmeli,
- Meyve ve sebzeler mevsiminde tüketilmelidir,
- Genelde Türkiye’ de yetiştirilmeyen veya yetiştirilmesi az olan ithal edilen besin gruplarından uzak durulmalıdır,
- Mümkünse besin saçimi kaliteli yerlerden ve etiket okunarak satın alınmalı ve eğer yetkili varsa mutlaka sorulmalıdır,
-Özellikle çocuklar ve evremizdeki insanlar GDO ya karşı bilinçlendirilmeli ve GDO’lu ürün alımı en alt seviyeye düşürülmelidir.
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Gdo ve Gdo" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dyt.Yeşim İŞGÜZAR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dyt.Yeşim İŞGÜZAR'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin 
Yazan Uzman
|
| Makale Kütüphanemizden | ||||
|
gdolu ürünler, gdo besin, gdo gıda, genetiği değiştirilmiş, frankeştayn gıda, mısır, pamik, kanola yağı, gdolu gıda, gdo ürün
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
