2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Psikolojik Yardım Almadan Önce Okunması Gereken Yazı
MAKALE #4265 © Yazan Psk.İzzet GÜLLÜ | Yayın Ocak 2010 | 13,364 Okuyucu
İnsan organizması normal şartlar altında bir ömür sağlıklı olarak kalacak şekilde yaratılmıştır. Bilindiği üzere insanı sorunlu / hasta edecek faktörler bellidir ve bunlar aslında son derece sınırlıdırlar. Örneğin, soğuk – sıcak faktörü, temizlik – kirlilik faktörü, hareketlilik – hareketsizlik faktörü, beslenme faktörü gibi. Aynı şekilde insanı psikolojik olarak sorunlu yapan etmenler de bellidir. İnsanı ruhen sorunlu yapan faktörlerin tek sebebi sanıldığı gibi "olumsuz yaşam olayları" veya "biyolojik lezyonlar" değildir. Olumsuz yaşamları başta olmak üzere bütünüyle dış dünyanın, yani olayların, olguların, insanların ve öznel gerçeklerin bütünüyle yahut kısmen yanlış algılanması başta gelir.

Bu konuya en iyi örnek, dini literatürde geçen eski takva ehli salih insanlardır. Eskiden takva ehli bazı insanlar, ruhi ve maddi sıkıntı olmadığı zaman huzursuz olurlarmış ve yaratıcıdan dua ile daha yeni ve daha çetin sıkıntılar (maddi ve manevi sıkıntılar) talep ederlermiş. Bu sıkıntısız ve sürekli iyi geçen günleri hayra alamet saymazlarmış. Asıl sıkıntısız geçen günlerden dolayı muzdarip olur, bundan dolayı derin bir sıkıntı ve bunalım (anksiyete) duyarlarmış. Bu durum, insanın yaşadığı sorunları algılayış ve anlamlandıırş biçiminin yaşanılan sorunların mahiyetini ve insan üzerindeki etkisini nasıl birden bire değiştiriverdiğinin en güzel örneğidir.

Öyle ya, fare ne kadar masum bir canlı olursa olsun. Eğer kişi fareyi tehlikeli bir canlı olarak algılarsa (yanlış düşünce ve değerlendirme işlemi sonucunda) bu algısına göre tepki verir, belki de her gördüğünde fare ile boşu boşuna savaşır, huzursuz olur durur. Buna sebep fare değildir; sadece fareyi algılayış biçimidir. Çünkü kişi için gerçek, algıladığıdır. İnsan organizması dış dünyadaki gerçeğe değil, zihninde oluşturduğu / algıladığı gerçekliğe tepki verir.

İnsan organizması öncelikle kişiyi hastalıklara karşı koruyan, bunu başaramadığında ise yeniden eski sağlığına kavuşturmaya çalışan ve otomatik olarak işleyen harikulade bir sisteme sahiptir. Evet, aslında insanı iyileştiren bu eşsiz sistemin bizzat kendisidir. Bizim tedavi adına dışardan yaptıklarımız sadece bu sisteme destek olmaktan ibarettir. ("Alet işler, el övünür" müş. Organizma iyileştiriyor, biz uzmanalar övünüyoruz. Bağışıklık sisteminin olmadığın düşününsenize!). Örneğin gribi yenen bağışıklık sistemidir, biz portakal almak, dinlenmek suretiyle sadece bu sistemi dışarıdan desteklemiş oluyoruz. Bu mekanizma sadece beden sağlığı alanında değil, ruh sağlığı alanında da geçerlidir. . (Ancak bu sistemin işleyişi her sorunda, örneğin Akıl hastalıkları gibi ileri dereceli bazı psikotik bozukluklarda yeterli olmayabilir).

Hayatta her şeyin sonucu bir zamana bağlıdır (okumaya başladığınız bu yazıyı bitirmeniz bile belli bir zamanı gerektirir) ve elbette ki bu sistemin iyileştirici etkisi de belli bir süre sonra ortaya çıkmaktadır. ("Sabır" denilen olgunun boş yere katlanmak zorunda kalmak anlamına gelmediği bu bilimsel gerçek ışığında bakılınca daha iyi anlaşılıyor, değil mi!) Önemli olan insanlara bu zor süreçte destek olmak, sabrını, moral ve motivasyonunu, direncini artırabilmek; hastalığına bakışını gerçekçi hale getirebilmek, hastalığını artırıcı ve iyileşmeyi geciktirici sağlıksız düşünce yapılarına müdahale edebilmektir.

Mesela, depresyona giren bir kişi hastalığının tipik her belirtisini (uykusuzluğunu, karamsarlığını, sıkıntısını vs.) ayrı bir sorunmuş gibi algılar. Bir başka ifadeyle, ağacın tek bir gövdesinin olduğunu unutur, bu ağacın doğal her bir dalını ayrı bir ağaç zanneder. Böylece zihin meydanında gövdeyi bırakır, dallarla savaşır. Dolayısı ile ruhsal enerjisini dağıtır, derken kendisini çok kötü bir hale gelmiş, birçok sorun altında eziliyormuş gibi hisseder. Bu yanlış değerlendirme işlemi, yaşanılan depresyonun gerek şiddetini gerekse doğal iyileşme süresini olumsuz yönde etkiler.

Yine çoğu insan, yaşadığı her sıkıntıya hemen beynini yoğunlaştırır, bu sürecin doğal olduğunu ya bilemez ya da bu dönemde hatırlayamaz. Sonuçta, organizmasına gerekli olan (makul) iyileştirici süreyi tanımaz. Hasalıkların bilinç altımızdaki olumsuz çağrışımları nedeniyle bu yeni ve sıkıntılı durumdan hemen kurtulmayı, her yeni gün hararetle iyileşmeyi bekler. Bu olmadığında ise hemen var olan kaygıları ve sıkıntıları daha bir artar. Bu da iyileşme sürecini geciktirir ve yaşanılan depresyon ateşini daha çok körükler. Kişi, bu yanlış algılama ve uğraşılarla sorun ateşinin altına bilmeden sürekli odun atar. Böylece ateşin sönmesi sürekli gecikir. Bu gecikme hasta tarafından yine yanlış algılanır. Bu algı ise presyonu tekrar tersten etkiler. Böylece hastanın yaşamında fasit bir daire, kısır bir döngü oluşur.

"Halbuki hiçbir ateş ilelebet yanmaz." Eğer kişi ateşin doğasını doğru tanıyabilirse (neyin ateşi beslediğini, neyin söndürebileceğini, ateşin yanma süresinin ne kadar olduğunu vb.), yani sorunların doğasını, sürecini, belirtilerini ve sonuçlarını sağlıklı bir biçimde değerlendirebilir, organizmasına kendisini iyileştirmesi için gerekli olan makul süreyi tanıma sabrını gösterebilirse, bu arada organizmasına destek olma anlamında yapılması lazım gelenleri de yapabilirse, Mevlana’nın da dediği gibi, bütün sıkıntılar zaman zaman gelir, yaşamdaki zıtlarını fark ettirme işlevini görür (Çünkü her şey zıddı ile bilinir. Her gün et yemek insana ne kadar et lezzeti veriri ki! Dolayısı ile zaman aman sorunlar yaşamak aslında bozukluk değil, bir nimettir.), kısa bir dönemin farklı bir lezzeti olarak yaşanır, derken biter, çeker ve gider.

Çoğu insan, yaşamlarındaki her şeyi, en çok da olumsuz nitelikli olanlarını sadece görünen yüzünden ibaret zannetme hatasına düşmektedirler. Oysa ki acı bile görünse bir ilaç (yahut biber)faydalıdır; çok güzel görünse dahi içinde zehir olan bir tepsi baklava zararlıdır.

Demekki sıkıntılarımızı algılayış ve anlamlandırış biçimimiz yaşadığımız sıkıntıların gerek şiddetini gerekse iyileşme süresini etkiliyor.

Psikoloğun psikolojik yardımı işte bu süreçte önem kazanıyor. Psikolojik destek, aslında sıkıntılı bir süreçten geçen kişiye dışarıdan ve gerekli açılardan ayna tutma işidir. Sözkonusu kişi, yaşadığı bir çok sorunun asıl sebebi olan yanlışlarını (algılama, duygu, düşünce ve davranış anlamında) bu aynada görür. Oysa kişinin tek başına kendisine tuttuğu ayna, dev aynasında ya da lunaparklarda olan ve gerçeği çarpıtarak yansıtsan aynalarda olduğu gibi, gerçeği çoğu zaman doğru olarak yansıtmayabilir.
Depresyon ve psikolojik boyutunun önemi konusunda biraz daha durabiliriz: Depresyon, genellikle olumsuz bir yaşam olayı sonrasında organizmamızın baş vurduğu ve aslında yeni duruma uyum amacı taşıyan bir psikolojik yaşantı biçimidir. Süreç organizmanın içinde yaşanır, doğal olarak biyolojik / fizyolojik bir işleyiş vardır ancak süreç daha çok psikolojiktir.

Örneğin, grip virüsü hemen herkeste benzer tepkilere neden olurken olumsuz nitelikli benzer dışsal yaşantılar her insanda aynı psikolojik tepkilere - sorunlara yol açmaz. Her sevilen kişi kaybı herkeste depresyona neden olmaz mesela. Kimisi buna güler, geçer. Bunda, kişinin biyolojik değil psikolojik faktörleri (düşünce yapısı, yanlış bilişleri, algısal şeması, zihinsel işlem hataları, alışkanlıkları, öğrenme yaşantıları vb.), diğer bir deyimle olayı "algılayış, anlamlandırış ve değerlendiriş" biçimi büyük rol oynar.

(Öyle ya, yukarıdan sicim gibi yağmur yağması insanın sırılsıklam olacağı anlamına gelmez. Kişi eğer şemsiyesini zamanında ve doğru bir şekilde açmayı becerebilirse hiç ıslanmayabilir. Psikolog kişiye işte şemsiye kullanmayı hatırlatan ve bunu bizzat ve birebir olarak öğreten kişidir. Kanımca psikiyatri ilaçları bir yağmuru vaktinden önce dindirmeye; psikolojik yardım ise kişilere geçici olan bu süreçte şemsiye kullanmayı öğretmeye çalışır.)

Bu konuda en iyi örneklerden birisi de, dinsel inançları kuvvetli kişilerin çok daha az depresyona girmeleridir. Bu kişileri sık sık depresyona giren kişilerden farklı kılan yanları biyolojik - genetik yapılarının farklı oluşu değil, yaşadıkları olayları değerlendiriş ve anlamlandırış biçimleridir. Yani, düşünce ve algılama yapıları gibi psikolojik yanlarıdır. Çünkü, düşünce biçimi duyguların niteliğini, bu da davranışları etkiler.
Psikolojik destek bu bağlamda önem kazanır. Psikolojik destek; psikoloji biliminin bilgi, bulgu ve yöntemleriyle kişilere bu süreçte birebir olarak destek olma uğraşısıdır. Kişilerin yanlış algılarını, gerçekçi olmayan düşüncelerini, kontrolsüz tepkilerini, sağlıksız değerlendirme biçimlerini, yanlış ve eksik bilgilerini ortaya çıkarıp kişinin dış dünyayı algıladığı "algısal şemasını" değiştirme sürecinde kişiye birebir olarak destek olma uğraşısıdır.

Terapi, bir değişim sürecidir ve bu süreçteki yanlışları ortaya çıkarmaya ve bunları doğruları ile değiştirmede kişiye birebir olarak destek olma sanatıdır. Tedaviden öte bir eğitim işidir, derin psikoloji bilgisi gerektirir, birebir niteliklidir, periyodik olarak verilir, dolayısı ile yoğun bir emeği gerektirir. Ancak, sonucu daha başarılıdır ve elde edilen iyileşme daha kalıcıdır.

Psk. İzzet Güllü
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Psikolojik Yardım Almadan Önce Okunması Gereken Yazı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     15 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İzzet GÜLLÜ Fotoğraf
Psk.İzzet GÜLLÜ
Sakarya (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi18 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.İzzet GÜLLÜ'nün Yazıları
► Psikolojik Yardım Almadan Önce Neler Yapmalı? Psk.Dnş.Mustafa Burak ARABACI
► Psikiyatriye Gitmeden Önce Okunacak Yazı ÇOK OKUNUYOR Psk.İzzet GÜLLÜ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Psikolojik Yardım Almadan Önce Okunması Gereken Yazı' başlığıyla benzeşen toplam 30 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Bir Veda Yazısı Haziran 2018
◊ Bu Yazıyı İyi Anla ÇOK OKUNUYOR Haziran 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


22:38
Top