2007'den Bugüne 92,297 Tavsiye, 28,217 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Mutluluk Üzerine Yazılar: Akdeniz Havzasında Karadeniz Hamsisi Avlamaya Çalışmak
MAKALE #4275 © Yazan Psk.İzzet GÜLLÜ | Yayın Ocak 2010 | 6,546 Okuyucu
Mutluluk sadece istemekle, dilemekle, çokça temenni etmekle elde edilecek bir güzellik değildir. O ancak doğru zeminde beslenip büyüyebilen bir duygudur. Mutluluk kelimenin tam manasıyla "pozitif" kutuplu bir ruh hali içinde olmaktır ki bu onun her daim yaşanılan bir süreç işi değil, daha çok anlık bir yaşantı biçimi olduğunu gösterir. Çünkü insanın sürekli içinde bulunduğu ve enerjisinin ancak kaldırabileceği mod "nötr" haldir.

Yaşam eğrisinin üzerindeki pozitif ve negatif noktalar ise hayatın olağan akışı içersinde sık sık gidip geldiği istisnai duraklardır. Aynen, insanın asıl yurdunun yeryüzü olması, gökyüzüne uçakla yükselmesi, yerin altına (maden ocağı gibi) ise tünelle inmesinin bir istisna olması misali. Ancak gökyüzünde uçakla uçmak, yolculuk için çok nadiren olabileceği gibi pilot olmanız neticesinde çok sıklıkla mevzubahis de olabilir. Dolayısı ile bizler mutluluk yolunda yaptıklarımızla yaşam yerimizi gökyüzü olarak belirleme kudretine sahip değiliz. Sadece pilot olmamızı sağlayarak gökyüzüne daha çok, daha sık seyahat etmemizi belki mümkün kılabiliriz. Fakat bu asla küçümsenmemelidir. Çünkü insan gökyüzündeyken gerçekten mutlu, yere indiğinde ise bu hoş yaşantının beyninde bıraktığı izle, onun zihni hayaliyle aynı şeyleri tekrardan (sanal olarak bile olsa) yaşayarak mutluluk anlarını gökyüzünde kalış süresinden çok daha fazla zamana yayabilir. O halde bütün çabamızla her an mutlu olmaya değil, bu anları mümkün olabildiğince artırmaya, çoğaltmaya odaklanmalıyız.

Oysa huzur; daha sakin, dingin ve hoşnutluk içinde olunulan bir sütliman ruh hali demektir ki mutluluktan farklı olarak daha süregen bir yaşantı şeklidir. Her mutlu insan huzurlu olmayabilir lakin her huzurlu insan büyük ölçüde mutludur.

"Bir şeyi bulunmadığı yerde aramak, o şeyi aslında aramamak demektir" der Mevlana. Mutluluğu çoğumuz akdeniz havzasında karadeniz hamsisi tutmaya çalışan şaşkın balıkçı misali yanlış bir yerde ve zeminde avlamaya çalışıyoruz ne yazık ki. O yüzdendir ki, çoğu kişi mutluluğun gevşeme ve nefes egzersizlerinde, hayata sadece pozitif bir nazarla bakmakta, gezmekte tozmakta, her gece çılgınca eğlenmekte, özel zevkler ve hobiler edinmekte olduğunu zanneder. Bu eğreti çabalar ağlayan, yaslı, gözü yaşlı bir adamı topuğunu gıdıklayarak güldürmeye çalışmakla aynı sonucu verir. Yahut da bu, zemini ve kökünü yok sayan, sadece dallara ehemmiyet veren yüzeysel uğraş, susuz birinin ayran içmesi neticesinde bir müddet hararetinin kesilmesine benzer. Bu ise kalıcı manada, mutlak anlamda alttaki susuzluğu gidermez, onun neden olacağı tahribatı önleyemez. Su, hararetin kesilmesinden çok daha öte bir işleve sahiptir. Hatta bu türden bir yer değiştirme ve boşluğu aslıyla değil de benzeriyle doldurma çabası, susuzluk hissini bastırarak alttaki su yoksunluğunu ve bundan kaynaklı belirtileri bir süreliğine baskılayarak daha derin mahzurlara bile neden olabilir.

"Mutluluk tıpkı bir meyvenin ancak uygun coğrafi koşullarda serpilebilmesi misali sadece doğru bir zeminde beslenir."

Peki bu doğru zemin nedir? Mutluluğun evvela beslenebileceği, sonra da büyüyüp gelişebileceği tek zemin insanın kendi öz doğasına uygun söz, iş ve eylemler tarlasıdır. Kendi öz doğasına uymayan, kendisiyle uyumlu olmayan, yapısıyla ve onun bütün bileşenleriyle temelden çelişen iş ve eylemler içinde olan bir kişinin suni bir takım sözlerle, yaldızlı ve akut telkinlerle, anlık tercih ve eğilimlerle kalıcı manada, süregen bir mutluluk yakalayabilmesi bazı istisnalar dışında pek mümkün değildir. "Çorak bir tarlada çok çalışmak, çapa yapmak sadece emek sarfiyatıdır."

İnsanın doğasına uygun iş ve eylemler dedik! Evet, insanın sırf insan olmaktan kaynaklanan bir doğası vardır ve bu doğa ancak ve ancak olumlu, pozitif tepkilerden hoşnut olur. Tıpkı bir kişinin kişiliğiyle uyumlu işler yapınca mutlu, kendisiyle çelişen işler sergileyince ise daha çok mutsuz olması misali. Her insanın "bireysel - şahsi" bir kişiliği olduğu gibi "insan" ortak türüne ait olma özelliğimizin getirdiği bir "tür karakterimiz" de söz konusudur.

Düşünün:

İnsan çalınca mı yoksa ücretini ödeyince mi mutlu olur?

İnsan darp edince mi ya da yardım edince mi içinde derin bir ferahlık hisseder?

İnsan haksızlıkla kazanınca mı yoksa alın teriyle ele geçirince mi huzurlu olur? (Görüyorsunuz, insan sadece sonuca değil bu sonucun hangi yolla gerçekleştiği olgusuna karşı da son derece hassas, duyarlı bir varlık!)

İnsan yardım edince mi yahut görmezden gelince mi hoşnut olur?

Daha da uzatabileceğimiz bu soruların cevabı söylemeye gerek duyulmayacak kadar açıktır! İnsanın doğası genel manada "olumlu ve olumsuz" olarak iki ana katgoriye ayırabileceğimiz bütün iş ve eylemlerin sadece ve istisnasız olarak olumlu olan tarafında yer alanlarından memnun kalır. Yapısı,temel özellikleri ve karakteri gereğin acak onlarla barışıktır, onlarla anlaşır! Diğerleriyle ise doğuştan kavgalıdır! Kavga olan bir yerde sükünet bulunmayacağı gibi mutluluk da fazla durmaz!

Doğamıza uygun nitelikli olumlu iş ve eylemler dedim. Bunlar nelerdir peki?

Mutluluk kısaca "taşmaktır" diyerek, taşmak için ise "dolmak" gerektiğini hatırlatarak size; önce dolmanıza, ardından da bunun tabii bir neticesi olarak taşmanıza (mutluluktan taşmanıza!) yol açacağını tecrübi olarak müşahade ettiğim bazı öneriler:

İIaç -I
Yardımsever olun: Bunu mutluluk reçetesindeki ilaçlardan sadece birisi olarak düşünün. Prospektüsüne de dikkat edin. Hatırlayın: Talimatlara uygun olarak kullanılmayan her ilaç zehir tesiri meydana getirebilir!

Prospektüsü:
1.Bıkmadan usanmadan, gücünüzün son damlasına kadar yardım edin.
2.Bunu karşılıksız olarak yapın. (Karşılık alırsanız mutluluk karşılığı beklemeniz haksızlık olur.)
3.Bu iş isürekli kılın, bir iki yardımla yetinmeyin.
4."Dünyayı biz mi kurtaracağız ki" gibi mutluluk düşmanı bir mantığın sinsi tuzağına düşmeyin.
5.Karşınıza çıkan her insanı iyilik yapmanız için önünüze çıkarılmış özel bir fırsat olarak görün.
6.Siz bütün insanlardan değil, sadece ve sadece karşınıza çıkanlardan sorumlusunuz!

İlaç -II
Duyarlı olun: "Aman boşver, bana ne" demeyin. Bir hata gördüğünüzde bunu öncelikle elinizle, olmadı dilinizle / kaleminizle düzeltmeye çalışın. Daha da olmazsa şayet içinizden kızgınlık ve öfke duyarak en azından doğanızla uyumlu olma adına şahsi tepkinizi ortaya koymaya çalışın. Yo korkmayın, bu öfke sağlıklı bir öfkedir ve gereklidir. Zehirin acısı avudur belki ama biberin acısı vitamindir. Her acıya sırf acı diye aynı gözle bakmayın!

Prospektüsü:
1.Gördüğünüz, duyduğunuz, bildiğiniz her aksaklıkla ve yanlışla ilgilenin.
2.Bu işin sonunu getirin, tamamına erdirin.
3.Bu konuda verdiğiniz her sözde durun. Bedelinden de korkmayın.
4.Bunu samimi olarak ve gücünüzle orantılı olarak yapın.

İlaç -III
İyi insan olun: Ahlaklı, erdemli, faziletli, örnek bir insan olmaya çalışın. Günümüzde bu meziyet yetenekten, bilgiden, ehliyetten daha değerlidir. Çünkü azalan her şey değer kazanır. Yeteneksiz olursanız belki mühendisliğiniz zayıf kalır ancak iyi, dolayısı ile aranan biri olursanız patron sizi mühendislik şirketinin başına layık görebilir, belli oranda da size hisse verebilir.

Prospektüsü:
1.Samimi olun.
2.Mütevazi olun.
3.Sıcak olun.
4.Güvenilir olun.
5.Ne pahsına olursa olsun asla yalan söylemeyin.
6.Kötülüklerle mücadele edin.
7.İyiliği yayın. Mutluluğunuz yaptığınız iyiliklerle doğru orantılı olacaktır. Lakin iyilik, salt birine maddi yardımda bulunmaktan çok daha öte bir kavramdır. İyilik 3 ana gruba ayrılır: Bizzat iyilik yapmak, iyiliğe vesile olmak ve kötülüğü engellemek şeklinde 3'e ayrılır.
8.Örnek olmaya çalışın. İyi örnek olmamak, kötü örnek olmak iyilikten mahrum bırakmatır ki bu da bir çeşit mutsuzluk sebebidir. (Çünkü doğamızla çelişir, çatışır.)
9.Değerleriniz olsun. Bunun için dindar, dini bütün bir mü'min olmanız şart değildir. İnsan olmanız yeterlidir!
10.Hak ederek kazanın. Yorulmadan, dolayısı ile acıkmadan yenilen yemeğin damağımıza lezzetli gelmemesi, hem belki de "mideye oturması" misali çalışılmadan kazanılan para beklenilen doyumu vermez, üstelik -zamanla- "vicdanınıza oturabilmesi kuvvetle muhtemeldir." (Kimbilir, belki de kusturabilir!)

İlaç -IV
Dinamik olun: Hem, "Durağan su yosun tutar"; hem de "İşlemeyen demir pas tutar." Ayrıca, "Boş bir kafa şeytanın çalışma odasıdır" derler. "Yine can sıkıntısı dünyaya tembellikle beraber gelmiştir." (Sözler alıntıdır.)
1.Çalışkan olun:
2.Boş durmayın. Boş vaktiniz olmasın. Her anınızı doldurun. Boş kalan her an dolu geçen zamanların olumlu tesirini adeta bir silgi gibi zihinden siler.
3.Sadece tüketmeyin, Üretin.
4.Gelişin.
5.Geliştirin.
6.Düzenli egzersiz yapın.

İlaç -V
Basit yaşayın: Lüksten, gösterişten, şatafattan, israftan, gereksiz harcamalardan uzak durun. Birilerinin gözü üzerinizde, uhdesi yüreğinde kalırsa sahip olduklarınızın bereketine ve umduğunuz faydasına "nazar" değer. Unutmayın, "biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar" demişlerdir.
1.Sevginizi yahut sahip olduklarınızı (ilişkinizi, giyiminizi, arabanızı vs.) bir gösteriş ve imrendirme ögesi olarak kullanmayın; çevredeki mutsuz, boşanmış, yahut engelli insanları düşünün. Onların ağzının suyunu akıtırsanız bir şeyler de hiç ummadığınız anlarda sizin yolunda giden şeylerinizi ve içinizdeki çocuksu coşkunun suyunu akıtır. Her akan ise zamanla tükenir. (Umarım böyle olmaz, olursa şayet beni, bu söylediğimi hatırlayın!)
2.Küçük lokmalar halinde, çok çiğneyerek lakin az miktarlı yiyin.
3.Ziyaret edin, misafir ağırlayın; düğünlere, taziyelere mutlaka katılın. Şatolarınızı terkedin, halkın, avamın içinde olun.
4.Çevrenizi farklı sosyal kesimlerden kişilere de açın.
5.Düzenli kitap okuyun.

Şimdilik bunlar yeterli. Yok, bu kadarla bile mutlu olamayacaksanız şayet, mutsuzluk hastalığınız kronikleşmiştir der, ancak ondan sonra diğer önerilere (ilaçlara) geçebiliriz.

Düşüncelerimiz değil sadece, temennilerimiz bile gerçekçi olmalıdır! O halde, daha gerçekçi bir temennide bulunuyorum:

"Mutlu anlarınızın mutsuz anlarınızdan daha sık yaşandığı ve bunun kafi geldiği bir yaşam dileğiyle"

Psk. İzzet Güllü

(Not: Bazıları "burada anlatılanların psikolojik bir gerçeklik olan mutlulukla nasıl, ne gibi bir alakası olabilir ki" diyebilirler. Bu kişiler grift ve içiçe geçen karmaşık süreçlerden ibaret olan psikolojik olguları kendisi dışındakilerle arasında kalın ve keskin duvarların olduğu ayrı, kopuk, uzak ve izole bir dünya zannederler. Onlara insan psikolojisinin her şeyle, hatta havada uçuşan sivrisineklerle bile yakın bir ilişkisi olduğunu hatırlatmak isterim. Üç - beş kere arka arkaya eline - koluna konsa huzuru kaçar çünkü.)
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Mutluluk Üzerine Yazılar: Akdeniz Havzasında Karadeniz Hamsisi Avlamaya Çalışmak" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     7 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İzzet GÜLLÜ Fotoğraf
Psk.İzzet GÜLLÜ
Sakarya (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi18 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.İzzet GÜLLÜ'nün Yazıları
► Ders Çalışmak Ama Nasıl? Psk.Armağan ADANAR
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Mutluluk Üzerine Yazılar: Akdeniz Havzasında Karadeniz Hamsisi Avlamaya Çalışmak' başlığıyla benzeşen toplam 27 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Bir Veda Yazısı Haziran 2018
◊ Bu Yazıyı İyi Anla ÇOK OKUNUYOR Haziran 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


06:59
Top