Bir Tedavi Yöntemi Olarak Nitelikli Tatil ve Faydaları (Güncel Psikoloji Yazıları)
Geçen yıldan kalan miktarı da eklediğimde yaklaşık kırk günü bulan yıllık iznimi geçirdiğim memleketimden 4 ay önce döndüm. Bu dönüş öncekilerden biraz farklı oldu. Çünkü bu sefer gerçekten dinlenmiş bir halde geri geldiğimi farkettim. Bunu çevremdekiler de aynıyla teyit ettiler. Demekki iyi bir tatil ve akabinde beklenen dinlenme hali için sadece izne ayrılmak ve bir süre bir yerlerde kalmak, konaklamak yetmiyor. Bu kalışın "süresi" de çok önemli.
Aksi durum, birkaç lokma yer yemez sofrayı toplamaya, böylece çalışmaya başlayan mideyi boş / tamtakır bir vaziyette çalışır bırakmaya benziyor. Beyin, farklı ve yorucu olmayan bir ortamda içine girdiği dinlenme sürecini ancak yeterli / makul bir zaman sonra nihayete erdirebiliyor. Bunun için ise, sadece gidilecek yere değil; buradaki kalış süresinin dinlenmemizi mümkün kılacak kadar uzun olmasına da dikkat etmek gerekiyor.
Hemen yeri gelmişken, işverenlerin çalıştırdıkları işçilerine bu gerçeği de göz önüne alarak üç - beş gün gibi tabiri caizse “Tadımlık” değil; gerçekten dinlenmelerini sağlayacak ve döndüklerinde performanslarını daha da artıracak sürede “Doyumluk” izin vermelerini tavsiye ediyorum. Verilen izni üç - beş günle sınırlı tutma, daha fazlasını esirgeme anlayışını ve bundan beklenen kısır menfaati ben, fahiş fiyatla ürün satıp müşterisini kazıklayan, ancak o an cebine giren üç - beş kuruş fazla ücretten dolayı kendini kazançlı sanan, kısa bir süre sonra da müşteri kaybedip büsbütün zarar eden şaşkın bakkala benzetiyorum.
Hani bazıları kendilerine, “Hangi okulu bitirdin” diye sorulduğunda, “Hayat fakültesinden mezun oldum” derler. Çok doğru. Bence de okumasını bilen için hayatın her safhası bir okul, hatta koca bir akademi. Pektabi ki tatil yaşantısı da. O halde uygulamalı tatil dersinden çıkardığım ve size de önerebileceğim bazı tespitlerimden bahsetmek istiyorum:
Her zaman için içinde olduğumuz hal, yapıp ettiklerimizle doğrudan alakalı. Bu durumda doğru zannettiklerimiz “Ne kadar” doğru ve faydalı, bunları bir bir gözden geçirmek ve ona göre yeni bir yol ve yaklaşım belirlemek gerekiyor. Çoğunluğun sorgusuzca uygulayageldiği her şey, pratikte pek doğru bir yol olmayabiliyor çünkü. Demekki pek çok şeye, pek çok şeye oldu gibi şu tatil işine de artık daha farklı bir gözle bakmak gerekiyor.
-Bu gözle bakınca ulaştığım tespitlere göre iyi ve dinlendirici bir tatil için “Süre” kadar kalınan yerin yaşanılan ve yorgunlukla, stresle, sorunlarla özdeşleşen yere uzaklığı - yakınlığı da çok önemli. Gidilen yer yaşanılan yere ne kadar uzaksa dinlenme sanırım o kadar fazla oluyor. İnsan, görünmeyen ve son derece esnek olan bir halatla bağlı olduğu çalışma, stres ve yorgunluk diyarından ne kadar uzağa açılırsa bu halat o kadar esniyor, esnediği nispette geriliyor ve nihayetinde bizi sarıp sarmalayan, derken de boğan bütün negatifliklerle aramızdaki o görünmez "zihinsel bağ" (zincir) kopuyor. Ve işte o zaman kamil manada bir dinlenme gerçekleşiyor. O halde, tatilde iyi bir dinlenme bekliyorsak şayet, yaşadığımız yere mümkün olabildiğince uzak düşen bir yere gitmek gerekiyor.
Nacizane düşünceme göre iyi ve dinlendirici bir tatil için, çoğunluğun rağbet ettiği tarzda popüler bir tatili değil; kendinize en uygun düşen tatil türünü seçmeniz de gerekiyor. Yani, "Son yıllarda herkes denize, mesela akdenize gidiyor, denize giriyor, güneşin altında uzanıp yatıyor" diye hiç hoşlanmadığınız ve size çok da “yakın” durmayan bir tatil türüne değil; başka alternatiflere yönelmeniz de gerekiyor. Bilirsiniz tatilin deniz turizmi / tatili, doğa tatili, tarih tatili, kültür tatili gibi bir çok çeşidi var.
İyi bir tatil için diğer önerilerim ise şunlar:
-Tatilde bol bol denizi - suyu izlemek, suyun senfonisini - sesini dinlemek, yeşile bakmak ve uzanıp gökyüzünü seyretmek çok iyi geliyor. En başta, yorgunluklarla ve sorunlarla bir yıl boyunca adeta bir küp gibi dolan beyni boşaltıyor. Dolayısı ile, bunları boş, angarya işler olarak görmemek, günlük rutin işlerimizin arasına bunları da titizlikle serpiştirmek gerekiyor.
-Bankayla, cep telefonuyla, gazeteyle ve buna benzer gündelik alışkanlıklarla tatilde mümkün mertebe ilgilenmemek, hatta tatil dönüşüne kadar bütün bunları hayatımızdan çıkarmak, ertelemek... Ancak kitap okumak müstesna. Bu faydalı meşgale, beynin tamamen boşalmasına ve arzu edilen dinlenmenin gerçekleşmesine anlamlı düzeyde katkı yapıyor. Sınırlı süreli tatilin, beynimizin içinde uzanamadığıen ücra gözeneklere kadar sızıp oraları da yorgunluktan, gerginlikten ve stresten iyice temizleyip duruluyor kitaplar...
-Gitiğiniz yerde herkesce tavsiye edilen, çok iyi bilinen ve meşhur olan birkaç yeri gezmekle, görmekle yetinmeyin. Daha çeşitli yerleri (tarihi ve/veya turstik) vs. de gezmeye, görmeye çalışın. Belli başlı birkaç yerde uzun süre kalmayı değil; kısa kısa da olsa daha çok yerde kalmayı deneyin. (Bol uyarıcı girdisi beyimizi temizleyen bol işçi demektir. Ne kadar çok işçi, o kadar çok temizlik!)
-Tatilde bilindik, alışılageldik konuları ve sorunları konuşmayı mutlaka iptal edin. Hele de tartışmalı meselelerden, denizin insan boyunu aşan tehlikeli derinliklerinden kaçındığınız kadar kaçının. Bunları kendinize kesinlikle ve kesinlikle yasaklayın. Herzaman bol bol yapılan yahut yapılabilen bu işleri tatil sonuna kadar tehir edin. Tatil bir taraftan beyninizi adım adım boşaltırken siz öbür yandan onu çaktırmadan doldurmaya, en azından dolu tutmaya çalışmayın.
Kaliteli bir dinlenme için, sırf “Para verdik” diye herşeyi tatilden beklemeyin; biraz olsun siz de kendinize yardım edin. (Malum, bizler millet olarak bir şeyin bedelini ödedik, parasını verdik mi onun canını - ciğerini isteriz maazallah.)
-Bence en önemlisi de şu:
Tatili çok uyku, sabahlarıgeç kalkmak için bir fırsatmış gibi görmeyin. Sınırlı günlerinizin önemli kısmını uyuyarak geçirmeyin. Böylece tatilde, uzun zamandır bünyenize yerleşen ve koca bir yıl boyunca ihtiyacınız olacak olan sağlıklı uyku düzeninizi de bozup kötü bir mirasla geri dönmeyin. Tatil bol uyumaktan çok daha öte bir şey, bunu unutmayın.
-En önemlisi de, tatili nereden çıktığı, kimin çıkardığı belirsiz lüks bir gider kalemi, boşa geçirilen bir zaman dilimi olarak görmeyi bırakın, önünüzdeki yılın programını kabaca da olsa şimdididen yapın. İhmal etmeyin. (Biz heyecanlı bir milletizdir. Bir işi sıcağı sıcağına yaptık, yaptık. Yoksa sonra, heyecan ateşi söndüğünde bu işi yapmak hamsiyi kavağa çıkarmak kadar zordur. Hatta, imkansızdır!)
Belki bütçede biraz açık oluştu, oluşacak. Olsun! Kim ne derse desin. Siz buna gülün ve geçin. Faydalı bir iş yaptığınız, buna inanın. Bir yıldır çalışan, sizdiniz. Ve kendiniz için belki de son bir senede ilk defa dişe tırnağa dokunuz bir şey yaptınız. Çok görmeyin. Hem “Tebdili mekanda ferahlık vardır” da derler, hatırlayın. Bir yıl boyunca sizin adınıza çalışan, herşeyi yapan “Kendinizi” bir bakıma “Bakıma” alma, yenileme, rektefe etme işidir tatil. Öyle de yaptınız!
Gitmeyenler için kış da iyi bir fırsattır diyerek, “İyi tatiller” diyorum.
Benim gibi kısa bir süre önce dönenlere de önümüzdeki sezona kadar bol sağlık ve “Ya sabır” diliyorum.
Psk. İzzet Güllü
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Bir Tedavi Yöntemi Olarak Nitelikli Tatil ve Faydaları (Güncel Psikoloji Yazıları)" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
3 Beğeni 
Yazan Uzman
|
tatil, tatilin yararları, tatilin faydaları, tatil psikolojisi, tatil ihtiyacı, tatil tedavisi, tatille tedavi
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
