Panik Atak mı Kalp Krizi mi? Panik Bozukluk, Korku ve Kaygılar
PANİKATAK- PANİK BOZUKLUK
Jale hanım bir süredir sık sık kardiyoloji ve dahiliye uzmanlarına taşınıyor bazen de acil ünitelerine müracaat etmek zorunda kalıyordu.Çünkü ,ayda birkaç kez herhangi bir neden olmadan; boğazı tıkanıyor,nefes alamayacak gibi oluyor ve o sırada kalbi yerinden fırlayacakmış gibi çarpıyor; biran ölümün soğukluğunu iliklerine kadar hissediyordu.Etrafına yabancılaşıyor ve kontrolunu yitirecek gibi oluyordu.Görmesi bulanıklaşıyor, sırtından terler boşalıyordu .Nöbeti 10.15 dakikada zirveye ulaşıyor,sonra birden bire bu dehşet nöbeti geldiği gibi aniden kayboluyordu.Nöbet sonrası halsiz-bitkin ve mutsuz oluyordu..Üzerinden kamyon geçmiş gibi hissediyordu.Bir iki günde ancak kendisine gelebiliyordu.Fakat bu seferde “ yine bu dehşet dolu nöbeti tekrar yaşayacak mıyım?” diye korkulara kapılıyor,aklından atamıyordu.Gittiği bütün doktorlar kalp elektrosu çektiriyor,geniş çek up lar yaptırıyorlardı ,fakat bu nöbetlerin açıklayacak bir şey bulamıyorlardı....
Oysa kendisi”çıldıracağını,”kalp krizi” geçireceğini,düşüp bayılacağını hatta felç geçireceğini düşünüyor ve büyük korkular yaşıyordu.Nöbeti olmadığı zamanlarda
da aynı dehşetli anları yaşayacağına dair kaygıları her geçen gün artıyordu.Bazen sokağa yalnız çıkmaktan korkuyordu, Trafikte bazen arabalardan iniyor, kapalı kalabalık mekanlara giremiyordu.
Yanında birisi olunca kendisini daha güvencede hissediyordu..Jale hanımın çektiği sıkıntıyı,toplumdaki her yüz insandan
yirmisi yaşayabiliyor.Peki yaşanan bu tablonun adı nedir?Jale hanımda olduğu gibi,fiziksel muayene,tahlil ve
Tetiklerde bir şey saptanmadığında bu hastalığın adı PANİK BOZUKLUK,tur.yaşanan fırtınalı,dakikalar PANİK NÖBETİDİR. Halk arasında ve medyada “Panikatak”hastalığı olarak bilinmekte ve kullanılmaktadır…
Nedir panik bozukluk?
Panik bozukluğu;herhangi bir neden olmadan ortaya çıkan,özellikle kalbin hızlı çarpması,nefes alamama,boğazda tıkanıklık hissi, kontrolü yitirme ve ölüm korkularının eşlik ettiği panik nöbetleri ile karakterizedir.panik nöbeti geçirmekte olan kişiler sanki kalp krizi geçiriyorlarmış gibi dehşetli dakikalar yaşarlar.
Panik Nöbetinde görülebilen belirtiler şunlardır:
· Taşikardi (Kalbin normalden fazla çarpması)
· Göğüs ağrısı.bazen sol kolda ağrı.
· Titreme, terleme; sıcak-soğuk basmaları
· Baş dönmesi, göz kararması, baygınlık hissi
· Bedende uyuşma ve karıncalanmalar.
· Olayları,nesneleri bir sis perdesinin arkasında görme
· Kontrolünü kaybetme yada çıldırmaktan korkma.
· Bulantı yada karın ağrısı,midede şişkinlik ve gaz.
· Şiddetli ölüm korkusu
· Kendine ve çevresine yabancılaşma hissi.
Amerika psikiyatri Birliği, panik nöbetini yukarıdaki; fiziksel ve ruhsal belirtilerden en az dördünün eşlik ettiği, herhangi bir dış uyarana bağlı olmaksızın ortaya çıkan bunaltı ve korku dalgası olarak betimlemektedir.
Panikatak Yaygın Bir Hastalık mı?
Panik bozukluğu hastalığının genel nüfus içerisinde yaygınlığı %5-8 olarak bildirmektedir.Buna ek olarak panik bozukluk tanı kriterlerini karşılamadan, erişkinlerin değişik nedenlere bağlı olarak %20-25’inin panik nöbetleri geçirdikleri saptanmıştır.Kadınlarda erkeklere göre iki misli daha fazla görüldüğü ifade edilmektedir.
Bunun nedeni konusunda değişik görüşler vardır. Panik nöbeti geçiren erkeklerin daha az yardım arayışı içine girdiği ve belirtileri baskılamak için alkole başvurdukları iddia edilmektedir.Diğer bir görüşe göre; genel olarak bunaltı bozuklukları ve depresyonların kadınlarda daha çok görülmesinin kadının hem ruhsal hem de biyolojik açıdan daha fazla strese maruz kalması ile ilgilidir...
Son Yıllarda Panikatak Neden Bu Kadar Yaygınlaştı?
Özellikle büyük şehirlerde ; hırsızlık,kap kaç terörü,trafikteki keşmekeş, hava ve çevre kirliliği, insan ilişkilerindeki yapaylık ve bencillikler; hormonlu gıdalar, teknolojik kirlenme; yüksek binalar,asansörler, köprü ve viyadükler, metro gibi taşıma vasıtaları ;iş yaşamındaki rekabetler ,ayakta kalma mücadeleleri insandaki kaygı düzeyini artırmaktadır.Köy-kırsal alanlarda panikatak daha azdır.Şehir ve modern yaşam kaygı ve stresi artırdığından panikatak yaygınlaşmaktadır.Kişilik olarak evhamlı,endişeli, mükemmeliyetçi, hırslı duygusal insanlar şehir yaşamının stresinden en çok nasibini almaktadır. Özellikle Sanat ve sahne camiası, medya, tekstil sektörü panikatağa en çok maruz kalan sektörlerdir.Zerrin Özer,İzel, Sezen Aksu, Deniz Seki,İpek Tuzcuoğlu, Nihat Odabaşı gibi bir çok sanatçı medyada panikatak yaşadıklarını açıkladılar.
Panikatağın Nedenleri:
Bu hastalığın nedeni tam olarak bilinmemektedir.Bazı bilim adamlarına göre psikolojik etkilenmeler,örselenmeler;bazı araştırmacılara göre ise olayın biyolojik temeli olduğundan söz edilmektedir.Bu tezi desteklemek için sodyum Laktat denen kimyasal maddeden yararlanılmıştır.Bu madde panik nöbetleri olan insanlarda nöbeti oluşturmaktadır.Kafein,mariuhana ve karbondioksit de panik nöbeti oluşturabilmektedir. Bu maddelerin oluşturduğu nöbetler panik bozukluğu tedavisinde kullanılan ilaçlarla önlenebilmektedir.aynı aile bireylerinde daha fazla panik bozukluğun görülmesi genetik geçişi de düşündürmektedir.panik bozukluğu olan kişilerin birinci derecede biyolojik akrabalarından bu bozukluğun görülme olasılığı 4-7
Kat daha fazladır.Beyinde elektronik olarak oluşturulan görüntü sonuçları(Beyinde PET taraması)panik bozukluklu hastaların beyinlerinin belirli bölgelerinde kimyasal anormallikler olduğunu göstermiştir.Psikolojik bir görüşe göre;ebeveynlerden birinin ölmesi, ayrılıklar ve çocuğun yalnız kalması, aşırı bağımlı yetişmesi de panikataklara zemin hazırlamaktadır.
Panikatak diğer bir çok psikiyatrik ve biyolojik hastalıkta da görülebilir.
Depresyonların yarısına panikte eşlik etmektedir.Bazen panik tedavi edildikten sonra alttaki depresyon ortaya çıkar...
Sosyal Fobiklerde, Genel Kaygı bozukluğu, Takıntı-Saplantı hastalığında, hastalık hastalığında da panikatak görülebilir.
Son yıllarda gençler arasında yaygın kullanılan Esrar, Extazi gibi uyarıcılar, Kokainde ciddi paniklere yol açmaktadır. Tek bir dozla bize gelen onlarca genç vardır. Yoğun Alkol kullanımı yada birden bırakılması durumlarında da panikatak ortaya çıkabilir.Yeşil reçete ilaç bağımlılarında da ilaç bulamadıklarında ortaya çıkabilir...
Biyolojik Nedenler arasında; Guatr,kansızlık,vitamin eksiklikleri, şeker hastalığı, kalp hastalığı,beyin hastalıkları, enfeksiyon hastalıkları sayılabilir.Son 5 yılda Üst solunum yollarında enfeksiyonlara neden olan virüsler de panikatağa yol açmaktadır. Tedavi amaçlı kullanılan bazı antibiyotikler, kortizon ve romatizma ilaçları, diş çekimi veya ameliyat esnasında uygulanan anestezik maddeler de duyarlı insanlarda paniği tetiklemektedir.
PANİK ATAĞIN GELMEMESİ İÇİN GELİŞTİRİLEN DAVRANIŞLAR
Panik Bozukluklu hastaların Düşünce ve Davranış Özellikleri:
Panik Bozukluğu olan hastalar,yaşadıkları panik ataklar nedeniyle zamanla yaşamlarında bazı değişiklikler yaparlar .Çok şiddetli ölüm korkusu veya kontrolünü yitirme duygusu yaşadıklarından düşünce davranışların da aşırılıklar abartılar ,
korkular,dikkati çeker,fakat bütün bunlar hastanın elinde ve iradesinde değildir.yapılan panik tedavisiyle bütün belirtiler ortadan kalkar...
Örnekler:”Her an bana bir şey olabilir,düşüp bayılırım”korkusuyla aşağıdaki davranışlar geliştirilir:
Yanında su taşıma,
Sürekli kalbini ve nabzını dinleme ve tutma,
Tansiyon aletiyle dolaşma,sürekli tansiyonunu ölçme ve ölçtürme,
Yakınlarının adreslerini,telefonlarını özel bir şekilde yanında taşıma,
Panik krizi yaşanır endişesiyle cinsel ilişkiden kaçma,sportif aktiviteleri bırakma,
Sürekli yanında birilerinin bulunmasını isteme,yalnız kalamama,sokağa çıkamama,kalabalık , kapalı yerlere girememe,toplu taşıma vasıtalarına binememe...
Bulunduğu muhitten uzağı gidememe,
Tatile seyahate çıkamama,
Birçok sağlık sigortasına üye olup,kartları yanında taşıma,
Bir yere gideceği zaman sağlık kuruluşlarının olduğu güzargahlar dan gitme,
Sık sık,acil ünitelerine başvurup kalp grafikleri(EKG)çektirme,Check-Up,lar Yaptırma,
Berbere diş hekimine gidememe,
Boğazını sıkan bir şey giyememe,
Sütyen takmaktan sıkıntı duyma,
Kriz gelir diye sexten uzaklaşma Camiye gidememe,veya en arka safta namaz kılma, Cenaze arabası,ambulans,itfaiye aracı görünce hastanelere gidince fenalaşma hissi,
Uyanamama,uykuda panikle ölürüm diye uyumama,uykusunu kaçırma.”Herkes uyuyorken uyanık kalıp, herkes uyanıkken uyuma”davranışıyla kendisini garantiye alma…
Tansiyon yükselecek,kalp krizi geçirilecek veya felç kalınacak korkusu ile aşırı rejim_diyet uygulaması,
Tv’lerdeki,basındaki intihar,cinayet,felaket haberlerinden aşırı etkilenme,onlar gibi olma korkusu,
Otomobilde panik yaşarım korkusu ile,otomobiline binememe,otomobilini satma,
Uçağa,vapura binememe,
Tek başına banyo yapamama,tuvalete gidememe,kapıda birisini bekletme,
Bayılırım.ölürüm diye aylarca banyo yapamama,
panik krizi geçtikten sonra,aşırı yorgunluk,keyifsizlik halinin ortaya çıkması. Tünellerden,köprülerden geçememe,yüksek yerlere çıkamama.Kendisini aşağı atma korkusu,. Panik anında bayılırım korkusuyla organlarını ve cildini belli etmeyecek giysi giymek.Değerli Takı takmamak Panik sürecinde tuvalete gitme isteği Daha fazla güvenebileceği birilerinin yanına taşınma (aileden biri,doktoru ya da hastanelere yakın...) Kriz süresince bildiği bütün duaları okumak.uyumadan önce dua etmek Birgün panikle ölebilirim diye yakınlarına ve sevdiklerine servetini dağıtma ve vasiyet yazma. Her gömleğinin , ceketinin cebine kriz anında kullanılmak üzere ilaç koyma. Issız ve şehirden uzak yerlere gidememe
Karlı havalarda ana yollardaki eş dost akraba yanında kalma. Maddiyat varsa 4x4 jeep alma.
Gece yaşamı, alkol, çapkınlık varsa bunlardan vazgeçme.
Dini inanç varsa bunu derinleştirip ibadetlere başlama. Yoksa dine yönelme davranışı gelişir. Kadınların bir kısmı örtünüp ibadete başlar. Bir kısmı tedaviden sonra örtüsünü çıkarır…
PANİK BOZUKLUKTA, RİSK FAKTÖRLERİ
(Kimler paniğe daha yatkın?)
-Birinci derece akrabalarında panik ya da başka anksiyete bozukluğu olanlar.
-Sıkıntılı, telaşlı, aceleci, mükemmeliyetçi, insanlar.
-Düşünce ve duyguların yeterince dışarıya yansıtamayan, “içsel insanlar.”
-Alkol yada başka bağımlılık yapabilen maddelere yatkınlık ve bağımlılık
-Geçmişinde panik atak diğer anksiyete bozukluklarından bir rahatsızlık ya da depresyon geçirmiş olmak.
-Sürekli baskı altında olmak, engellenmek yada kendi kendini baskılamak.
-Sosyal fobik, kaçıngan kişilik yapıları
-Sürekli “verici” davranma “iyilik meleği”gibi davranma “hayır” diyememe.
-Öfkesini, kızgınlığı dışarıya yansıtamayan insanlar
-Dürtülerini sürekli bastıran insanlar -Cinselliği baskılamak, cinsel tatminsizlik ve yoğun bilinç dışı aldatma dürtüleri ve gizli homoseksüel eğilimleri olanlar.
-Aşırı hırslı,sürekli başarı ile beslenen,başarısızlıklarda sürekli kendisini suçlayanlar...
NEREYE KADAR PANİK?
(Paniğin seyri,gidişatı)
Panik bozukluk en çok 30’lu yaşlarda ortaya çıkar.Az sayıda çocuklukta başlar.45 yaşında başlaması olağan değildir...Gidişatı kişiden kişiye değiştiği gibi aynı kişide bile belirtiler değişebilir.Uzun süreli izleme çalışmalarında % 40’nın belirtilerden arındığı,yaklaşık % 50’sinin belirtilerinin çok hafiflediği ve yaşamlarını engellemediği saptanmıştır.% 10-20 arası belirtilerin iniş-çıkışlarla devam ettiği görülmüştür.
PANİK BOZUKLUKTA TEDAVİ
Panik atak kesinlikle kontrol altına alınabilir.
Tedavide Temel ilkeler şunlardır :
1-Panik atakları ortadan kaldırmak
2-Sürekli atak yaşayacağım diye bunaltı, kaygı yaşamayı önlemek.
3-Panik atak korkusuyla yapılmayan davranışların yapılır hale gelmesi ( tek başına yola çıkabilmek, kapalı mekanlara girebilmek, yalnız kalabilmek gibi... )
4-Panikle birlikte görülebilen diğer bedensel ve psikolojik sorunları gidermek
5-Zamanla paniği önemsemeyecek ve unutacak seviyeye gelmek
6-Panikten dolayı bozulan aile , iş-sosyal yaşamın eskisi gibi normalleşmesi.
7-Hiçbir panik belirtisi ve davranışı olmadığı halde tedaviye bir süre daha devam ettirmek.
Hasta-hekim arasında çok iyi bir iletişim olmalıdır.Hasta hekimine her an ulaşmalıdır.
Tedavide kullanılan ana ilaçlar antidepresanlardır.Yardımcı olarak; sakinleştiriciler yatıştırıcılar, bedensel belirtileri önleyen ilaçlar kullanılır.
Antidepresanların bir kısmı eski kuşak ilaçlardır. (Anafranil, tofranil, ludiomil, insidon, laroxyl, tolvon... gibi )
Yeni kuşak ,ilaçlar ( efexör, seroxat, cipram, remeron, prozac, lustral,cipralex, faverin, gibi.. )
Bu ilaçların içinde paniğe iyi gelen 4-5 ‘i geçmez. Hekimin yaptığı muayene ve tecrübesi sonuca en uygun ilaç seçilir.Bir ilaç her hasta da aynı sonucu vermeyebilir.
İlaçların bir kısmı ( eski kuşak ) başlangıçta belirtileri arttırabilir, ağız kuruluğu, sıcaklık hissi, terleme,kiloartışı ,kabızlık,cinsel problemler yapabilir.Yeni kuşakta bulantı,titreme,cinsek problemler,kilo artışı gibi yan etkileri olabilir.Bunlar kalıcı değildir.Bir süre sonra azalabilirler.
Panik bozuklukta ilaç tedavisinin en aşağı bir buçuk yıl olması gerekir.Bazılarında daha uzun süre gerekebilir.
-Hekim önerisi dışında kesinlikle ilaç almamak gerekir.
-Panik belirtileri düzelir düzelmez ilaçları ne azaltmak nede kesmek gerekir.Yoksa kısa sürede tekrarlar.
-Yardımcı ilaçlar yeşil reçeteye tabi olanlar ( Xanax, diazem,nervium benzeri ilaçlar. )
Ve bazı kalp-tansiyon ve mide ilaçlarıdır. Bunların kısa süreli kullanılması gerekir.
-Başka hastalıklarınız nedeniyle ilaç alacaksanız doktorunuza danışın.
-ilaçlar zamanla iştahınızı arttırır.özellikle –tatlıya- karşı dayanılmaz istek olur. Bunun için tedbir alın bol su için, meyve ağırlıklı beslenin.
İlaç tedavisi dışında –bilişsel,davranışsal,terapi’nin panikte iyi sonuç verdiği bilinmektedir.
Burada kişinin bedensel belirtileri algılama ve onlara “ kötü anlamlar yükleme” olayı anlatılır.
Düşünce , beden ve belirtilerin ilişkisi; belirtilerini – düşünceyi nasıl etkilediği konuşulur.Yani önce hastalığın nasıl oluştuğu, belirtilerinin anlamını ne olduğu ve nelere yol açamayacağı anlatılır. Daha sonra kaçınma davranışlarının nasıl yok edileceğini geçilir.Bunları mutlaka bir terapistle birlikte yürütmek gerekir.
Terapiye istekli ve azimli olduktan sonra bir ayla üç ay arasında epey yol alınır.
-Panikli olmak bir “kader” olmamalı.
-Paniğin süresi ne kadar olursa olsun, tedavi edilebilir.Yirmi otuz yıllık panikleri Depam’da çok tedavi ettiğimiz belirtmek isterim.
PANİK ATAKTA EN ÇOK SORULAN SORULAR ve CEVAPLARI :
-Panik atak kalp krizine yol açar mı ?
-HAYIR
-Panik felce yol açar mı ?
-HAYIR
-Panik anında ölebilir miyim?
-HAYIR
-Panik anında kendimi, kontrolümü yitirir kendime ve çevreme zarar verebilir miyim ?
-HAYIR
-Panik atak bayılmaya sebep olur mu ?
-HAYIR
-Deliliğe yol açar mı ?
-HAYIR
-Uçakta panik atak gelirse ölür müyüm ?
-HAYIR
-Tedavisi var mıdır?
-EVET
-İlaç beyni nasıl etkiler, düşünceyi ve davranışı nasıl değiştirir...? Beyindeki “ alarm” sistemindeki hassasiyeti giderir. Bozulan dengeleri düzenleyerek aşırı bedensel duyum ve belirtileri yok eder!
Aklımız beynimizden uzaklaşmaya başlar ve yaşamın diğer yanlarını tekrar görmeye algılamaya başlarız.Zamanla paniği unutur hale geliriz.
-Panik Tekrarlar mı ?
Biyolojik, Sosyo-kültürel-ekonomik ve psikolojik şartlar müsaitse her hastalık gibi panikte tekrarlayabilir.Fakat ciddi uzun süreli bir tedavi ile tekrar riski azalır.Ayrıca tekrarlayacaksa çok hafif tekrarlar.Kontrol edilebilir seviyede olur.Bazen doktora bile ihtiyaç duyulmaz. Tedavide paniği kontrol altına almak ve onu tanımak ne yapıp-yapamayacağını bilmek önemlidir.
-Panik şizofreniye çevirir mi?
-HAYIR
-Alkol alarak paniği yenebilir miyim ?
-HAYIR ( zamanla artar ve bağımlılık gelişir.)
-Kendimi dine inanca versem geçer mi ?
-Paniğin inançsızlık ve ibadetsizlikle ilgisi yoktur. “inançlı” insanlarda’da panik yaşanır.
-Yanımda ilaç,adres ve telefonlar,su,bisküvi,tansiyon aleti vs.. taşıyorum. Olmayınca yola çıkamıyorum bir şey olur mu ?
Bağlanma , garantiye alma ihtiyacından yola çıkıyorsunuz.Tedavi ile yavaş yavaş bu bağlanma nesnelerinden kurtulmak,özgür ve özgüvene dayalı “ sahaya” çıkmanız mümkündür.
-Spor paniği arttırır mı ?
-HAYIR ( faydası vardır )
-Sex yapabilir miyim ?
-EVET
-Panik geldiğinde acile gideyim mi ?
-HAYIR ( Daha önceki nöbetler nasıl geçtiyse bu nöbette geçecek )
-Panik depresyonla beraber olur mu ?
-EVET
-Panik anında boğazım düğümleniyor,tıkanıyorum.Nefessiz kalıp ölebilirmiyim.
-HAYIR
-İlaçla beraber alkol alınır mı?
-Çoğunlukla HAYIR,fakat doktorunuza danışmakta yarar var...
-İlaçlar bağımlılık yapar mı?
-Hayat boyu kullanmam gerekir mi?
-HAYIR
-Panikten dolayı işimi değiştirip,veya bırakayım mı?
-HAYIR-Kesinlikle işinizi bırakmayın ve değiştirmeyin.
-İlaçlar,yiyecekler içecekler boğazımı tıkar mı? Boğulur muyum?
-HAYIR
-Bana büyü yapılmış veya ‘cin’ çarpmış olabilir mi?
Paniğin bunlarla hiçbir ilişkisi yoktur kesinlikle hocalara,büyücülere,medyumlara, biyoenerjiyle uğraşanlara gitmeyin.
ÖNERİLER
1-Hastalık hakkında doktorunuzdan ve yayınlardan çok iyi bilgi alın.
Temel Kural:”Düşmanını Tanı”
Sana ne yapıp ne yapamayacağını bil!
2-Dahili,fiziksel muayeneler ve tahlillerde hiçbir şey yoksa;bir daha tahlil yaptırmayın ve dahili muayeneye gitmeyin.
3-Her hastanın tedavi süresi,onun kişiliğine durumuna bağlı olduğundan tedavi süresini bilin ve bu süreyi en verimli bir şekilde kullanın.
4-Yakınlarınızıda doktorla görüştürün.Hastalığın sizin elinizde ve iradenizde olmadığını öğrensinler ve size”yüklenmesinler”
5-Umudunuzu ve kendinize olan güveninizi hiçbir zaman yitirmeyin.”Başaracağım,bu hastalığı yeneceğim ve yaşama sımsıkı sarılacağım. Kendime inanıyorum ve güveniyorum!”
Telkinini sık sık yenileyin.
6-mümkünse her gün yarım saat yürüyüş yapın.
7-Her gün duş alın
8-Yüzme imkanınız varsa yüzün
9-Yılda iki kez tatil yapın.
10-Çözemediğiniz ve sizinle direkt ilişkisi olmayan sorunlarda üzülmeyin.
“Kulak arkası edin.”
11-Kahve ,koyu çay, kolalı içeceklerden uzak durun.
12-Midenizi tıka basa doldurmayın, uzun süre aç kalmayın.
13-Sizin gibi panik yaşayan insanlarla bir araya gelin.Sosyal-kültürel faaliyetlerde bulunun.
14-Panik krizini hissettiğiniz an dikkatinizi başka yere vermeye çalışın
15-Nefes egzersizleri yapın (Derin nefes alıp içinizde tutun ona kadar sayın ve ağzınızdan üfler gibi yavaş yavaş verin)
16-Her gün gevşeme ( relaksasyon ) egzersizleri yapın.Bütün vücut kaslarınızı kasıp sonra gevşetin.
17-Sex yaşamınızı canlandırın,fanteziler üretin
PANİK BOZUKLUK BİLGİLENDİRME YARDIMLAŞMA ve DOSTLUK KULÜBÜ
“Damdan düşeni” en iyi “damdan düşen” anlar gerçeğiyle kulübümüzü kurduk.Panik bozukluk tedavisinin değişik aşamalarında olanlar,iyileşenler kulübümüze katılabilirler.
-Kulübümüz depresyon ve panik bozukluk merkezimizin (DEPAM) katkılarıyla kurulmuştur.
-Üyelerimizle her ay İstanbul’un doğa ile iç içe bir mekanında kahvaltılı toplantı yapıyoruz.
-Eşler yada partnerler içinde organizasyon yapılmaktadır.( Ayrı masada soruları cevaplandırılmakta ve bilgilendirilmektedir. )
-Kaçınma davranışı olanlarla uzman eşliğinde korkularının üzerine gitme tedavisi yapılmaktadır ( Asansöre,vasıtalara binme, alış-veriş merkezlerine gitme, uzun yola çıkma, gemiye binme...gibi)
-Üyelerimizle beraber sinema,tiyatro,konser ve sportif aktiviteler düzenlemekteyiz.
-Üyelerimiz sürekli uzmanlara ve birbirlerine ulaşabilmektedirler. (telefonla,internetle)
Bu amaçla kurduğumuz İNTERAKTİF ; www.panik-atak.com ve www.depam.com sitelerimiz de 24 saat iletişim halindeyiz.
Uz.Dr.Nihat Kaya
Jale hanım bir süredir sık sık kardiyoloji ve dahiliye uzmanlarına taşınıyor bazen de acil ünitelerine müracaat etmek zorunda kalıyordu.Çünkü ,ayda birkaç kez herhangi bir neden olmadan; boğazı tıkanıyor,nefes alamayacak gibi oluyor ve o sırada kalbi yerinden fırlayacakmış gibi çarpıyor; biran ölümün soğukluğunu iliklerine kadar hissediyordu.Etrafına yabancılaşıyor ve kontrolunu yitirecek gibi oluyordu.Görmesi bulanıklaşıyor, sırtından terler boşalıyordu .Nöbeti 10.15 dakikada zirveye ulaşıyor,sonra birden bire bu dehşet nöbeti geldiği gibi aniden kayboluyordu.Nöbet sonrası halsiz-bitkin ve mutsuz oluyordu..Üzerinden kamyon geçmiş gibi hissediyordu.Bir iki günde ancak kendisine gelebiliyordu.Fakat bu seferde “ yine bu dehşet dolu nöbeti tekrar yaşayacak mıyım?” diye korkulara kapılıyor,aklından atamıyordu.Gittiği bütün doktorlar kalp elektrosu çektiriyor,geniş çek up lar yaptırıyorlardı ,fakat bu nöbetlerin açıklayacak bir şey bulamıyorlardı....
Oysa kendisi”çıldıracağını,”kalp krizi” geçireceğini,düşüp bayılacağını hatta felç geçireceğini düşünüyor ve büyük korkular yaşıyordu.Nöbeti olmadığı zamanlarda
da aynı dehşetli anları yaşayacağına dair kaygıları her geçen gün artıyordu.Bazen sokağa yalnız çıkmaktan korkuyordu, Trafikte bazen arabalardan iniyor, kapalı kalabalık mekanlara giremiyordu.
Yanında birisi olunca kendisini daha güvencede hissediyordu..Jale hanımın çektiği sıkıntıyı,toplumdaki her yüz insandan
yirmisi yaşayabiliyor.Peki yaşanan bu tablonun adı nedir?Jale hanımda olduğu gibi,fiziksel muayene,tahlil ve
Tetiklerde bir şey saptanmadığında bu hastalığın adı PANİK BOZUKLUK,tur.yaşanan fırtınalı,dakikalar PANİK NÖBETİDİR. Halk arasında ve medyada “Panikatak”hastalığı olarak bilinmekte ve kullanılmaktadır…
Nedir panik bozukluk?
Panik bozukluğu;herhangi bir neden olmadan ortaya çıkan,özellikle kalbin hızlı çarpması,nefes alamama,boğazda tıkanıklık hissi, kontrolü yitirme ve ölüm korkularının eşlik ettiği panik nöbetleri ile karakterizedir.panik nöbeti geçirmekte olan kişiler sanki kalp krizi geçiriyorlarmış gibi dehşetli dakikalar yaşarlar.
Panik Nöbetinde görülebilen belirtiler şunlardır:
· Taşikardi (Kalbin normalden fazla çarpması)
· Göğüs ağrısı.bazen sol kolda ağrı.
· Titreme, terleme; sıcak-soğuk basmaları
· Baş dönmesi, göz kararması, baygınlık hissi
· Bedende uyuşma ve karıncalanmalar.
· Olayları,nesneleri bir sis perdesinin arkasında görme
· Kontrolünü kaybetme yada çıldırmaktan korkma.
· Bulantı yada karın ağrısı,midede şişkinlik ve gaz.
· Şiddetli ölüm korkusu
· Kendine ve çevresine yabancılaşma hissi.
Amerika psikiyatri Birliği, panik nöbetini yukarıdaki; fiziksel ve ruhsal belirtilerden en az dördünün eşlik ettiği, herhangi bir dış uyarana bağlı olmaksızın ortaya çıkan bunaltı ve korku dalgası olarak betimlemektedir.
Panikatak Yaygın Bir Hastalık mı?
Panik bozukluğu hastalığının genel nüfus içerisinde yaygınlığı %5-8 olarak bildirmektedir.Buna ek olarak panik bozukluk tanı kriterlerini karşılamadan, erişkinlerin değişik nedenlere bağlı olarak %20-25’inin panik nöbetleri geçirdikleri saptanmıştır.Kadınlarda erkeklere göre iki misli daha fazla görüldüğü ifade edilmektedir.
Bunun nedeni konusunda değişik görüşler vardır. Panik nöbeti geçiren erkeklerin daha az yardım arayışı içine girdiği ve belirtileri baskılamak için alkole başvurdukları iddia edilmektedir.Diğer bir görüşe göre; genel olarak bunaltı bozuklukları ve depresyonların kadınlarda daha çok görülmesinin kadının hem ruhsal hem de biyolojik açıdan daha fazla strese maruz kalması ile ilgilidir...
Son Yıllarda Panikatak Neden Bu Kadar Yaygınlaştı?
Özellikle büyük şehirlerde ; hırsızlık,kap kaç terörü,trafikteki keşmekeş, hava ve çevre kirliliği, insan ilişkilerindeki yapaylık ve bencillikler; hormonlu gıdalar, teknolojik kirlenme; yüksek binalar,asansörler, köprü ve viyadükler, metro gibi taşıma vasıtaları ;iş yaşamındaki rekabetler ,ayakta kalma mücadeleleri insandaki kaygı düzeyini artırmaktadır.Köy-kırsal alanlarda panikatak daha azdır.Şehir ve modern yaşam kaygı ve stresi artırdığından panikatak yaygınlaşmaktadır.Kişilik olarak evhamlı,endişeli, mükemmeliyetçi, hırslı duygusal insanlar şehir yaşamının stresinden en çok nasibini almaktadır. Özellikle Sanat ve sahne camiası, medya, tekstil sektörü panikatağa en çok maruz kalan sektörlerdir.Zerrin Özer,İzel, Sezen Aksu, Deniz Seki,İpek Tuzcuoğlu, Nihat Odabaşı gibi bir çok sanatçı medyada panikatak yaşadıklarını açıkladılar.
Panikatağın Nedenleri:
Bu hastalığın nedeni tam olarak bilinmemektedir.Bazı bilim adamlarına göre psikolojik etkilenmeler,örselenmeler;bazı araştırmacılara göre ise olayın biyolojik temeli olduğundan söz edilmektedir.Bu tezi desteklemek için sodyum Laktat denen kimyasal maddeden yararlanılmıştır.Bu madde panik nöbetleri olan insanlarda nöbeti oluşturmaktadır.Kafein,mariuhana ve karbondioksit de panik nöbeti oluşturabilmektedir. Bu maddelerin oluşturduğu nöbetler panik bozukluğu tedavisinde kullanılan ilaçlarla önlenebilmektedir.aynı aile bireylerinde daha fazla panik bozukluğun görülmesi genetik geçişi de düşündürmektedir.panik bozukluğu olan kişilerin birinci derecede biyolojik akrabalarından bu bozukluğun görülme olasılığı 4-7
Kat daha fazladır.Beyinde elektronik olarak oluşturulan görüntü sonuçları(Beyinde PET taraması)panik bozukluklu hastaların beyinlerinin belirli bölgelerinde kimyasal anormallikler olduğunu göstermiştir.Psikolojik bir görüşe göre;ebeveynlerden birinin ölmesi, ayrılıklar ve çocuğun yalnız kalması, aşırı bağımlı yetişmesi de panikataklara zemin hazırlamaktadır.
Panikatak diğer bir çok psikiyatrik ve biyolojik hastalıkta da görülebilir.
Depresyonların yarısına panikte eşlik etmektedir.Bazen panik tedavi edildikten sonra alttaki depresyon ortaya çıkar...
Sosyal Fobiklerde, Genel Kaygı bozukluğu, Takıntı-Saplantı hastalığında, hastalık hastalığında da panikatak görülebilir.
Son yıllarda gençler arasında yaygın kullanılan Esrar, Extazi gibi uyarıcılar, Kokainde ciddi paniklere yol açmaktadır. Tek bir dozla bize gelen onlarca genç vardır. Yoğun Alkol kullanımı yada birden bırakılması durumlarında da panikatak ortaya çıkabilir.Yeşil reçete ilaç bağımlılarında da ilaç bulamadıklarında ortaya çıkabilir...
Biyolojik Nedenler arasında; Guatr,kansızlık,vitamin eksiklikleri, şeker hastalığı, kalp hastalığı,beyin hastalıkları, enfeksiyon hastalıkları sayılabilir.Son 5 yılda Üst solunum yollarında enfeksiyonlara neden olan virüsler de panikatağa yol açmaktadır. Tedavi amaçlı kullanılan bazı antibiyotikler, kortizon ve romatizma ilaçları, diş çekimi veya ameliyat esnasında uygulanan anestezik maddeler de duyarlı insanlarda paniği tetiklemektedir.
PANİK ATAĞIN GELMEMESİ İÇİN GELİŞTİRİLEN DAVRANIŞLAR
Panik Bozukluklu hastaların Düşünce ve Davranış Özellikleri:
Panik Bozukluğu olan hastalar,yaşadıkları panik ataklar nedeniyle zamanla yaşamlarında bazı değişiklikler yaparlar .Çok şiddetli ölüm korkusu veya kontrolünü yitirme duygusu yaşadıklarından düşünce davranışların da aşırılıklar abartılar ,
korkular,dikkati çeker,fakat bütün bunlar hastanın elinde ve iradesinde değildir.yapılan panik tedavisiyle bütün belirtiler ortadan kalkar...
Örnekler:”Her an bana bir şey olabilir,düşüp bayılırım”korkusuyla aşağıdaki davranışlar geliştirilir:
Yanında su taşıma,
Sürekli kalbini ve nabzını dinleme ve tutma,
Tansiyon aletiyle dolaşma,sürekli tansiyonunu ölçme ve ölçtürme,
Yakınlarının adreslerini,telefonlarını özel bir şekilde yanında taşıma,
Panik krizi yaşanır endişesiyle cinsel ilişkiden kaçma,sportif aktiviteleri bırakma,
Sürekli yanında birilerinin bulunmasını isteme,yalnız kalamama,sokağa çıkamama,kalabalık , kapalı yerlere girememe,toplu taşıma vasıtalarına binememe...
Bulunduğu muhitten uzağı gidememe,
Tatile seyahate çıkamama,
Birçok sağlık sigortasına üye olup,kartları yanında taşıma,
Bir yere gideceği zaman sağlık kuruluşlarının olduğu güzargahlar dan gitme,
Sık sık,acil ünitelerine başvurup kalp grafikleri(EKG)çektirme,Check-Up,lar Yaptırma,
Berbere diş hekimine gidememe,
Boğazını sıkan bir şey giyememe,
Sütyen takmaktan sıkıntı duyma,
Kriz gelir diye sexten uzaklaşma Camiye gidememe,veya en arka safta namaz kılma, Cenaze arabası,ambulans,itfaiye aracı görünce hastanelere gidince fenalaşma hissi,
Uyanamama,uykuda panikle ölürüm diye uyumama,uykusunu kaçırma.”Herkes uyuyorken uyanık kalıp, herkes uyanıkken uyuma”davranışıyla kendisini garantiye alma…
Tansiyon yükselecek,kalp krizi geçirilecek veya felç kalınacak korkusu ile aşırı rejim_diyet uygulaması,
Tv’lerdeki,basındaki intihar,cinayet,felaket haberlerinden aşırı etkilenme,onlar gibi olma korkusu,
Otomobilde panik yaşarım korkusu ile,otomobiline binememe,otomobilini satma,
Uçağa,vapura binememe,
Tek başına banyo yapamama,tuvalete gidememe,kapıda birisini bekletme,
Bayılırım.ölürüm diye aylarca banyo yapamama,
panik krizi geçtikten sonra,aşırı yorgunluk,keyifsizlik halinin ortaya çıkması. Tünellerden,köprülerden geçememe,yüksek yerlere çıkamama.Kendisini aşağı atma korkusu,. Panik anında bayılırım korkusuyla organlarını ve cildini belli etmeyecek giysi giymek.Değerli Takı takmamak Panik sürecinde tuvalete gitme isteği Daha fazla güvenebileceği birilerinin yanına taşınma (aileden biri,doktoru ya da hastanelere yakın...) Kriz süresince bildiği bütün duaları okumak.uyumadan önce dua etmek Birgün panikle ölebilirim diye yakınlarına ve sevdiklerine servetini dağıtma ve vasiyet yazma. Her gömleğinin , ceketinin cebine kriz anında kullanılmak üzere ilaç koyma. Issız ve şehirden uzak yerlere gidememe
Karlı havalarda ana yollardaki eş dost akraba yanında kalma. Maddiyat varsa 4x4 jeep alma.
Gece yaşamı, alkol, çapkınlık varsa bunlardan vazgeçme.
Dini inanç varsa bunu derinleştirip ibadetlere başlama. Yoksa dine yönelme davranışı gelişir. Kadınların bir kısmı örtünüp ibadete başlar. Bir kısmı tedaviden sonra örtüsünü çıkarır…
PANİK BOZUKLUKTA, RİSK FAKTÖRLERİ
(Kimler paniğe daha yatkın?)
-Birinci derece akrabalarında panik ya da başka anksiyete bozukluğu olanlar.
-Sıkıntılı, telaşlı, aceleci, mükemmeliyetçi, insanlar.
-Düşünce ve duyguların yeterince dışarıya yansıtamayan, “içsel insanlar.”
-Alkol yada başka bağımlılık yapabilen maddelere yatkınlık ve bağımlılık
-Geçmişinde panik atak diğer anksiyete bozukluklarından bir rahatsızlık ya da depresyon geçirmiş olmak.
-Sürekli baskı altında olmak, engellenmek yada kendi kendini baskılamak.
-Sosyal fobik, kaçıngan kişilik yapıları
-Sürekli “verici” davranma “iyilik meleği”gibi davranma “hayır” diyememe.
-Öfkesini, kızgınlığı dışarıya yansıtamayan insanlar
-Dürtülerini sürekli bastıran insanlar -Cinselliği baskılamak, cinsel tatminsizlik ve yoğun bilinç dışı aldatma dürtüleri ve gizli homoseksüel eğilimleri olanlar.
-Aşırı hırslı,sürekli başarı ile beslenen,başarısızlıklarda sürekli kendisini suçlayanlar...
NEREYE KADAR PANİK?
(Paniğin seyri,gidişatı)
Panik bozukluk en çok 30’lu yaşlarda ortaya çıkar.Az sayıda çocuklukta başlar.45 yaşında başlaması olağan değildir...Gidişatı kişiden kişiye değiştiği gibi aynı kişide bile belirtiler değişebilir.Uzun süreli izleme çalışmalarında % 40’nın belirtilerden arındığı,yaklaşık % 50’sinin belirtilerinin çok hafiflediği ve yaşamlarını engellemediği saptanmıştır.% 10-20 arası belirtilerin iniş-çıkışlarla devam ettiği görülmüştür.
PANİK BOZUKLUKTA TEDAVİ
Panik atak kesinlikle kontrol altına alınabilir.
Tedavide Temel ilkeler şunlardır :
1-Panik atakları ortadan kaldırmak
2-Sürekli atak yaşayacağım diye bunaltı, kaygı yaşamayı önlemek.
3-Panik atak korkusuyla yapılmayan davranışların yapılır hale gelmesi ( tek başına yola çıkabilmek, kapalı mekanlara girebilmek, yalnız kalabilmek gibi... )
4-Panikle birlikte görülebilen diğer bedensel ve psikolojik sorunları gidermek
5-Zamanla paniği önemsemeyecek ve unutacak seviyeye gelmek
6-Panikten dolayı bozulan aile , iş-sosyal yaşamın eskisi gibi normalleşmesi.
7-Hiçbir panik belirtisi ve davranışı olmadığı halde tedaviye bir süre daha devam ettirmek.
Hasta-hekim arasında çok iyi bir iletişim olmalıdır.Hasta hekimine her an ulaşmalıdır.
Tedavide kullanılan ana ilaçlar antidepresanlardır.Yardımcı olarak; sakinleştiriciler yatıştırıcılar, bedensel belirtileri önleyen ilaçlar kullanılır.
Antidepresanların bir kısmı eski kuşak ilaçlardır. (Anafranil, tofranil, ludiomil, insidon, laroxyl, tolvon... gibi )
Yeni kuşak ,ilaçlar ( efexör, seroxat, cipram, remeron, prozac, lustral,cipralex, faverin, gibi.. )
Bu ilaçların içinde paniğe iyi gelen 4-5 ‘i geçmez. Hekimin yaptığı muayene ve tecrübesi sonuca en uygun ilaç seçilir.Bir ilaç her hasta da aynı sonucu vermeyebilir.
İlaçların bir kısmı ( eski kuşak ) başlangıçta belirtileri arttırabilir, ağız kuruluğu, sıcaklık hissi, terleme,kiloartışı ,kabızlık,cinsel problemler yapabilir.Yeni kuşakta bulantı,titreme,cinsek problemler,kilo artışı gibi yan etkileri olabilir.Bunlar kalıcı değildir.Bir süre sonra azalabilirler.
Panik bozuklukta ilaç tedavisinin en aşağı bir buçuk yıl olması gerekir.Bazılarında daha uzun süre gerekebilir.
-Hekim önerisi dışında kesinlikle ilaç almamak gerekir.
-Panik belirtileri düzelir düzelmez ilaçları ne azaltmak nede kesmek gerekir.Yoksa kısa sürede tekrarlar.
-Yardımcı ilaçlar yeşil reçeteye tabi olanlar ( Xanax, diazem,nervium benzeri ilaçlar. )
Ve bazı kalp-tansiyon ve mide ilaçlarıdır. Bunların kısa süreli kullanılması gerekir.
-Başka hastalıklarınız nedeniyle ilaç alacaksanız doktorunuza danışın.
-ilaçlar zamanla iştahınızı arttırır.özellikle –tatlıya- karşı dayanılmaz istek olur. Bunun için tedbir alın bol su için, meyve ağırlıklı beslenin.
İlaç tedavisi dışında –bilişsel,davranışsal,terapi’nin panikte iyi sonuç verdiği bilinmektedir.
Burada kişinin bedensel belirtileri algılama ve onlara “ kötü anlamlar yükleme” olayı anlatılır.
Düşünce , beden ve belirtilerin ilişkisi; belirtilerini – düşünceyi nasıl etkilediği konuşulur.Yani önce hastalığın nasıl oluştuğu, belirtilerinin anlamını ne olduğu ve nelere yol açamayacağı anlatılır. Daha sonra kaçınma davranışlarının nasıl yok edileceğini geçilir.Bunları mutlaka bir terapistle birlikte yürütmek gerekir.
Terapiye istekli ve azimli olduktan sonra bir ayla üç ay arasında epey yol alınır.
-Panikli olmak bir “kader” olmamalı.
-Paniğin süresi ne kadar olursa olsun, tedavi edilebilir.Yirmi otuz yıllık panikleri Depam’da çok tedavi ettiğimiz belirtmek isterim.
PANİK ATAKTA EN ÇOK SORULAN SORULAR ve CEVAPLARI :
-Panik atak kalp krizine yol açar mı ?
-HAYIR
-Panik felce yol açar mı ?
-HAYIR
-Panik anında ölebilir miyim?
-HAYIR
-Panik anında kendimi, kontrolümü yitirir kendime ve çevreme zarar verebilir miyim ?
-HAYIR
-Panik atak bayılmaya sebep olur mu ?
-HAYIR
-Deliliğe yol açar mı ?
-HAYIR
-Uçakta panik atak gelirse ölür müyüm ?
-HAYIR
-Tedavisi var mıdır?
-EVET
-İlaç beyni nasıl etkiler, düşünceyi ve davranışı nasıl değiştirir...? Beyindeki “ alarm” sistemindeki hassasiyeti giderir. Bozulan dengeleri düzenleyerek aşırı bedensel duyum ve belirtileri yok eder!
Aklımız beynimizden uzaklaşmaya başlar ve yaşamın diğer yanlarını tekrar görmeye algılamaya başlarız.Zamanla paniği unutur hale geliriz.
-Panik Tekrarlar mı ?
Biyolojik, Sosyo-kültürel-ekonomik ve psikolojik şartlar müsaitse her hastalık gibi panikte tekrarlayabilir.Fakat ciddi uzun süreli bir tedavi ile tekrar riski azalır.Ayrıca tekrarlayacaksa çok hafif tekrarlar.Kontrol edilebilir seviyede olur.Bazen doktora bile ihtiyaç duyulmaz. Tedavide paniği kontrol altına almak ve onu tanımak ne yapıp-yapamayacağını bilmek önemlidir.
-Panik şizofreniye çevirir mi?
-HAYIR
-Alkol alarak paniği yenebilir miyim ?
-HAYIR ( zamanla artar ve bağımlılık gelişir.)
-Kendimi dine inanca versem geçer mi ?
-Paniğin inançsızlık ve ibadetsizlikle ilgisi yoktur. “inançlı” insanlarda’da panik yaşanır.
-Yanımda ilaç,adres ve telefonlar,su,bisküvi,tansiyon aleti vs.. taşıyorum. Olmayınca yola çıkamıyorum bir şey olur mu ?
Bağlanma , garantiye alma ihtiyacından yola çıkıyorsunuz.Tedavi ile yavaş yavaş bu bağlanma nesnelerinden kurtulmak,özgür ve özgüvene dayalı “ sahaya” çıkmanız mümkündür.
-Spor paniği arttırır mı ?
-HAYIR ( faydası vardır )
-Sex yapabilir miyim ?
-EVET
-Panik geldiğinde acile gideyim mi ?
-HAYIR ( Daha önceki nöbetler nasıl geçtiyse bu nöbette geçecek )
-Panik depresyonla beraber olur mu ?
-EVET
-Panik anında boğazım düğümleniyor,tıkanıyorum.Nefessiz kalıp ölebilirmiyim.
-HAYIR
-İlaçla beraber alkol alınır mı?
-Çoğunlukla HAYIR,fakat doktorunuza danışmakta yarar var...
-İlaçlar bağımlılık yapar mı?
-Hayat boyu kullanmam gerekir mi?
-HAYIR
-Panikten dolayı işimi değiştirip,veya bırakayım mı?
-HAYIR-Kesinlikle işinizi bırakmayın ve değiştirmeyin.
-İlaçlar,yiyecekler içecekler boğazımı tıkar mı? Boğulur muyum?
-HAYIR
-Bana büyü yapılmış veya ‘cin’ çarpmış olabilir mi?
Paniğin bunlarla hiçbir ilişkisi yoktur kesinlikle hocalara,büyücülere,medyumlara, biyoenerjiyle uğraşanlara gitmeyin.
ÖNERİLER
1-Hastalık hakkında doktorunuzdan ve yayınlardan çok iyi bilgi alın.
Temel Kural:”Düşmanını Tanı”
Sana ne yapıp ne yapamayacağını bil!
2-Dahili,fiziksel muayeneler ve tahlillerde hiçbir şey yoksa;bir daha tahlil yaptırmayın ve dahili muayeneye gitmeyin.
3-Her hastanın tedavi süresi,onun kişiliğine durumuna bağlı olduğundan tedavi süresini bilin ve bu süreyi en verimli bir şekilde kullanın.
4-Yakınlarınızıda doktorla görüştürün.Hastalığın sizin elinizde ve iradenizde olmadığını öğrensinler ve size”yüklenmesinler”
5-Umudunuzu ve kendinize olan güveninizi hiçbir zaman yitirmeyin.”Başaracağım,bu hastalığı yeneceğim ve yaşama sımsıkı sarılacağım. Kendime inanıyorum ve güveniyorum!”
Telkinini sık sık yenileyin.
6-mümkünse her gün yarım saat yürüyüş yapın.
7-Her gün duş alın
8-Yüzme imkanınız varsa yüzün
9-Yılda iki kez tatil yapın.
10-Çözemediğiniz ve sizinle direkt ilişkisi olmayan sorunlarda üzülmeyin.
“Kulak arkası edin.”
11-Kahve ,koyu çay, kolalı içeceklerden uzak durun.
12-Midenizi tıka basa doldurmayın, uzun süre aç kalmayın.
13-Sizin gibi panik yaşayan insanlarla bir araya gelin.Sosyal-kültürel faaliyetlerde bulunun.
14-Panik krizini hissettiğiniz an dikkatinizi başka yere vermeye çalışın
15-Nefes egzersizleri yapın (Derin nefes alıp içinizde tutun ona kadar sayın ve ağzınızdan üfler gibi yavaş yavaş verin)
16-Her gün gevşeme ( relaksasyon ) egzersizleri yapın.Bütün vücut kaslarınızı kasıp sonra gevşetin.
17-Sex yaşamınızı canlandırın,fanteziler üretin
PANİK BOZUKLUK BİLGİLENDİRME YARDIMLAŞMA ve DOSTLUK KULÜBÜ
“Damdan düşeni” en iyi “damdan düşen” anlar gerçeğiyle kulübümüzü kurduk.Panik bozukluk tedavisinin değişik aşamalarında olanlar,iyileşenler kulübümüze katılabilirler.
-Kulübümüz depresyon ve panik bozukluk merkezimizin (DEPAM) katkılarıyla kurulmuştur.
-Üyelerimizle her ay İstanbul’un doğa ile iç içe bir mekanında kahvaltılı toplantı yapıyoruz.
-Eşler yada partnerler içinde organizasyon yapılmaktadır.( Ayrı masada soruları cevaplandırılmakta ve bilgilendirilmektedir. )
-Kaçınma davranışı olanlarla uzman eşliğinde korkularının üzerine gitme tedavisi yapılmaktadır ( Asansöre,vasıtalara binme, alış-veriş merkezlerine gitme, uzun yola çıkma, gemiye binme...gibi)
-Üyelerimizle beraber sinema,tiyatro,konser ve sportif aktiviteler düzenlemekteyiz.
-Üyelerimiz sürekli uzmanlara ve birbirlerine ulaşabilmektedirler. (telefonla,internetle)
Bu amaçla kurduğumuz İNTERAKTİF ; www.panik-atak.com ve www.depam.com sitelerimiz de 24 saat iletişim halindeyiz.
Uz.Dr.Nihat Kaya
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Panik Atak mı Kalp Krizi mi? Panik Bozukluk, Korku ve Kaygılar" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Nihat KAYA'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Nihat KAYA'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
3 Beğeni
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.