2007'den Bugüne 92,312 Tavsiye, 28,221 Uzman ve 19,979 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Psikolojik Sağlığımızı Koruyucu Mekanizmalar ve Doğal Tepkilerimizin Anotomisi
MAKALE #4426 © Yazan Psk.İzzet GÜLLÜ | Yayın Şubat 2010 | 4,778 Okuyucu
Yaşadığımız dünyada psikolojik sağlığımızı tehdit eden bazı düşmanlar vardır. Bunlara kısaca "olumsuz yaşam olayları" diyebiliriz. Sevilen kişi kayıpları, ayrılıklar, hastalıklar, iflaslar, boşanmalar, göçler… Örneklerini daha da çoğaltabileceğimiz bu ve benzeri yaşam olayları karşısında insanoğlu savunmasız / korunmasız bırakılmamış, bir dizi savunma ve savaşım sistemleriyle de donatılmıştır. Psikolojik sağlığımızı ve dengemizi koruyarak hayatımızı mümkün kılma amacına hizmet eden bu eşsiz savunma sistemlerimizden bazıları şunlardır:

Korku Tepkisi

Organizmayı koruma ve vadesi dolup da ölene kadar ki süreçte yaşamını devam ettirme işlevi gören temel savunma sistemlerinin başında "korku" duygusu gelir. Bu duygu ile insanoğlu tehlikeli durumlardan ve olaylardan evvela uzak tutulur. Çünkü insanoğlu yapısı gereği korktuğu şeyden uzak durur, kaçınır. Organizmamız bu gerçeği çok önceden bilir, herhangi bir tehlike sezdiğ
i anda kişide kaçınma davranışına yol açan korku duygusunu ortaya çıkarır. Böylece kişi tehlikeli durumlardan korunmuş ve yaşamını sürdürmesi sağlanmış olur.
Düşünün, bu duygu olmasaydı kimse hastalanmaktan korkmazdı. Korkmadığı için de hijyene, trafik kurallarına ve sağlıklı beslenmeye gerektiği şekilde özen göstermezdi. Böylece de yaşamda uzun süre kalabilmesi pek mümkün olmazdı. Yine sözkonusu korku olmasaydı 5. kattaki evinin penceresini silen Aliye Hanım hiç bir tedbir almadan pekala aşağı doğru sarkabilirdi ve belkide düşerek bir uzvunu yahut yaşamını kaybedebilirdi. O bakımdan korku duygusu insanın hayatta kalmasına hizmet eden son derece sağlıklı ve işlevsel bir tepki biçimidir.


Tiksinti Hissi

Dikkat edin, hiç kimse temiz olan şeylerden tiksinmez. Tisksindiğimiz şeyler hep pis olan şeylerdir. Bu bir tesadüf müdür? Bir düşünürün dediği gibi, "Kainatta tesadüfe asla tesadüf edilmez." Elbette ki bu duygunun varlığı ve sadece pis şeylerle ilgili oluşu da aynı şekilde kör bir tesadüfün ürünü olamaz.

Bilindiği üzere pis olan maddeler veya ortamlar genellikle mikrop, bakteri, virüs gibi mikroorganizmaları kolayca barındırma, dolayısı ile hastalık taşıyıcı olma gibi bir özelliğe sahiptir. Organizmamız bu gerçeği doğuştan bilir, dolayısı ile de pis madde ve ortamlarla karşılaştığında (hatta karşılaşmadan çok önce, daha adını duyduğu anda) kişide otomatik olarak tiksinme hissi üretir ve bu şekilde kişiyi sözkonusu tehlikeli durumdan uzak tutmaya çalışır.

Sevgi Duygusu

İnsan sadece korunmaya muhtaç bir varlık değildir. Onun yaşamını idame edebilmesi için gerekli olan bazı temel ihtiyaçları da vardır. Sevdiklerimiz genellikle bu ihtiyaçlarımızı karşılama olanağına sahip olduğumuz müstesna kişilerdir. Örneğin bu kişiler ihtiyacımız olduğunda bize daha çok ve daha çabuk yardım ederler. Bu nedenle organizmamız tehlikeli bulmadığı, üstelik sevme, sevilme, ilgi görme, beğenilme, iltifat duyma, paylaşma gibi bir takım psikolojik gereksinimlerini de kolayca karşılayabildiği kişi ya da kişilere karşı otomatik olarak sevgi duygusu üretir. Sevgide korku duygusunda söz konusu olan "kaçındırıcılık" özelliğinin aksine "yakınlaştırıcı" bir nitelik mevcuttur. Böylece organizmamız sevgi duygusu üretimi yolu ile belli ihtiyaçlarını yöneldiği sevgi nesnesinden kesintisiz bir biçimde karşılamış olur.

Kıskançlık Tepkisi ve İşlevi

İnsan hiç tanımadığı kişileri değil, genellikle yakınında bulunan, en çok da sevdiği kişileri kıskanır. Sevilen kişiler ise az önce de ifade edildiği gibi bazı insani ihtiyaçlarımızı karşıladığımız ve bizim için çok gerekli olan özel kişilerdir. Organizmamız çok az dahi olsa kaybetme riski bulunan kişilerle ve ortamlarla karşılaştığında kıskançlık duygusu üretimine başvurarak bu kişileri muhtemel tehlikeden "neme lazım, ne şeytanı gör ne de salavat getir" diyerek uzak tutmaya çalışır. Yani kıskançlık da temelde koruyucu işlevi olan bir duygu çeşididir. Bu duygu da aynı sevgi gibi sevme, sevilme, paylaşım gibi diğer insani ihtiyaçların karşılanabilmesini (sadece farklı bir koldan) sağlamaya çalışır.

Öfke ve İşlevi

Gerçekçi bir nedene bağlı öfke duygusu doğası gereği muhatabında ani bir irkilme ve korkma duygusuna yol açar. Bu korku ise muhatabını çoğu zaman geri adım atmaya, riskli sınırların dışına çekilmeye sevkeder. Öfke duygusu ekseriyetle haksızlığa uğrama durumlarında ortaya çıkar. Bu nedenle bizi korumakla vazifelendirilmiş organizmamız bu duygu yoluyla sahibini haksızlıktan ve benzeri olumsuz olaylardan, en çok da bu türden olayların yaşatabileceği travmatik sonuçlardan korumaya çalışır. Çünkü bilimum hakzsızlıklar insanı olumsuz olarak etkileme potansiyeli taşıyan kritik yaşantılardır. (Burada, gerçekçi bir nedene bağlı olmayan patolojik öfkeyi ayırdetmekte yarar vardır. Patolojik öfkede bozulan, bu yüzden de sürekli yanıp sönen bir sinyal gibi gerekli - gereksiz tepki üretme sorunu vardır.)

Şok Tepkisi
İnsan uzun yaşam yolculuğunda bazen psikolojik olarak çok örseleneceği, altından kalkmakta zorlanacağı olumsuz yaşantılarla da karşılaşabilir. Beklenmedik depremler, ani yangınlar ve yıkıcı sel baskınları gibi. Bu gibi olaylarda sevilen kişi kayıpları çok fazla olabilir. Bu nedenle, böylesi ani nitelikli ve yoğun duyguların bir arada yaşandığı istisnai zamanlarda organizmamız elindeki etkili silahlardan biri olan şok sistemini devreye sokar. Böylece kişiyi -geçici bir süreliğine- olayın bilinçli farkındalık eşiğinin dışında tutar. Yeterli zaman geçip de az da olsa duyarsızlaşma oluştuğunda (zihnen hazır olunduğunda) ise kişi yavaş yavaş olayın idrakine sevkedilir. Bu şekilde, böylesi tehlikeli bir durumu kişinin en az kayıpla, daha az örselenmişlikle geçiştirmesi sağlanmış olur.

Unutma Tepkisi
Travmatik bir etkiyle ortaya çıkmamış, ateşli hastalıklar sonucu yahut yaşlılık gibi organlardaki eskimeye bağlı olarak gelişmemiş, niteliği doğal olan unutma yaşantısı da aslında organizmamızın baş vurduğu sağlıklı bir koruma ve yaşatma refleksidir. Böylece kişilerin örseleyici yaşantıların acı ve ızdırabından daha az etkilenmesi sağlanmış olur. Uzun yaşam yolculuğumuzda her geçen gün yeni olumsuzluklar yaşadığımız halde hiç birisini unutmadığımızı, unutmadığımız için de sürekli etkilendiğimizi düşünsenize! (Ben bunu sürekli çay, kola, ayran, su içip de tuvaletemizi hiç bir zaman yapmamaya benzetiyorum). Üstüste binerek ağırlığı sürekli artan bu yükü hangi organizma ne kadar süre kaldırabilirdi! Bu durumda sanırım herkes psikotik ataklar geçirirdi, akıl hastası olurdu.
İnkar Tepkisi

İnkar tepkisi de aynı şekilde gerçeği kabullenmenin zor olduğu dönemlerde geçici olarak başvurulan ve aynı şekilde kişiyi koruyucu işlevi olan bir savunma tepkisidir. Kişi olumsuz bir yaşam olayı ile karşılaştığı anda bilinç dışı olarak ve temelde ruhsal bütünlüğünü korumak amacıyla geçici birsüre gerçeği inkar yoluna gidebilir. Böylece bu sistem vasıtası ile kişinin örselenmesi en aza, katlanılabilir derecelere indirilmiş olur. Daha çok bu süreç "olumsuz gelişen ani bir olayla başlar; evvela inkar, ardından yaşanılacak olan yas ve nihayetinde ise gerçeği kabullenme" şeklinde bir sıra izler.


Mantığa Bürüme

Organizmamız "inkar, şok" gibi ileri dereceli tepkilere gerek olmayan, ancak yine de kişileri etkileyebilecek olaylar karşısında bahsettiklerimden nispeten de olsa farklı başka teknikler de devreye sokar. Bunlardan biri de "mantığa bürüme" savunma mekanizmasıdır. Bu şekilde bir yöntemle, karşı karşıya bulunulan sorun mantığın alacağı şekle sokulur, böylece bir ömür lazım olan sınırlı yaşam enerjimiz daha iktisatlı kullanılmış olur. Mantığa bürüme yoluyla kişi mevcut durumu istemdışı bir çarpıtma yoluyla kendi mantığı lehine yorumlamış, bu şekilde ilgili olaydan daha az etkilenmiş olur.

Ayrıca muhteşem bir fabrika olan organizmamız ruhsal bütünlüğü koruyabilmek amacıyla yeri geldiğinde yansıtma, karşı tepki geliştirme, yüceltme, ödünleme gibi başka savunma mekanizmaları da kullanır.

Psk. İzzet Güllü
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Psikolojik Sağlığımızı Koruyucu Mekanizmalar ve Doğal Tepkilerimizin Anotomisi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     4 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İzzet GÜLLÜ Fotoğraf
Psk.İzzet GÜLLÜ
Sakarya (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi18 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.İzzet GÜLLÜ'nün Yazıları
► Aşırı Koruyucu Ebeveyn Psk.Hümeyra ERGÜL
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,979 uzman makalesi arasında 'Psikolojik Sağlığımızı Koruyucu Mekanizmalar ve Doğal Tepkilerimizin Anotomisi' başlığıyla benzeşen toplam 53 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Bir Veda Yazısı Haziran 2018
◊ Bu Yazıyı İyi Anla ÇOK OKUNUYOR Haziran 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


21:47
Top