2007'den Bugüne 92,227 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,962 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Anne- Baba ve Öğrencilere Başarı Tüyoları
MAKALE #4650 © Yazan Psk.Dnş.Ayla KETRE | Yayın Mart 2010 | 6,168 Okuyucu
Ara karneler verildi ve iyisiyle kötüsüyle çocuklarımız değerlendirildi. Ama aslında burada dikkat edilmesi gereken şey tam olarak da bu olmalı. Değerlendirilen şeyin “çocuklarımızn olmadığı” “akademik başarı”nın olduğudur. (çocukların ders çalışma, dersi dinleme, dersi algılama, dersi değerlendirme, derse hazırlanma, dersi önemseme, okulu anlamlandırma ) .
Ancak sıklıkla karşımıza çıkan şey alınan karne ile direk çocuğun etiketlendiğidir. “Başarısızsın” “Bezeriksizsin” “Tembelsin” . Oysa aslında “bu dönem A, B, C derslerinde gerekli görülen başarıyı gösteremedin”, tarzındaki bir yorum daha sağlıklı olacaktır.

Başarısızlık için direk çocuğu suçlamaya yönelmek, bir tanıdığımızın çocuğunun elde ettiği başarı ile kendi çocuğumuzun başarısını kıyaslamak yerine ebeveynler olarak bunun nedenlerini kritik etmekte büyük fayda vardır. Nitekim başarısızlık nedenleri olarak biyololojik, psikolojik ya da sosyolojik birden çok neden olabilir. Çocuğunuzun dikkat eksikliği gibi biyolojik bir nedeni olabileceği gibi, kaygı- bunaltı gibi bir psikolojik nedeni ya da aidiyet gibi bir sosyolojik anlamı da olabilir. Yani aslında başarısızlık nedeni asla tek bir nedenle açıklmaya çalışmak doğru bir yaklaşım olmaz. İyice analiz etmekte fayda vardır her zaman.

Ancak yine de klinik gözlemlerimiz neticesinde başarısızlık nedenlerine baktığımızda sıklıkla karşımıza öğrencilerin nasıl ders çalışmaları gerektiğini bilmedikleri, başarıya yönelik “başaramam” ya da “ya başaramazsam” kaygısı taşıdıkları, niçin okudukları ya da okula gitmeye yönelik nihai belirgin bir hedeflerinin olmadığı, okul ile ilgili bir takım olumsuz yaşantıları olmuşsa bunu sürekli olarak anılarında canlı tuttukları ve her okula gittiklerinde aynı olumsuz duygulara yöneldikleri, des çalışma ile haz duygusunu birleştirmek yerine ders çalışma ile acı duygusunu birleştirdiklerini gözlemlemekteyiz.

Bir kere psikolojide temel bir kural vardır. İnsanlar bir davranışı bir nedenden dolayı yaparlar. Ya “acıdan kaçmak” ya da “hazza ulaşmak” için bir eylemde bulunur insanlar. Bir öğrenci gözünden bakarsak olaya. Bir öğrenci okula gitmek, derslerini çalışmak için kendi içinde bir neden bulmazsa o zaman saatlerini ya uykuda, ya bilgisayar başında, ya TV karşısında ya cep telefonuyla geçiriyor. Yani özetle insan oğlu aslında hep bir haz arayışı içinde. O halde önce anne-babalar olarak çocuklarımızın okulun acı verici olduğu izlenimini kırmakla başlayalım işe. Eğer okul, ödevler ve ders çalışmak zevk ile değil de acı ile birleştirilmişse çocuğunuz hep bu işlerden kaçacaktır. Ve siz hayatınız boyunca derse, okula ,ödevlere doğru çocuğunuzu iteceksiniz. O da acı duyduğu bu aktiviteden kaçacak. Bu savaş aranızda hep sürüp gidecek. Bu döngüyü mutlaka kırmalısınız.


Okul ve ders başarısı birbiriyle iç içe geçmiş süreçler halince işler. Sabah öğrenci yatağından kalkarken okula “niçin” gittiğini bilerek gitmelidir. Bir amacı bir hedefi yoksa mutlaka bir hedef edindirmelidir. Nitekim bazı bireyler “kaçınmacı” motivasyona sahipken bazı insanlar da “yaklaşmacı” motivasyona sahiptir. Eğer çocuğunuz yaklaşmacı motivasyona sahip ise ona okula gitmezsen adam olmazsın sürünürsün, açlık sefalet çekersin, şöyle kötü olursun böyle kötü olursun diye hayatın içinde başına gelebilecek kötü şeyleri göstermenizin bir anlamı yoktur. Çocuğunuza daha ziyade eğer okula giderse okursa eğitimine doğru düzgün devam ederse iyi bir iş ve gelecek sahip olabileceğini, bu sayede istediği ve hayal ettiği gelire ve hayat tarzına sahip olabileceğini, tatillere gidebileceğini anlatırsanız bu onun okula gitmesi için bir anlam ifade edecektir. Bu nedenle çocuğunuzu iyi tanımadan rastgele öğütlerde bulunmaktan sakınınız. Aksi halde sizi dinlemeyecekler ve giderek aranızda iletişim kopuklukları oluşacaktır.

Ne dedik sabah okula “niçin okula gidiyorum” ile başlar her şey. Sabah okula istekli giden bir öğrenci devamında dersi izlemesi, not alması, soru sorması, söz alması, derse katılması, sosyal ilişkiler kurması ile başarı zincirlerini kurmaya devam eder. Eğer bu zincirin halkalarında bir eksiklik varsa anne babaların bunları iyi bir biçimde tahlil etmeleri gerekmektedir. Çocuğunuz dikkatli mi ders dinliyor, hülyalara dalıyor mu, evde aile sorunları var da kafasına takılıyor mu, sınıf içinde kendisini nasıl görüyor, ders sırasında notlar tutuyor mu, ders sırasında söz alıyor mu, aklına takılanlar olduğunda soru soruyor mu, sınavlarında rahat mı gergin mi, öğretmenleriyle ilişkileri nasıldır, sosyal arkadaşlık ilişkileri nasıldır. Tüm bu maddeler okulda başarıyı etkileyen faktörler olarak karşımıza çıkan etkenlerdir. Ve her biri tek tek ele alınmalıdır. Eğer bir öğrenci “görsel” kökenli bir öğrenci ise ders sırasında mutlaka çeşitli renkte kalemlerle notlar tutmalı yazıp çizmelidir. Aksi takdirde çok kısa bir süre sonra dersten kopar ve hayal dünyasına kayar. Eğer bir öğrenci “dokunsal” ise mutlaka dersin içinde aktif bir biçimde katılımcı olmak ister. Bir matematik dersinde soruyu tahtada çözmek, bir fen dersinde bizzat soğanı mikroskop altında incelemek, bir coğrafya dersinde kalkıp haritada yer ve yön göstererek konuyu anlatmak ister. Bir veli çocuğunun dokunsal kökenli olduğunu bilmezse, bu çocuk sürekli sırada kıpır kıpır hareketli olacaktır, haylazlıkla değerlendirilecektir, bir türlü derse dikkatini veremeyecektir. Oysa veli çocuğunun dokunsal kökenli olduğunu bilip öğrenme tarzı hakkında öğrenci ve öğretmenleri de bilgilendirse, çocuk bireysel farklılığı nedeniyle kalkıp yaparak ederek öğrenme metodu yoluyla öğrenmiş ve böylece sınıfta öğrenme düzenini de bozmamış olacak aslında.Bu noktada velilerin çocuklarını tanımaları ve dolayısıyla okul ortamında buna göre eğitim fırsatları yaratmalarını sağlamaları gerekmektedir.

Eğitim okulla da bitmiyor elbette süreç bu kez evde devam ediyor. Çocuğunuz okula geldiğinde bu kez de okulda öğrenilenlerin tekrar edilmesi gerekmektedir. Yine burada her bir öğrencinin bireysel farklılıkları olduğunu unutmamakta fayda olduğunu hatırlatmak istiyorum velilerimize. Yani görsel kökenli bir çocuğunuz yazacak çizecek, post-it lere kağıtlara yazdıklarını sağa sola yapıştıracak, işitsel çocuğunuz bir öğretmen edasıyla belki yüksek sesle bağıra bağıra ders anlatacak, bir dokunsal çocuğunuz evde deney yapmak isteyecek vb. ama burada bilinmesi gereken en önemli şey mutlaka her gün okulda görülen konuların tekrarının yapılaması gerektiğini çocuğunuzun anlamasını sağlamanız gerekmektedir. Bunu da yine çocuğunuzun motivasyon stratejisine göre yapmanızda fayda var.

Ve unutmayın başarı için sadece çalış çalış çalış felsefesi asla doğru kabul edilemez. Başarı için ünlü dahiye bilgelik formülünü sorduklarında BAŞARI = ÇALIŞMAK+DİNLENMEK+EĞLENMEK diye cevap vermiş. Bu nedenle sürekli çalışılacağını empoze etmeniz çocuklarınızda ciddi tükenmişlik duyguları da yaramakta, derse acı duygusunu bağlamalarını sağlamakta ve daha başında dersten uzaklaşmalarına neden olmaktadır.

Çocuklarınızı başarılı olursan seni severim gibi koşullu sevgi noktasına farkında olmadan getiriseniz bu gelecekte akıl almaz onarılması çok zor yaralar açar. Başarılı ama mutsuz, içine kapanık, yalnız, hayattan zevk almayan, yetişkin rollerini kavrayamayan ve hatta çocukluğun gereklerini yaşayamamış olmanın ızdırabını süren veya yetişkinliğinde çocukça davranışlar sergileyen, kaygı ve çatışma içinde, bunalımlı, insanlardan kaçan, kendi kendisiyle kalmayı seçen birer doktor, mühendis, veteriner, avukat, bankacı, iş adamı evlatlarınız olur.


Sonuç itibariyle bir dönem geçmiş ve bir karne verilmiş ancak verilen bu karne asla çocuğunuz kimliği ile eşleştirilemez. Ancak belki çocuğunuzun “Çalışma Davranışlarını Değerlendirmek” etkili bir tutum olabilir. Bu noktada da önce neden başarısızlık elde edildiği çok iyi analiz edilmeli, bu analizden sonra başarı elde etmek için ihtiyaç duyulan kaynaklar tespit edilmeli ve çocuğa fırsat verilmeli.

Yaptığınız başarısızlık nedenleri kritiği sonucunda çocuğunda kaygı, dikkat, algı, disipline olma, erteleme, hedef belirleyememe, aidiyet, kendine güven gibi sorunları ortaya çıkarsa bir uzmandan yardım almanızda fayda var.

Sevgili öğrencilere de bir mesajım var. Geçmiş dönemde başarısız olmuş olabilirsiniz. Ancak her yeni gün, her yeni dönem sizin için de yeni bir başarı fırsatı demektir. Düşüncenizi ve iradenizi olumludan yana kullanınız. Eğer kaygıya kapılır ve kendinizi “ben beceriksizim, aptalım, başarısızım” gibi sözcüklerle etiketlerseniz bu, sizin başarı yolunda en büyük engeliniz olacaktır. Bunun yerine “ Evet, geçen dönem bir takım derslerden şu nedenlerden dolayı başarısız notlar aldım ama bu dönem nasıl başarılı olacağımı biliyorum ve başarılı olacağım” deyin kendinize ve inancınızı olumludan yanan çevirin.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Anne- Baba ve Öğrencilere Başarı Tüyoları" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Dnş.Ayla KETRE'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Dnş.Ayla KETRE'nin izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Ayla KETRE Fotoğraf
Psk.Dnş.Ayla KETRE
İçel (Mersin)
Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi11 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Dnş.Ayla KETRE'nin Yazıları
► Anne Baba Tutumları Psk.Büşra ÇOLAK YILMAZ
► Anne Baba Tutumları Psk.Damla DOĞRU GÜLÇİÇEK
► Anne Baba Tutumları Psk.Melek BAL
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,962 uzman makalesi arasında 'Anne- Baba ve Öğrencilere Başarı Tüyoları' başlığıyla benzeşen toplam 14 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Sapıklık ve Sapkınlığın Nedenleri ÇOK OKUNUYOR Nisan 2010
◊ Umuttur İnsanı Vareden Aralık 2009
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


05:45
Top