2007'den Bugüne 92,262 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Emdr Terapisi ve Travma
MAKALE #4743 © Yazan Psk.Dnş.Filiz OKUŞ TEZEL | Yayın Mart 2010 | 11,381 Okuyucu
EMDR TERAPİSİ İLE İLGİLİ SIKÇA SORULAN SORULAR

EMDR nedir?

Eye Movement Desensitization and Reprocessing (EMDR) ilaç ve hipnoz kullanılmadan yapılan bir psikoterapi uygulamasıdır. Terapist, danışanın gözlerini sağa ve sola hareket ettirerek (ki bu genelde terapistin parmağını gözlerle takip etmek şeklinde olur), beyninin her iki yarımküresini hafifçe uyarır ve bu şekilde danışanın kendisini rahatsız eden bellek ve duygulara yoğunlaşmasını sağlar. Buna alternatif olarak, dikkatin bir yönden diğer bir yöne aktarılmasını sağlayan çeşitli aletler de bulunmaktadır. Bu hızlı göz hareketleri (genellikle uykunun REM evresinde ortaya çıkar) veya dikkatin farklı yönlerden gelen uyarılara odaklanması, danışanın iyileşme sürecini hızlandırdığı düşünülmektedir.

EMDR ne amaçla kullanılır?

EMDR; endişe, suçluluk duygusu, öfke, travma sonrası reaksiyonları, bazı depresyon çeşitleri, fobi ve yas gibi rahatsızlık veren semptomların azaltılmasında kullanılır. Bunun yanı sıra; performans geliştirme (ör: spor ve buna benzer diğer başarı gerektiren konularda), kendilik değeri ve özgüven gibi yapılandırılması gereken duygusal kaynakların kazanımında her geçen gün daha fazla kullanılmaktadır. EMDR özellikle Travma Sonrası Stres Bozukluğu’nun iyileştirilme sürecindeki başarısıyla bilinmektedir ve bu konuda bir çok araştırma yapılmıştır.

Terapi sürecinde neler oluyor?

EMDR herkes için farklıdır çünkü iyileştirme süreci kişinin içsel durumuna göre yönlendirilmektedir. Geçmişte yaşanan bazı olaylar ve anılar, hepsi olmamakla birlikte ortaya çıkabilir ve tek bir EMDR seansıyla iyileştirilebilir. Çoğu zaman acı veren bir anı beraberinde hoş olmayan duygular veya bedensel duyular getirir. Bu çok normaldir ve EMDR durdurulmadığı sürece genelde birkaç dakikada geçmektedir, fakat danışan istediği zaman ara verilir. Genellikle, acı ve rahatsızlık veren duygular ve anılar zayıflamakta ve güçlerini kaybetmektedirler (Genel olarak birden fazla terapi seansı gerekebilir).

Neden acı veren bir anı yeniden yaşanmalıdır?

Acı veren anılar, onlardan kaçınıldığı sürece rahatsızlık verme güçlerini korurlar. Bazı anı, geri dönüş ve kabuslar, en az o olayın yaşandığı an kadar üzücü ve bunaltıcı olabilir, fakat bir yararları dokunmaz. Terapide ise, EMDR’da olduğu gibi, bu acı veren anıyla oldukça güvenli bir ortamda yüz yüze gelir ve böylece de kendinizi bunalmış hissetmezsiniz. Bu şekilde onun üzerine gidebilir ve üstesinden gelmek için harekete geçebilme cesareti bulursunuz.

Kontrol altında olacak mıyım?

Durma veya devam etme kararı her zaman danışana aittir, fakat EMDR sırasında hangi düşünce, duygu veya anıların ortaya çıkabileceğini tahmin etmek zordur. Bu, kişilerin doğal iyileşme sürecine bağlıdır. Danışan aynı zamanda, terapiste yaşadığı deneyimin ne kadarını söyleyeceğine de kendisi karar verebilir. Terapist danışanın terapi süreciden alabileceğinin en fazlasını almasında rehberlik yapar ve onu daha zorlu bölümlere devam edebilmesi için teşvik eder.

Alınması gereken önlemler var mıdır?

Evet. Terapistin EMDR ve diğer terapi yöntemleri konusunda yeterli eğitime sahip olması çok önemlidir. Aksi takdirde, yarım kaldığında ya da yanlış uygulandığında, terapinin yararsız olması hatta daha kötüsü zarar vermesi gibi bir risk ortaya çıkar. Terapistiniz aynı zamanda olası zorlukları veya EMDR’nin kullanılamayacağı durumları gözden geçirmeli, gerektiğinde sizin için daha uygun olacak başka bir terapi uygulaması önermelidir.

Daha sonra ne oluyor?

Bazı kişiler olayları, seanstan sonra günler, hatta haftalar sonra bile yaşamaya devam ediyor olabilir. Yeni hisler, oldukça canlı rüyalar, güçlü duygular, ya da hatırlamalar gündeme gelebilir. Bu, kişinin kafasını karıştırabilir fakat bu sadece iyileşme sürecinin devamıdır ve tek yapılması gereken bir sonraki seansta bunların terapiste bildirilmesidir. (Eğer bu durum sizi çok fazla rahatsız ediyorsa terapistinizle hiç beklemeden temas kurun). Rahatsızlık veren semptomlar ortadan kaldırıldığında, danışan terapistle yeni beceriler ve başa çıkma yolları geliştirmek amacıyla çalışmaya devam edebilir.

EMDR herkes için farklıdır çünkü iyileştirme süreci kişinin içsel durumuna göre yönlendirilmektedir. Geçmişte yaşanan bazı olaylar ve anılar, hepsi olmamakla birlikte ortaya çıkabilir ve tek bir EMDR seansıyla iyileştirilebilir.

Herkesin geçmişinde travma yaşantıları olabilir.
Deprem, taciz, tecavüz gibi bir defada olan büyük travmalar olabileceği gibi çok göze çarpmayan ama süreklilik sergilediği için kişiyi ilerideki yaşantısında olumsuz etkileyebilecek olan küçük ve orta büyüklükte travmalar da vardır. İkinci gruptakileri "olay" dan ziyade süreklilik arz eden "durumlar" olarak isimlendirmek daha doğru olur. Bu gruptakilerin kişi üzerinde gelecek yaşantılarında, büyük olarak nitelendirdiklerimizden daha az etki yapacaklarını söyleyemeyiz. Bu tanımlamada büyük-küçük ayrımını yaparken kastedilenin daha çok dışarıdan bakan birisinin bu olayın ciddiyeti ile ilgili görüşü olduğu izlenimini ediniyoruz. Ancak psikolojik sağlık açısından önemli olan kişinin bu olay ya da durumu iç dünyasında nasıl yaşadığıdır. Kişi çocukluğunda yaşadığı ve bir başkasının travmatik olarak isimlendireceği bir durumun etkisi ile ileride psikolojik bir problem geliştirmek zorunda değildir. Aynı şekilde, dışarıdan bakan birisinin fark edemeyeceği ama kişinin çocukluğunda maruz kaldığı olumsuz bir olay ya da devam eden bir durum o kişinin ileride psikolojik bir sıkıntı geliştirmesine neden olabilir. Örneğin, annesinin yaptığı şeyleri beğenmediğini ve büyük başarılar dışında yaptığı küçük şeyleri görmediğini algılayan bir çocuk, devam eden deneyimlerin etkisi ile gelecekte ancak çok başarılı olduğu durumlarda takdir edileceği hissine sahip olabilir ve enerjisinin büyük kısmını önemli gördüğü insanlardan büyük başarılar sağlayarak takdir almaya adayabilir. Yukarıda tanımladığımız anlamda, yani kişinin ruhsal dünyasında uzun dönemli olumsuz etki yaratan bir durum olması anlamında bu durum travmatiktir. Diğer bir deyişle, küçüklüğünde bu kişinin maruz kaldığı durum o kişi üzerinde travmatik bir etki yaratmış ve o kişinin geleceğini etkilemiştir.
Diğer önemli bir husus da çocuklukta yaşanan olumsuz bir olayın ya da maruz kalınan bir durumun kişi tarafından tamamen unutulması ve bilinçaltına atılması ya da olay ya da durum hatırlanmasına rağmen duygusal etkisinin bastırılması nedeniyle ortaya çıkan durumdur. Böyle durumlarda kişi geçmişte yaşananların şimdiki problemi üzerinde etkisi olmadığını algılar ya da etkisi olduğuna dair herhangi bir farkındalığı yoktur. Kişinin şimdiki zamanda yaşadığı korku, panik, depresyon, takıntı vb. psikolojik sıkıntıların nedeni ile ilgili bir fikri yoktur, bunlara anlam veremez ya da çok genel ifadelerle kötü bir çocukluk geçirdiğini söyler ya da belki de geçmişi ile ilgili hiçbir sıkıntısı olmadığını iddia eder.
Hatırlayalım ya da hatırlamayalım, bizde korku ya da kaygı yaratan olay ve durumları çağrıştıran şeylerden ileriki yaşantımızda korkmaya ve kaçınmaya devam edebiliyoruz. Korku ve kaygı konusuna dikkatimizi verip düşündüğümüzde, nedenini kavrayamasak da bir şeyden korktuğumuzu görebiliriz. Örneğin, korktuğumuz şeyin ne olduğunu bilebiliriz (bu şey örneğin köpek olabilir), ama bu korkunun nedenini bulamayız ve şiddetine bir anlam veremeyiz. Akşam evde yalnız kalmaktan korkuyoruzdur ama nedeni ile ilgili en ufak bir fikrimiz olmayabilir; tek bildiğimiz, her biri kendi başına travmatik olaylar olan evde tek başına kalma deneyimlerimiz esnasında ne kadar korktuğumuzdur. Kapalı yerlerden korkuyoruzdur, ancak bunun nedenini düşündüğümüzde 3 sene önce kapalı bir mekanda yaşadığımız panikten başka bir şey aklımıza gelmez; bu korkunun hala neden devam ettiği ile ilgili bir açıklamamız yoktur ya da kapalı yerdeki ilk kaygı deneyimimizin nedeni ile ilgili bir açıklama getiremeyebiliriz. Benzer bir şekilde, korku duyduğumuz anda korktuğumuz şeyin ne olduğunu dahi bilmeyebiliriz ya da bilsek de korku seviyemizin korkulan şeyin gerçekten yarattığı tehlike ile çok orantısız olduğunu ya da hiç ilgisi olmadığını söyleriz. Örneğin, topluluk içinde konuşmaktan çok korkuyoruzdur, nedeni sorulduğunda sadece "rezil olmaktan çok korkuyorum" deriz ya da ortaokulda sınıfta yaşadığımız bir sözlü sınavındaki başarısızlığımızdan bahsederiz ama erişkin yaşantımızda bu korkuyu neden bu şiddette yaşadığımızı bir türlü anlayamayız. Bütün bu durumlarda iç konuşmamız şuna benzer; "biliyorum bundan korkmam çok anlamsız / çok abartılı ama ne yapayım engel olamıyorum". Mantığımla duygularım sanki ayrı dillerden konuşuyorlardır.
Bazen korkudan korkma kendi başına travmatik bir durum olmaya başlar. Kişi korkacağını ya da kaygılanacağı hissettiği durumlardan kaçınır, hayatını korkusunu tetikleyeceğini düşündüğü durumlardan kaçınmak üzerine kurmaya başlar. İşi denizin karşı yakasındaysa ve vapura binmekten korkuyorsa karşı yakaya taşınabilir ya da işini değiştirebilir. Burada kişinin yaşadığı her korku deneyimi, ister korktuğu şeyle yüzleştiği bir durum olsun (vapurda panik atak yaşamak), isterse sadece bu durumla ilgili düşünceler olsun (vapurda panik atak yaşayacağını düşünüp kaygılanmak), kendi başına travmatik bir deneyim olabilir. Bu korku deneyimi öyle bir iz bırakabilir ki kişi benzer bir korku ya da kaygıyı yaşayacağına inandığı her durumdan kaçar. Yani korkmanın kendisi travmatik bir deneyim olmuştur.
İnsan, durup dururken psikolojik bir problem geliştirmez. İstisnalar, fizyolojik bir temeli olan ve kişide aynı zamanda psikolojik sıkıntı yaratan durumlardır; örneğin kronik bir fiziksel rahatsızlığı olan kişinin bu durumdan ötürü yaşadığı sıkıntılar bu gruba dahildir. Farkında olunan ya da olunmayan nedenler her zaman vardır. Bu durumlara istisna, tekrar etmek gerekirse fiziksel temelli psikolojik rahatsızlılardır. Burada belki de daha fazla vurgulanması gereken farkında olunmayan nedenlerdir. Psikolojik sıkıntıdan muzdarip bir kişi kendisini kötü hissederken hayatında her şeyin iyi olduğunu dolayısıyla da yardıma ihtiyacı olmadığını savunabilir. Böyle bir durumda iyileşme şansını da yitirmiş olur. Çoğu zaman sıkıntılarımızın kaynağı ile ilgili farkındalığımızı kaybediyoruz. Sıkıntılarımızın kökenleri ile ilgili bilgiler bilincimizden çıkıyor ama duygusal etkileri varlıklarını sürdürüyorlar. Sıkıntımızın nedeninin farkında olamamamız sıkıntımızın nedeni olmadığını göstermez. Şimdiki ruh halimizi etkileyen bir geçmişimizin olduğu fikri, bu geçmişten kurtulamayacağımızı düşündürtüp bizi bazen korkutsa da kaçınılmaz bir fikirdir aslında. Kötü olan, şimdiki hayatımızın, geçmişimizde yaşadığımız ve maruz kaldığımız olumsuz olaylar ve durumlar nedeniyle sıkıntılı geçiyor olmasından ziyade bu durumla ilgili bir şey yapamayacağımızı düşünmektir. Diğer bir deyişle, sorun bizi etkileyen bir geçmişimizin olması değil bu geçmişin olumsuz etkisinden kurtulamıyor olmamızdır.
Sorunu bu şekilde görebildiğimizde geçmişimizdeki olumsuz olayların ya da durumların bizi etkilemelerinin nasıl önüne geçebileceğimiz sorusu gündeme gelir. Geçmişimizi değiştiremeyiz ama o geçmiş yaşantıların bizim üzerimizdeki travmatik olumsuz etkilerini azaltabilir hatta ortadan kaldırabiliriz. Bunun nasıl yapılabileceği ile ilgili bir çok yöntem zaman içinde ortaya atılmış ve ruh sağlığı ile ilgilenen uzmanlarca bunlar denenmiştir. Son döneme damgasını vurmuş, oldukça umut vaat eden ve benim de yaygın bir şekilde kullandığım ve son derece etkili sonuçları kısa sürelerde aldığım bir psikoterapi yöntemi de yukarıda bilgi verdiğim EMDR tekniğidir.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Emdr Terapisi ve Travma" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Dnş.Filiz OKUŞ TEZEL'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Dnş.Filiz OKUŞ TEZEL'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Filiz OKUŞ TEZEL Fotoğraf
Psk.Dnş.Filiz OKUŞ TEZEL
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi47 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Dnş.Filiz OKUŞ TEZEL'in Yazıları
► Emdr Terapisi - Travma Terapisi Psk.Tülin AKYÜREK ÇİZER
► Emdr Terapisi - Emdr Nedir? Psk.Dnş.Serkan YILDIRIM
► Travma ve Emdr Psk.Dila HOTLAR
► Travma Yaşantısı ve Emdr Psk.Filiz KOÇAK
► Emdr: Travma Dedektörü Psk.Tuğçe PEKER
► Emdr ile Travma Sonrası İyileşme Psk.Caner ÖZDEMİR
► Kronik Ağrı, Travma ve Emdr Psk.Dila HOTLAR
► Emdr Terapisi Psk.Burcu MUŞDAL ÇELEBİ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Emdr Terapisi ve Travma' başlığıyla benzeşen toplam 16 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Öfke Kontrolü Eğitimi Programı ÇOK OKUNUYOR Mart 2013
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


13:26
Top