2007'den Bugüne 92,310 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Kaşınmak Uyuzluğu Artırır (Psikoloji Yazıları)
MAKALE #4778 © Yazan Psk.İzzet GÜLLÜ | Yayın Nisan 2010 | 7,991 Okuyucu
KAŞINMAK UYUZLUĞU ARTIRIR

Ünlü mütefekkir Gazali, “Kaşınmak uyuzluğu artırır.” der. Bu söz yaşamın genelinde, pek tabi ki psikoloji alanında da geçerli olan bir kanundan bahsetmektedir aslında. Anılan yasaya göre kaşınma duygusu temeldeki uyuzluk hastalığı bahçesinde filizlenir. Ardından da bu hastalık ürettiği kaşınma hissi ile kişiyi kaşınma davranışına yöneltir. Karşı karşıya olunan durumun önemiyle orantılı bir direnç gösterilmediğinde, sözkonusu güçlü eğilim yönünde harekete geçildiği takdirde bu sefer de altındaki uyuzluk hastalığı beslenir. Böylece kişinin dünyasında “daha çok kaşınma isteği duyma, daha fazla kaşınma” şeklinde sürüp gidecek olan fasit bir daire, kısır bir döngü oluşmaya başlar. Bizler bu kısır döngü içersinde dönüp duranlara “hasta” diyoruz.
Bu durum bir bakıma bataklığa saplanan bir arabanın gaza bastıkça saplanması, saplandıkça daha fazla gaza basılarak kurtarılmak istenmesine de benzer. Halbuki bu olumsuz döngü arabayı şoförüyle birlikte daha da dibe götürecektir.
Yaşadığımız pek çok sorunun doğasında yazımın başlığında da ifade ettiğim temel ilke işlemektedir. Şimdi bunlara birkaç örnek vermek istiyorum:
Depresyon
Depresyon hastalığı da aynı şekilde ürettiği “bıkkınlık, isteksizlik, keyifsizlik, bitkinlik, umutsuzluk” vb. duygularla (birnevi kaşınma isteği) kişileri temelde yatan, bunları üretip besleyen hastalığı (uyuzluğa karşılık geliyor) besleyecek bir davranış olan “kabuğuna çekilmeye, içine kapanmaya, sosyal yaşamdan kopmaya” vs. zorlar. Bu şekilde kişi uyuzluk / kaşınma örneğinde olduğu gibi bu duygularının yönelttiği istikamette davrandıkça altta yatan depresif zemini beslemiş, yine benzer bir kavşakta kaza yapmış, bir kısır döngünün ocağına düşmüş olur.
Takıntılar
Takıntılı kişi zihninde istem dışı olarak oluşan takıntılı düşünceleri istikametinde davranmak zorunda hisseder kendisini. Çünkü bu şekilde davranmadığında yaşayacağı içsel sıkıntıdan dolayı çok korkar. Bir nevi uzun vadeli kazancı değil de kısa günün karını düşünen, bu nedenle müşterisini kazıklayan, o an cebine giren üç - beş kuruşu kar sayan şaşkın esnafla aynı mantık hatasına düşer. Çünkü kişi bu sürecin götüreceği uzun vadedeki pahalı iflas gerçeğine rağmen o anlık, bir anlık rahatlamayı tercih etmiş, aynı şekilde bahsini ettiğim ilkedeki temel hatanın kucağına düşmüş demektir. Temeldeki takıntı uyuzu takıntılı davranışlar kaşınmasına neden olmuş, sonuçta kişinin uyuzu daha da artmıştır.
Fobiler
Aynı anlamda kullanılsa da fobi aslında korku demek değildir. Doğru bir ifadeyle söyleyecek olursak fobi bir hastalık türüdür ve irrasyonel korkular anlamına gelir. Bir talihsizlik neticesinde bacağını köpek ısıran bir kişi belli bir süre köpeklerden korkacaktır haliyle. Eşyanın tabiatı bunu gerektirir. Bu durumda oluşacak korku, gerek şiddetinin yoğunluğuna gerekse yaşanılan duygunun adının korku oluşuna bakılarak bir patoloji olarak kabul edilmez, edilmemelidir de. Olumsuz nitelikli bile olsa bu türden duygular, yaşanmış her şeyin tekrar yaşanabileceğini iyi bilen beynimizin bizi korumak için ürettiği sağlıklı bir duygu biçimidir aslında. İrrasyonel bir doğaya sahip olan fobilere örnek olarak fare ya da zarasız böcek korkusu verilebilir. Burada da aynı şekilde zemindeki fobi uyuzu kaçma ve kaçınma kaşınmasına yol açmış, böylece alttaki irrasyonel duygu beslenmeye başlamış demektir.
Unutmak
Yaşanılan duygusal bir birlikteliğin sonunda kişiler bazen belli nedenlerle ayrılmak zorunda kalabilirler. Bu durumda kişiler doğal olarak daha az acı çekmek maksadıyla mevcut yaşantının bütün kalıntılarını gerek zihinlerinden gerekse kalplerinden biran evvel söküp atma ihtiyacı duyabilirler. Söz konusu yaşantı sonrasında “ayrılık uyuzu” haliyle geçmiş güzel günleri ve ilişki sonrasındaki (muhtemel) zor süreci vs. hatırlama / düşünme kaşıntısına yol açacaktır. İlgili yasa gereği, sürekli hatırlama ve düşünme kaşıntılarına başvurma davranışı ise alttaki ayrılık acısı uyuzunu daha da güçlendirecektir.
Panik atak
Doğası takıntılara çok benzeyen bu hastalıkta da aynı mantıksal işleyiş geçerlidir. Takıntı atakları her nüksettiğinde kişinin içine düştüğü “…eyvah, bana ne oluyor, ölüyorum galiba” şeklindeki “düşünce kaşıntıları” kendisini doğuran panik atak uyuzunu besleyecek, sonunda temeldeki hastalığı daha da fazla kuvvetlendirecektir.
Mutsuzluk
Burada da aynı şekilde… Mutsuzluk genel manada kırıcı konuşmalara, gergin iletişimlere, enerjisiz ilişkilere, yorgun paylaşımlara, noksan peformanslara vs. zorlar. Sonra döner, bizzat nedeni olduğu bu sonuçlardan yine bu duygumuz beslenir. Bize asıl rahatsızlık veren ise işte bu kısımdır. Yani kendi elimizle üzerine eklediğimiz... Organizma doğal bir işleyişin ürünü olduğundan birincisini tolere etmeye doğuştan hazırdır. Zaten el değmemiş kaşıntı hissi kaşıma davranışlarıyla pekişmediği için kısa sürede sönecektir de. Lakin bu hissin yönelttiği kaşıma davranışı sonrası oluşan tatlı kaşıntıya organizmanın yapabileceği fazla bir şey yoktur. (Doktorlar bile bu gibi durumlarda “…yavrum keşke kaşımasaydın keşke, bak ne hale getirmişsin” der…)
Yaşam iniş çıkışlarla dolu uzun ve zorlu bir serüven... Dolayısı ile hepimiz zaman zaman “uyuz” olabiliriz. Adı uyuz, özü kaşınma olan bu hastalık bizi doğal olarak kaşınma hissine, bu his de kaşıma davranışına zorlayabilir. Ancak zorlamak, zorlanmak demek bizzat yapmak, yapmaya mecbur olmak demek değildir. Zorlanabiliriz belki, ama, yapmaya da biliriz. Rüzgar da güçlü bir zorlayıcıdır. Ağaçları, evleri, direkleri zorlar faakt çoğu zaman yerlerinden sökemez. Hatta rüzgar uçurtmaları yere düşürmez, bilakis göğe doğru yükseltir. O zaman mühim olan rüzgar karşısında bir karton parçası değil, uçurtma olabilmektir. Hayır, hayır, “peki nasıl olabiliriz hocam” demeyin hemen. Her şeyin çözümünü dışarılarda, hep başkalarında, öyle uzaklarda aramayın. Siz zaten böyle bir uçurtmasınız.
Zaman zaman, en çok da yaşamınızın güz mevsimlerinde içinizde esen güçlü “olumsuz duygu rüzgarı” sizi hangi istikamete götürmeye zorlarsa zorlasın. Gitmeyin, direnin, diretin... Gittikçe sizi daha güçlü itmeye başlayacak olan rüzgarı bu şekilde, kendi elinizle daha da kuvvetlendirmeyin. Derhal, hiçbir rüzgarın ilelebet esmeyeceği gerçeğini hatırlayın ardından da. Mühim olan söz konusu rüzgar eserken savrulmamakta, bir süre bir yerlere, bir şeylere tutunabilmekte… Ayakta dimdik durabilmekte. Unutmayın, siz o yöne uçmaya mahkum bir karton parçası değilsiniz. Siz iyi tasarlanmış, dengesi bir usta el tarafından ayarlanmış kaliteli, pahalı bir uçurtmasınız. Unutmayın, uçurtmalar rüzgarda yere çakılmazlar, bilakis ona rağmen uçtukları için yükselirler.
Dünya denilen yer hipodroma, yaşam da üzerinde geleceğe koştuğunuz ata benzer. Gerçek atlar gibi ömür atı da zaman zaman huysuzlaşabilir. O ana kadar gevşek tutunduğunuz bu ata böylesi istisnai anlarda sımsıkı tutunan bir jokey gibi davranın. Oysa çoğu böyle yapmaz, bu gibi zor durumlarda tam aksine yuları iyice bırakır, sonra da tepe taklak yere yuvarlanır. Sonra da “ne yapayım a dostlar, beni şu huysuz at attı, kimi olsa atardı” diyerek işin kolayına kaçar, kendini rahatlatır. Halbuki hiç bir at kimseyi atmaz, sadece atmak için zorlar. Kişi bizzat kendisi düşer yere. At atmak için huysuzlanır. Atmadıkça, bir süre siz iyi tutunmayı başardıkça da ehilleşir.
Sorun, dert ve de sıkıntı atlarınızı daha sıkı tutunarak ehilleştirebileceğiniz, sonra da onunla yeryüzünün en güzel kuytularında dostane bir seyahate çıkabileceğiniz mutlu bir yaşam dileğiyle…
Psk. İzzet Güllü
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Kaşınmak Uyuzluğu Artırır (Psikoloji Yazıları)" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     12 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İzzet GÜLLÜ Fotoğraf
Psk.İzzet GÜLLÜ
Sakarya (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi18 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.İzzet GÜLLÜ'nün Yazıları
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Kaşınmak Uyuzluğu Artırır (Psikoloji Yazıları)' başlığıyla benzeşen toplam 15 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Bir Veda Yazısı Haziran 2018
◊ Bu Yazıyı İyi Anla ÇOK OKUNUYOR Haziran 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


12:54
Top