2007'den Bugüne 92,309 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Kilo Aldı Diye Vücudumuzu Cezalandırmalı Mıyız ?
MAKALE #4968 © Yazan Dr.Fevzi ÖZGÖNÜL | Yayın Mayıs 2010 | 7,055 Okuyucu
İlk önce neden vücudumuzda kilo artışı oluyor onu anlamamız lazım. Normalde yetişkin bir insanın sonradan ağırlığının artmaması gerekir. Boyumuz uzamıyor, organlarımız büyümüyor, kemiklerimizde veya kas dokumuzda bir artış olmuyor, o zaman neden kilomuzda bir artış oluyor. Kilo artışımızın tek nedeni vücudumuzda bulunan yağ hücrelerinin içlerinde daha fazla yağ tutmasıdır.

Kısaca sadece yağ dokumuzda bir artış oluyor aslında , tabii ki bu yağ hücrelerinin büyümesine bağlı olarak bu dokunun sarkmaması için çevresinde bir de destek doku artışı oluyor . Bu destek dokular, içinde büyük oranda su ihtiva eder. Yani kilo artışımızın nedeni yağ ve su dokumuzdaki artışa bağlıdır diyebiliriz.Pekala bu yağ ve su dokusundaki artışın nedeni ne olabilir, şimdi de bunu açıklayalım ki bu güne kadar zayıflama adına yaptığımız çabaların aslında ne kadar yanlış ve anlamsız olduğunu daha iyi anlayabilelim ve yanlışın neresinden dönersek kardır diye hiç suçu olmayan vücudumuza daha sevecen yaklaşabilelim.

Aslında şişmanlama veya kilo artışı yavaş yavaş ve sürekli artarak seyretmez. Vücudumuz çok farklı düşünüyor. Biraz sonra anlatacağım hataları yaptığımızda, direnebildiği kadar direniyor ve sonrasında ağırlığını 8 ila 10 kilo arasında değişen bir miktarda arttırıyor, bunu basamak diye de adlandırabiliriz.

Bu artışın anlamı bundan sonra vücudun ideal ağırlığını, yani hayatını devam ettirmek için sabit tutmak zorunda olan ağırlığını, bu kilomuza göre ayarladığı anlamına geliyor. Başka bir açıklamaya göre eğer biz onu ikna edemezsek hayatımızı bu kiloda devam ettirmek zorunda olduğumuz anlamını taşıyor ki, bunu kabullenmekten başka yapabileceğimiz birşey kalmıyor.

Yaptığımız yanlışlara devam edersek bu basamak bir daha artıyor ve biz 50 kilodayken 60, sonrasında 70 olup bakıyoruz ki bütün çabalarımız boşa gitmiş. Vücudumuzla didişmek yerine hayata devam kararı alıyoruz ve kilolarım ile mutluyum demeye başlıyoruz. Biliyoruz ki eğer kilo vermeye çalışmazsak bu kiloda mutlu mesut yaşayabiliriz. Fakat hırsa kapılıp el mi yaman bey mi yaman diyerek tekrar gücümüzü topladığımızı düşünüp diyet yapmaya çalışarak veya ağır spor yaparak, onun aldığı enerjiyi günlük ihtiyacının altında tutmaya çalışarak, bir maceraya daha atıldığımızda bir süreliğine gayet rahat kilo verebiliyoruz. Fakat sonrasında normal hayata geçtiğimizde, sporu biraz azalttığımızda, hafif kaçamaklarımız olduğunda yavaş yavaş diyet öncesi kilomuza dönmeye başlıyoruz.

Çünkü vücudumuz bizim ideal kilomuzu artık öyle görüyor. Bunu lipo suction yaptıran hastalarda dahi görüyoruz. Depo görevi gören yağ hücrelerimizi ameliyat ile vücut dışına liposuction yöntemi ile alsak bile, vücudumuz ideal kilosuna dönmek için başka bölgelerimizdeki yağ hücrelerini depo olarak kullanıp veya aynı bölgemizde kalan yağ hücrelerini 40 katına kadara büyüterek sizi tekrar aynı kiloya getirebiliyor. Başka bölgelerde depo yaptığında yani göbek veya basende değilde üst bölgede depoladığında üçgen vücutlu hanımlar, memeli erkekler olabiliyoruz. Daha kötüsü aynı bölgede yani cerrahi olarak çıkarılamayan ve kalan yağ hücrelerini büyüttüğünde, girintili çıkıntılı bir göbeğe veya çok daha kötü görünümlü basenlere, bacaklara sahip olabiliyoruz.
Nasıl bir dijital fotoğrafın kalitesi mevcut piksel sayısı ile ölçülüyorsa, vücudumuzun da dış görünüşünün mükemmelliği mevcut yağ hücre sayısı ile ölçülür, halbuki kilo aldığımızda hücre sayımızda artış olmaz sadece hücrelerimiz büyür. Bunun tedavisi için bu hücreleri azaltmak değil boyutlarını küçültmemiz gerekir. Demek ki vücudumuz bizi o kiloda görmek istiyor, bunun önüne geçmemiz mümkün değil.

Mevcut zayıflama yöntemlerinde sonuç hep eski kilomuza dönerek sonuçlanıyor, bu bazen çok hızlı olabiliyor , bazen yıllar sonra bir bakıyoruz tekrar eski kilomuzdayız. Buna aslında sevinmeliyiz. Aslında çok diyet yapıp bu sistemi çok zorlamışsak bazen vücudumuz bir basamak daha çıkıp sizi 80 kiloda da görmeye başlayabilirdi, bu da sıklıkla en kötü sonuç olarak karşımıza çıkabiliyor.

Hayatınıza şöyle bir baktığınızda eğer 20-30 kilo fazlanız varsa veya çok daha fazlası, mutlaka bu anlattığım olaylar başınıza gelmiştir veya geriye kilo almasanız bile cildiniz gevşek, hala selülitiniz ve hafif te olsa bir göbeğiniz vardır ve siz hala yemekten korkuyor ve sürekli spor yapmak zorunda kalıyorsunuz yani vücudunuz hala o yüksek kiloyu istiyor ama siz ona direniyorsunuz demektir.

Yanınızda hiç spor yapmayan, hatta sizden daha çok yiyen, tatlısını da yiyerek hiç kilo problemi yaşamayan çok kıskandığınız arkadaşlarınız da olabilir. Onların metabolizması daha iyi çalışıyor veya genetik olarak farklılar, onlar şanslı kişiler diye düşünebilirsiniz ama YANILIYORSUNUZ. Onlar ne şanslılar , ne genetikleri farklı , ne de metabolizmaları daha iyi çalışıyor. Sadece biraz sonra yazacağım gibi onlar içgüdüleri ile beslenen kişiler. Bunu doğal olarak yapıyorlar ve vücudunuz nasıl sizi yüksek kiloda sabitledi, onları da ideal kilolarında sabitledi bu kadar basit.

Pekala çok basit bir uygulama olsa ve bu uygulama ile vücudunuzun bu sizi yüksek kiloda görme isteğini silsek ve vucudunuz sizi ideal kiloda görmeye başlasa ve bu işlemden sonra haftada bir kez bilgisayar ile vücudunuzu tarayarak, eğer dengesini bozdu ise onu tekrar dengeye getirsek ve dört hafta sonra aylık aralar ile onu dengede tutsak, bu arada onu aynı bir bebeği beslediğiniz gibi özenle ve kaliteli doyana kadar besleyip mevcut hareketlerinizi arttırarak barsaklarınının daha iyi çalışmasını sağlasak, ağır spor yapmadan ama sıklıkla yemeklerden sonra diğer öğüne kadar göbek bölgenizi avuç içinizle ovuşturarak aynı bir bebeğin gazını çıkarttığınız gibi ona şevkatle yaklaşsanız, onu sık sık azar azar değil günde sadece üç kere sabah öğlen ve akşam tam doyurana kadar besleseniz, böylece hayatınız yemek düşünmekle geçmese, hiç tatlı isteğiniz ve hamurişi isteğiniz olmasa ve vücudunuz önce kiloya bağlı bozulan ve hastalanan organlarını iyileştirse,hormon dengeniz düzelse, insülin direnciniz nedeniyle oluşan açlık krizleriniz ve baygınlık hissiniz kaybolsa, polikistik over sendromunuz geçse, sabahları daha dinç ve mutlu kalksanız, gece kurt gibi acıkmasanız, belli bir süre sonra arada yediğiniz pasta veya dondurma gibi şu anda zararlı olarak düşündüğünüz yiyecekleri yediğinizde bunlar size zarar vermese ve en önemlisi hiç sarkmadan cildiniz gevşemeden yavaş ama sağlıklı olarak kilo da vermeye başlasanız; Bunun için 1 yada 1,5 yılınızı vücudunuza verirmiydiniz?

Eğer cevabınız evet ise; Karboksipunctur tedavisini inceleyin. Eğer vaktiniz varsa ve ben bunu yaparım diyorsanız ikna olmak için değil öğrenmek için ücretsiz bilgilendirme toplantımıza katılın. Bu güne kadar vücudunuza hep ceza verdiniz, halbuki bedenimiz aslında bizim en hakikatli bebeğimiz dir. 90 yaşına gelebildiğimizde belki büyüttüğümüz çocuklarımız, çok daha fedakarlıklar ile baktığımız torunlarımız günümüz koşulları nedeniyle, çok isteseler de yanımızda olamayabilecekler. Ama vücudumuz son nefesimize kadar bizimle birlikte olacak, şu anda ona iyi davranırsak birlikte yaşlanacağız ve yaşlılığımızda ona ne kadar iyi baktıysak o da bize o kadar iyi bakacaktır.

Bu yazımı ve tedaviyi çok kısa süre önce kaybettiğim ve hayatı boyunca kendinden çok bize önem veren sevgili Annem Hatice Nilüfer Özgönül anısına kaleme aldım. Keşke bu tedavi ile bu kadar zaman harcamayıp annemin yanında da olabilseydim. Ne yazık ki bir deyiş vardır, mum dibine ışık vermez diye ama şunu çok iyi biliyorum ki tüm annelerin mumu en son damlasına kadar dibine ışık veriyor ve kendisi tükense bile vermeye devam edecek.

Dr. Fevzi Özgönül
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Kilo Aldı Diye Vücudumuzu Cezalandırmalı Mıyız ?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Fevzi ÖZGÖNÜL'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Fevzi ÖZGÖNÜL'ün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Fevzi ÖZGÖNÜL Fotoğraf
Dr.Fevzi ÖZGÖNÜL
İstanbul
Doktor "Diğer Doktorlar"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi3 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.Fevzi ÖZGÖNÜL'ün Yazıları
► Seda Sayan Neden Risk Aldı? Dr.Ruhi ÇANKAYALI
► Kilo Almanın Nedenleri : Neden Kilo Alırız? ÇOK OKUNUYOR Prof.Dr.Metin ÖZATA
► İdeal Kilo Formülü Prof.Dr.Metin ÖZATA
► Tiroid ve Kilo Verme Prof.Dr.Metin ÖZATA
► Kilo Vermek ve Sağlık Prof.Dr.Metin ÖZATA
► Kilo Verme ve Egzersiz Prof.Dr.Metin ÖZATA
► Uykusuzluk, Kilo ve İnsülin Direnci Prof.Dr.Metin ÖZATA
► Kilo Kontrolü Diyet ve Beslenme Prof.Dr.Metin ÖZATA
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Kilo Aldı Diye Vücudumuzu Cezalandırmalı Mıyız ?' başlığıyla benzeşen toplam 94 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


08:58
Top