2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Okulun Amacı, Önemi ve Okula İlk Adım
MAKALE #5211 © Yazan Psk.Serap DUYGULU | Yayın Temmuz 2010 | 17,435 Okuyucu
OKULUN AMACI VE ÖNEMİ


Okul bütün çocuklar ve bütün anne babalar için önemlidir. Bir çocuğun okula başlayacak olması; onun evden ilk kez uzaklaşması, ilk kez ailesinden farklı bir ortama girmesi ve ilk kez kuralları olan bir sosyal gruba dahil olması demektir. Bu yönleriyle hem aile hem de çocuk için heyecan vericidir. Günlerce hatta aylarca önceden hazırlıklar yapılır, tatlı telaşlar içinde okulun açılması beklenir. Tüm bu koşuşturmaca içinde aslında en önemli olması gereken ve üzerinde en çok durulması gereken bazı noktalar gözden kaçar ya da gereken önem verilmeyebilir.

OKULA HAZIRLIK

En önemli nokta budur: Çocuğun okula hazır olup olmadığı. Ebeveynler açısından her şey dört dörtlük gibi görünebilir ama acaba çocuk gerçek anlamda okula hazır mıdır, ya da aile tarafından bilinçli bir biçimde hazırlanmış mıdır? Günümüzde özellikle büyük şehirlerde çocukların okul öncesi kurumlara devam ettikleri gözlemlenmekte ve bazı kurum ve kuruluşlarca okul öncesi eğitimin desteklendiği görülmektedir. Ancak devam oranları çok da istenen düzeyde değildir. Okul öncesi eğitim kurumları çocukların gelişimi açısından aslında pek çok olumlu katkı sağlamaktadır ve bu yönüyle bizim de mutlaka önerdiğimiz bir yoldur.Okula başlayan çocukta çok sıklıkla görülen ‘Okul Sendromu’nu böyle bir ön eğitim daha başından çözümler.Bunun dışında okula hazırlık daha pek çok kurala dikkat etmeyi de gerektirir:Okul seçimi,öğretmen seçimi,anne baba tutumu vb gibi.


NASIL BİR OKUL

Bu en önemli sorulardan biridir ve cevabı da çok basittir. En yakın, en kolay ulaşılacak okul en iyi okuldur. Henüz 6-7 yaşında bir çocuğu sabahın erken saatlerinde uykusundan kaldırıp servislere bindirmek ve neredeyse saatlerce sürecek yolculuklara göndermek çok da akıllıca değildir. Bu kadar küçük yaştaki bir çocuk henüz oyun çağı çocuğudur ve sabah ve akşam uzun saatlerini yollarda geçirmesine hiç gerek yoktur. Üstelik özellikle ilköğretimin ilk basamağına başlayacak çocuklar için aileler sık sık okula gitme ihtiyacı duyabilirler. Bu anlamda da eve yakın bir okulun tercih edilmesi son derece yararlıdır. Sadece adı duyulduğu için ya da tavsiye edildiği için çocuğu uzun yollara göndermek yerine ailelerin de rahat ulaşabileceği ve çocuğun eğitimini takip ederken sıkıntı yaşamayacakları bir okul seçimi önemlidir. Burada en önemlisi öğretmen seçimidir.


ÖĞRETMEN SEÇİMİ

İşte hayati nokta budur; iyi bir öğretmen. Okulları okul yapan binanın görkemi, boyaları, malzemeleri değil, o okulda eğitim verecek öğretmenlerin niteliği, deneyimi ve yeterliliğidir. Bu ilk öğretmenler çocuğun kişiliğindeki yapı taşlarını oluşturan ve aileden sonraki en önemli insanlardır. Öğretmen sadece ders anlatan, ders süresi bitince okulla ve çocukla ilişiğini kesen bir insan değildir. Gerçek anlamda bir öğretmen çocuğu ailesiyle ve çevresiyle bir bütün olarak gören,değerlendiren eğitim hayatına daha baştan doğru şekil veren gerçek eğitmendir.Aileler okul seçiminde öncelikle öğretmen seçimi üzerinde durmalıdır.Her sene öğretmenleri değişen bir okul özellikle çocuktaki devamlılık duygusuna zarar vereceğinden asla önerilmez.Okul yapı olarak pek çok donanıma ve muhteşem teknik imkanlara sahip olabilir.Ancak o donanımı çocukların eğitiminde kullanma yeterliliğine sahip öğretmenler yoksa bütün o malzemeler sadece göz boyama ve gösteriş malzemeleri olarak kalacaklardır.


ÖNERİLER

Bütün bu bilgiler ışığında aileler öncelikle kendileri hazır olmalılar. Bu hazırlık hem psikolojik olarak hem de tutum ve davranışlar olarak çocuğa da aynen yansıtılmalıdır. Okul öncesi heyecan tamam ama panik havası yaşanmamalı ve çocuğa da hissettirilmemelidir. Unutulmamalıdır ki okul çocuğun eğitim amacıyla devam edeceği ilk ciddi sosyal toplumsal kurumdur ve bir takım kurallara uyma zorunluluğu vardır.Çocukların ilk günden bu kurallara uymasını ve kavramasını beklemeyin.Doğru tavırlar içinde çocuklar yeni ortamlara çok çabuk alışırlar,ona zaman tanıyın.İyi bir okul seçiminde gerçekten titiz davranın ve okulun öğretmenlerinin ne kadar süredir orada olduklarına mutlaka dikkat edin.

Eğitim hayatının uzun bir süreç olduğunun bilincinde olarak daha ilk günlerden çocuğa ve okuluna çok müdahaleci olmayın.İlk başlarda sorun olarak gördüğünüz pek çok şey zaman içinde kendiliğinden hallolacaktır.


OKULA İLK ADIM


Okula başlamak,bir çocuk için ailesinin dışındaki sosyal çevreye girişinin de ilk adımıdır.Hem çocuk hem de aile açısından heyecan verici ama kimi zaman da ürkütücüdür.Okula başlamak zihinsel,bedensel ve duygusal açıdan bir hazır oluş durumu da gerektirmektedir.Artık 6 yaş çocuğu yaşamının ilk ciddi deneyimine hazırlanmaktadır ve bu gerçekten hazırlıklı olmakla yakından ilgilidir.

Günümüzde, özellikle büyük şehirlerde ailelerin daha bilinçli davrandıklarını ve çocuklarını ilkokul yaşı olan 6’yı beklemeden kreş,yuva ve anaokulu düzeyindeki kurumlara gönderdikleri görüyoruz.Bu eğitimin çocukların gelişimine olan katkıları yadsınamaz.Önerimiz bir çocuğun çok zorunlu şartlar olmadığı sürece en az 3 yaşına kadar annesinin yanında kalmasıdır.3 yaşından sonra önce yarım günlük oyun gruplarıyla başlayarak bir eğitim kurumuna devam etmesini sağlamak ve 4 yaş civarı tam güne geçmek çocuğun uyumunu kolaylaştırması bakımından önemlidir.

Bu yaşlarda aşamalı olarak böyle bir eğitime geçmesi çocuğun okula başlaması sırasında ortaya çıkması olası bir çok sorunu daha baştan ortadan kaldıracaktır. Yapılan araştırmalar okula başlamadan önce yuva veya ana okulu benzeri okullara devam eden çocukların gerek zihinsel,gerekse psikolojik olarak gelişimlerinin hiç okula gitmeyen akranlarına oranla daha ilerde olduğunu göstermektedir.Çocuk ilkokula başladığında aslında ciddi bir eğitime de başlamaktadır.Ancak okuldan önce ,okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden çocuklar oyun ve benzeri faaliyetlerle bu yeni sosyal çevreye çok daha kolay uyum sağlamakta ve ilkokula başladıklarında yeni çevrelerine kolay bir geçiş yapabilmektedirler.
Okul aslında bir çocuk için uyması gereken farklı kuralların bir arada uygulanmasını gerektirir.Bu açıdan daha önce hiçbir eğitim almamış bir çocuk bu yeni sosyal çevrede bocalayabilir,tepki gösterebilir.Okul daha önce hiçbirini tanımadığı yeni arkadaşlar demektir.O ana kadar aile ortamı içinde büyüyen ve sadece yakın aile üyeleriyle ilişki kuran çocuktan ayrıca kendi ebeveynlerinin dışındaki başka yetişkinlerle bir arada olması ve onların isteklerini yapması, saygı göstermesi beklenmektedir.Bütün bu ilişkiler yumağını çözmesi,ortam içinde kendi yerini bulması ve uyumlu davranması çocuk açısından çok zordur.

Çocuğun yaşamında ailesinin dışındaki ilk toplumsal kurum okuldur.Bu aile için de çok önemlidir. Okula hazırlık demek aslında aile olarak hazırlıklı olmak demektir.Öncelikle aile çocuğunu farklı bir ortama bırakmaya hazır olmalıdır. Aileler her ne kadar hazır olduklarını iddia etseler de yaşadıkları heyecan ve gerginliği çocuklarına yansıtmaktadırlar.Çocuklar onların bu zayıf tarafını çabuk fark eder ve bu duyguyu kullanırlar.O nedenle bazı küçük önlemler alınarak okulun ilk günlerinin yarattığı sıkıntı en azından azaltılabilir.
Okula başlamadan çocukla birlikte mümkünse okul birkaç kez gezilmeli ve çocuk mutlaka öğretmeniyle tanıştırılmalıdır.

Kıyafetleri dışındaki kitap, defter, kalem gibi kırtasiye ihtiyaçları çocukla birlikte alınmalı ve onun istekleri öncelikli olmalıdır.
Çocuğa güven verilmeli, rahatlatılmalıdır.
Öncelikle aile sakin davranmalı, kendi yaşadığı heyecanı ve kaygıyı çocuğa yansıtmamalıdır.Çünkü çocuklar heyecanlandıkları, kaygılandıkları her sefer size bakacak ve sizin tepkilerinizi izleyecektir.Bu nedenle ne kadar gergin olursanız olun sakin ve rahat görünmeniz en önemli noktadır.

Okul çıkışında onu alacağınızdan ve yine birlikte eve gideceğinizden emin olmasını sağlayın.Bazen çocuklar, annelerinden ayrıldıklarını hep okulda kalacaklarını ve bir daha eve dönmeyeceklerini düşünerek kaygılanabilirler.Bu biz yetişkinler için saçma bir düşünce olsa da karşımızdakinin 6 yaşında bir çocuk olduğunu ve ilk kez sosyal bir ortama girdiğini unutmamak gerekir.

Çocuklar sınıflarına geçtiğinde kapı eşiğinde beklemek ya da sınıfta sıralara oturmak büyük yanlıştır.Bu diğer çocukları da etkiler ve sınıfta öğretmenin kurmaya çalıştığı disiplini engeller.

Mümkünse çocuklar sıralarına oturduktan sonra vedalaşıp uzaklaşmalıdır.Çocuk üzgün olsa da birkaç dakika sonra dikkati arkadaşlarına ve öğretmenine yöneleceği için endişesi dağılacaktır.

Çocuk, okulun ilk günü sakin ve rahat görünüyorsa okula iyi hazırlandığının bir göstergesidir, bu da olması gereken durumdur.
Çocuğu okula hazırlamak için yapılan tüm uğraşılara karşın ilk gün göz yaşları
engellenemeyebilir.Araştırmalara göre, 5 çocuktan 4’ü okulun ilk günü sorun yaşamakta ve yaşatmaktadırlar.Bunun normal olduğu unutulmamalıdır.
Ancak bilindiği gibi göz yaşları da olsa okulda kalmak zorunludur.Bunun bilincinde olarak çocuğa karşı kararlı bir tavır izlemek ve hiçbir şeyin durumu değiştirmeyeceğini bilmesini sağlamak önemlidir.Kararlı olurken sabırlı ve sevecen bir tutum sergilemek en önemli kuraldır.
Ağlayan, hırçınlık yapan çocuğa kızmak, tepki göstermek ya da başkalarıyla kıyaslamak çocuğu daha da gerginleştireceğinden önerilmez.
Aşırı koruyucu ailelerde büyüyen ve daha önce okul öncesi eğitim almamış çocukların bu uyum sürecini daha zor atlattıkları bilinmektedir.
Aslında bütün sorun çocuğun ailesinden ve evinden ayrı kalmasının getirdiği kaygı ve tedirginliktir.Okula doğru bir şekilde hazırlanmamış çocuk zaman içinde bu uyum sürecini atlatamazsa ‘Okul Sendromu’ adı verilen bir tepki geliştirebilir.Bu, okula gitmekten kaçınma, iştahsızlık, uyku problemleri, ortada bir neden yokken ağlama ve özellikle baş ve karın ağrısı, mide bulantısı, kusma gibi psiko-somatik belirtilerle ortaya çıkar.
Okul sendromu pek çok çocuğun yaşadığı bir sorun olmakla beraber sabırlı ve kararlı davranarak ve bazı kurallara dikkat ederek çözümlenebilir.
Bu kuralları şöyle özetleyebiliriz:
Kızmadan, tepki göstermeden davranmak.
Göz yaşlarıyla ve yaşadığı endişelerle alay etmemek, hafife almamak.
Okul, arkadaşlar, yapılan faaliyetlerle ilgili uzun sohbetler yapmak.
Çocuğun öğretmenini durumdan haberdar etmek, sıkı bir iş birliği içinde olmak.
Çocuktan beklentilerde daha az talepkar olmak.Mükemmelliyetçi bir tavır sergilememek.
Çocuğu her ne olursa olsun başkalarıyla kıyaslamamak.
Attığı her adımı ve önemsiz görünse bile her başarıyı taktir etmek.
Sözü edilen bu önlemlerle zaman içerisinde durum normale dönecektir.Her çocuğun benzer sorunlar yaşadığı ve zamanla kendi başa çıkma yöntemlerini oluşturacağı bilinmelidir.Tüm mesele çocuğun biraz zamana ve ilgiye ihtiyacı olduğudur.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Okulun Amacı, Önemi ve Okula İlk Adım" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Serap DUYGULU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Serap DUYGULU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Serap DUYGULU'nun Yazıları
► Çocuğun Yaşamında Okulun Yeri Psk.Dnş.Ercan TEKİN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Okulun Amacı, Önemi ve Okula İlk Adım' başlığıyla benzeşen toplam 21 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Baba Çocuk İlişkisi Kasım 2016
► Alınganlık Kasım 2016
► Kıskançlık Kasım 2016
► Yılbaşı ve Çocuklar Kasım 2016
◊ Dizi Dizi Hayatlar Ekim 2010
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


14:36
Top