2007'den Bugüne 92,262 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Diyabet (Şeker Hastalığı) ve Ramazan
MAKALE #5318 © Yazan Dyt.Çağlayan ŞAHİN | Yayın Ağustos 2010 | 6,302 Okuyucu
Dünyada yaklaşık olarak 1,1-1,5 trilyon Müslüman yaşamakta, yani dünya nüfusunun % 18-25’i de denebilir. Ramazan esnasında oruç tutmak yetişkin ve sağlıklı Müslüman bireyler için dini bir görev olarak sayılmaktadır. Tıp otoriteleri şeker hastalarının oruç tutmasını ne kadar sakıncalı bulsa da yaklaşık olarak 40-50 milyon şeker hastası bu özel ayda 29-30 gün boyunca oruç tutmaktadır. Açlık süresinin mevsimlere göre değiştiği ramazan ayında özellik içinde bulunduğumuz dönem yaklaşık olarak 16 saatlik bir açlık söz konusu. Bu açlığın ise yaklaşık 12 saati uyanık olunan saatlere denk gelmesi ve hava sıcaklıklarının 40 derecelere ulaşması sonucu ciddi bir irade deneyimi yaşatmakta.

Açlığın patofizyolojisi

Normal bir beslenme anında sağlıklı bireylerde insülin salgısı devreye girmekte, karaciğerde glikozun, kaslarda ise glikojenin depolanmasını sağlamaktadır. Tam tersi durumda, yani oruç anında dolaşımdaki glikoz miktarı azalmakta, insülin salgısı azalmaktadır. Aynı zamanda, glukoneogenezis (glikoz olmayan kaynakların enerji için glikoza çevrilmesi) artmakta, bunun sonucunda glukagon ve katekolamine miktarı artmakta, glikojen yıkımı uyarılmaktadır. Açlık durumu birkaç saat daha uzadığında, glikojen depoları boşalmakta, kandaki düşük seviyede olan insülin, yağ asitlerinin yağ dokularından koparak kana karışmasını sağlamaktadır. Yağ asitlerinin oksidasyonu; iskelet, kalp kasları, karaciğer, böbrek ve adipoz doku tarafından yakıt olarak da kullanılabilen keton cisimlerin oluşmasına neden olmaktadır. Bunun sonucunda beynin ve eritrositlerin glikoz kullanımını sınırlanmaktadır.

Normal bireyler için durum yukarıdaki gibidir. Şeker hastalarında ise durum biraz daha farklıdır. Şeker hastalarında; potofizyolojik nedenlerle veya bazen de kullanılan insülin yerine geçen veya insülin düzenleyici ilaçlar nedeniyle insülin salgısı bozulmuş durumdadır. Tip 1 diyabet hastalarında glukagon salgısı olması gerektiği gibi artamamakta ve hipoglisemiye neden olabilmektedir. Ayrıca epinefrin salgısı bazı Tip 1 diyabet hastalarında sorunlu olduğunda otonomik nöropati ve tekrarlayan hipglisemiyle hasarlar meydana gelmektedir. Yaygın insülin yetersizliği olan hastalarda uzun süreli açlıklarda yeterli insülin salgısının olmayışı aşırı glikojen yıkımına, glukoneogenezis ve ketogenezisin artmasına neden olmaktadır. Bu durum ise hiperglisemi ve ketoasidozis ile sonuçlanmaktadır. Tip 2 diyabet hastalarıda uzun süreli açlıklarda benzer zararlara maruz kalmakta, buna rağmen ketoasidozis nadiren görülmekte, hiperglisemi şiddeti ise insülin rezistansına bağlı olarak oluşmabilmektedir.

Şeker hastalarında açlığa bağlı riskler

Değişik ülkelere ve açlığın süresine göre değişmekle beraber en yaygın riskler; hipoglisemi, hiperglisemi, diyabetik ketoasidoz, dehisrasyon ve trombozis olarak bilinmektedir.

Hipoglisemi

Besin alımının azalması, hipogliseminin en bilinen nedeni olduğu bilinmektedir fakat, HbA1c değeri %7,0’dan yüksek olan kişiler hipoglisemi yaygınlığında 3 kat daha risk altında olduğu belirtilmektedir. Ayrıca Tip 1 diyabet hastalarının %2-4’ü hipoglisemi nedeniyle hayatlarını kaybetmektedir. Tip 2 diyabet hastalarının hipoglisemi nedeniyle ölüm sıklığıyla ilgili güvenilir bir veri olmamasına rağmen bu tip hastalarda az görülen bir durumdur. Hipoglisemi durumu Tip 1 diyabet hastalarına oranla Tip 2 diyabet hastalarında daha az görülmektedir. Tip 1 diyabet hastalarının bu nedenle kesinlikle oruç tutmamaları önerilmekte, Tip 2 diyabet hastalarının ise HbA1c değerini kontrolünün yapılıp doktoruna danışarak oruç tutmaları önerilmektedir.

Hiperglisemi

Normal kişilerde besin ve şekerli yiyecek alımının artması sonucu hiperglisemi yaşanmaktadır. Fakat bu durum şeker hastaları için riskli bir durumdur. Uzun dönemli çalışmalar, şeker hastalarının yaşadığı hipergliseminin mikrovasküler yan etkilere ve bazen de makrovasküler yan etkilere neden olduğunu göstermektedir. Oruç tutan şeker hastalarında glisemi durumu kontrol edildiğinde bozulduğu, ilerlediği veya hiçbir değişiklik görülmediği belirlenmiştir. Tip 2 diyabet hastalarında ramazan esnasında hiperglisemi sıklığı normal kişilere oranla 5 kat daha fazla olduğu, Tip 1 diyabet hastalarında ise ketoasidozlu veya değil hiperglisemi sıklığı 3 kat fazla olduğu belirtilmiştir. Bazen de hipoglisemiyi önleyen ilaçlar nedeniyle de hiperglisemi yaşanmaktadır.

Diyabetik ketoasidoz

Ramazan öncesi hiperglisemi sıklığı yüksek olan diyabet hastalarının (özellikle Tip 1 diyabet hastaları), ramazan esnasında yaşadığı açlık nedeniyle diyabetik ketoasidoz yaşama sıklığı daha fazla olmaktadır. Ayrıca, ay boyunca besin alımının azalması nedeniyle diyabetik ketoasidoz riski daha da artmaktadır.

Dehidrasyon ve trombozis

Ramazan esnasında sıvı alımını azalması, özellikle uzun süre vücuda sıvı girmemesi dehisrasyona neden olmaktadır. Dehisrasyon, sıcak ve nemli hava şartlarında, fiziksel aktivitesi yüksek olan kişilerde ve yoğun olarak ter kaybedilen durumlarda daha da fazla artmaktadır. Buna ek olarak, hiperglisemi, ozmotik diürez (idrarın fazla atılması) ve elektrolit atımında artışa neden olmaktadır. Özellikle önceden otonomik nöropatisi olan hastalarda ortostatik hipotansiyon da gelişebilmektedir. Hipotansiyona bağlı olarak ve hipovolemi (kan hacminin azalması) sonucu bayılma, düşme, yaralanma ve kemik kırılması yaşanabilmektedir. Diyabet hastalarında veya diğer bireylerde ramazan ayında dehidrasyona bağlı herhangi bir ölüm sıklığı belirtilmemiştir.
Ramazanda oruç tutan Tip 1 ve Tip 2 diyabet hastalarının risk kategorileri

Çok yüksek risk
• Ramazana 3 ay kala olan periyotta şiddetli hipoglisemi atağı
• Tekrar eden periyotlarda seyreden hipoglisemi yaşayan hastalar
• Hipoglisemi hakkında yeterli bilgisi olmayan hastalar
• Devamlı düşük glisemik kontrolü olan hastalar
• Ramazana 3 ay kala olan periyotta ketoasidoz yaşama
• Tip 1 diyabeti olan hastalar
• Akut hastalığı olan hastalar
• Ramazana 3 ay kala olan periyotta hiperosmolar hiperglisemik koma geçirmiş hastalar
• İş gücü fiziksel olarak yüksek olan kişiler
• Hamilelik ve emzirmek
• Kronik diyalizde olan hastalar
Yüksek risk
• Orta seviye hiperglisemi (kan şekeri 150-300 mg/dl, A1c’si 7,5-9,0) yaşayan hastalar
• Böbrek yetersizliği olan hastalar
• İleri derecede makrovasküler komplikasyonları olan hastalar
• Yalnız yaşayan ve insülin veya sulfonilur (Pankreasda islet (beta) hücrelerinin insülin salgılamasını artıran ilaç madde) kullanan kişiler
• Yalnız yaşayan hastalar
• Diyabete ek olarak 1 veya 1’den fazla daha hastalığı olan kişiler
• İlerlemiş yaşta olan hastalar
• Mental aktiviteyi etkileyen ilaç kullanan hastalar
Orta risk
• Kısa süreli insülin kullanan, bilinçli ve iyi kontrol edilen hastalar
Düşük risk
• Sadece diyetle kontrol edilen, metformin veya thiazolidinedione kullanan, bunun dışında sağlıklı olan ve iyi kontrol edilen hastalar

Sonuç olarak, ramazan esnasında yaşanan uzun süreli açlık ve sıvı azlığı vücudu Tip 1 ve Tip 2 diyabet hastalarını olumsuz yönde etkilemektedir. Özellikle Tip 1 diyabet hastaları bilinçsiz ve iyi kontrol edilmiyorsa, ayrıca ramazana yakın dönemde hipoglisemi atağı geçirme geçmişine sahipse ramazan ayında oruç tutması oldukça risklidir. Tip 2 diyabet hastalarında ise insülin salgısının azalması sonucu hiperglisemi yaşanması ve vücutta sıvı azlığına bağlı hipotansiyon yaşanması oruç tutması sonucu oluşabilmektedir. Düzenli fiziksel aktivite, uygun beslenme programı ve ilaç tedavisi ile uzun dönemde hipo-hiperglisemi yaşamayan , kan şekeri düzenli kontrol edilen Tip 2 hastalarının kontrollü şekilde oruç tutmaları önerilmektedir.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Diyabet (Şeker Hastalığı) ve Ramazan" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dyt.Çağlayan ŞAHİN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dyt.Çağlayan ŞAHİN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dyt.Çağlayan ŞAHİN'in Makaleleri
► Diyabet (Şeker Hastalığı) Nedir? Dyt.Ayşegül YILMAZ
► Şeker Hastalığı Dyt.Yelda ÖZEL DAĞCI
► Diyabette (Şeker Hastalığı) Beslenme Tedavisi ve Önerileri ÇOK OKUNUYOR Dyt.Yüksel Turan TAŞDEMİR
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Diyabet (Şeker Hastalığı) ve Ramazan' başlığıyla benzeşen toplam 64 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Anne Karnında Beslenme Ağustos 2010
► Sihirli İksir: Su Ağustos 2010
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


13:58
Top