2007'den Bugüne 92,312 Tavsiye, 28,221 Uzman ve 19,979 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocuklara Ölümü Anlatmak
MAKALE #5423 © Yazan Dr.Melda ALANTAR | Yayın Eylül 2010 | 5,956 Okuyucu
ÇOCUKLARA ÖLÜMÜ ANLATMAK

Yaşam olayları arasında ölüm, çocuk ve yetişkinler için kabul edilmesi güç bir gerçektir. Ancak insanlar acı ve üzüntü veren olaylarla başa çıkmayı öğrenerek büyür ve olgunlaşırlar. Önlenemez kayıplara uyum sağlamak , ölümle yaşamayı öğrenmek ve yaşama sevincini yaratarak hayatı sürdürmek için yas sürecinde çocuklara uygun ve gerekli destek verilmelidir.

Çocuklar yaş ve gelişim düzeyleri doğrultusunda ölümü nasıl kavrarlar ?

0-2 Yaş : İki yaşından küçük bebekler ölümle ilgili kavramları anlayamazlar. Ölümü algılayamayacak kadar küçüktürler. Ölüme ilişkin tek bilgi sadece sürekli çevrelerinde bulunan yakınlarının artık olmadığını fark etmeleridir. Bu durumda örneğin, yatmaya giderken gördükleri resmi gösterip, ”Anne ?” diye sorabilirler. Ölen kişinin koku, ses gibi özelliklerine özlem duyabilirler.
2-6 Yaş : Genellikle 4 yaş civarında çocuklar ölüm hakkında sınırlı ve belirsiz anlayışa sahiptirler. Ölümün kalıcı bir durum olduğunu düşünemezler. Olayın değişebileceğini sanarak, gelecekte ölen kişiyle birlikte yapacakları işlerden söz edebilirler. Okul öncesi dönem çocukları sıklıkla sihirli düşünce ve oyunlarla ilgilenirler. Yeterince dua ederek ya da güçlü dileklerde bulunarak ölen kişinin yeniden canlanacağını düşünebilirler.
6-9 Yaş : Bu dönemde çocuklar ölümün bir son olduğu gerçeğini algılamaya başlarlar. Ancak diğer yandan sihir, düşünce ve dileklerle ölümü alt edebilecek güce sahip olduklarını düşünürler. Güçlerine ilişkin bu inanç onların ölüme engel olabilecekleri , ölen insanı koruyabilecekleri düşüncesine kapılmalarına neden olur. Bu görüş doğrultusunda kişinin ölümünden dolayı suçluluk ve sorumluluk duyabilirler.
9-12 Yaş : Gelişimsel olarak bu yaş çocukları macera kitapları okurlar, hayaletlere ilişkin hikayeler anlatırlar ve kahramanlarla ilgilidirler. Genellikle yaşlı insanların öldüklerini düşünmelerine karşın, gençleri, anne-baba ve yakınlarını da kaybedeceklerini kavramaya başlarlar. Anne-baba ve sevdikleri kişilerin ölümlerine ilişkin kabuslar görür ve korkular geliştirirler.
13-18 Yaş : Bu dönemde çocuklar ölüm gerçeğini yetişkinler gibi algılarlar. Herkesin başına gelebilecek kaçınılmaz bir durum olarak değerlendirirler. Ergenler zamanlarının önemli bir bölümünü ölüm hakkında felsefe yaparak, düşünüp, hayal kurarak geçirebilirler. “Hayat nedir ?”, “Ölüm nedir ?”, “ Ben kimim ?” gibi sorulara yanıt ararlar.Ölümü büyüleyici bir durum olarak değerlendirirler. Kendi cenaze törenlerini hayal ederek, kimlerin geleceğini, kendilerini ne kadar kötü hissedeceklerini, sağken ölene karşı daha iyi davranmaları gerektiğine ilişkin pişmanlık duyacaklarını düşünürler. Ölüm olayı üzerinde bu denli yoğunlaşmaları onları pervasızca araba kullanma, sarhoş olma, uyuşturucu madde kullanma gibi riskli davranışlara yöneltebilir.

Yas, çocukluk ve ergenlikte yeni süreç ve becerilerin elde edildiği farklı gelişim aşamalarına ulaşıldığında yeniden gündeme gelebilir. Örneğin bir yaşında annesini kaybeden çocuk dil gelişimi sonucu duygularını kelimelerle ifade edecek döneme eriştiğinde ölüm olayını yeniden sorgulayabilir. Ergenlik döneminde somut düşünebilecek bilişsel gelişim aşamasına ulaştığında annesinin ölümü üzerine yoğunlaşabilir.

Erişkinler hayatın bir gün sona ereceği bilgisini çocuklara aktarma konusunda zorlanırlar. Anne-babalar ölümden bahsederek, çocuklarını üzeceklerini düşünürler. Onları korumak isterler. Oysa ölümün yaşamın sonu olduğu ve ölen kişinin geri dönmeyeceği çocuğa uygun dille anlatılmalıdır.

Çocuklara ölüm haberi nasıl verilir?

Her ailenin yitirilen kişinin yakınlığı, benimsenen kültürel değer ve inançlar , çocuğun yaş ve gelişimsel düzeyi doğrultusunda şekillenen kendine özgü ölüm haberini iletme yöntemleri vardır. Bu güç görevin yerine getirilmesinde aşağıda belirtilen ip uçları anne-babalar için yol gösterici olabilir :

• Olanları açıklamak için arkadaş veya diğer yakınlarınızdan daha çabuk davranarak çocuğunuza öncelikle siz ulaşın.
• Haberi vermek için sessiz bir yer bulun. Sakin ve şefkatli davranın.
• Kötü habere çocuğunuzu alıştırmak için başlangıç yapabilirsiniz, örneğin “Çok üzücü bir olay oldu. Deden öldü.” Okul öncesi çağ çocuğunuz için “Öldü” kelimesinin anlamını açıklamanız gerekir. “Öldü”, “artık yaşamıyor” şeklinde tanımlanabilir. Yaşamanın ne anlama geldiğini çocuğunuzla konuşun. “Yaşarken nefes alırsın, yürürsün, konuşursun, görürsün, işitirsin. Deden artık bunları yapamayacak.”
• ”Ölüm”, “öldü”, “kanser” veya “kalbi durdu” gibi açık ve anlaşılır terimler kullanın.
“Artık bizimle birlikte değil”, “gitti”, “uykuya yattı” gibi belirsiz ve karmaşık ifadelerden kaçının. Özellikle uykuya ilişkin açıklamalarda bulunmayın. Bu durumda küçük çocuklar sevdiklerinin bir gün uyanacaklarını düşünürler. “Uzun ve bir daha uyanmayacağı bir uykuya daldı” gibi yaklaşımlar çocukları uykudan korkar duruma getirebilir. Anne-babalarının uyuması halinde de huzursuz olurlar.
• Basit gerçekleri anlatın, ayrıntıların soru şeklinde sorulmasına olanak sağlayın. Çocuğunuzun duygusal tepkiler vermesine izin verin, “Bazı insanlar üzüldükleri zaman ağlarlar, diğerleri ise acı duydukları zaman tepkilerini belli etmezler. Bu onların ölen insanı sevmedikleri anlamına gelmez.”
• Ölüm olayının ardından birkaç gün boyunca neler olacağını çocuğunuza anlatın. Cenazeyle ilgili işlemler, tören, defin işlemleri hakkında ailenizin benimsediği görüş, kültürel değer ve inançlar doğrultusunda bilgi verin. Nerede olacağınız, nereye gideceğiniz, evde bulunacak kişiler, gelecek ziyaretçiler hakkında çocuğunuzu bilgilendirin.
• Yaşantınızın yeniden düzene gireceği konusunda çocuğunuza güven verin. Birkaç gün içinde okula dönerek, arkadaşlarını göreceğini hatırlatın. Ailenin sevdiği insan olmadan olağan yaşantısına devam edeceğini anlatın. Acılı dönemlerde sergilenen olumlu bakış açısı çocuğun yas sürecinden iyileşerek çıkmasını sağlar.

Çocukların ölüm olayına gösterdikleri tepkiler nelerdir ?

Çocukluk döneminde yas, erişkinlerin yaşadığı matem deneyiminden farklıdır. Yetişkinler, çocuklarla kıyaslandığında, üzüntülerini olayın hemen ardından ve daha yoğun şekilde yaşarlar.

Yas tutan çocuklarda aşağıda belirtilen özellikler gözlenebilir :

• Üzüntülerini erteleme konusunda daha esnektirler. Ölüm haberini duyduktan sonra hiçbir şey olmamış gibi oyun oynayabilirler.
• Yas süreci yetişkinlere oranla daha uzundur ve geniş zamana yayılır.
• Hastalık, kaza ve afetlerden daha çok korkmaya başlarlar. Anne-babalarının başına kötü bir şey gelmesinden endişe duyarlar. “Ne oldu ?”, “Şimdi kim ölecek ?”, “Ölen kişi olmadan nasıl yaşayacağız ?”, “Benimle kim ilgilenecek ?” gibi endişeler duyarlar.
• Genellikle daha bağımlı davranışlar sergilerler. Günlük düzenin sürdürülmesi için desteğe ihtiyaç duyarlar.
• Olanlar başka bir kişinin başına geliyormuş gibi, gerçekçi olmayan duygular hissederler.
• Yorgun ve sıkkın olduklarını ifade edebilirler.
• Uyku bozuklukları görülebilir.
• Ölen insanı yoğun şekilde düşünüp, özleyebilirler ve duygularını , örneğin, oynayacakları basketbol maçı öncesi “Keşke dedem de gelip beni izleyebilseydi” gibi ifadelerle yansıtabilirler.
• Özellikle küçük çocuklar yas sürecinde duygularını vücut dilleriyle ifade ederler. Hareketler ve oyunlar iletişimin bir parçasıdır. Vücut hareketlerini izleyin, oyunlarını hissettikleri acının dile getirildiği etkinlikler olarak değerlendirin.
• Dikkatlerini yoğunlaştırmada zorluk çekebilirler. Aşırı hareketlilik gözlemlenebilir. Okula ilişkin sorumluluklarını yerine getirmede güçlük yaşayabilirler.
• Öfkeli, saldırgan ve yıkıcı davranışlar sergileyebilirler.
• Gereksiz yere ölüme sebep olduklarına dair suçluluk duyabilirler. “Bu senin hatan değil. Sen çocuksun, babanı kurtarmak için arabayı sen kullanamazdın. Baban yetişkindi ve iyi bir sürücüydü. Diğer araç hızla üzerimize gelerek bize çarptı. Baban kazaya engel olamadı ve bu nedenle öldü” ifadesi çocuğu rahatlatır.
• Yaşlarından daha küçükmüş gibi davranarak, alt ıslatma, parmak emme, gece lambasının yanmasını isteme, geçiş nesnesi olarak değerlendirilen oyuncaklarla uyuma gibi özellikler sergilerler.

Ölümle başa çıkmaları için çocuklara nasıl yardımcı olabilirsiniz ?

• Cenaze törenleri ve anma toplantıları ölüm olayını kabullenmemizi sağlar. Aile ve arkadaşlardan destek görürüz. Bu törenler çocuklar için de çok önemli ve bir çok açıdan faydalıdır. Çocuğun törene katılması olup bitenleri somutlaştırmasına yardımcı olur. Çocuğunuza törende yaşanılacaklar hakkında ayrıntılı bilgi verdikten sonra, katılıp, katılmayacağını sorun. Törene gelmeyi reddediyorsa onu bu konuda zorlamayın.
• Çocuğunuzla konuşun, onu dinleyin, destekleyin. Size pek çok soru sorabilir. Aynı soruları tekrar tekrar yanıtlarken sabırlı ve anlayışlı davranın çünkü sorular çocuğun hissettiği karmaşa ve belirsizliği gösterir, iyileşme yöntemidir. Gerekli durumlarda “Bilmiyorum” demekten çekinmeyin.
• Unutmayın, çocuğunuz tepkilerinizi izler ve sizi örnek alır.
• Zorunlu olmadığınız sürece çocuğunuzdan ayrılmayın.
• En kısa zamanda yemek, çalışma, uyku saatlerini belirleyerek, olağan günlük yaşam düzeninize dönün.
• Çocuklar duygularını ifade edebilmek için yardıma gereksinim duyarlar. Ölen kişi için resim yapmak, mektup yazmak konusunda çocuğunuzu yönlendirebilirsiniz.
• Ölen kişinin anısına ağaç dikmek, hatıra defteri oluşturmak gibi etkinliklere yöneltebilirsiniz.
• Ölümü konu alan kitapları okumak yararlı olabilir.
• Okulu ölüm olayından haberdar etmek, sınıf öğretmeni, psikolojik danışman, diğer öğrencilerin yardım ve destekleri çocuğun yaralarını sarmasında önemlidir.

Anne-babalar ne zaman endişe duymalılar ?

Ebeveynler gerekli durumlarda uzman desteği almaktan kaçınmamalıdırlar. Yas sürecinde çocukların yardıma gereksinim duyduklarını gösteren bazı uyarıcı işaretler şunlardır :

• Kendilerinin ya da ebeveynlerinin başına kötü şeyler geleceğine ilişkin korku nedeniyle okula gitmeyi reddetme,
• Doktor muayenesi sonucu herhangi bir sorun olmamasına karşın, çocukta süreklilik gösteren şikayetlerin bulunması, özellikle ölen kişinin rahatsızlığına benzeyen sorunlar yaşanması ; örneğin bir yakını kalp krizi sonucu ölen çocuğun açıklanamayan göğüs ağrısından yakınması gibi ,
• Günlük etkinlik ve olağan düzeni engelleyecek ölçüde yoğun olarak yaşanan korku ve endişelerin gözlemlenmesi, ev, okul ve toplumsal ortamlarda benzer davranışların sergilenmesi ,
• Depresyon genellikle sevilen kişinin ölümü, boşanma gibi önemli kayıpların ardından görülür. İçe kapanma, dikkat eksikliği, isteksizlik, uyku ve beslenme bozuklukları, üzüntü, sıklıkla ağlama gibi belirtilerin 2 hafta boyunca yaklaşık her gün sergilenmesi.

Pedagog Dr. Melda Alantar

Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Çocuklara Ölümü Anlatmak" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Melda ALANTAR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Melda ALANTAR'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Melda ALANTAR Fotoğraf
Dr.Melda ALANTAR
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Doktor Pedagog
Pedagog Dr.
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi7 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.Melda ALANTAR'ın Makaleleri
► Çocuklara Ölümü Anlatmak Psk.Gizem HÜNERLİ
► Çocuğa Ölümü Anlatmak Psk.Gökhan BİNGÖL
► Ölümü Anlamak ve Anlatmak Psk.Ebru YEREBAKAN
► Çocuğa Ölümü Anlatmak Psk.Dnş.Seçil AKAYGÜN CÜNTAY
► Çocuklara Cinselliği Anlatmak ÇOK OKUNUYOR Psk.Serap DUYGULU
► Çocuklarla Ölümü Konuşmak Psk.Nihan ARDA
► Ebeveyn Ölümü ve Etkileri ÇOK OKUNUYOR Psk.Hatice ÇETİNKAYA ŞAHİN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,979 uzman makalesi arasında 'Çocuklara Ölümü Anlatmak' başlığıyla benzeşen toplam 19 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Asperger Sendromu Ocak 2013
► Evlat Edinilen Çocuklar Eylül 2011
► Spor ve Çocuklar Mayıs 2011
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


03:56
Top