2007'den Bugüne 92,309 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çapkınların Cinselliği (Çapkınlığın Anotomisi)
MAKALE #5588 © Yazan Psk.İzzet GÜLLÜ | Yayın Eylül 2010 | 14,077 Okuyucu
“Değişmeyen tek şey, değişimdir” sözüyle ifade edilen gerçeğin tipik bir sonucu olsa gerek, günümüzde pek çok şey gibi cinsellikle ilgili algılarımız ve -buna bağlı olarak da- bu işi yapış şeklimiz değişti. Bu değişimi geçmişteki seks filmleriyle bugünküleri karşılaştırarak anlamak da mümkün. Hatırlanacağı üzere (“hatırlamıyorum, çünkü izlemezdim” diyenler ele güne karşı tamam böyle desinler; fakat “ne olur ne olmaz” diyerek de hafızalarını çaktırmadan bir yoklasınlar yine de) o dönemin algısını ve uygulamasını yansıtan bu filmlerde ön sevişme daha uzun yer tutardı. İlişkide ilgi, şefkat, dokunma, okşama ve bilumum duygular daha baskındı. Cinsel ilişki derken kastettiğimiz eylemler ekseriyetle bu uzun ön sevişmenin arkasından ve duygu odaklı bir tonla yaşanırdı.

Oysa günümüzün seks filmlerinde de görüldüğü (ve belki de topluma oradan empoze edildiği) üzere bu insani aktivite hızlı tüketim toplumu olmanın tipik bir getirisi midir bilinmez, daha çok sonuca endeksli ve bazı bağlamlarından koparılmış olarak yaşanır bir hale geldi. Adeta yangından mal kaçırmayı andıran bu yeni moda uygulama biçimi doyumsuz birliktelikleri de beraberinde getirdi.

“Doyumsuz” dedim. Doyum, içinde duyguların da yer aldığı çok yönlü bir tatmin işi olup, ilişki sonunda yaşanılan fiziksel boşalımdan daha öte bir gerçeği ifade eder. Diğer bir anlatımla her boşalım tam bir doyum demek değildir.

Doyumsuz yaşanılan boşalımlar, salt bedensel bir eylem olan masturbasyon sonrasında olduğu gibi kısa sürede tekrar ilişki isteğine neden olacaktır. Bunu, sürekli bir şeyler yenildiği halde gözün bir türlü doymaması, hala açlık hissedilmesi hadisesine benzetebiliriz. Yahut kanmak şöyle dursun, susadıkça tuzlu deniz suyu içmeye, içtikçe daha çok susamaya da... Toplumumuzda değişik görünümlerle dışa yansıyan, fahiş abartı taşıyan birçok davranışı ve adeta cinsellik etrafında dönen günlük yaşam akışını bu gerçek ışığında okumak daha doğru olacaktır.

Çünkü beden ve ruh, fiziksel aktiviteler ile duygusal paylaşımlar bir bütün olarak, çok yönlü bir biçimde bu işe eşlik etmemiştir. Dolayısıyla sadece fiziksellik olarak düşünülen / hayata geçirilen bir aktivite sonundaki boşalım salt fiziksel boyutla sınırlı kalmış; sürece eşlik etmesi gereken, bunun için hazır bekleyen duygular -tam da kapıdan çıkarken gelen bir haberle bir anda tatil gezisi iptal edilmiş kişiler gibi- kırılmış, küsmüş, bir anlamda kabuğuna geri çekilmişlerdir. Oysa bir bütün olarak yaşanılan ve sonunda doyumun gerçekleştiği boşalımlarda kişi daha süreğen bir tatmine ermiştir.

Bu akışın sonunda ortaya tipik bir erkek modeli çıkmıştır ki buna "çapkın" denilmektedir. (Bu işleyişin ortaya çıkardığı ve evine kapanmış, içine çekilmiş, hayalleri kırık, umutları yitik kadın tipine ise kısaca “mutsuz” denilmektedir.)

ÇAPKIN ADAMIN ANATOMİSİ

Çapkın erkek büyük ölçüde evinde doyuma ulaşamamış kişi demektir bir bakıma. Evinde doyuma ulaşılamayışın en büyük nedeni ise sözkonusu erkeğin bizzat kendisidir. Hem de az falan değil, tamamen. Velev ki bir çok durumda kadın kaynaklı sorunlar baskın görünse dahi bu yine de erkeğin kabahatini ve yetersizliğini gösterir. Çünkü bireylerin, en çok da bayanların cinselliğe uzak ve soğuk olarak şartlandırıldığı / eğitildiği toplumumuzda çoğu kadın için cinsellik bir bakıma öğrenilmiş bir davranıştır. Yani pek çok kadın cinselliği ya sonradan öğrenir ya da hiç öğrenemez. Öğrenirse bu işi sever, öğrenemezse de ondan içten içe soğur. Tabi ki çaktırmaz belki ama, eşinden de…

Peki bunu kadına kimden öğretecek? Elbette ki eşi. O yüzden çoğu kadının bu konudaki hocası, kocasıdır.

Belki kırık yıl sonu karnesi sadece öğrencinin değil öğretmenin de performansını gösterir. Ancak cinsel sorunlarda bu sorun büyük ölçüde erkek olan partnerin becerisizlik hanesine yazılır.

O halde anlaşılıyor ki çapkın erkek ne kadar kasıntı yürürse yürüsün fark etmez, (bu bir ödünleme mekanizması göstergesidir ) bir bakıma beceriksiz, daha ilk sınavda tökezleyip kalmış erkek demektir.

Çapkınlık geni hakkındaki “ha bulundu, ha bulunacak” söylentisi ancak ve ancak bir safsatadan ibarettir. Bu aslında topluma örtük olarak verilen, “Aldatmayı hoş görün, bakın bu iş adamın suçu değil, genlerinin (bir bakıma -haşa- yaratıcının) kabahati" mesajıdır. Diğer bir anlatımla bu, “Yazık, yüklenmeyin garibime, meşru görün, bırakın adam tadını çıkarsın” bilinçaltı kurgulamasıdır. (Hem böylece bir taşla “dinler ve “meşrulaştırma / aile” adlarındaki iki kuş da vurulmuş oluyor)

Çapkın kişi ayrıca tam bir kapital tüketicidir. Eşini, özellikle de dışarıda aradığı duyguyu başlangıçta bulduğu evinde kısa sürede ve hoyratça tüketmiştir. Öyleyse dikkat edin, en çok da hazır olun; çünkü o sizi de tüketmeye hazırdır artık. İlke açıktır: “Bir kere yapan, yine yapar.”

Çapkın adamın baş döndürücü ilgisi sakın ola ki ayaklarınızı yerden kesmesin. Bu ilgi kendinizi ve gerçeklerinizi algılamanızda birebir olarak belirleyici olmasın. Çapkın ne ederse etsin, hangi dili dökerse, hangi içten (!) ve coşkulu adımı atarsa atsın siz yine aynı sizsinizdir. Unutmayın; bu söz, fiil ve tavırlar aslında size sırf siz olduğunuz için duyulan özel bir ilgiden çok içinde uyanan şehevi duygularının tazyikiyle ve şartların getirisi sonucu hasbelkader şahsınıza yönelmiş olan “paravan” bir duygudur. Tüp uzun zamandan beri gaz biriktirmiş, ardından da kaçırmaya başlamıştı bir kere. Kibritle de olsa ateş alacaktı, çakmakla da olsa. Öyleyse çakmağın ve kibritin bir önemi yok, gazın önemi var! ("Kibritmiyim yoksa çakmak mı" demenizin bir manası yok öyleyse!)

Çapkın adam yaşamın pek çok alanında gerekli olan başarı ve benzeri yaşantılar açısından oldukça fakir ve çorak kalmış, böylece farklı farklı yerlerde, başka başka nesnelere bağlanarak doyurulması gereken enerjisini farkında olmadan tek bir noktaya kilitlemiş, oradan sürekli sıkıştırılıp duran kişidir. Yani çapkın adamdan zihin, ruh, duygu gibi açılardan her şeyinize hitap edecek çok yönlü bir doyumu beklemeyin. (İstisnalar kaideyi bozmaz)

Çapkın kişi toplumca hoş karşılanmayan bu işe ancak pik yapan duyguları, en çok da şehevi hevesi yüzünden cesaret edebilmiştir. Psikoloji bilimi ise bize hiç bir duygunun zaman zaman çıktığı en tepe yükseklik olan pik seviyesinde uzun süre kalamayacağını söylemektedir. Buradan çıkan gerçek şudur: Demek ki sel çekilecek, geride çakılı ve kumu kalacak; yani bu duygular kısa sürede kuruyup gidecektir. Ardından da çapkın sudan çıkmış balığa dönecek, birlikte olduğu kişi de hayal kırıklığının acılı tadına kanacaktır.

Çapkın kişi aynı zamanda kişisel bir zaafın da içersindedir. Görüntü her ne kadar katıksız cinsellik ve bu konudaki aşırı arzu gibi yansısa da aslında altında / taa derinde “beğenilmeye, tercih edilmeye, farklı olmaya, fark edilmeye” karşı derin ve köklü bir zaaf da söz konusudur. Çoğu aslında “bak onca toplumsal baskıya rağmen, üstelik de pek çok erkeğe karşın bu kadın gitti beni tercih etti, demek ki bende bir şeyler var; görün millet, en çok da hey sen, baba, duy beni, bak oğluna adam olmazsın, senden bir halt olmaz diyordun” vs. demektedir. (Ancak açıktan aldatamayacağı için ne yazıktır ki bu sesini kendisinden başka kimse duymayacaktır. Bu da aldatmanın içindeki zehirlerden sadece birisidir)

Gaza biraz fazla basınca çılgınca hızlanan arabanın bu süratini kendi bireysel performansı sanan (oysa bu ancak arabanın maharetidir) şoför gibi aldatan erkek birlikte olduğu kadının cinsellikten aldığı doğal hazzı kendi özel becerisinin / üstün yeteneğinin ürünü zannetmekte, böylece ham ve cahil bir ruh profili sergilemektedir. (Aslında bu şekilde baştaki takke düşmüştür, görünmesi gereken keldir. Ancak böylesi bir durumda çoğu kadının bunu değil de gıbta edeceği şeyler gördüğünü sanması çok gariptir. Demek ki kader ağlarını örmektedir.)

Öyle ya, her kişi -pek tabi ki kadınlar da- çoğu ilişkiden belli oranlarda zevk almaktadırlar. Kendi yaşattığı da aslında bundan fazlası değildir lakin bunu tek kendisine mahsus çok büyük bir başarı zannetmektedir. “Zevk alıyor bak, demek ki bunu ben veriyorum”. Oysa kurallarına uyulduğu takdirde o kadarını her erkek becerebilir, bu büyük bir başarının göstergesi asla değildir. Demek ki aldatan erkeklerde "ham" bir ruh kadar sosyal başarıya karşı derin bir açlık ve baş dönmesi (buna gerçekle bağın koptuğu geçici sarhoşluk da denilebilir ) hali de söz konusudur.

Aldatma bir kere yaşandığında biten, tamama eren bir eylem değildir; bilakis kişiyi tekrar tekrar aynı yaşantıya karşı zorlayan güçlü bir eğilimin en temel oluşturucusudur. Kişi yaşadığı deneyim neticesinde sahip olduğu “beğenildim, tercih edildim” duygusuyla çevresinde -farkında olmadan- sürekli bu yönde adımlar beklemeye de başlar. Bunu göremediğinde ise mevcut ilişkisinden soğur, bu ilişkisiyle çıktığı “farklıyım” tepesinden bir anda aşağıdaki “değersizlik duygusu çukuruna” yuvarlanır. Ardından, beyninin arka planında ve bilinç dışı olarak işleyen “değersiz biriyle olan, ancak bir başka değersiz kişidir” otomatik düşüncesine kapılır, böylece kendisine bunları düşürten partnerinde artık farklı, önemli ve özel olduğu hissini yaşayamaz olur. Diğer bir deyimle bu doyumu ondan artık alamaz bir hale gelmeye başlar. Bütün bunların iteklediği başka arayışlarla ve çoğu başarısızlıkla sonuçlanacak adımlarla bir kısır döngü ocağının kucağında kıvranır durur.

Bu psikoloji çapkını gergin, gerilimli, stresli, agresif, hırçın, saldırgan, kaba ve hoyrat davranışlara da zorlar. Daha tahammülsüz, hoşgörüsüz, sabırsız, tepkisel yapar; kaba - saba nitelikli bazı tutumlara sevk eder. Bütün bunlar partneri incitir, onurunu içten içe zedeler; sonunda partneri benlik saygısı açısından iyice kan kaybetmeye başlar. Böylece kadın olan partner ilişkisinde bazı radikal kararlar almaya, mesela sınırlar koymaya yönelebilir. Bu durum erkeği iyice deliye çevirir. (Öyle ya, Allah kimseyi gördüğü günden geri koymasın!) Bir takım sorunların beklenen fitili nihayet ateşlenmiştir.

Ve Kaçınılmaz Son

Yaşamda var olan çoğu şey ölümlüdür. Aşk ve ilişkiler de böyledir. Bunlar da bir gün mutlaka biter. (İlla ki ayrılık olmasa bile en azından eşlerden biri vefat ettiğinde biter vs.). Eğer şans yaver gitmiş, maskeler ustaca takılmış, dolayısı ile bu süreçte hiçbir açık verilmemiş, kimse de bir şeyler fark etmemişse bile ilişki can çekişmekte, artık nihayete ermek üzeredir.

Erkek başta “çok farklı” zannederek gözünde iyice yücelttiği kişiye her yönüyle -hem de tekrar tekrar- sahip olmuş, böylece hevesini ziyadesiyle almıştır.

Sonunda geride, yani elinde avucunda kalanın evde eşinde olandan pek de farklı bir yanının bulunmadığı gerçeğiyle geç de olsa karşılaşmıştır.

Artık partneri için maske takmaya, bu maskeyi boş yere suratında taşımaya, bunun bin bir türlü zahmetine katlanmaya hiç de gerek yoktur. Böylece kişiliğinin kirleri, karakterinin ustaca örtülen defoları artık tek tek gün ışığına çıkmıştır.

Böylece kadın yitirdiği öz güvenini ve içine girdiği hayal kırıklığını tamir ettirmek için psikologa gitmeye; erkek ise yan gözüyle ve çaktırmadan başka kadınları süzmeye artık hazırdır.

Üstelik de eskisinden daha da ustaca.

Aynı sürecin tekrar yaşanacağını, bu yolun dipsiz bir kuyu olduğunu bile bile.
(Ne demişler, yenilen pehlivan güreşe doymazmış.)

Psk. İzzet Güllü

Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Çapkınların Cinselliği (Çapkınlığın Anotomisi)" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     14 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İzzet GÜLLÜ Fotoğraf
Psk.İzzet GÜLLÜ
Sakarya (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi18 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.İzzet GÜLLÜ'nün Yazıları
► Kadın Cinselliği Psk.Meltem BİLGİCİ
► Cinselliği Konuşmak Dr.Psk.Dilek AKGÜL
► Ergen Cinselliği Psk.Dnş.Barışcan ÖZTÜRK
► Erkeklik ve Erkek Cinselliği Psk.Dila HOTLAR
► Çocuklarla Cinselliği Konuşmak Psk.Başak TANRIVERDİ
► Erkek Cinselliği Reddederse Psk.Gülüm BACANAK
► Çocuklara Cinselliği Anlatmak ÇOK OKUNUYOR Psk.Serap DUYGULU
► Çocuk ve Ergen Cinselliği Psk.Yaşam YANARDAĞ ÇELİK
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Çapkınların Cinselliği (Çapkınlığın Anotomisi)' başlığıyla benzeşen toplam 13 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Bir Veda Yazısı Haziran 2018
◊ Bu Yazıyı İyi Anla ÇOK OKUNUYOR Haziran 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


19:20
Top