2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Bel Fıtıkları (Lomber Disk Hernileri)
MAKALE #5632 © Yazan Prof.Dr.Hasan Çağlar UĞUR | Yayın Ekim 2010 | 9,601 Okuyucu
Bel Fıtıkları (Lomber Disk Hernileri)

Belin Anatomisi

Belimiz vücudumuzun ağırlığını taşıyan, yükü kalçadan bacaklara aktaran ve aynı zamanda günlük aktivitelerimiz sırasında gövdemizin hareketli olmasını sağlayan bir yapıdır. Belimizde 5 adet omur (vertebra) ve bu omurları birbirine bağlayan kıkırdak yastıkçıklar (disk), eklem yapıları ve bunlara destek olan ligamentler bulunur. Bel omurları, harekete katkısı ve yük taşıma özelliğinin yanında omurilik ve sinir köklerine koruyuculuk görevi yapar. Bel omurlarının içerisinden bacakların kas kontrolünü sağlayan, bacakların duyusunu taşıyan ve idrar, gaita ve seksüel fonksiyonların kontrolünü sağlayan sinirler geçer.

Bel Ağrısının Nedenleri

Toplumda her 100 kişiden 70-80’i hayatının bir döneminde bel ağrısından yakınır. Bel ağrısı olan hastaların % 70-90'ı 6 hafta içinde kendiliğinden iyileşir. Bel ağrısı; kas spazmı, bel kayması, kireçlenme, romatizma, kemik erimesi, omurlarda kırık ve bel fıtığı gibi çeşitli nedenlerden oluşabilir. Bel ağrılarının ancak % 2′si bel fıtığıdır. Gerçek bel fıtıklarının ancak % 15’i cerrahi tedavi gerektirir. Bel ağrılı hastaların %90'ının yakınması ilk 4 hafta içinde kendiliğinden geçerken ancak %5'i kronikleşir.

Belde yer alan omur, disk ve yumuşak dokularda gelişen herhangi bir patoloji bel ağrısına neden olabilir. Bel ağrısı, günümüzde bireyin günlük aktivitesini kısıtlayan en önemli nedenlerden birisidir. Tüm dünyada nüfusun yaklaşık %80'inin yaşamlarının herhangi bir döneminde en az bir kez bel ağrısı atağı geçirdikleri bilinmektedir. Bel ağrısı gelişmiş toplumlarda görülen kronik hastalıklar arasında kalp hastalıklarından sonra ikinci sırayı almakta ve cerrahi tedavi yapılan hastalıklar arasında beşinci sırada bulunmaktadır. Bel ağrısı en sık 20-40'lı yaşlarda görülmektedir. Bel ağrılarını akut ve kronik olmak üzere 2 gruba ayırabiliriz. Akut bel ağrılarında genellikle ağrı birkaç gün içerisinde azalır ve birkaç hafta sonra tamamen geçer. Ağrı 3 aydan daha fazla sürerse bu ağrıya kronik (müzmin) bel ağrısı denir. Çoğu bel ağrısında ağrının nedeni öykü ve klinik muayene ile konur, yardımcı incelemeler ve radyolojik tetkiklerde bir şey bulunamaz.Bu tip ağrılara mekanik bel ağrısı denir. Bel ağrıları kabaca 2 büyük grup altında incelenebilir:

1-Kas-iskelet sistemi hastalıkları
2-Omurga hastalıkları

1-Kas-İskelet Sistemi Hastalıkları

Bel ağrılarının büyük çoğunluğu bu gruba girer. Çoğunlukla kaslarda, ligamentlerde veya eklemlerdeki yaralanmalar ile oluşur. "Miyofasial ağrı sendromu" terimi kas ve yumuşak dokuların aşırı gerilmesi ve yaralanmasıyla oluşan klinik tabloyu tarif eder. Diğer bel ağrısına yol açan kas-iskelet sistemi sorunları arasında kötü postür, bir bacağın kısalığı, beldeki omur ve kıkırdakların az oksijenlenmesine neden olduğu için sigara kullanımı, stres gibi psikososyal faktörler sayılabilir.

2-Omurga Hastalıkları

Bu gruptaki hastalıklar kas iskelet sistemi hastalıklarından daha az oranda görülmektedir. Bu grupta bel ağrılarına en sık yol açan hastalıklar: bel fıtıkları (lomber disk hernileri), disk dokusunun yıpranması (dejeneratif disk hastalığı), bel kayması (lomber spondilolisthezis), bel omurga kanalının daralmasıdır (lomber dar kanal). Tümör, enfeksiyon, travma, kemik erimesine (osteoporoz) bağlı çökmeler diğer bel ağrısı yapabilecek sebeplerdir.

a)Bel Fıtığı (Lomber disk hernisi): Disk materyali iki omur cismi arasında dışarıda görece olarak daha sert bir kılıf, içeride ise jel kıvamında yumuşak doku kısımlarından oluşur. Bir yastıkçık gibi davranır ve gövdenin yüklerini dağıtmak görevini üstlenir. Ancak bel omurlarına fazla yük binerse (aşırı kilo alma ve ağır kaldırma), bele destek olan diğer yapılar, özellikle bel ve karın kasları zayıflarsa (egzersiz yokluğu), veya yapısal ve genetik nedenlerle bu disklerde bozulma bel ağrısına ve bel fıtığına neden olabilir. Diskin dış kılıfının zayıflaması veya yırtılması ile iç kısım dışarıya doğru kayar ve sinirlere baskı yapmaya başlarsa buna "bel fıtığı" denir. Dış tabakadaki zayıflama veya yırtılma daha çok bel ağrısına yol açarken, iç tabakanın dışarıya doğru yer değiştirmesi olarak tanımlanabilecek bel fıtığı sinir kökü üzerine baskı yaptığı için özelikle bacağa vuran ağrıya yol açar. Bel fıtığında bel ağrısından daha ön planda olan bacak ağrısıdır. Sinirlere olan basının düzeyine göre uyluk ve bacakta ağrı, güçsüzlük ve uyuşukluk hissi oluşabilir.

b)Bel kayması (Lomber spondilolistezis):
Bir omur cisminin diğer omur cisminin üzerinde öne veya arkaya doğru kaymasına denir. Bu rahatsızlığa bağlı sinir köklerine bası varsa bel ağrısına ilaveten uyluk ve bacakta ağrı, güçsüzlük ve uyuşukluk oluşabilir.

c)Bel omurga kanalında daralma (Lomber dar kanal): Omurilik ve sinirlerinin geçtiği kanalların daralması sonucunda bacaklarımıza giden sinirlerin sıkışması ile oluşur. İleri yaşlarda özellikle belli bir mesafe yüründüğünde bacaklarda ağrı, uyuşma ve topallama ile kendini gösterir
.

d)Disk dokusunun yıpranması (Dejeneratif disk hastalığı):
Disk iç tabakasını oluşturan kısmın su oranı çocukluk ve genç yaş grubunda fazladır. Yaşlanma ile beraber su oranı azalır, disk yüksekliği azalmaya başlar, dış tabakada küçük yırtılmalar gelişir. Diskin yük taşıma ve hareket yeteneği azalır. Diskin dış kısmında bulunan sinir liflerinin uyarılması ile bel ağrısı açığa çıkar. Bu hastalarda bel ağrısı, bacak ağrısından daha fazladır.

e) Gerilim, Stres ve Sigara:Bel ağrısını arttıran ve kronikleştiren en önemli sebeptir.Ekonomik, sosyal ve psikolojik sorunlarınız bel ağrısını attırır.Gülmek, çalışmak, sosyal uğraşılar ve hayata bağlılık bel ağrısına karşı en önemli silahımızdır. Sigara içenlerde bel bölgesine giden damarlarda tıkanıklıklar oluştuğundan diskte harabiyet daha hızlı, kemikte iyileşme daha geç olur.

Bel Ağrılı Hastaların Değerlendirilmesi ve Tanı


Bel ağrılarının çoğunun nedeni yukarda belirtildiği gibi kas ve yumuşak dokuların aşırı gerilmesi veya ufak zedelenmelere uğramasıdır. Bu hastalarda ağrı yakınmaları birkaç gün içerisinde kendiliğinden gerileyeceğinden çoğunlukla tetkik edilmelerine gerek yoktur. Ancak aşağıdaki nedenler hemen doktora başvurmayı gerektirir.

1. Tekrarlayan bel ağrısı atakları
2. Geçmeyen bel ağrısı
3. Ağrı şiddetinin giderek artması
4. Bel ağrısına eşlik eden uyluk ve bacakta ağrı, uyuşukluk, güçsüzlük, istemli idrar ve gaita yapamama, seksüel fonksiyon bozukluğu gibi belirtilerin olması
5. İstirahat ile geçmeyen bel ağrısı
6. Bel ağrısı ile birlikte aşırı kilo kaybı, ateş, üşüme ve titreme olması

Hastanın bel ağrısı nedenleri araştırılırken, öyküsü alınıp, gerekli muayenesi yapıldıktan sonra belirlenen ön tanı doğrultusunda tetkiklerinin yapılması gerekir.

a)Akut bel ağrısının nedeni olarak bel fıtığı, kas ve yumuşak dokulardaki aşırı gerilme düşünülüyorsa, bu hastalara yatak istirahati (5 günü geçmeyen) ve ilaç tedavisi önerilir.
b)Kronik bel ağrısı olan, akut bel ağrısı nedeniyle istirahat ve tıbbi tedavi verilmiş fakat ağrısı geçmeyen, omurga tümörü veya omurga enfeksiyonu düşünülen olgularda incelememize direkt grafi ile başlamak ve takibinde lezyon seviyesini saptayıp Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) ile hastalığın tanısını koymak gerekir. Bu tetkiklere ilaveten hastada enfeksiyon veya tümör düşünülüyorsa buna yönelik kan tetkikleri ve kemik sintigrafisi yapılmalıdır.

Bel Ağrısında Tedavi

Bel ağrılarında yapılacak tedavi ağrının nedenine ve hastalığın yerleşimine göre belirlenmelidir.

1-Akut bel ağrısında tedavi
a. Kas ve yumuşak dokuların aşırı gerilmesine veya ufak yaralanmalara bağlı olan bel ağrısında
(Mekanik bel ağrısı) ağrı kesiciler, kas gevşeticiler ve kısa süreli yatak istirahati tek başına çoğu olguda yeterlidir.
b. Travma ve enfeksiyona bağlı bel ağrısı: sinirlere basıya bağlı bacaklarda güçsüzlük ve/veya istemli idrar ve gaita yapamama, omurgada instabilite (anormal hareketlilik) varsa cerrahi girişim yapılmalı, neden enfeksiyon ise ilave antibiyotik tedavisi verilmelidir.
c. Tümöre bağlı bel ağrısı:
i-Sinirlere basıya bağlı bacaklarda güçsüzlük ve/veya istemli idrar ve gaita yapamama yakınmaları varsa veya omurgada instabiliteye (anormal hareketlilik) yol açmışsa cerrahi girişim yapılabilir ve doku tanısına göre radyoterapi-kemoterapi önerilir.
ii-Sinirlere bası bulgusu yoksa, öncelikle biyopsi ile tümörün tipi belirlendikten sonra duruma göre, cerrahi girişim ve/veya ışın tedavisi, kemoterapi yapılmalıdır.
d. Bel fıtığı, bel kayması, spinal dar kanala bağlı bel ağrısı:
i-Sinirlere basıya bağlı bacaklarda güçsüzlük ve/veya istemli idrar ve gaita yapamama yakınmaları varsa, omurgada instabilite (anormal hareketlilik) varsa cerrahi girişim mutlaka gereklidir. Kuvvet kaybı gibi nörolojik bulgular olmamasına rağmen, uzun süren ağrı nedeniyle hastaların yaşam kaliteleri etkileniyorsa ağrı tek başına cerrahi girişim nedeni olabilir. Cerrahi girişim yöntemi seçilirken her hasta ayrı ayrı değerlendirilmeli ve o hastaya uygun teknik seçilmelidir.
ii-Sinirlere bası bulgusu yoksa ağrı kesici, kas gevşetici ve yatak istirahati (5 günü geçmeyen) önerilir.
2-Kronik bel ağrısında, neden bel fıtığı, bel kayması, omurga kanalının daralması, disk dokusunun yıpranması olan olgularda eğer ilerleyici nörolojik bulgular (kas güçsüzlüğü, istemli gaita ve idrar yapamama) varsa cerrahi girişim uygulanır.
Cerrahi girişim
özellikle doğru tanı almış bel fıtıklarında son derece etkili bir tedavi yöntemidir. Mikrocerrahi metodları kullanarak belin anatomisine en az zarar verecek şekilde yapılan cerrahi tedavinin başarısı bel fıtıklarında doğru ve tecrübeli ellerde %99’un üzerinde başarı sağlar. Buna rağmen halk arasında bel fıtığının cerrahisine soğuk bakılması aslında cerrahi yolla tedavisi gerekmeyen hastalara o veya bu sebeple cerrahi uygulamak (yanlış tanı) veya doğru tanıda yetersiz tedavi uygulandığı içindir. Bu tür ameliyatlarda hastaya vida konulması kesinlikle gereksizdir ve bu uygulamadan kaçınılmalıdır. Bel fıtıklarının hemen hemen tamamında önerilen tedavi mikrocerrahidir; kapalı ameliyat, kansız ameliyat veya lazer ile ameliyat gereksiz ve faydasızdır.
Bel fıtığından sonra özellikle 50 yaş üzerinde bel ağrılarının en sık görülen sebebi spinal stenoz veya omurilik kanalı daralmalarıdır. Yukarda da belirtildiği gibi bu tür hastalarda altın standarttaki tedavi hastaya vida ve çubuklar koymadan omurilik kanalını ve sinir köklerini mikrocerrahi kurallara uyarak açmak ve hastayı rahatlatmaktır. Hastaya konan vida ve çubuklar hastayı orta ve uzun dönemde hastaneye ve doktora sürekli bağımlı kılar, enfeksiyon ve komplikasyon oranlarını arttırır.
Özellikle omurga cerrahisinde şu 3 durumda hastaya vida koymak hemen hemen gereksizdir: 1) Hastada ilerlemiş bel kayması yoksa 2) Hastanın omurgasında kırık ve çökme yoksa 3) Hastanın omurgası bir tümör tarafından invaze edilmemişse
Hastaların bu konularda bilinçli olması ve tedaviyi uygulayacak hekime bu konuda uygun sorular yöneltmesi kendilerine uygulanacak gereksiz enstrümantasyonun önüne geçecektir.

Bel Ağrılarının Önlenmesi


Özellikle tekrarlayan bel ağrılarının önüne geçilmesi için hastanın fazla kilolarından kurtulması, varsa sigara içmeyi bırakması, bel, sırt ve karın kaslarına yönelik kas egzersizlerini düzenli ve sürekli yapması, uygunsuz duruş, oturma ve yatma pozisyonlarını düzeltmesi gerekmektedir.
Günlük yaşantıda uyuma, ayakta durma, oturma, eğilme gibi çok tekrarlanan hareketlerin doğru yapılması ve bunların alışkanlık haline getirilmesi bel bölgesine etkileyen zorlanmaları büyük oranda azaltacaktır.
Kötü pozisyonda durmak, bel oyuğunun normal açısını bozarak ağrıya yol açabilir. Öne eğilmek disklerin dış halkasına fazla basınç yaparken, geriye doğru beli esnetmek omurganın arkasında bulunan küçük eklemlerde yangıya ve ağrıya neden olur. Bu durum bel kaslarında "spazm" olarak adlandırılan aşırı gerginliğe yol açarak, ağrının daha da artması ile sonuçlanır.

Bel çevresi kaslarının güçlendirilmesi ve bu kaslara esneklik kazandırılması bel oyuğunun normal açısının korunmasını, omurlar ve diskler üzerine binen vücut yükünün kaslara aktarılmasını sağlar. Bu egzersizlerin etkili olabilmeleri için doktorunuzun önerdiği şekil ve sürede yapılmaları gerekir.

Bel ameliyatı olmak ömür boyu bel ağrısından kurtulmak veya bu ağrıların bir daha hiç tekrarlamayacağı anlamı taşımaz. Hastaların ameliyat sonrası mutlak suretle fazla kilolardan kurtulması, bel kaslarını güçlendirecek düzenli egzersiz yapması ve omurgaya binecek yükü arttıran hareketlerden kaçınması gerekir.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Bel Fıtıkları (Lomber Disk Hernileri)" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Prof.Dr.Hasan Çağlar UĞUR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Prof.Dr.Hasan Çağlar UĞUR'un izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Hasan Çağlar UĞUR Fotoğraf
Prof.Dr.Hasan Çağlar UĞUR
Ankara
Doktor "Beyin ve Sinir Cerrahisi (Nöroşirurji)"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi413 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Prof.Dr.Hasan Çağlar UĞUR'un Yazıları
► Lumbal Disk Hernileri ve Rehabilitasyonu Fzt.Ali Serkan ÜNSAL
► Lomber Disk Hernisi (Bel Fıtığı) ÇOK OKUNUYOR Op.Dr.Bülent ÇELİK
► Lomber Spondilolistezis ve Skolyoz (Bel Kayması) Prof.Dr.Hasan Çağlar UĞUR
► Servikal Disk Hernisi (Boyun Fıtığı) ÇOK OKUNUYOR Op.Dr.Bülent ÇELİK
► Lomber Dar Kanal (Omurga Kanal Darlığı) Prof.Dr.Hasan Çağlar UĞUR
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Bel Fıtıkları (Lomber Disk Hernileri)' başlığıyla benzeşen toplam 12 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Baş Dönmesi - Vertigo Aralık 2010
► Beyin Kistleri - Araknoid Kistler ÇOK OKUNUYOR Aralık 2010
► Baş Ağrısı Ekim 2010
► Beyin Kanamaları Ekim 2010
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


02:49
Top