2007'den Bugüne 92,262 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Evlat Edinilen Çocukların Biyopsikososyal Özellikleri
MAKALE #5743 © Yazan Psk.Sinem ÇELENK | Yayın Ekim 2010 | 15,724 Okuyucu
Evlat edinme, herhangi bir doğumun var olmadığı, anne babaya ait hakların bir kişiden başka bir kişiye transfer edildiği ve bir ebeveyn-çocuk ilişkisinin yaratıldığı yasal bir hareket olarak tanımlanmaktadır (Bramlett ve ark., 2007). Çeşitli nedenlerle biyolojik ailelerinden ayrılan çocuklara iyi bir yer sağlamak için evlat edinme, etkili bir yöntem olarak görülmektedir (Feiertag, 1971).

Dünya üzerinde evlat edinme olgusu her geçen gün artış göstermektedir. Amerika’da yapılan son değerlendirmelere göre yaklaşık olarak 1,6 milyon çocuk evlat edinilmiştir (United States, Bureau of the Census, 2003). Hollanda’da özellikle yurt dışından evlatlık almak diğer ülkelere oranla son zamanlarda oldukça artış göstermekte ve ilk dönem alınan evlatlık çocuklar bugün genç birer erişkin olarak hayatlarını sürdürmektedirler. Bugün Hollanda’da yaklaşık 28.000 evlatlık çocuk bulunmaktadır (Levin, 2005).
Türkiye’de ise bu oran geçmiş yıllarda yıllık 400-500 çocukla sınırlı kalmakla beraber, son üç yılda artış göstererek 8940’a kadar ulaşmıştır (SHÇEK, 2006). Sosyal hizmetler kapsamında ele alınan evlat edinme olgusuna insanların talepleri her geçen gün artış göstermektedir.

Evlatlık çocukların çoğunun sağlıklı olmasına karşın; uyum problemleri, davranış ve bağlanma bozuklukları açısından yüksek risk taşımaktadırlar (Bramlett ve ark., 2007). Evlat edinilen çocukla beraber mutlu bir aile ortamı oluşturulsa da, aileye yeni gelen çocuğun aşırı hassaslığı psikiyatrik hastalıklara yol açabilmektedir (Levin, 2005). Evlatlık çocuğun evlat edinilmeden önceki yaşantısına ilişkin duygusal yoksunluk, fiziksel ya da cinsel istismar öyküleri de uzun süreli psikolojik problemler yaratabilmektedir (CECADC, 1991).

Evlat edinme psikolojik, sosyolojik ve pek çok boyutu açısından araştırmacıların oldukça ilgisini çekmektedir (Palacios ve ark., 2006). Çocukların yaşam tarzları ve kişilik özelliklerine ilişkin pek çok veri kaynağı olmasına rağmen, ailelerin öz, üvey veya evlatlık çocuklarına ilişkin analizler oldukça az sayıdadır (United States, Bureau of the Census, 2000).

Bebeklik ve erken çocukluk döneminde büyük aile eksikliği yaşayan çocuklarla yapılan çalışmalara göre, bu durumun evlatlık çocuklarda diğer çocuklara göre daha büyük gelişimsel bozukluklar yarattığı söylenmektedir. Bu gelişimsel bozukluklar, çocukların bazılarında önemli klinik sonuçlara yol açmaktadır (Rutter ve ark., 2001). Yapılan çalışmalar, çocukların erken yaşlarda evlat edinilmesinin duygusal ve bilişsel gelişimleri için önemli olduğunu göstermektedir (Vorria ve ark., 2006-absc-). Daha büyük evlatlık çocuklar ise yeni bir ev, aile, kültür ve dile uyum sağlamayı zor bulabilmektedirler (Sperling, 2001).

Genel olarak evlatlık çocuklar, evlatlık olmayan çocuklara oranla daha çok dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, öğrenme bozuklukları, duygu durum ve psikotik bozukluklar, evden kaçma ve davranış problemleri ile madde kötüye kullanımı göstermektedirler (Sexson, 2005). Hollanda’da yapılan bir çalışmaya göre, yabancı ülkelerden evlat edinilen çocuklar evlatlık olmayan akranlarına göre genç erişkinlikte daha yüksek oranlarda anksiyete bozukluğu ve madde kötüye kullanımı göstermektedirler. (Tieman ve ark., 2005).

Evlatlık olan kız ve erkekler arasında çeşitli farklılıklar görülmektedir. Yapılan çalışmalara göre, erkekler kızlara göre erken dönemdeki olumsuz yaşam deneyimlerinden etkilenmeye veya duygusal problemlerle sonuçlanan evlat edinmelere daha eğilimli görünmektedirler (Levin,2005; Tieman ve ark., 2005). Bu olguların sonraki eğilimliliklerinde cinsiyet farklılıkları, erken çocukluk dönemi deneyimleriyle açıklanamamaktadır. Erkekler kızlarla karşılaştırıldığında daha geç uyum sağlamakta veya daha fazla ihmal ve suiistimal edilmektedir (Levin, 2005).
Pek çok evlatlık çocuk, yetimhaneden sonra bir aile edindiklerinde sosyal, bilişsel ve gelişimsel olarak gecikmeler yaşamış olmaktadırlar. Bu çocukların bazılarının biyolojik ebeveynlerinin alkol ve madde kullanımı öyküleri olmakta ve çocuğun, doğum öncesi davranışsal ve gelişimsel anormalliklere maruz kalması söz konusu olmaktadır (Sperling, 2001).

Çevresel etkenlerin de evlatlık çocukların toplumdaki rolleriyle yakından ilişkili olduğu düşünülmektedir. (Levin, 2005). Bakım evlerinde büyüyen ve erken çocukluk yıllarını bu kurumlarda harcayan çocuklarda bilişsel ve duygusal hasarlar oluşmaktadır. Bu durum çocukların aile figürü oluşumu ve buna bağlanma ile psikolojik gelişimini olumsuz etkilemektedir (Marcovitch ve ark., 1997). Yapılan çalışmalar, ailelerin evlatlık çocukların davranışlarında önemli rol oynadığı göstermektedir (Teena, 2007-absc-).
Zayıf sosyoekonomik düzeyler genellikle kötü tıbbi sonuçlarla ilişkilendirilmektedir (Levin, 2005). Tieman ve arkadaşlarına (2005) göre düşük ve orta sosyoekonomik düzeydeki ailelerin evlatlık çocukları evlatlık olmayan akranlarından çok farklılık göstermemektedir. Ancak yüksek sosyoekonomik düzeydeki aileler, evlat edindikleri çocuklarına ilişkin psikopatolojiyi diğerlerine daha çok ifade etmektedirler.
Evlat edinilen çocukların gelişimlerinin sağlıklı olması açısından, çocukların evlatlık olduklarını ve bu durumla ilgili pek çok şeyi bilmeye ihtiyaçları vardır. Ancak unutulmamalıdır ki bu bilgiyi paylaşmak uzun yıllar akılda kalacak olması bakımından, çocuğun zihninde en iyi şekilde canlandırılmalıdır. Bu bilgi, çocuğa gelişiminin uygun döneminde ve anlatılanları anlamaya hazır olacağı düzeyde verilmelidir (Sexson, 2005). En büyük hata, evlat edinen aile tarafından çocuk, bilişsel ve duygusal gelişimini tamamlamadan çok fazla şey anlatarak yapılmaktadır (Sexson, 2005). Çocuğun aileye verilecek uzman desteğiyle beraber bu gerçeği anlaması oldukça yararlı olacaktır (Feiertag, 1971).

Bu çalışmanın amacı 2001-2007 tarihleri arasında Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi polikliniğine başvuran, evlat edinilmiş olguların biyopsikososyal özelliklerini incelemektir.

GEREÇ ve YÖNTEM

Araştırmaya, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatri polikliniğine 2001-2007 tarihleri arasında başvuran 7027 olgu arasından evlat edinildiği saptanan 33 olgu dahil edilmiştir.Olguların %51,5’i kız (n=17), %48,5’i erkektir (n=16). Kızların yaş ortalamaları 9.58±4.09, erkeklerin yaş ortalamaları ise 9.06±3.62’dir.

Olguların biyopsikososyal özellikleri retrospektif olarak dosyalardan, ilk başvuru sırasında hastadan alınan bilgiler ışığında doldurulan hasta öykü alma kılavuzundan elde edilmiştir.Ayrıca olguların DSM-IV tanı ölçütlerine göre yapılan psikiyatrik muayeneleri sonucu aldıkları tanılar varsa bunlardan da yararlanılmıştır.Polikliniğe başvuran evlatlık olguların ilaç tedavisi alıp almadığı, poliklinikte takip edilme sayıları ve süreleri de dosyalarından elde edilmiştir.

Hasta Öykü Alma Kılavuzu. Polikliniğe başvuran hastaların ilk muayenelerinde görüşmeyi yapan doktorun hastaya ait bilgileri alması amacıyla Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi ABD tarafından geliştirilmiştir. Form, (…kaç madde.) maddeden oluşup çocuğun ve ailenin yaşı, eğitim durumu, ruhsal ya da fiziksel bir hastalığı olup olmadığı, geliş şikâyetlerine ilişkin bilgiler içermektedir.

İstatistiksel Analizler

Verilerin analizi “SPSS 13.0” istatistik paket programı kullanılarak yapılmıştır. Olguların cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi; ailelerinin yaş ve eğitim düzeyleri gibi sosyo-demografik değişkenler; olguların ilaç kullanıp kullanmadıkları, evlatlık olduklarını bilip bilmemeleri, poliklinikte takip sayıları ve süreleri için varyans analizleri yapılarak bu gruplar independent sample t-testi ile karşılaştırılmıştır. Olguların evlatlık olduklarını bilip bilmemeleri ve annelerinin eğitim düzeyleri arasındaki ilişki için de t-testi kullanılmıştır. Bulgularda p<0.05 değeri anlamlı kabul edilmiştir.

BULGULAR

Olguların %51,5’i kız (n=17), %48,5’i erkekti (n=16). Kızların yaş ortalamaları 9.58±4.09, erkeklerin yaş ortalamaları ise 9.06±3.62’di. Beş olgunun annesinde (%15) ve bunlardan ikisinin babasında (%6) da ruhsal bozukluk tanısı vardı.
Olguların babalarının yaş ortalaması 47.42±8.32, annelerinin yaş ortalaması 43.91±8.93 yıldı. Olguların annelerinin ikisi hiç okula gitmemiş (%6.1), 11’u ilkokul mezunu (%33.3), 3’ü orta okul mezunu (%9.1), 6’sı lise mezunu (%18.2) ve 11 tanesi yüksek okul mezunuydu (%33.3). Olguların babalarının ise ikisi hiç okula gitmemiş (%6.1), 5’i ilkokul mezunu (%15.2), 5’i orta okul mezunu (%15.2), 9’u lise mezunu (%27.3) ve 12 tanesi yüksek okul mezunuydu (%36.4).
Tablo 1. Olguların DSM-IV tanı ölçütlerine göre aldıkları tanılar


N %


Davranım Bozukluğu 7 21.2
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) 10 30.3
Depresyon 4 12.1
Kekemelik 2 6.1
Mastürbasyon Bozukluğu 1 3.0
Zekâ Geriliği (MR) 3 9.1

Polikliniğe başvuran evlatlık olguların 11’inin (%33.3) geçirdiği psikiyatrik olmayan bir rahatsızlık vardı. En sık görülen hastalık ateşli konvisyondu (%12.1).
DSM-IV tanı ölçütlerine göre psikiyatrik muayenesi yapılan olguların %81.8’inde (n=27) en az bir tane ruhsal bozukluk tanısı vardı (Tablo 1). Olguların en sık aldığı tanılar dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (%30.3) ve davranım bozukluğuydu (%21.2). Ayrıca Olguların %55’inde (n=18 ) en az bir tane psikiyatrik eş tanı bulunmaktaydı.
En sık polikliniğe başvuru nedenleri; sinirlilik (%18.2), derslerde başarısızlık (%10.3), dikkat dağınıklığı (18.2) idi. Diğer başvuru sebepleri arasında, anne babayı kaybetme korkusu (%3), aşırı hareketlilik (%6.1), çekingenlik (%3), yalan söyleme ve bir şeyleri çalma (%9.1), mutsuzluk (%3), unutkanlık (%3), gece korkuları (%6.1), dışkı yapamama (%3), söz dinlememe (%3), mastürbasyon yapma (%3) gibi şikayetler yer almaktaydı.
Olguların poliklinikte ortalama takip sayıları 4.9±4.01, takip süreleri ise ortalama 11.64±14.23 aydı. Takip edilen olguların 22’si ilaç tedavisi almakta (%66.7), 11’i ise ilaç kullanmamaktadır (%33.3).

Polikliniğe başvuran olguların sadece %18,2’si (n=6) evlatlık olduklarını bilmekteydi. Evlatlık olguların annelerinin eğitim düzeyi ile evlatlık olduklarını bilip bilmeme sayıları arasında anlamlı farklılık belirlendi (p=0.003, t=2.50). Eğitim düzeyi yüksek olan annelerin çocuklarının (X=14,2) evlatlık olmalarını bilme oranları eğitim düzeyi düşük olan annelerin çocuklarına göre (X=8,72) daha yüksektir.

TARTIŞMA

Bu çalışmada evlatlık çocukların, kendileri ve ailelerine ilişkin biyopsikososyal özellikleri araştırılmıştır.

Çalışmamızda olguların, babalarının yaş ortalaması 47.42±8.32, annelerinin yaş ortalaması 43.91±8.93 yıl olarak bulunmuştur. Olguların ebeveynlerinin eğitim düzeyleri değerlendirildiğinde, annelerinin %51.5’inin, babalarının ise %63.7’sinin lise ve daha yüksek düzeyde eğitim gördüğü bulgulanmıştır. Hamilton ve arkadaşlarının (2007) yaptığı bir çalışmada, evlatlık olguların ailelerinin eğitim düzeyleri yüksek (15.41 yıl), annelerinin yaşları ise 41.81 olarak bulunmuştur. Buna göre, çalışmamızın sonuçlarıyla uyumlu olarak evlat edinen ailelerin genel olarak yaş ortalamalarının ve eğitim seviyelerinin yüksek olduğu düşünülebilir.

Olguların 11’inin (%33.3) geçirdiği psikiyatrik olmayan bir rahatsızlık ve %81.8’inde (n=27) en az bir tane ruhsal bozukluk tanısı vardı. Olguların en sık aldığı tanılar dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (%30.3) ve davranım bozukluğuydu (%21.2). Ayrıca olguların %55’inin en az bir tane psikiyatrik eş tanısı bulunmaktaydı. Fisher ve arkadaşlarının (1997) Rumen yetimhanelerinden evlat edinilen çocukların ailelerine CBCL vererek yaptığı bir çalışmaya göre, aileler, olguların %65’inde yeme bozukluğu, %85’inde tıbbi bir rahatsızlık, %44’ünde uyku bozukluğu, %84’ünde davranış bozukluğu olduğunu belirtmişlerdir.. Wierzbicki (1993), evlatlık çocukların evlatlık olmayan çocuklara göre daha çok dışa vurma (externalising) ve akademik problemi olduğunu bulmuştur. Ayrıca bu çocukların klinik popülâsyonda önemli bir orana sahip olduğunu da söylemektedir. Dolayısıyla çalışmamızın sonuçları diğer araştırma bulgularıyla tutarlılık göstermektedir.
Evlatlık olguların ailelerinin polikliniğe en sık başvuru nedenleri; sinirlilik (%18.2), derslerde başarısızlık (%10.3), dikkat dağınıklığı (18.2) idi. Austad ve Simmons’un çalışmasına göre (2005-absc-) evlatlık çocukların belirtileri; karşıt gelme, sinirlilik, akademik ve akranlarla yaşanan problemlerdi. Elde edilen sonuçlar diğer araştırma bulgularıyla uyumluluk göstermektedir.

Polikliniğe başvuran olguların %18,2’si evlatlık olduklarını bilmekteydi. Buna bağlı olarak evlatlık çocukların, evlat edinildiklerini bilmelerinin onların gelişimi açısından önemli olduğunun ailelere anlatılmasında yetersiz kalındığı düşünülebilir.
Çalışmamızda, eğitim düzeyi yüksek olan annelerin çocuklarının evlatlık olmalarını bilme oranları eğitim düzeyi düşük olan annelerin çocuklarına göre daha yüksek bulunmuştur. Dolayısıyla evlatlık çocukların sağlıklı gelişimi için annenin eğitimi konusunda teşvik edilmesi gerektiği söylenebilir.

KAYNAKLAR

Austad, C.C. ve Simmons, T.L. (2005). Symptoms of adopted children presenting to a large
mental health clinic. Child Psychiatry and Human Development, 9(1):20-27.
Bramlett, M.D., Radel, F. L. Ve Blumber, S.J. (2007). The Health and Well-being of Adopted
Children. Pediatrics, 119;S54-S60.
Commıttee On Early Chıldhood, Adoptıon And Dependent Care, (1991). Initial Medical
Evaluation of an Adopted Child. Pediatrics, 88;642-644.
Feiertag, R. B., Fried, R. I. ve ark., (1971). Identıty Development In Adopted Chıldren.
Pediatrics, 47;948-949.
Fisher, L., Ames, E.W.,Chisholm, K. Ve Savoie, L. (1997). Problems Reported by Parents of
Romanian Orphans Adopted to British Columbia. International Journal of Behavioral
Development 1997; 20; 67
Hamilton, L., Cheng, S. Ve Powell, B. (2007). Adoptive Parents, Adaptive Parents:
Evaluating the Importance of Biological Ties for Parental Investment. American
Sociological Review, 72:95-116.
Levin, A. (2005). Some adoptions may increase risk of mental illness. Psychiatric News, vol.
40, 6:34.
Marcovitch, S., Goldberg, S., Gold, A. ve ark. (1997). Determinants of Behavioural Problems
in Romanian Children Adopted in Ontario. . International Journal Of Behavioral Development, 20 (1), 17–31.8
McGuinness, T.M. ve Pallansch, L. (2007). Problem Behaviors of Children Adopted From the
Former Soviet Union. Journal of Pediatric Health Care, 21(3): 171-179.
Palacios, J. ve Sandoval, S. Y. (2006). Stress in parents of adopted children. International
Journal Of Behavioral Development, 2006, 30 (6), 481–487.
Rutter, M. L., Kreppner, J.M. ve O’Connor, T. G. (2001). Specificity and heterogeneity in
children’s responses to profound institutional privation. British Journal of Psychiatry, 179:97-103.
Sexson, S. (2005). Child and Adolescent Psychiatry: Blackwell's Neurology and Psychiatry
Access Series (Access) (Hardcover). Press:Wiley-Blackwell.
Sperling, R. (2001). The primary care physician’s role in caring for internationally adopted
children. Journal of the American Osteopathic Association, vol. 101, 6: 345-347.
Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK), (2006). Sosyal Hizmetler Çocuk
Esirgeme Kurumu Faaliyet Raporu, Şubat 2006.
Tieman, W., Ende, J. Ve Verhulst, F. (2005). Psychiatric Disorders in Young Adult
Intercountry Adoptees: An Epidemiological Study. Am J Psychiatry 2005; 162:592–598.
United States, Bureau of the Census. (2000). Adopted children and step children, Census 2000
Special Reports. By Rose M. Kreider. Ekim 2003.
United States, Bureau of the Census. (2003). National profile of adoptive families, Census
Bureau Reports. By Mike Berman. 22 August 2003. (http://www.census.gov/Press-elease/www/2003/cb03-130.html).
Vorria, P., Papaligoura, Z. Ve ark. (2006). The development of adopted children after
institutional care: a follow-up study. Journal of Child Psychology and Psychiatry, and
Allied Disciplines, 47(12).
Wierzbicki, M. (1993). Psychological adjustment of adoptees: a meta-analysis. Journal of
Clinical Child Psychology, 22, 447–454.

Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Evlat Edinilen Çocukların Biyopsikososyal Özellikleri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Sinem ÇELENK'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Sinem ÇELENK'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Sinem ÇELENK'in Makaleleri
► Evlat Edinildiği Çocuğa Ne Zaman Söylenmeli ? Psk.Dnş.Begüm KODALAK BİLİK
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Evlat Edinilen Çocukların Biyopsikososyal Özellikleri' başlığıyla benzeşen toplam 20 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Çocuklarda Cinsellik Ekim 2010
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


17:44
Top