Çocuklarda Korkular ve Kaygı
Korkular
Her çocuğun birtakım korkulan vardır, çoğu akla yakın olmayan korkulardır bunlar En azından büyüklerin gözünde, çocukların korktukları şeylerin çoğunun gerçekten tehdit edici bir yanı da bulunmamaktadır. Küçük çocuklara özgü korkular çok çeşitlidir: Karanlık; yalnız kalmak; şiddetli gürültüler; tuhaf bir adamın ortaya çıkıvermesi; bazı hayvanlar; vb...
Çocukların korkuları, yaş dönemlerine göre farklılık gösteriyor. Daha küçük yaşlarda korkuların kaynağı sesken, ilerki yaşlarda somut korkular ortaya çıkıyor.
-6 yaş arası korkuların arttığı bir dönemdir. Bedenine bir zarar geleceği duygusu, karanlık, yabancılar, aileden uzak kalma, gök gürültüsü gibi korkular vardır. Bunlara ailelerin eklediği dilenci, hırsız, öcü, doktor korkusu gibi korkular eklenebilir. İlkokul döneminde daha somut şeylerden korkulur. Hayvanlardan, kendine zarar verecek kişilerden, filmlerden korkular başlar.
Korkular gelişimsel ya da durumsal olabilir. Ancak pek çok durumda aileler ve diğer erişkinler, bu korkuların ortaya çıkmasına, pekişmesine neden olurlar. Çocuğu kontrol edebilmek, istenmeyen davranışlarını engelleyebilmek için söylenen sözler korkulara neden olur. "Seni dilenciye veririm,", "Oraya gidersen öcüler yer,", "Köpeğe yaklaşma, ısırır,", "Yaramazlık yaparsan seni bırakır giderim,", "Bak, şimdi susmazsan doktor iğne yapacak,"... Ağzımızdan kolayca çıkan, sonuçlarını hiç düşünmediğimiz, anlık çözümler getiren ama sonrasında korkulara neden olan erişkin davranışlarıdır.
Korku olmazsa insan olmaz. Bütün korkulardan arınmış ve “hiçbir şeyden” korkmayan bir insan, toplum için potansiyel bir tehlikedir. Korku, insanın topluma uyum sağlamasını, eş, dost ve arkadaşı ile belli “sınırlar” içinde yaşamasını sağlayan en önemli insanî bir reflekstir. Ancak insan bu refleksin nasıl kullanılacağını belli yaşlarda belli provalar yaparak öğrenir ve yetişkinliğe doğru bu şekilde ilerler.
"Çocuklar düşünme yeteneklerinin ve deneylerinin sınırlı olması ve hayal güçlerinin zenginliği nedeniyle yaşadıklarını gerçekçi olarak değerlendiremezler. Gördüklerini çarpıtarak, abartarak ya da benzetmeler yaparak korkulu sonuçlara varabilirler. Ancak yaşları ilerledikçe ayrılıkların, acıların, hastalıkların ve ölümün olduğu bir dünyayı olduğu gibi görmeye cesaret etmek ile güven geliştirirler. Kendilerini sevindiren bir şey yaptıklarında, bir durumu kontrol edebildiklerinde ve değişim sağladıklarında, kendi yeteneklerine, güçlerine inanırlar ve özgüven oluştururlar."
Yalnız yatma korkusu
Okulöncesi çağdaki çocuğun korkularından biri de tek başına yatma korkusudur. Yatağına gidip uyumak istemez; ya anne-babasını bekleyip yatar ya da onlarla aynı yatakta yatmak ister. Bunun nedeni küçük yaştan itibaren anne-babanın yanında yatma alışkanlığından kaynaklanabilir, bu yüzden çocuklara ayrılmak zor gelebilir, özellikle evde yeni bir bebek varsa, annenin ilgisini kazanmak için onunla yatmak isteyebilir. Ancak, kimi zaman bunun alışkanlık ya da şımarıklık ile ilgisi bulunmadığı, korkunun gerçek olduğu, çocuğun saatlerce uykuya dalamayışından anlaşılır. Yatağa girme korkuları, ölüm veya uykuya bağlı korkular nedeniyle ortaya çıkabilir. Yatma zamanı çocuk ile anne arasında savaşa dönüşebilir.
Karanlık korkusu :
Çocuğun korkusu ciddiye alınınca ve çocuk; canavar, cin ve hayaletlerin hiçbir şey yapamadıklarını ve görünmediklerini anlayınca, korku kendiliğinden ortadan kalkar. Kalkıp ışığı açmak, beraber odaları gezmek, tuvalete gitmek, kabusu anneye ya da babaya anlatmasını sağlamak ve kendisini korkutan şeyin resmini yapması çocuğa iyi gelecektir.
Yabancı korkusu
Bebeğinizin yaklaşık olarak 8. ayda geliştirdiği ve bir-bir buçuk yıl kadar sürebilen yabancı korkusunu normal kabul etmelisiniz. Çocuğumuzun beş yaş civarında geliştirdiği; cadı, canavar gibi bazı hayali figürlerden korkması da ruhsal gelişim açısından beklenebilir bir durumdur. Dikkat edilmesi gereken nokta, bazı korkuların belli dönemlerde ortaya çıkabilecekleri, ancak bu korkuların bir süre sonra ortadan kaybolmalarının da gerekli olduğudur. 6 yaşındaki bir çocuğunuz hâlâ yabancılardan korkuyorsa, bu üstünde durulması gereken bir durumdur.
ÇOCUKLARDA KAYGI:
Koşullu sevgi gösterilen çocuklar mutsuz ve kaygılı oluyor. Koşullu sevgi gösteren anne ve babaların çocukları da ileride mükemmeliyetçi olarak mutsuz ve kaygılı bireyler haline geliyorlar. Anne babayı suçlamak adına söylemiyoruz ama temel buralardan geliyor.
Her çocuğun birtakım korkulan vardır, çoğu akla yakın olmayan korkulardır bunlar En azından büyüklerin gözünde, çocukların korktukları şeylerin çoğunun gerçekten tehdit edici bir yanı da bulunmamaktadır. Küçük çocuklara özgü korkular çok çeşitlidir: Karanlık; yalnız kalmak; şiddetli gürültüler; tuhaf bir adamın ortaya çıkıvermesi; bazı hayvanlar; vb...
Çocukların korkuları, yaş dönemlerine göre farklılık gösteriyor. Daha küçük yaşlarda korkuların kaynağı sesken, ilerki yaşlarda somut korkular ortaya çıkıyor.
-6 yaş arası korkuların arttığı bir dönemdir. Bedenine bir zarar geleceği duygusu, karanlık, yabancılar, aileden uzak kalma, gök gürültüsü gibi korkular vardır. Bunlara ailelerin eklediği dilenci, hırsız, öcü, doktor korkusu gibi korkular eklenebilir. İlkokul döneminde daha somut şeylerden korkulur. Hayvanlardan, kendine zarar verecek kişilerden, filmlerden korkular başlar.
Korkular gelişimsel ya da durumsal olabilir. Ancak pek çok durumda aileler ve diğer erişkinler, bu korkuların ortaya çıkmasına, pekişmesine neden olurlar. Çocuğu kontrol edebilmek, istenmeyen davranışlarını engelleyebilmek için söylenen sözler korkulara neden olur. "Seni dilenciye veririm,", "Oraya gidersen öcüler yer,", "Köpeğe yaklaşma, ısırır,", "Yaramazlık yaparsan seni bırakır giderim,", "Bak, şimdi susmazsan doktor iğne yapacak,"... Ağzımızdan kolayca çıkan, sonuçlarını hiç düşünmediğimiz, anlık çözümler getiren ama sonrasında korkulara neden olan erişkin davranışlarıdır.
Korku olmazsa insan olmaz. Bütün korkulardan arınmış ve “hiçbir şeyden” korkmayan bir insan, toplum için potansiyel bir tehlikedir. Korku, insanın topluma uyum sağlamasını, eş, dost ve arkadaşı ile belli “sınırlar” içinde yaşamasını sağlayan en önemli insanî bir reflekstir. Ancak insan bu refleksin nasıl kullanılacağını belli yaşlarda belli provalar yaparak öğrenir ve yetişkinliğe doğru bu şekilde ilerler.
"Çocuklar düşünme yeteneklerinin ve deneylerinin sınırlı olması ve hayal güçlerinin zenginliği nedeniyle yaşadıklarını gerçekçi olarak değerlendiremezler. Gördüklerini çarpıtarak, abartarak ya da benzetmeler yaparak korkulu sonuçlara varabilirler. Ancak yaşları ilerledikçe ayrılıkların, acıların, hastalıkların ve ölümün olduğu bir dünyayı olduğu gibi görmeye cesaret etmek ile güven geliştirirler. Kendilerini sevindiren bir şey yaptıklarında, bir durumu kontrol edebildiklerinde ve değişim sağladıklarında, kendi yeteneklerine, güçlerine inanırlar ve özgüven oluştururlar."
Yalnız yatma korkusu
Okulöncesi çağdaki çocuğun korkularından biri de tek başına yatma korkusudur. Yatağına gidip uyumak istemez; ya anne-babasını bekleyip yatar ya da onlarla aynı yatakta yatmak ister. Bunun nedeni küçük yaştan itibaren anne-babanın yanında yatma alışkanlığından kaynaklanabilir, bu yüzden çocuklara ayrılmak zor gelebilir, özellikle evde yeni bir bebek varsa, annenin ilgisini kazanmak için onunla yatmak isteyebilir. Ancak, kimi zaman bunun alışkanlık ya da şımarıklık ile ilgisi bulunmadığı, korkunun gerçek olduğu, çocuğun saatlerce uykuya dalamayışından anlaşılır. Yatağa girme korkuları, ölüm veya uykuya bağlı korkular nedeniyle ortaya çıkabilir. Yatma zamanı çocuk ile anne arasında savaşa dönüşebilir.
Karanlık korkusu :
Çocuğun korkusu ciddiye alınınca ve çocuk; canavar, cin ve hayaletlerin hiçbir şey yapamadıklarını ve görünmediklerini anlayınca, korku kendiliğinden ortadan kalkar. Kalkıp ışığı açmak, beraber odaları gezmek, tuvalete gitmek, kabusu anneye ya da babaya anlatmasını sağlamak ve kendisini korkutan şeyin resmini yapması çocuğa iyi gelecektir.
Yabancı korkusu
Bebeğinizin yaklaşık olarak 8. ayda geliştirdiği ve bir-bir buçuk yıl kadar sürebilen yabancı korkusunu normal kabul etmelisiniz. Çocuğumuzun beş yaş civarında geliştirdiği; cadı, canavar gibi bazı hayali figürlerden korkması da ruhsal gelişim açısından beklenebilir bir durumdur. Dikkat edilmesi gereken nokta, bazı korkuların belli dönemlerde ortaya çıkabilecekleri, ancak bu korkuların bir süre sonra ortadan kaybolmalarının da gerekli olduğudur. 6 yaşındaki bir çocuğunuz hâlâ yabancılardan korkuyorsa, bu üstünde durulması gereken bir durumdur.
ÇOCUKLARDA KAYGI:
Koşullu sevgi gösterilen çocuklar mutsuz ve kaygılı oluyor. Koşullu sevgi gösteren anne ve babaların çocukları da ileride mükemmeliyetçi olarak mutsuz ve kaygılı bireyler haline geliyorlar. Anne babayı suçlamak adına söylemiyoruz ama temel buralardan geliyor.
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Çocuklarda Korkular ve Kaygı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Pdg.Aykut AKOVA'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Pdg.Aykut AKOVA'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin
Yazan Uzman
|
çocuklarda korkular ve kaygı, çocukta korku, çocukta kaygı, karanlıktan korkma, ayrılık korkusu, terk edilme korkusu, çocukta korkular, çocuklarda korku, çocuklarda kaygı, çocukların korkuları
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.