2007'den Bugüne 92,307 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Kadın ve İntihar
MAKALE #584 © Yazan Psk.Mehmet Ali EROL | Yayın Ocak 2008 | 8,657 Okuyucu
KADIN VE İNTİHAR

İnsanlar değişik nedenlerle yaşamlarına son vermek isterler.Bu kararın alınmasında çok değişik etmenler ve nedenler vardır.kendi canına kıyan insanların %90’ı depresyon hastalarıdır.Depresyon ve diğer ruhsal rahatsızlıkların yanında kötü yaşam koşulları ve olaylarda intihar riskini artırmaktadır.Bireysel olabileceği gibi toplumsal boyutu da olabilir.
Bölgemizde intihar vakaları üzerinde yapılan araştırmalara göre; Canına kıyma nedenlerinin başında zorla ve erken evlilik,kuma,kan parası yerine kadın verme,berdel uygulaması,hukuk kurallarından çok din kuralları,örf-adet ve feodal geleneklerin hüküm sürmesi olarak düşünülebilinir.Evliliklerin büyük bir kısmının akraba evliliği ve geleneksel yapı nedeniyle istediğiyle evlenememe,boşanma ve çalışma gibi haklarını kulanamama,her yönden erkeğe ve toplumun örf ve adetlerine bağımlı kalmak zorunda bırakılması,erkek çocuk doğuramama,aile içi ensest de intiharı tetikleyen unsurlar olarak sıralanabilinir.
Toplum tarafından suç kabul edilen ve öldürülmesi gerektiğine inanılan kadına veya erkeğe yönelik;Toplumdan tecrit edilme,bir odaya,ahıra vb. yerlere kapatılarak,kişiye intihar ortamı hazırlanıyor.Aile içinde ve yakın çevresi tarafından sürekli aşağlanma, tehdit edilme...’’ Namusumuzu sen kirlettin,öldür kendini, elimizi kana bulama,,,Şerefimizi beş paralık ettin,senin yüzünden hapis mi yatalım? ,Gururlu ol kendini öldür,bizi toplum içinde rezil etme vb.’’ denilmektedir.Bu yüzden kendi canına kıyan kadın övülüyor ve kadına veya erkeğe ölüm dışında başka seçenek bırakılmıyor.Onun için,her intihar olayını ardında bir cinayet şüphesi aranmalıdır.İntihar eden kişi çok normal görünse bile arka planda intihara zorlanmış olabilir.İntihar eden kişinin annesi-babası kan parası almış ise üstü kapatılarak,kimse konuşmuyor,kadının ailesine bir miktar para yada mal veriliyor.Böylece olay adli mercilere yansımıyor veya yansıtılmıyor.karşılığında para mı,arazi mi,şeyler vb. verilmekte.Bu da ailenin ekonomik durumuna göre değişiyor…

06.06.2006 - Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu Kadına Yönelik Şiddet, şiddetin sebepleri ve sonuçları konusundaki Özel Raportörü Prof. Dr. Yakın Ertürk 31 Mayıs 2006 tarihinde yaptığı basın açıklamasında Batman’daki intiharların medyada yoğunlaşmasından dolayı 22-31 Mayıs 2006 tarihleri arasında Batman, Şanlıurfa ve Van illerine yapmış olduğu ziyaretler hakkında bilgi vermiş, bu illerde mahalli yetkililerle, sivil toplum temsilcileriyle ve mağdurlarla veya mağdur aileleriyle görüştüğünü ve bu görüşmeler sonucunda bu illerdeki kadınların çarpıtılmış bir namus anlayışıyla şekillenmiş ataerkil kurallar düzeninde yaşadıklarını bildirmiştir. Diğer taraftan da bu kuralların dışına çıkan kadınların da şiddete maruz kalabildiklerini belirtmiştir. Prof. Dr. Yakın Ertürk’ün yaptığı görüşmelerden elde ettiği bilgilere göre; 2000-2005 yılları arasında Batman’da 61’i kadın 44’ü erkek olmak üzere toplam 105 ve 2006 yılında 5’i kadın 2’si erkek olmak üzere toplam 7 intihar vakası meydana gelmiştir. Aynı dönemde yine Batman’da 36’sı kadın 17’si erkek toplam 53 kişi intihar girişiminde bulunmuştur. Prof. Dr. Yakın Ertürk sözlerine 2003 yılına ait Devlet İstatistik Enstitüsü verilerine bakıldığında Van, Diyarbakır, Hakkari,Şanlıurfa,Şırnak ve Siirt’te de erkek intiharları oranının kadın intiharları oranına göre düşük olduğunu ekleyerek Batman’ı “intiharlar ili” olarak tanımlamanın yanlış olacağını belirtmiştir. Prof. Dr. Yakın Ertürk bu intihar vakalarının sebepleri incelendiğinde kişisel, ailevi ve toplumsal faktörlerin birbirinin içine geçtiğini fakat ana faktörlerin ataerkil düzen ve bununla birlikte gelişen zorla ve erken yaşta evlilik, aile içi şiddet ve üreme hakkının tanınmaması gibi insan hakları ihlalleri olarak belirlenebileceğine değinmiştir. Bazı intihar vakalarında aile içinde çocukların cinsel istismara maruz kalmasının da intiharı tetikleyen nedenlerden sayılabileceğini söyleyen Prof. Dr. Yakın Ertürk ayrıca geleneksel yaşam ile değişen sosyo-ekonomik yapı arasında sıkışan kadınların üstüne, yoksulluk ve siyasi gerilimlerin de baskı yaptığına işaret etmiştir. Bunların yanında yaptığı araştırmalar sonucunda bazı intihara teşvik ve namus cinayeti vakalarına da intihar veya kaza süsü verildiğini açıklayan Prof. Dr. Yakın Ertürk yaptığı basın açıklamasında Türkiye’nin bu sorunun çözümü için tüm uluslararası mekanizmalara ve ulusal mevzuata sahip olduğunu fakat yetkililerin “adet böyle” anlayışına sığınıp yerel güç dinamikleri ve normlarıyla uyumlu davranarak bu mekanizmaların uygulanması konusunda gerekli hassasiyeti göstermediklerine ve bu problemin çözülmesi ve toplumsal tabuların aşılması için acil olarak harekete geçilmesi gerektiğine dikkat çekmiştir.

İntiharlar, önemli sağlık sorunlarından birisidir. Tüm dünyada günde ortalama 1000 kişi intihar ederek yaşamına son vermektedir.Tüm dünyada 42 saniyede bir kişi yaşamına son vermek için intihar girişiminde bulunmakta, 17 dakikada bir de bir kişi intihar nedeniyle yaşamını yitirmektedir. İntihar sıklığı yaş gruplarına göre ve cinsiyete göre değişiklik göstermektedir. Özellikle gençlerde önemli bir sorundur. ABD’de yapılan araştırmada 15-24 yaş grubunda ölüm nedenleri arasında üçüncü sırayı intiharlar almaktadır.
İntihar nedenleri çok çeşitlidir. Bazı durumlar intihar riskini artırmaktadır.
İntihar nedenleri genç ve yaşlılarda genelde daha farklıdır. Yapılan araştırmalarda 30 yaş altındaki intihar vakalarında en sık intihar nedeninin anti sosyal kişilik bozukluğu ve alkol-madde bağımlılığı olduğunu 30 yaş ve üzerindeki kişilerde ise depresyon gibi duygulanım bozukluklarının en sık neden olduğunu göstermektedir. İntihara yol açan önemli yaş am olayları ise 30 yaş altında boşanma, reddedilme, işten çıkarılma-işsizlik ve yasal sorunlar; 30 yaş üzerinde ise fiziksel hastalıklar olarak belirlenmiştir.

1.Psikopatolojik nedenler:

İntihara yol açan en önemli sorun depresyondur. Bu konuda yapılan değişik araştırmalarda intihar eden kişilerin %30-64 ünde depresyon tespit edilmiştir.İntihar sonucu ölenlerin %90 ında depresyon tespit edilmiştir. Depresyon hastalarının ise %15 i intihar girişimi sonucu yaşamını kaybetmektedir. Yapılan bir araştırmada intihar sonucu yaşamını kaybeden vakaların %63’ünün erkek, %37’sinin ise kadın olduğu tespit edilmiştir. Depresyonu olan erkeklerde intihar ve intihar sonucu yaşamını kaybetme oranı kadınlara göre daha yüksektir.

Depresyon sonucu intihar eden ve ölen vakalar arasında depresyon ilaç tedavisi görenlerin oranı %3 dür. Yani bu hastaların çoğu doktora başvurmamakta ve tedavi görmemektedir.
İntihara yol açan diğer psikiyatrik sorunlar şunlardır;

Şizofreni; intihar vakalarının %10’unda şizofreni görülmektedir
Alkol bağımlılığı
Madde bağımlılığı
Kişilik bozukluğu
Panik bozukluğu

2.Sosyal nedenler:

Toplumun sosyal yapısı ve toplumsal kaynaşma durumuna bağlı olarak intihar oranları ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. Aile bağları zayıf toplumsal etkileşimin az olduğu kişilerde intihar olasılığı artmaktadır (egoistik intihar). Sosyal ve ekonomik krizlerde ise toplum içinde intihar oranları yükselmektedir (anomik intihar). Örneğin her iki dünya savaşında da tüm Avrupa da intihar oranları diğer zamanlara göre çok artmıştır.

Durkheim anomik intiharı şöyle tanımlamıştır: batı toplumlarında endüstriyel devrimi takiben toplum yapısında bazı değişiklikler olmuş, toplum içinde dini inançları ve aile bağlarını kuvvetli sağlayamayan kişilerde intihar riskinin arttığını gözlemiştir. Toplumsal bağları kuvvetli ve geleneklerine bağlı diğer toplumlarda ise çoğu zaman intiharlar kişisel olmaktan çok toplumsal bir kural olarak vardır. Örneğin Japonlarda gururun kırılması sonucu uygulanan hara-kiri gibi. Bu tür intiharlar “fedakarlık intiharı” olarak tanımlanır ve burada bireysel özelliklerden çok toplumsal kurallar intiharı getirir.

Bir de toplu intiharlar vardır ki bunlar da ayrı araştırma konusudur. Örneğin bazı tarikatlarda tarikat inanışları nedeni ile toplu intiharlar görülebilmektedir.
Egoistik intiharlar, düzenli toplumlarda topluma uyum sağlayamayan suçlular veya uyumsuz davranışları olan kişilerde görülür.

Toplumsal olaylar göz önüne alındığında aynı koşullarda bir kişi intihar ederken diğer kişide neden intihar girişimi olmadığı açıklanamamaktadır.
Adler’e göre ise sosyolojik nedenleri ve sonuçları olsa da intihar ancak bireysel olarak incelendiğinde anlaşılabilir. Her intihar bireyseldir, kendi içinde değerlendirilmelidir.

İntihar nedenleri arasında depresyon ve şizofreni gibi ruhsal hastalıklar yüksek oranda görülmesine rağmen bu hastalarda intihar oranı sanıldığı kadar yüksek değildir. Bu yüksek risk grubundaki hastalarında kendi içlerinde yüksek risk taşıyanları vardır. Psikiyatristler muayeneleri sırasında bunu değerlendirebilir ve yüksek risk taşıyan hastaları belirleyebilir.

Robert Litman’a göre intihar riski taşıyan kişilerde bu düşünceler zaman zaman yoğunlaşır. Bazen kısa sürede bu düşünceler kaybolur bazen ise bir süre devam eder. Ona göre bu düşünceleri taşıyan insanlar arasında da intihar oranı düşüktür. Bu grup içinde yüz hasta var ise birkaç yıl içinde intihar edenlerin sayısı 3-4dür. İntihar düşüncesi olan kişilerin bunu eyleme dökmesi için pek çok olumsuz koşul bir araya gelmelidir. Yine Litman’a göre umutsuzluk depresyondan daha fazla intihara neden olmaktadır.

Yaş arttıkça intihar oranları da artmaktadır. Erkeklerde en sık 45 yaşlarında, kadınlarda ise 55 yaşlarında intihar görülmektedir. Kadınlar intihara daha fazla eğilim göstermektedir, buna karşın intihardan ölüm oranı erkeklerde daha fazladır. Evli kişilerde intihar oranı boşanmış kişilere göre daha azdır.
Çalışmak kişiyi intihardan koruyan önemli bir özelliktir. İşsizlik sunucu kişilerin sosyoekonomik durumları bozulmakta, psikiyatrik sorunlar ortaya çıkmakta (özellikle anksiyete ve depresyon) ve stres veren durumlarla karşılaşma olasılığı artmaktadır. Bu nedenle işsiz kalan kişilerde intihar etme olasılığı artmaktadır.

3.Psikolojik etkenler

Kişisel yatkınlıkta intihar olasılığını artırmaktadır.

4.Biyolojik yatkınlık

Beyindeki serotonin maddesindeki azalma intihar olasılığını artırmaktadır.

5.Ailesel yatkınlık

Ailede intihar eden kan bağı olan bir yakının olması kişilerde intihar etme olasılığını artırmaktadır. Bazı ailelerde yüksek intihar oranları dikkati çekmektedir.

6. Fiziksel Hastalıklar

Kanser, sara, kalp hastalığı, bunama, AİDS gibi önemli hastalığa yakalanan kişilerde intihar olasılığı normal topluma göre daha fazladır.

Kadın intiharları mı, cinayetleri mi?

Kadın bedenine yönelik şiddet çeşitli biçimler altında uygulanmaya devam ediyor. Kimi zaman koca dayağı, kimi zaman taciz, tecavüz olarak karşısına çıkıyor kadınların. Kimi zaman cinselliklerini yaşamak istedikleri için, kimi zaman tecavüze uğradıkları için töre cinayetlerine kurban ediliyorlar. Ya da yasalarla başını belaya sokmak istemeyen aile üyeleri tarafından intihara zorlanıyorlar.
Özellikle kadın intiharları ve töre cinayetleri ile adı sıkça anılan Batman en ürkütücü örneklerin yaşandığı bölgelerden biri. Son dönemde Mardin’den taşlanarak ölüme mahkum edilen Şemse Allak’ın yaşamını yitirdiği haberi geldi. 35 yaşındaki Şemse, evli bir erkek olan Halil ile yaşadığı ilişki sonucu hamile kaldı. Şemse’nin hamile olduğu anlaşılınca aile ikisini de recm cezasına çarptırmaya karar verdi. Halil taşlanma sırasında öldü; 7 ay boyunca komada kalan Şemse Allak’ın da önce karnındaki bebeği sonra kendisi hayata gözlerini yumdu. Yaralı olarak Diyarbakır Devlet Hastanesi’ne getirilen Şemse’ye ilk günden itibaren Diyarbakır Kadın Merkezi (KA-MER) sahip çıktı. Ölümünün üzerinden geçen 15 günlük yasal süre içinde ailesi tarafından alınmayan Şemse’nin cenazesini yine Diyarbakırlı kadınlar kaldırdı.

Antalya’dan namus cinayeti. Ailesi ile birlikte pamuk ırgatlığı için Antalya’ya giden A.Ç. çalıştığı tarlanın sahibi Mehmet Bakır’ın tecavüzüne uğramış. Hamile kalan A.Ç., ailesi tarafından arabaya bindirilerek bir tarlanın kenarına götürülmüş ve orada annesinin hazırladığı zehirli pideyi yemesi sağlanmış. Oracıkta ölen A.Ç.’nin bedeni tarlaya atılmış.
Şemse ve A.Ç. namus için işlenen cinayetlerin adını duyabildiğimiz mağdurlarından sadece ikisi. Kanada Toronto Üniversitesi’nde Sosyoloji Bölümü’nde ders veren ve 20 yıldan bu yana kadına yönelik şiddet üzerine araştırmalar yapan Aysan Sever’in çalışmaları Türkiye’de yılda en az 25 töre cinayetinin işlendiğini ortaya koyuyor. Yani yılda Şemse Allak gibi, A.Ç. gibi en az 25 kadın sırf cinselliğini yaşadığı ya da tecavüze uğradığı için suçlu bulunarak öldürülüyor. Tabii bu rakamın gerçekte çok daha yüksek olduğunu tahmin etmek güç değil.

Kadınlar ölmüyor, öldürülüyor!

Batman’da artan kadın intiharları üzerine yapılan incelemeler, aktarılan deneyimler, tanıklıklar gösteriyor ki intihar eden kadınların hiç de küçümsenemeyecek bir kısmı aslında intihar etmiyor da çeşitli fiziksel ve psikolojik baskılarla intihar etmeye zorlanıyor. Bu yolla da kendileri açısından sadece “utanç kaynağı” olan bir kadını öldürdüğü için aile üyelerinden hiçbirisinin başı yasalarla belaya girmemiş oluyor. İşte bir tanıklık: “14 yaşında itin kopuğun biriyle evlenmeye zorlandı. Adam sabıkalı biriydi. İmam nikahı ile evlendirildi. Ve hamile kaldı. Adamın ağır şiddetine maruz kalıyordu, dayak, işkence hepsi vardı. Dayanamayınca kaçıp ailesinin yanına geldi. Aile için kocadan ayrılmak orospu olmakla eşdeğer. Kocası da zaten artık istemiyor. Şimdi kızı böcek ilacı içip intihar etmeye zorluyorlar. Bir yıl önce de kız kardeşini sadece telefonla bir erkekle konuştuğu için bir hafta odaya aç susuz hapsedip inanılmaz baskı yaparak böcek ilacı içmeye zorladılar. Kız sonunda ağabeyinin verdiği böcek ilacını içmek zorunda kaldı ve öldü. Bizim de elimiz kolumuz bağlı, hiçbir şey yapamıyoruz.” (Radikal İki, 19.10.2003)
Töre cinayetlerinin boyutları kadınların namus için öldürülmesi ya da intihara zorlanması ile sınırlı değil. Töre cinayetlerinde en çok yaşanan durumlardan bir tanesi de kadının hamile kalması ve öldürülmeden önce çocuğu doğurması halinde “işlediği suçun delilinden de kurtulmak”tır. Ölüme mahkum edilen kadın, çocuğunu öldürmeye zorlanmakta, aileyi bu “utançtan” kurtarmaya mecbur bırakılmaktadır. Bu durum zaman zaman gazetelere taşınan örnekleriyle çoktandır herkesçe bilinen bir gerçek. Önüne geçmek için yasal alanda yapılan “caydırıcı” düzenlemeler ise boş çabalar olmaktan öteye geçemiyor. TCK’da 6. Uyum Paketi bağlamında yapılan ve 19 Temmuz 2003’te resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe konan değişiklikle “namus için çocuk öldürme” suçunun failine verilen cezalar ağırlaştırılarak şu hüküm getirilmiştir: “Yeni doğmuş çocuğun yaşam hakkının daha kuvvetli korunması ve cezalarda caydırıcılığın sağlanması amacıyla anası tarafından “şeref kurtarmak” gerekçesiyle yeni doğmuş çocuğa karşı öldürme fiilinin işlenmesi halinde verilecek ceza, 8 - 12 yıl olarak uygulanacak.” Ancak aile üyeleri için varlığı hiçbir şey ifade etmeyen hatta kolayca öldürülebilen bir kadının 8-12 yıl hapis cezası almasının o kadını çocuğunu öldürmeye, intihar etmeye zorlayanlar üzerinde hiçbir caydırıcılığı olamaz..

Diğer taraftan “namusunu temizlemek” isteyen aileler kendisini öldürmesini sağlayamadıkları kadınlara cezasını vermek için yasal düzenlemelerin yarattığı boşluklardan yararlanmaktadır. İstanbul Valiliği İnsan Hakları Masası Sorumlusu Avukat Vildan Yirmibeşoğlu, 1995-2002 yıllarına ait 300 dava dosyasını inceleyerek yaptığı araştırma sonucunda töre cinayetlerinde cinayeti işleyenlerin daha çok 11 ile 17 yaş arasındaki erkek çocuklar olduğunu ortaya koymuştur. Mahkeme kararlarında namus cinayetini işleyen çocuksa büyük indirimlerin uygulanması, hiç ceza almadan 50 milyon para ödeyerek çıkan örneklerin varlığı göze çarpıyor. Bu yüzden de ailelerin, en küçük erkek çocuğu bu işle görevlendiklerini görüyoruz.

Sonuç:

Sonuç olarak, intihar önemli toplumsal bir sorundur ve önlenebilecek bir ölüm nedenidir, yeter ki zamanında fark edilebilsin. İntiharların en sık nedeni depresyondur ve doğru tanı ve tedavi edilirse intihar riski azalır. Bu açıdan depresyonun tedavi edilmesi çok önemlidir. İntihar girişimi olan yaşlı hastalarla yapılan araştırmada bu hastaların %70’inin intihar girişiminde bulunmadan önce doktora başvurduğunu göstermektedir. Depresyon hastalarının büyük bir kısmı tedavi görmemekte ve ayakta kendi başlarına hastalığı atlatma çabasına girmektedir. Kimi komşunun önerdiği ilacı almakta, kimisi eczaneden uyku ilacı alarak idare etmekte, kimisi ise hiç ilaç almadan hastalığı yaşamaktadır. Depresyon hastalarını doktora yönlendirme ve doktora ulaşmasını sağlamak ailenin, arkadaşların ve yakınların görevidir.

Aynı şekilde intihar mesajları veren kişileri uzmanlara yöneltmek, yakınların yapabileceği en büyük yardımdır. Bu yakını zor durumda bırakmak veya onun güvenine ihanet etmek olarak algılanmamalıdır. Uzun vadede bu yardımınızdan dolayı bu kişiler size minnettar olacaktır. İntihar riskini yok saymak, bunun konuşulmasını tabu olarak kabul etmek, intihar girişiminin gerçekleşmesine engel olmaz.

İntihar girişiminde bulunup hayatta kalan kişilerin de en kısa zamanda değerlendirme ve tedavi planı çizilmesi açısından uzmana yönlendirilmesinde fayda vardır…

Referans:
*Diyarbakır kadın Merkezi -(KA-MER)
*Batman kadın Mekezi (SELİS)
* Prof. Dr. Yakın Ertürk
*Van kadın Merkezi
*Radikal Gazetesi(ek iki)
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler  
► İntihar ve İntihar Girişimleri Psk.Seliyha DOLAŞIR
► İntihar ve Tedavisi Psk.Betül ÖZDEMİR
► Depresyon ve İntihar Psk.Sena TUNÇ
► Ergenlik Döneminde İntihar Psk.Esra BÜYÜKKURT
► İntihar Düşünceleriyle Baş Etme Dr.Psk.Beyza ÜNAL
► Ergenlik Döneminde İntihar Psk.Dnş.Melis AKDEMİR
► İntihar ve Toplum Etkisi Nazlı ÇALIŞKAN
► İntihar: Peki Ama Neden? Psk.Sezen ÖZÜTEK EREM
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Kadın ve İntihar' başlığıyla benzeşen toplam 23 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
 
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


07:25
Top