2007'den Bugüne 92,227 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,962 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Hipnoz Nedir, Ne Değildir, Kimler Hipnoz Uygulayabilir?
MAKALE #6100 © Yazan Dr.Sevilay ZORLU | Yayın Aralık 2010 | 8,676 Okuyucu
HİPNOZ NEDİR? HİPNOZ NE DEĞİLDİR? KİMLER HİPNOZ UYGULAYABİLİR?

Ama insan yaşamında öyle anlar olur ki hiç bir şey yapmak istemez, hiç bir şeyden zevk almadığını düşünürsün. Ama şöyle ya da böyle o üzüntülü zaman geçer gider…Zaten geçmişe dönüp baktığında ne kadar çok üzüntülü olaylar hatırlarsın, o olayları yaşadığın zamanlarda kendini ne kadar kötü hissetmişsindir…Ama o zaman şimdi bu zamana ulaşacağını bilmiş olsaydın, acaba o kadar olaylardan etkilenir miydin? O zaman çocukken bilseydin ki bir gün büyümüş bir insan olacaksın ve bu üzüntüler sadece bir anı olarak kalacak, o zaman, o zaman üzüldüğün kadar üzülür müydün acaba?

Milyonlarca insan zihinsel olarak acı çekiyor ve yardım bulmak için amaçsızca çabalıyor. İnsanlar sorularına sadece cevap aramakla kalmıyorlar, hedeflerine nasıl ulaşabileceklerini, rüyalarını nasıl hayata geçirebileceklerini de merak ediyorlar. Sadece istemedikleri alışkanlıklarını ortadan kaldırabilmek için maddi manevi yatırımlar yapıyorlar.

Hızlı tüketim kültürünün gelişmesiyle, isteklerini daha hızlı hayata geçirmek için yeni metotlar arayan insanların sayısı giderek artıyor. Alternatif terapilere olan ilgi şimdiye kadar hiç olmadığı kadar çok.

Unutmayın ki; NE ARADIĞINI BİLMEYEN, BULDUĞUNU ANLAYAMAZ.

HİPNOTİK EN BÜYÜK SIR AÇIĞA ÇIKTI

Hipnoz ülkemizde; bazı şovların, filmlerin ve daha çok kişilerdeki yüzeysel bilgilerin etkisiyle “HER ŞEYİ TEDAVİ EDEBİLEN” çok güçlü bir yöntem olarak tanınmıştır. Hipnozun tüm güçlü bir biçimde algılanışına neden olan bir diğer etken de toplumsal özelliklerimizden kaynak almaktadır. Hiyerarşik ve otoriter ilişki biçimleri toplumuzda yoğun olarak yer aldığı için böyle bir yöntem ilgi çekmekte ve her rahatsızlığı tedavi edebileceği hayali ile yaklaşılmaktadır. Yani bizim toplumsal arka planımızdaki “ben karışmayayım, beni yönetenler yapsın, benim hakkımda annem-babam karar versin” inanışları ile bu tedavi aracı çok uyuşmaktadır. Çünkü hipnozda da hasta yönlendirilen, pasif ve edilgen, hipnozu yapan kişi aktif, karar verici ve yönlendiricidir. Bu inanışlar, izlenimler ve sunuşlar yüzünden bir tedavi yöntemi olan hipnoz, amacını aşan, bilim dışı bir yere oturtulmakta, sakıncalı kullanımlarla karşılaşılmaktadır.

Aslında hipnoz insanlar için bir çıkış yoludur çünkü, kısa sürede beklentilere cevap verebilir. Ayrıca güvenli, kolay ve etkili bir yoldur. Ehil ellerde zarar verme olasılığınız yoktur.

Modern bilim sayesinde dünyamızda teknolojik bir aydınlanma meydana geldi. Artık hipnozun sırlarının da açığa çıkmasının zamanı geldi. Şimdi sizle bu konu hakkındaki sır perdesini aralayalım. İşte size en büyük sır. Hipnozda güç hipnoterapistte değildir, esas güç tedavi gören kişidedir.

Charles Tebbetts hipnoz konusunda efsane haline gelmiş biri olarak hipnozun sırrını söyle açıklıyor. “Hipnoz aslında kendi kendinize yapılmış bir telkindir. Hipnoterapist sadece bir rehberdir. Tedavi gören kişinin zaten içinde olan doğuştan kazandığı yeteneği istenilen şekilde değiştirmesine yardım eder. Değişmek için gereken güç zaten insanın kendi aklında mevcuttur.”

Hipnoz sadece telkin almaya hazır hale getirir.Hipnoz olmak iyileştirmez. Her psikoterapi bir telkindir. Bilinçaltı hayal ile gerçeği ayırd edemez. Her psikoterapi telkini gizli veya açık olarak verir. Hipnoterapi psikoterapinin etkisini arttırır.
“Hayal etmek bilmekten daha önemlidir” A.EINSTEIN

HİPNOZ NE DEĞİLDİR?
·uyku
·bilinçsiz bir durum
·aldanma
· zayif zihinlilik
·başkasi tarafindan kontrol edilme
·kişisel kontrolünü kaybetme

HİPNOZ NEDİR?

·uyanik bir durum
·rahatlama
·hayalinizde canlandirma
·zihin aliştirmasi
·bilinçdişinizla uyum
·gerçek kontrolün sergilenmesi

HİPNOTİK ZİHİN MODELİ

Çoğu insan otomatik yaşar.Sahip oldukları potansiyelin farkında değildir. Gizli bir gücün bir gün kendisini kurtarmasını bekler. Sihirli bir değnek bir gün yaşamlarını değiştirecektir. Ama günler geçer. Bu hayal gerçekleşmez. Çünkü bilmezler. O aradıkları sihirli güç kendi içindedir. İtaatkar bir hizmetçi gibi sahibinin emirlerini beklemektedir. Dile benden ne dilersin demek için çırpınır. İstenen her şeyi vermeye hazırdır. Sır, anlamakla çözülür. Bu gücün içinde olduğunu anlamak ve o hizmetkara gereken emirleri vermekle.

Farkındalık zihnin gelişmesi ve genişlemesidir. Farkında olarak bir çok olumsuz davranışı değiştirmek mümkündür. Sadece kendi içine yapılacak kısa yolculuklar bile birkaç hafta içinde birçok sıkıntıyı yok eder.

O hizmetkar bilinçaltıdır. Kişi kendinin, duygularının, düşüncelerinin farkında olabilir. Ama bilinçaltının çok az farkındadır.

ZİHİN İKİ PARÇADIR..

Bir kişi kendini düşündüğü zaman bilinçli aklını düşünür. Farkında olduğu bilinçli aklıdır. Eylemleri yöneten, kararları veren akıl. Ama esas farkında olunmayan büyük parça bilinçaltıdır. Bilincin bir çok eylemi bilinçaltı tarafından yönetilir. Gerçek “ben” odur. Onu anlamadan kendinizi anlayamazsınız.

Birçok kişi kendini bulmak için dünyayı gezer. Ama o aranan “ben” geziyle bulunmaz. Ne yatağın altındadır. Ne de kapının arkasında. Dışarıda değil içerdedir.
Teorik olarak özgür irademiz vardır. İstediğimiz her türlü kararı alma gücümüz vardır. Bu kararları uygulama potansiyelimiz vardır. Ama bilinçaltının gücü ve arzuları bunların çoğuna izin vermez. İstesek de yapamayız. Sabah hava yağmurlu ve soğuksa canımız yatakta kalıp işe gitmemeyi ister. Ama bilinçaltı işi kaybetmekten korkuyorsa hemen kalkar, giyinir ve gider.

Alkolik içkiyi bırakmayı arzu eder. Karısının ona iğrenerek bakması, yaşamının her gün aşağı doğru gitmesinden üzgündür. Ama tüm bilinçli arzusuna rağmen içmeye devam eder. Şişman zayıflamayı ister. Zayıflayınca kendini çok daha iyi hissedeceğini bilir. Ama bir türlü yemesini kontrol edemez.

İnsanlar bilinçleriyle bir çok kararlar verirler. Ama bilinçaltı kabul etmez. İçerisi itiraz eder ve izin vermez. Bilinç bir çok şeye karar verebilir. Mantık yürütür. Nedenlerini bulur. Plan yapar. En yararlısının ne olduğunu bilir. Ama bilinçaltı rıza göstermezse eli ayağı bağlı kalır. Güç bilinçaltındadır. Enerji bilinçaltındadır. En güçlü irade bile onu yenemez. Tabii ki bir iki gece alkolik ayık kalabilir. Şişman 3-5 gün diyet yapabilir. Bilinçaltı anlayışlı anne-baba gibi çocuğuna 3-4 gün müsamaha gösterir.Ama bilinçaltının kendi değişmedikçe alışkanlıklar sürmeye devam eder. İrade sadece yüzeye bir çentik atabilir.
Bilinçaltı nasıl programlanmışsa öyle çalışır. Bir bilgisayar gibi. Hangi programı yüklerseniz o programın sınırları içinde çalışabilirsiniz. Bu programlar biz farkında değilken yerleşir. Biz doğruyla yanlışı ayırt etme gücüne sahip olamadan önce yerleştirilir. Örneğin sinirli bir anne çocuğuna bağırır. “ Sen zaten hiçbir şeyi doğru yapamazsın”. “Senin her şeyin yanlış”. Bu çocuk büyüdüğünde de başarısızlığa programlanmıştır. Çünkü annesinin bağırdığı yaşlarda henüz bilinçli aklı gelişmemiştir. Bu olumsuz telkinleri sansür edemez. Bilinçaltı hepsini gerçek olarak kabul eder. Ve bu inancı yerleştirir.

“Ben hiçbir şeyi doğru yapamam”. Bilinçaltının değerlendirme yeteneği yoktur. Her fikri doğru olarak kabul eder. Bir bilgisayar gibi. Yüklenen programları ret etme gücü yoktur. Bilinçaltına yerleşen her fikir inanç olur. Davranışa yansır. Eğer çocukken bu program yerleşmemiş olsa erişkin olduğu zaman böyle bir sözü ret edecektir. İnancı haline getirmeyecektir.

Bilinçaltı bilincin izin verdiği telkinleri kabul eder. Bilincin inandığı telkini kabul eder. Ama sonradan bilinç kararını değiştirmek ister. Ama ilk fikir bilinçaltına kazınmışsa değişmez. Yani zihnin iki parçası ayrılmaya başlar. Bilinçaltı fikirler hakim olur. Bundan sonra bilinç ne isterse istesin bilinçaltının kontrolü altındadır.

Bilinç ne yapar? Her yeni fikri inceler. Daha önce kabul edilmiş fikirlerle mukayese eder. Bilinçaltına yerleştirmeden önce doğruluğunu kontrol eder. Bir kez bilinçaltına geçerse artık kalıcı olur. Gerçek doğru olur. Artık bu yerleşen fikir sonradan gelen yeni fikirleri kontrol eden fikir olur. Ama bu önceden kabul edilmiş fikirler yanlışsa. Ki çoğu yanlıştır. O kişinin gerçeğiyle uyuşmaz. Ama bilinçaltı bunu bilemez. Ona göre orada yerleşik fikir onun doğrusudur. Gerçekte doğru olan bir fikir bu nedenle bilinçaltı için yanlış kabul edilecektir. Yarı doğrularla dolu karmaşık bir çöplük. Yanlış korkular. Mantıksız öfkeler. Önyargılar. Hepsi bu bilinçaltının oluşum yıllarında birikir.

10 yaşına gelene kadar bu yanlış programlanma tamamlanır. Yanlış inançlar, itikatlar, yobaz fikirler, yanlış algılar, saplantılı fikirler etraftan satın alınır ve bilinçaltına yerleşir. Tüm buradan anlaşılan nedir? Değişmek istiyorsak bilinçaltını değiştirmemiz gerekir. Bunu başarınca bilinçli enerjimizi kullanmaya başlayabiliriz. Arzu ve hedeflerimize bilinçli gücümüzle ulaşırız. Sağlık, mutluluk ve kaliteli yaşam. Hepsi bilinçli tercihlerimizle oluşur. Ama hangi bilinçli tercihle? Bilinçaltının karışmadığı bilinçli tercihle.

Zihninizi değiştirirseniz mutlu yaşarsiniz.

HIPNOZ BILINÇALTINA ULAŞMA ARACIDIR

Bilinçaltı ne isterse onu yaparız. Bilinçaltı söylenen her şeye inanır. O halde yeniden programlanma şansı vardır. Bilinçli aklı atlayarak bilinçaltına ulaşma şansımız vardır. Yeni fikirleri oraya yerleştirme şansımız vardır. Yerleştikten sonra onları sürekli besleyerek ve güçlendirerek değişmez hale getirebiliriz.

Bilinç farkındayken bilinçaltını değiştirmek boşunadır. Bir lise öğrencisini düşünelim. Çalışkan. Bu nedenle okulun bilgi yarışma ekibine seçilir. Buna sevinir, gurur duyar. Ama bir sorunu vardır. Kalabalıklar önünde konuşmaya korkmaktadır. Bilinçli aklı bunu saçma bulur. Ondan daha az yetenekliler bile rahat rahat konuşmaktadır. Ama tam bu aşamada bilinci bilinçaltından mesajları alır. Bilgiler orada depolanmıştır. Duygular orada depolanmıştır. Hem geçmiş bilgi, hem de bu bilginin oluşturduğu duygu bilincin mantığını yener.

“En son konuştuğun durumu unuttun mu? Sesin titredi. Ellerin o kadar titredi ki notlarını bile tutamadın. Yüzün kıpkırmızı oldu. Tam bir aptal durumuna düştün. Bu yine olacak ve bunun olacağını biliyorsun.”

Korku ve utanç. Bu iki duyguyu bilincin mantıklı düşünceleri aşamaz. Bilinç ve bilinçaltı çatıştığı zaman kazanan bilinçaltıdır. Topluluk önünde konuşma çabaları hep başarısızlıkla sonuçlanır.

Eğer bu gencin bilinçaltı topluluk önünde konuşma konusunda yanlış bir bilgiye sahip olduğuna ikna olursa, bilincin mantığının geçicide olsa işleme şansı vardır. Bilinçaltı yanlıştır. Herkes topluluk önünde rahatlıkla konuşur. Yeter ki bilinçaltı farklı inanmasın.
Bilinçaltı neye inanırsa onu yaparız. Bu nedenle bilinçaltına doğru bilgiyi göndermek için bilinç geçici olarak kenara çekilmelidir. Bu ancak hipnozla sağlanır.

Hipnozda bilinç devre dışıdır. Bastırılmıştır. Karışmaz. Eleştirmez. Değerlendirmez. Yorumlamaz. Analiz etmez. Bilgilerin doğrudan bilinçaltına gitmesine izin verir. Bu iki farklı zihin parçasının ilişkisini anlarsanız hem hipnoz olmanız, hem hipnoz yapmanız hem de hipnozda değişiklik yaratmanız çok kolaylaşır.

UYKU ve HİPNOZ ARASINDAKİ İLİŞKİ

“Hipnoz insanlari uyutma değil uyandirma sanatidir.”
· Uyku esnasına çevreyle ilişkide azalma olur.Hipnozda dikkat bir noktada toplanır.
· Her ikisinde de kişi telkin alabilir fakat hipnoz sırasında telkine daha olumlu cevap verir.
· Kolay ve çabuk uyuyan kişilerin daha kolay hipnotize oldukları tespit edilmiştir.

HİPNOZLA İLGİLİ DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

Sonuç olarak hipnozla ilgili olarak aşağıdaki noktalar gözden kaçırılmamalı bunlara dikkat edilmelidir:
· Hipnozun bir tedavi yöntemi olarak kullanilip kullanilamayacağina psikiyatristler ve klinik psikologlar karar verebilir, çünkü yalnizca bu iki grup yasal olarak tedavide rol almayla yetkilidir ve yalnizca bu iki grup, hastanin hastaliği konusunda yeterli kaniya sahip olabilirler.
·hipnoz, bazi hastaliklarin tedavisinde ön plana çiksa da, bazi kişilerin iddia ettiği gibi her hastaliğin tedavisinde kullanilamaz.
·hipnozu kullanan kişiler çok deneyimli ve güvenilir olmak zorundadirlar, çünkü kişinin bilinçdişi ile çalişilmakta ve iç dünyasinin dinamikleri ele alinmaktadir.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Hipnoz Nedir, Ne Değildir, Kimler Hipnoz Uygulayabilir?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Sevilay ZORLU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Sevilay ZORLU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Sevilay ZORLU Fotoğraf
Dr.Sevilay ZORLU
Antalya
Doktor "Ruh sağlığı ve hastalıkları - Psikiyatri"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi115 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.Sevilay ZORLU'nun Makaleleri
► Hipnoz Nedir? Dr.Necati ÇOBANOĞLU
► Hipnoz ve Hipnoterapi Dr.Ender VARDAR
► Doğal ve Hipnoz ile Doğum Dr.Belgin HARZADIN
► Kürtaj Nedir Ne Değildir Op.Dr.Mürüde ÇAKARTAŞ DAĞDELEN
► Dikkat Eksikliği Nedir, Ne Değildir? Dr.Zengibar ÖZARSLAN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,962 uzman makalesi arasında 'Hipnoz Nedir, Ne Değildir, Kimler Hipnoz Uygulayabilir?' başlığıyla benzeşen toplam 92 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Evlilikte Cinsel Yaşam Ağustos 2017
► Kaygı mı Korku mu? Mayıs 2016
► Boşanma ve Sonrası Kasım 2015
► Kolay İnciniyor Musunuz? Ağustos 2015
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


07:26
Top