Öz Saygı
ÖZSAYGI
Bir bireyin zaman zaman kendisinde bir eksiklik hissetmesi, bu durumdan sıkıntı yaşaması çok olağan bir durumdur. Bu durum aynı zamanda bireyin kendisini geliştirmesine de yardımcı olur. Çünkü bireyi harekete geçmesi için güdüler. Bireyin kendinde hissettiği eksiklikler bazen de onu güdülemek yerine, değrsizlik duygusu yaşamasına ve bir girişimde bulunmamasına yol açar. Kendini değersiz olarak algılayan bireyin duygu, düşünce ve davranışlarını öncelikle aile ortamında ikinci olarak da içinde bulunduğu çevrede kabul edilip edilmemesi belirler.
Sürekli başkalarının örnek olarak gösterildiği, kendi potansiyelinin yetersiz görüldüğü bireyler kendine değer verme duygusunu geliştiremediği gibi başkalarına da değer vermez. Bu durumdaki bireyler düşük benlik algısı ve benlik algısı ile tutarsız ideal benlik geliştirirler.
Benlik kavramı, kişinin sahip olduğu zihinsel ve fiziksel özelliklerin farkına varmasıdır. Çocuğun ailede sevilip sevilmemesi, akıllı olarak değerlendirilip değerlendirilmemesi onun geliştirdiği benlik kavramını etkiler. Okul hayatında da arkadaşları tarafından sevilip sevilmemesi, öğretmenleri tarafından kabul görüp görmemesi benlik kavramı geliştirme sürecini hızlandır. Çocuğun kendisine ilişkin ilk benlik kavramı bedeni ile ilgilidir. Ericson 7-12 yaş dönemini çocukların üretmek için çok uygun oldukları bir dönem olarak tanımlar. Çocuklar bu yaş dilimlerinde yeni bir şeyler üretmesi konusunda yüreklendirilirse başarabiliyorum duygusu gelişir. Bu da onun benlik kavramını olumlu etkileyecektir.
İdeal benlik kavramı, benlik kavramının gelişmesiyle birlikte çocuk artık sahip olması gereken özellikleri de fark etmeye ve öğrenmeye başlar. Bu özellikler ideal özelliklerdir ve genellikle içinde yaşanan toplum tarafından değerli kabul edilen özelliklerdir. Bu sebeple okula başlayan çocuk toplumsal değerlerin ağırlığını da hisseder. Ailesindeki bireylerin ifadeleriyle geliştirdiği bedeni ile ilgili düşünceleri devam eder fakat kendisini diğer arkadaşlarıyla da kıyaslamaya başlar. Çocuk olgunlaştıkça kendini daha sağlıklı değerlendirmesi beklenir.
Özsaygı, bireyin benlik kavramı ile ideal benliği arasındaki farkı değerlendirmesidir. İnsanın kendine güvenmesi, kendi yaptıklarına inanması, duygularının farkına varması ve iyi yapabildiği şeylerin farkında olmasıdır. Bir bireyin kendini tanıması, kendisi ile ilgili eksikliklerin farkında olması kendisini daha hoşgörülü kılar ve çevresi ile daha sağlıklı iletişim kurmasına yardımcı olur. Sağlıklı bir kişiliğin ön koşulu olan özsaygı , bireyin toplum içinde önemli ve etkili bir yer edinmesine yardımcı olur; çevresi ile girdiği iletişimde daha etkili be güvenli olmasını sağlar.
Özsaygı düzeyi yüksek olan çocuklar okul hayatlarında başarılı, güvenli, girişimci ve ataktırlar. Yeni şeyler öğrenmeye isteklidirler. Yeni bir durumla karşılaştıklarında mücadele etmeyi severler.
Bir bireyin belirli bir duruma ilişkin özsaygısı yüksek ya da düşük olabilir. Örneğin öğrenci kendini matematik dersinde yetersiz hissederken beden eğitimi dersinde iyi hissedebilir. Önemli olan bu durumun farkında olması ve matematik dersindeki başarısızlığını diğer durumlara genellememesidir.
Kendini ve duygularını iyi ifade edebilen, karşısındakini anlamaya ve dinlemeye çalışan, problem çözme becerisine sahip bireylerin özsaygı düzeyleri de yüksek olur.
Özsaygıya sahip olmak kişiler arası ilişkilerin de etkililiğini artırmaktadır. Özsaygı bireyin kendisini olduğu gibi kabul etmesi, kendisine saygı duymasıdır. Kendisine saygı duyan birey karşısındakine de saygı duyar.
Özsaygısı yüksek çocuklar, özsaygısı yüksek anne-babalar tarafından yetiştirilirler. Bu sebeple kendini tanıyan ve bilen anne-baba olmak, eksikleriyle kendini kabul eden ebeveynler olarak çocuklara model olmak önemlidir.
Psikolog İlkten Çetin - Uzm.psikolojik danışman Figen Ürgüplü
Bir bireyin zaman zaman kendisinde bir eksiklik hissetmesi, bu durumdan sıkıntı yaşaması çok olağan bir durumdur. Bu durum aynı zamanda bireyin kendisini geliştirmesine de yardımcı olur. Çünkü bireyi harekete geçmesi için güdüler. Bireyin kendinde hissettiği eksiklikler bazen de onu güdülemek yerine, değrsizlik duygusu yaşamasına ve bir girişimde bulunmamasına yol açar. Kendini değersiz olarak algılayan bireyin duygu, düşünce ve davranışlarını öncelikle aile ortamında ikinci olarak da içinde bulunduğu çevrede kabul edilip edilmemesi belirler.
Sürekli başkalarının örnek olarak gösterildiği, kendi potansiyelinin yetersiz görüldüğü bireyler kendine değer verme duygusunu geliştiremediği gibi başkalarına da değer vermez. Bu durumdaki bireyler düşük benlik algısı ve benlik algısı ile tutarsız ideal benlik geliştirirler.
Benlik kavramı, kişinin sahip olduğu zihinsel ve fiziksel özelliklerin farkına varmasıdır. Çocuğun ailede sevilip sevilmemesi, akıllı olarak değerlendirilip değerlendirilmemesi onun geliştirdiği benlik kavramını etkiler. Okul hayatında da arkadaşları tarafından sevilip sevilmemesi, öğretmenleri tarafından kabul görüp görmemesi benlik kavramı geliştirme sürecini hızlandır. Çocuğun kendisine ilişkin ilk benlik kavramı bedeni ile ilgilidir. Ericson 7-12 yaş dönemini çocukların üretmek için çok uygun oldukları bir dönem olarak tanımlar. Çocuklar bu yaş dilimlerinde yeni bir şeyler üretmesi konusunda yüreklendirilirse başarabiliyorum duygusu gelişir. Bu da onun benlik kavramını olumlu etkileyecektir.
İdeal benlik kavramı, benlik kavramının gelişmesiyle birlikte çocuk artık sahip olması gereken özellikleri de fark etmeye ve öğrenmeye başlar. Bu özellikler ideal özelliklerdir ve genellikle içinde yaşanan toplum tarafından değerli kabul edilen özelliklerdir. Bu sebeple okula başlayan çocuk toplumsal değerlerin ağırlığını da hisseder. Ailesindeki bireylerin ifadeleriyle geliştirdiği bedeni ile ilgili düşünceleri devam eder fakat kendisini diğer arkadaşlarıyla da kıyaslamaya başlar. Çocuk olgunlaştıkça kendini daha sağlıklı değerlendirmesi beklenir.
Özsaygı, bireyin benlik kavramı ile ideal benliği arasındaki farkı değerlendirmesidir. İnsanın kendine güvenmesi, kendi yaptıklarına inanması, duygularının farkına varması ve iyi yapabildiği şeylerin farkında olmasıdır. Bir bireyin kendini tanıması, kendisi ile ilgili eksikliklerin farkında olması kendisini daha hoşgörülü kılar ve çevresi ile daha sağlıklı iletişim kurmasına yardımcı olur. Sağlıklı bir kişiliğin ön koşulu olan özsaygı , bireyin toplum içinde önemli ve etkili bir yer edinmesine yardımcı olur; çevresi ile girdiği iletişimde daha etkili be güvenli olmasını sağlar.
Özsaygı düzeyi yüksek olan çocuklar okul hayatlarında başarılı, güvenli, girişimci ve ataktırlar. Yeni şeyler öğrenmeye isteklidirler. Yeni bir durumla karşılaştıklarında mücadele etmeyi severler.
Bir bireyin belirli bir duruma ilişkin özsaygısı yüksek ya da düşük olabilir. Örneğin öğrenci kendini matematik dersinde yetersiz hissederken beden eğitimi dersinde iyi hissedebilir. Önemli olan bu durumun farkında olması ve matematik dersindeki başarısızlığını diğer durumlara genellememesidir.
Kendini ve duygularını iyi ifade edebilen, karşısındakini anlamaya ve dinlemeye çalışan, problem çözme becerisine sahip bireylerin özsaygı düzeyleri de yüksek olur.
Özsaygıya sahip olmak kişiler arası ilişkilerin de etkililiğini artırmaktadır. Özsaygı bireyin kendisini olduğu gibi kabul etmesi, kendisine saygı duymasıdır. Kendisine saygı duyan birey karşısındakine de saygı duyar.
Özsaygısı yüksek çocuklar, özsaygısı yüksek anne-babalar tarafından yetiştirilirler. Bu sebeple kendini tanıyan ve bilen anne-baba olmak, eksikleriyle kendini kabul eden ebeveynler olarak çocuklara model olmak önemlidir.
Psikolog İlkten Çetin - Uzm.psikolojik danışman Figen Ürgüplü
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Öz Saygı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İlkten ÇETİN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İlkten ÇETİN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
7 Beğeni 
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
