2007'den Bugüne 92,309 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Kıskançlık: Yeşil Gözlü Canavar
MAKALE #6331 © Yazan Psk.Pelin ÇATAK | Yayın Ocak 2011 | 8,444 Okuyucu
“Ah efendim sakının kıskançlıktan!
Kıskançlık, etiyle beslendiği avla oynayan
Yeşil gözlü bir canavardır.”

Kıskançlığı bir yeşil gözlü bir canavara benzeten bu sözler Othello adlı oyunda, Iago tarafından Othello’ya söylenmektedir. William Shakespearetarafından 1565 yılında kaleme alınan bu eser, kıskançlığına yenik düşen Othello’nun başından geçen trajediyi konu alır. Iago’nun hain planı yüzünden karısı Desdemona’nın kendisini aldattığına inandırılan Othello, hissettiği kıskançlık ve aşk acısı yüzünden önce Desdemona'yı öldürür, sonra da intihar eder.

Günümüzden neredeyse 500 yıl önce yazılan bu tiyatro eserinde anlatılan olaylar ve kişiler, aradan geçen onca zamana rağmen hala güncelliğini korumakta. Büyük usta Shakespeare, yazdığı oyunda insan doğasının değişmeyen parçalarından kıskançlık duygusunu işlediğinden olsa gerek, aradan yüzyıllar geçse bile, oyunda anlatılanlar hala bizi etkilemeyi ve düşündürmeyi başarıyor. Sevgilisini ya da eşini başkasından kıskandığı için cinayet işleyen kadınların ve erkeklerin hikayeleri, sadece tiyatro sahnelerinde değil, günlük yaşamımızda da karşımıza çıkmaya devam ediyor.

Kıskançlık tıpkı korku, kaygı veya öfke gibi olağan bir duygu. Kıskançlığın temelinde, sahip olduğu, sevdiği ve bağlandığı bir şeyi ya da bir kimseyi kaybetme korkusu ve endişesi yatıyor. Bizim için en fazla anlamı olan şeyler, yakınlarımızla olan ilişkilerimiz olduğundan, kıskançlığı da en fazla eşimiz, sevgilimiz ya da arkadaşlarımız söz konusuysa hissediyoruz. Kıskandığımız kişi değişse de temelde yatan nedenler hep aynı kalıyor, yani o kişiyi kaybetme kaygısı ve onu birisinin bizden alması endişesi.

Kıskançlık sadece romantik ilişkilere özgü bir duygu değil elbette. Bazen küçük çocuklar bile, ailelerine yeni bir kardeş geldiğinde onu kıskanırlar. Kardeşini kıskanan çocuk, annesinin ve babasının sevgisini ve ilgisini kaybetmekten endişe etmektedir. Daha birkaç gün öncesine kadar annesi ve babası sadece kendisiyle ilgilenmektedir. Minik bebek birden bire ortaya çıktıktan sonraysa, eskiden sadece kendisine ait olan ilgiyi artık paylaşması gerekir. Bu yüzden küçük bebeği, annesini ve babasını ondan alabilecek birisi gibi algılar ve kıskançlık duygusu açığa çıkar.

Arkadaşlık ilişkilerimiz de kıskançlıktan payını almaktadır elbette. Çocukluk ve ergenlik dönemlerinde yakın arkadaşlarını kıskanmak daha sık rastlanan bir durumdur. Bireyler olgunlaştıkça , daha uzun erimli ve tutarlı arkadaşlık ilişkileri geliştirmeye başladıkça arkadaşlar arası kıskançlığa pek rastlanmaz. Ancak arkadaşlar arasındaki kıskançlık gene de tamamen ortadan kaybolmaz. Hepimizin çok yakın olduğu ve sık vakit geçirmekten hoşlandığı bir dostu, ya da “kanka”sı muhakkak vardır. Bir gün kankanız yeni bir arkadaş daha edinse ve onunla da sık sık buluşup vakit geçirmeye başlasa, nasıl hissederdiniz acaba?

Hiç şüphesiz kıskançlığın insanı en fazla rahatsız ettiği ve bazen de yıkıcı bir hal aldığı durumlar aşk ve romantik ilişkiler bağlamında ortaya çıkıyor. Sevdiği insanı kaybetme korkusu bazen insanı yeşil gözlü bir canavara dönüştürebiliyor.

“Sevdiği ve aşık olduğu kişiyi hiç kıskanmayan birisi olabilir mi” diye sorabilirsiniz. Elbette her romantik ilişkide, ilişkiyi yaşayan taraflar bir parçada olsa kıskançlık duygusunu hisseder. Sevdiği, bağlandığı ve değer verdiği birini kaybetmekten endişe etmek olağandır. Hatta sevgilisini kaybetmekten hiç endişe etmeyen, her ne olursa olsun onu asla kaybetmeyeceğini ve sevgilisinin sonsuza kadar kendine ait olduğunu düşünen birinin fazla gerçekçi bir tutum içerisinde olmadığını da eklemek gerek. Kıskançlık romantik bir birlikteliği olan herkesin zaman zaman hissettiği bir duygudur. St.Agustine “Kıskanmayan kişi aşık da değildir” demiş. Sağlıklı sınırlar içerisinde hissedilen kıskançlık duygusu, romantik bir ilişkinin bir parça da tuzu biberi gibi aslında. Bu düzeyde bir kıskançlık ise çoğu zaman kişilere rahatsızlık verecek şiddete ulaşmaz. Kıskançlığı hisseden bireyin kişilik yapılanması ve benlik gücü sayesinde bu duygu tolere edilir ve kıskançlık o kişi tarafından ilişkisinde yıkıcı sonuçlar doğurmayacak şekilde yaşanır. Aşırı olmayan düzeyde yaşanan sağlıklı kıskançlık, bireyleri ilişkileri açısından daha olumlu tutumlar benimsemesi ve karşısındakini daha mutlu etmeye çalışması için motive bile edebilir.

Peki sağlıklı ve olağan kıskançlıkla, normal olmayan kıskançlık arasındaki ayrım nerede başlıyor? Olağan kıskançlık ile aşırı düzeydeki kıskançlık arasındaki sınırı çizen kriterlerden bir tanesi, kıskançlık duygusunun mevcut koşullar nesnel olarak değerlendirildiğinde bu duruma uygun olup olmaması. Daha basit olarak ifade edersek, kişinin eşini ya da sevgilisini kıskanmasını gerektiren gerçek bir sebep var mı? Kişinin sevgilisi gerçekten başka biriyle yakınlaşıyor veya görüşüyor mu? “Bunu hiç kimse kesin olarak bilemez” diye aklınızdan geçebilir. Bir örnekle anlatmaya çalışalım. Erkan Bey ve Neslihan Hanım bir yıldır nişanlılar ve gelecek yaz evlenmeyi planlıyorlar. Neslihan Hanım bir bankada çalışıyor. Erkan Bey Neslihan Hanım’ı bankadaki karşı cinsten olan iş arkadaşlarından çok kıskanıyor. Bu kişilerin Neslihan Hanım’a kur yaptığını, onunla ilgili arkadaşlık sınırlarını aşan istek ve niyetleri olduğunu düşünüyor. Neslihan Hanım bankada geçen bir gününü Erkan Beyle paylaştığında, Erkan Bey bazen çok sinirleniyor. Çünkü örneğin o gün banka çalışanlarından Ahmet Bey’in Neslihan Hanımın ofisine bir konuyu görüşmek için geldiğini öğrendiğinde bunun Ahmet Bey tarafından özellikle planlanmış, Neslihan Hanım’a yakınlaşmak için uydurulmuş bir bahane olduğunu düşünüyor. Erkan Beyin bu değerlendirmeleri ve öfkelenmesi, nişanlısıyla sık sık kavga etmelerine neden oluyor. Görüldüğü gibi bu örnekte, Erkan Bey’in hissettiği kıskançlık duygusu, mevcut koşullar değerlendirildiğinde uygun ve tutarlı bir tepki değil. Erkan Bey kadar yoğun kıskançlık hissetmeyen bir başkası, iş arkadaşları arasındaki iletişimin ve konuşmaların, iş yaşamının olağan bir parçası olduğunu düşünebilir ve öfkelenmeyebilirdi.

Sağlıklı düzeydeki kıskançlıkla, anormal kıskançlığı ayıran kriterlerden bir diğeri de hissedilen kıskançlığın şiddeti. Eğer kişi sürekli ve yoğun bir kıskançlık duygusu yaşıyorsa, düşünce akışını kıskançlıkla ilgili temalar çok fazla işgal ediyorsa, bu kişinin aşırı düzeyde kıskançlık hissettiği söylenebilir. Şiddet yönünden, anormal kıskançlığın en uçtaki örneğinde psikotik bir bozukluk olan Kıskançlık Tipi Delüzyonel Bozukluk yer alıyor. Delüzyonel Bozukluğun bu türü tamamen kıskançlık duygusu etrafında şekillenen bir psikolojik sorun. Bu psikolojik sorunda kişi, eşinin kendisini aldattığını düşünür ve sürekli olarak eşinin ihanetini ispatlayan kanıtlar peşinde koşar. Bulduğu şeylerin eşinin sadakatsizliğini ispat ettiğine kesin olarak inanır. Ancak bu psikolojik sorunun toplumda %1’den daha az oranda görülen (APA, 2000) ve seyrek rastlanan psikolojik bozukluk olduğu akılda tutulmalı. Günlük yaşamda karşılaştığımız ve hissettiğimiz kıskançlık duygusu, ne kadar şiddetli olursa olsun sanrısal düzeyde yaşanmaz.

Son olarak, anormal kıskançlığı belirleyen kriterlerden bir diğeri de, hissedilen kıskançlık duygusunun kişinin davranışlarında yarattığı değişimlerdir. Eşini kıskanan kişi, sık sık eşinin davranışlarını kontrol etmeye çalışıyor ve ona aşırı şüpheci yaklaşıyorsa kıskançlığı olağan sınırların dışına çıkmış demektir. Böyle bir kişi, sık sık eşini telefonla arar, nerede olduğunu kontrol etmeye çalışır, eşinin e- postalarını okumaya çalışabilir ya da özel eşyalarını karıştırabilir. Eşinin diğer insanlarla kurduğu günlük, sıradan iletişim biçimlerine sert ve öfkeli tepkiler verebilir.

Kıskançlık duygusu bizleri, belki de tahammül etmekte en çok zorlandığımız şeyle imtihan ediyor, yani belirsizlikle. Karşımızdakinin yüreğinden ve aklından geçenleri kesin olarak bilmemiz ve emin olmamız asla mümkün değil. Bu nedenle ilişkilerimizde hepimizi oldukça zor bir görev bekliyor. Bizi bekleyen bu görev ise, kontrolümüz dışındaki olasılıklara tahammül edebilmek ve her şeye rağmen karşımızdakine güvenebilmek.

Uzm.Psikolog Pelin Çatak

Tıbbi Sorumluluk Reddi / Yasal Uyarı! Bu makalede yer alan yazıların tümü, bilgi edinmek isteyen ziyaretçiler için hazırlanmıştır. Bu bilgiler, hiç bir zaman hastalık ve diğer sorunlara yönelik teşhis ve tedavi amaçlı olarak kullanılmamalıdır. Yazılar, sadece yazarın bilgilerini, deneyimlerini ve fikirlerini aktarmaktadır. İçeriği başkaları tarafından doğru ve geçerli bulunmayabilir. Mesajda yer alan yazıların her türlü kullanımı ve bilgilerin uygulanması sonucu doğan hukuki, ahlaki, mesleki, sağlık ve yaşamsal sorunlar sadece bu eylemi gerçekleştiren kişilerin sorumluluğundadır. Bunlardan dolayı ortaya çıkabilecek hiç bir sorundan makalenin yazarı sorumlu kılınamaz.

     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler  
► Kıskançlık Psk.Serap DUYGULU
► Kıskançlık Psk.Gülşah BEŞTAV
► Kıskançlık Psk.Filiz OLCAYTO
► Kıskançlık Psk.Canan SAYIOĞLU
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Kıskançlık: Yeşil Gözlü Canavar' başlığıyla benzeşen toplam 28 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
 
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


06:16
Top