Kilolarımız ve Başaçıkamadığımız Duygularımız
MAKALE #6333 © Yazan Dyt.Rabia YILDIZ | Yayın Ocak 2011 | 4,019 Okuyucu
KİLOLARIMIZ VE BAŞAÇIKAMADIĞIMIZ DUYGULARIMIZ
Aynaya her baktığımızda, alışverişe her çıktığımızda, komşu günlerine-işe giderken her kıyafet seçtiğimizde başımızın derdi olur bu fazla kilolar. Vermeyi fazlasıyla istediğimiz bu kiloları, diyet psikolojisinden uzaklaşmak için her seferinde unutmaya çalışır, kendimizi kandırma yoluna gideriz değil mi? Onca güzel yemekler dururken, kimseye hesap vermeden-rahat rahat yaşamak varken, belirli bir sınırlanmaya girmek zor gelir değil mi? Belki de diyet yapmaya karşı önyargılarımız ve bazı kalıplarımız olduğu için, daha da önemlisi önceden yaşadığımız bilinçli-bilinçsiz çabalarımız sonuçsuz kaldığı için; kilolarımızla ama stressiz-rahat-hür yaşamak daha kolay gelir değil mi? Fakat unutmayın, bir deve kuşunun başını toprağın altına sıkıştırdığında, vücudunun hala göründüğü gibi; biz de fazla kilolarımızı atma fikrinden bir dönemliğine vazgeçsek bile, bir gün-bir yerlerde kilo vermemiz gerektiğine dair düşünceler, yine beynimizi-duygularımızı-davranışlarımızı etkilemeye başlayacaktır. O halde bu sorundan uzaklaşmak veya çözümü geciktirmektense, sonunun üstüne gerçekten eğilmek, doğru bir kaynağa başvurup, ipin ucundan bir yerlerden tutmaya başlamak en doğrusu olacaktır. Bu yüzden kendinizden kaçmamanız, uzaklaşmamanız, var olan durumunuzdan dolayı kendinizden tiksinmemeniz, kendinizle barışık kalacak şekilde, psikolojinizi bozmadan bu işi başarmaya niyet etmelisiniz. Peki ya bu işe baş koyduğumuzda, en çok sevdiğiniz besinler karşımıza çıkınca ne yapacağız? Duygularımıza ve yeme dürtülerimize nasıl dur diyeceğiz?
Dengeli bir beslenmeyi hedefleyen güzel bir diyete girdiğinizde, diyetinizde bulunmayan ama gerçekten yemeyi çok istediğiniz besini yeme hissinin ilk tetiklendiği an çok önemlidir. Bu ana geri dönmeye çaba harcamak, en uygun birinci davranış olacaktır. Aslında aşırı yeme hissi kendimizi güvende hissetmeme ve kendimizi rahatlatma isteğimizden kaynaklanmaktadır.
Bir anne, çocuk sahibi olduğunda gelişmemiş iletişim yeteneklerinden dolayı anlama eksikliğinden kaynaklanan hem anne hem de çocuk için zor ve yeni bir öğrenme süreci başlar. Sıklıkla her durumda çocuk ne zaman ağlasa anne göğsünü verir. Çocuk aç olabilir ama belki de sadece dikkat çekmek ya da rahatlamak istiyor olabilir veya altını pisletmiş ya da hasta olabilir ama her durumda bebek beslenir ve her ihtiyaç beslenmeyle ilişkilendirilmeye başlar. Şuan ki yetişkin hayatımızda kendimizi ha bire bir şey yiyor bulmamızın belki de en temel sebebi, bebekliğimizden gelen bu alışkanlıktır. Bu da hayatın her olumsuzluğunda ağzımızı bir şeylerle doldurmamıza sebep olur.
Diyet kelimesini çoğumuz duyduğumuzda, bu kelimeye vücudumuzda bir kilo eksikliği sebebi, vücuttan bir şeyler kaybetme sebebi anlamı yükleriz. Bir şeyler kaybettiğimiz zaman içimizdeki çocuk onu yeniden bulmaya çalışır ve bulduğunda da çok mutlu olur. Hele uygulanan diyet, bilinçsiz ve çok düşük kalorili ise, vücutta kısır bir döngü başlar. Bu diyetlerde vücuda fazla besin girmediği için vücut aldığı besini diyet sırasında ve diyetten sonra bu durumun devam edeceğini düşünerek saklar. Bunun sonucunda diyetten sonra bilinçaltının kontrolünde olan dayanıklılık ve hayatta kalma mekanizmalarının harekete geçmesiyle diyette verilen kilonun iki katı alınır.
Kilo kaybıyla ilgili birkaç konunun açıklığa kavuşması şarttır. İnsanlar ait oldukları yani vücutlarının gereksinim duyduğu kiloda olmalıdır.
Doğru olan ve yapılması gereken şey, sağlıklı bir şekilde, güçlü ve kendine saygılı olmak şartıyla, spor ve sağlıklı yemek alışkanlıklarımızı düzenlemektir.
1. Neler yapmalıyız?
2. 1. Sağlıklı olmaya ve kilo vermeye istekli olduğunuzu dile getirin. Kilo vermeyi gerçekten istediğinizi ve bunu başarmak için ısrar edeceğinizi açıkça belirtin. Bu durumda bilinçaltınızda, bu duygular zaten yerleşecektir.
2.Nerede olduğunuza karar verin. Bunu diyet uzmanınızı ziyaret ederek, ona amacınızı anlatarak ve ondan sizin sağlık gereksinimleri ile ilgili her hangi bir önerisi olup olmadığını sorarak gerçekleştirebilirsiniz.
4. Sağlığın önemi ile ilgili iki ana madde vardır. Birincisi aynada göründüğünüz şekli sevip sevmediğiniz, ikincisi de nasıl hissettiğinizdir. İstediğiniz şeyi gerçekleştirecek kadar enerjik ve güçlü müsünüz?
5. İstediğiniz sonuca ve hedefinize ulaştığınızı nasıl anlayacağınıza göre motivasyonunuzu sağlayın. Hedefe ulaşıldığını duyduğunuzda nasıl görüneceksiniz? Ve nasıl hissedeceksiniz?
6. Yardım alacağınız diyet uzmanınıza danışarak, yeme alışkanlığımızı düzenlemelisiniz. İlk önce yemeklerinizi daha küçük parçalara bölerek günde 5-6 öğüne çıkartmakla işe başlamak uygun olacaktır. Şişmanlığın en büyük sebeplerinden biri de insülin kaybı ya da depolanmasıdır. İnsülin pankreas tarafından üretilir ve görevi kan dolaşımı içinde yağ ve şekeri taşımak ve yağ depolama hücrelerine götürmektir. Fazla yemek, yağ depolanmasını sağlayan insülinin aşırı üretilmesine sebep olur, bu da yağ depolanmasını beraberinde getirir. Küçük ara öğünler kolay sindirilebilen daha az insülinin üretilmesine sebep olur ve bu da daha fazla kalorinin yanmasını beraberinde getirir.
7.Takip süreciniz boyunca hedefinizi, istediğiniz kiloyu ve formunuzu yakalamayı başardığınızı; her gün kendi kendinize tekrar edin. Olumlu düşünün. Eski düşünce kalıplarınızın tekrar düzenlenmesi ve ayrıca, güçlü bir motivasyon oluşturulması da gereklidir. Sizi yemek yemeğe yönlendiren duygular-dürtüler, istenen amaca ulaşmak için gereken sağlıklı koşulların yaratılması için sık sık diyet uzmanınızla ele alınmalıdır. Obezitenin diyetle tedavisi kısa süreli kazanımlarda, motivasyon ile çok işe yarar, ama uzun dönemli bakım sürecinde yeni öğrenmelerin periyodik olarak tekrar değerlendirilmesi ve uzun dönemli amaçlar hastanın isteğinin yeniden uyandırılması ve elde edilen sonuçların muhafaza edilmesi için kontrol ve takibin de devam etmesi gerekmektedir.
Basitçe kilo vermek gerçek çözüm değildir. Çünkü dışarıda kendilerini bile sevmeyen, yaşamanın zevkini daha önce hiç tatmamış bir sürü zayıf insan vardır. Obezite tedavisinde olması gereken ve hissetmemiz gereken şey; bize enerji kazandıracak, yeniden kendimize güvenimizi arttıracak, kendimizle övünmemizi sağlayacak şekilde insanın kendine saygı göstererek zihnine ve vücuduna saygı göstermeyi öğreterek kişisel gelişmeyi ve hayatta başarıyı tutturmaktır.
kilo vermek ve bakımlı olmak, kendinize saygınızı geri kazanmakla ilgilidir. Bu durum, mutluluğunuzu kazanmakla ve yaşam enerjinizi kazanmakla ilgili bir şeydir. Öncelikle kendinize yeniden saygı göstermeyi öğrenmekle başlamalısınız.
Arabanızın motorunun tamamen bozuk yağ ile dolmasına izin verip, sonra çalışmamasını sağlayan tipte bir insan mısınız? Yoksa kötü sonuçları ne olursa olsun daha fazla çöpten kurtulmak mı istiyorsunuz? Çünkü eğer siz kendinize saygı göstermezseniz benden ya da başkasından bunu nasıl beklersiniz? İşte burası artık en derindeki çizgidir. Yağlarınızı kaybetmek için, egzersiz için, dengeli-sağlıklı beslenmeyi öğrenmek için ve enerji seviyenizin yukarı fırlaması için, omuzlarınızın geriye yaslanıp göğsünüzün yükselmesi için ve her zaman olduğunuzdan daha mutlu olabilmek için bu nokta, başlangıç noktanızdır. Ama bu sadece siz gerçekten kendinizi iyi hissetmek isterseniz ve buna en azından inanırsanız olacaktır… eğer gerçekten inanırsanız, kilo verebilirsiniz… ve eğer gerçekten kilo vermek, hayattan daha fazla zevk almak ve kendinizi daha iyi hissetmek istiyorsanız…
Söylediğim gibi obezite tedavisi programı, mutlu olmakla ve şu an olduğunuz kişiyi sevmekle ilgilidir. Bir şekilde içinizdeki enerjiyi açığa çıkaracak, size istediğiniz ve hak ettiğiniz şeyleri yapma imkânı verecek bir başlangıç yapmaya ne dersiniz?
HASTALARIMIZDAN SORU-CEVAPLAR:
SORU-1: rabia hanım, genç ama kilolarımdan fazlasıyla şikayetçi bir bayanım. tatlıya zaafım var. daha önce çok fazla çaba çarcadım.ama ya yarım bıraktım.yada yarısına bile gelemedim.şuan 100ün üstüyümdür.sizden yardım almak sitiyorum.arkadaşlarıma diyetlerinde tatlı verdiğinizi görüyorum.bu gerçekten mümkünmü.şuana kadar hiç böyle diyet yapmadım.belki siz verirseniz kilo veririm diye düşünüyorum.bana lütfen yardım edin.
CEVAP-1: funda hanım, öncelikle bu işe girmek istediğinizde gerçekten kararlı olun.ikincisi diyet yaparken hiç tatlı yenmez diye bişey yok.siz isterseniz tatlı da yersiniz.ama diyetisyenle birlikte iyi denge kurmak gerekir.kendinizin neye zaafınızın olduğunu bilirseniz, ben de size ona uygun davranabilirim.tabiki tatlının miktarı sıklığı ne zaman yeneceği gibi ayrıntıları da konuşarak.inanın zaten kilo vermeye başladığınızı gördükçe, daha hırslanacaksınız...size yardımcı olmak isterim...iyi günler........
Beğenin 
| Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
