2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocuğun Cinsel İstismarı ve Türk Ceza Kanunu
MAKALE #6354 © Yazan Psk.Ferihan YANCI | Yayın Ocak 2011 | 11,376 Okuyucu
Çocuğun Temel Gereksinimleri
Sevmek, sevilmek, değer verilmek,
İlgi, bakım,
Fiziksel ve ruhsal gereksinimlerin karşılanması
Mutluluk, sevgi ve anlayış havası içinde bir ailede yetişmiş olmak

Çocuk Haklarına Dair Sözleşme

1. maddesinde; “18 yaşına kadar her insan çocuk sayılır”

18. maddesinde; “Ana baba çocuğun yetiştirilmesinde ortak ve birinci elden sorumluluk taşırlar”

19. maddesinde; “Devlet çocuğu, ana-babanın ya da bakımından sorumlu başka kişilerin her türlü kötü muamelesinden koruyacak, çocuk suistimalini engelleyecek ve bu tür davranışlara maruz kalan çocukların tedavisini amaçlayan sosyal programlar hazırlayacaktır”

34. maddesinde; Devlet fuhuş ve pornografi dâhil çocuğu cinsel sömürü ve suistimalden koruyacaktır” yer almaktadır.

ÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARI

Çocuğun ihmali; sağlık, eğitim, beslenme, barınma, güvenli bir ortamda yaşama gibi haklarının çocuğun elinden alınarak bu bakımlardan mahrum bırakılmasıdır. İstismara göre pasiftir ve eylemsizlikten doğar.

Çocuk istismarı ise anne-baba ya da başka kişilerin çocuklara karşı fiziksel, duygusal ve cinsel açıdan olumsuz her türlü davranışlarını içeren çok geniş bir kavramdır. Aktif eylemlilik gerektirir.

Çocuğun İhmali;

Fiziksel ihmal: Yalnız bırakılma, Beslenme ve temizlik bakımlarının sağlanmaması, Zarar verici maddelerden korumak için yeterli önlem almama.

Duygusal ihmal: Çocuğun ruhsal ihtiyaçlarına cevap vermeme, Duygusal olarak ilgilenmeme, Sosyal gelişimi için gerekli desteği sağlamama, Sosyal kuralları öğretmeme

Eğitimle ilgili ihmal: Okula göndermeme, Okuldan kaçmasına göz yumma, Denetlememe, Özel eğitim gereksinimi varsa karşılamama

Cinsel ihmal: Çocukların cinsel sömürüye karşı korunmaması ve ilgisiz kalınması, Cinsel gelişime gereken önemin verilmemesi

Tıbbi İhmal: Ekonomik olanaklar yeterli olmasına karşın bir çocuk için gerekli, yaşına uygun tıbbi bakımın sağlanmasında yetersizlik olarak tanımlanır.

Dünya Sağlık Örgütü'ne göre;

*WHO’e göre Çocuk İstismarı
“Çocuğun sağlığına, yaşamına, gelişimine, kişiliğine şimdi veya gelecekte potansiyel bir zarar içeren; fiziksel, duygusal, cinsel istismar, ihmal, ticari ya da diğer sömürü biçimlerinin her formudur” (WHO, 1999).

Çocuğun İstismarı

ABD’de, 1874’te New York’ta Mary Ellen olgusu ilk rapor edilen çocuk istismarı olayıdır. Üvey anne-babası tarafından dövülen ve ısırılan Mary Ellen, bir işçi tarafından ‘Hayvanları Eziyetten Koruma Derneği’ne götürülmüş ve bu olay böyle bir eksiği, yani çocukları koruyan bir derneğin yokluğunu ortaya koymuştur.1885’te, ilk kez ‘Çocukları İstismardan Koruma Derneği’ kurulmuştur. Açıkça görülmektedir ki, hayvanları koruma yasaları, çocukları koruma yasalarından çok önceleri vardır. Çocukların himayesiyle ilgili olarak 1899’da Amerika’da ilk çocuk mahkemelerin açılması gündeme gelmiştir…

Fiziksel İstismar: Çocuğun anne babası ya da bakımından sorumlu bir başka kişi tarafından sağlığına zarar verecek biçimde fiziksel hasara uğraması, yaralanması ya da yaralanma riski taşımasıdır. Bu hasar; elle ya da bir nesneyle vurularak, itilerek, sarsılarak, yakılarak ya da ısırılarak oluşabilmektedir

Duygusal İstismar: Çocuğun bakımından birincil derecede sorumlu kişi ya da kişilerin çocuğa değersiz, sevilmeyen, istenmeyen, hatalı, tehlikede ya da sadece başkalarının gereksinimini karşılamada işe yarayan varlıklar olduğu izlenimini yaratan sürekli davranışlarda bulunmaları ya da uç örnek olaylar yaşatmaları

Cinsel İstismar =>

Dr. C. Henry Kempe’nin yaptığı çalışmalar....
1958 yılında Çocuk Koruma Ekibini oluşturmuş 1962 yılında çalışma arkadaşları ile birlikte ‘örselenmiş çocuk Sendromu’ makalesini sunmuştur. 1970’li yıllarda, Walter Mondale Çocuk İstismarı Önleme ve Tedavisi Yasası çıkartılmıştır. 1977’de Uluslararası Çocuk İstismarı ve İhmalini Önleme Derneği’ni kurmuş ve ilk dergisini çıkarmıştır. Dünyada ilk kez 1966’da Stockholm’de çocuk fuhuşu ile mücadele amacıyla bir kongre toplanmış
Ve UNESCO, UNICEF, ILOVE WHO gibi uluslar arası kuruluşların temsil edildiği bu kongreye 130 ülkeden 200’den fazla delege katılmıştır.

Türkiye’de ise; 1988 yılında Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği, 1991 yılında ÇİKORED (Çocuğu İstismardan Koruma ve Rehabilitasyon Derneği) kurulmuştur.

Cinsel istismar, fiziksel istismara karşı gösterilen ilgiden 15 yıl sonra çocuk istismarının bir biçimi olarak ele alınmaya başlanmıştır. Bu nedenle çocuk cinsel istismarı ile ilgili bilgiler 1980’li yıllardan itibaren son 30 yıl süresince toplanmıştır.

Çocuğun Cinsel İstismarı

ABD’de 1970’lerin ortasında birdenbire artan vaka bildirimleri ile birlikte, çocuk cinsel istismarı sorun olarak görülmeye başlanmıştır. Birkaç yıl sonra İngiltere ve Kanada’dan da benzeri yayınlar çıkmaya başlamıştır. Doğu ülkelerinden bildirimlere ise son yıllarda rastlanmaktadır.

Kadın hareketinin gelişimi, çocukluk çağında cinsel istismara maruz kalan kadınların açıklamaları ve toplumsal düzeyde cinsellikle ilgili açıklığın artmasının istismarın tanımlanmasını arttırdığı düşünülmektedir. Bunların yanında bireylerin bilinçlenmesi ve hekimlerin istismarı tanımada daha duyarlı hale gelmelerinin de etkili olduğu düşünülmektedir.

Net olan ise; tüm vakaların bildirilmiyor ve rakamların gerçeği tam olarak yansıtmıyor olmasıdır.

Çocuğun Cinsel İstismarı;

Henüz cinsel gelişimini tamamlamamış bir çocuğun ya da ergenin, bir erişkin tarafından cinsel arzu ve gereksinimlerini karşılamak için güç kullanarak, tehdit ya da kandırma yolu ile kullanılması olarak tanımlanabilir.

Çocuğun Cinsel İstismarı

Hukukense 18 yaşını doldurmamış çocuğun kendisinden en az 5 yaş büyük yabancı bir kişi tarafından ya da, istismar aile içinden ise çocuğun kendisinden en az 2 yaş büyük bir aile bireyi tarafından cinsel haz amacıyla zorla ya da ikna edilerek cinsel etkileşime maruz bırakılmasıdır.

Çocuğun Cinsel İstismarı

Epidemiyoloji


Çocuklukta cinsel istismara maruz kalma sıklığı %10-40 ancak vakaların yalnızca %15’i bildiriyor.

Çocuk ve ergenlerin çoğu suçluluk, utanma, ailelerinin dağılması, kötüye kullananın tehdidi ve katı yasalar gibi korkular nedeniyle uğradıkları istismarı açıklayamamaktadır.

Aileler, yaftalanma korkusu, namus gibi kavramların tabusal boyutu nedeni ile adli birimlere bu olayları iletmemekte, kendi içlerinde istismara çözüm bulmaya gitmekte, istismarcı ile mağdur çocuğu evlendiren aileler bile bulunmaktadır. bazı geleneklerde bu tür eyleme maruz kalan çocukların öldürülmesi bile söz konusu olmaktadır.

Yaygınlık oranları büyük farklılık göstermekte: kızlarda erkeklere oranla 4 kat daha fazla görülmektedir. Resmi rakamlara göre cinsel istismara uğrayanların %85’i kız, %15’i erkektir. Ancak erkek çocuk cinsel istismarının bilinenden daha fazla olduğu düşünülmektedir.

Çocuğun Cinsel İstismarı Ortaya çıkmama nedenleri

İstismarla ilgili açıklamaların şüpheyle karşılanması. Çocuk ve yetişkin ilişkisine dair toplumsal tabular…

Cinsel istismarın tanığının olmaması ve gizli kalması

İstismarcının mağduru tehdit etmesi

Çocuğun kendisini suçlu görmesi ve ailesi tarafından cezalandırılacağını düşünmesi

Çocuğun uğradığı eylemin kötü amaçlı olduğunu anlayamaması gibi pek çok neden olabilir.

İstismarın neden olduğu utanç, suçluluk gibi duygulardan dolayı cinsel istismar çoğu kez gizli olarak kalmakta ve sır olarak saklandığı için de gerçek istatistiksel verilere ulaşmak zor olmaktadır.

Çocuğun Cinsel İstismarı

Epidemiyoloji


İstismarcılar genellikle erkektir, %5-15 ise kadındır. Kadınların istismarı ise genellikle erkek çocuğadır. Fakat kadınlar daha çok bir erkekle birlikte ‘co-abuser’ olarak bulunurlar ve bazıları çocukla temasta bulunmayabilir.
Tanıdık birisi ya da bir yabancı tarafından aile dışı istismar, çocuk ve erişkin arası cinsel temas vakalarının %30-50’sidir.

Cinsel istismar farklı şekillerde olabilir: (Avcı, Tahiroğlu, 2007).
a. Temas içermeyen cinsel istismarlar: Cinsel içerikli konuşma, teşhircilik ve röntgenciliktir.

b. Cinsel dokunma: İstismarcı kurbana dokunabilir ya da kurbanı kendisine dokunması için zorlayabilir.

c. İnterfemoral ilişki (Irza tasaddi): Penetrasyonun olmadığı, sürtünmenin olduğu istismar şeklidir.

d. Cinsel penetrasyon (Irza geçme): Genital ilişki, anal ilişki, objelerle penetrasyon ve parmakla penetrasyon şeklinde olabilir.

e. Cinsel sömürü: Çocuk pornografisi ve çocuk fuhuşunu kapsar.

Akbaş ve arkadaşlarının (2009) yaptığı çalışmada;
anal sürtünmenin erkek çocuklarda, dokunma-okşama ve öpmenin kız çocuklarında yüksek oranda saptandığı belirtilmektedir.

Ayrıca yaş arttıkça çocukların birden çok istismar şekline maruz kaldığı, beden bütünlüğünün bozulduğu ve kız çocuklarında yaş arttıkça vajinal penetrasyon şeklindeki istismarın daha yüksek oranda olduğu bulunmuştur.

Pereda ve arkadaşlarının (2009) cinsel istismar üzerine 21 ülkede yaptığı 39 çalışmada;
Kızlarda cinsel istismar oranı %10-20, erkeklerde ise %10

Kızlara göre erkeklerde saptanan düşük oranlar şu şekilde açıklanmaya
çalışılmıştır.

erkekliğe yakışmayacak bir davranış
homoseksüel olarak değerlendirilme kaygıları

Ergen erkekler terapi esnasında bile istismarla ilgili konuşmaya istekli değildirler. Bazı araştırmacılar bu durumu erkek çocukların kızlara göre daha küçük yaşta istismara maruz kalmaları ile açıklamaktadırlar.

İki tip aile dışı cinsel istismara özellikle dikkat edilmelidir: seks şebekeleri ve yineleyen istismarlar

Şebekelerdekiler genellikle erkek, aileye yakın birisi ve pedofiliktirler. İngiltere’de polise başvuran çocukluk cinsel istismarlarının %5’i bu sorun nedeniyle olmaktadır, ancak gerçek sıklık bilinmemektedir (Özen, Şener, 1997).

Toplum örneklemli çalışmalar, istismarın tekrarlayıcı olmadığı gösterilmekteyse de klinik örneklemlerde çocukların çoğunluğunun aynı istismarcı tarafından birden fazla kez istismara uğradıkları belirtilmektedir. Bir kez yaşanan istismarın bildirimi ve yardım merkezlerine başvurma olasılığı daha düşük olarak görülmektedir (Glaser, 2002).

İstismarcılar da gözlenen başlıca kişilik özellikleri

Aile içinde ve sosyal teması sınırlı içe kapanık kişilik, eşi ya da ailesiyle sıcak ilişki kuramayan psikopatik kişilik, psikoseksüel ve sosyal açıdan immatür, kendi çocukları ile birlikte başka çocukları da istismar eden pedofilik kişiliktir (Avcı, Tahiroğlu, 2007).

İstismarcıların birçoğu çocukluklarında ya cinsel istismara uğramışlardır ya da ev içerisinde şiddet olgusu vardır.

Cinsel istismarcı birey genelde düşük eğitim ve sosyoekonomik düzeye sahiptir.

İstismarcı bireyin doyumu erteleme kapasitesi azalmıştır ve engellenmeye karşı düşük toleransı olan kişilerdir.

Çoğu zaman emosyonel açıdan var olan rötardasyonları nedeniyle gerçekçi yaklaşımlarda bulunamazlar.

Empati duyguları ya yoktur ya da sınırlıdır. Kendilerine saygılarının düşüklüğünü ve suçluluğu bastırıp karşıt tepki kurarak saldırgan davranış şeklinde çocuğa yansıtma eğilimi içerisindedirler.

İstismarcıların kişilik özellikleri

Karşılanmamış doyum nedeni ile anksiyete yaşarlar ve çevresine saldırganlık şeklinde bu enerjiyi aktarırlar.

Duygusal yetersizlikleri aynı zamanda narsisizmle karakterizedir.

İlişkilerinde ön plana çıkardıkları benmerkezcilik yetişkin ilişkilerine girmelerini engeller.

Narsisistik yapıları nedeni ile diğer kişileri kendi gereksinimlerini karşılamaktan sorumlu bireyler olarak algılarlar.

Çocukluk döneminde özdeşleşeceği birisinin olmaması, sosyal komponentler açısından patolojik bir aile yapısına sahip olma, destek sistemlerinden yoksun bir birey olması istismarcı bireyin diğer özellikleri arasına girmektedir.

Cinsel istismarcı birey psikodinamik teoriye göre olgunlaşmamış emosyonel durum özellikleri bir şekilde çocuğu cinsel açıdan çekici bulur (Keskin, Çam, 2005).

ENSEST:

Kanunen evlenmelerine izin verilmeyen iki kişi arasındaki cinsel ilişkiye ensest denir. Yani, İstismar çocuk ya da ergen ile kan bağı olan ya da ona bakmakla yükümlü birisi tarafından yapılmışsa bu durum ensest olarak adlandırılır.
Ensestin yaşandığı bir aile evrensel olarak düzensiz ve işlevlerini yerine getiremeyen bir aile şeklinde tanımlanır.
En sık tanımlanan örüntü, babanın güçlü konumunu kuvvet kullanarak elde ettiği katı ve ataerkil bir aile yapısıdır.
Baba-kız, Baba-oğul, Kardeşler arasında, Anne-oğul, Anne-kız, Büyükbaba-torun, amca-yeğen, teyze-yeğen v.b Üvey ebeveyn-çocuk

Aile içi istismarda en sık rastlanan suçlu babadır.


Ancak üvey babalar da istatistiksel olarak yüksek bulunmuştur. Üvey baba ile yaşayan bir kız çocuk, biyolojik baba ile yaşayana göre 6 kat daha fazla risktedir. Erkek çocukla annesi arasında heteroseksüel eylem olma olasılığı düşüktür.

Çocukluk cinsel istismarı riski evlilik sorunları olan, aile içi çatışmaların sık olduğu, ana babalık görevlerini yerine getiremeyen, ebeveyn çocuk ilişkisinde bozukluk olan ve ebeveyn uyum sorunu olan ailelerde sıktır.

Anne baba arasındaki evlilik ilişkisi, bunların kendi anne babalarında da olduğu gibi güçlü değildir. Aile sistemi dışa kapalıdır ve yabancılar şüphe ile karşılanır.

İstismar eden babalar aile içinde kontrolü ve gücü elinde bulundurduğunun bir göstergesi olarak şiddet de kullanabilirler. Baba ve kız çocuk arasındaki cinsel aktivite evlilikte önemli sorunların oluşmasından sonra, babanın eşinden uzaklaşması ve kızına sadece bir cinsel haz nesnesi olarak değil, aynı zamanda duygusal bir yaklaşımla bakmaya başlamasından sonra gelişebilir.

Anne bu alternatif düzenin gelişimi ile ilgili gizli işler çevirir ve görünen cinsel aktivite olayını görmezden gelmeyi tercih eder. Anne kızına karşı duygusal yönden soğuk olabilir ve genel olarak aile duygusal iletişim açısından fakirdir (Özen,Şener, 1997).

Ensest ve Aile Dinamiği;

Böylesi aileler sıklıkla cinsel konuların açıkça tartışılmasında ahlaki tabulara güçlü bir şekilde bağlı ve katıdırlar. Öte yandan annenin baskın olduğu, babanın pasif olduğu bir başka örüntü de bildirilmiştir. Bu babalar sadece çocuk ile istismar ilişkisinde kendilerini güçlü hissetmektedirler.

İstismarın olduğu tüm ailelerde her tip ebeveyn yapılanmasında belirgin bir güç dengesizliği vardır.

İstismarın olduğu ailelerde sosyal izolasyon sıklıkla görülür. İstismar eden bir baba tipi olarak ‘endogamik tip’ baba tanımlanmıştır. Bu babalar, cinsel açıdan engellendiklerinde evlilik dışı ilişkiler peşinde koşmak yerine kendi çocuklarına yönelirler.

Çocukluk cinsel istismarında alkol veya madde kullanımı yanı sıra suçluluk oranı ve antisosyal davranıșlar (özellikle baba da) yüksek bulunurken annede depresyon oranı yüksektir (Özen,Şener, 1997).

Ensest…..

Cinsel istismar olgularında alkolün, taciz eden tarafından sıklıkla kullanıldığı ve istismarı tetikleyen önemli bir etken olduğu bildirilmektedir.

Çocukluk ya da ergenlik döneminde cinsel istismara uğramış kişilerin istismarcı konuma geçebildiklerini aktaran yayınlar vardır. Ensest yaşanan ailede bu tabunun bozulması ile istismar davranışının tekrarı arasındaki ilişki ve kuşaklar arası aktarımdan söz edilmektedir.

Ensestci çoğu babanın ensest kurbanı olduğu, enseste maruz kalan çoğu kadının da çocuklarını ensestden koruyamayan anneler oldukları bildirilmektedir (İleri ve ark, 2008).

Cinsel istismar olgusundan sonra 4 tip dinamik gelişim bildirilmektedir.*
Travmatik Cinsellik:

Özellikle ensest olgularında istismarcı çocuğun kendisine olan sevgisinden faydalanıp ona hediyeler vererek, cinsel talepte bulunabilir. Bu durumda çocukta cinsel davranış ile ahlak kavramı arasında karmaşası oluşabilir. Cinselliği bir tür alışveriş gibi görmeye başlayan çocuk ileriki yaşamında koşullu cinsellik, birden fazla partner ve riskli cinsel davranış örüntüleri gibi davranışlar sergileyebilir.

İhanete uğramışlık hissi: Cinsel istismara uğramıș çocuk yakınları tarafından ihanete uğradığını düșünür. İlişkilerinde kişilere güvenmekte zorluk çeker. Kime güveneceğine karar vermekte zorluk yaşadığı için yetişkinliğinde çoklu, kısa, istismara açık ilişkiler yaşayabilir.

Güçsüzlük: Cinsel istismara uğrayan çocuk yaşadığı ilişkilerin cinsel yönü ile ilgili kontrol duygusuna sahip olmadığını düşünür. Bu nedenle yetişkinlik döneminde de ilişkilerinde cinsel açıdan kim ne isterse kabullenir kontrol koyamaz.

Damgalanma: Cinsel tacize uğrama çocuğa lekelenmişlik duyguları hissettirebilir. Utanç, suçluluk kavramlarının da eklenmesiyle bu duygular zamanla benlik algısına karışır ve kendisini böyle algılamaya başlar (Finkelhor, Browne, 1985).


Cinsel Suçlar

Hukuksal düzenlemede cinsel suçlar;
ırza geçme,
ırza geçmeye teşebbüs
fiili livata olarak sınıflandırılmıştır (Yılmaz, 2009).

Ülkemizde cinsel suçlar çoğunlukla evlenmek amacıyla işlenmektedir. Bu suçların faillerinin çoğunluğunu erkekler oluşturmaktadır. Cinsel suçların oluşum nedenlerinin başında aile tarafından gerekli cinsel eğitimin çocuğa verilememesi gelmektedir. Ayrıca kırsal alanda ve gecekondu semtlerinde konut yetersizliğinden kaynaklanan aile üyelerinin tamamının bir odada yatması ve çocukların büyüklerin cinsel ilişkilerine tanık olmaları onları cinsel suça yöneltebilmektedir. Ülkemizin bazı bölgelerinde kızlar için yüksek başlık parası istenmesi, evlenmek isteyen ama başlık parası bulamayan erkekleri kız kaçırmaya bağlı cinsel suçlara yöneltmektedir. Kaçırma olayı bazı bölgelerde kan dökülmesiyle bitmektedir. Çünkü kız tarafı hem kaçıranı, hem de kızı öldürmektedir. Bu yörelerde kaçma bir sapma sayılmakta ve aile namusunun lekelendiği düşünülmektedir. Toplumun aşırı baskıcı ya da tutucu tavrı cinsel suç işleme oranını artırıcı etki yapabilmektedir (Akduman, 2007):

Neticesi Sebebiyle Ağırlaşan Cinsel Saldırı Suçları (m.102 (5), (6) )
A) Mağdurun Beden veya Ruh Sağlığın Bozulması (m.102 (5))
Gerçekleşen cinsel saldırı sonucunda mağdurda gerek bedeni ve gerekse ruhsal rahatsızlıklar olabilir. Failin taşıdığı bir hastalığı mağdura bulaştırması, çocuk yapma yeteneğinin kaybolması, ya da ağır psikolojik travmaya sebep olması mümkündür.

B) Mağdurun Bitkisel Hayata Girmesi veya Ölümü (m.102 (6) )
Bu halde de failin olası kast biçimindeki fiiliyle meydana gelen ağır neticeden sorumlu tutulması söz konusudur. Yani fiille (istenmese de) gerçekleşen netice (ölüm veya bitkisel hayata girme) arasındaki illiyet sebebiyle failin cezası arttırılmaktadır. Öngörülen ceza ağırlaştırılmış müebbet hapistir.

Kovuşturma ve Yaptırım
Cinsel taciz suçunun temel şeklinin soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikâyetine tabidir. Şikâyet süresi, zamanaşımı süresini geçmemek koşuluyla, şikâyete hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği tarihten itibaren altı aydır (5237 sayılı TCK.m.73).

Çocukların Cinsel İstismarı ve TCK
MADDE 103. –
(1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismar deyiminden;
a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Cinsel istismarın üstsoy, ikinci veya üçüncü derecede kan hısımı, üvey baba, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, sağlık hizmeti veren veya koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehdit kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması hâlinde, on beş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
(7) Suçun mağdurun bitkisel hayata girmesine veya ölümüne neden olması durumunda, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.

TCK m. 103/3’de Düzenlenen Nitelikli Haller
A) Suçun Çocukla Belli Akrabalık İlişkisi Bulunanlar Tarafından İşlenmesi
103. maddenin 3. fıkrasına göre cinsel istismarın üstsoy, ikinci veya üçüncü derecede kan hısımı, üvey baba, evlat edinen tarafından islenmesi halinde verilecek ceza arttırılacaktır.

B) Suçun Vasi, Eğitici, Öğretici, Bakıcı, Sağlık Hizmeti Veren veya Koruma ve Gözetim Yükümlülüğü Bulunan Kişiler Tarafından veya Hizmet İlişkisinin Sağladığı Nüfuz Kötüye Kullanılmak Suretiyle İşlenmesi
Fail ile mağdur arasında herhangi bir hiyerarşi yoksa başka bir ifade ile birbirleri üzerinde bir otoriteleri söz konusu değilse bu nitelikli halin uygulanması mümkün değildir.

C) Suçun Birden Fazla Kişi Tarafından Birlikte İslenmesi
Cinsel istismar suçunun birden fazla kişi tarafından islenmesi, suçun islenişini kolaylaştıracağından cezayı artıran nitelikli hal olarak kabul edilmiştir.

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki ve TCK
MADDE 104.
Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, on beş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikâyet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Fail mağdurdan beş yaştan daha büyük ise, şikâyet koşulu aranmaksızın, cezası iki kat artırılır.

Sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirmemesi TCK 280

MADDE 280. - (1) Görevini yaptığı sırada bir suçun işlendiği yönünde bir belirti ile karşılaşmasına rağmen, durumu yetkili makamlara bildirmeyen veya bu hususta gecikme gösteren sağlık mesleği mensubu, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Sağlık mesleği mensubu deyiminden tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire ve sağlık hizmeti veren diğer kişiler anlaşılır.

Özetle…

Öncelikle toplumsal risk etkenlerine yönelik küçük yaştan itibaren, cinselliği insan hayatının bir parçası sayarak, kabullenerek, yaşa uygun cinsel eğitim programlarına çocuk ve ergenleri dahil etmek gerekir.

Bunun dışında çocuklara, kötü muameleye uğradıklarında kendilerini nasıl savunmaları gerektiği; hangi bölgelerine dokunulacak, hangi bölgelerine dokunulmayacak, sevgi nasıl gösterilir gibi alanlarda farkındalık eğitiminin verilmesi; kız ve erkek çocuklarının ortak okullarda okutulması; kız-erkek ilişkilerinin normalleştirilmesi; koruyucu ruh sağlığı yaklaşımları olarak topluma eğitim vermek ile kazandırılabilir.

Sonuç

Çocuğun cinsel istismarı fiziksel, duygusal, sosyal, ahlaki ve hukuki boyutlarıyla tüm dünyada her cinsiyet, ırk, sosyal ve etnik kökenden çocuk ve gençleri etkileyen önemli bir sorundur. İstismarın neden olduğu utanç, suçluluk gibi tepkilerden dolayı cinsel istismar çoğu kez gizli olarak kalmakta ve sır olarak saklandığı için de gerçek istatistiksel verilere ulaşmak zor olmaktadır.

Üstelik çocuk cinsel istismarının çocuk ve gençlerde nispeten yüksek oluşu toplumda risk altındaki bireylerin bakım ve korunmasında yetersizlik olduğuna işaret etmektedir. İstismara maruz kalan çocuk ve ergenlerde duygusal ve davranışsal gelişim etkilenmekte, pek çok ruhsal hastalık oluşmakta hatta istismarın kuşaktan kuşağa aktarımı riskine de yol açmaktadır.

Çocuğun cinsel istismarı konusunda sağlık çalışanları, aile ve okulun bilgi sahibi olması, çocuğa yașına uygun cinsel eğitimin verilmesi hem istismarın önlenmesi hem de erken tanınıp doğru yaklaşımlarda bulunulması açısından son derece önemlidir.

Son söz…..
Cinsel istismarın her derecesi için akılda tutulması gerekenler şunlardır:

-Kimse cinsel istismara maruz kalmak istemez.

-Kimse cinsel istismarı hak etmez.

-Hiçbir davranış cinsel istismar için neden olarak
gösterilemez.

-Her tür cinsel istismar kanunlar ve toplum önünde
suçtur.

-Alkol, uyarıcı ya da uyuşturucular sağlıklı düşünmeyi
ve iletişimi bozar.

-Bireyler alkol,uyarıcı ya da uyuşturucu madde
etkisinde de olsalar davranışlarından sorumludurlar.

KAYNAKÇA
1.Akbaş S, Turla A, Karabekiroğlu K, Şenses A, Karakurt MN, Taşdemir GN ve ark. Cinsel istismara uğramıș çocuklar. Adli Bilimler Dergisi 2009; 8:24-32.
2.Akduman, G., (2007), “ Suça Karışan 12-15 Yaş Grubundaki Çocuklarda Akran İstismarı ve Kendilik Algısının Karşılaştırmalı Olarak İncelenmesi” Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ev Ekonomisi Anabilim Dalı, Doktora Tezi.
3.Pereda N, Guilera G, Forns M, Gomez-Benito J. The international epidemiology of child sexual abuse: a continuation of Finkelhor. Child Abuse Negl 2009; 33: 331-342.
4.Glaser D. Child Sexual Abuse. In: Rutter M, Taylor T, eds. Child and Adolescent Psychiatry, 4nd ed., Massachusetts, Blackwell Publishing Company. 2002; 340-358.
5.Özen NE, Șener Ș. Çocuk ve ergende cinsel istismar. Ege Psikiyatri Sürekli Yayınları 1997; 2:473-491.
6.Finkelhor D, Browne A. The traumatic impact of child sexual abuse: a conceptualization. Am J Orthopsychiat 1985; 55:530-541.
7.Kaplan SJ. Child and adolescent sexual abuse. In: Lewis M, ed. Child and Adolescent Psychiatry, a comprehensive textbook, 3nd ed, Philadelphia, Lippincott Williams&Wilkins. 2002; 1217-1223. Fleming J. Prevalance of childhood sexual abuse in a community sample of Australian women. Med J Australia 1997; 166:65-68.
8.Briere J. Methodological issues in the study of sexual abuse effects. J Consult Clin Psychol 1992; 60:196-203.
9.Tebbutt J, Swanston H, Oates RK, O’Toole BI. Five years after child sexual abuse: persisting dysfunction and problems of prediction. J Am Acad Child Adolesc Psychiatr 1997; 36:330-339.
10.Keskin G, Çam O. Çocuk cinsel istismarına psikodinamik hemșirelik yaklașımı. Yeni Symposium 2005; 43:118-125.
11.Bensley LS, Van Eenwyk J, Simmons KW. Self-reported childhood sexual and physical abuse and adult HIV-risk behaviors and heavy drinking. Am J Prev Med 2000; 18:151-158.
12.Yancı F. Gözlerimi de Al! Film gözlemleri ve Travmatik Bağlanma, Yayımlanmamış Ders Ödevi, 2010
13. İseri E. Cinsel istismar. Çetin FÇ, Pehlivantürk B, Ünal F, Uslu R, İșeri E, Türkbay T, Coșkun A, Miral S, Motavallı N, editörler. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Temel Kitabı. 1.Baskı, Ankara, Hekimler Yayın Birliği. 2008; 470-477.
14.Avcı A, Tahiroğlu AY. Cinsel İstismar. Aysev A, Taner YI, editörler. Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları. 1.Baskı, İstanbul, Golden Print. 2007; 721-736.
15.Yancı F. Karçın M. Çocuğa Yönelik İhmal ve İstismarın Nörobiyolojik Sonuçları, Yayımlanmamış makale özeti, 2010
16.Karakaya I. Şişmanlar Ş. Çocukluk Çağı Ruhsal Travmaları yayımlanmamış Ders notları, 2010
17.Aker T. Ruhsal Travma Ders Notları, 2010
18.ICD 10 Dünya Sağlık Örgütü Hastalıklar Sınıflaması
19.ÇOCUK HAKLARINA DAİR SÖZLEŞME
20.Yılmaz, G., (2009), “ Cinsel İsitsmara Uğramış ve Uğramamış 6-12 Yaş Grubundaki Çocukların Aile Resmi Çizimleri, Davranış Sorunları ve Ailelerin İşlevsel Özelliklerinin İncelenmesi”. Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler  
► Çocuğun Cinsel İstismarı Psk.Hasan KAYA
► Çocukların Cinsel İstismarı Psk.Dnş.İnci AYDIN
► Çocuk Cinsel İstismarı Psk.Dnş.Pekay AYDIN
► Çocuğun Cinsel Eğitimi Psk.Özge ÇİVCİ
► Çocuğun Anne Baba Arasındaki Cinsel İlişkiyi Görmesi ÇOK OKUNUYOR Psk.Dnş.İbrahim GÜLYAŞAR
► Türk Kadınının Kusurları Psk.İzzet GÜLLÜ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Çocuğun Cinsel İstismarı ve Türk Ceza Kanunu' başlığıyla benzeşen toplam 22 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
 
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


02:11
Top