2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,221 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Su Hakkında Neler Biliyoruz
MAKALE #6596 © Yazan Dyt.Canan DOĞAN | Yayın Mart 2011 | 6,731 Okuyucu
Su hakkında neler biliyoruz?

Su insan yaşamında oksijenden sonra gelen en önemli öğelerden biridir. Besin almadan hatalarca canlılığımızı sürdürebilmemize karşın su olmadan en fazla birkaç gün yaşayabiliriz. Vücut suyunun %10 u yitirildiğinde yaşam tehlikeye girer . Vücudumuzdaki suyun %20 sinin yitirilmesi ise ölümle sonuçlanır.

Vücudun su içeriği yaşa ve cinsiyete göre %42 ile 71 arasında değişir. Çocuklarda su oranı daha yüksektir. Yaş ilerledikçe suyun yerini yağ dokusu almaya başlar. Yetişkin insan vucudunun %59 u sudur. Vücut suyunun ortalama %60 ı hücre içinde %40 ı hücre dışı sıvıda yer alır.

1 litre suyun buharlaşarak terle atılabilmesi için 600 kalorilik ısının yok edilmesi gerekmektedir. Günlük diyetinizle su içeriği yüksek besinlerin alınması su ihtiyacınızı azaltır. Diyetle alınan enerjinin her bir kalorisi için 1 gm da su almak gereklidir. Bu oran bebeklerde 1.5 gm dır.

Vücutta su oranının yeterli düzeyde tutulması hayati önem taşır. Vücuttan kaybettiğimiz miktarda suyun yerine konulması elzemdir. Peki vucut suyunu nasıl kaybeder. Normal koşullarda ortalama olarak idrarla 1500, deri yoluyla (terleme) 500, akciğerlerle 300, barsaklar yoluyla 200 ml su kaybederiz. Ağır fiziksel aktivite, enfeksiyon hastalıkları ve sıcak/soğuk hava da su kaybımız artar.

Susama hissi nasıl oluşur

Vucut suyunun azalması kanda iyon yoğunluğunun artmasına neden olur. Yoğunluğun %1 oranında artması ile hipotalamusdaki susama merkezi uyarılır ve susuzluk duygusu gelişir. Aşır kusma ve ishal durumunda su ile beraber tuz kaybı da olduğundan susama duygusu gelişmeyebilir.

Su kaybı ile ortaya çıkan durumlar

Vücut suyunun %3 ünü kaybettiğinde kan hacmi ve fiziksel performans azalır, %5 kayıpla konsantrasyon kaybolur, %8 kayıpla baş dönmesi ve aşırı yorgunluk belirtileri ortaya çıkar, %10 luk kayıpla kas spazmı, aşırı yorgunluk dolaşım ve böbrek yetmezliği görülür. Su kaybı özellikle çocuklarda çok tehlikelidir ve hemen önlem almayı gerektirir.

Ne kadar su içiyoruz

2007 yılında Türkiye’de 8 milyar litre su tüketilmiş, bunun 6.5 milyar litresini damacana, geri kalanını ise pet şişelerdeki sulardan oluşuyormuş. 2010 yılında ise toplam üretim hacmi 9,3 milyar litre olan ambalajlı su pazarının, %67'sini 6,25 milyar litre ile damacana, %33'ünü ise 3,05 milyar litre ile PET satış kanalı oluşturmuş.
2010 yılında ambalajlı su sektörü 2009 yılına oranla %3 büyümüş, 2009 yılında 126 litre olan kişi başı tüketim oranı 2010 yılında 128 litreye yükselmiş. Bu oran italyada 189 lt, Almanyada 165 lt, İspanyada 123 lt, Belçikada ise 120 lt.
Yapılan araştırmalara göre en çok su içenler 25-50 yaş grubunda yer alıyor, 25 yaşın altındakiler ise genelde gazlı içecek tüketiyor.

Bu araştırma sonuçlarına göre çocuklarımıza vereceğimiz önemli mesajlardan biri de gazlı içecek yerine dogal su tüketmeleri olacaktır.

İçme suyunda hangi mineraller var?

Su içinde kalsiyum, magnezyum, demir, nitrat, flor, çinko, sodyum bulunuyor. Bu minerallerin miktarı suyun kaynağına göre değişebilir. Minerallerin her birine vucudumuzun ihtiyacı var Minerallerin çoğu hücre çalışması için önemli. Vücudun sağlıklı olarak büyümeyi sürdürebilmesi için elzem olan mineralleri kalsiyum, fosfor, sodyum, potasyum, klor, magnezyum, manganez, kükürt, demir, bakır, iyot, flor, selenyum olarak sıralayabiliriz.

Bilinmeyen bir kaynaktan alınan su içilebilir mi?


Evinizin yakınlarında bulunan bir kaynaktan aldığınız suyun tadı iyi olabilir fakat içinde bulunan maddelere karşı dikkatli olmalıyız. Kaynağı bilinmeyen suyun içinde insan sağlığına zararlı metaller olabilir.

İşlenmiş su ve doğal kaynak suyu arasında ne fark var?

Kaynağından alınan ve hiçbir işleme tabi tutulmayan sulara doğal kaynak suyu diyoruz. İşlenmiş su ise çeşitli damıtma yöntemleriyle içindeki kireçten arındırılan ve mineral takviyesi ile tatlandırıcı katılan su çeşididir. Birbaşka deyişle teknoloji uygulanarak, içindeki minerallerin dengelendiği su çeşidi.


Musluktan su içebilirmiyiz?

Klorlanarak dezenfekte edilimiş suyu içebiliriz. Günümüzde bu denetim belediyelerce yapılmaktadır.

Pet şişeler

Sağlık Bakanlığı pet şişeleri denetlemekte ve üzerindeki bantın rengine göre kenarları kahverengi ise işlenmiş, mavi ise doğal kaynak suyu olarak sınıflamaktadır. Avrupa Birliği’ne uyum yasaları çerçevesinde soda veya maden sularının genel adı mineralli su olarak tanımlanmıştır. Mineralli su içerdiği tüm mineraller ve karbondioksit gazı ile birlikte yeraltındaki çatlaklardan yol bularak yeryüzüne çıkan suya verilen addır. Soda ise su ve sudan yapılan içeceklere üretim esnasında karbondioksit gazı eklenmesi ile elde edilir.

Unutmayalım mineralli su içinde tuz ve mineraller var. Bunlar vücudumuzun tuz ve su ihtiyacını giderir. Mineralli su zayıflatmaz. Mineralli su içindeki tuz oranından dolayı tansiyonu yüksek hastalara çok fazla önerilmez. Ayrıca ödemi olan hamilelerin de mineralli suyu çok fazla tüketmemeleri önerilir. Yaz döneminde vücut çok fazla tuz ve su kaybettiği için daha fazla içilebilir.


Günde 8-10 bardak sıvı almak gerekli mi?

Gün içinde tüketilen sıvıların toplamının 8-10 bardak olması vucut sağlığımız için önemli. Yaz döneminde kaybedilen sıvı miktarı daha fazla olduğundan bu oaran 10-12 bardağa kadar çıkabilir.

Suyun ömrü ne kadar?

Her şeyin olduğu gibi suyun da ömrü var, pet şişelerdeki suyun bir yıl içinde tüketilmesi gerekiyor. Bu nedenle pet şişe ile aldığınız suyun üretim tarihini kontrol edin. Alüminyum kapaklı şişe sularının kapakları alüminyum olduğu için hemen tüketilmesi gerektiğini de unutmayalım.

Suyun PH sı ne demek?

PH, suyun asit ve baz durumunu gösterir. İzin verilen PH değeri 5.5-8.5 arasında değişir. Sudaki PH’ın değerlerin dışında olması durumunda insan sağlığı direkt etkilenir. PH değeri izin verilen değerlerin dışındaysa suyun aşındırıcı etkisi artar, ağır metaller çözülebilir. Örneğin bu su borulardan geçerken metallerin çözülmesini sağladığı için ağır metaller de suya geçebilir.

Damacana suyu 10-15 saatte tüketin

Son yıllarda kişi başına kullanım oranı artan damacanadaki suyun hava ya da güneşe maruz kalmasının, kişiyi ölümle sonuçlanan hastalıklara kadar götürebilen mikroorganizmaların üremesine neden olduğu belirtilmektedir. Şişe suyu olarak bilenen işlenmiş su sağlık açısından desteklenebilir ama kullanım süresi ve bekletildiği ortama dikkat edilmediğimizde enfeksiyon hastalıklarına yol açabilir.

Şişe sularının, bulundukları ortam ve temizlik kurallarına uyulmadığı takdirde hepatit yapan virüsler dahil tüberküloz, ishal ve daha birçok enfeksiyon hastalığının oluşumuna zemin hazırlamaktadır.

Vücudun yüzde 70’ini oluşturan su, hücreler arası iletişim, enzimler, hormonlar ve bütün metabolizmayla ilgili faaliyetleri sağlar bu nedenle suyun çok sağlıklı olması gerekir.

Unutmayın şişe suları işlenmiş olmaları nedeniyle doğal su kapsamında değerlendirilemezler ve bu sularında bir raf ömrü vardır. Raf ömrü, suyun ambalaj malzemesi, saklama koşulları ve işletme koşullarına bağlı olarak değişir.

Evimize yada işyerimize aldığımız damacana suları kullanırken nelere dikkat etmeliyiz?

Ev ve işyerlerinde “damacana” olarak adlandırılan ve plastik şişelerde sunulan suyun mutlaka serin, güneş ışığından uzak ve kuru ortamlarda saklanması gerekir.
Damacana su etrafında suya ve ambalaj maddesine etki edecek kokulu maddeler bulundurmayın.

Damacanadaki suyu hava ya da güneşe maruz bırakmayın

Su şişesinin kapağı bir kez açıldığında hava ile temas edeceğinden 10-15 saatte tüketin
En fazla bir günde tüketilebilecek gramajdaki su satın almaya özen gösterin.
Ev ve işyerlerindeki kişi sayısı ve ortalama tüketim dikkate alarak damacana suyunun gramajı tespit edin.

Özellikle evlerde kullanılan 19 litrelik damacana suların kapağı açıldığında ne şekilde saklanırsa saklansın günlerce kullanılmamalıdır.

Suyun berrak, renksiz, kokusuz ve tatsız olanı tercih edin.
Pompalı damacanaların pompa temizliğine dikkat edin. Suya doğrudan temas eden pompa ve pompa aparatının temizliği yapılmadığında havada ve ortamda bulunan mikroorganizmalar, kokular veya yabancı maddeler pompa üzerinde birikip suya bulaşacaktır.

Canan Doğan
Beslenme ve Diyet Uzmanı


Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Su Hakkında Neler Biliyoruz" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dyt.Canan DOĞAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dyt.Canan DOĞAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Canan DOĞAN Fotoğraf
Dyt.Canan DOĞAN
İstanbul
Diyetisyen
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi29 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dyt.Canan DOĞAN'ın Makaleleri
► Ramazanda Neler Yiyelim de Zayıflayalım Dyt.Güneş AKYIL AYNACI
► Anne Sütünü Artıran Uygulamalar Neler? Dyt.Hatice KARSLIOĞLU
► Obezite ve Kanser İlişkisi (Neler Yapabiliriz ?) Dyt.Zeynep Işıl KÜÇÜKGÖNCÜ
► Grip Olmamak İçin Neler Yemeliyim? Dyt.Gülşen LÜKEL
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Su Hakkında Neler Biliyoruz' başlığıyla benzeşen toplam 88 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Krom ve Sağlığımız ÇOK OKUNUYOR Aralık 2012
► Hamilelikte Beslenme Şubat 2012
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


13:56
Top