2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Milletin Bu Derdi Neden En Çok Beni Gerdi (Mevcut Ruhsal Yardım Uygulamasına Eleştiriler)
MAKALE #6814 © Yazan Psk.İzzet GÜLLÜ | Yayın Nisan 2011 | 4,890 Okuyucu
MİLLETİN BU DERDİ NEDEN EN ÇOK BENİ GERDİ

AVRUPA VE TÜRKİYE ARASINDAKİ MANTALİTE FARKI

Avrupa’da kanser gibi tamamen bedensel görünümlü hastalıklar için bile psikolojik destek verilirken bizde düşünün, ama az falan değil, sahiden iyice düşünün, psikikolojik nitelik arz eden sorunlar için bile sadece medikal eksenli bir yardım anlayışı söz konusudur. Öyle ki karı koca arasındaki iletişimsel bazlı sorunlara bile salt antidepresanla yaklaşılır genellikle. Aradaki zihinsel anlayış, algılama ve uygulama farkı tam koca, aşılması zor ve son derece sarp dağlar kadardır.


HER SORUNA İLAÇ VER YOLLA İŞLEYİŞİ

Batı’da psikiyatristin bakacağı hasta bilimin ilkeleriyle ve alanın doğasının öngördüğü gerçeklerle çizilmiştir. Bizde bu işler daha çok dahiliye yahut ortopedi mantığında işler. Doktor “neyin var” diye sorar, kişi “son dönemde biraz sıkıntılıyım” der. Teşhis hazırdır: “Anksiyete Bozukluğu.” Yani bizim ülkemizde kafalar gibi psikolojiler de kolayca bozulur. Pek çok kişi bir hafta önce eşinden boşandığı için üzülmekle ruhsal açıdan çetin bir bozukluğun içine düşmüş sayılır. (Gelişmiş Batı insani bir duygu ile hastalık arasındaki ince ayırımı iyi yapar, sadece neyin yaşanıldığına değil, niçin ve neden sonra yaşanıldığına da odaklanır.)

OYSA DUYGU BAŞKADIR, HASTALIK BAŞKA BİR ŞEY

Duygular olumlu ve olumsuz duygular olarak ikiye ayrılır. Olumsuz duygular da bir duygu çeşididir sonuçta. Bizde olumsuz duygular hastalık sayılır ne hikmetse. Sıkıntı, üzüntü, karamsarlık, güvensizlik duyguları böyledir mesela. Daha farklı bir anlatımla sıkıntı normal bir duygu türüdür, anksiyete ise bir bozukluktur. Yani hastalık. Korku bir duygu biçimidir, fobi hastalıktır. Karamsarlık olağan bir yaşantı biçimidir, depresyon ise rahatsızlık… Fakat bu mühim ayrımların fazla bir önemi yoktur bizim camiada. Hekim şartları gereği ilaç yazmak, ilaç yazabilmek için de teşhis koymak zorundadır. Böylece sıkıntıya anksiyete, üzüntüye depresyon, korkuya fobi, yaramazlığa da uyum bozukluğu denilen korkunç, vahim bir tablo çıkar meydana. Ama bundan daha da garibi bu vahim trajediye kimse aldırış etmez. İnsanların bunalımdan ve anılan sorunlardan adeta kırıldıkları bir çağda psikologların oturup da bir kişi ile sohbet etmesi demek olan terapiye ise hışımla karşı çıkılır nedense. (Konuşma satılamıyor, en azından bu yöntem global ilaç şirketlerince toptan pazarlanamıyor, malum. Ama ilaç öyle değil! Neden bu olabilir mi sizce?)

ŞİFALI AROMALAR İÇİNDE KİMYEVİ MADDE YOK DİYE TEDAVİ DEĞİL AMA TERAPİ SALT KONUŞMAK OLDUĞU HALDE TEDAVİ, ÖYLE Mİ!

Terapi dedik. “Terapi yöntemi bir ilaç değildir, ameliyata da benzemez. Sorun ne o halde?” dediğinizde, “Olsun, sonuçta bir iyileştirme faaliyeti değil mi ki…” derler. Üstelik de bunu en mantıklı karşı çıkışmış gibi kibirli kibirli yaparlar. Peki şu her akşam ekranlarda uzun uzun reklamlarını izlediğimiz bitkisel kremler, ağrı kesiciler, cinsel gücü artırıcı ve bir çok hastalığa iyi geldiği söylenen doğal aromalar da sonuç itibariyle tedavi etmiyor mu? diye sorsanız alacağınız cevabın mantıksal tutarlığında fazla bir değişiklik olmaz. Bu ülkede kimsenin öyle tutarlı olmak gibi bir derdi falan da pek yoktur zaten.

Düşünün:

Bu aromalar sonucu itibariyle iyileştiriyor olsalar bile yöntemleri gereği doğal, yani özü kimyasal olmadığı için ilaç yani tedavi yöntemi sayılmazlar. “Bu çifte standart neden” diye sormaz hiç kimse. Çünkü kimileri cesurdur, bilmedikleri için soramazlar. Kimileri de bilirler ancak yeteri kadar cesur değillerdir ki sorabilsinler. Bu iki yaklaşımın birinde yöntemine bakılır sonucuna değil; diğerinde sonucuna bakılır, yöntemine değil! Kimin işine nasıl gelirse yani. Çünkü bu ülke halkın daha nitelikli hizmet alıp almadığının değil, bazı mesleklerin kutsandığı bir ülkedir.

YIL 2011 OLABİLİR! ANCAK HALKA HİZMET SUNAN HASTANELER ORDUNUN VE EMNİYETİN ÇOK GERİSİNDE

Bu ülkede orduda, emniyette, üniversitelerin medikososyal birimlerinde, yuva ve kreşlerde, huzur evlerinde, diğer bir deyimle hastaneleri dışında her yerde yıllardır psikolojik danışmanlık ve psikolojik destek / tedavi hizmeti verilir. Lakin halkın tamamına yakınının ruhsal yardım aldığı devlet hastanelerinde halen, yıl 2011 olmuş, medikal tedavi dışı bu hizmetler verilmez. Bu kurumlarda anılan işler tamamen kendi haline terkedilmiş durumdadır. Yani işleyiş yapısal bir düzenlemeye oturtulmuş değildir. Sözgelimi anne çocuğuna yanlış yaklaşımlar gösterir, haliyle gidebileceği tek adres olan hastaneye gider. Danışmanlık lazım geldiği halde ilaç başlanır çocuğa. Nedene değil, sonuca müdahale yapılır. Psikolog ise yan odada ya çay içiyordur ya da akşama dek Wisc-R testi yapmakla, milleti "az zeki, bu biraz daha az zeki, yo bu aşırı zeki" diye etiketlemekle meşguldür genellikle.

RUHSAL YARDIM HİZMETİ 3 GRUP İLAÇTAN BİRİNİ DAYAMA İŞİ DEMEK MİDİR SADECE?

Medikal tedavi iyi - kötü var diyelim hadi. Peki ya

Çocuk,
Yetişkin,
Birey ve
Aile eksenli;

Koruyucu,
Eğitici,
Geliştirici,
Destekleyici,
Çözümleyici ve
Yönlendirici nitelikli;

Psikolojik Danışmanlık,
psikolojik Eğitim,
Psikolojik Destek,
Psikolojik Tedavi (Psikoterapi)

hizmetlerini ülkemizde kim, ne zaman, nerede ve nasıl veriyor?

Ne zaman verilecek?

Millet tamamen ilaç bağımlısı olduktan sonra mı!


TIBBİ TEDAVİYE FAKÜLTE YETERLİ, KONUŞMAK İÇİN İSE EN AZ DOKTORA LAZIM. OH NE İYİ, MAŞALLAH…

Bu işlere çözüm olabilecek meslek mensubu dünyanın hemen her yerinde psikologlardır. Ancak onlar için tablo hiç iç açıcı değildir. Mesela bugüne değin hiçbir yetkileri ve işlevleri yoktu, yeni düzenlemeye göre de ilgili bakanlık medikal tedavi sunan pratisyen hekimlerde bir uzmanlık şartı bile aramazken, hatta bu meslek mensuplarını on beş günde aile hekimi uzmanlığıyla teçhiz ederken sıra psikologlara geldiğinde nedense çıtayı birden yükseltmekte, alt tarafı insanlarla konuşmak olan terapi için doktora şartı aramaya, bu yönde bir düzenlemeye gitmeye çalışmaktadır.

“İNTİHARI ARTIRIR” DENİYOR AMA DUYAN KİM!

Antidepresan ilaçların prospektüsünde “Çocuklarda ve geçlerde intihar eğilimini artırır” yazdığı halde (dikkat edin “artırabilir” yazmıyor, bizzat “artırır diyor) ülkemizde halen peynir ekmek gibi reçete ediliyor. Hem de üç – beş dakikalık bir ayaküstü teşhis ve tedavi süreci sonunda. Bahanesi ise çok tanıdık:” Psikiyatri sayısının az olması!” (Gerçi bakıyorum, hiç de azmaz değil artık!). “Uzman sayısı az, o halde yanlış yapılabilir” mi denilmek isteniyor yoksa!

MİLLETİN BU DERDİ, NEDEN EN FAZLA BENİ GERDİ

Bunların dışında ve ötesinde olmak üzere, son dönemde beni en çok düşündüren asıl soru şu: Ülkemin ve milletimin bu saydığım dertleri neden benden başka kimseyi germiyor sahi!

Psikolog
İzzet Güllü
MDH
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Milletin Bu Derdi Neden En Çok Beni Gerdi (Mevcut Ruhsal Yardım Uygulamasına Eleştiriler)" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İzzet GÜLLÜ Fotoğraf
Psk.İzzet GÜLLÜ
Sakarya (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi18 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.İzzet GÜLLÜ'nün Yazıları
► Panik Atakta Ruhsal İlk Yardım Psk.Ümit KARABULUT
► Eşim Neden Beni İlk Günkü Gibi Sevmiyor? Psk.Dnş.Mustafa Kemal ÇELİK
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Milletin Bu Derdi Neden En Çok Beni Gerdi (Mevcut Ruhsal Yardım Uygulamasına Eleştiriler)' başlığıyla benzeşen toplam 29 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Bir Veda Yazısı Haziran 2018
◊ Bu Yazıyı İyi Anla ÇOK OKUNUYOR Haziran 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


05:39
Top