2007'den Bugüne 92,232 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,964 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Hırslı Anneler ve Çocukları
MAKALE #7024 © Yazan Dr.Melda ALANTAR | Yayın Mayıs 2011 | 7,455 Okuyucu
Dünyaya gelen tatlı bir bebekle, anne-babayla birlikte tüm aile mutlu bir serüvene yelken açar. Her çocuk keşfedilmesi gereken bir hazinedir. Anne- bebek arasında özellikle ilk iki-üç yıl yoğun bir bağ oluşur. Bebek için yaşamın ilk döneminde kurulan bu ilişki önemlidir. Bebeğin gereksinimleri zamanında karşılayan, sağduyulu, sakin ve kararlı anne tarafından bakılan çocuklar gelecekte çevrelerindeki akran, akraba, eğitimci, mesai arkadaşları ve duygusal eşleriyle sağlıklı ilişkiler kurarlar. Endişeli, hırslı anneler tarafından büyütülen çocukların keyifli dünya serüvenleri hamilelikten itibaren sert rüzgârlardan etkilenir.

Annenin hamilelik sırasında bebeğin geleceğine ilişkin kurduğu hırslı planları, endişe ve çöküntüsü erken doğumla, düşük doğum ağırlığı ve bebeğin özel bakım ünitesine alınmasıyla ilişkilidir. Yüksek düzeyde stres hormonları beyin gelişimini, baş çevresini ve doğum kilosunu olumsuz etkiler. Araştırmalar bebeklerin doğum kilosu ve baş büyüklüğü arttıkça zekânın yükseldiğini ortaya çıkarmaktadır. Doğumdan sonra annenin endişe ve çöküntüsüne maruz kalan bebekler gelişim ölçeklerinde daha düşük puanlar almakta, daha fazla uyku ve beslenme sorunu yaşamakta, anneyle daha az etkileşim kurmaktadırlar. Yapılan çalışmalar annenin endişesinin çocukta karışık elliliğe yol açtığını göstermektedir. Karışık ellilik yani çocuğun sağ ve sol elini kullanma özelliği disleksi( okumada öğrenme bozukluğu), otizm ve dikkat eksikliği gibi nörogelişimsel sorunlarla da ilişkilendirilmektedir.

Bazı akıllı, iyi eğitimli anneler çocukları için çok yüksek başarı ölçütleri geliştirirler. Bebeklikten itibaren bildikleri yabancı dili kullanarak çocuklarıyla konuşurlar. Oysaki annenin ana dilinde bebekle iletişim kurması, onun gığıldama, mırıldanmalarına ana dilinde yanıt vermesi aralarındaki ilişkiyi güçlendirir. Çocuklar yabancı dili kolay kavrarlar. Bu saptamayı önemsemeyerek doğumdan itibaren ana dilin dışında bebeğiyle iletişim kuran anne aslında bir anlamda çocuğuyla kuracağı ilişkiyi baltalamaktadır.
Okul öncesi eğitim seçeneklerini değerlendirirken çocuğun gelişim özelliklerini göz ardı ederek onun için en uygun okulu değil, eğitimsel hedefleri yüksek olan kurumları seçerler. Anneden ilk kez ayrılma aşamasında olan çocuğun endişe duyabileceğini kabul etmezler. Oysaki anneden ve yuvadan kopmakta zorlanan bir çocuk servise binerek evinden çok uzak, devasa bir yerleşkede yer alan seçkin anaokulunda kendisini devler ülkesinde yapayalnız bir cüce olarak hissedebilir. Ruhen henüz orada değilken, etrafındaki yüzme havuzu, farklı etkinlikler v.b. pek çok ayrıntı onu heyecanlandırmaz. Anneden kopmakta zorlanan bir çocuk için eve yürüyüş mesafesinde bulunan, annenin gerekli durumlarda kolayca ulaşabileceği sevimli ve küçük bir evde işletilen bir anaokulu aslında en doğru kurumdur. Okul öncesi eğitimin başladığı ilk üç, dört senede bu tür okula uyum sağlayan çocuk daha sonraki yıllarda daha uzakta olan ve geniş alana yayılan bir kuruma rahatlıkla devam edebilir.

İlköğretiminin ilk yıllarından itibaren lise son sınıflara kadar çocukların gelişimsel özellikleri ve yetenekleri göz ardı edilerek tüm öğrenciler SBS, okul başarı puanları, yurt içi ve yurt dışı üniversitelere giriş sınavları gibi pek çok engeli aşmak zorunda bırakılmaktadır. Oysaki öğrencinin akademik başarısını etkileyen pek çok etmen vardır. Öğrenme güçlükleri, dikkat eksikliği, uyum ve davranış sorunları, gelişimsel bozukluklar, kronik hastalıklar, olumsuz yaşam olayları v.b. sorunlar öğrencilerin okul başarısını etkiler. Zihinsel gelişimin yaş düzeyinin altında olduğu vakalarda okula uyumsuzluk ve akademik başarısızlık görülebilir. Astım, kanser gibi kronik hastalıklar nedeniyle okula devamsızlık karne başarısını olumsuz olarak etkiler. Boşanma, ayrılık, ölüm, kayıplar, çevre ve okul değişiklikleri gibi strese yol açan yaşam olayları öğrenme güdüsünü etkileyebilir. Önceki dönemlerde sınıfta kalan öğrenciler başarısız olacakları inancıyla çaba göstermezler. Çabaları takdir edilmeyen öğrencilerin okul başarıları azalır. Anne-babaların çocukların ilgi ve yeteneklerini göz ardı ederek, gerçekçi olmayan beklentiler içinde olmaları okul başarısını düşürür.

Hırslı anneler “Çocuğum şu okulu kazansın, bu kursa da gitsin, hem piyano çalsın hem ata binsin, İngilizcenin yanı sıra Fransızca da öğrensin, büyüyünce şu mesleği yapsın” diyerek isteklerine gem vuramamaktadırlar. Aileler ve çocuklar sürekli koşuşturmaktan, kimi zaman nereye, neden gittiklerini düşünmeye fırsat bulamamaktadırlar.
Öğrencilerin bir kısmı yetenekleri ve doğru yönlendirilmeleri sonucu başarıyı yakalamaktadır. Pek çok öğrenci ise gelecekte endişe bozukluğuna dönüşebilecek sınav endişesini,”Ben başarısızım” ifadesini, bu süreçte ortaya çıkan tikleri çocukluk hatırası olarak yetişkin döneme taşımaktadırlar.

Toplumumuzda sıkça gözlemlenen bir durum da annenin evlilik ilişkisinin sorunlu olması, ayrılık, boşanma gibi olayların ardından çocuğunu hayatın merkezi haline getirmesidir. Anne çocuğuyla yatar, onunla kalkar, tatile gider. Çocuğunu dert ortağı olarak görür. Bir kadın olarak mutlu yaşamak ülküsüne ulaşamadığı için çocuğuyla evlenir! Çocuğunun sınav başarısı onun hayat başarısına dönüşür.

Bazı hırslı anneler iyi eğitim gördükleri için, bazıları ise kendi yaşamlarında eksikliğini duydukları, kazanamadıkları ya da imkânsızlıklar nedeniyle gidemedikleri seçkin okullarda çocuklarının okumalarını isterler. Çocukluk ve gençlik dönemlerinde yarım kalmış, bitmemiş işleri çocuklarının üzerinden tamamlamaya kalkışırlar. Düşlerini süsleyen mesleklerin çocukları tarafından icra edilmesinin hırsına kapılırlar. Bu hırslar o denli yoğundur ki çocuklarının yeteneklerini ve isteklerini önemsemezler. Eğitimsel ve kültürel beklentiler o denli güçlüdür ki çocukları özel kılan resim yetenekleri, spor alanında belki onları dünya çapında isimler yapacak olan hızlı koşma özellikleri “saygın? !” meslekler uğruna katledilir. Toplumumuzda kendini ve yeteneklerini el yordamıyla orta yaşlarda keşif eden, eli şakağında “Ben bu hayatta en çok ne yapmak isterdim? Neleri ıskaladım ?” diye kara kara düşünenlerin sayısı hayli fazladır.

Aileleri mutlu etmek için gidilen okullar, edinilen meslekler insanları bireysel olarak ne kadar mutlu etmektedir? Belki anne-baba, eğitimci, pedagog, toplum ve devlet olarak hepimizin sorması gereken temel soru bu dur.

Çağdaş dünyada kişiyi başarıya ulaştıran etmenler de hızla değişmektedir. Önceki kuşaklarda üniversite bitirmek, yabancı dil bilmek gibi özellikler meslek sahibi olarak ilerlemeyi mümkün kılmaktaydı. Günümüzde ise özellikle batı toplumlarında ve ülkemizde büyük şehirlerde yetişen, üniversite mezunu, yabancı dil bilen gençlerin sayılarının arttığı ve rekabetin yoğunlaştığı dikkati çekmektedir. Seçkin grupların arasından sıyrılmak giderek daha zor olmaktadır. Facebook’u icat eden “Harvard’ın asosyal bilgisayar delisi” olarak tanımlanan Mark Zuckerberg kazara milyarder olmaktadır! Bu tür çıkışlar gelecek toplumların inşasında bireysel yeteneklerin ön plana geçeceğinin bir göstergesi olabilir. Doktor, avukat olması için zorlanan bir genci olağanüstü çizim yeteneği, gelişmiş görsel algı, göz-el uyumu becerileri kendisini ifadeedebileceği çok farklı bir mesleğe ve başarıya ulaştırabilir.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından ve ülkemizde de kabul edilen Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde yer alan çocukların eğitim, uygun bilgileri edinme, eğlenme, dinlenme, sanatsal ve kültürel etkinliklere katılabilme haklarını vurgulayan evrensel antlaşmayı yeniden hatırlayalım.

Çocuk ve Gençlik bayramlarının kutlandığı ülkemizde “Çocuklara Daha Fazla Özgürlük Verelim!”

İyilik perilerinin çocuklarımızı hırsı aklının önüne geçmiş annelerden korumaları dileğiyle……
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Hırslı Anneler ve Çocukları" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Melda ALANTAR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Melda ALANTAR'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     3 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Melda ALANTAR Fotoğraf
Dr.Melda ALANTAR
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Doktor Pedagog
Pedagog Dr.
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi7 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.Melda ALANTAR'ın Makaleleri
► Öfkeli Anneler ve Çocukları Psk.Yasemin TÜZEMEN
► Çalışan Anneler ve Çocukları Psk.Azade ALTINTAŞ DURMUŞ
► Anneler Günü Psk.Serap DUYGULU
► Bahar Depresyonu ve Anneler Psk.Nilüfer ŞİŞMAN
► Anne Olmak ve Anneler Günü Psk.Serap DUYGULU
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,964 uzman makalesi arasında 'Hırslı Anneler ve Çocukları' başlığıyla benzeşen toplam 25 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Asperger Sendromu Ocak 2013
► Evlat Edinilen Çocuklar Eylül 2011
► Spor ve Çocuklar Mayıs 2011
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


14:31
Top