2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Sosyal Fobi
MAKALE #7299 © Yazan Psk.Dnş.Çiğdem SESLİ | Yayın Ağustos 2011 | 6,907 Okuyucu
İÇİMİZDEKİ DİNMEYEN ÇIĞLIK
SOSYAL FOBİ

En genel anlamıyla fobi normal şartlarda korkulmayacak bir nesne ya da durumla karşılaşınca ortaya çıkan korku olarak tanımlanmaktadır. Kişi kendisinde korku yaratan durum veya nesneden aslında korkulmayacağını bilir fakat yinede korkularına engel olamaz. Fobileri olan kişilerde kaygı belirtileri dışında genellikle başkaca bir takım psikolojik bozukluklar bulunmaz. Bu kişiler kendilerinde korkuya neden olan nesne veya durumdan uzak oldukları sürece yaşamlarını normal bir şekilde sürebilmektedirler.
Fobiler durum ve nesne fobileri olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Bu yazımızda bir durum fobisi olan sosyal fobi ayrıntılarıyla anlatılmaya çalışılacaktır.

Sosyal Fobi: Sosyal fobi toplum içerisinde konuşurken, otururken, herhangi bir işle meşgul olurken sosyal aktiviteler katıldığı durumlarda ortaya çıkan yoğun kaygı durumu olarak tanımlanmaktadır. Kişi bu kaygıları faaliyetleri tek başına bulunduğu bir ortamda yaparken değil yalnızca sosyal ortamlarda başka insanların da bulunduğu mekânlarda yaparken yaşamaktadır. Örneğin evde yalnızken telefonda rahatlıkla konuşabilen bir insan kalabalık ortamlarda telefonda konuşamıyor ve yoğun kaygılar yaşıyorsa bu sosyal fobi olarak tanımlanmaktadır.

Sosyal fobisi olan bir insan yaşadığı korku ve kaygıların farkına varıp zamanla bu korku ve kaygılar kendisini rahatsız edecek noktaya gelince toplumdan ve sosyal ortamlardan uzaklaşmaya kopmaya başlar. Kaçınmanın ardından her sosyal ortamla karşılaştığında kaygı ve korku artar;kişi zamanla tek başına yaşamaya kimseyle iletişime geçememeye başlar.

Sosyal fobisi olan insanlar kaygı ve korkuya yakalanmamak için çok farklı kaçınma yolları kullanırlar. Bunlar sosyal ortamlara girmeme, ortamdan kaçma, konuşulanlara ilgisiz kalma, göz teması kurmama, hayalcilik ve alkol kullanma kullanılan bazı kaçınma yöntemleridir.

Sosyal Fobinin Belirtileri: Sosyal fobinin belirtilerini fiziksel, zihinsel ve davranışsal belirtiler olmak üzere üç kategoride inceleyebiliriz.
a)Fiziksel (Fizyolojik) belirtiler:
ü Yüz kızarması
ü Terleme
ü Ağız kuruması
ü Kalp çarpıntısı
ü Nefes kesilmesi ve nefes darlığı
ü Titreme

b) Zihinsel Belirtiler:
ü Çirkinim, yetersizim ve beğenilmiyorum gibi düşünceler.
ü Sevilmediğini ve güçsüz olduğunu ifade eden düşünceler.
ü Mükemmel olmalı hata yapmamalıyım.
ü Kaygılı olduğumu belli etmemeliyim
ü Rahat davranmalıyım
ü Herkes beni beğenmeli.

c)Davranışsal Belirtiler:

ü Korkulan ortama girmeme ve ortamı terk etme
ü Göz temasından kaçınma
ü İlgisiz şeyler düşünme
ü Hayallere dalma
ü Konuyu değiştirme
ü Alkol kullanma

Sosyal fobisi olan insanlar yaşadıkları türlü kaygılar sebebiyle pek çok faaliyeti yapamıyor ve zamanla insanlarla diyalog kurmakta çok ciddi güçlükler yaşıyorlar.Yanlış bir şeyler söyleme korkusuyla konuşamayan,lokanta,cafe vb yerlerde tüm gözlerin onu takip ettiğini düşünerek bir şeyler yiyip içemeyen,umumi tuvaletleri dahi kullanamayan sosyal fobikler vardır. Sosyal fobiklerin bu korkuları yakın aile çevresi içindeyken çok şiddetli olmamakla beraber, özellikle yeni tanışılan insanların bulunduğu veya tamamen yabancı ortamlara girildiğinde çok yoğun şekilde artmaktadır.

Sosyal Fobinin Başlama Yaşı: Sosyal fobinin başlama yaşı oldukça erkendir.Sosyal fobi diğer kaygı bozukluklarına göre oldukça yavaş gelişmekte başlangıçta utangaçlık ve çekingenlik biçiminde kendisini göstermektedir.Erken başlayan sosyal fobi sonucu okul başarısı ve arkadaş ilişkilerinde bozulmalar görülür.

Hastalığın başlama yaşı hastaların %40 ‘ında 10 yaşından önce iken, yaklaşık %95 inde 20 yaşından önce başlamaktadır. Bu yaşlarda başlayan sosyal fobi sonucu ergen arkadaşlarından kopmaya başlar ve ilerleyen dönemde okulu bırakmak zorunda kalır.
Sosyal fobinin yarattığı belirtilerin artması ve bunların giderek daha da rahatsız edici boyuta ulaşması sonucu kişi kendisini daha rahat hissetmek kaygısıyla alkol almaya, madde kullanmaya başlar. Kişideki bu rahatsızlığı takiben depresyon, panik atak ve diğer başkaca fobiler ortaya çıkabilir. İnsanların çoğu sosyal fobiye bağlı bu ikincil rahatsızlıklar sonucu psikiyatristlere başvurmakta ve problemin sebebinin sosyal fobi olduğu ancak o zaman anlaşılabilmektedir.

Sosyal fobi agorafobiden sonra görülme sıklığı açısından 2. sıradadır. Bu orana göre kadınlarda görülme sıklığı %2,3 ve erkeklerde %1,1 şeklinde olmaktadır. Kadınlarda 2 kat daha fazla görülen sosyal fobide doktora başvurma oranı erkeklerde daha yüksektir.

Sosyal Fobinin Nedenleri: Sosyal fobinin gerçek nedeni bilinmemekle beraber kalıtımın orta derecede etkili olduğu bir rahatsızlık olduğu söylenebilir. Fakat rahatsızlığın ortaya çıkışında yalnızca kalıtım etkili değildir. Sosyal fobiye yol açan etmenleri iki başlık altında toplamak mümkündür.

ü Genetik faktörler
ü Psikososyal faktörler

Yapılan araştırmalar sosyal fobide genetik yatkınlık bulunduğu sonucunu ortaya çıkartmıştır. Buna göre ailelerinde sosyal fobi görülen bireylerin bu rahatsızlığa yakalanma oranları 3 kat daha fazladır. Ayrıca sinir sisteminden kaynaklanan bazı problemlerin de organik kökenli olarak sosyal fobiyi başlattığı veya tetiklediği düşünülmektedir.

Urfa’nın bir köyünde kalabalık bir ailede büyüdüm. Sekiz kardeştik .Ben sondan üçüncü çocuktum.Köyün zengini sayılırdık.Babam köyün ağası ve çok sert bir adamdı.Herkes ondan çok korkardı.Annem,ben ve kardeşlerimde çok korkardık.En ufak bir hatamızda dayak atar ağzımızı açıp cevap veremezdik.Büyük konuşurken küçüğün cevap vermesi ve lafa karışması saygısızlık sayılırdı.Sadece baba ve annemden değil ağabeylerimden de çok dayak yedim.babam evde olmadığı zaman otoriteyi ağabeylerim ele alır evli oldukları halde babamın yanında çocuklarını sevemezlerdi,ayıp sayılırdı.Okula başladığım zaman da suskunluğum devam etti.Öğretmenlerden çok korkardım.Şuanda üniversiteye devam ediyorum aynı suskunluk devam ediyor.Hocalar bir şey sorduğunda ağzımı açıp cevap veremiyorum.Yanlış şeyler söylemekten ve alaya alınmaktan çok korkuyorum.Yüzüm kızarıyor,başım dönüyor,ağızım kuruyor,bildiğim şeyi de söyleyemiyorum.Beni döven ,bir kere olsun sevgisini gösteremeyen bir ağanın oğlu alacağıma.başımı okşayan bir çobanın oğlu olsaydım.”(IŞIK,Erdal dan alınmıştır.)

Sosyal fobi oluşumunda psikosoyal faktörlerinde etkisi oldukça yüksektidir. Bu kategoride bireyin ailesi, çevresi ve arkadaş grupları yer almaktadır. Aile bireyin eğitimde en önemli rolü oynayan etkisi tartışılmaz bir unsurdur. İnsanın kişiliği çoğunlukla 0-6 yaş arası dönemde ailesinden aldığı eğitime göre şekillenmekte bireyin toplumsal olaylar karşısındaki tutumu çoğunlukla ailesinden edindiği tecrübelere göre değişmektedir. Araştırmalar katı, denetleyici, mükemmelliyetçi, günah ve ayıp kavramlarıyla örülü, sosyal iletişime kapalı ve kendini değerlendirmede acımasız ve dış denetime önem veren ailelerde yetişen çocuklarda sosyal fobi gelişme riskinin daha yüksek olduğunu göstermiştir. Bu tür ailelerde çocuklar genellikle ya konuşturulmaz ya da kendilerini ifade etmek istediklerinde sert bir tepkiyle karşılanırlar. Ayrıca bu aileler için kendilerinin neler yaptığı değil bunun çevre tarafından nasıl algılandığı çok önemlidir. Ailedeki bireyler üzerinde toplum baskısı çok belirgindir. Ayrıca hata yapma konusunda kendilerine şans tanımadıklarından her hatada kendilerini ve diğer bireyleri acımasızca eleştirme eğilimindedirler. Sosyal fobili bireylerin aileleri çocuklarının diğer ailelerle iletişimlerini daha az desteklemiş ve genellikle iletişime kapalı bir aile ortamı oluşturmuşlardır.
Sosyal fobi gelişimde toplum baskısı ve arkadaş grupları da önemli yer tutmaktadır. Özellikle kapalı ve gelenekçi bir toplumda ve bu toplum içerisinde oluşturulan arkadaş gruplarında kişi aşağılanacağı, ayıplanacağı ve küçük düşürüleceği gibi kaygılarla kendini ifade edemez. Aykırı düşüncelerini dile getiremez. Baskıdan kaçmak için toplumdan kopar ve zamanla sosyal fobi gelişir. Ayrıca aile ve toplumun ayıp, yasak gibi genellemelerini içselleştiren birey yanlış veya ayıp olur düşüncesiyle belirli davranışları yapmaktan kaçınırsa zamanla kendisinde sosyal fobi gelişebilir.

Çocuk ve Ergenlerde Sosyal Fobi:Sosyal fobi çocukluk ve ergenlik çağında başlayabilir. Çocukluk çağında özellikle utangaç,içe kapanık,az iletişim kuran yakınlarından başkasına yaklaşmayan ve hırçınlık gösteren çocuklar okula başladıklarında daha ciddi sorunlar yaşayabilirler.Sosyal ortamlarda bulunmaktan kaynaklanan kaygı zamanla çocukta okul fobisine dönüşür,Çocuk okula gitmemeye,okuldan kaçmaya,derste kalksa dahi konuşmamaya,göz teması kuramamaya başlar.Sınavlarda fazlaca heyecanlanır,öğretmeniyle konuşamaz ve saldırganca davranışlar sergileyebilir.Konuşamayan,arkadaşlık kuramayan ve kendisini ifade edemeyen çocuk zamanla derslerinde başarısızlık yaşar.Bunun sonucu olarak ailesi,öğretmenleri ve arkadaşları tarafından baskı altına alınır eleştirilir.Bütün bunların sonucunda çocuk okuldan eğitimden uzaklaşır ve yalnızlaşır.

Sosyal fobi ergenlikte daha belirgin biçimde ortaya çıkmaya başlar. Normal şartlarda arkadaş gruplarına yönelmesi gereken ergen yalnız kalmaya, sosyal ilişkilerden kaçınmaya başlar. Bu durumda olan bir ergen hem ergenliğin getirdiği fiziksel ve psikolojik değişim ve dürtülerle baş etmek zorunda kalır hem de iletişim sorunuyla uğraşır.Bu dönemde özellikle bir şey söylersem aşağılanırım küçük düşürülürüm kaygısı ağırlık kazanır.Genç toplumdan kopmaya başlar.Ergenin bu durumda ailesi tarafından doğru anlaşılıp gereken yardımı almasının sağlanması ve kendisine uygun özdeşim modellerine yönelmesinin desteklenmesi büyük önem arz etmektedir.

Sosyal Fobinin Tedavisi:

Sosyal fobi tedaviye oldukça iyi yanıt verebilen ayrıntılıca tanımlanmış bir rahatsızlıktır. Tedavi sürecinde ilaç tedavisi ve psikoterapi birlikte kullanılır.

1-İlaçla Tedavi: Sosyal fobi tedavisinde bir takım ilaçlar kullanılmaktadır.İlaçla tedavinin tek seçenek olarak sunulması durumunda tedavi 6 aydan uzun sürmekte ve çoğu zaman rahatsızlık tekrarlayabilmektedir.İlaç tedavisinde daha çok antidepresanlar kullanılmakta ve kullanılan antidepresanlar türüne göre çoğunlukla sosyal yaşamı etkileyen yan etkiler göstermemektedir.İlaçla tedaviye en az 6 ay devam edilmeli ve ilacın dozu ve bırakma zamanına doktor karar vermelidir.

2-Psikoterapi Yöntemleri:Sosyal fobi tedavisinde psikoterepinin önemli bir yeri vardır.Bu rahatsızlığı yaşanlara daha çok “bilişsel davranışçı” terapi uygulanmaktadır.bu tedavide amaç daha çok kişinin negatif inançlarıyla yüzleşmesini sağlamaktır.Sosyal fobide bu olumsuz inançların etkili olduğu düşünülmektedir.Sosyal fobi de sosyal ortamlara girildiğinde gerçekleşeceği düşünülen kötü sonuçların bireyin rahatsızlığını daha çok arttırdığı ancak girilen ortam ve karşılaşılabilecek olaylara karşı daha iyimser bir tavır takınmanın sorunun çözümüne katkı sağladığı belirtilmiştir.Psikoterapide kişinin olumsuz inançlarıyla yüzleşmesi,olumlu ve yapıcı düşünmeyi öğrenmesi,toplumdan kaçmasını kolaylaştıran güvenli davranışlarını fark etmesi ve bunları bıraktığında neler olabileceğini tahmin etmesine dayalı bir tedavi programı izlenmektedir.Kişi bu tedavi programıyla aşama aşama sistematik bir şekilde toplum içerisine katılmaya başlar.Akıl dışı inançlardan kurtulup daha mantıklı inançlara kavuşmak tedavide esastır.

Sosyal fobide hem ilaç tedavisi hem de psikoterapi yöntemleri kullanılarak bireyin tedavisinin başarıya ulaşması sağlanabilir. Ancak bireyin yakın çevresindeki kişilerin de uzmanların yönlendirmeleri doğrultusunda destek olmalarının önemli olduğu unutulmamalıdır.

Çiğdem SESLİ
Psikolojik Danışman


Kaynaklar:
1.Ruh sağlığı ve Bozuklukları: Prof. Dr. M. Orhan ÖZTÜRK (6. Basım)
2.Ruh sağlığı ve Davranış Bozuklukları: Aydın ANKAY
3.Sosyal Beceri Eğitimi : (Hasan Bacanlı)
4.Bilişsel ve Davranışçı Terapiler : (Türk Psikologlar Derneği Yayınları)
5.Danışma Psikolojisi Kuramları ( Süleyman Doğan)
6.www.sosyalfobi.com,www.fobi.org,www.sosyalfobi.net,wwww.pedam.com, www.donusumkonagi.net
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Sosyal Fobi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Dnş.Çiğdem SESLİ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Dnş.Çiğdem SESLİ'nin izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Çiğdem SESLİ Fotoğraf
Psk.Dnş.Çiğdem SESLİ
Kayseri (Online hizmet de veriyor)
Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi3 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Dnş.Çiğdem SESLİ'nin Makaleleri
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Sosyal Fobi' başlığıyla benzeşen toplam 22 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Cinsel Kimlik Bozuklukları Ağustos 2011
► Otizm Ağustos 2011
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


10:09
Top