Mevcut Psikiyatrik Yardımın İçine Sızmış Üç Mikrobik Enfeksiyon
Günümüzde bu alanın içine sızmış olan üç mikrobik enfeksiyon şudur:
1. Sözgelimi sorun kekemelikken konulan teşhis depresyon, verilen ilaç da antidepresan olabilmektedir. Yani spesifik ilacı olmayan sorunlara, “Bu sorunun ilacı yok kardeş, kusura bakma. Terapi verelim…” denilmemekte, kişi başka bir sorunun ilacı ile tedavi edilmeye çalışılmaktadır.
Sırf, “Bizde diğer branşlar gibi her sorunun spesifik ilacı yok” dememek, böylece mesleki itibar kuyruğunu dik tutmak adına ya da daha başka nedenlerle.
Kekemeliği için beş yıl, iletişimsel bazlı sorunların bir ürünü olan doğal duygu durum halleri için 10 yıl antidepresan kullanan insan sayısı o kadar çoktur ki.
Sahi, sorun serotonin maddesi azlığı ise, ilaç da içinde kimyevi bir etken madde barındırıyorsa beş ya da on yıl fazla uzun değil mi? Sadece bir kutu antibiyotik bile en yoğun bakteri saldırısını üç – beş günde püskürtüyorken üstelik!
2. Sözgelimi hastaya “Ritalin” başlanmakta, fayda etmeyince ise -mesela- “prozac” verilmektedir. “Hasta ilacının ticari adı değiştiğinde ilacının değiştiğini zannetmektedir.” Hastanın bir altı ay da bu ilacı kullanmak için motivasyonu hazırdır artık! Çünkü bizzat ilacının değiştiğine inanmaktadır! Böylece hastaların hekime olan itimatları ve bu konulardaki bilgisizlikleri suistimal edilmektedir.
3. En önemlisi de bu alanda doğru tedavi “ilaç + terapi” olduğu halde sağaltımlar (yıllardır) sadece ilaca indirgenerek eksik yürütülmektedir. Eksik tedavi demek başarısı düşük, dolayısı ile daha uzun süreli ilaç kullanılan, daha çok ilaç tüketimi gerektiren tedaviler demektir. Alanda bu tür garabetlerin her gün sayısız örneği yaşanmaktadır.
YETKİ ONUN, SANA NE! İSTEDİĞİ GİBİ TEDAVİ EDER (Mİ)
Yıllardır dile getirdiğim bu sorun hakkında bakanlık şahsıma, “İlgili Tababat-ı şuabat… kanununa göre hasta tedavi yetkisi hekimindir” cevabını vermektedir. Bir bakıma, “Sana ne, istediği gibi tedavi eder” denilmektedir. Sahi, bir dahiliye uzmanı hastasını istediği gibi tedavi edebilir mi? Ya da bu branştaki sorunlara değinmek, bunlarla ilgili çözüm talep etmek ilgili hekimin yasal tedavi yetkisine karşı çıkmak mı olur, bunun cevabını sizokuyuculara bırakıyorum!
BU ALANDA İLAÇ TEDAVİ KUŞUNUN BİR KANADIDIR
Psikiyatride ilaç gereken hastalıklarda bile ilaçlar çoğu zaman tek başına yeterli değildir. Bu tespit benim şahsi görüşüm değildir. Bunu psikoloji / psikiyatri literatürünü takip eden hemen herkes çok iyi bilir. İlacı olan hastalıklarda bile ilaçlar aslında tedavinin tamamı değil, yarısıdır. Yani ilaçlar psikiyatride tedavi kuşunun sadece bir kanadıdır. Oysa hiç bir kuş tek kanatla uçmaz. Nitekim uçmamaktadır da! Uçsa bile ağır aksak, düşe kalka uçmakta, çok uzağa gidememektedir. Biraz uçar gibi olup belli yüksekliğe çıktıktan sonra düşmek ise daha örseleyici olabilmektedir. Çünkü bu durum, “İlaç da aldım ama iyileşemedim, demek ki hiç iyileşemeyeceğim” zehirli inancını pekiştirir.
SADECE İLAÇ VERMEK HASTALIĞI BESLER
Hasta olanın bir doku ya da organ olmadığı, hastalıkta kişinin duygu, düşünce ve davranışlarının da önemli oranda rol oynadığı gerçeği göz ardı edildiğinde, dolayısı ile psikolojik sorunlara psikolojik yaklaşım boyutu eksik bırakıldığında tedavi süreci uzayabilmekte, tedavide başarı oranı düşebilmektedir. Bunun ise uzun süre ilaç kullanmak zorunda kalınmasından tutun, iyileşmeye olan inancın yitirilmesine varıncaya kadar bir dizi olumsuz sonuçları olabilmektedir.
SÜREKLİ ÇAPALAYAN AMA PEK EKMEYEN PSİKİYATRİ
Psikiyatri ilaçlarını ben tarlayı çapalamaya, sulamaya, velhasıl tohum ekmek için toprağı müsait hale getirmeye benzetiyorum. Psikolojik yaklaşımları ve terapiyi ise bu hazırlanmış tarlaya tohumu bilfiil ekmeye… Sadece ilaçla tedavi tarlayı sürekli çapalamak, sürekli hazırlamak anlamına gelmekte, ancak terapi yoluyla tohum ekilmediğinde istenilen mahsul tam manasıyla alınamamaktadır diye düşünüyorum. Günümüzdeki yaygın tablo ne acıdır ki işte budur.
Psikolog
İzzet Güllü
MDH
1. Sözgelimi sorun kekemelikken konulan teşhis depresyon, verilen ilaç da antidepresan olabilmektedir. Yani spesifik ilacı olmayan sorunlara, “Bu sorunun ilacı yok kardeş, kusura bakma. Terapi verelim…” denilmemekte, kişi başka bir sorunun ilacı ile tedavi edilmeye çalışılmaktadır.
Sırf, “Bizde diğer branşlar gibi her sorunun spesifik ilacı yok” dememek, böylece mesleki itibar kuyruğunu dik tutmak adına ya da daha başka nedenlerle.
Kekemeliği için beş yıl, iletişimsel bazlı sorunların bir ürünü olan doğal duygu durum halleri için 10 yıl antidepresan kullanan insan sayısı o kadar çoktur ki.
Sahi, sorun serotonin maddesi azlığı ise, ilaç da içinde kimyevi bir etken madde barındırıyorsa beş ya da on yıl fazla uzun değil mi? Sadece bir kutu antibiyotik bile en yoğun bakteri saldırısını üç – beş günde püskürtüyorken üstelik!
2. Sözgelimi hastaya “Ritalin” başlanmakta, fayda etmeyince ise -mesela- “prozac” verilmektedir. “Hasta ilacının ticari adı değiştiğinde ilacının değiştiğini zannetmektedir.” Hastanın bir altı ay da bu ilacı kullanmak için motivasyonu hazırdır artık! Çünkü bizzat ilacının değiştiğine inanmaktadır! Böylece hastaların hekime olan itimatları ve bu konulardaki bilgisizlikleri suistimal edilmektedir.
3. En önemlisi de bu alanda doğru tedavi “ilaç + terapi” olduğu halde sağaltımlar (yıllardır) sadece ilaca indirgenerek eksik yürütülmektedir. Eksik tedavi demek başarısı düşük, dolayısı ile daha uzun süreli ilaç kullanılan, daha çok ilaç tüketimi gerektiren tedaviler demektir. Alanda bu tür garabetlerin her gün sayısız örneği yaşanmaktadır.
YETKİ ONUN, SANA NE! İSTEDİĞİ GİBİ TEDAVİ EDER (Mİ)
Yıllardır dile getirdiğim bu sorun hakkında bakanlık şahsıma, “İlgili Tababat-ı şuabat… kanununa göre hasta tedavi yetkisi hekimindir” cevabını vermektedir. Bir bakıma, “Sana ne, istediği gibi tedavi eder” denilmektedir. Sahi, bir dahiliye uzmanı hastasını istediği gibi tedavi edebilir mi? Ya da bu branştaki sorunlara değinmek, bunlarla ilgili çözüm talep etmek ilgili hekimin yasal tedavi yetkisine karşı çıkmak mı olur, bunun cevabını sizokuyuculara bırakıyorum!
BU ALANDA İLAÇ TEDAVİ KUŞUNUN BİR KANADIDIR
Psikiyatride ilaç gereken hastalıklarda bile ilaçlar çoğu zaman tek başına yeterli değildir. Bu tespit benim şahsi görüşüm değildir. Bunu psikoloji / psikiyatri literatürünü takip eden hemen herkes çok iyi bilir. İlacı olan hastalıklarda bile ilaçlar aslında tedavinin tamamı değil, yarısıdır. Yani ilaçlar psikiyatride tedavi kuşunun sadece bir kanadıdır. Oysa hiç bir kuş tek kanatla uçmaz. Nitekim uçmamaktadır da! Uçsa bile ağır aksak, düşe kalka uçmakta, çok uzağa gidememektedir. Biraz uçar gibi olup belli yüksekliğe çıktıktan sonra düşmek ise daha örseleyici olabilmektedir. Çünkü bu durum, “İlaç da aldım ama iyileşemedim, demek ki hiç iyileşemeyeceğim” zehirli inancını pekiştirir.
SADECE İLAÇ VERMEK HASTALIĞI BESLER
Hasta olanın bir doku ya da organ olmadığı, hastalıkta kişinin duygu, düşünce ve davranışlarının da önemli oranda rol oynadığı gerçeği göz ardı edildiğinde, dolayısı ile psikolojik sorunlara psikolojik yaklaşım boyutu eksik bırakıldığında tedavi süreci uzayabilmekte, tedavide başarı oranı düşebilmektedir. Bunun ise uzun süre ilaç kullanmak zorunda kalınmasından tutun, iyileşmeye olan inancın yitirilmesine varıncaya kadar bir dizi olumsuz sonuçları olabilmektedir.
SÜREKLİ ÇAPALAYAN AMA PEK EKMEYEN PSİKİYATRİ
Psikiyatri ilaçlarını ben tarlayı çapalamaya, sulamaya, velhasıl tohum ekmek için toprağı müsait hale getirmeye benzetiyorum. Psikolojik yaklaşımları ve terapiyi ise bu hazırlanmış tarlaya tohumu bilfiil ekmeye… Sadece ilaçla tedavi tarlayı sürekli çapalamak, sürekli hazırlamak anlamına gelmekte, ancak terapi yoluyla tohum ekilmediğinde istenilen mahsul tam manasıyla alınamamaktadır diye düşünüyorum. Günümüzdeki yaygın tablo ne acıdır ki işte budur.
Psikolog
İzzet Güllü
MDH
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Mevcut Psikiyatrik Yardımın İçine Sızmış Üç Mikrobik Enfeksiyon" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
1 Beğeni 
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
