İlişkilerde Sanallaşma: Yıl 2023 Bir Kız İsteme Senaryosu
2023 yılının 23 Mayısında Mehmet’in anne ve babası Ayşe’yi oğullarına istemek için Ayşe’nin anne ve babasına arkadaşlık isteği gönderirler. Durumdan haberdar olan Ayşe’nin anne ve babası da hemen arkadaşlık isteğini kabul ederler. Sanal ortamdan yollanan çiçek ve çikolata resimlerinin ardından sohbet edilmeye başlanır. Bir süre sonra Ayşe sanal ortamdan kahve ikramı yapar. Kahveler içildikten sonra Allahın emri Peygamberin kavli ve bilişim hizmetlerinin izniyle Ayşe Mehmet’e istenir. E-mail olarak yollanan yüzük resimleri bilgisayarlara ekran koruyucu yapılarak çiftler sözlenmiş olur ve hemen sosyal paylaşım sitelerinde profillerine ilişkisi yok kısmını nişanlı olarak değiştirirler.
Evet, belki şimdi komik gelmiş olabilir bu, ama sanırım gidişat bu yönde. Her şeyimiz sanal ortamda, arkadaşlıklarımız, aşklarımız, insanlığa dair olan her şey…
Bilgisayar ve iletişim teknolojilerinde yaşanan hızlı gelişmelere paralel olarak internet alışveriş yapma, bankacılık, eğlence, eğitim ve iletişim kurma gibi bütün ihtiyaçlarını karşılama biçimi olarak günlük hayatımızdaki yeri giderek artmaktadır. Fakat internetin hayatımıza bu kadar girmesi, olumlu yanlarıyla birlikte bir takım sorunları da beraberinde getirmeye başlamıştır. Sanal suç oranları artmış, niteliksiz bilgilerden bir dağ olmuş, insanlar asosyalleşmeye başlamış ve internet kullanımı giderek patolojik hale dönmeye başlamıştır.
İnternet bağımlılığı olarak tabir edilen bu patolojik durum genel olarak interneti aşırı kullanma isteğinin olması, internete bağlı olmadan geçirilen zamanın önemsizleşmesi, yoksun kalındığında aşırı derecede sinirlilik halinin ve saldırganlığın olması ve dolayısıyla da kişinin aile, iş ve sosyal hayatının giderek daha fazla bozulması olarak tanımlanabilir.
Artık bazen cep telefonu, bilgisayar ve internet olmadan hayatımızı sürdüremeyecekmişiz gibi geliyor olabilir. Ama eskiden cep telefonu yoktu, internet yoktu. Yaşayamıyor muyduk?
Bence çok da güzel yaşıyorduk, arkadaşlarımızı sosyal paylaşım sitelerinden dürtmüyor, yanlarına gidip görüyorduk. Her şey daha doğaldı ve daha güzeldi.
Birçok insan artık bilgisayarların başında yaşıyor. Sadece asgari ihtiyaçlarını karşılamak üzere bilgisayardan ayrı kalıyorlar. Bunun ruhsal birçok olumsuz etkisi olabileceği gibi, fizyolojik etkileri de var. Bilgisayar kullanırken herhangi bir efor sarf etmek gerekmediğinden insanlar daha kolay obez olmaktadır. Bir de artık asansörü, otobüsleri, araçları kullandığımızdan çok az hareket ediyoruz, geri kalan zamanımızda da bilgisayarların başından kalkmadığımızdan sürekli oturan hareket etmeyen sağlıksız, tembel insanlar olmaya başladık.
İnternet Bağımlılığının belirtilerine bir göz atalım:
Bilgisayar başında geçirilen zamanın giderek artması
Ailenin ve arkadaşların ihmal edilmesi
Yanlış olduğunu bildiği halde kendini durduramamak
Bilgisayar ve internet olmadığı zamanlarda boşluk hissi, depresyon, huzursuzluk veya sinirlilik
Yalnızca bilgisayar başında kendini iyi hissetme
Kontrol kaybı
İnternete bağlı değilken bile interneti düşünme
İnternet kullanımını gerçek hayat ve problemlerinden kaçış gibi görme
Bunlar içerisinde en belirleyici olanı olağan işlevselliğin bozulmasıdır. Yani kişinin iş yerinde performansının azalması, okul başarısında düşme, ailesine karşı yapması gereken sorumlulukların yerine getirilememesi bağımlılığın en önemli belirtileridir.
Yukarıda saydığım durumların biri ya da birkaçını yaşıyor ya da eşinizde veya çocuğunuzda gözlemliyor musunuz?
Yanınızda cep telefonu olmadan kendinizi çıplakmış gibi hissediyor musunuz?
İnternet bağlantınız koptuğunda hayattan kopmuş gibi mi oluyor?
Bütün bunlara cevabınız evet ise bir tür bağımlılık yaşıyor olabilirsiniz. İnternet, bilgisayar, teknoloji adını ne koyarsanız koyun, bu kesinlikle tedavi edilmesi gereken bir durumdur.
İnternet bağımlısı olan kişilere nasıl yaklaşmalıyız bir de buna değinelim.
“Öncelikle en iyi tedavi korumadır” ilkesinden yola çıkarak, çocukların bilgisayar ve internet başında geçirdiklerini zamanı bağımlılığa dönüşmeden engelleyebilmek için nelere dikkat edilmeli, ona bakalım.
Çocukların bilgisayar başında geçirdikleri zamanlar ve bilgisayarı hangi amaç ile kullandıkları kontrol altında tutulmalıdır. Sürekli gelişen teknolojiye ayak uyduramayan anne ve babalar bilgisayarı iyi kullanabilen çocukları tarafından kolayca kandırılabilmektedirler. Bunun önüne geçebilmek amacıyla aileler olabildiğince kendilerini geliştirmeye çalışmalılar ve aile koruma filtrelerini bilgisayarlarına kurdurmalıdırlar. Ders çalışmayı bahane ederek uzun süre odalarından çıkmayan ve bilgisayar başında sıkça vakit geçiren çocuklar risk grubundadırlar. Bilgisayar bağımlısı olan çocuklarda can sıkıntısı, tepkilerinde artış ve ders başarılarında azalma görülebilir. Bu belirtiler görüldüğünde çocuk ile anlayabileceği bir dil ile konuşulmalı, bu durumun ona verdiği zararlar anlatılmalıdır.
İş işten geçti ve çocuklar asosyal, odasından çıkmayan bilgisayar bağımlısı oldu, bu çocuklara yaklaşım nasıl olmalı ona değinelim.
Bir uzmanda yardım alabilmek çok önemli. Artık bilgisayar kullanımı bir bağımlılık haline dönüşmüş ve bireyin kendi iradesiyle bırakması zora girmiştir. Öncelikle çocuğa bu davranışlarının sonuçları anlatılmalı ve kesin bir dille yardım alması gerektiği söylenmelidir. Çocuğu yardım alma konusunda ikna etmekte zorlanırsanız; en azından sadece bir görüşme yapılacağını, ondan sonrasındaki danışma sürecine kendisinin karar vereceği söyleyin. Gerisi danışmanın işi, eğer iyi bir uzmandan yardım aldıysanız, o çocuğunuzu ikna edecektir.
Eğer yardım alması gereken bir yetişkin ise onunla bu bilgisayar bağımlılığının sonuçları hakkında konuşun ve yardım almaya onu ikna edin.
Şiddet içerikli bilgisayar oyunları konusunda dikkatli olun, çocukları bu tür oyunlarda uzak tutun. Şiddet içeren bilgisayar oyunları acımasızlığı öğretir. Özellikle 12 yaşından küçük çocuklarda soyut düşünme gelişmediği için sanal ile gerçek birbirine karışabileceğinden, telafisi zor olan sıkıntılar oluşabilir.
Bilgisayar oyunlarının eğitimlerini destekleyici nitelikte olmasına dikkat edin, diğer bilgisayar oyunlarını ödül olarak kullanın (şiddet içerikli olmamak şartıyla).
Çocuklarda bilgisayar kullanımına ilişkin amacı ve süreyi belirleyin. Sadece belli zamanlarda ve belli amaçlar için kullanmalarını sağlayın.
Çocuklarınız ile daha çok zaman geçirin, birlikte oynayın, onlar ile ilgilenin.
Evet, belki şimdi komik gelmiş olabilir bu, ama sanırım gidişat bu yönde. Her şeyimiz sanal ortamda, arkadaşlıklarımız, aşklarımız, insanlığa dair olan her şey…
Bilgisayar ve iletişim teknolojilerinde yaşanan hızlı gelişmelere paralel olarak internet alışveriş yapma, bankacılık, eğlence, eğitim ve iletişim kurma gibi bütün ihtiyaçlarını karşılama biçimi olarak günlük hayatımızdaki yeri giderek artmaktadır. Fakat internetin hayatımıza bu kadar girmesi, olumlu yanlarıyla birlikte bir takım sorunları da beraberinde getirmeye başlamıştır. Sanal suç oranları artmış, niteliksiz bilgilerden bir dağ olmuş, insanlar asosyalleşmeye başlamış ve internet kullanımı giderek patolojik hale dönmeye başlamıştır.
İnternet bağımlılığı olarak tabir edilen bu patolojik durum genel olarak interneti aşırı kullanma isteğinin olması, internete bağlı olmadan geçirilen zamanın önemsizleşmesi, yoksun kalındığında aşırı derecede sinirlilik halinin ve saldırganlığın olması ve dolayısıyla da kişinin aile, iş ve sosyal hayatının giderek daha fazla bozulması olarak tanımlanabilir.
Artık bazen cep telefonu, bilgisayar ve internet olmadan hayatımızı sürdüremeyecekmişiz gibi geliyor olabilir. Ama eskiden cep telefonu yoktu, internet yoktu. Yaşayamıyor muyduk?
Bence çok da güzel yaşıyorduk, arkadaşlarımızı sosyal paylaşım sitelerinden dürtmüyor, yanlarına gidip görüyorduk. Her şey daha doğaldı ve daha güzeldi.
Birçok insan artık bilgisayarların başında yaşıyor. Sadece asgari ihtiyaçlarını karşılamak üzere bilgisayardan ayrı kalıyorlar. Bunun ruhsal birçok olumsuz etkisi olabileceği gibi, fizyolojik etkileri de var. Bilgisayar kullanırken herhangi bir efor sarf etmek gerekmediğinden insanlar daha kolay obez olmaktadır. Bir de artık asansörü, otobüsleri, araçları kullandığımızdan çok az hareket ediyoruz, geri kalan zamanımızda da bilgisayarların başından kalkmadığımızdan sürekli oturan hareket etmeyen sağlıksız, tembel insanlar olmaya başladık.
İnternet Bağımlılığının belirtilerine bir göz atalım:
Bilgisayar başında geçirilen zamanın giderek artması
Ailenin ve arkadaşların ihmal edilmesi
Yanlış olduğunu bildiği halde kendini durduramamak
Bilgisayar ve internet olmadığı zamanlarda boşluk hissi, depresyon, huzursuzluk veya sinirlilik
Yalnızca bilgisayar başında kendini iyi hissetme
Kontrol kaybı
İnternete bağlı değilken bile interneti düşünme
İnternet kullanımını gerçek hayat ve problemlerinden kaçış gibi görme
Bunlar içerisinde en belirleyici olanı olağan işlevselliğin bozulmasıdır. Yani kişinin iş yerinde performansının azalması, okul başarısında düşme, ailesine karşı yapması gereken sorumlulukların yerine getirilememesi bağımlılığın en önemli belirtileridir.
Yukarıda saydığım durumların biri ya da birkaçını yaşıyor ya da eşinizde veya çocuğunuzda gözlemliyor musunuz?
Yanınızda cep telefonu olmadan kendinizi çıplakmış gibi hissediyor musunuz?
İnternet bağlantınız koptuğunda hayattan kopmuş gibi mi oluyor?
Bütün bunlara cevabınız evet ise bir tür bağımlılık yaşıyor olabilirsiniz. İnternet, bilgisayar, teknoloji adını ne koyarsanız koyun, bu kesinlikle tedavi edilmesi gereken bir durumdur.
İnternet bağımlısı olan kişilere nasıl yaklaşmalıyız bir de buna değinelim.
“Öncelikle en iyi tedavi korumadır” ilkesinden yola çıkarak, çocukların bilgisayar ve internet başında geçirdiklerini zamanı bağımlılığa dönüşmeden engelleyebilmek için nelere dikkat edilmeli, ona bakalım.
Çocukların bilgisayar başında geçirdikleri zamanlar ve bilgisayarı hangi amaç ile kullandıkları kontrol altında tutulmalıdır. Sürekli gelişen teknolojiye ayak uyduramayan anne ve babalar bilgisayarı iyi kullanabilen çocukları tarafından kolayca kandırılabilmektedirler. Bunun önüne geçebilmek amacıyla aileler olabildiğince kendilerini geliştirmeye çalışmalılar ve aile koruma filtrelerini bilgisayarlarına kurdurmalıdırlar. Ders çalışmayı bahane ederek uzun süre odalarından çıkmayan ve bilgisayar başında sıkça vakit geçiren çocuklar risk grubundadırlar. Bilgisayar bağımlısı olan çocuklarda can sıkıntısı, tepkilerinde artış ve ders başarılarında azalma görülebilir. Bu belirtiler görüldüğünde çocuk ile anlayabileceği bir dil ile konuşulmalı, bu durumun ona verdiği zararlar anlatılmalıdır.
İş işten geçti ve çocuklar asosyal, odasından çıkmayan bilgisayar bağımlısı oldu, bu çocuklara yaklaşım nasıl olmalı ona değinelim.
Bir uzmanda yardım alabilmek çok önemli. Artık bilgisayar kullanımı bir bağımlılık haline dönüşmüş ve bireyin kendi iradesiyle bırakması zora girmiştir. Öncelikle çocuğa bu davranışlarının sonuçları anlatılmalı ve kesin bir dille yardım alması gerektiği söylenmelidir. Çocuğu yardım alma konusunda ikna etmekte zorlanırsanız; en azından sadece bir görüşme yapılacağını, ondan sonrasındaki danışma sürecine kendisinin karar vereceği söyleyin. Gerisi danışmanın işi, eğer iyi bir uzmandan yardım aldıysanız, o çocuğunuzu ikna edecektir.
Eğer yardım alması gereken bir yetişkin ise onunla bu bilgisayar bağımlılığının sonuçları hakkında konuşun ve yardım almaya onu ikna edin.
Şiddet içerikli bilgisayar oyunları konusunda dikkatli olun, çocukları bu tür oyunlarda uzak tutun. Şiddet içeren bilgisayar oyunları acımasızlığı öğretir. Özellikle 12 yaşından küçük çocuklarda soyut düşünme gelişmediği için sanal ile gerçek birbirine karışabileceğinden, telafisi zor olan sıkıntılar oluşabilir.
Bilgisayar oyunlarının eğitimlerini destekleyici nitelikte olmasına dikkat edin, diğer bilgisayar oyunlarını ödül olarak kullanın (şiddet içerikli olmamak şartıyla).
Çocuklarda bilgisayar kullanımına ilişkin amacı ve süreyi belirleyin. Sadece belli zamanlarda ve belli amaçlar için kullanmalarını sağlayın.
Çocuklarınız ile daha çok zaman geçirin, birlikte oynayın, onlar ile ilgilenin.
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "İlişkilerde Sanallaşma: Yıl 2023 Bir Kız İsteme Senaryosu" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Kamil DEMİR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Kamil DEMİR'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin 
Yazan Uzman
|
| Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
