Bir Davranış Türü Olan Şiddeti Önlemek İçin Yetkililere Öneriler (Şiddet Nasıl Önlenir)
PSİKOLOJİK BİR SÜREÇ OLAN ŞİDDETİ ÖNLEMEK İÇİN YETKİLİLERE ÖNERİLER
Evdeki şiddeti önlemenin yolu bu şiddeti mayalayan, şiddetdavranışının tohumunu eken sokaktaki şiddeti önlemekten geçer. Bunun için de kadına yahut erkeğe, sokaktaki ya da evdeki - ailedeki ayrımı yapmadan her türlü şiddete en ağır cezalar getirilmelidir.
Bu cezalar mümkünse ağır para cezaları şeklinde olmalıdır. Böylecekişiler uyanan ve şiddete yönelten öfkelerini şiddete başvurmadan dışarıya kanalize edebilmeyi, bunu da daha çok sözel tepkiler yoluyla yapabilmeyi öğrenmelilerdir. Bu, öfkeyi sağlıklı olarak dışarıya kanalize edebilme ve şiddeti baştan önleme yolu ancak bu şekilde öğretilebilir. Her öğrenme illa ki okulda ve masa başında olmaz.
Hemen belirteyim ki insanlar yaratılışları gereği kolay olanı zor olana tercih ederler. Kolay bir yol kapalı olursa ancak o zaman insanlar zor ama daha sağlıklı olan diğer yolu kullanırlar. Dolayısı ile öfkesi uyanmış her kişi için bir bakıma kolay olan şiddet yolu evvela kapatılmalıdır. Bu yol açıkken "diğer yolu kullanın, o zaman daha medeni olursunuz" demeye çalışan masa başı bazlı eğitimler fazla bir sonuç getirmeyecektir.
Şiddetle psikopat davranış örüntüleri arasında doğrusal bir ilişkivardır. Çoğu psikopatlık öğrenilmiş bir davranış biçimidir (hastalık olan psikopati ayrıdır ve bu zaten çok nadirdir). Genellikle de bu psikopat eğilimlerin altında kendini koruma içgüdüsü yatar. Kişiler şiddet görme olasılıklarının devlet kanalıyla önlenemediğini iyi bildikleri için daha caydırıcı olan bu suni kalıp içine girmekte, böyle bir maske kullanmakta, böylece kendilerini koruma, bunun içinde caydırıcılık eğilimi içinde olmaya çalışmaktadırlar. Başlangıçta suni olarak kullanılan bu maske tavırlar hem işe yaradığı için hem de alışkanlığa dönüştüğünden nispeten kalıcı bir özellik halini almaktadır.
Bunun için, kişilerin kendisini korumalarına gerek olmadığıhissettirilmeli, bunu etkili cezalarla bizzat devlet yapmalıdır. Dolayısı ile sahip çıkılmak için sokakta vs. dayak yemek ve yara almak gerekmemeli (oysa ülkemizde kişilere dayak yiyince bile sahip çıkılmıyor, dayak atan mağrur bir savaş kumandanı gibi en fazla götürüldüğü karakoldan elini kolunu sallayarak geri dönüyor. Bu tablo ondaki ilgili şahıstaki şiddet eğilimlerini daha da körükleyici bir işlev görüyor), bu yöndeki bir ima bile ciddi yaptırımlara
uğratılmalıdır. Ormanın yanması için kıvılcımın ateşe dönüşmesi beklenmemeli, kıvılcıma ateşe yaklaşır gibi yaklaşılmalıdır.
Darp ile darp eğilimli hareket aynı görülmelidir. (Aynı şekilde trafikte sadece kural ihlalleri değil, riskli davranışlar da en ağır şekilde cezaya tabii tutulmalıdır. Şiddeti mayalayan diğer bir ortam da trafikteki sürücü davranışlarıdır. Her laubali davranış ruhu başıbozuk hale getirir. Ruhu başıbozuk olan şiddete yatkın olur, öfke kontrolü gelişmez)
Her türlü darpa ve darp olmayan ancak şiddet eğilimi içeren her harekete (hakaret, saldırmaya çalışma, vurmaya yeltenme, küfür vb.) ağır maddi cezalar getirilmelidir. Cinayete hafifletici sebep yahut iyi hal indirimi kalkmalı, mümkünse idam (doğrusu budur), bu olmazsa ağırlaştırılmış müebbet verilmelidir. Çoğu insan şiddet eğilimli bir ortam oluştuğunda (sokakta, tartışırken vs.) sırf korkmamak adına şiddete yönelme ya da hayır diyememe durumunda kalmaktadır. İnsanlarda bir başkasından, özellikle de hemcinslerinden korkmak ya da çevrede böyle algılanmak gururu aşırı derecede rencide eden bir duygusal pozisyondur. Ancak ceza ağır olursa kişiler başkasından korktuğu için değil de cezalardan korktukları için şiddetten uzak durabileceklerdir. Çünkü bunu gururları rencide olmadan mantığa bürümeleri daha kolay olacaktır. (Senden korkmadım, devletten, devletin keseceği cezadan korktum diyebilmek, çevreden de böyle algılandığını bilmek vb.)
Psikolojik danışmanlık ve psikolojik destek merkezleri açılmalı, buralara başvurular özendirilmeli, hatta belli şartlarda (ve belli aralıklarda) zorunlu tutulmalıdır.
Ailelere duygu bazlı değil, Batıda olduğu gibi kural odaklı çocukyetiştirmenin püf noktaları öğretilmelidir. Bunun için sağlıklı ödül ve ceza sistemleri konusunda her aile belli bir eğitime tabi tutulmalıdır. Yahut bu bilgi ve becerinin sözü edilen danışmanlık ve destek merkezler kanalıyla kazandırılması sağlanmalıdır.
Okullarda bazı öğrencilerin esrar vb. madde kullananları devletebildirmesi sağlanmalı, polis ve devlet bu konuda son derece acımasız olmalı, taviz tanımaz ve son derece kararlı bir tutum takınmalıdır. (Tipik bir millet alışkanlığı olarak bir çok işi düşük motivasyonlu yapıyoruz, sonra da çabucak "bu yöntem sonuç vermiyor" sonucuna varıyoruz. Ardından da bu yolu sonuna dek açık bırakmaya başlıyoruz.)
Psikolog
izzet Güllü
Evdeki şiddeti önlemenin yolu bu şiddeti mayalayan, şiddetdavranışının tohumunu eken sokaktaki şiddeti önlemekten geçer. Bunun için de kadına yahut erkeğe, sokaktaki ya da evdeki - ailedeki ayrımı yapmadan her türlü şiddete en ağır cezalar getirilmelidir.
Bu cezalar mümkünse ağır para cezaları şeklinde olmalıdır. Böylecekişiler uyanan ve şiddete yönelten öfkelerini şiddete başvurmadan dışarıya kanalize edebilmeyi, bunu da daha çok sözel tepkiler yoluyla yapabilmeyi öğrenmelilerdir. Bu, öfkeyi sağlıklı olarak dışarıya kanalize edebilme ve şiddeti baştan önleme yolu ancak bu şekilde öğretilebilir. Her öğrenme illa ki okulda ve masa başında olmaz.
Hemen belirteyim ki insanlar yaratılışları gereği kolay olanı zor olana tercih ederler. Kolay bir yol kapalı olursa ancak o zaman insanlar zor ama daha sağlıklı olan diğer yolu kullanırlar. Dolayısı ile öfkesi uyanmış her kişi için bir bakıma kolay olan şiddet yolu evvela kapatılmalıdır. Bu yol açıkken "diğer yolu kullanın, o zaman daha medeni olursunuz" demeye çalışan masa başı bazlı eğitimler fazla bir sonuç getirmeyecektir.
Şiddetle psikopat davranış örüntüleri arasında doğrusal bir ilişkivardır. Çoğu psikopatlık öğrenilmiş bir davranış biçimidir (hastalık olan psikopati ayrıdır ve bu zaten çok nadirdir). Genellikle de bu psikopat eğilimlerin altında kendini koruma içgüdüsü yatar. Kişiler şiddet görme olasılıklarının devlet kanalıyla önlenemediğini iyi bildikleri için daha caydırıcı olan bu suni kalıp içine girmekte, böyle bir maske kullanmakta, böylece kendilerini koruma, bunun içinde caydırıcılık eğilimi içinde olmaya çalışmaktadırlar. Başlangıçta suni olarak kullanılan bu maske tavırlar hem işe yaradığı için hem de alışkanlığa dönüştüğünden nispeten kalıcı bir özellik halini almaktadır.
Bunun için, kişilerin kendisini korumalarına gerek olmadığıhissettirilmeli, bunu etkili cezalarla bizzat devlet yapmalıdır. Dolayısı ile sahip çıkılmak için sokakta vs. dayak yemek ve yara almak gerekmemeli (oysa ülkemizde kişilere dayak yiyince bile sahip çıkılmıyor, dayak atan mağrur bir savaş kumandanı gibi en fazla götürüldüğü karakoldan elini kolunu sallayarak geri dönüyor. Bu tablo ondaki ilgili şahıstaki şiddet eğilimlerini daha da körükleyici bir işlev görüyor), bu yöndeki bir ima bile ciddi yaptırımlara
uğratılmalıdır. Ormanın yanması için kıvılcımın ateşe dönüşmesi beklenmemeli, kıvılcıma ateşe yaklaşır gibi yaklaşılmalıdır.
Darp ile darp eğilimli hareket aynı görülmelidir. (Aynı şekilde trafikte sadece kural ihlalleri değil, riskli davranışlar da en ağır şekilde cezaya tabii tutulmalıdır. Şiddeti mayalayan diğer bir ortam da trafikteki sürücü davranışlarıdır. Her laubali davranış ruhu başıbozuk hale getirir. Ruhu başıbozuk olan şiddete yatkın olur, öfke kontrolü gelişmez)
Her türlü darpa ve darp olmayan ancak şiddet eğilimi içeren her harekete (hakaret, saldırmaya çalışma, vurmaya yeltenme, küfür vb.) ağır maddi cezalar getirilmelidir. Cinayete hafifletici sebep yahut iyi hal indirimi kalkmalı, mümkünse idam (doğrusu budur), bu olmazsa ağırlaştırılmış müebbet verilmelidir. Çoğu insan şiddet eğilimli bir ortam oluştuğunda (sokakta, tartışırken vs.) sırf korkmamak adına şiddete yönelme ya da hayır diyememe durumunda kalmaktadır. İnsanlarda bir başkasından, özellikle de hemcinslerinden korkmak ya da çevrede böyle algılanmak gururu aşırı derecede rencide eden bir duygusal pozisyondur. Ancak ceza ağır olursa kişiler başkasından korktuğu için değil de cezalardan korktukları için şiddetten uzak durabileceklerdir. Çünkü bunu gururları rencide olmadan mantığa bürümeleri daha kolay olacaktır. (Senden korkmadım, devletten, devletin keseceği cezadan korktum diyebilmek, çevreden de böyle algılandığını bilmek vb.)
Psikolojik danışmanlık ve psikolojik destek merkezleri açılmalı, buralara başvurular özendirilmeli, hatta belli şartlarda (ve belli aralıklarda) zorunlu tutulmalıdır.
Ailelere duygu bazlı değil, Batıda olduğu gibi kural odaklı çocukyetiştirmenin püf noktaları öğretilmelidir. Bunun için sağlıklı ödül ve ceza sistemleri konusunda her aile belli bir eğitime tabi tutulmalıdır. Yahut bu bilgi ve becerinin sözü edilen danışmanlık ve destek merkezler kanalıyla kazandırılması sağlanmalıdır.
Okullarda bazı öğrencilerin esrar vb. madde kullananları devletebildirmesi sağlanmalı, polis ve devlet bu konuda son derece acımasız olmalı, taviz tanımaz ve son derece kararlı bir tutum takınmalıdır. (Tipik bir millet alışkanlığı olarak bir çok işi düşük motivasyonlu yapıyoruz, sonra da çabucak "bu yöntem sonuç vermiyor" sonucuna varıyoruz. Ardından da bu yolu sonuna dek açık bırakmaya başlıyoruz.)
Psikolog
izzet Güllü
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Bir Davranış Türü Olan Şiddeti Önlemek İçin Yetkililere Öneriler (Şiddet Nasıl Önlenir)" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
2 Beğeni
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.