Televizyonun Çocuklar Üzerindeki Etkisi
TV’nin çocukların hayatında yadsınamaz bir etkisi vardır. Çocukların, haftada ortalama 18 saatlerini TV karşısında geçirdikleri bildirilmektedir,(Kanada’da yapılan bir istatistik,2000).
TV’nin bu etkisi birçok faktöre göre değişmektedir: TV karşısında geçirilen süre, yaş, kişilik, TV’nin yalnız mı ebeveynlerle mi birlikte seyredildiği, seyredilen materyalle ilgili ebeveynlerle fikir alışverişinde bulunup bulunmama gibi.
TV’nin muhtemel olumsuz etkilerini en aza indirgemek için bu sihirli kutunun çocuklar üzerindeki etkisini anlamamız gerekmektedir.
ŞİDDET
Birçok araştırma, şiddet mesajları ile dolu içeriğin çocuk ve gençleri olumsuz etkilediğini ortaya koymaktadır.
Şiddet mesajları veren içerikle karşılaşan çocuğun vermesi muhtemel üç tepki çeşidinden söz edebiliriz:
_ Korku davranışında artma: Çocuklar, özellikle kız çocukları, TV’de şiddetin kurbanı olarak gösterilmektedir. Bu durum, onları, dış dünyaya karşı daha korkak(daha çekingen)bir tutum takınmaya yönlendirebilir.
_ Şiddete karşı duyarsızlaşma: Bazı çizgi filmler, en çok şiddet öğesi içeren programlar arasındadır. Şiddet, eğlenceli ve komik bir tarzda sunulmakta ve sonuçları hakkında çok az açıklama yapılmaktadır.
_ Saldırgan tutumun artması
TV’NİN ÇOCUĞUN GELİŞİMİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
TV, çocuğun fiziksel ve zihinsel gelişimi için gerekli olan aktivitelerin yapılmasını engelliyorsa,zararlıdır.Çocuğun boş zamanları oyun oynamaya,okumaya,doğa ile haşır neşir olmaya,bir müzik aleti çalmaya,spor yapmaya vs. ayrılmalıdır.
TV seyretmek, pasif bir iştir ve çocukta obezite problemini körükleyen en önemli etkenlerdendir. Kanada’da yapılan bir araştırmaya göre;7-12 yaş arası her 4 çocuktan birinde obezite görülmektedir.
Genellikle, gerek çocuklar gerekse yetişkinlerin eli bir türlü TV’yi kapatmaya uzanmaz. Araştırmalara göre; TV izleyicileri, TV’yi açtıklarında yatıştırıcı bir etki hissederler; ancak, bu etki, uzun süreli değildir ve TV açıldığında biter. Ayrıca, obeziteyi körükleyen etkisi de son derece önemlidir. Bunu, genellikle, düşük kaliteli(sağlıksız)yiyeceklerin promosyonunu yaparak sağlar. Kanada Pediatri Derneği’ne göre; promosyonu yapılan ürünlerin çoğu,fast food yiyecekler ve şekerleme tipi yiyeceklerdir.Sağlıklı yiyecek mesajları,reklamların sadece % 4’ünü oluşturmaktadır.
Cinsel İçerik
Günümüzde çocuklar, cinsel öğe bulunan bir çok mesajla karşı karşıya kalmaktadırlar,(TV, dergiler, reklâmlar, müzik, sinema ve internet).TV, cinsellikle ilgili tutumun sorumlulukları ve tehlikeleri hakkında çocuk ve gençleri eğiten önemli bir araç olabilir. A.B.D. de,”Kaiser Family Foundation” adlı bir kuruluşun yaptığı araştırmaya göre; prime time da yayınlanan 4 programdan 3’ü cinsel içerikli mesajlar vermektedir. Durum komedilerinin % 84’ü cinsel içeriklidir. Ancak,10 programdan birisinde, cinselliğe bağlı tehlike ve sorumluluklardan söz edilmektedir.
TELEVİZYONUN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
TV, modern dünyanın sınırları belirlenemeyen önemli bir fenomenidir; boş vakitlerimizi, bilgimizi ve kültürümüzü etkiler ve bizi, aktüalite, meteoroloji, spor ve müzik vs. hakkında bilgilendirir.
Sayıları oldukça fazla olan kanallar,”kaliteli” programlar sundukları gibi daha az kaliteli programlar da sunmaktadırlar. TV’nin bu kadar hayatımıza girdiği(hatta egemen olduğu)bir ortamda, ailelerin “kaliteli” programları seçmesi ve mümkünse tüm ailenin beraber TV izlemesi önemlidir.
TV’nin birçok olumlu yönü de vardır:
TV, tüm aile bireylerinin birlikte vakit geçirmesi için bir olanaktır.
Aileler, TV’yi çocuklarını okumaya yönlendirmek için katalizör olarak kullanabilirler; seyrettikleri program ile ilgili materyel, kitaplar aracılığıyla derinleştirilebilir.
Kaliteli programlar, çocuklara bazı önemli değerleri aşılayabilirler ve hayat dersi verebilirler.
Eğitici programlar, küçük çocukların sosyalleşmesine ve öğrenme yeteneklerinin gelişmesine yardımcı olabilir.
TV programları(örn; tartışma programlarında bir konunun detaylı olarak tartışılması, ¤¤¤e karşı anti¤¤¤i savunan konuşmacıların varlığı) ebeveyn, çocuk arasında yaşanabilecek muhtemel çatışmaların çözümüne yardımcı olur.
Haberler ve tarihle ilgili programlar, çocukların başka halkları ve kültürlerini daha iyi tanımasına yol açar.
Belgesel programlar, çocuğun dünyayı ve toplumu daha iyi anlamlandırmasını sağlayacak eleştiri yeteneğinin gelişmesine neden olur.
Kültürel programlar, gençlere müziğin ve diğer tüm sanatların kapılarını açar
KALİTELİ PROGRAMLAR NASIL SEÇİLİR?
Şu soruları sormak yerinde olur:
Programın, çocuğumun fiziksel ve zihinsel gelişimine bir katkısı var mıdır? TV, pasif bir aktivite olmak zorunda değildir. Çocuğun kendi kendine sorgulamasına, merakının kamçılanmasına neden olmalıdır.
Bu programa saygım var mı? Aileler, çocuklara yönelik tüm yayınları sevmek zorunda değildirler. Ancak, bu programların çocukların gelişim aşamalarını anladığını ve bunlara saygı ve özen göstererek hazırlandığından emin olmaları gerekir.
Çocuğum bu programda kendini buluyor mu?
Bu programın yapımcıları çocuğumu nasıl algılıyorlar? Bazı yapımcılar, çocukları satın almaları gereken tüketiciler olarak değerlendirmektedirler. Bazı programlarda ise amaç, çocukları kendi görüşleri doğrultusunda eğiterek ileride “kendi saflarına” katılmalarını sağlamak olabilir.
ÇOCUKLARLA TV’DEN KONUŞMAK
TV, çocuklarımıza çok kuvvetli ve etkili mesajlar göndermekte. Onları, TV’nin olumsuz etkilerinden korumanın en iyi yollarından birisi, TV’de gördüklerini eleştirebilme yeteneği kazandırabilmektir.
Çocuklarınıza TV’nin “gerçeğin yeniden yapılandırılması”ndan başka bir şey olmadığını anlatın:
Onlara, TV’de seyrettiklerinin(belgesel ve haberlerin bile) yönetmenler, aktör ve aktrisler, kameramanlar, prodüktörler vs. tarafından yapılandırılan bir gerçek olduğunu anlatın. Bu kişiler, kendi bakış açılarını, önyargılarını, ticari kaygılarını yansıtabilirler.
TV’de gösterilmeyen her şeyin(insanlar, kültürler, hayat tarzları) de aynı derecede önemli olduğunu anlatın.
TV’nin bu etkisi birçok faktöre göre değişmektedir: TV karşısında geçirilen süre, yaş, kişilik, TV’nin yalnız mı ebeveynlerle mi birlikte seyredildiği, seyredilen materyalle ilgili ebeveynlerle fikir alışverişinde bulunup bulunmama gibi.
TV’nin muhtemel olumsuz etkilerini en aza indirgemek için bu sihirli kutunun çocuklar üzerindeki etkisini anlamamız gerekmektedir.
ŞİDDET
Birçok araştırma, şiddet mesajları ile dolu içeriğin çocuk ve gençleri olumsuz etkilediğini ortaya koymaktadır.
Şiddet mesajları veren içerikle karşılaşan çocuğun vermesi muhtemel üç tepki çeşidinden söz edebiliriz:
_ Korku davranışında artma: Çocuklar, özellikle kız çocukları, TV’de şiddetin kurbanı olarak gösterilmektedir. Bu durum, onları, dış dünyaya karşı daha korkak(daha çekingen)bir tutum takınmaya yönlendirebilir.
_ Şiddete karşı duyarsızlaşma: Bazı çizgi filmler, en çok şiddet öğesi içeren programlar arasındadır. Şiddet, eğlenceli ve komik bir tarzda sunulmakta ve sonuçları hakkında çok az açıklama yapılmaktadır.
_ Saldırgan tutumun artması
TV’NİN ÇOCUĞUN GELİŞİMİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
TV, çocuğun fiziksel ve zihinsel gelişimi için gerekli olan aktivitelerin yapılmasını engelliyorsa,zararlıdır.Çocuğun boş zamanları oyun oynamaya,okumaya,doğa ile haşır neşir olmaya,bir müzik aleti çalmaya,spor yapmaya vs. ayrılmalıdır.
TV seyretmek, pasif bir iştir ve çocukta obezite problemini körükleyen en önemli etkenlerdendir. Kanada’da yapılan bir araştırmaya göre;7-12 yaş arası her 4 çocuktan birinde obezite görülmektedir.
Genellikle, gerek çocuklar gerekse yetişkinlerin eli bir türlü TV’yi kapatmaya uzanmaz. Araştırmalara göre; TV izleyicileri, TV’yi açtıklarında yatıştırıcı bir etki hissederler; ancak, bu etki, uzun süreli değildir ve TV açıldığında biter. Ayrıca, obeziteyi körükleyen etkisi de son derece önemlidir. Bunu, genellikle, düşük kaliteli(sağlıksız)yiyeceklerin promosyonunu yaparak sağlar. Kanada Pediatri Derneği’ne göre; promosyonu yapılan ürünlerin çoğu,fast food yiyecekler ve şekerleme tipi yiyeceklerdir.Sağlıklı yiyecek mesajları,reklamların sadece % 4’ünü oluşturmaktadır.
Cinsel İçerik
Günümüzde çocuklar, cinsel öğe bulunan bir çok mesajla karşı karşıya kalmaktadırlar,(TV, dergiler, reklâmlar, müzik, sinema ve internet).TV, cinsellikle ilgili tutumun sorumlulukları ve tehlikeleri hakkında çocuk ve gençleri eğiten önemli bir araç olabilir. A.B.D. de,”Kaiser Family Foundation” adlı bir kuruluşun yaptığı araştırmaya göre; prime time da yayınlanan 4 programdan 3’ü cinsel içerikli mesajlar vermektedir. Durum komedilerinin % 84’ü cinsel içeriklidir. Ancak,10 programdan birisinde, cinselliğe bağlı tehlike ve sorumluluklardan söz edilmektedir.
TELEVİZYONUN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
TV, modern dünyanın sınırları belirlenemeyen önemli bir fenomenidir; boş vakitlerimizi, bilgimizi ve kültürümüzü etkiler ve bizi, aktüalite, meteoroloji, spor ve müzik vs. hakkında bilgilendirir.
Sayıları oldukça fazla olan kanallar,”kaliteli” programlar sundukları gibi daha az kaliteli programlar da sunmaktadırlar. TV’nin bu kadar hayatımıza girdiği(hatta egemen olduğu)bir ortamda, ailelerin “kaliteli” programları seçmesi ve mümkünse tüm ailenin beraber TV izlemesi önemlidir.
TV’nin birçok olumlu yönü de vardır:
TV, tüm aile bireylerinin birlikte vakit geçirmesi için bir olanaktır.
Aileler, TV’yi çocuklarını okumaya yönlendirmek için katalizör olarak kullanabilirler; seyrettikleri program ile ilgili materyel, kitaplar aracılığıyla derinleştirilebilir.
Kaliteli programlar, çocuklara bazı önemli değerleri aşılayabilirler ve hayat dersi verebilirler.
Eğitici programlar, küçük çocukların sosyalleşmesine ve öğrenme yeteneklerinin gelişmesine yardımcı olabilir.
TV programları(örn; tartışma programlarında bir konunun detaylı olarak tartışılması, ¤¤¤e karşı anti¤¤¤i savunan konuşmacıların varlığı) ebeveyn, çocuk arasında yaşanabilecek muhtemel çatışmaların çözümüne yardımcı olur.
Haberler ve tarihle ilgili programlar, çocukların başka halkları ve kültürlerini daha iyi tanımasına yol açar.
Belgesel programlar, çocuğun dünyayı ve toplumu daha iyi anlamlandırmasını sağlayacak eleştiri yeteneğinin gelişmesine neden olur.
Kültürel programlar, gençlere müziğin ve diğer tüm sanatların kapılarını açar
KALİTELİ PROGRAMLAR NASIL SEÇİLİR?
Şu soruları sormak yerinde olur:
Programın, çocuğumun fiziksel ve zihinsel gelişimine bir katkısı var mıdır? TV, pasif bir aktivite olmak zorunda değildir. Çocuğun kendi kendine sorgulamasına, merakının kamçılanmasına neden olmalıdır.
Bu programa saygım var mı? Aileler, çocuklara yönelik tüm yayınları sevmek zorunda değildirler. Ancak, bu programların çocukların gelişim aşamalarını anladığını ve bunlara saygı ve özen göstererek hazırlandığından emin olmaları gerekir.
Çocuğum bu programda kendini buluyor mu?
Bu programın yapımcıları çocuğumu nasıl algılıyorlar? Bazı yapımcılar, çocukları satın almaları gereken tüketiciler olarak değerlendirmektedirler. Bazı programlarda ise amaç, çocukları kendi görüşleri doğrultusunda eğiterek ileride “kendi saflarına” katılmalarını sağlamak olabilir.
ÇOCUKLARLA TV’DEN KONUŞMAK
TV, çocuklarımıza çok kuvvetli ve etkili mesajlar göndermekte. Onları, TV’nin olumsuz etkilerinden korumanın en iyi yollarından birisi, TV’de gördüklerini eleştirebilme yeteneği kazandırabilmektir.
Çocuklarınıza TV’nin “gerçeğin yeniden yapılandırılması”ndan başka bir şey olmadığını anlatın:
Onlara, TV’de seyrettiklerinin(belgesel ve haberlerin bile) yönetmenler, aktör ve aktrisler, kameramanlar, prodüktörler vs. tarafından yapılandırılan bir gerçek olduğunu anlatın. Bu kişiler, kendi bakış açılarını, önyargılarını, ticari kaygılarını yansıtabilirler.
TV’de gösterilmeyen her şeyin(insanlar, kültürler, hayat tarzları) de aynı derecede önemli olduğunu anlatın.
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Televizyonun Çocuklar Üzerindeki Etkisi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Pdg.Aykut AKOVA'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Pdg.Aykut AKOVA'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |






Yazan Uzman
|
televizyonun çocuklar üzerindeki etkisi, televizyonda şiddet, televizyonda cinsel içerik, televizyonun zararları, televizyonun yararları, televizyonun etkisi
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.