2007'den Bugüne 92,874 Tavsiye, 28,332 Uzman ve 20,037 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Şiddet ve Kadın
MAKALE #7976 © Yazan Uzm.Psk.Nihal ARAPTARLI | Yayın Aralık 2011 | 5,760 Okuyucu
Şiddet denildiğinde her ne kadar çoğunlukla vurmak, dövmek gibi fiziksel saldırganlık davranışı anlaşılsa da aşağılamak, küfür etmek, kişinin kendine saygısını, güvenini azaltan, korku yaratan pek çok davranış da en az fiziksel şiddet kadar bazen daha da fazla şiddet gören bireye zarar veren tutumlardır.

Anlaşmazlık ve çatışma çıktığında neden şiddete baş vururuz?

Amaca ulaşmada en kısa yol olarak gördüğümüz için
Daha uygun bir yol bulamadığımız için
Öfkemizi kontrol edemediğimiz için
Sorunun tek çözüm yolunun şiddet uygulamak olduğunu öğrendiğimiz için
Gücü ve kontrolü elde tutmak için
İlgi görmenin saygınlık kazanmanın ve kendini gerçekleştirmenin tek yolunun bu olduğunu zannettiğimiz için

Kadınlarda daha çok bir aile bireyi ya da eşi tarafından mağdur edilme görülmektedir. Kadınlar, çoğunlukla kendilerini istismar edenlere duygusal ve ekonomik olarak bağlıdırlar.

KADIN ŞİDDETİN HANGİ TARAFINDA?

İnsanoğlu, zihinsel olarak gelişmesine karşın fizyolojik olarak hala ilkel çağlardaki dürtüleriyle varlığını koruma çabasını sürdürmektedir. İlkçağlardaki dürtüsel ve varlığın tehdit altında olduğu durumlarda varlığı korumaya yönelik bir savunma davranış olan şiddet, günümüzde hiçbir fiziksel bir tehdit unsuru olamayacak bireylere karşı gösterilmektedir.

Şiddet eğilimli birey, çevresindekileri kontrol ederek, gerçekte olmayan gücünü "kanıtlama" çabasındadır. Çünkü şiddet, kendini zayıf, yetersiz, güçsüz hisseden kişinin en önemli savunma silahıdır. Bu silahı ancak kendinden daha güçsüz gördüğü kişiler üzerinde kullanarak içindeki zayıflığı kamufle etmeye çalışır. Dolasıyla günümüzde en çok şiddete maruz kalan kişiler, fiziksel olarak daha zayıf görülen kadın ve çocuklardır.
Kadınlar daha çok bir aile bireyi tarafından mağdur edilmekte olup bu kişiye duygusal ve ekonomik olarak bağlıdırlar. Bu bağımlılık onların şiddete karşı durmalarına engel olurken, fiziksel ve duygusal olarak zarar görmenin sonucu oluşan doğal öfke, kızgınlık, nefret duygularını kendilerinden daha güçsüz ve kendilerine bağımlı bireylere aktarırlar. Çünkü şiddetin yönü, doğadaki tüm canlı varlıklarda olduğu gibi insanda da güçlüden güçsüze doğrudur.

Anne babasından şiddet gören çocuk, kardeşlerine ve arkadaşlarına; eşinden şiddet gören kadın da çocuklarına şiddet uygulayacaktır.

Her ne kadar, şiddet denildiğinde vurmak, dövmek gibi fiziksel saldırganlık davranışı anlaşılsa da aşağılamak, küfür etmek, kişinin kendine saygısını, güvenini azaltan, korku yaratan pek çok davranış da en az fiziksel şiddet kadar bazen daha da fazla bireye zarar veren tutumlardır. Bu açıdan baktığımızda şu anda her dört kadından birinin şiddete maruz kaldığı hakkındaki genel bilgimiz daha yüksek oranlara doğru değişirken, bu kadınların çocuklarına yöneltecekleri olumsuz duygu ve davranışları da toplumdaki şiddet mağdurlarının sayısını kat be kat artıracaktır.

Varlığın korunmasına yönelik temel dürtü olan saldırganlığın, uygun olmayan durum ve biçimde ortaya çıkmasında en önemli etken öğrenmedir. Şiddete eğilimli bireylerin aile öyküsünde aile içi şiddetin yoğun olduğu görülmektedir. Babasının annesine şiddet uyguladığını görerek büyüyen erkek çocuk eşine aynı tutumu doğal olarak sergilerken, kız çocuk da eşi tarafından uygulanan şiddete karşı sessiz kalmayı doğal olarak kabul edecektir.

Şiddet mağduru olarak görülen kadın, gücünün yetmediği babasına ve eşine karşı gösteremediği temel savunma dürtüsünü kendinden daha güçsüz kardeş ya da çocuklarına yönlendirerek şiddetin diğer nesillere aktarımında etkin rol alır. Çocuklarına fiziksel şiddet uygulayan kadınların hiç de az olmayan oranı yanında çocuklarına fiske bile vurmadığını söyleyen ancak olumsuz duygusal yüklenmelerle çocuklarında değersizlik duygusu yaratan birçok anne vardır. En temel gereksinimi olan ilgi ve sevgiyi yeterince görmeden, kendini değersiz ve önemsiz hissederek büyüyen bir çocuk, içindeki değersizlik duygusunu kendinden güçsüz gördüklerini ezme, aşağılama çabasıyla bastırmaya çalışacaktır.

Dolayısıyla şiddet, sadece muhatabı olan kadını değil onun yetiştireceği nesilleri de etkileyen çok daha geniş açıdan bakılıp, detaylarıyla ele alınması gereken toplumsal bir sorundur.

ZALİMLİK ZAYIFLARIN İŞİDİR

Şiddet eğilimli bireyin amacı, çevresindekileri kontrol ederek, gerçekte olmayan gücünü "kanıtlama" arzusudur. Çünkü şiddet, kendini zayıf, yetersiz, güçsüz hisseden kişinin en önemli savunma silahıdır. Bu silahı ancak kendinden daha güçsüz gördüğü kişiler üzerinde kullanarak içindeki zayıflığı kamufle etmeye çalışır.

Şiddet eğilimli bir kişilik nasıl oluşur?

Her insan doğduğunda tertemiz bir öze, berrak akışkan her kalıba girebilecek su gibi bir özelliğe sahiptir. İnsanın doğuş anında sahip olduğu bu cevher (öz), onun özbenliğini oluşturur. Akışkanlığı ve “her şey olmaya” yatkın özelliği ile özbenlik, bilinçaltının inşa edilme sürecinde, içinde bulunduğu kabın biçimine uymaya ve insanda kimlik duygusunu oluşturacak benlik (ego) yapısı da gelişmeye başlar. Sağlıklı bir kişilik gelişimi ancak sağlıklı bir ego gelişimi ve olgunlaşmasına bağlıdır.

Her çocuk, genetik olarak sahip olduğu mizaç potansiyellerini içinde doğduğu ailenin, toplumun normlarına göre biçimlendirerek kendi özbenliğini kuşatacak olan egosunu inşa eder.

İnsan doğası gereği doğuştan gelen bir yetersizliğe sahiptir ama aynı zamanda doğuştan gelen bir gelişme potansiyeli de vardır. Doğal gelişimin engellenmesiyle bireyde yetersizlik pekişmeye ve değersizlik inancı ortaya çıkıp, güçlenmeye başlar ki bu tehlikelidir. Çünkü “zayıfların yok olacağı” bilgisi genetik bir bilgidir. Milyarlarca yıllık evrimin, tüm canlıların genlerine yerleştirdiği bir bilgidir. Bilinçaltı bir şekilde zayıf, güçsüz olduğu bilgisine sahip oldukça kendini korumak için önlemler alacaktır.
Çünkü eğer değersizsen diğerleri seni sevmez, seni aralarına almaz, seni ezerler.
Ezilme olasılığı demek yaşamsal tehlike var demektir. Bu durumda bilinçaltı temel görevi olan hayatta kalma fonksiyonunu harekete geçirir.
Hayatta kalacaksın. Nasıl?
Hayatta kalmak için doğada güçsüz varlıklar ne yapıyorsa aynısını yapacaksın. Ya gizleneceksin ya da değersizliğini gizleyeceksin.

Gizlemek için öğrenilen, yaşanan ve gözlemlenen araçlar kullanılır. Yani toplumda zayıflık, güçsüzlük, yetersizlik belirtisi olarak nitelenen davranışlardan uzak durup aksine güçlülük belirtisi olarak nitelenen davranışlar benimsenir. Güçlü görünmek için toplum tarafından benimsenen kriterlerin peşinden koşulur.

Çocuk 3 yaşından itibaren anne ve babayla etkileşim içinde karşı cins ve kendi cinsine ilişkin rol davranışlarını öğrenmeye başlar. Çocukluk çağındaki öğrenmeler, özellikle de model alma deneyimleri ve kurduğu ilk özdeşimler cinsel kimliğin gelişmesini etkiler ve ona biçim verir.

Eksik etek diye tanımlanıp, kadının zayıf ve güçsüz gösterildiği, erkeğinse güç sembolu olarak sunulduğu bir toplumda, kız çocuklar kendilerini ezilmeye layık görmeye, erkek çocuklar da her türlü gücü, gücünün yettiğine kullanabilme hakkına sahip olduğuna inanarak büyürler.

Duyguları göstermenin zayıflık olarak nitelendiği toplumumuzda “erkek adam ağlamaz“ diyerek bir yandan erkek çocuk, doğal insani ihtiyacından mahrum bırakılırken diğer yandan da cinsel kimliğiyle ilgili kuşkular geliştirmesi sağlanır. Sokakta arkadaşlarından dayak yediğinde “pısırık ve karı mısın sen“ diye azarlanırken, kafa, göz yardığında “ aslan oğlum“ diye takdir gördükçe, toplumdaki “sözüm ona güçlü erkeğe“ özgü tutumları aşırı biçimde sergileyerek içindeki zayıf, güçsüz erkeği gizlemeye çalışır. Annesini, kendini ve kardeşlerini döven güçlü babasını model almaya başlar.

Bireyin kendi erkekliğini yoğun biçimde ortaya koyma çabası altta yatan kendine güvensizlik (zayıflık, güçsüzlük, yetersizlik) ile ilgilidir. Kendi erkek kimliğine ilişkin şüphesi olan kişiler; kendini aşırı erkeksi olarak sergiler, fiziksel güç ve cesarete önem verir, saldırgan, maceracı, pervasız, kaba ve serttir.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Şiddet ve Kadın" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Nihal ARAPTARLI'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Nihal ARAPTARLI'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Nihal ARAPTARLI Fotoğraf
Uzm.Psk.Nihal ARAPTARLI
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi127 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Nihal ARAPTARLI'nın Makaleleri
► Kadın ve Şiddet Psk.Derya SOY
► Şiddet Nedir? Aile İçi Şiddet Psk.Dilara KAZANCI
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 20,037 uzman makalesi arasında 'Şiddet ve Kadın' başlığıyla benzeşen toplam 23 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Öfke Yönetimi Mart 2012
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


10:26
Top