2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocuk ve Uyumsuzluk: Çocuğum Uyumsuz Demeden Önce
MAKALE #8086 © Yazan Aysel ŞENTÜRK | Yayın Ocak 2012 | 14,210 Okuyucu
ÇOCUĞUM UYUMSUZ DEMEDEN ÖNCE

Çocukluk ve ergenlikte ortaya çıkan uyum sorunları sıklıkla karşılaşılan bir durum olarak günümüzde ailelerin önüne çıkmaktadır. Erken çocukluktan itibaren gelişim basamakların her aşamasında birçok farklı şekilde karşımıza çıkabilecek uyum sorunlarının 'gerçekten' bir sorun olup olmadığını anlamak için yapılması gereken bazı şeyler vardır.

Öncelikle uyum sorunu olarak nitelendirdiğimiz davranışın temelinde gerçekten ne olduğunu bilmek çok önemlidir. Örneğin, 'Benim çocuğum çok uyumsuz, öyle ki ne kadar ısrar edersem edeyim kendi ayakkabısını bağlamıyor.' diyen bir anneye sorulması gereken ilk soru ısrar edişinin niteliğidir. Çünkü çocuğumuz huysuzluk ederek annesini bıktırmanın ve ayakkabısını zahmetsizce bağlatmanın bir yolunu bulmuşta olabilir. Diğer bir taraftan ise; çocuğumuzun duvara resim çizmesini anne olumsuz algılarken baba ise bunu yaratıcı buluyor olabilir.

Kısaca söylemek istediğimiz, öncelikle 'sorunlu davranışın' ne olduğu ve ne şekilde oluştuğu konusunda kesin ve ortak bir görüşe varılmasının gerektiği ve ona göre davranılmasıdır. Aksi halde ortada oluşacak karışık ve zıt düşünceler içerisinde en çok zararı bu düşüncelerin ortasında kalan çocuk alacaktır.

Uyum; bireyin sahip olduğu özelliklerin kendi benliği ile içinde bulunduğu çevre arasında dengeli bir ilişki kurabilme ve sürdürebilmesidir. Uyumsuz çocuk; kendi benliği ve çevresiyle dengeli ve etkili ilişki kurma, geliştirme ve sürdürebilme de güçlük çeken ve bu yüzden gelişimleri sekteye uğrayan, çevresindekilerin olağan çabalarıyla düzelmeyen davranış kalıpları olan çocuklardır. Çocuğumuza uyum ile ilgili bir sorunu var demeden önce onun davranış sistemleri iyice incelenmeli ve uyum sorununun altında yatan etken ortaya çıkartılmalıdır. Bu nedenleri 5 ana başlık altında toplayacak olursak:

1. Kalıtım: Uyumsuzluğun ortaya çıkmasında kalıtımın bir etkisi olduğu gerçektir. Ancak uygun eğitim ortamı hazırlanarak ya bertaraf edilebilir ya da derecesi azaltılabilir.
2. Bedensel nedenler: Körlük, şaşılık, ağır işitme, kamburluk, çolaklık, topallık, şişmanlık, sürekli ve kronik hastalıklar, ani kazalar ve şoklar. Bu tip bedensel özürlülerin kendiliğinden uyumsuzluk nedeni olmayıp çocuğun çevresindekilerin bu özre karşı takındıkları olumsuz tutum ve davranışlar göstermesine sebep olur.

3. Temel ihtiyaçların doyurulmaması: Temel ihtiyaçlar 3' e ayrılmaktadır:
a) Biyolojik ihtiyaçlar; beslenme, barınma, giyinme, nefes alma, boşaltım, dinlenme... vs. ihtiyaçların asgari düzeyde doyurulması gerekir.
b) Psikolojik temel ihtiyaçlar; sevmek-sevilmek, öğrenme ihtiyacı, korku- endişe ve güvensizlikten korunma ihtiyacı, başarılı olma ihtiyacı, kendisine saygı duyulma ihtiyacı gibi temel psikolojik ihtiyaçların doyurulmaması durumunda uyumsuzluk ortaya çıkar.
c) Sosyal temel ihtiyaçlar; arkadaşlık kurma, bir gruba ait olma, statü, prestij sahibi olma, bağımsızlık ihtiyacı başlıca sosyal temel ihtiyaçlardır ve gelişim sürecinde bunlardan yoksunluk uyum bozuklukları başta olmak üzere birçok psikolojik soruna yol açmaktadır.

4. Çevre ve sosyo-ekonomik etmenler:

a) Aile çevresi: Çocuğun ihmal edilmesi, ihtiyaçlarının karşılanmaması, aşırı sevgi ve hoşgörü, sevgisizlik ve hoşgörüsüzlük, anne babanın çocuk önünde tartışmaları veya farklı iki uçta yer almaları, kavgaları evi terk etmeleri, kovma, dövme, ve sövmeleri uyumsuzluğa neden olabilmektedir.
b) Çocuğun yakın çevresi: Çocuğun her gün birlikte olduğu, oynadığı arkadaşlarının, büyüklerinin sevgi ve davranışlarından etkilenir. Ayrıca TV seyretmek, tiyatro, sinema çocuğu etkiler. İyiyi, güzeli görürse olumlu etkilenir; ancak hoşgörüsüzlük, güvensizlik ortamında bulunursa uyumsuzluk olabilir.
c) Okul: Çocuğun psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarının okulda karşılanmaması birçok uyum bozukluğunun ortaya çıkmasına sebep olabilir.

5. Yanlış eğitim: Çocuk, kendinde ve çevresinde olup bitenleri, toplumun isteklerini uygun bir eğitim ile öğrenebilir, çocuğu uygun bir eğitim ile önceden kendi ilgi ve yetenekleri, sonra çevre ve toplumun değer yargıları tanıtılmalıdır. Nerede, nasıl davranacağı, problemlerini nasıl çözeceği öğretilmelidir. Çocuğun bütün arzularını yerine getirmek veya sınırlandırmak onda çeşitli uyumsuzlukların geliştirilmesine sebep olmaktadır.

Problemli çocukların tanısı kadar tedavisi de uzun ve titiz bir çalışmayı gerektirir. Bu çalışmada sabırlı ve etkin yaklaşımlar ile anne-babaya görev düştüğü gibi ilgili uzman yardımı alınması da gerekmektedir. Uyumsuz bir davramşın olduğu çok açıksa ve bu davranış ile ilgili çocuk kadar çevresi de olumsuz etkileniyor ise bir uzman kontrolünde müdahale etme zamam gelmiş demektir.

Uyumsuz Davranışı Değiştirmede Kullanılan Yöntemler:

Uyumsuz davramşın değiştirilmesi ile ilgili çocuk ile çalışmaya başlanmadan önce bu davranışın ne olduğu ve ne şekilde değiştirilmek istendiği açık bir şekilde belirlenmelidir. Unutulmamalıdır ki davranış değiştirme işlemi zor ve zahmetli bir yol olduğu gibi çocuğumuzun bu değişime direnme olasılığı da çok yüksek olacaktır. Bu süreç içerisinde ailenin çocuk üzerinde kontrolü iyi kurması ve sabırlı olması gerekmektedir.
Bilinen bir gerçektir ki birçok uyumsuz davranış ilgi görmek ya da tepki belirtisi olarak ortaya çıkmakta ve uyumsuz davranışlara neden olmaktadır. Uyumsuz davramş uyumlu bir hale getirilirken övgü pekiştirenleri her zaman çocuğun kendisine değil, yaptığı davranışa yönelik olmalıdır, (örn. 'Sakin oturduğun için iyi bir çocuksun' cümlesi yerine 'sakin oturman çok iyi bir davranış' övgü cümlesi kullanılmalıdır.)

Çocuğunuzun geçmişte yaptığı uyumsuz davranış örneklerini ona sürekli hatırlatmanız ve geçmişi önüne sermeniz çocuğunuzla geçirdiğiniz bu süreci iyi bir şekilde etkilemez. Kızgınlık, sitem ya da kırıcı cümleler yerine, pozitif ve onarıcı bir tutum sergilenmelidir. Çocuğunuz her zaman ve her şekilde size ihtiyaç duymaktadır. O yüzden, ona her zaman yanında olduğunuz mesajını vermeniz gerekmektedir. Bu mesajı ancak olumlu davramş ve tutumlar sergileyerek ona iletebilirsiniz.

Problem davranışın boyutu büyük ve şiddetli ise bir uzman gözetiminde yapılabilecek yöntemler de bulunmaktadır. En sık kullanılan yöntemler görmezden gelme, mola verme, doyum ve çevresel düzenlemeler ile kontrol altına alma yöntemleridir:

Görmezden Gelme:

Çocuk dikkat çekmek için istenmeyen davranışa başvuruyorsa, çevredeki kişilerin bu davramşa ilgi göstermemesi halinde, çocuk o davranışı yavaş yavaş yapmamayı öğrenir. Bu yöntem sadece davranışın dikkat çekmek için yapıldığı durumlarda kullanılırsa basan sonuç verecektir.

Mola (Ara) Verme:

Ara verme tekniği çocuğun o andaki çevresinden soyutlanarak, tek başına başka bir odada davranışlarının pekiştirilmesine son verme ile ilgilidir. Çocuğu soyutlamak için götürdüğümüz oda her türlü uyarıcıdan ( oyuncak, tv... vs.) arındırılmış olmalı ve odaya aldığımız çocuğa bunun neden yapıldığı açık bir dille anlatılmalıdır. Uyumsuz davranışı yapmayı bırakmasından soma bir sükûnet zamanı belirlenir ve çocuğa o süreden sonra odadan ayrılabileceği söylenmelidir. (Bu aralıklO saniye ile 10 dakika arasında olabilir.)

Doyum:


Bu tekniğin etkili bir şekilde uygulanabilmesi için aşağıda verilen 3 koşulun karşılanmasına dikkat edilmelidir;

• Çocuğun pekiştirene ulaşımım zorlaştıran her türlü engel ortadan kaldırılmalıdır.
• Söz konusu pekiştiren sık aralarla uzun bir müddet, örneğin günler, haftalar boyunca sunulmalıdır.

• Çocuk reddetmeye başlayana kadar pekiştirici sunmaya devam etmelidir.
Çevresel Düzenleme:
Yapılan davranış analizi sonucunda bir ön uyaranın davranışı başlattığı görülürse davranışı başlatan uyaran ortadan kaldırılır. Örneğin ders çalışmaya başlandığında, etraftaki dağımk oyuncaklar çocuğun dikkatini dağıtıyorsa ve çocuk ders yapmayı reddediyorsa, önlem olarak ders çalışmaya başlamadan önce oda toparlanabilir.
Tüm bu yöntemler seçilmiş davranış için uygulanmalı ve çocuğun isteğimiz doğrultusunda davrandığı görüldükçe çocuğa sözel ve sözel olmayan çeşitli yollarla başarısı için duyduğumuz mutluluk ifade edilmelidir. Seçili davranış üzerinde çalışırken 'Bunun yanında böylede yapman hoş değil... vs.' şeklinde davranmaktan kesinlikle kaçınılmalıdır. Çocuğumuz zaten belirli bir parçasını değiştirmek için çabalarken bu tarz tutumlar sadece onun direncini arttıracaktır.

Uyumsuz davranışları uyumlu davranışlara dönüştürme ya da tamamen sönmelerini sağlamak bir süreçtir ve çocuğumuzun bu süreçte ailesine çok ihtiyacı olacaktır. Çocuğumuz ile dengeli ve sağlıklı bir iletişim kurmayı sağlamak onu 'uyumsuz' olmaktan korumanın veya kurtarmanın en başarılı yoludur.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Çocuk ve Uyumsuzluk: Çocuğum Uyumsuz Demeden Önce" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Aysel ŞENTÜRK'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Aysel ŞENTÜRK'ün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Aysel ŞENTÜRK Fotoğraf
Aysel ŞENTÜRK
Bursa
Çocuk Gelişimi Ve Eğitimcisi
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi4 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Aysel ŞENTÜRK'ün Yazıları
► Evlenmeden Önce Dikkat Psk.Şahin UÇAR
► Önce Ebeveyn Olmak Psk.Ülkü AYTİŞ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Çocuk ve Uyumsuzluk: Çocuğum Uyumsuz Demeden Önce' başlığıyla benzeşen toplam 27 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


02:35
Top