2007'den Bugüne 92,227 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,962 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Erikson’un Psikososyal Teorisi ve Kişilik Gelişimi
MAKALE #8103 © Yazan Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ | Yayın Ocak 2012 | 13,499 Okuyucu
Farklı kültürlerde yaptığı çalışmalar sonucu, Freud’un Psikoseksüel Teorisi’ne psikososyal bir boyut ekleme gerekliliğini savunan Erikson, Freud’un temel kavramlarını (Psikolojik yapılar, bilinç, bilinçaltı, bilinçdışı, dürtüler, psikoseksüel basamaklar... gibi) ve metodolojisini kabul etmekle beraber, ondan farklı olarak, kişilik gelişimini, yaşam boyu süren sekiz psikososyal basamak üzerinde temellendirmiştir (Demiröz, 2002; Morris, 2002).

Gelişimi sosyal açıdan ele alan ve kişilik gelişimi üzerinde toplumun yoğun etkileri olduğunu ileri süren Erikson’a göre, bu basamaklar evrensel olmakla beraber temelleri biyolojik olarak atılmış hiyerarşik bir sırayla ortaya çıkmakta ayrıca kültürel özelliklerden ve değişmelerden de etkilenmektedir (Şendil, 1995; Demiröz, 2002). Erikson, olgunlaşma ile artan toplumsal beklentilerin, bireyleri çözmesi gereken sekiz bunalımla karşı karşıya bıraktığını ve her bir bunalımın hem olumlu hem de olumsuz sonuçlarıyla birlikte bir boyut oluşturduğunu kabul etmektedir. Tatminkar düzeyde ele alınmayan bunalımların, bireyi diğer basamaklarda da rahatsız edeceğini, bunalımlardan herhangi birini çözmek için hiçbir zaman geç olmadığını savunan Erikson, her bir basamağın bir öncekinin üzerine inşa edildiğini ve daha sonraki basamakların şeklini etkilediğini iddia eder (Demiröz, 2002; Morris, 2002; Şendil, 1995).


Kimlik gelişiminin, bebeğin annesini ilk tanıması ve onun tarafından tanındığını hissetmesiyle başladığını bu sebeple bir basamaktan diğerine değiştiğini ve önceki şekillerden etkilendiğini ileri süren Erikson’a göre, yaşamın ana teması kimlik arayışıdır. Yaşam boyu süren kimlik oluşumu, özellikle ergenlik döneminde kimlik arayışı şeklinde belirginleşmektedir. Çünkü bu dönemde bireyin önceki kimliği, yapması gereken seçimler ve alması gereken kararlar için yetersiz kalmakta ve gençler çeşitli kimlik örüntüleri ile denemeler yaparak, yeni ve sağlıklı bir kimlik duygusu geliştirebilmektedirler (Demiröz, 2002).


Erikson’un Psikososyal Basamakları


1.Basamak: Temel Güvenmemeye Karşı Temel Güven


0-1 yaşları arasında yaşanan bu basamakta kazanılan ilk olumlu duygu, temel güven duygusudur. Temeli anne ya da onun yerine geçen kişi ile bebek arasındaki etkileşim sırasında atılan bu duygunun gelişiminde bebeğin duyu organlarıyla aldığı uyaranlar, ayrıca bebeğe karşı takınılan tutumlar da büyük oranda önem taşımaktadır (Arkonaç, 1993; Cüceloğlu, 1993; Demiröz, 2002; Morris, 2002; Şendil, 1995; Özkalp ve ark. ,2000). Yeterince beslenen, sevgi ve ilgi gösterilen, sıkıntıları giderilen ve kendini güvenli ve rahat hisseden bebekler annesine bağlanacak, sonuç olarak anne ile bebek arasında oluşan olumlu ilişki, bebekteki temel güven duygusunun çekirdeğini oluşturacaktır. Sağlıklı bir temel güven duygusu geliştiren bebek, hem kendine hem de dış dünyaya güvenir. Sağlıksız anne bebek ilişkilerinde ise, güvensizlik duygularının ilk tohumları atılmakta ve yeterince güven duygusu kazanamayan bebek hem kendine hem de çevresine güvenmemektedir (Demiröz, 2002; Morris, 2002; Şendil, 1995).


2.Basamak: Utanma ve Şüpheye Karşı Özerklik


2-3 yaşları arasında yaşanan bu basamakta çocuk yürümeye ve konuşmaya başladığı için annesine olan bağımlılığı da azalmakta, fiziksel olgunlaşmaya birlikte tuvalet kontrolünü de gerçekleştirmektedir (Cüceloğlu, 1993; Demiröz, 2002; Morris, 2002; Şendil, 1995; Özkalp ve ark., 2000). Özerk davranmaya ve bağımsız eylemlerden zevk almaya başlayan çocuğa kendi eylemlerini kontrol etme olanağı vermek, onda özerklik duygusunun gelişmeye başlamasını sağlamakta, aşırı koruyucu ya da baskıcı tutumlar ise, çocuğun özerk olma çabasını engellemektedir (Arkonaç, 1993; Demiröz, 2002; Morris, 2002; Şendil, 1995). Bu basamakta yaşanan olumsuzluklar, çocuğun göremediği ve kontrol etmeye çalıştığı bilinmeyen “arka” ile ilgili şüpheler ve buna bağlı olarak ortaya çıkan utanma duygularıdır. Özellikle de tuvalet eğitimini çok erken yaşta ve katı bir eğitimle alan çocuklarda bu duygular ortaya çıkmakta, çünkü aşırı kontrolcü, otoriter ve mükemmelliyetçi ebeveynler, çocuğun kendi kapasitesine yönelik kuşkulara düşmesine ve utanç duymasına yol açmaktadır (Demiröz, 2002).


3.Basamak:Suçluluğa Karşı Girişimcilik


4-5 yaşları arasında yaşanan bu basamakta çocuk, ebeveynleri gibi olmak ister. Artık bağımsız hareket ederek isteklerini dile getirebilen çocuk, gelişen yetileriyle birlikte çevresinde olup bitenlere karşı merak duymakta ve bu sebeple sürekli sorular sorarak, girişimlerde bulunmaktadır. Aynı zamanda cinsiyet farklarını keşfeden çocuk, bu konuyla da ilgili olarak da sorular yöneltmekte, azarlanma, suçlama ayıplama gibi davranışlara maruz kalan çocukta suçluluk duyguları gelişmektedir (Cüceloğlu, 1993; Demiröz, 2002; Morris, 2002; Özkalp ve ark., 2000; Şendil, 1995).


4.Basamak: Aşağılık Duygusuna Karşı Çalışkanlık


6 yaş ile ergenlik arasında yaşanan bu basamakta, ilkokula başlayan çocuk için oyun oynamak eski çekiciliğini kaybetmiş, yerini bir şeyler üretme ve yaptığı işlerde başarılı olma isteğine bırakmıştır. Takdir edilmeye büyük önem veren bu basamak çocukları, fiziksel ve zihinsel kapasiteleri açısından da yeni şeyler öğrenmeye ve üretmeye hazırdırlar. Yaptığı işlerde başarılı oldukça da kendine güvenleri artmakta, çalışmak ve başarılı olmak için motivasyonu güçlenmektedir. “Ben başarılıyım” inancıyla kişilik gelişimi olumlu olarak etkilenerek bir sonraki gelişim basamağına güvenle girmekte, aksi halde ise çocuğun kişilik yapısında aşağılık duygusu gelişmektedir (Arkonaç, 1993; Cüceloğlu, 1993; Demiröz, 2002; Morris, 2002; Özkalp ve ark., 2000; Şendil, 1995).


5. Basamak: Kimlik Dağılmasına Karşı Kimlik ve Reddetme


Kimlik oluşumunun çocukluk boyunca ard arda gelen ego sentezleriyle kurulduğunu ileri süren Erikson’a göre kimlik bunalımı bu basamakta doruk noktasına ulaşır. Bedende meydana gelen hızlı değişmeler ile beraber, genç mesleki ve eğitimsel kararlar vermek zorunda bırakılmaktadır. Ergenlik döneminde, kimlik arayışı başlamasına karşın, dönemin sonunda mutlaka kimlik duygusunun kazanılmış olması gerekmediğini savunan Erikson’a göre, bazı durumlarda kimliğin kazanılması sonraki gelişim basamaklarına ertelenebilmektedir (Arkonaç, 1993; Aydın, 1997; Cüceloğlu, 1993; Demiröz, 2002; Morris, 2002; Şendil, 1995; Özkalp ve ark., 2000).


6.Basamak: Yalnızlığa Karşı Yakınlaşma ve Dayanışma

Genç yetişkinlik dönemini kapsayan bu basamağa, bir önceki basamaktan kimliğini bularak çıkan gençlerin, genç yetişkinlik basamağını başarıyla geçirebilmek için gerekli yapı taşlarına sahip olduklarını vurgulayan Erikson’a göre bu basamakta, başkalarıyla yakın ilişkiler kurabilme yeteneğinin kazanılmış olması gerekir. Eğer kazanamamışsa diğer insanlardan uzak kalmayı, görev ve zorunluluk gerektirecek işlerden kaçınmayı yeğleyen birey, yalnızlık duygusunun benliğine yerleşmesine neden olmaktadır (Cüceloğlu, 1993; Demiröz, 2002; Morris, 2002; Özkalp ve ark., 2000; Şendil, 1995).


7. Basamak: Durağanlığa Karşı Üretkenlik


Yaşamın orta yaşlarına denk gelen bu basamakta Erikson “üreticilik” kavramı ile özellikle yeni kuşakların gelişimiyle ilgilenme ve onlara rehberlik etmeyi kastetmektedir. Yani üretkenlik, yaratıcı veya üretici çabalarla çocuk yetiştirerek, bir sonraki nesli yetiştirme ve yönlendirmeye ilgi anlamına gelmektedir. Bununla beraber sadece çocuk yetiştirmek, bireyde üretkenlik duygusunu geliştiremeyebilir. Geleceğe güven, insan türüne inanç ve başkalarına saygı bu basamaktaki gelişmenin ön şartları olarak gözükmektedir. Bu sebeple, çocuk sahibi olmak yerine, başkalarının çocukları için daha iyi bir dünya yaratmaya yönelik çalışan kişilerde aynı duyguyu kazanabilir (Cüceloğlu, 1993; Demiröz, 2002; Morris, 2002; Şendil, 1995; Özkalp ve ark., 2000).


8. Basamak: Umutsuzluğa Karşı Benlik Bütünlüğü


Bu basamakta, birey, yaşamında yaptığı şeylerle yaşar. İdeal olarak bütünlüğünü kazanmış olacağından dolayı bütünlük, yaşamın sınırlamalarının kabulünü, daha önceki nesilleri de kapsayan büyük bir tarihin bir parçası olma duygusunu, çağların bütünlüğüne inanma duygusunu ve daha önceki bütün basamakların nihai entegrasyonunu içermektedir. Kimliğine en uygun yaşam biçimini bulabilen bireyler bu bütünlük duygusuna sahip olurlar. Böylece yaşlandıklarında, geçmişlerini tümüyle gözden geçirerek, geride bıraktıkları yaşantıdan, o güne gelene kadar ürettiklerinden hoşnut olurlar. Aksi durumdaysa, yani birey geçmişini değerlendirdiğinde, zamanının boşa geçtiğine inanacak olursa, değişiklik yapmak için artık çok geç olduğunu düşünerek, umutsuzluk duygularına kapılır. Yani umutsuzluk, yaşamı boyunca yaptığı ve yapmadığı şeylere yerinme, ölüme yaklaşma korkusu ve kendinden nefret etmedir (Cüceloğlu, 1993; Demiröz, 2002; Morris, 2002; Şendil, 1995; Özkalp ve ark., 2000).


Görüldüğü üzere, Erikson’a göre birey asla sabit bir kişiliğe sahip olmayıp her zaman kişiliğini yeniden geliştirme durumundadır. Her basamak kendi gelişimsel temasının ötesinde hem bir önceki hem de bir sonraki basamakla ilişki içindedir. Bunun da ötesinde her basamağın tüm gelişim süreci içinde oynadığı belirli bir rolü vardır. Bir basamağa ait bunalımın nasıl çözüldüğü onu takip eden basamağı etkilemektedir.


KAYNAKÇA


Arkonaç,Sibel (1993). Psikoloji Zihin Süreçleri Bilimi. İstanbul: Alfa Basım Yayın Dağıtım.


Demiröz, , Tuğba (2002). Çağdaş Gelişim Teorileri. Erikson’un Psikososyal Teorisi. Marmara Üniversitesi Okul Öncesi Eğitimi Yüksek Lisans Programı.


Morris, Charles G. (2002). Psikolojiyi Anlamak. (Çev. Belgin Ayvaşık, Melike Sayıl). Ankara: Türk Psikologlar Derneği Yayınları No: 23.


Özkalp, Enver & Arıcı, Hüsnü & Aydın, Orhan & Bayraktar, Rüveyde & Uzunöz, Ali & Erkal, Buket (2000). Davranış Bilimlerine Giriş. (Edi. Enver Özkalp). 3. Baskı. Anadolu Üniversitesi Yayınları No: 1027


Şendil,Gül (1995). Büyüme Gelişme Olgunlaşma. İstanbul: Çantay Kitabevi.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Erikson’un Psikososyal Teorisi ve Kişilik Gelişimi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ'ün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     3 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Tuğba DEMİRÖZ Fotoğraf
Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ
İstanbul
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi244 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ'ün Yazıları
► Bireyin Psikososyal Gelişimi Psk.Dnş.Murat ÇAKIR
► Kişilik Gelişimi ve Bozuklukları Psk.Nihal ARAPTARLI
► Ergenlerde Kişilik Gelişimi Psk.Feyzullah ALPMAN
► Çocuklarda Kişilik Gelişimi Psk.Büke TUNCEL
► Kişilik ve Kişilik Gelişimi Psk.Şükriye KARAHAN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,962 uzman makalesi arasında 'Erikson’un Psikososyal Teorisi ve Kişilik Gelişimi' başlığıyla benzeşen toplam 16 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Manüplasyon Ocak 2017
► Empati Kasım 2016
◊ Kıyamet Senaryoları Temmuz 2013
◊ Ticari Zeka Haziran 2013
◊ Hey Tuğba Naber? Nisan 2013
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


08:32
Top